XIV — XVI. YÜZYILLARDA AYASULUG
ZEKI ARIKANEphesos 'tan Ayasu lu ~~ 'a
Ephosos, erken dönemlerden beri iskân edilmi~~ olmakla birlikte, ~im-diye kadar yap~lan çal~~malarda ~ehrin eski yerle~im yeri saptanamam~~t~r. Bir tak~m bilim adamlar~, eski kentin Ayasulu~~ tepesi üzerinde kuruldu-~unu ileri sürerlerken J. Keil ' bunun Akropolis tepesi ile Panay~ r da~~n~n kuzey yamac~nda oldu~u kabul etmektedir. Strabon'a göre, Kroisos önce-sine ait kent, Athenaion, Typelaion ve Koressos da~~n~n yamaçlar~nda idi 2
Athenaion ve Typelaion'un yeri belli de~ildir. Koressos da~~~ ise Bülbül da~~~ olmal~d~r. Ephesos'un Arkaik dönem öncesinde ve Arkaik dönemde liman yak~n~nda kurulmu~~ olmas~~ akla yak~nd~r. Heredotos3, Kroisos'un ku~att~~~~ kent ile Artemis tap~na~~n~n yedi stadion 4 çekti~ini yazmaktad~r. Asl~nda Strabon, eski kentin yerini bize aç~kça göstermekte-dir'. Ephesos'un kendisi ve özellikle bir bölümü Smyma ad~yla an~l~yor-du. Strabon'a göre burada ya~ayanlar, kentten ayr~larak ~imdiki Bayrak-l~'da bulunan eski Smyma'y~~ kurmu~lard~r.
Kroisos, krall~~~n~n ilk y~llar~nda Ephesos'u ele geçirmi~ti 6. Strabon'un bildirdi~ine göre kent, bu zamanda yer de~i~tirerek Artemision yak~nlar~n-da kurulmu~~ ve halk Büyük ~skender zaman~na kayak~nlar~n-dar burayak~nlar~n-da oturmu~-tur'. Ancak Strabon'dan önce ya~am~~~ olan Heredotos (MÖ 490-425), böyle bir yer de~i~ikli~inden söz etmemektedir. ~imdiye kadar yap~lan ara~t~rmalar sonunda Artemis tap~na~~~ çevresinde bir yerle~im merkezi izi-ne rastlanamam~~t~r. Belki burada ufak bir yerle~im söz konusuydu. Yeni
' Pauly-Wissova, Real Encyclopa~d~a, Suppl., XII, 1592 ve öt. 2 Strabon, XIV, 640.
I, 26.
's I Stadion 600 ayak olup 177,6 metredir. ' Strabon, XIV, 633-634.
6 Herodotos, I, 26. Strabon, XIV, 640.
bulgulara göre klasik dönemde de Ephesos'un yeri de~i~memi~~ ve sürekli olarak ayn~~ yerde kalm~~t~r'. Yani eski Ephesos kenti, liman ile Panay~r da~~n~n bat~~ yamaçlar~ndan kurulmu~tu. ~ehri çeviren surlar ise M.Ö. V. yüzy~lda yap~lm~~t~r'. Ephesos, ~lkça~'da Bat~~ Anadolu'nun en önemli ~e-hir ve limanlar~ndan biriydi. Hellenistik dönemde Ephesos, Bergama ve Miletos'la birlikte, yünlü kuma~lar~n üretiminde ve hahlann ihrac~nda ön safta geliyordu I°. Ephesos, yünlü kuma~~ üretimindeki önemini Roma döneminde de korumu~, ~ehrin ticari ve hattâ politik ya~am~na varl~kl~~ yün ve palto tacirleri egemen olmu~lard~~ ".
Ephesos, Roma imparatorlu~u zaman~nda, Roma'n~n Asya eyaletle-riyle ba~lant~s~n~~ sa~layan çok önemli bir kav~ak noktas~~ ve ticaret liman~~ ödevini görüyordu. Anadolu eyaletlerinin 12 bütün ürünleri, Frikya'n~n yekpare büyük mermer sütunlar~, Kapadokya'n~n kalem yap~m~nda kulla-n~lan k~rm~z~~ topra~~na var~ncaya kadar hepsi Ephesos liman~nda toplan~r ve oradan da Bat~'ya aktar~l~rd~~ 13. Ephesos'un Anadolu ve Akdeniz aras~n-da bir kav~ak noktas~~ olma özelli~ini tarih boyunca korudu~u anla~~lmak-tad~r. Bizans imparatorlu~u zaman~nda da Ephesos; ~zmir, Foça ve Edre-mit'le birlikte Bat~~ Anadolu k~y~lann~n en önemli bir ticaret liman~~ ve de-niz üssü durumunda bulunuyordu 14.
Anadolu Selçuklular~~ zaman~nda Karadeniz k~y~lar~~ ve Iç Anadolu'dan gelip Bat~'ya ula~an yollar da Ephesos'ta dü~ümleniyordu. Farkl~~ güzer-gâhlan izleyerek Bat~~ Anadolu'ya do~ru uzanan yollar buraya ba~lan~yor-du. Nitekim Trabzon-Samsun ve Sinop gibi Karadeniz limanlanndan ge-len yollar Sivas'ta birle~iyor, Kayseri üzerinden Konya'ya geliyordu. Bu yol, E~ridir-Burdur-Denizli güzergâh~n~~ izleyerek Ephesos'a ula~~yordu. Ayn~~ ~ekilde Isparta'dan kalkan bir yol da Keçiborlu üzerinden Denizli'ye Ömer Özyi~it, "Spatarchaische Funde im Museum von Ephesos und die Lage von Alt-Ephesos", Istanbuler Mitteilungen, 38 (1988) bask~da. Bas~lmakta olan bu ara~t~rmas~ndan yararlanmam~~ sa~layan ve Ephesos'un arkaik ve klasik dönemleri konusunda beni ayd~ nla-tan Doç. Dr. Ömer Özyi~it'e te~ekkürü borç bilirim.
Ömer Özyi~it, göst. yer.
1° A. Müfn Mansel, Ege ve runan Tarihi, Ankara, 1963', 465.
" Hasan Malay, "Bat~~ Anadolu'nun Antik ça~daki ekonomik durumu", Arkeoloji ve
Sanat Tarihi Dergisi, II (1983), 58.
12 Bu konuda bk. D. Magic, Roman nde in Asia Minor, Princeton, 1950, 1-Il.
13 W. M. Ramsay, Anadolu'nun tarihi co~rafyas~~ (çev. Mihri Pekta~), ~stanbul, 1961,
26-28, 46, 50, 6o.
14 Ahrweiler, "L'histoire et la geographie de la region de Smyrne entre les deux
XIV - XVI. YOZYILLARDA AYASULUG 123 buradan da Büyük Menderes vadisinden geçerek Ephesos'a iniyordu. Ay-r~ca Dinar'dan ba~lay~p Büyük Menderes vadisine inen bir yol da yine Ephesos'a var~yordu 3.
~u noktay~~ da belirtmek gerekir ki eski dönemlerden beri halicin
dol-mas~~ tehlikesi ba~göstermi~~ ve Ephesos ta giderek bir kara ~ehrine dönü~mü~tür. MS II. yüzy~lda Küçük Menderes mecras~~ hafriyat suretiyle bat~ya çevrilmi~~ ve yeni liman bu yapay mecra üzerinde kurulmu~tur16. Liman~~ dolduktan ve ön liman~~ da t~lcand~ktan sonra Ephesos, yeniden bir kara ~ehri olarak canlanmaya ba~lam~~t~r. Bizans Imparatorlu~u dönemin-de", VI. yüzy~lda ~ehrin yava~~ yava~~ terk edilmeye ba~lad~~~~ görülmekte-dir. Buna kar~~l~k bugünkü Selçuk kasabas~n~n bulundu~u tepenin etekleri üzerinde yeni bir ~ehir yükselmeye ba~lad~. I~te buras~~ daha sonraki Aya-sulu~'un çekirdi~ini olu~turmu~tur.
Ephesos ad~~ Ortaça~~ Islam co~rafyac~lann~n eserlerinde Efesis 18, Afsus ya da Ufsus 18 ~ekillerinde geçmektedir. Ancak bütün bu yaz~l~~lann Ep-hesos'u kar~~lay~p kar~~lamad~~~~ ~üphelidir. Nitekim Yakut, Afsus'u Tarsus yak~n~nda göstermekte ve Ashabü'l kehf in de burada bulundu~unu yaz-maktad~r21. Bundan anla~~ld~~~na göre Arap co~rafyac~lan bu ad alt~nda ya bildi~imiz Ephesos'u anlat~yorlar ya da Kapadokya'dalci eski Absus
~ s M. Kemal Ozergin, Anadolu Selçuklu/an ça~~nda Anadolu yollan, Istanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü bas~lmam~~~ doktora tezi (1959). Bu yollar düzenli bir ker-vansaray a~~yla örülmü~~ bulunuyordu: Kurt Erdman, Das Anaeoliche Karavansaray des 13. Jahrhunderts, Berlin, 1961, Osmanl~~ dönemindeki yol durumu için F. Taeschner, Osmanl~~ Kaynaklar~na göre Anadolu Yollan (Çev. H. S. Selen), Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, 40/ 131.
'6 Besim Darkot, "Ege haliçIerinin men~e ve tekâmülü", Co~rafi Ara~t~rmalar, I (1938), 39-43; S~m Erinç, "Gediz ve Küçük Menderes deltalann~n morfolojisi", Dokuzuncu Co~rafya Meslek Haftas~~ (22-29 Aral~k 1954), ~stanbul, 1955, 59; Recep Meriç, "Antik döneminde Küçük Menderes havzas~n~n tarihsel co~rafyas~na genel bir bak~~", Ege Co~rafya Dergisi 4 (1988), 202-213.
'7 H. Vetters, "Zum byzantinischen Ephesos", Jahrbuch der österreichichen byzantinischen Gesellschaft, 15 (1966), 273-287; Clive Foss, Ephesus after Antiquity: A lale antique, Byzantine and Turkish City, Cambridge University Press, 1979, 103-137.
IS tbn Hurdatbih, Al Mesalik men~alik (Ed. Mf. Goeje), Bibliotheca Geographorum
Arabicorum, VI, Leiden, 1899, 106.
19 Yakut, Mucamul buldan (Ed. Wüstenfeld), Tahran, 1965, I, 330.
2° Ke~. W. Tomaschek, Zur historichen topographie von Klein Aries:, Wien, 1891, 32-34.
21 Yakut, a.g.e, 330. Aynca bk. L.Massignon ve di~erleri, "Les sept dorrnants
(bugünkü Yarpuz)'u ifade ediyorlard~ '. Araplar, 798 (182) y~l~nda Ephe-sos'a kadar ilerlemi~lerdi 23.
Ayasulu~~ tepesi eteklerinde kurulan ~ehir giderek geli~me gösterdi. Imparator Jüstinyen (527-565) zaman~nda burada Hagios Th€ologos ad~na büyük bir kilise yapt~r~ld~. Daha sonra bir kale in~a edilerek ~ehrin etraf~~ surlarla çevrildi'. Böylece Bizansl~lar Ephesos'ta ya~am~~~ ve ölmü~~ bulu-nan havan Saint Jean'~n lakab~~ olan cziy~.oç eekbyoç ad~n~~ buraya vermi~~ lerdi. ~ehrin ad~~ Ortaça~~ Italyan kaynaklannda Altoluogo, Altologo, Haul-te-Loge, Altolloch ve Latologo ~ekillerinde geçmektedir. Bununla ~ehrin ad~n~n Alto: yüksek ve luogo: yer, yöre anlam~na geldi~i san~l~yordu. Böylece ~ehrin ovadan hemen yükselen bir tepe üzerinde kurulmu~~ olma-s~ndan ötürü bu ~ekilde adland~nld~~~~ kabul ediliyordu. Ancak Altoluogo ad~n~n buraya ~ehrin topografik durumundan dolay~~ verilmedi~i ve Aziz Jean'~n Yunanca lakab~yla ba~lant~l~~ oldu~u kesin olarak kan~tlanm~~~
bu-lunmaktad~r". Imparator Alexis Komnen (1081-1 ~~ 18) zaman~na ait belge-lerde ilk kez Hagios Th63logos'un bu ~ehri belirtmek için kullan~ld~~~~ görülmektedir'. ~ehrin ad~~ Türkçe Ayasuluk yada Ayasulu~~ ~ekillerinde geçmektedir. ibn Battuta buran~n ad~n~~ ~eklinde yazmaktad~ r". XV. yüzy~l kaynaklar~ndan olup Ayd~no~ullan Beyli~i tarihi aç~s~ndan büyük bir de~er ta~~yan Düstürname-i Enveri'de" Ayasuluk ad~n~n de~i-~ik ~ekillerde yaz~ld~~~n~~ görüyoruz. Yine ayn~~ yüzy~l~n kaynaklar~ndan olan A~~kpa~azade" ve Ne~rim) tarihlerinde gibi ortak bir yaz~l~~~ 22 A. J. Wensinck, "Eshabülkehr, ~slam Ansiklopedisi (~A), IV, 372; Kr~. Besim Darkot, "Ayasuluk", IA. II, 56-57.
