• Sonuç bulunamadı

Ekoturizmin Kırsal Kalkınmaya Etkisi: Trakya Bölgesi Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekoturizmin Kırsal Kalkınmaya Etkisi: Trakya Bölgesi Örneği"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

446

Ekoturizmin Kırsal Kalkınmaya Etkisi: Trakya Bölgesi Örneği

Çağdaş ĐNAN1 Hakkı ĐNAN2 Ahmet KUBAŞ2

ÖZET:

Uluslararası Ekoturizm Derneği’nin 1991’de yaptığı tanıma göre Ekoturizm, doğal alanlara yapılan, çevreyi koruma ve yerel haklın refahını devamlı kılma sorumluluğu taşıyan tatil/seyahattir. Dünya genelinde ortak payda kabul edilen bu tanım çerçevesinde kilit nokta “yerel haklın refahını devamlı kılma sorumluluğu” taşımasıdır. Bu durumda Ekoturizm yapılacak bölgede yerel halkın fayda görmesi gereklidir. Gerek ekonomik gerekse diğer unsurlarla birlikte ortaya konulması gereken bir refah artışı olmalıdır. Bir başka deyişle Ekoturizm odağında yerel haklın kalkınması esastır.

Örneğin günübirlik yapılan bir doğa yürüyüşü aktivitesi eğer bölge halkına hiçbir katkıda bulunulmadan, sadece ziyaret etme maksatlı yapılıyorsa burada Ekoturizm değil “Doğa Tabanlı Bir Turizm” aktivitesi söz konusudur.

Gerçek anlamda Ekoturizm, tanımdan da anlaşılacağı üzere yerel halkın refahını, yani bir anlamda kalkınmasını da özünde barındırmaktadır. Ekoturizm yapılan bölgede Kırsal halk kalkınıyorsa, bu kalkınma sürdürülebilir bir Kırsal Kalkınma anlamına gelmektedir.

Bu çalışmada Trakya bölgesinin Ekoturizm potansiyeli yüksek kesimlerinde Ekoturizm’in çevre ile ilişkisi ortaya konularak Kırsal Kalkınma stratejileri açısından bir inceleme yapılmıştır.

Bölgenin mevcut durumu swot analiziyle incelenmiş, güçlü ve zayıf yönler ile fırsatlar ve tehditler ortaya konulmuştur. Ekoturizmin Kırsal Kalkınmaya Etkileri bulgular ışığında değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Ekoturizm, Kırsal Kalkınma, Sürdürülebilirlik, Trakya

The Role Of Ecotourism In Rural Development: A Case Study In Thrace Region

ABSTRACT:

International Ecotourism Society describes Ecotourism as a “responsible travel to natural areas that conserves the environment and improves the well-being of local people.” Within the framework of this definition which was accepted worldwide, improving the well-being of local people is the key point. Based on this definition, well-being of local residents has to be improved where the ecotourism activities are made. Well-being can be improved by economical or other means of development. In other words ecotourism has to be focused on local people’s development.

For example a short tracking activity for the day cannot be defined as ecotourism if the local people’s well-being isn’t improved by at all. This type of tourism activity may be defined as a natural tourism activity.

Ecotourism has to be linked by well-being and development of local residents. If the local people take the advantages of rural development, this type of development is sustainable rural development.

In this research ecotourism’s relation with environment were studied from the point of rural development strategies in Thrace region where ecotourism potential is high. SWOT analysis method was used to evaluate the Strengths, Weaknesses, Opportunities, and Threats. The role of ecotourism in rural development were tried to explain in the light of the findings.

Keywords: Ecotourism, Rural Development, Sustainability, Thrace Region

1.Ekoturizm

Ekoturizmin uluslar arası kabul edilmiş standart bir tanımı bulunmamaktadır.

Ekoturizmin tanımı ve temel prensiplerinin ortaya konulması bakımından mevcut belirsizlik ve karışıklıklar, ekoturistlerin davranışlarının tam olarak anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Aslında ekoturistlerin davranışları tamamen keşfedilinceye kadar, ekoturizm kavramının açıklanmasındaki bu güçlüklerin devam edeceği söylenebilir (Diamantis 1998).

