• Sonuç bulunamadı

Akademik Y l Aç l fl Töreni Yap ld

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Akademik Y l Aç l fl Töreni Yap ld"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Akademik Y›l

Aç›l›fl Töreni Yap›ld›

(2)

Cumhuriyetin Yaratt›¤› ‹lk Üniversite...

(3)

Ekim ay› ulusça çok büyük ac›lar yaflad›¤›m›z bir ay oldu. Ülkemiz daha

flehitlerimizin yas›n› tutarken, Van'da meydana gelen deprem haberiyle sars›ld›k.

Ankara Üniversitesi ailesi olarak kenetlenip yard›m için seferber olduk. Büyük bir özveri ve sorumluluk duygusuyla yard›m eden tüm akademisyenlerimizi, idari personelimizi ve ö¤rencilerimizi sevgiyle kucakl›yor, kutluyorum.

Bu y›l da 2011-2012 Akademik Y›l›n› anlaml› bir törenle kutlad›k. Aç›l›fl töreninde, köklü bir Cumhuriyet ç›nar› olarak Ankara Üniversitesi’nin Türkiye Cumhuriyeti ve bilim dünyas› için önemini, Üniversitemizin Cumhuriyetin de¤erlerine ba¤l›l›¤›n›

bir kez daha vurgulad›k. O günkü konuflmamda da belirtti¤im gibi Türkiye’de üniversite kavram›na içerik kazand›ran, örnek oluflturan, ilkleri yaratan Ankara Üniversitesi kuruluflundan bafllayarak daima gelece¤in inflas›na adanm›fl bir üniversitedir.

Türkiye’nin en büyük Herbaryumunu, Fen Fakültesi içerisinde bilimin hizmetine sunmufl olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 200 bin bitki örne¤ine ev sahipli¤i yapan Herbaryumun modern ortam›n› f›rsat buldu¤unuzda görmenizi isterim.

Topluma ve bilime hizmet anlay›fl›yla çal›flmalar›na devam eden Araflt›rma ve Uygulama Merkezlerimiz birbirinden önemli ulusal ve uluslararas› bilimsel etkinliklere imza att›lar. fiunu belirtmeliyim ki, Araflt›rma Merkezlerimizin kurulum amaçlar› do¤rultusunda ülkemize önemli katk›lar sa¤layacak çal›flmalar

gerçeklefltirmeleri üniversitemizin gurur kaynaklar›ndan birisidir.

Türkiye’de ilklere imza atan öncü bir üniversitenin yönetimi olarak ''Cinsel Tacize ve Cinsel Sald›r›ya Karfl› Politika Belgesi'' do¤rultusunda üniversitemiz

bünyesinde ''Cinsel Taciz ve Cinsel Sald›r›ya Karfl› Destek Birimi'' oluflturman›n mutlulu¤unu yafl›yoruz. ‹nan›yorum ki ülkemizde devlet üniversiteleri aras›nda bir ilk olan bu birim di¤er üniversitelere de örnek olacakt›r.

Uluslararas› iliflkilerimizi gelifltirmek ve somutlamak için bu ay içerisinde de önemli ad›mlar att›k. Dünyan›n pek çok ülkesinden ve seçkin üniversitelerinden konuklar›m›z vard›. ‹flbirliklerimize yenilerini eklemenin, üniversitemizin uluslararas› arenadaki rekabet gücünü artt›raca¤›na inan›yoruz.

Benim Ankara Üniversitesi Rektörü olarak temel görevim, bilim dünyas›n›n s›n›rlar›n› geniflleten hayallerinizi sizlerle birlikte gerçeklefltirebilmek için mevcut olanaklar› de¤erlendirebilmektir. Ülkemizin zorlu bilimsel ortam›nda hayallerinizi gerçeklefltirebilmeye yönelik her ad›m beni gerçekten heyecanland›rmaktad›r.

Bir kez daha tüm Ankara Üniversitesi ailesi olarak sa¤l›kl›, mutlu ve baflar›l› bir e¤itim-ö¤retim y›l› geçirmemiz dileklerimle, sevgi ve sayg›lar›m› sunar›m.

Prof. Dr. Cemal Talu¤

Rektör

(4)

Ankara Üniversitesi Rektörlü¤ü Yay›n Organ›d›r. Parayla Sat›lmaz Ankara Üniversitesi Ad›na Sahibi:

Prof. Dr. Cemal Talu¤ (Rektör) Genel Yay›n Yönetmeni:

Doç. Dr. Nuran Y›ld›z Yay›n Koordinasyon:

Ufuk Koyuncu

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:

Hayret Sümer Editör:

Hayret Sümer Söylefliler:

Hayret Sümer Seyhan Salman Yay›n ‹dare Merkezi:

Ankara Üniversitesi Rektörlü¤ü, Bas›n Halkla ‹liflkiler Birimi, Tando¤an 06100, Ankara

Yay›n ‹dare Merk.Tel: (0 312) 223 63 72 - 222 85 32 Faks: (0 312) 221 16 43

ankara@ankara.edu.tr www.ankara.edu.tr Yay›n›n Türü:

Yerel Süreli Yay›n (3500 adet bas›lm›flt›r)

Bask›: Ankara Üniversitesi Bas›mevi,

‹ncitafl› Sok. No:10, Beflevler/Ankara Tel: (0 312) 213 66 55, 222 28 40 Bas›m Tarihi: 1144 KKaass››mm 22001111 Renk Ayr›m›: Vadi Grafik

Matbaac›lar Sitesi. 35. Cad. No: 76, Ostim/Ankara

Ankara Üniversitesi Bülten’de yer alan haber ve foto¤raflar, izin al›nmadan kullan›lamaz.

Bülten’de kullan›lan haberlerin sorumlulu¤u yazarlar›na aittir.

21 12

10 10

20

(5)

6 Akademik Y›l Aç›l›fl Töreni Yap›ld›

8 ““Ba¤bozumu”nda Üzümler Topland›, Ba¤ Atefli Yak›ld›

9 Türkiye’nin En Büyük Herbaryumu Yenilendi

10 ÇOGEM’den 3. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyat›

Sempozyumu

12 Açl›¤a Karfl› Kofltuk !

13 Cinsel Tacize Karfl› Destek Birimi Kuruldu

14 Vietnam Sosyal Bilimler Akademisi ile Protokol ‹mzaland›

15 Roma La Sapienza Üniversitesi’nden Ziyaret

16-18Söylefliler

- Mensuplar›m›zdan: Dr. Tsuyoshi Sugiyama - Mezunlar›m›zdan: Filiz Lütfiye Bingölçe

20 ANKAMER’den Koruma Toplant›s›

21 Genç Sosyal Politikac›lar Mülkiye’de Biraraya Geldi

22 95 Difl Hekimi Mesle¤e Ad›m Att›

23 Hungaroloji Enstitüsü 75. Y›l›n› Sempozyumla Kutlad›

25 GAMER’den “Balkanlar ve Türkiye” Konferans›

26 Ankara ‹çin Uluslararas› Sempozyum

29 Veteriner Hekimli¤i E¤itimi 169 Yafl›nda

32 Olimpik Yüzme Havuzunda Master Yüzücüler Yar›flt›

32

22

16

(6)

6

Ü

Ü

niversitemiz 2011-2012 akademik y›l›

aç›l›fl töreni 10 Ekim 2011 tarihinde T›p Fakültesi Morfoloji Binas› Ord. Prof. Dr.