2' F. Taeschner, "Ayasolük" Eneyclopaed~a of Islam(E12), 777. Anadolu'ya yönelik Arap sald~r~lan konusunda bk. M. Halil Yinanç, Ti~rk~ye tarihi. Selçuklular devri. Anadolu'nun !etki,
~stanbul, 1944, 19-35; H. Ahrweiler, "L'Asie Mineure et les invasions arabes sic-
les", Revue Historique, 227(1962). Arap kaynaklann~n bu konuda verdikleri bilgiler Vasiliev'in Byzance el les Arabes (Bruxelles, 1935-195o) ba~l~kl~~ eserinin Il. cildinde bulunmaktad~r.
24 Le Strange, The lands of easlem caltphale, Cambridge, 1905, 154-155.
W. Heyd, rak~n Do~u ticaret larihi (çev. E.Z. Karal), Ankara, 1975, I, 603-604; F. Taeschner, "Ayasolific", El', I, 777.
2' H. Ahrweiler, "L'Historie et la Oographie de la ~-gion de Smyrne...", yer., 30,
not 4.
27 Voyages d'Ibn Balluta(trad. C. Defremery et B.R. Sanguinetti), Paris, 1969', II, 3o8- 3°9 •
D~islun~ame-: Enveri (yay. Mükrimin Halil), ~stanbul, 1928, 17, 18, 22, 23, 35, 58,
69.
A~tkpa~ade Tarihi. Tevarih-i Al-1 Osman (yay. Ali), ~stanbul, 1332, 65, 107.
Diz Allosman~sche ch~onik des Mevlana Mehemmed N~schri (Ed. F. Taeschner), Leipzig,
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 125
~ekline rastl~yoruz. XV-XVI.yüzy~l tapu-tahrir defterlerinde bu yaz~ m~n ke-sinlik kazand~~~~ anla~~lmaktad~r. Buraya bir aral~k Viran~ehir dahi denil-mi~~ olmakla birlikte" Ayasulu~~ ad~~ 1914 y~l~na kadar korunmu~~ ve bu ta-rihte kasaba resmen Selçuk ad~n~~ alm~~t~ r'.
Ayasulu~~ Ortaça~'da dinsel ve ekonomik merkez olarak önemli bir geli~me gösterdi'. Buras~~ Venedikliler ba~ta olmak üzere bir çok yabanc~~ tüccar için büyük bir ticaret merkezi durumuna geldi. Bu yabanc~lar ara-s~nda Arap ya da ~slam tüccarlar~na da rastlan~yordu. Nitekim burada IX. yüzy~lda bir caminin bulundu~undan söz edilmesi' ~slam unsurunun epeyce kalabal~k oldu~unu göstermektedir. Fakat unutmamak gerekir ki Araplar~n denizden yapt~ klar~~ sald~r~lar Bizans~n Ephesos, ~zmir, Edremit gibi k~y~~ ~ehirlerinin yava~~ yava~~ sönmesinde etkili bir rol oynam~~tir". Buralar~n yeniden canlanmas~~ için Türk fetihlerinin sonuçlar~n~~ beklemek gerekmektedir.
rörenin jethine toplu bak ~~~
Malazgirt sava~~ndan sekiz on y~l sonra ~zmir, Ephesos ve Bat~~ Ana-dolu'da ilk Türk yerle~mesine tan~k oluyoruz. Nitekim genç ya~ta Anado-lu'da tutsak edilen ve uzun süre Bizans saray~nda ya~ayan Çaka Bey, 1081 y~l~nda ~zmir taraf~na kaçarak bu bölgeye yeni gelmi~~ Türkeri topla-m~§ ve bir k~y~~ beyli~i kurmay~~ ba~arm~~t~ '. A~a~~~ yukar~~ ayn~~ tarihlerde
3° A. Refik, Anadolu'da Türk A~iretleri, ~stanbul, 1930, 105.
32 Himmet Ak~n, Ayd~nogullar~~ tarihi hakk~nda bir ara~t~rma, Ankara, 1968, 98, 168. " Ch. Picard, Ephese el Claros. Recherches sur tes sanctuaires et tes cultes de l'Ionie du .Nord, Paris, 1922; Louis Brehier, La civilisation byzantine, Paris, 197o, 116-117, 229.
~bn Hurdatbih, a.g.e., ~ o6. Kr~. Speros Vryonis, The Decline of Medieval Hellenism in
Asia Minor and the Process of Islamization from the eleventh ihrough the fifteenth centu~y, Berkeley,
1971, 50. Ephesos'un Tarkasis temas~na ba~l~, Ashabülkehf ~ehri oldu~u belirten ~bn Hur-datbih buradaki cam~'de Mesleme'nin Memalik-i Rum'a zaferle giri~ini (715-716) anlatan Arapça bir kitabenin bulundu~unu yazmaktad~r. ~bn Hurdatbih'in metni ~udur:
,_4(11 j
f9b. Konunun tart~~mas~~ ve farkl~~ bir yakla~~m için bk. C. Foss, Ephesvs, 192-194.
3S H. Ahrweiler, "L'Histoire et la georaphie de la region de Smyme...", gi,St. yer, 30. Çaka Bey ve onun etkinlikleri konusunda belli ba~l~~ bilgiler Bizans kaynaklar~nda bulunmaktad~r. Bu kaynaklardan yola ç~kan Akdes Nimet Kurat onun hakk~nda derli toplu bir ara~t~rma yapm~~t~r: Çaka B. ~zmir ve civar~ndaki adalar~n ilk Türk Beyi, Ankara, 19663. Ayr~ca bk. 0.Turan, Selcuklular zaman~nda Türkiye, ~stanbul, 1971, 87-96; Vryonis, The
Ephesos ve çevresinde de Tanr~vermi~~ (Tanr~bermi~)'in bir egemenlik kur-du~unu Bizans kaynaklar~~ yazmaktad~r". Ancak Birinci Haçl~~ Seferi'nden sonra harekete geçen Alexis Komnen I. ~znik'i geri ald~~~~ gibi ~zmir, Ep-hesos ve di~er k~y~~ ~ehirlerinde de yeniden Bizans yönetimini kurmay~~ ba-~ard~. Tannvermi~~ ile Marazes (Barak) Bizans ordular~na kar~~~ büyük bir direnme gösterdikten sonra Ephesos'u b~rakmak zorunda kald~lar. Bizans-Mann eline geçen 2000 tutsak adalara da~~t~ld~. Ephesos'taki Türk
kuvvet-leri Menderes'i geçerek Polybotum ~ehrine çekildiler. Ancak Sardes ve Fi-ladelfiya'y~~ Bizansl~lann geri almalar~ndan sonra buras~n~~ da dü~mana b~-rakmak zorunda kald~lar. Böylece on be~~ yirmi y~ll~k bir Türk egemenli-~inden sonra Ege k~y~lar~~ yeniden Bizans'~n eline geçmi~~ oluyordu'.
XIII. yüzy~l~n ikinci yar~s~nda Konya Selçuklu Sultanl~~~~ üzerindeki Mo~ol bask~s~~ gittikçe artmaya ba~lam~~, fakat buna kar~~l~k uçlardaki Türkmenler oldukça ba~~ms~z hareket ederek Bizans topraklar~na kar~~~ ye-niden sald~r~ya geçmi~lerdi. Anadolu Selçuklu devleti çöküntüye do~ru gi-derken uçlar, yeni kat~l~mlarla her gün taze bir güç kazan~yordu. Bu çeli~-kili durum ça~da~~ Bizans kaynaidar~nda ifadesini bulmu~tu. "... Bilhassa muhtelif vilayetleri istila etmi~~ ve kendileri de Mo~olk~r (Skythen-~skitler) taraf~n-dan tazyik edilmi~~ olan Türkler Romal~lar~~ s~ki~t~nyorlard~... Bu sebeple Mo~olla-nn istilas~~ onlar~n felaketini bâdi de~il, bilakis daha ziyade onlar~n en büyük tali-hine vas~ta °ku~~ oluyordu..."".
Bizans'a yönelik Türkmen sald~r~lan 1266'dan sonra daha da yo~un-la~t~. Bizans ~mparatorlu~u'nun Balkanlarda u~ra~mas~~ hatta bu yüzden Anadolu'daki kuvvetlerini çekmesi Türklerin ilerleyi~ini daha da kolayla~t~-r~yordu. K~sa sürede Menderes havalisi tamamen Türklerin eline geçti. Bir Bizans kayna~~n~n ifadesine göre': "Küçük Asya'daki eyaletler zay~f dü~tü, halbuki Türkler daha cüretkâr oldular ve hiç kimsenin müdafaa etmedi~i tamamiyle terk edilmi~~ memleketleri istila ettiler. Bu yüzden Menderes sahas~~ da, yaln~z çok uzak m~ntakalarda sakin olan gözi~pek muhanPkrden de~il, bizzat ke~i~krden de bo~alt~kh... Bu surette yava~~ yava~~ Menderes ~ss~zla~tz, halk kâfirlerin hticumlan kar~~s~nda daha da içerilere çekildiler ve bütün Ayala, Neokastro, Kayster (Küçük Menderes) mmt~kasz, Magedon ve bütün bu çok me~hur Kana havalisi dü~manlann eline geçti..."
37 Anna Commena, Alex:ade (ed. B. Leib), Paris, 1945, III. 23 (Tagriperm6 ~eklinde).
" A. Nimet Kurat, Çaka Bey, 58.
N. Gregoras I, 137. Aktaran P. Wittek, Mente~e Beyli~i (çev. O.~. Gökyay), Ankara, 1944, 16.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULUG 127
imparator Mihail VIII.'in 1269 ve 1287 tarihlerinde Bat~~ Anadolu'yu kurtarmak için giri~ti~i seferler hiçbir sonuç vermedi. 1280-1282 y~llar~nda Salpakis ad~~ verilen Emir Mente~e kumandas~ndaki Türk kuvvetleri Tral-les (Ayd~n), Nyssa (Sultanhisar) ~ehirlerini ~iddetli bir ku~atmadan sonra ele geçirdiler. Türklerin ilerleyi~i Karadeniz'den Akdeniz'e kadar bütün alanlarda ba~ar~ya ula~t~. 13oo y~l~na do~ru yani yar~m yüzy~ldan az bir süre içinde bütün Bat~~ Küçük Asya etnik bak~mdan çoktan Türk unsurlar taraf~ndan doldurulmu~~ oldu~u gibi siyasal yönden de Türk oldu. içeride ancak Bursa, Iznik ve Filadelf~ya (Ala~ehir) gibi birkaç kent, Pontus k~y~-s~nda Herakleia, Ege k~y~lar~nda Foça ve ~zmir gibi birkaç önemli nokta d~~~nda bütün Bizans topraklar~~ Türklerin egemenli~i alt~na girmi~ti'''.
Katalanlar ~ n yard ~ ma ça ~ r ~ lmas ~~
Bizans imparatorlu~u, Türklerin sürekli ba~ar~lar~~ kar~~s~nda hiçbir varl~k gösteremiyor, ~ehir ve kasabalar kendi yazg~lanyla ba~~ ba~a b~rak~l-m~~~ bulunuyordu. imparator Andronikos II. önce Alanlar~n yard~m~na ba~vurdu. Alanlar, Bizans topraklar~nda yerle~mek kar~~l~~~nda Türklerle sava~may~~ kabul ettiler. Bunlar kad~n ve çocuklar~yla ~~ o.000 ki~ilik bir kit-le halinde Bizans topraklar~na geldikit-ler. Ancak sonuç tam bir felaket oldu. Ortak imparator Mihail IX. taraf~ndan Anadolu'ya gönderilen Alan kitle-leri Türklerle yapt~klar~~ sava~larda a~~r bir yenilgiye u~rayarak ya~ma h~rslann~~ Bizans halk~~ üzerinde doyurmaya çal~~m~~lard~~ 42. ~~te tam bu s~-rada yeni bir f~rsat do~du. Anjou-Aragon sava~~n~n sona ermesiyle i~siz kalan Katalanlar, ba~lar~nda Roger de Flor komutas~nda yeni bir serüven ar~yorlard~. Bizans imparatoru, bunlar~n önerisini sevinçle kabul etti ve Roger de Flor 1303 y~l~~ sonlar~nda 6.5oo sava~ç~yla Istanbul'a geldi'. An-dronikos II. bütün umudunu Katalanlara ba~lad~~~~ için anla~ma uyar~nca onlar~n dört ayl~k ücretlerini pe~in ödedi ve hattâ ye~eni Maria Asen'i Ro-ger de Flor'a e~~ olarak verdi.