1 Namık Kemal Üni. Sosyal Bilimler MYO. Dereağzı-TEKĐRDAĞ

2 Namık Kemal Üni. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Değirmenaltı-TEKĐRDAĞ

(2)

447

Ekoturizm kavramını tanımlamak için doğa seyahatleri, doğa tabanlı turizm ve özel ilgi turizmi gibi birçok terim kullanılmaktadır. Yine ekoturizm ile ilgi kurulabilecek sürdürülebilir turizm, alternatif turizm gibi 35’in üzerinde terim bulunmaktadır.

Ekoturizm tanımlarındaki zorluk, doğa ile hiçbir ilgisi olmayan turizm şekilleri için de bu terimin kullanılması ve onlardan ayrılmamasıdır (Boyd 1996).

1987 yılında Ceballos-Lascuarin tarafından ekoturizmin yapılan ilk tanımı şöyledir: "Geçmişten günümüze kadar uzanan kültürel değerlerin bulunduğu alanlar ile nispeten bozulmamış ve kirletilmemiş doğal alanlara, araştırma, değerini anlama ve onun manzarasından, yaban bitkileri ve hayvanlarından zevk alma gibi spesifik amaçlarla yapılan seyahattir (Burton 1998).

Ekoturizm, kaynakların tüketilmeden kullanılmasını gerektiren bir turizm aktivitesi çeşidi olarak da tanımlanmaktadır. Bu yaklaşımla ekoturizm, yerel topluluğu kapsaması, çevresel eğitimi teşvik etmesi ve gelir yaratması bakımından doğal alanları korumaktadır (Pratiwi 2000).

Üzerinde anlaşılmış ortak bir tanım bulunmamakla birlikte, Uluslararası Ekoturizm Derneğinin 1991’de yaptığı tanım dünya genelinde bir ortak payda olarak kabul edilmektedir. Bu tanıma göre Ekoturizm, doğal alanlara yapılan, çevreyi koruma ve yerel haklın refahını devamlı kılma sorumluluğu taşıyan tatil/seyahattir (Wood 2002a).

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (UDKB) ise ekoturizmi 1996 yılında şöyle tanımlamıştır: "Yerel halkın aktif sosyo-ekonomik katılımı sonucunda, onlara fayda sağlayan, düşük seviyede olumsuz ziyaretçi etkisine sahip olan, kültürel zenginlikleri korumayı geliştiren, doğanın değerini anlamak ve zevk almak için nispeten bozulmamış doğal alanlara yapılan çevre açısından duyarlı seyahat ve ziyarettir” (Wood 2002b).

2.Kalkınma

Kalkınma kavramı, genellikle büyüme kavramı ile karşılaştırılarak tanımlandırılmaktadır. Ancak kalkınma, sadece ulusal gelir miktarındaki artış ve ekonomideki büyüme gibi sayısal değişimleri içermemektedir. Kalkınma, ulusal gelir ve üretim miktarının zaman içindeki kantitatif değişimlerinin yanı sıra; sosyal ve kültürel yapının gelişmesini, kurumların ve bireylerin davranış ve yaşam biçimlerindeki iyileşmesini kapsayan çok yönlü bir süreçtir.

Kalkınmanın, ekonomik büyümeden temel farkı sosyal yönünün de olmasıdır. F.

Perroux'un yaptığı kalkınma tanımı bu yargının desteklenmesine dayanak sağlamaktadır.

F. Perroux "kalkınma; bir toplumun reel üretiminin devamlı ve kümülatif bir biçimde artmasını sağlayan sosyal ve zihinsel değişimlerin bileşkesidir." diye tanımlamaktadır (Özdemir 1985).

Refah düzeyinin sadece maddi refah olmadığı, GSMH ile ölçülen refahın yeterli olmadığı, bunun yanı sıra insan hakları, siyasal haklar vs. gibi kavramlarımla refah kavramına eklenmesi gerektiği kalkınmaya yönelik çalışmalar sonucu ortaya konmuştur.