Abdülkadir Noyan Konferans Salonu’nda Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Dan›fltay Baflkan› Hüseyin H. Karakullukcu,

Üniversitemiz yöneticileri, ö¤retim üyeleri ve ö¤rencilerin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.

Üniversitemizin ilk kad›n asistan›, ilk kad›n doçenti ve ilk kad›n profesörü olan Prof. Dr.

Nermin Abadan Unat; "Modernite ve Ulusötecilik" bafll›¤›yla aç›fl dersini sundu.

Ankara Üniversitesi Solistleri’nin dinletisnini ard›ndan Ö¤renci Konseyi Baflkan›n Olcay Ça¤lar ö¤renciler ad›na bir konuflma yapt›. Üniversitemiz Rektörü Prof.

Dr. Cemal Talu¤; Türkiye’de üniversite kavram›na içerik kazand›ran, örnek oluflturan, ilkleri yaratan Ankara Üniversitesi’nin kuruluflundan bafllayarak daima gelece¤in inflas›na adanm›fl bir üniversite oldu¤una vurgu yaparak bafllad›¤› aç›l›fl konuflmas›nda flunlar› söyledi:

““HHeepp ÇÇookk HH››zzll›› OOllmmaayyaa ÇÇaall››flfltt››kk””

Rektörlük görevine bafllad›ktan sonraki ilk e¤itim-ö¤retim y›l› aç›l›fl konuflmam› h›z temas› üzerine kurgulam›flt›m. Çünkü h›zl›

hem de çok h›zl› olmak zorundayd›k. O günden bu güne hep çok h›zl› olmaya çal›flt›k. Ancak, h›z› tek bafl›na bir tutku haline getirmedik.

Kal›c› ve köklü çözümler üretmek için tüm ilgilileri çözümün parças› yapan kat›l›mc›

süreçlere de¤er verdik. Her ad›m›m›zda, her karar›m›zda, daha çok paydafl›m›z›n, daha içten ve daha derinden ‘bu benim karar›m’

diyebilmesini sa¤lamaya çal›flt›k.

Akademisyenlerimizin, çal›flanlar›m›z›n ve ö¤rencilerimizin hayallerini kendi hayallerimiz olarak sahiplendik, onlar› yaflama aktarmaya öncelik ve emek verdik. Meslektafllar yönetimi anlay›fl›n› ›srarla sürdürmeye çal›flt›k. Bu anlamda yapt›klar›m›z›n birço¤unun yüksekö¤retim sistemimizde baflka örne¤i yoktur. Ama biliyoruz ki Ankara

Üniversitesinin de örne¤i yoktur. O tektir, o özeldir. Üniversitemizde ö¤retim üyeli¤inin üstünde bir makam olmad›¤›n› hep söyledik ve bu anlay›fl› her anlamda sergilemeye çal›flt›k. Kimseye ayr›cal›k yapmamaya, incitmemeye özen gösterdik.”

883355 ÖÖ¤¤rreettiimm ÜÜyyeessii KKaaddrroossuu ‹‹llaann EEddiillddii Atama yükseltilme ilkelerinin kat›l›mc›

anlay›flla düzenlendi¤ini, tüm fakültelerde dekan belirleme seçimleri yap›ld›¤›n›, turnikeler kald›r›ld›¤›n›, kap›lar aç›ld›¤›n›

belirten Prof.Dr.Talu¤ yönetim sürelerinde

‹lkeleri sa¤layan tüm akademisyenlerin beklemeden kadro alabilmelerine önem verdiklerini söyledi. Bu güne de¤in 835 ö¤retim üyesi kadrosu ilan edildi¤ine de¤inen Talu¤; 50/D kadrosundaki araflt›rma

görevlilerinin e¤itim süreleri tamamlanmadan ifline son verme uygulamas›n› kald›rd›klar›n›

ve araflt›rma görevlili¤inde 33. Madde uygulamas›n›n yayg›nlaflmas›n› sa¤lad›klar›n›

vurgulad›.

““MMeekkaann SSoorruunnllaarr››nn››nn AAflfl››llmmaass››nnaa BBüüyyüükk Ö

Önneemm VVeerriiyyoorruuzz””

Prof.Dr. Talu¤ konuflmas›na flöyle devam etti:”Ankara Üniversitesi köklü bir kent

üniversitesi olman›n avantajlar›ndan yararlan›rken baz› sorunlar ve s›n›rl›klar da yaflamaktad›r. Mekân sorunlar›n›n afl›lmas›na büyük önem veriyoruz.

Önce, farkl› bölümleri farkl› semtlerdeki farkl› binalarda bulunan Sa¤l›k Bilimleri Fakültesi bafltan afla¤›ya yenilenen bir binada ve tek çat› alt›nda topland›. fiimdi yeni yerleflkelerinde bir ek bina yapmaya bafll›yoruz. ‹lahiyat Fakültesi ek binas›

tamamland›. Önümüzdeki ay içinde Difl Hekimli¤i Fakültesi bina de¤ifltiriyor. Böylece, akademisyenlerimiz, çal›flanlar›m›z, sevgili ö¤rencilerimiz ve de¤erli hastalar›m›z eskisinden çok daha nitelikli ve yaklafl›k %40 daha büyük bir mekâna geçiyorlar, altyap› ve donan›m olarak çok daha ça¤dafl olanaklara kavufluyorlar. Cebeci yerleflkesindeki dört fakültemizin tümünün farkl› boyut ve

yo¤unlukta da olsa mekân sorunlar› var. Baflta Siyasal Bilgiler Fakültesi olmak üzere Hukuk, E¤itim Bilimleri ve ‹letiflim Fakültelerini yerleflkenin tarihi dokusunu ve özelliklerini koruyarak rahatlatmak durumunday›z. Bu ba¤lamda yerleflkenin üç numaral› parselinde yapt›¤›m›z emsal yükseltme talebini olumlu karfl›layan ve onaylayan Çankaya Belediyesi ve Büyükflehir Belediyesine teflekkür ederim.

An›tsal Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Binas›

y›llar önce yetersiz kalm›flt›. Bu nedenle arkas›na küçük, yetersiz ve uyumsuz iki ek bina yap›lm›flt›r. Bunlar›n yerine, Ankara’ya, Ankara Üniversitesine ve bu y›l 75.

