• Sonuç bulunamadı

TARİH TELAKKİSİ TARİH TELAKKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TARİH TELAKKİSİ TARİH TELAKKİSİ"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARİH TELAKKİSİ TARİH TELAKKİSİ

(2)

Tarihî Eserler, Yazılış Tarzlarına Tarihî Eserler, Yazılış Tarzlarına

Göre Birkaç Grupta İncelenir Göre Birkaç Grupta İncelenir

A. Hikayeci (Rivâyetci) A. Hikayeci (Rivâyetci) Tarih Tarih

B. Öğretici B. Öğretici (Pragmatik) (Pragmatik) Tarih Tarih

C. Araştırıcı Tarih C. Araştırıcı Tarih

(3)

A. HİKAYECİ (RİVÂYETCİ) TARİH A. HİKAYECİ (RİVÂYETCİ) TARİH

Bu tarzın ortaya çıkması eski Yunandadır. Başlangıçta ağızdan ağıza dolaşan Bu tarzın ortaya çıkması eski Yunandadır. Başlangıçta ağızdan ağıza dolaşan hatıralar, şâirler tarafından nazım tarzında söylenmekte ve bunlara

hatıralar, şâirler tarafından nazım tarzında söylenmekte ve bunlara epos epos adı veril adı veril mekte iken

mekte iken logografîar logografîar tarafından hikâyeleştirilerek nesre çevrilmişler ve arşivler-tarafından hikâyeleştirilerek nesre çevrilmişler ve arşivler- deki malzemenin de ilâvesiyle içlerine hakikat da karışmıştır. Ancak, Strabon'un deki malzemenin de ilâvesiyle içlerine hakikat da karışmıştır. Ancak, Strabon'un

ifadesine göre epos olmaktan da kurtulamamışlardır. Aslında logografların eserleri ne ifadesine göre epos olmaktan da kurtulamamışlardır. Aslında logografların eserleri ne edebî, ne de tarihî eserlerdir; ancak ilmî araştırma yolunu açan «basit kronik-lerdir edebî, ne de tarihî eserlerdir; ancak ilmî araştırma yolunu açan «basit kronik-lerdir denilebilir. Bunlardan biri olan Hekataios'da ise tarihçilere yaklaşan bazı özellikler denilebilir. Bunlardan biri olan Hekataios'da ise tarihçilere yaklaşan bazı özellikler vardır. Bir seyyah olması ona, araştırma fikrini de vermiştir.

vardır. Bir seyyah olması ona, araştırma fikrini de vermiştir.

Bundan sonraki merhalede karşımıza çıkan tarihçi, «tarihin babası» sıfatını kazanmış Bundan sonraki merhalede karşımıza çıkan tarihçi, «tarihin babası» sıfatını kazanmış olan Herodotos'dur. Her ne kadar Herodotos da birçok bakımlardan lo-gografların olan Herodotos'dur. Her ne kadar Herodotos da birçok bakımlardan lo-gografların yolundan gitmişse de insanı merkez haline getirmiş olması ve kavrayış üstünlüğüyle yolundan gitmişse de insanı merkez haline getirmiş olması ve kavrayış üstünlüğüyle onlardan ayrılır. Herodotos, vakıa hikayeci tarih tarzını kullanmıştır amma olayları onlardan ayrılır. Herodotos, vakıa hikayeci tarih tarzını kullanmıştır amma olayları peşpeşe sıralamakla kalmayıp onları bir düzen içinde nakl etmiş, bir kompozisyon peşpeşe sıralamakla kalmayıp onları bir düzen içinde nakl etmiş, bir kompozisyon örneği vermiştir. Eserde az olmakla birlikte siyâsî görüşler de vardır; lâkin tenkid örneği vermiştir. Eserde az olmakla birlikte siyâsî görüşler de vardır; lâkin tenkid mefhumuna sahib değildir. Ancak, gördükleri ile işittikleri ara-sında bir ayırım yaptığı mefhumuna sahib değildir. Ancak, gördükleri ile işittikleri ara-sında bir ayırım yaptığı göz önüne alınırsa, bu yolda bir adım atmanın eşiğinde bulunduğu söylenebilir.

göz önüne alınırsa, bu yolda bir adım atmanın eşiğinde bulunduğu söylenebilir.