Kalkınma kavramının nicel büyüme olgusunun yanı sıra modernleşme kuramının öngördüğü değerler sistemindeki gelişmeleri de içerdiği görülmektedir. Genel olarak modernleşme, yenileşme durumuna yönelik bir değişim sürecidir (Webster 1995).

Kalkınma çok boyutlu bir kavramdır. Sadece ekonomik değil, toplumun tüm unsurlarıyla ilerlemesiyle, refah artışı boyutunu da içerir. Bir örnek verilmek gerekirse bir fidanın ağaç olması büyüme, meyve vermesi ise kalkınma olarak tanımlanabilir.

3.Ekoturizmin Kırsal Kalkınmaya Etkisi

Ekoturizm tanımlarının ortak noktasına bakıldığında yerel halkın fayda/refah sağlaması koşulu görülmektedir. Ekoturizm yapılan bölgede yaşayan yerel halk eğer bu ekoturizm faaliyetinden doğrudan veya dolaylı hiçbir gelir elde etmiyorsa ya da kendisine kalkınma anlamında bir yarar getirmiyorsa bu yapılan turizm türü Ekoturizm olarak nitelendirilmemelidir.

(3)

448

Klasik turizm anlayışı genellikle deniz, kum, güneş turizmi olarak bilinmektedir ve bunun dışında kalan turizm türleri, özellikle doğada yapılıyorlarsa ekoturizm ile karıştırılmaktadır. Doğada nispeten bozulmamış alanlara yapılan her tür seyahat ekoturizm aktivitesi olarak değerlendirilmemelidir.

Örneğin günübirlik yapılan bir doğa yürüyüşü aktivitesi eğer bölge halkına hiçbir katkıda bulunulmadan, sadece ziyaret etme maksatlı yapılıyorsa burada ekoturizmden değil “Doğa tabanlı turizm-Alternatif turizm” aktivitesinden söz edilmektedir.

Gerçek anlamda ekoturizm, tanımlardan da görüldüğü gibi yerel halkın refahını, yani bir anlamda kalkınmasını da özünde barındırmaktadır. Ekoturizm yapılan bölgede kırsal halk kalkınıyorsa, bu kalkınma sürdürülebilir bir kırsal kalkınma anlamına gelmektedir.

Sürdürülebilir kalkınma tanım olarak; bugünkü nesillerin ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın karşılayabilen kalkınma anlamına gelmektedir. Sürdürülebilir kalkınma, kalkınmanın çevreye zarar vermeden sağlanması gerektiğine dikkat çeken bir kavramdır. Çevreye tahribat yaparak veya gelecek nesillerin faydalanma hakkını elinden alacak bir yaklaşımın sürdürülebilir olmayacağı açıktır.

Sürdürülebilirlikte gelecek nesillere karşı sorumluluk esastır. Şu anda yararlandığımız çevre geçmişten bize miras kaldığı oranda sınırlıdır ve gerçek bir korumacılık anlayışı ile geleceğe aktarılabilecektir. Bu noktada koruma-kullanma dengesinin önemi daha da artmaktadır. Bir nesnenin aynı anda hem kullanılıp hem de korunması %100 oranında mümkün değildir. Eksiksiz bir koruma için nesnenin hiç kullanılmaması gereklidir ki bu da sürdürülebilirliğin tanımına ters bir durum oluşturacaktır. Bu durumda bugünkü nesillerin ihtiyaçları için de olsa kullanım söz konusu olmayacaktır. O halde kullanırken korumak en doğru olandır. Bu açıdan koruma ve kullanma arasında ne kadar iyi bir denge kurulur ise sürdürülebilirlik o oranda daha etkin olarak gözlemlenebilecektir.

Sürdürülebilir kalkınma kavramın temelleri 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun hazırladığı Ortak Geleceğimiz Raporu’nda atılmıştır. Bu sayede, doğal kaynaklar verimli kullanılarak, atıklar azaltılarak, kaynakların tekrar kullanımı sağlanarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarına cevap verilecek ve çevrenin sürekli şekilde korunması sağlanmış olacaktır.