Y›ldönümünü kutlayan DTCF’ye yak›flan yeni bir bina yapma konusundaki giriflimlerimiz

Akademik Y›l

Aç›l›fl Töreni

Yap›ld›

(7)

yine olumlu yönde devam etmektedir.

““ÜÜnniivveerrssiittee HHaasstteenneelleerrii TTaarriihhlleerriinniinn EEnn B

Buunnaall››mmll›› DDöönneemmiinnddee””

Türkiye üniversitelerinde t›p e¤itiminin ayr›lmaz parças› ve topluma hizmetin kaleleri olan üniversite hastaneleri tarihlerinin en bunal›ml› dönemini yaflamaktad›rlar. Bizden, hastanelerimizi sa¤l›k hizmetini önceleyen bir anlay›flla yönetmemizi bekliyorlar. Asli iflimiz olan e¤itim ve araflt›rma göz ard› ediliyor.

Oysa biz tek tek insanlar›m›za oldu¤u kadar insanl›¤a da hizmet ederiz. Kald› ki, say›larla ve sürelerle performans ölçümü bilim hayat›nda geçerli bir anlay›fl de¤ildir. Önemli olan ne kadar yapt›¤›n›z, ne sürede yapt›¤›n›z de¤ildir. Neden yapt›¤›n›z ve nas›l

yapt›¤›n›zd›r. Yapt›¤›n›z›n say›s› ve süresi de¤il, de¤eri önemlidir. Hekim eme¤inin de¤erini düflürmenin ve üniversite hastanelerini kapanmaya zorlaman›n uzun vadede yarataca¤› sonuç sa¤l›kta dönüflüm de¤il, sa¤l›kta d›fla ba¤›ml›l›kt›r. Hem o kadar ki, art›k hastalar› de¤il, ö¤rencileri yurt d›fl›na göndermek durumunda kal›rs›n›z.

Ankara Üniversitesi yeni e¤itim ö¤retim y›l›n› aç›yor. Bugün "en güzel günlerimiz henüz yaflamad›klar›m›zd›r" diyen Naz›m Hikmet gibi düflünüyor, gelece¤e umutla bak›yor ve onu infla etmede pay›m›za düfleni eksiksiz yapma kararl›l›¤›yla yeniden yola koyuluyoruz. Bu yürüyüflü sevgili çal›flma arkadafllar›mla, Ankara Üniversitesinin akademisyenleri ve idari personeliyle yan yana, yürek yüre¤e gerçeklefltirece¤iz. Hepimize kolay gelsin."

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel de ilkeleri olan, düflünsel geliflimini halk›yla paylaflan ve kap›lar›n› halka açan Ankara Üniversitesi’nin Türk üniversiteleri aras›nda parlayan bir y›ld›z olarak niteleyerek, bu akademik çat› alt›nda e¤itime bafllayan gençlerin çok önemli kazan›mlar elde ettiklerini söyledi.

Törende, 2010-2011 akademik y›lda emekli olan ö¤retim üyelerine plaketleri verildi.

Onur Belgesi Verilen Emekli Ö¤retim Üyelerimiz

PPrrooff..DDrr.. NNeerrmmiinn AAbbaaddaann UUnnaatt’’››nn TTöörreenn SSoonnrraass›› RReekkttöörrüümmüüzz PPrrooff..DDrr.. CCaammeell TTaalluu¤¤’’aa MMeessaajj››

Çok De¤erli Cemal Beyefendi;

Cumhuriyetin kuruluflundan sonra ilk kurulan Ankara Üniversitesinde uzun y›llar süresince Siyasal Bilgiler Fakültesi ö¤retim üyeleri aras›nda hizmet verme onuruna eriflti¤im bilim camias›na 2011/12 ders y›l›n›n aç›l›fl dersini verme görevini bana önermekle gerçekten büyük bir arma¤anda bulundunuz. Cumhuriyetin devrimleri aras›nda kad›n erkek eflitli¤ini sa¤lamak üzere yap›lan yasal düzenlemeler sayesinde eski deyimi ile “erkek egemen Mülkiye” oca¤›na girebilen ilk kad›n asistan, ilk kad›n doçenti ve ilk kad›n profesörü olma bana nasip oldu. Bu ilklerden sonra emeklilikten sonra üniversite aç›fl konuflmas›n› yapmak üzere davet edilmek de benim için yeni bir ilk oldu. Üniversitenin ancak özerk düflünceye sap›na kadar sad›k kalma ve al›fl›lmad›k fikirlere kap›lar›n› açma suretiyle gerçek kimli¤ini koruyabilece¤ini siz büyük bir isabetle belirtiniz. Bu aç›dan birkez daha Türk kamuoyuna önemli bir ileti yollam›fl oldunuz.

Prof.Dr. Filiz Öktem Prof.Dr. Mehmet Özaktürk Prof.Dr. Mesut Elibüyük Prof.Dr. Tuna Ertem Prof.Dr. Ahmet Duru Pamir Prof.Dr. Ali Zalimo¤lu

Prof.Dr. Mustafa Hakan Gö¤en Prof.Dr. Züleyha Mirzen Arat Yrd.Doç.Dr. Zuhal K. Göktürk Prof.Dr. Kandemir Canefe Prof.Dr. Mehmet Koyuncu Prof.Dr. Bekir Onur Prof.Dr. Figen Çok Prof.Dr. Ahmet Kad›k›ran Prof.Dr. Fahrettin Aral Prof.Dr. M.A. Ejder Y›lmaz Prof.Dr. Metin Günday Prof.Dr. Ramazan Arslan Prof.Dr. Abdurrahman Küçük

Prof.Dr. Bülent Çapl›

Prof.Dr. Güler Taner Prof.Dr. Hasan Ayd›n Özsan Prof.Dr. fierife Emine Gönen Yrd.Doç.Dr. Hayriye Ünlü Prof.Dr. Ercan Uygur Prof.Dr. ‹brahim Kaplan Prof.Dr. Ahmet Tevfik Cengiz Prof.Dr. Ali Sabri Kemahl›

Prof.Dr. Berten Berkalp Prof.Dr. Dilek Dinçol Prof.Dr. Emine Süreyya Ergin Prof.Dr. Erdem Yomruk Prof.Dr. Faik Cankat Tulunay Prof.Dr. Fatih Karel

Prof.Dr. Güner Erbay Prof.Dr. Hasan Özcan Prof.Dr. ‹smail Hakk› Ayhan Prof.Dr. Mehmet Nejat Akar