4' Wittek, Mente~e, 17; Ak~n, Ayd~no~ullan, 5.
42 G. Ostrogorsky, Histoire de l'Etat byzantin (Frad. Fr. J. Gouillard), Pa~-is, 1969, 514; Paul Lemerle, L'Emirat d'Ayd~n, Byzance et l'Occident. Recherches sur "la geste d'Umur Pacha", Paris, 1957, 15-18, Vryonis, The Decline of Medieval Hellenism, 137; Hikmet ~ölen - Asaf Gökbel, Ayd~nili Tarihi, ~stanbul, 1936, 87.
43 H.A. Gibbons (Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun kurulu~u, çev. R. Hulusi, ~stanbul, 1928, 23-26), un bu say~y~~ 80.000 olarak göstermesi dalg~ nl~ k eseri olsa gerektir. ~.H. Uzunçar~~l~~ (Osmanl~~ tarihi, Ankara, 1961, I, 130-131) Katalanlar~ n say~s~ n~ n 8.000 oldu~unu
304 y~l~~ ba~~nda Erdek (Kyzikos)'e geçen Katalanlar, Karesi Türkle-riyle sava~arak ufak tefek ba~ar~lar elde ettiler. Türklerin ku~atm~~~ oldu~u Filadelfiya üzerine yürüdüler ve buras~n~~ kurtard~lar. Katalanlar elde ettik-leri ba~anlardan sonra Türk-Rum ay~r~m~~ yapmaks~z~n bütün Bat~~ Anado-lu'nun güvenli~ini bozmaya ba~lad~lar. Türklerle sava~acaklan yerde Bi-zans'~n elinde bulunan Magnesia (Manisa)'ya dahi sald~rd~lar. Istanbul'da bunlara kar~~~ büyük bir tepki cloi;ri.akta gecikmedi. Bunlar güçlükle ~stan-bul'a dönmeye raz~~ oldular. 13ü5'te Roger de Flor katledilince Katalanlar, Bizans'tan öç almaya ba~lad~i.-z. imparator ordusunu a~~r bir yenilgiye u~ratt~lar. Trakya topraklar~n~~ ya~ma ve tahrip ettiler. Katalan sava~~ birli-~ine kat~lan bir bölük Türk'ün uzun süre Katalanlarla on y~l~~ a~an bir süre ortak yazg~~ içinde ya~ad~~~~ bilinmektedir".
Ayasululu ~~ 'un Tiirklerin eline geçmesi
Görüldü~ü gibi Katalanlann yard~ma ça~nlmas~~ olumlu bir sonuç vermemi~~ ve art~k Türklere kar~~~ direnecek bir güç kalmam~~t~. Bat~~ Ana-dolu'daki ~ehir ve kasabalar~n teker teker Türklerin eline dü~tü~ü s~rada Ayasulu~~ da fethedildi. Bu konuda Düstumame-i Enveri'de oldukça önemli kay~tlar bulunmaktad~r. Önce bunlar~~ gözden geçirelim'''.
Sasa Bey derler idi bir gazi er Gelmi~~ Ayd~n ~li'ne evvel me~er Evvela ol Birgi'yi fetheylemi~~ Ayd~no~lunu getürmü~~ toylam~~~ Ayd~no~lu Ayasulu~u gelüb Fetheder hem dairesini alub...
Bundan anla~~ld~~ma göre Sasa Bey önce Birgi'yi ele geçirmi~ti. Daha önce Germiyano~lu'nun hizmetinde bulunan Ayd~no~lu Mehmet Bey ve
Katalanlar~n Do~uya yapt~klan seferin aynnt~l~~ bir aç~klamas~~ bu birlik içinde yer alan Roman Muntaner (Chronicle, tr. Lady Goodenough, London, 1921) taraf~ ndan
yap~l-m~~t~ r. Francisco de Moncada'n~ n Roman Muntaner ve Bizans kaynaklar~na dayanarak yapt~~~~ bir ara~t~rma (Expedicion de los catalanes y aragoneses los turcos y griegos, Barcelona, 1620) yak~ n zamanda Ingilizceye çevrilmi~tir: Francez Hernandez, The Catalan Chronicle of Francisco de Moncada, Press of the University of Texas at El Paso, 1973); Ayn~~ yazar, "The
Turks with Grand Catalan Company, 1305-1312", Bo~aziçi Üniversitesi Dergisi, 2(1974), 25-45-
Diisturname-i Enveri, 17; kr~. Mükrimin Halil, Diisturname-i Enveri, Methal, ~stanbul, 1930, 21.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULUG 129 karde~leri daha sonra Menderes'ten Efes'e kadar geni~~ bir alana hükme-den" Sasa Beyin hizmetine girmi~ler ve onunla fetihlere kat~larak Birgi, Tire, Ayasulu~, Keles (Kiraz) gibi Menderes havzas~nda bulunan bir ta-k~m önemli yerleri ele geçirmi~lerdi'. Bizans tarihçisi Pachymeres", Sa-sa'n~n Menderes'ten Efes'e kadar k~y~~ bölgelerini elinde bulundurdu~unu yazmaktad~r. Efes yani Ayasulu~~ ~ehrinin Ayd~no~lu Mehmet Bey taraf~n-dan fethedildi~i Düsturname'nin kayd~ntaraf~n-dan aç~ kça anla~~lmaktad~r. Ayasu-lu~'un fethi Düstumame-i Enveri'de 1308 olarak gösterilmektedir. Ancak olaylar s~ras~nda Ayasulu~'da bulunan ve fetihten sonra Girit'e kaçm~~~ olan bir kâtibin tuttu~u günlük' ~ehrin 24 Ekim 6813 (r3o4)'te Türklerin eline geçti~ini göstermektedir. Loulloudis'in o~lu Ephesoslu Mikhael Ep-hesos'un "Sasa'n~n kumandas~~ alt~nda ~ranl~lar" taraf~ndan 24 Ekim 6813 (= I 3o4) te al~nd~~~n~~ ifade etmektedir.
Ayasul~~ Türklerin eline geçtikten sonra yerli halk~n bir k~sm~~ Tire'ye göçmü~~ ya da göçürülmü~tür', kiliseler de camiye çevrilmi~tir ki bunlar aras~nda ünlü Saint Jean Kilisesi de vard~. Düstumame-i Enveri 51:
Çok kilise mescid etti ol emir Gazi Mehmed Bey sahada bi nazir
demek suretiyle bunu dile getirmektedir. Camiye çevrilen Saint Jean Kili-sesi k~smen de anbar olarak kullan~lm~~t~r. ~bn Battuta" yeryüzünde güzellikte e~i olmayan bu caminin vaktiyle Rumlar~n bir kilisesi oldu~unu belirtmektedir. öte yandan Ayasulu~'un al~nmas~ndan sonra, Sasa Beyle Mehmet Bey aras~ndaki ili~kiler dü~manl~~a dönü~tü. Düstürname, bunun gerçek nedenini belirtmemektedir. Paul Wittek, Ayasulu~'un Ayd~no~lu Mehmet Bey taraf~ndan al~nd~~~~ için ili~kilerin bozuldu~unu ileri sürmek-tedir". Bunun sonunda Sasa, Ayd~no~lu'na kar~~~ Frenklerle i~birli~i yap-m~~~ fakat yenilerek öldürülmü~tür". Ayasulu~~ Türklerin eline geçmekle
46 Wittek, Mente~e, 38.
47 Dlisturname-i Enveri, ~~ 7; Methal,21.
48 Kr~. Wittek, Mente~e, 28,
49 Sp. Lampros, Motaiik Am~kkotioSiç 0 'Ecpft~ tog tu urii ttby tolipitu~v ükto-
o Tfi5 'Expft~ot~: Mo5 `Ekk~roilvill.to~v' I, 1904, 209-212. Kr~. Wittek, Mente~e, 39; Le- merle, Recherches, 20.
5° Wittek, Mente~e, 32. 51 Diisturname-i Enver:, 17-18. " Voyages, Il, 308.
Wittek, Mente~e, 38.
Diisturname-: Enveri, 18; Methal, 21-22; Wittek, Mente~e, 39; Lemerle, Recherches, 20-
birlikte bundan Bizans'~n kilise örgütü pek zarar görmedi. Nitekim Mat-hieu'nun 1329 y~l~nda Ephesos metropolitli~ine getirildi~i ve onun 1351 y~l~na kadar bu görevde kald~~~~ anla~~lmaktad~r".
Ayd~n ili fethedildikten sonra Gazi Mehmet Bey, Birgi'yi 56 kendisine merkez edinmi~~ fakat eski bir gelene~e uyarak egemenli~i alt~ndaki yerleri be~~ k~sma ay~rarak o~ullanndan herbirini buralara bey olarak atam~~t~r. Düstumame' nin:
~li be~~ o~luna k~smet k~ld~~ mir Her biri bir yerde k~ld~~ dâr ü gir
ifadesi bunu do~rulamaktad~r. Nitekim bu kayna~~n verdi~i bilgilere göre Mehmet Bey Ayasulu~~ ve Sultanhisar'~~ H~z~r ~ah'a, ~zmir'i 57 Umur Bey'e, Bodemya'y~~ (Bademiye) ~brahim Bey'e, Tire'yi Süleyman ~ah'a vermi~, küçük o~lu ~sa Bey ise babas~yla birlikte Birgi'de kalm~~t~r'.
ibn Battuta, Ayasulu~'u 1331 (yada 1332)'de ziyaret etti~i zaman bu-rada Mehmet Bey'in o~lu H~z~r Bey hüküm sürüyordu. ibn Battuta Ti-re'den Ayasulu~'a geldi. Daha önce Birgi'de babas~n~n yan~nda gördü~ü H~z~r Bey'i at~ndan inmeden selamlad~~~~ için fazla iltifat görmemi~tir. H~-z~r Bey, ona ancak alt~n i~lemeli bir kuma~~ göndermekle yetindi. ibn Bat-tuta, Ayasulu~'u eski, büyük ve Rumlar~n kutsal sayd~klan bir yer olarak tan~mlamakta, ~ehrin ortas~ndan geçmekte olan nehrin (Küçük Menderes) her iki yakas~n~n çe~itli a~açlar, üzüm ba~lar~~ ve yasemin çardaklanyla dolu oldu~unu yazmaktad~r. Ibn Battuta, fetihten sonra camiye çevrilmi~~ olan Saint Jean Kilisesi hakk~nda da oldukça ayr~nt~l~~ bilgi vermektedir ki buna yukar~da de~inmi~tik. ibn Battuta ayr~ca ~ehrin pazar~ndan 40
dina-ra genç bir esir ald~~~n~~ da yazmaktad~r 59.
55 M. Treu, Matthaios Metropolit von Ephesos Uber sein Lebe~~~ und seine Schnften, Potsdam,
~ go~ ; kr~. Lemerle, Recherches, 32-33.
56 ~ehabeddin ~imeri'ye göre Birgi hükümdarm~n altm~~~ ~ehri, üç yüzden fazla kalesi,
altm~~~ bin dolaylar~nda da atl~~ askeri vard~. Mesaliktil Ebsarin Anadolu beyliklerine ili~kin
bölümünün çevirisi bk. Ya~ar Yücel, Çoban-O~ullar~~ Candar-O~ullar~~ beyliklen", Ankara, ~ g8o, ~~ gg-2oo.
57 Izmir'de o tarihlerde biri yukar~da (Kadifekale) di~eri de a~a~~da liman~n k~y~s~nda
olmak üzere ba~l~ca iki kale bulunuyordu (Diisturname-i Enveri, ~ g). Bu durum Osmanl~~
Ta-pu-tahrir (1-I) defterlerinde de aç~kça beli~-tilmektedir: Kal'a-i Liman-i ~zmir ve Kala-i
~zmit(Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi TT 13g, 16).