Kalkınmanın sağlanacağı bölgeye göre kalkınma farklılaşabilmektedir. Ekoturizm daha sıklıkla doğanın nispeten bozulmamış bakir alanlarında yapılmaktadır. Bu kesimlerde nüfus yoğunluğu oldukça azdır ve çoğunlukla kırsal alanlardır. Bu bölgelerde yapılacak ekoturizm aktiviteleri ile yerel halkın kalkınmasıyla ortaya sürdürülebilir bir kırsal kalkınma çıkacaktır.

4.Araştırma bulguları

Trakya bölgesinin orta ve iç kesimlerinde daha çok tarım arazileri bulunmaktadır.

Bu iç kesimlerde sanayileşme de söz konusudur. Aynı zamanda yükselti azdır, flora ve fauna açısından da yetersizlik göze çarpmaktadır. Bu sebeplerden orta ve iç kesimlerde ekoturizm açısından yüksek bir potansiyel görülmemektedir.

Trakya bölgesinin kırsal alanlarında ekoturizm potansiyeliyle 3 bölge öne çıkmaktadır. Bunlar; Istıranca-Đğneada ve çevresi, Kıyıköy-Kastro ve çevresi, Saroz körfezi ve çevresi. Bu üç bölgenin ortak özellikleri deniz kıyıları ve yakın çevreleri olmaları ile dağlık ve ormanlık alanlara yakın olmalarıdır. Ekoturizm doğa ile sıkı sıkıya bağlı bir turizm türüdür. Doğal ve nispeten bozulmamış bir bitki ve hayvan varlığı bu tür turizm için esastır.

Istıranca ve çevresinin çok büyük kısmı Kırklareli ilinin içerisindedir ve Trakya bölgesinin ekoturizm açısından en yüksek potansiyeli barındıran bölgedir. Bunda Avrupanın en büyük yüzölçümüne sahip Longozunun bu bölgede yer alması, orman ve göller ile birlikte deniz kıyısı bir bölgenin beraber bulunması rol oynamaktadır.

(4)

449

Bölgenin deniz turizmi amacıyla kullanılan en aktif beldesi uzun ve kumlu geniş sahilleriyle ünlü Kırklareline bağlı Đğneada’dır. 3 longoz ormanı da bu bölgede bulunmaktadır. Su basar ormanları olarak da adlandırılan Longozlar, başlı başına turistik çekim unsurlarıdır. Longozlar büyük ölçüde temiz ve iyi korunmuş durumdadır. Bunun bir nedeni bölgede ekoturizmden ziyade deniz, kum ve güneşe dayanan klasik turizm anlayışının dışına henüz çıkılamamış olmasıdır. Bu sayede ormanlık alan oldukça bakir kalmış, flora ve fauna zenginliği ile dikkatleri çekmektedir.

Đğneada sahilinin bir kısmı Mert gölünün kumul alanına bitişik durumdadır.

Yakın çevresinde klasik turizm anlayışının sürdüğü, sahilin ve denizin geleneksel turizm anlayışı ile kullanıldığı görülmektedir. Mert gölü çevresinde turistlerin piknik yapma amacıyla kullandığı mesire yerleri bulunmaktadır. Mert gölü longozu ile neredeyse birleşik durumda olan sahil kesimi ve piknik alanı ziyaretçilerin etrafa çöp ve atıklarını bırakmaları sebebiyle ne yazık ki gün geçtikçe kirlenmektedir.

Đğneada’dan görülebilen Karadeniz kıyısındaki son burunda yer alan köy Limanköy’dür. Limanköy’ün de çevredeki köyler gibi geçim kaynağı ağırlıkla ormancılık ve hayvancılıktır. Ancak bu köyün diğer köylerden bir farklılığı da bulunmaktadır.

Ekoturizm açısından yüksek oranda potansiyeli vardır ve örnek bir “Ekoköy” olarak değerlendirilecek özelliklere sahiptir.

Köyde yabani meyve ağaçlarından elde edilen marmelat ve reçeller, TÜBĐTAK tarafından yapılan gıda analizinde çok iyi bulunmuştur. Ayrıca köyde bal ve diğer bal ürünleri, balık tuzlamaları ve konserveleri bulunmaktadır. Üreticilerin bir araya gelerek kurdukları “Üreticiler Birliği” bu tür katkısız doğal ürünleri satarak yerel halk için ek bir geçim kaynağı oluşturmaktadır.

