yapıt
v e
malzeme
Yazan : Nevzat EROL D. G. S. A. Tarih öncesi karanlıkları içinde insan; bir taşı diğerinin üzerine koyduğu an. karşısına geçmiş ve ilk mimarlık eserim yaratmış olmanın öğüncünü duymuştur.
Bu öğünç içinde dehasının yaratıcılı-ğına, kudretine inanmış ve çağlar boyu b u hasletlerini geliştirerek, bâzıları zaman içinde eriyip giden, bazıları da bu güne dek hâlâ taze duran anıtlaşmış yapıtları bize kadar getirmiştir.
En basitinden en komlex olanına ka-dar, fonksiyon u n s u r u yanında, yaratıcı gücün güzel yapma endişesi ile, estetik heyecan ile, yanyana durumu, bir doğa olarak var olmuştur.
Bütün bu yapıtlarda gelişim basamak-larına bağlı çeşit'i malzemeden faydalanıl-mış ve malzeme, tabiatına uygun olarak kullanılmak istenmiştir.
Ancak b u istem, teknolojinin gelişmesi oranında yerine gelebilmiş, ve h a t t â ya-pıt; malzemenin devre ait teknolojik im-kânlarına bağlı olarak şekillenmiş karak-ter göskarak-termiştir.
Bugün onlarca katlı yapıtları, geniş aç-klıklı kolonsuz inşa edilebilen çok çe-şit'i formlarda me'-ânları rahatça gerçek-leştirebiliyorsak, bu; demirin, çeliğiin, çi-mentonun teknik bi'incinde varmış bulun-duğumu ; aşama sonucudur.
Şurası muhakkaktır ki; b u bilinç ge-liştikçe, yani mevcut malzemeye ait nite-likler yeni araşt-rma ve buluşlarla iyileş-tirildikçe, ortaya çıkan hep yeni bâzı mal-zemeler yapı sektöründe kullanılır hâle g:ldikçe, mimarlık yapıtları da b u geliş-meye uygun olarak, yeni ve değişik
gö-rüntülerde ortaya çıkmaya devam edecek-lerdir.
Mimarlık yapıtlarını etkileyen b u önem-li özelönem-lik, malzeme seçiminde hatâlı ha-reket edilmemesi ile. Malzeme seçimide; zaman, mekân, ve mahal olarak özetlene-bilecek üç ana faktör i e sıkı sıkıya ba-ğıntılıdırlar.
Şöyleki: Zaman olarak, faydalanıldığı devrin teknolojik o ' a n a k ' a n n a uygun, mekân bakımtndan çevre şart'arına bağlı, mahal yönünden de yapıtta kullanıldığı bö-lüme ait detay fonksiyonlarını sağlamış bulunmalıdır.
Burada çevre şatları ile ilgili bir hu susu daha açık bir şekilde ifade etmeden, değişken görünen b u faktör üzerinde bir açıklama yapmadan geçmemek doğru olur.
Şöyleki: Bir mimarî yapıtın uslüp özel-liğinde, çevre şartlarından oloan iklim, his ve yetenekleri i'e insan* bö'gesel ekono-mik ve doğa malzeme i m k â n ' a n her za-man etkili olmakta devam edeceklerse de:
dünyaca müşterek faydaya sunulmuş tek-nik imkânlar sonucu, malzemede bera-berlik ve yaşama şartlarındaki birleşik amaca yöneliş; d u r u m u ters yönde etkile-meğe devam edecek, daha açık olarak, yapıttaki bu uslüp farklarını ortadan kal-d r m a vo'unkal-da ağırlık koyacaktır.
Buna karşılık devrin t ° k r o ' o j i k ge-lişmesinin malzemeye bahşettiği imkânlar göz önünde tutularak, detay bölümlere gö-re iyi değerlendirilmiş malzeme seçimi hiç-bir zaman önemini kaybetmeden yapıtın en etken u n s u r u olmakta devam edecektir.
Malzeme ile bu kadar kesin il'şkisi bu-lunan yapıt, b u malzemeye ait gerekli tek-nolojik bilgiye sahip olunduğu zaman ger-çek yapıt niteliğini taşıyacaktır.
Başlangıçta ilkel bir eleştiri ile kullam. lan taşın ve ağacın, sonraları nitelikleri da-ha iyi tanınarak, yerinde ve faydalı olarak kullanılması nasıl bilgiye bağlı idi ise; Bu-nun gibi demir, bakır, aluminyum, çeşitli madenler, sayılan hergün artan tecrit mal-zemeleri ve boya'ar, plâstik maddeler,
her-türlü sınaî malzemeler hakkında da durum aynidir.
Bütün bu malzemelerin soğuk, sıcak, ışık, su, hava karşısındaki durumları, zaman ve iklim şartlarına dayanıklılıkları, yek diğe-rine karşı etkileri hakkında gerçek bir yar-gıya sahip olunması zorunludur.
Önceleri sınırlı birkaç tür malzeme yü-zünden hemen her yap.cınm kolayca sa-hip bulunacağına inanabileceğimiz bu bilgi; bu günün çok değişik ve çok çeşitli malze-me imkânları içinde artık tek kimseye mal olmak durumundan çıkmıştır.
Zira; sayısız malzemeye ait türlü özel-likleri tanımak, doğru bir seçim yaparak, bunları en iyi şekilde kullanmakta, projeci ve yönetmenin yanında uzman teknisyenle-re ihtiyaç vardır. Ancak bu sayede sermaye ve güc olarak, o n a y a konan değer, daha iyi ve faydalı şekilde kullanılmış olur.
HABERLER
[ | Yeni iki turistik bölge tesbit edildi: Yüksek Plânlama Kurulu'nca hazırla-nan «Turistik gelişme politika esasları» hakkındaki rapor, Bakanlar Kurulu ta-rafından onaylanmıştır. Rapora göre, Ça-nakkale - Balıkesir il sınırının denizden başladığı nokta ile Antalya - İçel il sınırı-nın denizden başladığı nokta arasında ve sa-hil şeridinin üç kilometre derinliği içinde kalan alan, «Turistik gelişme bölgesi» olarak tesbit edilmiştir. Kararnamenin yayımlan-masından itibaren, «20 yılın sonunda bölge-de asgarî 500 bin yatak kapasiteli turistik te-sislere kurulacaktır. Ayrıca, üçüncü beş vıllık plân dönemi sonunda da asgarî 100 bin yatak kapasiteli turistik tesisler mey-dana getirilecektir. Yatırım yapacak olan-ları desteklemek amacıyla, teşvik fonla-rından gerekli miktarlar ayrılacaktır. Ay-rıca, <özel ihracat fonu»ndan da b u amaç-la faydaamaç-lanıamaç-labilecektir. Bölgedeki alt yapı tesis'eri, ilgili kuruluşlar tarafından önce-likle ele alınarak yapılacaktır.