58 Düsturname-i Enveri, 18-19; Methal, 22-23; Ak~n, Aychno~ullan, 3o-31; Lemerle, Rec-herches, 19-39.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 131 Ayasulu~, ayn~~ yüzy~lda Kudüs'e gitmekte olan bir kaç h~ristiyan hac~~ aday~~ taraf~ndan ziyaret edilmi~~ ve bunlar bize o zamanki durumuyla ilgili olarak oldukça aynnt~l~~ ve önemli bilgiler b~rakm~~lard~r. Her ne kadar 1320 tarihlerinde bu yolculu~u yapm~~~ olan John Mandeville: "~imdi ar-t~k oralara gidilemez, zira kafir Türkler bu ~ehirleri ve tüm ülkeyi ege-menlikleri alt~na alm~~t~r" ° diye yaz~yorsa da, Efes'i ziyaret etmenin Bat~-l~lar için o kadar zor olmad~~~~ anla~~lmaktad~r. Wilhelm von Boldensele, 1332/1333 y~llar~nda Kudüs'e yapt~~~~ yolculu~u s~ras~nda Ephesos'a u~ra-m~~~ ve burayla ilgili gözlemlerini ~öyle diye getirmi~tir:
"Patnos'tan Efes'e geldim. Burada büyük aziz Johannes'is bir an~t~~ vard~. Bunun üzerine, dam~~ kur~un levhalarla kapl~, haç ~eklinde bir ana plana oturtulmu~, mozaik ve mermerlerle çok güzel tezyin edilmi~~ olan ~ahane güzellikle büyük bir kilise in~a edilmi~. Efes ~ehri denizden birkaç mil uzakta güzel, çevreye hakim ve bereketli bir bölgede kurulmu~. Ken-dilerine Türk diyen Müslümanlar buradan H~nstiyanlan koyduktan, öldürdükten, esir ettikten ve Johannes kitab~nda belirtti~i ~ahane güzellik-teki kiliseleri sadece içinde, mihrab~n arkas~nda aziz Johannes'in mezar~-n~n bulundu~u bir kilise hariç, yak~p y~kt~ktan sonra bu ~ehri ve neredey-se bütün Küçük Asya'y~~ ele geçirmi~ler. Bu kilineredey-seye dokunmam~~lar, zira Türkler buray~~ kendi dinleri için ibadete açm~~lar. Türklerin fethinden sonra eski ad~~ Küçük Asya olan bu yerler, ~imdiki sakinlerinin ad~n~~ ala-rak "Türkiye" o1mu~"61.
1336-1341 y~llar~~ aras~nda da Kudüs'e bir hac yolculu~u yapan rahip Ludolf von Suchem Ephesos'a u~ram~~~ ve an~lar~n~~ 1350 y~l~nda Latince olarak yazd~~~~ seyahatnamesinde toplam~~t~r. Ludolf von Suchem, Saint Jean kilisesinin k~smen çar~~ya çevrildi~ini ve burada Türklerin ipek, yün, tah~l ve daha ba~ka ürünler satt~~~n~~ yazmaktad~r. Ludolf von Suchem, burada vaktiyle kocas~~ ~ehrin efendisi olan dul bir kad~na da rastlad~. "Ben orada iken, kocas~~ vaktiyle ~ehrin efendisi olan soylu han~m da henüz hayatta idi. ~ehri ele geçiren Türk sultan! Zalabin de sa~d~. Onun özel izniyle soylu han~m ~ehrin kenar~nda bir yerde oturuyor, tüccarlara ~arap sat~yordu. Kocas~n~~ ve ~ehri kaybetmenin üzüntü ve ac~s~n~~ bize bir- Ephesos (Ayasulu~) hakk~nda eski seyhatnamelerde bulunan bilgiler ~urada toplan-m~~t~.: W. Brockoff, Studien zur Geschichte der Stadt Eph~sos vom IV nach~hristlischen
jahrhun-dert bis zu ihrem Untergang in der ersten Halk des XV Jahrhunjahrhun-derts; Inaugural Dissertation,
Je-na, 1905, Ayr~ca bk. W. Buch, "14-15 yüzy~lda Kudüs'e giden Alman hac~lar~n~n Türkiye izlenimleri" (çev. Y. Bayp~nar), Be/le~en, 183(1982), 510-533.
çok kere iç çekerek ifade etti. ~ehrin yak~n~nda, suyu bir p~nardan kayna-yan ve içinde çok say~da gayet lezzetli bal~klar~n bulundu~u küçük bir gölcük var" 62.
Ludolf von Suchem, ~ehri ele geçiren Türk komutan~n~n Zalabin (Zachalin Turchus) oldu~unu söylemekle ~üphesiz yan~lmaktad~r. Burada geçen Zalabin sözü, Çelebi'nin bozulmu~~ bir ~ekli olmal~d~r°. Paul Wit-tek'in de i~aret etti~i gibi söz konusu olan hükümdar H~z~r Bey olmal~d~r.
1400 y~l~nda yaz~lm~~~ bir el yazmas~~ "~ark Seyahatnamesi"nde ilginç bir bölüm yer almaktad~r: "~ngiltere ve Fransa krallar' 1339'da Yüz Sene Sava~lar~~ diye adland~r~lan sava~a ba~lad~klannda, kocas~~ ile beraber ~ehrin sahibi durumunda bulunan H~ristiyan soylu kad~n henüz daha hayattayd~~ ve bir han i~letiyordu. Orada H~ristiyanlara ~arap sat~yordu. ~ehri ele ge-çiren Türkün ad~~ Zabalyh'di. Bugün bile Türkiye'de hâlâ onunla ilgili
~ark~lar söylenmektedir" 64. Burada verilen bilgilerin Ludolf von Suchem
seyahatnamesinden kaynakland~~~na ~üphe yoktur.
Ekonomik ve ticari' geli ~ me
XIV. yüzy~l~n ba~lar~nda Anadolu siyasal yönden parçalanm~~~ yer yer ba~~ms~z beylilder ortaya ç~km~~t~. XIII-XIV. yüzy~llann bütün askeri ve siyasal çalkant~lanna ra~men Anadolu yine de kalabal~k bir nüfusu bar~n-d~r~yor ve refah düzeyi de oldukça yükselmi~~ bulunuyordu 65. ~ehabettin ömer166 ve ~bn Batutta'n~n 67 verdi~i bilgiler bunu do~rulamakta, Anadolu beyliklerinin binlerce ki~iyi silahd~racak durumda olduklar~~ anla~~lmakta-d~r. Bat~~ ülkeleriyle ekonomik ve ticari ili~kiler kuran beyliklerin merkezle-ri bu geli~menin odak noktas~~ durumuna gelmi~~ bulunuyordu. Ayasulu~~ da Ayd~no~ullan Beyli~i döneminde Bat~yla çok s~k~~ ekonomik ve ticari ili~kiler kuran ~ehirlerin ba~~nda yer al~yordu. Buras~~ XIV. yüzy~lda Balat 'iman~yla birlikte Küçük Asya'n~n ürünlerinin ba~l~ca ihraç merkezlerin-den biriydi". Bu iki liman~n yükselmesine kar~~l~k ~zmir liman~n~n önemi gün geçtikçe azal~yordu.
62 W. Buch, " 14-15. yüzy~lda...", 518-519.
63 Kr~~ Wittek, Mente~e, 39-40; Lemerle, Recherches, 32. 64 W. Buch, " I 4-15. yüzy~lda..", göst. yer., 519.
Elizabeth Zachariadou, "Notes sur la population de l'Asie Mineure turque au XIV'
Byzantinische Forchungen, 12( ~ g87), 223-231.
" Kr~. Ya~ar Yücel, Çobano~ullan Candar-O~ullan, 181-201.
67 Voyages, Il, 308-309.
68 Otto F.A. Meinardus, "Balat(Ortaça~'da Miletos) kentinin ekonomik canl~l~~~n~n
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 133
Ayasulu~'da ~talyanlar özellikle Cenevizliler ve Pizal~lar önemli bir ko-loni olu~turuyordu. ~ehirde 1351 y~l~nda bir Ceneviz konsoloslu~u aç~lm~~~ ve Cenevizli tüccarlar burada kendi mahallelerini kurmu~lard~. 1337 y~l~n-dan beri bir Venedik konsolosu Ayasulu~'da oturuyordu ve 1353 antla~-mas~ndan sonra da Venedikli tüccarlar kilise, dükkan, ma~aza ve f~rmlann yer ald~~~~ özel bir mahalleye yerle~mi~~ bulunuyorlard~. Ayasulu~~ ayn~~ za-manda Floransa, Barselona, Ankona, Raguza ve Mesinal~~ tüccarlar~n s~k s~k u~rad~klar~~ bir yerdi 69.
Aysulu~~ emin H~z~r Beyle Girit adas~~ dukas~~ Giovanni Sanudo aras~n-da I337'de bir antla~ma imzalanm~~t~n Bu, beyli~in bat~l~~ bir ülkeyle im-zalad~~~~ ilk ticaret antla~mas~~ olarak görülmektedir. Bu ahitname ile Vene-dikli tüccarlar ticaret serbestisi ile birlikte Mente~e ilinde oldu~u gibi Ay-d~n ilinde de arazi sahibi olmak hakk~n~~ ve bir de kilise yapmak iznini el-de ediyorlard~ 7°. Ayr~ca bir el-de konsolos bulundurabileceklerdi. Nitekim yukar~da i~aret etti~imiz gibi Venedik'i temsil eden bir konsolos bu tarih-ten ba~layarak Ayasulu~'a yerle~mi~~ bulunuyordu.
Francesco Balducci Pegolotti'nin XIV. yüzy~lda yazd~~~, Yak~n Do~u ticaret tarihi aç~s~ndan oldukça önemli olan eseri Ayasulu~'un bu tarihler-deki ekonomik durumuna ve Bat~yla olan ticari ili~kilerine geni~~ ölçüde ~~~ k tutmaktad~r. Pegolotti, La pratica deha mercatura ba~l~~~n' ta~~yan ve ay-r~nt~l~~ bir ticaret k~lavuzu niteli~inde olan bu eserinde n Altoluogo di Turc-hia yani Türkiye Ayasulu~una özel bir bölüm ay~rm~~t~r. Pegolotti bu bölümde her çe~it kuma~, tah~l, kenevir, balmumu, ~ap, gümü~, ~arap ve sabun gibi ürünlerin Ayasulu~~ pazarlar~nda sat~ld~~~n~~ belirtmekte ayn~~ za-manda burada kullan~lan uzunluk ve a~~rl~k ölçülerinin Ceneviz, Floransa, Piza, Venedik, ~stanbul, Galata(Pera), K~br~s ve Rodos'taki kar~~l~klann~~ vermektedir. Bütün bu ülke ve ~ehir tüccarlar~n~n Aysulu~la ticari ili~kiler kurdu~una ~üphe yoktur. Bu ili~kilerde Girit adas~~ da önemli bir yer tu-tuyordu 72. Ayasulu~~ pazarlar~nda i~lem gören ticaret e~yas~~ aras~nda tut-
Elizabeth A. Zachariadou, Trade and Crusade. Venetian Greee and the Emirates of
Men-tesche and Ayd~n (1330-1445), Venice, 1983, 127- ~~ 28.
Elizabeth A. Zachariadou, "Sept traites ineditsentre Venice et tes emirats d'Ayd~n et de Mentesche 0331-1407r, Studi preottomani et Ottomani, Napoli, 1976, 229-240; Melek Delilba~~, "Ortaça~da Türk hükümdarlar~~ taraf~ndan Bat~lilara ahitnamelerle verilen imti-yazIara genel bir bak~~", Belleten, 185 (1983), ~ oo; g Mart 1337 tarihli ahitname için ayr~ca bk. Zachariadou, Trade, ~~ go-194.
7' Francesco Balducci Pegolotti, la pratica deha Mercatura (ed. Altan Evans), Cambridge
-Mass., 1936, 55-57.