Köyde küçük çaplı da olsa pansiyonculuk yapılmakta, ayrıca köyün büyük sayılabilecek bir kütüphanesi aynı binanın üst katında şirin bir konukevi bulunmaktadır.

Bu konak, köy meydanında sürekli internet bağlantısı bulunan “Ata Kahve”’nin hemen yanında yer almaktadır. Köy’ün belki de en ilginç özelliği yerel bir “Limanköy Aylık Haber Bülteni” çıkarılmasıdır. Bu bülten ile köy halkının bilinçlendirilmektedir.

Bölgenin en kuzeyinde yer alan Sislioba köyü Bulgaristan sınırına 500 metre mesafede bulunmaktadır. Sınırı oluşturan Rezve deresine çok yakın bulunan bu köy yöre halkının şeytan tepesi olarak adlandırdığı bir tepe ile Istranca dağları yamacında kalmaktadır. Yeterli tarım arazisi bulunmayan bu köyde yaygın olarak orman kesimi ve hayvancılıkla uğraşılmaktadır.

Köyün adının verildiği bölgeye özgü bir bal çeşidi bulunmakta ve bu köyde üretilmektedir. Köyün doğal bitki örtüsü arıcılık faaliyeti için çok uygun olup köyün tanıtılmasında yararlanılabilecek potansiyel bir faaliyettir. Ancak köyde son yıllarda arıcılık faaliyetiyle ilgilenen üretici sayısı son derecede azalmıştır.

Her yeri ormanla çevrili olan köy rezve deresinin kenarında bulunmakta ve olağanüstü bir doğal güzelliğe sahiptir. Bu nedenle köyde agroturizm ve ekoturizm faaliyetleri gerçekleştirilebilir düzeydedir. Köyde bulunan eski tip evler korunup geliştirilerek pansiyon olarak kullanılabilecek durumdadır.

Trakya’nın Karadeniz’e bakan kıyısındaki son yerleşim yeri ise Beğendik köyüdür. Bu köyden yaklaşık 400-500 metre mesafedeki komşu Bulgar köyü rahatlıkla görülebilmektedir. Đki komşu köyü ayıran Rezve (Mutlu) deresi sınırı oluşturduktan sonra Karadeniz’e ulaşmaktadır(Anonim, 2007).

Beğendik köyü bölgede modern yerleşim yerlerinden birisidir. Köy Kırklareli ilinin yöresel kıyafetlerinin giyilerek sergilendiği bir yerleşim yeri haline getirilerek turistik bir merkez haline getirilmesi mümkündür. Đstanbul’a yakın olması nedeniyle yerli ve yabancı turistler için örnek Türk giyim tarzının güncel yaşamda sergilendiği bir merkez olarak kullanılabilecek durumdadır.

Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy, Đğneada’nın güneyinde Đstanbul’a biraz daha yakın konumlanmıştır. Pabuç ve Kazan ırmakları arasında yüksek bir tepe üzerine kurulmuş köyün kıyılarında Karadeniz’in dalgalarının oyduğu koylar, mağaralar bulunmaktadır.

(5)

450

Köyde bir kısmı deniz manzaralı olan 20 kadar pansiyon bulunmaktadır ve ayrıca köyde çadır kurmak için kampta bulunmaktadır.

Kıyıköy’e 18 km mesafede bulunan Kastro’ya Tekirdağ’ın ilçesi Saray üzerinden ulaşılmaktadır. Kastro’nun 500 metre uzunluğunda, 200 metre genişliğinde ince kumlu plajı ve temiz denizi bulunmaktadır. Plajın hemen yanında ormanlar başlamaktadır. Plaj çevresinde kır kahvesi, yiyecek - içecek satan yerler bulunmakla birlikte herhangi bir konaklama tesisi bulunmamaktadır. Yörede konaklamak isteyenler Kıyıköy’e gitmektedirler.