Prof.Dr. M. Hakan fiat›ro¤lu Prof.Dr. Naci Ertan Mergen Prof.Dr. Neyyir Tuncay Eren Prof.Dr. Numan Numano¤lu Prof.Dr. Özden Tulunay Prof.Dr. S.Selim Karayalç›n Prof.Dr. Suat Kemal Aytaç Prof.Dr. Tomris Türmen Prof.Dr. Ülker Do¤ru Prof.Dr. ‹brahim Burgu Prof.Dr. M. F›rat Salmano¤lu Prof.Dr. Selim Aslan Prof.Dr. Zeki Alkan Prof.Dr. Ali ‹lhami Köksal Prof.Dr. Gülcan Eraktan Prof.Dr. Menflure Çelik Prof.Dr. M. Özcan Ültan›r Prof.Dr. Osman Y›ld›r›m Prof.Dr. Özay Akan

(8)

8

Ba¤bozumu”nda Üzümler Topland›, Ba¤ Atefli Yak›ld›

Ü

Ü

niversitemiz Ziraat Fakültesi Kalecik Ba¤c›l›k Araflt›rma ve Uygulama

‹flletmesi‘nde "Ba¤bozumu" 6 Ekim 2011 tarihinde gerçeklefltirildi. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤ ve Ziraat Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Ahmet Çolak toplanan üzümlerin fl›ralar›n›n haz›rlanmas›

için ba¤ ateflini birlikte yakt›.

‹lk kez geçti¤imiz y›l düzenlenen

ba¤bozumuna, bu y›l da pek çok fakülte dekan›, ö¤retim görevlisi ve ö¤renci kat›ld›.

Etkinlikte konuflma yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤ ba¤c›l›¤›n yo¤un bir emek gerektirdi¤ini, ba¤

araflt›rmac›l›¤›n›n ise bundan daha yo¤un bir emek istedi¤ini vurgulad›. Ziraat

Fakültesi’nin, kuruluflunda "Memleketin bilim alemine arma¤an›" olarak aç›ld›¤›n› söyleyen

Talu¤; açl›k ve kurakl›¤›n tar›m› dünya gündeminin en önemli konusu k›ld›¤›n›

belirtti. Prof. Dr. Ahmet Çolak da yok olmak üzere olan Kalecik Karas›’n›n kurtar›lmas›n›n gerçek bir baflar› öyküsü oldu¤unu

vurgulayarak, uygulama iflletmesinde Güney Kafkasya, Mezopotamya ve Önasya ba¤

türlerinin de korunmaya çal›fl›ld›¤›n› söyledi.

Ba¤c›l›k Araflt›rma ve Uygulama ‹flletmesi’nde yap›lan çal›flmalarla ilgili bilgi veren Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Baflkan› Prof.

Dr. Gökhan Söylemezo¤lu; en büyük bölgesel koleksiyona sahip olan uygulama iflletmesinin yirmi y›ll›k geçmifle sahip oldu¤unu ve tüm ba¤ alanlar›na teknik dan›flmanl›k yapmaya çal›flt›klar›n› belirtti.

Konuflmalar›n ard›ndan Rektör Talu¤ ve di¤er kat›l›mc›lar ba¤a girerek üzüm toplad›.

Toplanan üzümler bir havuzda çi¤nenerek fl›ra elde edildi. Ç›kan fl›ra yak›lan ba¤ ateflinde kaynat›larak pekmez yap›ld›. Ba¤bozumuna kat›lanlara uygulama iflletmesinde üretilen üzüm, flarap ve pekmez ikram edildi.

(9)

Türkiye’nin En Büyük Herbaryumu Yenilendi

K

K

urt Krause ve Hikmet Birand taraf›ndan 1933 y›l›nda Yüksek Ziraat Enstitüsü içinde kurulan ve Üniversitemiz Tando¤an Kampusunde yer alan Türkiye'nin ilk ve en büyük herbaryum binas› yenilendi. Yaklafl›k 200 bin kurutulmufl bitki örne¤ine ev sahipli¤i yapan Herbaryum Ank’ta yenileme

çal›flmalar›n›n ard›ndan bitki türleri daha uzun süre korunabilecek.

Rektörlük taraf›ndan yap›lan yenileme çal›flmalar› kapsam›nda, salon ve odalar›n tadilat› yap›ld›, koleksiyonlar›n sakland›¤›

çelik dolaplar yenilendi. ANK Herbaryum, Türkiye floras›n› oluflturan bitkilerin yüzde 85’ini içermesinin yan› s›ra yerli ve yabanc›

ünlü botanikçilerin koleksiyonlar›n› da muhafaza ediyor.

Uluslararas› Herbaryumlar Birli¤ine (Index Herbariorum) kay›tl› olan Herbaryum Ank’›n aç›l›fl töreninde konuflan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤; bugünün çok heyecan verici oldu¤unu belirterek, törene Türkiye'nin önemli botanikçilerinin kat›ld›¤›n›

söyledi. Törene kat›lan kalabal›¤› görünce herbaryumun bilimsel dan›flma kurulunu kurmay› düflündü¤ünü belirten Talu¤, Türkiye'nin en büyük ve ilk herbaryumunun buras› oldu¤unu söyledi. Yeniden

düzenlenerek aç›lan herbaryumun Türkiye için, dünya için önemli bir hazine oldu¤unu ifade eden Talu¤: ''Herbaryum bir taraftan bir müze, bir taraftan bir kütüphane ve bir taraftan bir araflt›rma merkezi. Bütün bu ifllevleri gören çok önemli bir yer. Türkiye'nin önemli botanikçilerini tekrar göreve davet ediyorum.

Hep birlikte bu herbaryumun strateji geliflme plan›n› nereye götürece¤iz, neler yapaca¤›z,

bunu gelifltirmemiz gerekiyor'' diye konufltu.

Üniversitemiz Fen Fakültesi Dekan› Prof.

Dr. Muammer Canel ise çok önemli bitki örneklerinin yer ald›¤›n› belirtti¤i

herbaryumun, bilimsel yönden üniversitelerine büyük de¤er katt›¤›n› vurgulad› .Herbaryumda 50 kiflinin rahatl›kla çal›flabilece¤i ortamlar oldu¤unu ifade eden Canel: ''Herbaryum bizim yüz ak›m›z oldu'' dedi.

Biyoloji Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Osman Keteno¤lu da herbaryum binas›n›n kuruluflunun 1933 y›l›na kadar uzand›¤›n›

belirterek, 8 ay gibi k›sa bir sürede binan›n yenilenerek hizmete aç›ld›¤›n› söyledi.

Herbaryum salonlar›ndaki dolaplarda 200 bin dolay›nda bitki örne¤inin sakland›¤›n› belirten Keteno¤lu: "Herbaryumun iki ana amac› var.