72 F. Thiriet, "Les relations entre la Crete et les emirats turcs d'Asie Mineure au
XIV' siecle vers 1348-1360", Actes du XIP congr'is international d'Etudes byzantines, Beograd, 1964, II, 214-221.
saklar, at ve s~~~r ba~ta olmak üzere di~er evcil hayvanlarla balmumu da bulunuyordu'. Pegolotti'nin bildirdi~ine göre ~arap ve sabunun d~~~ nda Ayasulu~'a giren mallardan gümrük resmi al~nm~yordu. Fakat ç~k~~ta al~-n~yordu. Buradan bu~day alan tüccarlar Ayasulu~~ beyine (al signore
d'alto-luogo) % 4 oran~nda gümrük resmi ödemek zorundayd~lar. Ayasulu~~ ayn~~
tarihlerde Balat (Palatia) ile birlikte Kütahya'n~n ~ap~ n~n Avrupa'ya akta-r~ lmas~nda i~lek bir liman ödevi görüyordu'. Ayasulu~'la ticaret yapan tüccarlar, mallar~n~~ k~y~ya kadar, k~y~dan da ~ehre kadar ta~~mak yani a~a-~~~ yukar~~ 9 kilometrelik bir yolu kat etmek zorunda
Öte yandan Yak~n Do~u ticaret tarihi üzerinde bugün art~k klasikle~-mi~~ bulunan eserinde Wilhelm Heyd 76Ayasulu~'un Aydmo~ullan beyli~i dönemindeki ticari durumu hakk~nda oldukça ayr~nt~ l~~ ve dikkat çekici bilgiler vermektedir. Nitekim Altoluogo halk~~ aras~nda pek çok H~ristiyan tüccann bulundu~u ve bu ~ehrin bütün ülkelerle ticari ili~kiler kurdu~u Heyd'in verdi~i bilgilerden anla~~lmaktad~r. Hatta Orta Asya içlerinden ve "Tataristan'dan ve ba~ka ülkeler" den Ayasulu~'a ticaret e~yas~~ geliyordu. Bat~l~~ tüccarlar buraya Narbonne, Perpignan, Toulouse kuma~lar~, gümü~ten yap~lm~~~ e~ya, ~arap ve sabun getiriyor ve ülkelerine Germiyan
Zachariadou, Trade, 160-173; kr~. Thiriet, "Les relations..", göst. yer.
Lemerle, Recherches, 34; Ayr~ ca bk. L. de Mas Latrie, "Commerce d'Ephese et de Milet", Bibliothique de r&ole des chartes, 24' anne, Paris, 1864, V, 219-221. Burada aynca 24 Temmuz 1403 y~l~nda Mente~e beyi ile Venedik cumhuriyeti aras~nda imzalanan antla~-man~n metni de verilmi~tir.
Pegolotti "da/la citta d'Altoluogo infino alta marina, che v'a da 9 miglia per terra" (Prati-ca, 56) demek suretiyle ~ehirle liman aras~ndaki uzakl~~~n g mil oldu~unu belirtmektedir. Ayasulu~'un bu tarihlerde liman~~ Pamucak taraflar~nda yakla~~k ~ehrin 9 kilometre bat~s~n-da küçük bir körfezde, Panormos denilen yerde idi. Liman~n derinli~i a~a~~~ yukar~~ 6-8 ku-laç dolaylar~nda idi. Yüksek bir tepe üzerinde bulunan ve Saint Paul Hapishanesi olarak adland~nlan bir kule liman~~ denetim alt~nda tutuyordu. Liman~n k~y~s~nda, iç kar~~~kl~klar-dan ötürü Lombardiya'kar~~~kl~klar-dan gelen ~talyanlar bir kasaba kurmu~lar ve kiliseler yapm~~lard~~ (bk. C. Foss, ayn. esr., 149-15o). Ludolf von Suchem (kr~. Buch, "14-15. yüzy~lda...", Ost. yer, 518) sözkonusu ~ehrin yak~n~ndan geçen ve Ren nehrini and~ran, "Tatar ülkesinden
ç~-k~p" Türkiye'yi ba~tan ba~a kat eden b~r ~rmaktan (— Küçük Menderes) söz etmekte ve bu-nun üzerinde çe~itli e~yan~n ta~~ncl~~~na i~aret etmektedir. R. Meriç ("Zur Lage des Ephe-sischen Aussenhafens Panormos", Lebendige Altertumswissenschaft, 1985, 30-32) liman~n
bu-lundu~u Panormos'u Alaman Gölü dolaylanna yerle~tirrnektedir. öte yandan Ku~adas~~ da Ayasulu~'un bir liman~~ gibi görünmektedir. Bu ~ehir herhalde 1304 y~l~ndan önce yoktu (kr~. Lemerle, Recherches, 30). Ku~adas~~ için bk. Wolfgang Müller-Wiener, "Ku~adas~~ und Yeni-Foça zwei italienische Gründungsst.dte des Mittelalters", Istanbuler Mittedungen, Band 25 (1975), 399420.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 135
Beyli~inin" ba~kenti olan Kütahya ~ap~n~, bu~day, pirinç, balmumu ve e~rilmemi~~ kenevir götürüyorlard~~ 78.
Avrupa ülkeleriyle olan yo~un ticari ili~kiler Ayasulu~'daki para düze-nini de geni~~ ölçüde etkilemi~tir. Altoluogo'da Venedik dükalan örne~inde para bas~lm~~~ ve bu yüzden cumhuriyet olay~~ protesto etmi~tir". Fakat ay-n~~ tarihlerde Sypilus üzerindeki Manisa (galat olarak Maglasia) ve Palatia (Balat) darphanelerinde de Latince yaz~lm~~~ gümü~~ sikkeler bas~llyordu. Bu sikkeler Anjou hanedan~~ prensleri taraf~ndan Napoli'de bast~nlm~~~ Gig-liati (Çilyati) sikkeleriyle tamamen ayn~~ tipte idi. Bundan anla~~ld~~~na göre yaln~z Ayd~no~ullan beyleri de~il ayn~~ zamanda Saruhan ve Mente~e beyleri de kendi uyruklann~n ~talyanlarla ticari ili~kilerini kolayla~t~rmak için özel sikkeler bast~rm~~lard~r".
~zmir ku~atmas~nda Umur Beyin ~ehit dü~mesinden sonra beyli~in ba~~na geçen Ayasulu~~ emin H~z~r Bey (1348-1366) bu ~ehrin geri al~n-mas~ndan vazgeçti~i gibi Latinlerle uzla~ma yoluna da gitti. Yap~lan görü~meler sonunda Latinlerle (Venedik Cumhuriyeti, K~br~s K~rall~~~~ ve Rodos ~övalyeleri) çok a~~r ko~ullar içeren bir antla~ma imzaland~~ (18 A~ustos 1348). Papa taraf~ndan onan~p yürürlü~e giren bu antla~maya göre 81 Ayd~n ilinin bütün iskelelerinden al~nan gümrük resminin yar~s~~
77 Mustafa Çetin Varl~k, Germiyan-o~ullar~~ Tarihi (1300-1429), Ankara,
78 Heyd, rak~n Do~u ticaret tarihi, I, 605. 1974.
79 Heyd, Ta/on Do~u ticaret tarihi, I, 609.
80 G. Schlumberger, Numismatigue de l'Orient latin, Paris, 1878, 482-487; Heyd, Talan Do~u ticaret tarihi, I, 609; Ak~n, Aydeno~ullan, 121. Talihsiz bir Gigliati için bk. I. Artuk-C. Artuk, ~stanbul Arkeoloji MaZeleri te~hirdeki ~slami sikkeler katalogu, ~stanbul, 1971-1974, I, 435-436, no. 1326. Ayd~no~ullan meskükat~~ için bk. ~smail Galip, Tala~im-i meskt~kat-~~ Selçukiye,
~stanbul, 1309, 13o; Ahmet Tevhit, "Ayd~no~ullar~", Tarih-i Osmani Enctimeni Mecmuas~~ (TO-EM), 10(1327), 619-625; Ayasulu~'da Osmanl~lar zaman~nda da bir darphane bulundu~unu ve burada Çelebi Sultan Mehmet, II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet ad~na para bas~ld~~~n~~ biliyoruz. Bk. Halil Ethem, Meskkat-: Osmaniye, ~stanbul, 1334, 52-53; Ak~n, Ayduto~ullan,
123-126; ~. Artuk- C. Artuk, a.g.e., II, 463, 465, 469, 473'475, kr~. 479-480. Fatih zaman~na ili~kin belgeler, Tire ile birlikte Ayasulu~~ darphanesinden aç~kça söz etmektedirler: H. Inal- c~k-R. Anhegger, Kanunname-i Sultani b~r muceb-i Osmani, Ankara, 1956, 5,23; Kr~. N. Beldiceanu, Les acks des premiers sultans, Paris-La Haye, 1960, I, 66, 84, 161. Her iki darp-hanenin de 1512 y~l~nda i~ler bir durumda oldu~u anla~~lmaktad~r: H. Inalc~k, Fatih devri üzerine ktkikler ve vesikalar, Ankara, 1954, 64, 96, 1,35, 108; Halil Sahillio~lu, "XV. yüzy~l so-nunda Osmanl~~ darphane mukataalan", Akan Fakültesi Mecmuas~, (~FM), 23, 1-2(1962-63), 154, 172.
81 M. Halil, Methal, 79-80; Ak~n, Aychno~ullan, 52-53. Antla~man~n metni için bk.
H~ristiyan müttefiklere (sancto unio) b~rak~l~yordu. izmir'de H~ristiyanlara dostça davran~lacakt~. Bütün deniz kuvvetlerinin bir ay içinde silah ve do-nan~m~~ bo~alt~larak karaya çekilecek, hatta isteni~se bu gemiler yak~lmaya haz~r bulundurulacakt~. H~ristiyan gemileri beyli~in iskelelerine serbestçe girip ticaret yapmalar~~ için korsanl~k hareketlerine son verilecek, kazaya u~rayan gemiler kurtanlacak fakat bunlar üzerinde hiçbir hak iddia edil-meyecekti. Ba~la~~k devletlerin beylik içindeki uyruldann~n haklar~n~~ koru-mak için konsolosluk açkoru-mak yetkisi veriliyordu. Heyd'e göre bu antla~ma-n~n sonuçlar~ndan biri Altoluogo'da bir Venedik konsoloslu~u aç~lmas~-d~r'. Çok geçmeden Cenevizliler de 1351 y~l~nda benzer ko~ullarla bir ta-k~m ayncal~klar elde ettiler. Fakat yukar~da da belirtti~imiz gibi Venedik'i temsil eden bir konsolosluk 1337 y~l~nda buraya yerle~mi~~ bulunuyordu. H~z~r Bey, Cenevizle Venedik aras~nda sava~~ patlak verdi~i zaman Cene-vizlileri desteklemi~~ ve bunlar~n limanlara serbestçe girip ç~kmas~na izin verilmi~ti. Ancak Venedikle ba~layan görü~meler de 1353 y~l~nda yeni bir antla~man~n yap~lmas~yla sonuçlanm~~t~r 83. Ayd~no~ullann~n Bat~l~~ devlet
ve tüccarlara tan~d~~~~ ayncal~klar, bölgenin Osmanl~~ yönetimi alt~na gir-mesinden sonra da yürürlükte b~rak~lm~~t~r".
Sözün k~sas~~ Ayasulu~~ Türk egemenli~i alt~na girdikten sonra Do~u Akdeniz'in belli ba~l~~ ticarete merkezlerinden ve en önemli iskelelerinden biri durumuna gelmi~tir. Umur Beyin deniz sava~lanna kat~lan gemiler-den bir k~sm~~ Ayasulu~~ liman~nda haz~rlan~yordu'. Bu ekonomik ve ticari geli~meye ba~l~~ olarak Ayasulu~~ önemli bir kültür ve sanat merkezi haline gelmi~tir.
Osmanl ~~ egemenli ~ inin kurulmas ~~
Osmanl~~ Devletiyle Ayd~no~ullan aras~nda ili~kilerin ba~lang~çta dost-ça oldu~u anla~~lmaktad~r". Birinci Kosova sava~~nda Murad Hüdavendi-gâr'~n ~ehit dü~mesi üzerine Y~ld~r~m Bayezit tahta geçmi~~ ve karde~i Ya-kub'u öldürtmü~tü. Geleceklerini tehlikeli gören Anadolu beylilderi aras~n-da Osmanl~lara kar~~~ bir ba~la~ma giri~imi gündeme gelmekte gecikme-
" Heyd, Ta/on Do~u ticaret tarihi, I, 6o6.
" Thiriet, "Les relations...", gini. yer., 218; Melek Delilba~~, "Türk hükümdarlarm~n..."
gri:tl. yer., 101.