Trakya topraklarının Ege denizindeki kıyısı Saros körfezini, güney ve doğusundan Çanakkale ilinin Gelibolu ve Eceabat ilçeleri, kuzeyini ise Edirne ilinin Keşan ve Enez ilçeleri çevrelemektedir. Saros körfezi su altı akıntılarının fazla olması, herhangi bir büyük yerleşimin ve sanayileşmenin olmaması sebebi ile Ege denizinde yer alan en temiz kumsallarla kaplı bir kıyı şerididir.

Önceki yılarda daha çok Trakya insanın bildiği ve tercih ettiği Saros Körfezine artık Đstanbul başta olmak üzere çeşitli yerlerden çok sayıda ziyaretçi gelmektedir. Saros Körfezi yerleşim bölgeleri içinde en çok konaklanan bölgeler ise Enez, Erikli ve Yayla olarak göze çarpmaktadır. Manyas Gölünden sonra Türkiye'nin en geniş kuş barınma alanı olan Gala gölü bölgede bir diğer ekoturizm potansiyelidir. Gala gölü çevresinde kuş gözlemciliği bir alternatif bir turistik aktivite olarak yapılmaktadır. Civar köylerde konaklama imkanlarının arttırılabilmesi ile bölge ekoturizm anlamında daha da belirgenleşecektir.

Çizelge1: Bölgenin Swot Analizi

BÖLGENĐN GÜÇLÜ YÖNLERĐ BÖLGENĐN ZAYIF YÖNLERĐ

Đstanbul’a yakınlık

Zengin Biyoçeşitlilik

Milli Parklar ve koruma alanlarının varlığı

Endemik türlerin bulunması

Temiz içilebilir su kaynakları

Yöresel el sanatları ve tarımsal ürünler

Hizmet sektörünün yeterince gelişmemiş olması

Ulaşım zorluğu

Yetersiz altyapı

Köyler Ekonomik yönden oldukça zayıf

Yerleşim yerlerinin dağınık olması BÖLGENĐN FIRSATLARI BÖLGENĐN TEHDĐTLERĐ

Ziyaretçi sayısı artabilir

Ekoturizm amaçlı yararlanılabilir

Görsel amaçlı yararlanılabilir.

Motivasyon faktörü olarak kullanılabilir.

Bölgeyi tanıtıcı içme suyu üretilebilip, ziyaretçilere pazarlanabilir.

Doğayla uyumlu yeni binalar yapılabilir

Yeni modern altyapı kurulabilir.

Sosyo-ekonomik gelişme hızlanabilir

Çok sayıda destinasyon için fırsat olması

Doğal kaynaklarda bozulma riski

Yangın riski

Aşırı kullanım kaynaklı bozulma

Varlığını sürdüremeyebilir

Đstanbul’a içilebilir su taşınması

Üretim yetersiz kalabilir

Aşırı ziyaretçi gelebilir

Yetersiz altyapının sürmesi

Kırsal kesimden şehir merkezlerine doğru göç

Ekoturizm çalışmalarının etkinliğini azaltması

Su altı zenginlikleri açısından oldukça elverişli olan Saros körfezi, amatör veya profesyonel Türkiye'nin dört bir yanından bir çok insanı bölgeye çekmektedir. Su akıntı yollarının çokça olması sebebi ile genelde görüntünün uygun olması ve mercan oluşumlarının fazlalılığıyla da bir çok sualtı fotoğrafçısını bölgeye gelmektedir. Ayrıca birçok akıntı kanalı olduğu için, Saros'un suları sürekli açık ve net bir görüş olanağı sağlamakta ve bu kanallar aynı zamanda körfezin temiz kalmasına neden olmaktadır.

Sualtı zenginliklerin en yoğun olduğu ve dalmaya elverişli bölgeler Mecidiye ve Erikli sahil yerleşimleri civarında yer almaktadır. Saros Körfezinde en çok tercih edilen yer

(6)

451

Đbrice limanıdır. Đbrice limanı etrafında ve daha açıktaki kayalıklarda, bir çok dalış noktası bulunur. Bir çok dalış kulübü eğitim dalışlarını bu bölgede düzenlemektedir.

