18 Türk Dili
Veysel ÇOLAK
Her yenilgide gömüldü bu gümüş hançer
şimdi topraktan çıkarsın onu sapında adı yazılı çocuk.
Kaç gündür çırılçıplak, bedeninde bir uzaklık sancısı gecesi zifir kara ve sonrası belirsiz.
Her unutuş günleri lekelemiş bir cinayet için kullanılmış akşamı.
Batırılan bir gemiyi düşünüyor sapakta
inancı dayanıklı, ne varsa yaşayacak artık dibine kadar.
Bu çocuk Asyalı, aşkı kusursuz ve kuşlara sevdalı kararlı bir deli at ve rüzgâra sarılı
Filistin’de bir gelincik şimdi daha kırmızı sahilde öldürülmüş çocuklar
uyuyamaz ki olanları gördükten sonra bu ateşten öfke artık soğumaz
İsrail’e bir Vietnam gerekli.
Aslında herkes sorumlu ya da hiç kimse insan değil.
Ağzından sevgi taşar, kedinin iyi arkadaşı biri diğerine sonsuzu veriyor
gün görmüş bir evin bahçesi gibi
Sızı
Türk Dili 19
Omzunda turnalar, sırtında Orta Doğu
bir elinde ateş, diğerinde su; yüreği gürül gürül vurup duruyor kararsızlığa hayatı ısıtarak biliyor girdiği kuyunun derinliğini yoklayarak buluyor bozgunda gövdesini.
Yol uzar yılan olur, burada hızlanır merakımız oysa çiçekti herkesin beklentisi
sen uğradığın yerlerden bir yeşil yaprak gönder horlanmış kızları da hiçbir zaman unutma bir de her üzüm tanesinin büyürken terlediğini.
Sıkılı dişlerinde dolaşan sızı, hele çoğalan o sarsılma sonra ölümse çaresizlik, susmalı sözü silahlara devredip.