(4)

Maamafih, hikayeci tarihin mümessili olan Maamafih, hikayeci tarihin mümessili olan

Herodotos'dan sonra da sadece olayların cereyan Herodotos'dan sonra da sadece olayların cereyan tarzlarını anlatan, fakat tarihlerini de verdikleri için tarzlarını anlatan, fakat tarihlerini de verdikleri için

onları hikâye sınıfına girmekten kurtaran tarz tarihçilik onları hikâye sınıfına girmekten kurtaran tarz tarihçilik daha uzun asırlar devam etmiştir. Roma'da, ortaçağ daha uzun asırlar devam etmiştir. Roma'da, ortaçağ Avrupası ve İslâm dünyasında da vekayinâme türü Avrupası ve İslâm dünyasında da vekayinâme türü eserler hep bu görüşle kaleme alınmışlardır. Böylece, eserler hep bu görüşle kaleme alınmışlardır. Böylece, tabiî, ne olayların sebeblerine, ne arala-rındaki

tabiî, ne olayların sebeblerine, ne arala-rındaki münâsebete, ne de neticelerine yer verilmiş;

münâsebete, ne de neticelerine yer verilmiş;

muhakeme ve tenkid unsuru çalıştırılmamıştır.

muhakeme ve tenkid unsuru çalıştırılmamıştır.

(5)

B. ÖĞRETİCİ

B. ÖĞRETİCİ (PRAGMATİK) (PRAGMATİK) TARİHTARİH

Her ne kadar hikayeci tarih tarzı uzun asırlar benimsenip Her ne kadar hikayeci tarih tarzı uzun asırlar benimsenip mevcudiyetini de-vam ettirmişse de, daha Herodotos'un mevcudiyetini de-vam ettirmişse de, daha Herodotos'un yaşadığı asırda, başka bir tarih yazıcılığının daha ortaya yaşadığı asırda, başka bir tarih yazıcılığının daha ortaya çıktığını görüyoruz.

çıktığını görüyoruz.

Geçmiş olaylardan ders almak, gelecekteki yolu doğru Geçmiş olaylardan ders almak, gelecekteki yolu doğru çizebilmek, okuyucu-ya ahlâkî ve millî duygular

çizebilmek, okuyucu-ya ahlâkî ve millî duygular

aşılayabilmek maksadıyla yazılan bu tarz tarih kitabla-rı, aşılayabilmek maksadıyla yazılan bu tarz tarih kitabla-rı, öğretici bir mâhiyet arz ettiklerinden

öğretici bir mâhiyet arz ettiklerinden öğretici veya öğretici veya pragmatik

pragmatik denilen tarihçi-lik akımı içinde yer alırlar.denilen tarihçi-lik akımı içinde yer alırlar.

(6)

Öğretici tarzın önderliğini yapan tarihçi ise Thukydides'tir. Öğretici tarzın önderliğini yapan tarihçi ise Thukydides'tir.

Gerçek mânâda tarihçilik de onun

Gerçek mânâda tarihçilik de onun Peloponnesos'lularla Peloponnesos'lularla Atinalıların Savaşı

Atinalıların Savaşı adını taşıyan eseriyle başlamıştır. Eser, adını taşıyan eseriyle başlamıştır. Eser, sadece edebî bakımdan değil, metod ve zihniyet bakımından sadece edebî bakımdan değil, metod ve zihniyet bakımından

da, daha önceki tarihlerden çok farklıdır. Bu fark, eserin gerek da, daha önceki tarihlerden çok farklıdır. Bu fark, eserin gerek konu, gerekse muhtevasında kendini gösterir. Eser, zaman ve konu, gerekse muhtevasında kendini gösterir. Eser, zaman ve mekân bakımından sınırlandırıldık-tan başka, sadece müellifin mekân bakımından sınırlandırıldık-tan başka, sadece müellifin

yaşadığı devrin olaylarına tahsis edilmiş; devlet, tarihî realitenin yaşadığı devrin olaylarına tahsis edilmiş; devlet, tarihî realitenin

merkezi olarak görülerek, esas yerine yerleştirilmiştir. Devlet merkezi olarak görülerek, esas yerine yerleştirilmiştir. Devlet

düşüncesi-nin esasını siyâset teşkil etmesi dolayısiyle de düşüncesi-nin esasını siyâset teşkil etmesi dolayısiyle de

Thukydides, bir siyâsî tarih yazıcısı olmuştur.

Thukydides, bir siyâsî tarih yazıcısı olmuştur.

(7)

Thukydides, yetişme tarzı dolayısiyle, araştırmaya yeni bir Thukydides, yetişme tarzı dolayısiyle, araştırmaya yeni bir mânâ getirmiştir. O da, siyâsî öğretimde faydalı olmadır.

mânâ getirmiştir. O da, siyâsî öğretimde faydalı olmadır.

Böylece ilk defa olarak tarih ilminin sos-yal ilimler içindeki yeri Böylece ilk defa olarak tarih ilminin sos-yal ilimler içindeki yeri

de tayin edilmiştir.

de tayin edilmiştir.