84 Ak~n, Ayd~no~ullan, 54.
85 H. Inalc~k, "The rise of the Turcoman maritime principalities in Anatolia,
Byzanti-um and Crusades", Byzantinische Forschungen, IX (1985), ~~ 79-2 17. 86 Ak~n, Ayd~no~ullan, 57-58.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 137 di 87 Y~ld~nm Bayezit, Rumeli'nin güvenli~ini sa~lad~ktan ve Bizans'taki taht kavgalar~n~~ da kendi iste~i do~rultusunda çözümledikten sonra Ana-dolu'ya geçti. 1389-1390 k~~~nda yap~ld~~~~ anla~~lan bu seferde Ayd~no~ul-lar~~ beyli~ini de Osmanl~~ topraklanna katt~. Ne~ri, Y~ld~nm Bayezit'in beyli~in topraklar~n~n bir k~sm~n~~ Ayd~no~lu'na yani ~sa Beye b~rakt~~~n~~ fakat hutbe ve sikkenin kendi ad~na oldu~unu yazmaktad~r88. ~sa Beyin kendi iste~i üzerine Ayasulu~'da kalmas~na izin verildi. Vak~flann~n yöne-timi kendisine b~rak~ld~. Y~ld~nm Bayezit, Ayd~no~ullan beyli~inin eski ti-marlann~~ yeniledi. Bir k~s~m timarlan da kendi kullanna da~~tt~~ ".
Ankara Sava~~'ndan sonra Timur, bütün Anadolu'yu ba~tan ba~a ka-s~ p kavurarak Ayd~n iline gelmi~~ ve Ayasulu~'u üs olarak kullanm~~t~r'. Bizans tarihçsi Dukas'~n 91 verdi~i bilgiye göre Timur daha Anadolu'da iken kumandanlann ve valilerin maiyetleriyle hepsinin Efes'e gelmelerini tembih etmi~ti. Timur, burada çad~rlann~~ kurarak otuz gün Ayasulu~'da kald~. Bu süre içinde çevrede bulunan kale, ~ehir ve kasabalar~n hepsini ele geçirdi. Daha sonra buradan Milas üzerine yürüdü.
Ayd~nili Timur taraf~ndan ~sa Beyin o~ullar~~ Musa'ya ve II. Umur'a verilince ayn~~ hanedandan olan Hasan A~a ile karde~i Cüneyd birlikte hak iddia etmeye ba~lad~lar. Sonunda Cüneyd ~zmir, Hasan A~a da Aya-sulu~~ hakimi olmu~lard~r 92. Bununla birlikte fetret devrinde Süleyman Çe-lebi'nin Venediklilerle imzalad~~~~ antla~malarda " Altoluogo ve Palatia'n~n Osmanl~~ yönetimi alt~nda bulundu~u anlam~~ ç~kmaktad~r. Süleyman Çele-bi, Naxos'un bu ~ehirlere ödemekte oldu~u harac~~ kald~nyor, sözde hâlâ bu yerlere sahipmi~~ gibi davran~yordu. Yaln~z ne var ki Ayasulu~'un Os-manl~~ Devleti'ne olan ba~l~l~~~~ devam ediyordu. Bu ba~l~l~~~n ancak Aya-sulu~'un Cüneyd'in eline geçmesinden sonra kesildi~ine ili~kin Dukas'~n bir kayd~ " dikkatimizi çekmektedir. Nitekim Dukas bu konuda ~unlar~~
87 M. Halil Yinanç, "Bayezid I.", ~A, II, 369.
" "Ayd~no~lu dahi geliib itaat ediib vilayetin bazis~n yine kendiiye vird~ler Amma hutbe ve sikke Bayezid Han ad~na okundu" (Ne~ri (Menzel), I, 84). Kr~. A~~kpazade, 65.
89 Ne~ri (Menzel), 84-85; A~tkpazade, 59.
"° J. von Hammer, Devlet-i Osmaniye tarihi (çev Atâ Bey), ~stanbul, 1329-1337, II, 84.
9' Dukas, Bizans tarihi (çev. V. Mirmiro~lu) ~stanbul, 1956, 46; kr~. Hoca Sadeddin
Efendi, Tacii't-Tevarih, ~stanbul, 1279 I, ~ go. Ayr~ca bk. Nizamüddin ~ami, Zafername (çev. N. Lugal), Ankara 1949, 320.
92 Ak~n, Ayd~no~ullar~, 78.
Wittek, Mente~e, 93; Ak~n, Aychno~ullan, 79. Dukas, Bizans tarihi, 50.
yazmaktad~r: "Süleyman Çelebi'ye olan itaat ve ba~l~l~ktan vazgeçildi, bu husus da yeminle te'yid edildi".
Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra ülkenin bat~s~ndaki bey-ler aras~nda y~ld~z~~ en çok parlayan Cüneyd", hemen ~zmir'i ele geçirmi~, bundan sonra Ayasulu~'u da alm~~t~r (1404) 96. Fakat bu i~~ kolay olmam~~, Ayasulu~~ uzun süre Cüneyd'in sald~r~lar~na kar~~~ direnmi~tir. Bu s~rada ölen Ayd~no~lu Musa Beyin yerine geçen karde~i II. Umur, akrabas~~ olan Mente~e o~lu ~lyas Beyden yard~m istedi. ~lyas Bey bütün kuvvetlerini toplay~p Umur'la birlikte Ayasulu~'a geldi. Toplam asker say~s~~ 6000 ka-dard~. Ayasulu~'da Cüneyd'in babas~~ Karasuba~~~ (~brahim)'n~n buyru~un-da ise ancak 3000 ki~ilik bir kuvvet vard~. Cüneyd o s~rabuyru~un-da Izmir'de idi. Ayasulu~~ halk~~ ~lyas Beyin sald~r~lar~na canla ba~la kar~~~ koyarak teslim olmad~. Bunun üzerine ~lyas Bey ~ehri ate~e verdi'. Ayasulu~~ iki gün içinde ba~tan ba~a yanarak bir enkaz y~~~n' haline geldi. Sonunda bu fela-keti gören halk teslim olmak zorunda kald~. Bu yang~nda Saint Jean kili-sesi de tamamen yan~p tutu~mu~tur". Karasuba~~~ ise ~ehrin kalesine çeki-lerek o~lu Cüneyd'den ald~~~~ yard~mla sava~a devam etti. Ancak Cüneyd'den yeterli yard~m gelmedi~i için Karasuba~~, kalenin kap~s~n~~ açarak ç~kt~~ ve Mente~e o~luna teslim oldu. Mente~e beyi ~lyas, Karasuba-~~'n~~ ve onun ~ehirde bulunan adamlann~~ al~p götürdü. Ayd~no~lu Umur'a babas~n~n beyli~ini geri verdi". Karasuba~~~ maiyetinde bulunan "Osmanl~larla" Mamalos köyündeki kaleye kapat~ld~.
K~~~ mevsimi gelince Cüneyd, Ayasulu~~ üzerine yürüdü, Umur, kaleye kapanmak zorunda kald~. Bütün ~ehir i~gal edildi "Iski! felaketinden
son-ra "" halk~n kazand~~~~ ~eyleri ya~ma ettirdi. Halktan birço~u lul~çtan
geçi-rildi ve pek çok kötülükler yap~ld~. Bütün bu olup bitenlerden sonra Urnur'la Cüneyd bar~~~ yapt~lar. Cüneyd, Umur'un k~z~~ ile evlendikten sonra "baba o~ul gibi kucakla~t~lar". Cüneyd'le Umur bütün beyli~i bir-likte dola~arak Menderes nehri havalisinde ve beyli~in kuzeyinde bulunan ~ehirleri yani Gediz çay~na kadar olan yerleri, Ala~ehir, Sardes ve Nif ~e-
9' Ak~n, Ayd~no~ullan, 68-83. Dukas, Bizans tanhi, 51-53, 58.
Dukas, Bizans tarihi, 49; Hammer, Devlet-i Osmaniye tarihi, Il, 97. Ancak Wittek
(Mente~e, 95) ~ehir halk~n~n teslime haz~r olduklar~~ bir s~rada Cüneyd'in babas~n~n Efes'i
ate~e verdi~ini yazmaktad~r.
98 Dukas, Bizans tarihi, 49; Wittek, Mente~e, 95. Dukas, Bizans tarihi, 50.
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 1 39
hirlerini ald~. Buralara kendisine ba~l~~ adamlar~n~~ yerle~tirdi. Bütün beyli-~i kendi akraba ve dostlar~ n~ n yönetimine b~ rakt~ w~ .
Umur'un 14o5'te ölümü üzerine Cüneyd tek ba~~na ülkenin sahibi durumuna geldi 102. Bütün bu olup bitenlerden sonra Ayasulu~'un ne za-man yeniden Osza-manl~~ yönetimi alt~na girdi~i sorusu akla gelmektedir. Gerçi Dukas", Süleyman Çelebi'nin Cüneyd'e kar~~~ giri~ti~i harekâtta Efes'e geldi~ini, orada çad~rlar~n~~ kurdu~unu ve dört ay burada konaklad~-~~n~~ yazmaktad~ r. Hattâ Harnmer", Süleyman Çelebi'nin zaferle Ayasu-lu~'a girdi~ini dahi eklemektedir. Fakat Cüneyd, Sultan Murad'a kar~~~ sa-va~mak üzere Mustafa Çelebi kuvvetleriyle birle~ti~i zaman (1422) Dukas'a göre "~zmir ve Efesos Beyi" unvan~n~~ ta~~yordu 1°5. Fetret devrinin kar~~~ k-l~klar' s~ras~nda Ayasulu~'un zaman zaman el de~i~tirdi~i anla~~lmaktad~r. Bu s~rada Ayasulu~'da oturan Ayd~no~lu Mustafa Bey herhalde Osmanl~~ egemenli~ini kabul etmi~ti ". Çünkü Cüneyd onun üzerine yürümü~~ ve kendisini öldürtmü~tür. Öte yandan A~~kpa~azade, 828 (1424) olaylar~ndan söz ederken "Ayasulu~~ ve Tire nevahisiyk l-i Osman tasam~funda olmu~tur"' ifadesini kullanmakta ancak ~zmiro~lu Cüneyd Bey yüzünden yöre halk~-n~n alacal~~~halk~-n~ni" eksik olmad~~~n~~ belirtmektedir. Bundan ç~kan sonuca göre Aysulu~~ halk~n~~ alacal~~a iten etken, Cüneyd'in bitmez tükenmez sal-d~r~~ ve bask~lanyd~. A~~kpa~azade'nin ifadesinden, II. Murat'~n söz konusu tarihte Mente~e, Saruhan ve Hamit ilini Osmanl~~ topraklar~na katt~~~~ s~ra-da Ayasulu~~ ve Tire'nin de yeniden Osmanl~~ yönetimi alt~na girdi~i anla-m~~ ç~kmaktad~r ".
Cüneyd'in sonuna gelince: A~~kpa~azade ve Ne~ri'nin verdi~i bilgilere göre llo, Anadolu beylerbeyisi Timurta~~ o~lu Oruç Bey, Ayd~n ilinin "ha-yinlerini ay~rtlamakla" görevlendirilmi~ti. "Kapuda timar yiyen" Ayd~no~lu "~sa beyin o~lunun o~lu", Cüneyd ortadan kald~r~lmad~kça vilayetin Os-
Dukas, Bizans tarihi, 50; Wittek, Mente~e, 95- " Dukas, Bizans tarihi, 50; Ak~ n, Aydino~ullan, 79.
1°3 Bizans tanht, 52-53.
104 Devlet-i Osmaniye tarihi, Il, 98.
1° Dukas, Bizans tarihi, 89; kr~. 1,35-~ o6.
la" Ak~ n, Ayd:no~ullan, 81; Uzunçar~~l~, Osmanl~~ tarihi, Ankara, 1961, 71, 382, 400. 107 Ne~ri (Menzel), 155; A~~kpa~azade, 107. "Ayasulu~~ ve Tire ve ol havalide olan kasabat ve müdün htikümetgdh-: Osmaniyan tasarrufunda olub" (Sadeddin, Tacii't tevarih, I, 324)-
1" Alacal~k, hilekffii~ k, iki yüzlülük anlam~na gelmektedir. Bk. Tarama Sözli~~ii, Anka-
ra, 1963-1974, I, 83.
10' A~~ kpa~azade, 1°8-109; Ak~n, Ayd~no~ullarz, 82.
manl~'n~n olamayaca~~n~~ savunuyordu. Ayd~n ili o s~rada Yah~i Beyin ta-sarrufunda idi. Yah~i Bey, sürekli olarak Cüneyd'le u~ra~~yordu. Cüneyd'in, Yah~i Beyin karde~ini öldürtmesinden sonra "Oruç Beyi dahi Yah~i Beye ko~tular". Bunlara kar~~~ ç~kamayaca~~n~~ anlayan Cüneyd, Si-sam adas~~ kar~~s~ndaki ~psili kalesine çekildi. Cüneyd'in "fesad~” hiçbir za-man eksik olmuyordu. Hatta bir aral~k kaleden ç~karak deniz yoluyla Ka-raman k~y~lanna gitti. KaKa-ramano~lu'ndan elde etti~i yard~mla geri döndü ve bir gece bask~n~~ yaparak kaleye girdi '''. II. Murat Cüneyd'in üzerine bu kez Anadolu beylerbeyisi Hamza Beyi gönderdi. Cüneyd'in o~lu Kurt Hasan yenilgiye u~rad~. Cüneyd, sakland~~~~ ~psili kalesinden ç~karak tes-lim oldu. Ailesiyle birlikte idam edildi (1426). Oruç'a göre "2 Ayasulu~~ kalesi do~rudan do~ruya Sultan Murat taraf~ndan fethedildi.