Biri araflt›rma merkezi olarak çal›flmak, di¤eri bir müze gibi koruma görevi görmek. E¤er bir herbaryum yönteme uygun olarak kurulursa zaten bu iki amaca hizmet etmifl olur. Hem bitkileri uygun flartlarda saklayarak özellikle tarihi örnekleri bulundurmak ve sergilemekle müze görevinin en önemli aya¤› yerine getirilmifl olur. ‹kinci amaç da sistematik botanik bilimi içinde bir araflt›rma merkezi olarak hizmet etmesidir. Biyoloji, t›p, ziraat, eczac›l›k ve benzeri bilim dallar›na kaynak teflkil etmek ve ö¤rencileri e¤itmek amaçlar›

içindedir. Ayr›ca, bir ülkenin, bir bölgenin, bir yörenin herbaryumlar› oralar›n bitki

örtüsünün, bitki gruplar›n›n, bitkisel özelliklerinin önemli verilerini olufltururlar.

Bitkilerin müzesi diyebilece¤imiz herbaryum ayn› zamanda yaflayan bir laboratuvard›r."

dedi.

(10)

10

(11)

A

A

nkara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyat› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi (ÇOGEM) taraf›ndan 5-7 Ekim 2011 tarihleri aras›nda "3. Ulusal Çoçuk ve Gençlik Edebiyat› Sempozyumu" düzenlendi.

Üniversitemiz Cebeci Yerleflkesi’nde yap›lan sempozyuma ilgi büyük oldu.

178 bildiri sunulan ve 55 atölye çal›flmas›, sanatç› söyleflisi, yazar ve çizerlerin imza saatleri gerçeklefltirilen sempozyumda, okuma kültürü edindirmenin, düflünen-duyarl› birey yetifltirmenin temel birer arac› olarak çocuk ve gençlik edebiyat› yap›tlar› birçok de¤iflkeniyle inceleme konusu yap›ld›.

Bilimsel geliflmeler ›fl›¤›nda, 0-18 ve 18-24 yafllar›ndaki çocuk ve gençlere seslenen edebiyat›n, ülkemizdeki dünkü ve bugünkü durumunun saptanmas›, sorunlar›n›n belirlenmesi ve belirlenen sorunlara çözüm önerilerinin oluflturulmas› amaçlanan sempozyumda de¤iflik yafl gruplar›ndaki ö¤rencilere yönelik olarak bilgilendirici-e¤itici yarat›c› drama, resim, karikatür atölye çal›flmalar› gibi etkinlikler yap›ld›.

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤, sempozyumun aç›l›fl›nda yapt›¤›

konuflmas›nda sempozyumun onur konu¤u Muzaffer ‹zgü’yü, "Halo Day›" ile tan›d›¤›ndan ondan sonra da eserlerini hiç elinden

b›rakmad›¤›ndan bahsederek, Ankara Üniversitesi’nin çocuk dostu bir üniversite olmaya çal›flt›¤›n› söyledi. Prof.Dr. Talu¤:

"Gelece¤in inflas›na adanm›fl bir üniversitenin, gelecek demek olan çocuklar ve gençlerle sürekli ilgilenmesinden daha do¤al ne olabilir.

Gençler ve çocuklar› anlamaya onlarla

yak›nlaflmaya çal›fl›yoruz ve bu konuda de¤iflik etkinliklerin yan›nda de¤iflik yap›lanmalar da yap›yoruz. Bunlardan en yenilerinden birisi ÇOGEM’dir. Dünyada art›k bizden daha fazla okuyan çoçuklar yetifltirecek mekanizmalar›

h›zland›rmam›z gerekiyor." dedi.

3. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyat›

Sempozyumu Düzenleme Kurulu Baflkan› ve ÇOGEM Müdürü Prof. Dr. Sedat Sever;

çocuklar›n ve gençlerin düflünen, duyarl›

bireyler olarak yetifltirilmesinde önemli ifllevleri olan edebiyat, müzik, resim, tiyatro gibi sanatsal uyaranlar›n bilimsel düzlemde incelenmesi temel amac› çerçevesinde gerçeklefltirilen sempozyumda yo¤un bir flölen havas› yafland›¤›n› söyledi.

Konufltu¤u kürsünün çevresi çocuklarla çevrili olan Muzaffer ‹zgü ülkemizdeki kütüphane say›s›n›n azl›¤›na dikkat çekerek flunlar› söyledi: "Her mahalleye bir kütüphane yap›lmal›. Hemen her sokak bafl›na 40-50 metrekarelik prefabrik binalardan ve 200-300 kitapl›k kütüphanelerden bahsediyoruz. Ancak mutlaka bu alanlarda ödünç verme servisi olmal›d›r".

Sempozyuma Kültür ve Turizm Bakanl›¤›

Kütüphaneler ve Yay›mlar Genel Müdürlü¤ü ve Ankara ‹l Millî E¤itim Müdürlü¤ü; Ça¤dafl Drama Derne¤i, Çocuk ve ‹lkgençlik Kültürü ve Edebiyat› Derne¤i, Çocuk Vakf› Çocuk

Edebiyat› Okulu, Çocuk Yay›nlar› Derne¤i, Müzik E¤itimcileri Derne¤i, Okul

Kütüphanecileri Derne¤i, Türk Kütüphaneciler Derne¤i, Gün›fl›¤› Kitapl›¤›, Milliyet Gazetesi Mi-Ço Dergisi, TUDEM Yay›nlar› destek verdi.

3.Ulusal Çocuk ve Gençlik

Edebiyat›

Sempozyumu ÇOGEM’den

Prof. Dr. Sedat Sever

(12)

Mustapha M. Sinaceur

12

A

A

nkara Üniversitesi ile Birleflmifl Milletler G›da ve Tar›m Örgütü (FAO) taraf›ndan, T.C Ziraat Bankas› sponsorlu¤unda Dünya G›da Günü nedeniyle 16 Ekim 2011 tarihinde

"Açl›¤a Karfl› Kofl!" etkinli¤i düzenlendi.

Ev sahipli¤ini Üniversitemiz Rektörü Prof.

Dr. Cemal Talu¤ ve BM G›da Tar›m Örgütü Orta Asya Alt-bölge Ofisi Koordinatörü Mustapha M. Sinaceur’un yapt›¤› koflu, dünyadaki açl›¤a dikkat çekmek amac›yla düzenlendi. Tando¤an Merkez Kampusunda düzenlenen kofluya; ö¤retim görevlileri, tiyatro oyuncular›, müzisyenler, radyo programc›lar›

ve çok say›da ö¤renci kat›ld›.

Prof. Dr Cemal Talu¤ etkinli¤in aç›l›fl›nda, açl›¤› insanl›¤›n en büyük ay›plar›ndan biri olarak nitelendirerek, dünya genelinde çok

say›da insan›n yata¤a aç girdi¤ini ifade etti.

Açl›kla mücadelenin birçok yöntemi oldu¤unu dile getiren Talu¤, dünyan›n kaynaklar›n› yok etmeden üretimin art›r›lmas› gerekti¤ini belirtti. G›daya eriflim konusundaki sorunlar nedeniyle açl›k yafland›¤›n› vurgulayan Rektör Talu¤, g›da fiyatlar›ndaki art›fla da dikkati çekti.