Burada gaye, görüldüğü gibi, faydalı olmak, tarih yoluyla Burada gaye, görüldüğü gibi, faydalı olmak, tarih yoluyla

tecrübeyi arttırıp bilgiyi çoğaltarak geliştirmek ve insanı başarılı tecrübeyi arttırıp bilgiyi çoğaltarak geliştirmek ve insanı başarılı

kılmaktır. Bunun şartlan ise, a) ha-kikate tamamen sadık kılmaktır. Bunun şartlan ise, a) ha-kikate tamamen sadık

kalmak; b) vakıaları anlatırken, aralarındaki münâsebetleri kalmak; b) vakıaları anlatırken, aralarındaki münâsebetleri

ortaya koymaktır ki, geçmişi öğrenip, bu bilgilere dayanarak hâl ortaya koymaktır ki, geçmişi öğrenip, bu bilgilere dayanarak hâl

ve gelecek hak-kında hüküm vermek mümkün olur.

ve gelecek hak-kında hüküm vermek mümkün olur.

(8)

Tarih yazıcılığında bu tarz, Thukydides'ten sonra diğer Grek ve Roma Tarih yazıcılığında bu tarz, Thukydides'ten sonra diğer Grek ve Roma tarih-cilerince de benimsenmiş, Polybios, Plutarkhos, Tacitus, Machivelli tarih-cilerince de benimsenmiş, Polybios, Plutarkhos, Tacitus, Machivelli gibi yazarlar onun izinden gitmişlerdir.

gibi yazarlar onun izinden gitmişlerdir.

Pragmatik tarihin en bariz hususiyeti, tarihte ün yapmış şahsiyetlere Pragmatik tarihin en bariz hususiyeti, tarihte ün yapmış şahsiyetlere büyük yer vermesi, bu şahısların idealleştirilmeleri; hatta âdeta insan büyük yer vermesi, bu şahısların idealleştirilmeleri; hatta âdeta insan üstü varlıklar haline getirilmeleridir. İslâmiyetteki «Siyer» kitablan da bu üstü varlıklar haline getirilmeleridir. İslâmiyetteki «Siyer» kitablan da bu tarza örnek olarak gösterile-bilir.

tarza örnek olarak gösterile-bilir.

Thukydides'in açtığı çığır, tarihî hakikatleri ortaya koymak hedefini Thukydides'in açtığı çığır, tarihî hakikatleri ortaya koymak hedefini güttüğü halde, örnek olmak prensibiyle de hareket ettiğinden, bunu güttüğü halde, örnek olmak prensibiyle de hareket ettiğinden, bunu benimseyen müellifle-rin eserlerinde hep zaferler ve parlak olayların benimseyen müellifle-rin eserlerinde hep zaferler ve parlak olayların işlenmesine özen gösterilmiş; başa-rısızlıklar ve hayal kırıklıkları

işlenmesine özen gösterilmiş; başa-rısızlıklar ve hayal kırıklıkları karşısında sükût tercih olunmuştur ki bu tutum, öğ-retici tarz tarihin karşısında sükût tercih olunmuştur ki bu tutum, öğ-retici tarz tarihin zaafını teşkil etmiştir.

zaafını teşkil etmiştir.

(9)

C. C. ARAŞTIRICI TARİHARAŞTIRICI TARİH

XIX. yüzyılda tarih yazış tarzında ciddî bir hamle yapılmış; XIX. yüzyılda tarih yazış tarzında ciddî bir hamle yapılmış;

olayların sade anlatım veya istikbale matuf öğretici vasfı olayların sade anlatım veya istikbale matuf öğretici vasfı

yanında, çıkış sebebleri, bunları hazır-layan âmiller, çeşidli yanında, çıkış sebebleri, bunları hazır-layan âmiller, çeşidli olayların sebeb ve netice münâsebetlerinin araştırılmasına olayların sebeb ve netice münâsebetlerinin araştırılmasına

başlanmıştır ki böylece tarih, bir

başlanmıştır ki böylece tarih, bir ilim olma hüviyeti ilim olma hüviyeti kazanmıştır.

kazanmıştır.

Tek Allah'a inanan dinlerde, o dine mensub insanlar eşit Tek Allah'a inanan dinlerde, o dine mensub insanlar eşit görülürken, artık hangi dine mensub olurlarsa olsunlar, görülürken, artık hangi dine mensub olurlarsa olsunlar,

bütün insanların eşit olduğu görüşünden ha-reket edilerek bütün insanların eşit olduğu görüşünden ha-reket edilerek

bir kültüre sahib oldukları ve tarihin oluşunda katkıda bir kültüre sahib oldukları ve tarihin oluşunda katkıda

bulundukları kabul edilmiştir.

bulundukları kabul edilmiştir.

