Klasik düþünceye göre insan, görme duyusu olmadan aklýyla göremez.
Ancak Pascal-Leone, Armaðan'da böyle bir göz olduðuna inanýyor.
Araþtýrmacý ayný zihinsel resme farklý duyulardan da varýlabileceði üzerinde tartýþýyor. Aslýnda hepi- mizin bunu zaten yap- týðýný da söylüyor. Çünkü biz bir nesneye bak- týðýmýzda ona yalnýzca görsel imaj yüklemiyoruz.
Onu her türlü duyumuzla beynimize kabul ediyoruz.
Diyelim ki bir fincana bakýyoruz. Onu ayný zamanda zihnimizdeki elimizle de tutuyoruz.
Görmek dokunmaktýr ama dokunmak ta görmektir.
Armaðanýn karþýsýnda oturuyorum ve hangi kuþlarýn resimlerini yap- mayý sevdiðini soruyorum ona. Yaptýðý kuþ resimle- rine bakýyorum, bu kuþlarýn renklerinin par- laklýðý ve egzotikliði beni büyülüyor. Bir keresinde muhabbet kuþu beslediði- ni anlatýyor. "Onlar ellerinize gelir sizin" diyor ve ekliyor: "Onlara kolaylýkla dokuna-
bilirsiniz." Sonra da durak- lýyor ve gülümsüyor:
"Güzelliklerle çepeçevre sarýlmak hoþuna gidiyor."