Tapu-tahrt ~~ defterlerine göre X V. rtizytIda Ayasulu ~~
Buraya kadar Ayasulu~'un Ortaça~lardaki siyasal ve ekonomik duru-munu belirterek yörede Türk egemenli~inin ba~lamas~~ ve süreklili~i üzerin-de k~saca durduk. ~imdi ise do~rudan do~ruya Osmanl~~ ar~iv kaynaklar~-na dayakaynaklar~-narak Ayasulu~'un XV-XVI. yüzy~llardaki durumunu ayd~nlatma-ya çal~~aca~~z. ~uras~n~~ hemen belirtelim ki bu konuyu i~lerken ba~~ vur-du~umuz ana kaynaklar tapu-tahrir defterleri olmu~tur. Osmanl~~ Devle-ti'nin eski bir gelene~in devam~~ olarak herhangi bir bölgedeki sosyal, eko-nomik geli~meleri tespit etmek, nüfusu hesaplamak, yeni ele geçen bir ülkede Osmanl~~ düzenini kurmak 113, timar sisteminin i~leyi~ini denetle-mek ve saltanat degi~melerinde çe~itli beratlan yeniledenetle-mek amac~yla belirli aral~ klarla say~m yapt~rd~~~n~~ biliyoruz 'H. Bu say~m sonuçlar~n~~ içeren ta-pu-tahrir defterlerinde as~l verilerin d~~~nda bir tak~m aç~klamalar, derke-narlar, sözlü ifadeler, Osmanl~lardan önceki sosyal ve ekonomik yap~n~n anla~~lmas~na büyük ölçüde katk~da bulunmaktad~r.
Osmanl~lar~n Ayd~n ilini yönetimleri alt~na ald~ktan sonra di~er yöre-lerde oldu~u gibi burada da say~mlar yap~ld~~~n~; timar, zeamet, has ve
'" Uzunçar~~l~, Osmanl~~ tarihi, I, 72.
112 Oruç Be~~ Tarihi (yay. Ats~z), ~stanbul, ts. 81.
"3 Halil inalc~ k, "Ottoman methods of conquest", Studia Islamica, Il (1954), 109-112.
''' Ömer Lütfi Barkan, "Türkiye'de Imparatorluk devirlerinin büyük nüfus ve arazi tahrirleri ve Hakana mahsus istatistik defterleri", !FM, II(1941), 20-59; 214-247; Ayn~~ yazar,
"Tarihi demograf~~ ara~t~rmalan ve Osmanl~~ tarihi", Tiirkiyat Mecmuas~, X (1953), 1-26; Halil
inalc~ k, Hicri 835 tarihli suret-~~ defter-i sancak-~~ Arvanid, Ankara, 1954, XVIII-XXI; Nejat
XIV - XVI. YÜZVILLARDA AYASULUG 14
vak~flann büyük bir titizlikle yaz~ld~~~n~~ görüyoruz. Ancak bugün elimizde bulunan, Ayd~n livas~na ait en eski defterin tarihi Fatih zaman~ndan öteye gitmemektedir"5. Fatih'in saltanat~n~n ilk y~llar~nda düzenlendi~i anla~~lan bu defterin içindeki kay~tlara bak~l~rsa, bu zamana kadar Ayd~n ilinde en az üç say~ m yapt~r~ld~~~~ sonucuna var~l~r"6. Sanca~~n ~imdi elimizdeki bu en eski defterinde do~rudan do~ruya Ayasulu~~ ~ehri hakk~nda bilgi bu-lunmamaktad~r. Fakat Ayasulu~~ kalesinde görev yapan kale erlerinin ti-marlanyla ilgili birçok kay~tlar göze çarpmaktad~r. öte yandan yine Fatih zaman~nda düzenlendi~i anla~~lan 871 (1466-1467) tarihli Ayd~n livas~n~n Ortasya, Ala~ehir, Tire, Sultanhisar, Kestel ve Urla nahiyelerine ba~l~~ köylerle bu köylerde oturanlar~n hane, resim ve ö~ürlerini gösteren ve çe-~itli cemaatlan kapsayan bir mufassal defterde de Ayasulu~~ ~ehri hakk~n-da kayhakk~n-da rastlan~lmamaktad~r "7. Buna kar~~l~k yine Fatih'in son y~llar~nhakk~n-da yaz~ld~~~~ anla~~lan 118 "Ayd~n livas~n~n nüfus ve has~lat~n~, timarlann~, Aya-sulu~, Mastavra kazalar~~ muhaf~zlarma ait timarlan ve Türk cemaatlann~~ gösteren mufassal defter" içinde Ayasulu~la ilgili ilk aynnt~lar yer alm~~~ bulunmaktad~r"9. Burada Ayd~n sancakbeyi (mirliva) ~shak Pa~a'n~n ~ 21)
I TT 1/1 Miikerrer. Bu defter Himmet Ak~n'a göre (Ayd~ no~ullan, 97, 126) 855(1451-1452); ~nalc~k'a göre (Arvanid, XXIV , Fatih devri, 73) 859(1454-1455) tarihlidir. Defterin 17. sayfas~ndaki 875 ve 877 tarihlerinin sonradan eklendi~i anla~~lmaktad~r. Ancak Trabzon se-feriyle ilgili bir kayd~n (s. 315) sonradan eklenmedi~i ve defterin sürekli bir parças~n~~ olu~-turdu~u görülmektedir. Kald~~ ki 1461'den sonra Anadolu beylerbeyli~ine atanan (kr~.
Mükrimin Halil Yinanç, ~A, I, 194) Gedik Ahmet Pa~a beranyla pek çok timar tevcih
edil-di~i bu defterde yaz~l~~ bulunmaktad~r. Bu bak~mdan defterin 866 (1461-62)'den sonra
düzenlendi~ini ileri sürmek herhalde yanl~~~ olmasa gerektir. Ayr~ca bk. M.A. Cook,
Popula-tion pressure in ru~a/Anatolia (1450-1600), London, 1972, 47.
Nitekim Fatih zaman~nda düzenlenen Ayd~n defterinde Murat Çelebi defterinden,
defter-i atik'ten ve Mevlana Abdülkerim defterinden söz edilmektedir (Barkan, "Hakana mahsus...", 34).
H' Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi, Maliyeden Müdevver (MM), 232. Defterin tarihi için bk. 306. Ayr~ca kr~. 244, 245, 278(875 tarihi bulunmaktad~r).
"8 TT 8. Bu defter 8774382 (1473-1477) tarihleri aras~nda düzenlenmi~tir (Kr~. Cook,
Populatton pressure, 48). '19 TT 8,687-707.
'2° Halil inalc~k'~n belirtti~i gibi (Fatih devri, 83) XV. yüzy~lda ya~am~~~ olan birçok ~s-hak Pa~a'y~~ birbirinden ay~rt etmek her zaman olanakl~~ görülmemektedir. II. Murat zama-n~nda Enderun'dan yeti~ip veziriazaml~~a kadar yükselen ~shak bin Abdullah ile II. Baye-zit'in tahta ç~k~~~~ s~ras~nda veziriazaml~~a getirilen Lala ~shak bin ~brahim'i kan~t~rmamak gerekir. Her iki ki~inin de Anadolu beylerbeyli~i görevinde bulunmu~~ olmalar~~ bu kar~~~kl~-~~n ana nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Burada söz konusu olan ~shak bin Abdul-lah't~r (kr~. ~nalc~k, Fatih devri, 112).
haslanna dahil olan Ayasulu~~ ~ehrinin mahalleleri '21 teker teker gösteril-mi~, her mahallenin nefer 122, hane 123 ve mücerretleri (bekâr) yaz~lm~~, bel-li ba~l~~ vergi kaynaklar~~ üzerinde de bilgiler verilmi~tir. Ayr~ca Ayasulu~~ kazas~na ba~l~~ köy ve cemaatlar da nüfus ve has~llanyla yani y~ll~k vergi gelirleriyle birlikte bu deftere göçürülmü~~ bulunmaktad~r. Üstelik ~ehir halk~n~n meslek ve u~ra~lar~~ konusunda da bilgi edinmek olanakl~~ bulun-maktad~r. Çünkü her mahallede oturan erkek nüfus yaz~l~rken bunlar~n adlar~n~n alt~na bazan mesleklerinin de i~aret edildi~i göze çarpmaktad~r. Legenci, kasap, nalband, kazanc~, hamamc~, dizdar, tanburac~, kethüda, takyeci, davulcu, hayyat (terzi), pabuççu, börekçi, bal~kç~, kuyumcu, i~-kembeci, kapanc~~ vb. belli ba~l~~ u~ra~~ ve meslekler olarak görülmektedir.
~ehir halk~n~ n meslekleriyle ilgili kay~tlara bütün tapu-tahrir defterlerinde
rastlanmad~~~~ için 124 sözünü etti~imiz defterde yer alan bu bilgilerin büyük bir de~er ta~~d~~~na ~üphe yoktur. öte yandan ayn~~ deftere göre, Ayasulu~'da ya~ayan ve adlar~~ deftere göçürülmü~~ bulanan baz~~ kimsele-rin adlar~n~n alt~nda köle kayd~n~n bulunmas~~ da ayr~ca dikkati çekmekte-dir 125. Bu deftere göre Ayasulu~'un belli ba~l~~ mahalleleri ve bu mahalle-lerin nüfusu ~öylece özetlenebilir:
121 ~slam ~ehirlerinde oldu~u gibi Osmanl~~ kentlerinde de mahalle temel bir yerle~im birimi olarak görünmektedir. Mahalle genellikle cami, mescit gibi dinsel bir yap~ n~ n ve bir pazar yerinin çevresinde geli~mekte her mahallenin halk~~ inanç, gelenek ve ya~ama biçimle-riyle bir bütünlük olu~turmaktayd~ . Bu konuda bk. Do~an Kuban, Sanal tarihimizin sorunla-r~, ~stanbul, 1975, 105-162, Özer Ergenç, "Osmanl~~ ~ehirlerinde esnaf örgütlerinin fizik ya-p~ya etkileri", Türkiye'nin sosyal ve ekonomik tarih: (Yay. H. Inalc~k-Osman Okyar), Ankara, 1980, l03-109; Suraiya Faroqhi, Towns and townsmen of Otioman Anaiolia. Trade, Crafis and Foo~l Production in an Urban Setting 1520-1650, Cambridge University Press, 1984, tür. yer.
122 Nefer vergi vermekle yükümlü yeti~kin erkek. Bk. Suraiya Faroqhi, Men of modest substance. House owners and house property in sevenleenth-century Ankara and Kayseri, Cambridge University Press, 1987, 12, 226.
123 Hane, Osmanl~~ tapu-tahrir defterlerinde bir aileyi, bir evi anlatt~~~~ gibi kimi zaman da bir vergi matrah~n~~ olu~turan birimleri anlatmaktad~r. Bk. Nejat Cöyünç, " `Hane' deyi-mi hakk~ nda", Tarih Dergisi, 32 (1979), 331-348.
124
Tapu-Tahrir defterlerinde her zaman ~ehirde oturan halk~ n meslekleri belirtilme-mektedir. Ancak din ve vak~ f görevlileriyle kimi askerler bu kural~ n d~~~ndad~r. ~ehirde otu-ran kimselerin sosyal ve ekonomik durumuyla meslekleri konusunda ~üphesiz ~er'iyye sicil-lerinde daha doyurucu bilgiler bulunmaktad~r. Bk. Ça~atay Uluçay, XVII. yüzy~lda Mont-saila ziraat ticaret ve esnaf te~kilat~, ~ stanbul, 1942, S. Faroqhi, Towns and Townsmen... Fakat XV. yüzy~ la ait baz~~ tapu defterlerinde de "~ehirli taifesi" nin meslekleriyle ilgili bilgiler bu-lundu~u görülmektedir. Bu konuda Ayasulu~~ d~~~nda bir ba~ka örnek için bk. I. ~ahin - F. Emecen, "XV. Asnn ikinci yans~ nda Tokat ~ehri", Seyhülislam Ibn Kemal Sempozyumu, Anka-ra, 1986, 41-51.