BM G›da ve Tar›m Örgütü Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü Mustapha Sinaceur ise Dünya G›da Günü ile açl›k ve yetersiz beslenmeye dikkat çekilmesinin

amaçland›¤›n› söyledi. BM G›da ve Tar›m Örgütü taraf›ndan açl›¤›n önlenmesine yönelik yap›lan çal›flmalar hakk›nda da bilgi veren Sinaceur, yoksul insanlar›n g›daya ulaflmas›

konusundaki s›k›nt›lar›n giderilmesi

gerekti¤ini bildirdi.

Türkiye'nin Somali'ye yönelik yürüttü¤ü yard›m kampanyas›n›n uluslararas› toplum taraf›ndan takdirle karfl›land›¤›n› belirten Sinaceur, bu konuda di¤er ülkelerin de Türkiye'yi örnek alaca¤›na ve onun yolunda gidece¤ine olan umudunu söyledi.

Konuflmalar›n ard›ndan Rektör Talu¤ ve Sinaceur'un da kat›ld›¤› koflu bafllad›. Daha önce farkl› kategorilerde yap›laca¤› duyurulan kofluda, havan›n so¤uk olmas› nedeniyle kat›l›mc›lar birlikte kofltu. Koflu boyunca bir ambulans da kat›l›mc›lara efllik etti.

Koflu sonunda birincilere FAO taraf›ndan kat›l›m madalyas›, Ankara Üniversitesi taraf›ndan plaket ve tüm kofluculara kat›l›m belgesi verildi.

Açl›¤a Karfl› Kofltuk!

(13)

Cinsel Tacize Karfl› Destek Birimi Kuruldu

Ankara’n›n

Baflkent Oluflu Kutland›

Ü

Ü

niversitemiz Senatosu taraf›ndan kabul edilen ''Cinsel Tacize ve Cinsel Sald›r›ya Karfl› Politika Belgesi'' do¤rultusunda üniversite bünyesinde ''Cinsel Taciz ve Cinsel Sald›r›ya Karfl› Destek Birimi'' oluflturuldu.

Birim; Türkiye'de devlet üniversiteleri aras›nda bir ilk olma özelli¤ini tafl›yor.

Kabul edilen politika belgesiyle cinsel taciz ve cinsel sald›r›dan ar›nm›fl bir akademik ve mesleki ortam›n yarat›lmas›na yönelik ilkelerin belirlendi¤ini ifade eden Siyasal Bilgiler Fakültesi Ö¤retim Üyesi Kad›n Çal›flmalar› Anabilim Dal› Baflkan› Doç. Dr.

Alev Özkazanç; ''Bunun yan› s›ra toplumun baflka pek çok yerinde oldu¤u gibi

üniversitede de yaflanan cinsel taciz olgusuna karfl› kurumsal fark›ndal›l›k yaratmak istiyoruz.

Ayn› zamanda kurumda bu tür iddialar

A

A

nkara’n›n baflkent oluflunun 88. Y›l Dönümü nedeniyle Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤ Ankara protokolü ile birlikte An›tkabir’i ziyaret etti. Kutlama etkinlikleri çerçevesinde Ulus Atatürk An›t›

önünde düzenlenen törene Üniversitemiz Genel Koordinatörü Prof. Dr. Muhip Özkan kat›larak an›ta Çelenk koydu.

Ulus’taki Atatürk An›t› önünde

gerçeklefltirilen törene Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan›

Melih Gökçek, Ankara Garnizon Komutan›

‹hsan Uyar, AK Parti ‹l Baflkan› Murat Alparslan, AK Parti ‹l Baflkan Yard›mc›s› Hayri Ça¤›r, üniversite ve kamu kurumlar›

temsilcileri ile çok say›da vatandafl kat›ld›.

‹lhan, Doç. Dr. Raziye Tamay Bafla¤aç Gül ve Doç. Dr. Güzin Evliyao¤lu.

Birim bünyesinde ayn› zamanda bir uzman›n da yer alaca¤›n› dile getiren Özkazanç, flöyle konufltu: ''Bu uzman önce taciz iddialar›n› ele alacak, uzman›n

yönlendirmesiyle birim toplanarak iddian›n ele al›n›p al›namayaca¤›na karar verecek. E¤er politika belgesini kapsayan bir durum söz konusu ise flikayetçinin talebine ba¤l› olarak ya bir arabuluculuk mekanizmas› önerilecek ya da do¤rudan disiplin soruflturmas› aç›lacak.

Soruflturma neticesine göre en alt düzeyde uyarma, k›nama, daha sonra ö¤rencilikten bir dönem, iki dönem uzaklaflt›rma, memuriyetten süreli veya süresiz uzaklaflt›rma fleklinde yapt›r›mlar uygulanabilir.''

karfl›s›nda etkin ve h›zl› iflleyen bir savunma ve soruflturma mekanizmas›n› oluflturmak, ö¤rencilere, akademik ve idari personele, sözleflmelilere yani bütün üniversite

bileflenlerini bu konuda bilgilendirerek onlara dan›flmanl›k sa¤lamak istiyoruz'' dedi.

Üniversitenin, bir kurum olarak en merkezi düzeyde üniversite ortam›n›n cinsel tacizden ar›nd›r›lmas›, huzurlu, güvenli ve eflitlikçi bir ortam›n yarat›lmas› için iradesini belirtmifl oldu¤unu ifade eden Özkazanç, politika belgesi uyar›nca kurulan destek biriminin, Üniversitemiz Kad›n Sorunlar›n› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) bünyesinde faaliyette bulunaca¤›n› söyledi. Birim Kurul Üyeleri ise flöyle; Doç. Dr. Gülriz Uygur, Doç.

Dr. fiennur K›fllak, Doç. Dr. Funda fienol Cantek, Doç. Dr. Alev Özkazanç, Doç. Dr. ‹nci

(14)

14

22

010 y›l›nda Afrika ve Ortado¤u Çal›flmalar›

Enstitütüsü (IAMES) ile Üniversitemiz aras›nda imzalanan protokolün daha üst düzey bir kurulufl olan Vietnam Sosyal Bilimler Akademisi (Vietnam Academy of Social Sciences) ile yeniden imzalanmas› amac›yla,

M

M

acaristan Andrássy Gyula Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. András Masát, Uluslararas› ‹liflkiler Fakültesi Dekan Yard›mc›s› Dr. Dr. Rolf Friedrich Krause ve beraberlerindeki heyet 16-19 Ekim 2011 tarihleri aras›nda Üniversitemiz Rektörü Prof.

Dr. Cemal Talu¤’un daveti üzerine

B

B

u y›l Mart ay›nda Üniversitemiz ile iflbirli¤i protokolü imzalayan Pakistan Greenwich Üniversitesi’nden gelen Rektör Yard›mc›s›

Seema Mughal, 4 ö¤retim üyesi ve 12 ö¤renciden oluflan heyet 04 Ekim 2011

tarihinde Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr.