Çizelge 1’de bölgenin swot analizi verilmiştir. Çizelgeye göre ekoturizm açısından fırsatlar bulunmaktadır. Özellikle Türkiye’nin en büyük metropolü olan Đstanbul’un yakınlığı ziyaretçilerin tercih sebebi olarak büyük avantaj oluşturacaktır.

Belirli yerlerde konaklama tesisilerinin yetersizliği görülmektedir. Bu tesislerin arttırılması ile bölgede günübirlik ziyaretlerden uzun ziyaretlere doğru bir artış gözlemlenebilir ve ziyaretçiler için yeni motivasyon faktörleri oluşabilecektir.

5.Sonuç ve Öneriler

Trakya bölgesi sahip olduğu ormanları, denizleri ve sulak alanlarıyla önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. Ziyaretçilerin seyahatini etkileyen çeşitli motivasyon faktörleri bulunmaktadır. Bunlar; ormanlar, sulak alanlar, deniz, sportif aktiviteleri, kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşü gibi faaliyetlerdir.

Ekoturizm potansiyelinin yoğunlaştığı üç bölgede yapılacak sürdürülebilir ekoturizm çalışmaları doğayla uyumlu olmalı ve gelen ziyaretçileri uyarıcı çalışmalar yaparak hem çevre bilinçleri artırılmalı hem de doğal kaynağa zarar vermelerinin önüne geçilmelidir. Ayrıca koruma-kullanma dengesi gözetilmeli doğal kaynağın kalitesi imar ve yeniden canlandırma ile doğal seviyesinin üzerinde tutulmalıdır.

Bölgede, başta orman varlığı olmak üzere Gala gölü, Saroz körfezi, Kastro koyu ile Longos ormanları mutlak korunması gereken alanlardır. Bu kaynakların kullanımı gelecek kuşakların bu kaynaktan yararlanma ihtiyacını dikkate alınırken aynı zamanda geleceğe çok büyük bir miras bırakılmış olacaktır.

Bölgede kırsal kalkınmada, ekoturizm faaliyetinden mümkün olduğunca yararlanılmalıdır. Bu nedenle bölgeye yapılacak ziyaretlerin yaz mevsimi dışında yılın her mevsimine yayılması sağlanmalıdır. Bunun için çeşitli aktiviteler düzenlenmeli ve bu faaliyetlerle ilgili tanıtım çalışması yapılmalıdır.

Tarım ve Köy Đşleri Bakanlığının yayınlamış olduğu 2010-2013 kırsal kalkınma planında ekoturizm konusuna değinilmiş olması olumlu bir gelişmedir. Ekonominin geliştirilmesi ve iş imkânlarının artırılması, insan kaynaklarının, örgütlenme düzeyinin ve yerel kalkınma kapasitesinin geliştirilmesi, Kırsal alan fiziki altyapı hizmetlerinin geliştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması, Kırsal çevrenin korunması ve geliştirilmesi olarak 4 ana amacı olan bu planda özellikle Korunan Alanlarda ve Civarında Gelir Getirici Faaliyetlerin Geliştirilmesi açısından ekoturizmin geliştirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Planın bir bölümünde şöyle denilmektedir; “Eko-turizm doğa korumada bir araç olarak görülmektedir. Yeni bir kavram ve uygulama olan bu etkinliğin doğru öğrenilmesi ve olumlu-olumsuz etkilerinin önceden görülmesi ülkemizin biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi açısından önemlidir. Korunan alan sınırları içerisinde ve yakın çevresinde yaşayan yöre insanlarını, alana gelecek ziyaretçileri bu kaynak değerleri hakkında doğru ve sağlıklı bilgi edinmelerini sağlamak üzere yetiştirmek ve alan kılavuzluğu eğitimi sonrasında sertifika vermek ve aynı zamanda, bu bilgilendirmede yörenin doğallığını-otantikliğini korumak, sunulan hizmet ve ürünlerde yerel farklılıkları öne çıkarmak, taklidi önlemek önem arz etmektedir. Bu kapsamda hazırlanacak Eko-turizm planları ışığında uygulamaların koordine edilmesi, koruma- kullanma dengesi bakımından mevcut sorunları en aza indirecektir.”(Anonim 2010)

Bu noktadan yola çıkarak eğitime önem verilerek, kapsamlı ekoturizm planlarının yapılmasına ihtiyaç olduğu ortadır. Bu planlar multidisipliner alandan gelen araştırmacı ve akademisyenlerin katılımı ile hazırlandığı takdirde başarı şansı artacaktır. Yerel veya yabancı kaynaklı projeler ile desteklenirse ekoturizm ile kırsal kalkınma arasındaki ilişki daha da pekişecek ve nihayetinde kırsal bölgelerin kalkınmasıyla ülke kalkınmasına büyük katkılar sağlanmış olacaktır.