125 Osmanl~~ ~ehirlerinde her zaman kölelerin var oldu~unu unutmamak gerekir. Fakat tapu defterlerinde kölelerle ilgili bulgulara rastlanmas~~ seyrek görülen bir olayd~r. Kölelerin
XIV - XVI. YUZYILLARDA AYASULU~~ 1 43
Mahalle Nefer Hane Mücerret
1-2 Yegân ve ~eyhlü 49 40 9 3-4 Kayac~ k ve Beyhamam~~ 73 63 ~~ o 5 Kara Fakih 21 18 3 6 Burak Bey 47 38 9 7 Kad~~ 30 27 3 8 Penbegân 25 22 3 9 Kemer 41 37 4 ~~ o Beyli Sula 31 29 2 Ii Sat~ lm~~~ Fakih 21 15 6
12-13 Kubbeli Mescit ve ~adgâm 30 27 3
14-15 Hatip ve Sar~~ Sinan 44 43 ~~
Cemaat-i Kefere-i Mahalle-i Kemer 29 28 1
16 Mahalle-i Küffaran-~~ Eskihisar ve Bey
Hamam~~ 9 8 1
TOPLAM 484 429 55
Bu tabloda görüldü~ü gibi Ayasulu~~ a~a~~~ yukar~~ XV. yüzy~l ortala-r~nda on alt~~ mahalleden olu~uyordu. Birbirine yak~n olan mahallelerde oturanlar~ n birlikte yaz~ld~~~~ görülmektedir. ~ehirdeki nefer say~s~~ 484, ha-ne say~s~~ 429, bekar say~s~~ ise 55'tir. Bu say~lar hem Müslüman halk~~ hem de gayri müslimleri ilgilendirrnektedir. Gayrimüslimlerin; Kemer, Eskihi-sar ve Bey Hamam~~ mahallelerine da~~ld~~~~ anla~~lmaktad~ r. Kemer ve Bey Hamam~~ mahallelerinde Müslümanlar da ya~~yordu. Ancak Müslüman mahalleleri aras~nda Eskihisar ad~na rastlanmad~~~ na göre bura-s~ n~n do~rudan do~ruya gayrimüslimlere ait bir mahalle oldu~u anla~~l-maktad~r. Eskihisar mahallesi Su kemerinin bulundu~u yerdi. H~ristiyan
reaya 38 nefer, 36 hane ve 2 mücerret gibi ~ehrin as~l nüfusuna göre
küçük bir say~~ ile temsil ediliyordu. Bunu bir tablo ile özetleyelim:
~ehirlerin sosyal ve ekonomik yap~lanndaki rolünü en iyi ayd~ nlatan kaynaklar ~üphesiz ~er'iye sicilleridir. Manisa ~eri'ye sicillerinde kölelerle ilgili kay~tlar önemli bir yer tutmakta-d~ r. Bu kay~ tlarda kölelerin as~llan (Macar, Bo~nak vb), fizik yap~lan ve azat edilmeleriyle ilgili birçok kay~ t bulunmaktad~ r (Manisa Müzesi M.~.S., 1, 2, 3 vb nolu defterler). Kölelerin ~ehir hayat~ ndaki rolleri için bk. Halil Sahillioglu, "Onbe~inci yüzy~l~n sonu ile onalt~ nc~~ yüzy~l~ n ba~~ nda Bursa'da kölelerin sosyal ve ekonomik hayattaki yeri", ODTÜ Geli~me
Nefer Hane Mücerret Müslüman reaya 446 393 53
H~ristiyan reaya 38 36 2
Bu durumda ~ehrin nüfusunun % 92'si Müslümanlardan % 8'i ise H~ristiyanlardan olu~uyordu. Ancak burada as~l dikkati çeken bir konu, Ayasulu~'da ya~ayan H~ristiyanlann Evrenos, Yakup, Tursun, Mente~elü gibi Türk ve Müslüman adlar~~ ta~~maland~r. XV ve XVI. yüzy~llarda Anadolu'nun çe~itli sancaklar~na ili~kin tapu-tahrir defterleri incelendi~in-de benzer bir durumun söz konusu oldu~u görülmektedir. Gayrimüslimle-rin Türk ya da Müslüman ad~~ ta~~malan, kar~~l~kl~~ bir etkile~menin sonu-cu gibi görünmektedir. Fakat Bizans Imparatorlu~unu zaman~nda Anado-lu'ya bir tak~m Türk unsurlar~n yerle~tirildi~ini de gözden uzak tutmamak gerekir.
X VI. riizy ~ l tapu defterlerine göre Ayasulu~~ XVI. Yüzy~l boyunca çe~itli tarihlerde Ayd~n sanca~~nda yap~lan sa-y~mlarda Ayasulu~'un da mahalleleriyle nüfusunun, vergi kaynaklar~n~n yaz~ld~~~~ görülmektedir 126. Bu yüzy~la ait defterler bir yüzy~l boyunca ~e- hirdeki geli~meleri kavramam~za yard~mc~~ olmaktad~r. Ba~bakanl~k
, Os-
manl~~ Ar~ivi'nde bulunan defterler s~ras~yla 918 (1512) 127 935 (1528) 128
126 XVI. yüzy~l~n ikinci yans~nda Ayd~n sanca~~n~n yönetim yap~s~nda önemli bir de-~i~iklik yap~lm~~t~r. Ayd~n sanca~~ndan Izmir, Çe~me, Ayasulu~~ ve Akça~ehir; Mente~e
san-ca~~ndan da Balat ve Gine kazalar~~ aynlarak S~~la sanca~~~ olu~turulmu~tur. Ancak Gine ve
Balat kazalar~n~n Mente~e defteri içinde yaz~lmalan vergilerin toplanmas~nda birçok anla~-mazl~klara yol aç~yordu. Bu konudaki bir defter kayd~n~~ oldu~u gibi ek bölümünde
veriyo-ruz.
127 TT 87 Ayd~n livas~n~n Tire, Ayasulu~, Birgi, Güzelhisar, Sultanhisar ve Kestel ka-zalanyla köylerinin nüfus, has~lat ve timarlann~~ kapsayan bu mufassal defterin Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi Tapu-Tahrir defterleri fihristinde Kanuni zaman~na ait oldu~u belirtilmi~tir fakat tarihsiz oldu~u yaz~lm~~t~r. Ancak bu defterde Il. Bayezit'in Ayasulu~~ ~ehrini her türlü avanzdan muaf tutan ferman~n~n Yavuz Sultan Selim taraf~ndan onand~~~n~~ belirten bir hüküm sureti yer almaktad~r (Babam t~erdügii ~erif mucibince...). Bu hükmün tarihi evas~t-~~ ~evval 918 (Aral~k 1512, s. 32)dir. Öte yandan ~ehzade Süleyman'~n haslanndan söz edilmesi (ao, 21) defterin Yavuz'un saltanat~n~n ilk y~l~nda düzenlendi~ini ortaya koymakta-d~r (Kr~. Cook, Population pressure, 48).
128 TT 148. Ayd~n sanca~~n~n bu mufassal defteri cemaziyel-evvel 935 (Ocak 1529) ta-rihini ta~~makta ve defterin ba~~nda Ayd~n livas~n~n kanunnamesi bulunmaktad~r (Kr~. Ömer Lütfi Barkan, XV-XVI An~larda Osmanl~~ ~mparatorlu~unda zirai ekonominin hukuki ve
XIV - XVI. YÜZYILLARDA AYASULU~~ 145 ve 983 (1575) 129 tarihlerini ta~~maktad~rlar. Ankara Tapu ve Kadastro Ge-nel Müdürlü~ü Ar~ivi'nde bulunan bir ba~ka defter de yine 983 (1575) ta-rihlidir '3°. Bu defterlere göre, XVI. yüzy~l boyunca Ayasulu~'un nüfusun-daki de~i~meler a~a~~nüfusun-daki tabloda topluca gösterilmi~tir. Bu tabloya daya-narak diyebiliriz ki ~ehrin çekirdek yerle~iminde fazla bir de~i~iklik olma-mi~tir. Ancak XV. yüzy~lda 16 olarak hesaplanan mahalle say~s~n~n, XVI. yüzy~l ba~lar~nda biri H~ristiyan olmak üzere i2'ye dü~mesi dikkatimizi çekmektedir. Asl~nda her iki tahrirde geçen mahalle adlar~~ aras~nda fazla bir de~i~iklik yoktur. Fakat baz~~ mahallelerin birle~tirilerek tek bir adla an~lmas~~ gözden kaçmamaktad~r. Nitekim TT 8'de Yegân ve ~eyhlü ola-rak iki mahalle gibi gösterilen yer daha sonola-raki kay~tlarda ~eyhlü nam-~~ di-~er regdn ~eklinde geçmekte ve böylece buras~~ bir mahalle say~lmaktad~r.
Kubbeli Mescit ve ~adkâm her iki yüzy~l tahririnde de birlikte yaz~lm~~~ iki ayr~~ mahalle gibi görünmektedir. Bunun d~~~nda baz~~ mahallelerin adlar~-na XVI. yüzy~l defterlerinde rastlan~lmamaktad~r. Nitekim Bey Hamam~, Sat~lm~~~ Fakih, Sar~~ Sinan ve Hristiyanlar~n oturdu~u bir yer oldu~u anla-~~lan Eskihisar mahalleleri XVI. yüzy~l say~mlar~nda bulunmamaktad~ r.
Yukar~daki tablodan anla~~ld~~~na göre Ayasulu~, 1512 y~l~nda yani Yavuz Sultan Selim'in tahta ç~kt~~~~ tarihlerde oldukça kalabal~k bir ~ehir olarak görülmektedir. 620 hane ve 35 bekâra ek olarak kale muhafizlarm~~ ve defterde yaz~l~~ olmayan di~er muaf ve görevlileri de göz önüne almak gerekir. Buna kar~~l~k ~ehrin nüfusu 1528 tarihinde yap~lan bir say~ma göre 433 haneye dü~mü~tür. Bekarlar~n da 163 dolaylar~nda bulundu~u anla~~lmaktad~r. Ancak buna ek olarak ~ehirdeki hane ve mücerretlerin d~-~~nda kalanlar hakk~nda da bir tak~m say~lar verilmektedir. ~mam, zaviye-dar, kethüda ve berat sahipleriyle ilgili olarak ~u say~lar verilmi~tir:
1" TT 537. S~~la sanca~~n~n ~zmir, Çe~me, Ayasulu~, Akça~ehir kazalar~ndaki köylerin nüfus, has~lat ve haslann~~ kapsayan bu mufassal defter evas~t-~~ recep 983 (1575) tarihlidir. Defterin ba~~nda III. Murat'~n tu~ras~~ bulundu~u gibi içindeki bir derkenarda da 5 Re-biülah~r 983 tarihi yer almaktad~r. Bu defterin temize çekilip merkeze gönderilmesinde bir-çok aksakl~klar olmu~~ ve defter kâtibinin "tebyize iktidars~zl~~~" dile getirilerek "ihmali"nin dahi görüldü~ü ileri sürülmü~tür. Bk. Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi Mühimme Defteri (MD) 26,306/889.
'3° TK 167 Bu defterin teslim tarihi recep 983 (Ekim 1575)'dür. Bu mufassal defter TT 537'nin suretidir. Defterin ba~~nda bulunan aç~klamadan anla~~ld~~~ na göre bu defter gg ~~ (1583) tarihinde Defter-i Hakani kâtiplerinden Katip Hüseyin taraf~ndan temize çekil-mi~tir. Defterin ikinci cildinin (TK 129) ba~~nda 981 taihi vard~ r.
XVI. YÜZYILDA AYASULU~~ Mahalleler TT 87 918 (1512) Hane Mücerret TT 148 935 (1 528) Hane Mücerret IT 537 983 (1 575) Nefer TK 167 983 (1 575) Nefer Burak 59 5 40 1 3 54 54 Karah Fakih 40 3 31 1 5 33 32 Penbegân 45 7 35 1 7 55 55 Beyl'i Sula 45 — 22 7 50 50
Hatip (nam-~~ di~er Alaçe~me) 6 ~~ 5 49 8 71 71
Kemer 62 5 38 25 66 66
Kubbe [Ii] Mescid ve ~adkâm 62 6 45 16 54 54
Kayac~k 89 3 6° 1 9 48 48
~eyhlü nam-~~ di~er (Yegân) 39 ~~ 16 12 - -
Kad~~ 68 — 40 21 21 21
Küffaran-~~ der Ayasulu~~ so — 57 ~ o 59 59
TOPLAM 620 35 433 163 511 510 2 3 4 5 6 7-8 9 10 12