Cemal Talu¤’u ziyaret etti. Konuk heyet daha sonra Biyoteknoloji Enstitüsü’nü gezerek incelemelerde bulundu.

Üniversitemizde çal›flma ziyaretinde bulundular. Ziyarette iki üniversite aras›nda ilk kez 2002 y›l›nda imzalanan protokol de güncellendi.

Konuk heyet Üniversitemiz Rektörü Prof.

Dr. Cemal Talu¤, Rektör Yard›mc›s› Prof.

Yasemin Yal›m ve Prof. Melek Delilbafl›’n›n

yan› s›ra Hukuk, Siyasal Bilgiler ve Dil-Tarih ve Co¤rafya Fakültelerini ziyaret ederek fakülte dekanlar› ile ve Hungaroloji ABD Baflkan› Prof. Naciye Güngörmüfl ile görüfltüler.

Vietnam Türkiye Büyükelçili¤i Baflkatibi Mr.

Pham Quang Tung, IAMES Genel Müdürü Dr.

Bui Nhat Quang, IAMES Orta Do¤u Bölümü Baflkan Yard›mc›s› Nguyen Thi Thu Hang,

"High-Tech Telecom Informatics" Firmas› (HTI Corporation) ve Vietnam Bilim ve Teknoloji

Akademisi Üyesi Ha Thi Hong Van ve Hanoi Ulusal Üniversitesi Uluslararas› Çal›flmalar Fakültesi Okutman› Nguyen Thi My Hanh’dan oluflan heyet 04 Ekim 2011 tarihinde Rektörlü¤ümüzü ziyaret etti.

Vietnam Sosyal Bilimler

Akademisi ile Protokol

‹mzaland›

Macaristan’dan Konuk Heyet

Pakistan

Greenwich

Üniversitesi’nden

Ziyaret

(15)

Çin Heyeti

Üniversitemizdeydi Roma La Sapienza Üniversitesi’nden Ziyaret

G

G

ençlik ve Spor Bakanl›¤› Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü Türkiye- Çin Gençlik De¤iflim Program› kapsam›nda 18-25 Ekim 2011 tarihleri aras›nda Türkiye’de bulunan Çin Gençlik Heyeti Eyalet Gençlik Müdürleri, Genel Müdür Yard›mc›lar›, Genel Sekreterler ve çeflitli bürokratlar ile

ifladamlar›ndan oluflan heyet; Üniversitemizi 25 Ekim 2011 tarihinde ziyaret etti. Ziyarette

Üniversitemiz Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr.

Yasemin Yal›m, konuk heyete Üniversitemiz hakk›nda bilgiler verdi.

Gençlik de¤iflim program›n›n; ülkemiz ile Çin Halk Cumhuriyeti aras›nda Baflbakanlar düzeyinde yap›lan görüflmeler neticesinde iki ülke gençleri aras›nda yak›n dostluk iliflkileri kurulmas›, gelifltirilmesi ve iletiflimin güçlendirilmesi yönünde görüfl birli¤ine

A

A

nkara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi ‹talyan Dili ve Edebiyat›

Anabilim Dal› Baflkanl›¤›’n›n Ankara ‹talyan Kültür Merkezi ile birlikte ‹talya D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n önderli¤inde 19-24.10.2011 tarihleri aras›nda düzenledi¤i 11. Dünya

‹talyan Dili Haftas› kapsam›nda konuflmac›

olarak kat›lan Roma "La Sapienza"

Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Say›n Prof.

Dr. Antonello Biagini, ayn› zamanda, Ankara Üniversitesi Rektörlü¤ü ile Roma "La

Sapienza" Üniversitesi Rektörlü¤ü aras›nda imzalanan ‹flbirli¤i Protokolünü daha da gelifltirmek amac›yla Y›ld›z Teknik

Üniversitesi’nden Dr. Fabio L. Grassi , Roma

"La Sapienza" Üniversitesi’nden Dr. Andrea Carteny, Ankara Üniversitesi GAMER Baflkan›

ve Rektör Dan›flman› Say›n Prof. Dr. Melek Delilbafl›, Ankara Üniversitesi Kurumsal

‹letiflim Koordinatörü ve Rektör Dan›flman›

Say›n Doç. Dr. Nuray Y›ld›z ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi

‹talyan Dili ve Edebiyat› Anabilim Dal›

Baflkan› Say›n Prof. Dr. Nevin Özkan eflli¤inde Üniversitemiz Rektörü Say›n Prof. Dr. Cemal Talu¤’a 24.10.2011 tarihinde bir resmi ziyarette bulunmufllard›r. Söz konusu ziyaret esnas›nda iflbirli¤inin daha da gelifltirilmesi ve her iki Üniversite’nin çeflitli Fakülte ve Anabilim Dallar› aras›nda hem akademik personel hem de ö¤renciler için Socrates- Erasmus de¤iflim sözleflmeleri yap›lmas›

konusunda mutabakata var›lm›flt›r.

var›lmas›n›n ard›ndan, Türkiye-Çin iliflkileri 40.y›l›nda 40 kiflilik gençlik gruplar›n›n kat›l›m›yla uygulanmaya baflland›¤› bildirildi.

Ziyarette Çin heyetinin Baflkan›n›n:” Çin’de bir atasözü vad›r; ‘E¤er mutlu iseniz

yan›n›zdakinin elini tutun’.”sözüyle toplant›daki kat›l›mc›lar ellerini birlefltirdi.

(16)

16

S

SÖÖYYLLEEfifi‹‹:: MMEENNSSUUPPLLAARRIIMMIIZZ

1970 Japonya’nın Kyoto şehrinde doğan Tsuyoshi Sugiyama; lise eğitiminin ardından 1990 yılında Türkiye’ye geldi. Ankara’da TÖMER’de aldığı eğitimin ardından YÖS’ü kazanarak Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sümeroloji Anabilim Dalı’nda lisans eğitimini tamamladı. Yüksek lisans ve doktora

programlarını da yine Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Diller ve Kültürleri Bölümü Sümeroloji alanında yapan Sugiyama; 2003 yılından bu yana DTCF Japon Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmalarına devam ediyor.

Dr. Tsuyoshi Sugiyama

TTüürrkkiiyyee’’yyee ggeellmmee ffiikkrrii nnaass››ll oorrttaayyaa çç››kktt››??

Dedemin de dil üzerinde çal›flan bir bilim adam› olmas› nedeniyle dile karfl› çok merak›m vard›. Kimsenin bilmedi¤i, araflt›rmad›¤› bir fleyi incelemek istiyordum.