(7)

452 KAYNAKLAR:

Anonim, 2007, www.kirklareli.gov.tr

Anonim, 2010, “Kırsal kalkınma Planı 2010-2013”, www.tarim.gov.tr

Boyd, Stephen W. and Butler, Richard W., "Seeing the Forest Through the Trees", Cited in: Lynn C. Harrison and Winston Husbands, Practicing Responsible Tourism International Case Studies in Tourism Planning, Policy and Development, John Wiley & Sons, Inc., New York, 1996, pp.380-403

Burton, F., "Can Ecotourism Objectives Be Achieved?", Annals of Tourism Research, Volume: 25, Issue: 3, July 1998, pp.755-758

Diamantis,1998, “Environmental auditing: A tool in ecotourism development”, Eco- Management and Auditing, Volume 5 Issue 1, Pages 15 – 21

Đnan, Đ.H. ve Kubaş, A., “Trakya Bölgesinin Doğal Kaynak Potansiyeli ve Çevre Kirliliğinin Neden Olduğu Tarımsal, Sosyal ve Ekonomik Sorunların Analizi”, Trakya Üniversitesi Araştirma Fonu, TÜAF-236 nolu proje, Tekirdağ, 2001.

Pratiwi, S. “Understanding Local Community Participation in Ecoturism Development: A Critical Analysis of Select Published Literature”, A Master of Science Thesis, Michigan State University, p.7, 2000

Özdemir H., (1985), Đktisadi Azgelişmişlik Sorunu, Bilgehan Basımevi, Đzmir

Webster A., (1995), Modernization Theory, Development Studies. An Introduction Through Selected Readings, Ed:Ron Ayres, Greenwich University Press, p.104- 120, UK

Wood, Megan E. "Developing a Framework to Evaluate Ecotourism As a Conservation and Sustainable Development Tool", The International Ecotourism Society, May 3, 2002(a), pp.1-17

Wood, Megan E. Ecotourism: Principles, Practices & Policies for Sustainability, United Nations Publication, UNEP, First Edition, 2002(b), p.9

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ekoturizm faaliyetlerine katılan turistlerin profilleri kitle turizmine katılanlardan biraz farklıdır. • Kitle turizmine

8. Şekilde verilen kaplardaki sular eşit sıcaklıktadır.. Müge resimdeki su dolu kadehlere birer saniye aralıklarla vurduğunda en ince sesin I numaralı kadehten en kalın sesin

Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kitle turizmine alternatif olarak gelişen, çevrenin ve yerel kültürün korunması koşulu ile yerel halkın ekonomik çıkarlarının

Yöresel Doğal ve Doğaya Uyum Sağlamış Bitki Türlerinin Tanımlanması Bartın’ın geleneksel Kadınlar Pazarı’nda, tarla ve bahçe habitatlarında yapılan gözlem ve

Bartın ilindeki doğal ve kültürel kaynak değerlerinin ekoturizm faaliyetleri için geliştirilip kullanılması turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine katkı

資訊處教育訓練活動開跑~「你真的搞懂了 Gmail 了嗎?」率先登場 在這個什麼都要雲端的年代裡,Email 帳號的雲端化也不免俗地 成為眾所討論的議題。本校資訊處特別於

Yine su kaynatılan çaydanlıktan (bir gün önceden evlerinde bu işlemi aileleri ile birlikte yapmaları istenebilir) çıkanın ne olduğu ve nereye gittiği sorulur. Daha

In this study, five basic arrhythmias were classified using machine learning methods utilizing ECG morphology-based features consisting of 20 selected features.. The data