(10)

Bununla beraber, dünyada cereyan eden olaylar, yeri ve Bununla beraber, dünyada cereyan eden olaylar, yeri ve zamanı bakımından değil, cereyan tarzı, rol alan şahıslar zamanı bakımından değil, cereyan tarzı, rol alan şahıslar

bakımından da farklılıklar gösterir. Şartların müsâid olması bakımından da farklılıklar gösterir. Şartların müsâid olması

halinde, benzer olaylar cereyan edebilirse de -çok kullanılan bir halinde, benzer olaylar cereyan edebilirse de -çok kullanılan bir

ifadeyle- «tarih tekerrür etmez». Yani, tarihî olaylar, hiçbir ifadeyle- «tarih tekerrür etmez». Yani, tarihî olaylar, hiçbir

zaman aynı cins ve mıkdarlarda aynı malzemelerin kullanıldığı zaman aynı cins ve mıkdarlarda aynı malzemelerin kullanıldığı

laboratuvar deneyleri gibi değildir. Herbirinin özel şartları, laboratuvar deneyleri gibi değildir. Herbirinin özel şartları,

değişik mekânları vardır. Bu olaylara karışan .şahısların değişik mekânları vardır. Bu olaylara karışan .şahısların

karakterleri, olay esnasındaki hâlet-i rûhiyeleri, dış tesirler karakterleri, olay esnasındaki hâlet-i rûhiyeleri, dış tesirler

birbirinden farklıdır. Şu halde, gerçek mânâda bir tahlil için, birbirinden farklıdır. Şu halde, gerçek mânâda bir tahlil için,

bütün bunların derinliklerine inilip ayrı ayrı araştırılması gerekir.

bütün bunların derinliklerine inilip ayrı ayrı araştırılması gerekir.

(11)

Kısaca ifade etmek gerekirse, tarih çalışmalarında, Kısaca ifade etmek gerekirse, tarih çalışmalarında, mantıklı bir analize ihti-yaç vardır. Gerçek tarih, mantıklı bir analize ihti-yaç vardır. Gerçek tarih,

yüzeydeki olayların derinliklerine nüfuz etmeye çalış- yüzeydeki olayların derinliklerine nüfuz etmeye çalış- maktır. Bu şekliyle tarih, belki de «bütün ilimlerin en maktır. Bu şekliyle tarih, belki de «bütün ilimlerin en zorudur». Fakat bir kere cazibesine kapıldıktan sonra zorudur». Fakat bir kere cazibesine kapıldıktan sonra

düşünceler hep aynı noktada teksif edilecek; metodlu bir düşünceler hep aynı noktada teksif edilecek; metodlu bir çalışma ise bu cazibeye daha fazla canlılık getirip

çalışma ise bu cazibeye daha fazla canlılık getirip geliştirecektir

geliştirecektir

(12)

Kaynak: Mübahat Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usul, Kaynak: Mübahat Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usul, TTK.

TTK.

Ankara 2015.Ankara 2015.

Referanslar

Benzer Belgeler

Depressive disorders (43.7 %) in patients with cancer, adjustment disorders (53.3 %) in patients with en- toxication and somatoform disorders (36.4 %) in patients who were

In summary, we proved that NK cells could undergo " AICD" upon crosslinking the activation-receptor, CD16 and Fas mediated apoptosis played the major roles in regulating

Öyle ki pek çok bilim insanı ay- nı nesneye bakan, her ikisinin de gözüne aynı dalga boyunda ışık vuran iki insanın iki farklı renk göre- bileceğini belirtiyor..

Sardunya zebrasının Türkiye’deki yayılışı, süs bit- kilerine ya da doğal bitkilere zararı ve diğer kelebek türlerine etkilerini belirlemek için uçan bireylerin

Enerji verimliliğinin artırılması amacıyla kamu binaları için; Toplam inşaat alanı en az 20.000 m 2 veya yıllık enerji tüketimi 500 TEP ve üzeri olan ticarî

GalatasaraylIlar Demeği’nin düzenlediği keman din­ letisinden sonra, TYS Genel Başkam Enver Ercan’ın açış konuşmasıyla başlayacak toplantıda, Türkiye Ga­

1 — Serbest ithal zamanında ecnebi memleketlerden getiri­ len bir takım mallar, lisansın kaldırılması üzerine gümrük ambarlarında kalmıştır. Aylar, danberi

Results: Patients in the dexmedetomidine group had a remarkable reduction in blood loss (p=0.000) with lesser intraoperative mean arterial blood pressure, heart