Bafllang›çta Hititlerle ilgili çal›flmalar›

araflt›rd›m, asl›nda Japonya’da çok da bilinen bir alan de¤ildi. Hititlerin yaflam alan› olarak Anadolu hakk›nda birkaç fley ö¤rendim. Son yirmi y›lda Japonya- Türkiye iliflkileri çok geliflti, teknoloji geliflti, internet sayesinde art›k çok daha kolay bilgiye ulaflabiliyoruz, ama o y›llarda bu kadar kolay de¤ildi. Kendi çap›mda Türkiye ile ilgili araflt›rma yapt›m, TÖMER’le ilgili Ankara Üniversitesi ile ilgili elçilikten bilgi ald›m, ülkenizi ziyaret edenlerle konufltum. Sonra anneme Türkiye’ye gitmek istedi¤imi söyledim. Annem de "Git üç ay kal, sonra geri dönersin tekrar konufluruz" dedi.

Ben de söz verdim ve 1990 y›l›n›n Ocak ay›nda Ankara’ya geldim, direk TÖMER’e yaz›ld›m.

Bir Türk arkadafl›m›n vas›tas›yla Türkiye’ye iki y›l önce Kaman’da araflt›rma yapmak üzere gelen Japon bir bilim adam›yla tan›flt›m. O bana çok yard›mc› oldu. Daha sonra YÖS’e girdim, kazand›m ve lisans e¤itimime bafllad›m.

A

Annnneenniizzee vveerrddii¤¤iinniizz ssöözzüü ttuuttaammaadd››nn››zz ggaalliibbaa……

Evet tutamad›m ama durumu mektupla anlatt›m. E¤er dönersem çok zaman kaybedecektim. Türkçe de bana zor gelmedi aç›kças›, o nedenle kald›m. O dönemde o kadar çok insan bana yard›mc› oldu ki, o da beni çok etkiledi.

A

Annkkaarraa’’yyaa aall››flflmmaakkttaa zzoorrllaanndd››nn››zz mm›› ppeekkii??

Türkçem çok iyi olmad›¤› halde çok s›k›nt›

yaflamad›m. Herkes yard›mc› oluyordu ama k›vam›nda. K›vam çok önemli çünkü ben döner yemek istedi¤imi söyledi¤imde bana

anlayaca¤›m basitlikte tarif ediyorlard›, ama bunun yerine benim kolumdan tutup dönerciye kadar götürmeye çal›flsalard› tedirgin

olurdum, bir daha sormaya çekinirdim.

K›vam›nda yard›m etmeleri çok güzeldi, o

nedenle de güven duydum. Türkiye’de kötü bir olay yaflamad›m ben. Sadece bir keresinde fazla güvenmemden, rahatl›ktan benim hatamdan kaynakl› kameram› kaybettim.

Japon bir arkadafl›mla Antalya’ya seyahatimiz s›ras›nda otobüste bir saatlik molada, kameray› kabak gibi orda koltukta b›rak›p molaya ç›kt›k, fazla rahatl›ktan oldu yani.

Ö

Ö¤¤rreenncciilliikk yy››llllaarr››nn››zz nnaass››lldd››??

Klasik ö¤rencilik y›llar›, çok güzeldi. Çok ilginçtir, benim geldi¤im sene Ankara’da 23 Japon ö¤renciydik. Bu say› o y›llara göre çok fazlayd›. ‹ki haftada bir, bir araya gelip yemek yapard›k.

LLiissaannssttaann ssoonnrraa AAnnkkaarraa’’ddaann aayyrr››llmmaayy›› hhiiçç ddüüflflüünnmmeeddiinniizz mmii??

Ankara’da oldu¤um sürece Türkiye’yi

gezdim tabi, özellikle ‹stanbul’u çok sevdim.

‹stanbul’u görünce "‹yi ki ‹stanbul’a gitmemiflim" dedim. Çünkü her köflesi tarih kokuyor, gezilecek, görülecek o kadar çok yeri var ki, hele okumay› çok seviyorsan›z benim gibi orda üniversiteyi okumak çok zor olacakt›.

Ankara’da hocalar›m sa¤ olsun adam gibi okuyabildim. Sümeroloji’nin en iyi taraf›

yaln›zca Ankara Üniversitesi’nde olmas›. Bu alanda bu kadar ihtisaslaflm›fl bir üniversite daha yok. O nedenle yüksek lisans› da doktoray› da burada bitirdim.

A

Allaann››nn››zzddaann ffaarrkkll›› oollaarraakk flfliimmddii JJaappoonn D

Diillii’’nnddee öö¤¤rreettiimm eelleemmaann››ss››nn››zz aammaa…… Ben ö¤renciyken de Japon Dili ve Edebiyat› Anabilim Dal›ndaki hocalar›m›zla çal›fl›yordum. 2003 y›l›nda yabanc› uzman

Japon Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr.Tsuyoshi Sugiyama ile konuştuk…

Sümeroloji’nin En ‹yi

Taraf›, Yaln›zca Ankara Üniversitesi’nde Olmas›”

(17)

oollmmaakk nnaass››ll bbiirr hhiiss??

Bu sorunuzu on y›l sonra belki cevaplayabilirim çünkü ben flimdiye kadar kendimi hoca olarak pek konumland›ramad›m.

Bu bir s›k›nt› asl›nda. Ö¤rencilerimle aramda yirmi yafla yak›n fark var onlardan da çok fley ö¤reniyorum ben. Sürekli "onlara nas›l daha iyi ö¤retebilirim?" sorusunun peflinden gidiyorum, kendimi gelifltirmek için sürekli ö¤reniyorum. Görünüm itibariyle de kendimi benim hocalar›m gibi gösteremedim. Ama san›rsam burada herkes kendini öncelikli olarak ö¤renci görür diye düflünüyorum.

S

Siizziinn öö¤¤rreennccii oolldduu¤¤uunnuuzz yy››llllaarrllaa

flfliimmddiiyyii kk››yyaallaarrssaann››zz

JJaappoonn öö¤¤rreennccii ssaayy››ss››nnddaa bbiirr aarrtt››flfl vvaarr mm››??

Elbette bir art›fl var çünkü o

zamandan bu zamana fakültemizde çok fley de¤iflti. De¤iflim programlar› var art›k farkl› üniversitelerle akademik iflbirliklerimiz var. Benim gibi kendi imkânlar›yla gelenler de hala var.

TTüürrkklleerree JJaappoonnccaa öö¤¤rreettmmeekk zzoorr mmuu??

Türk insan› dil konusunda çok kabiliyetli, çekingen de¤iller. Türkçenin zenginli¤inden dolay› çok zorlanm›yorlar. Japonca ses itibariyle de k›smen daha basit. Fakat yazmak konusunda zorlan›yorlar. Günümüzde art›k herkes bir fley yazaca¤› zaman ya bilgisayarla ya da cep telefonuyla yaz›yor, eline kalem ka¤›t alm›yor. Defter kullanma al›flkanl›¤›m›z bitti, ama Japoncay› ö¤renmek için o parma¤›n ac›mas› flart.

TTüürrkk--JJaappoonn KKüüllttüürrlleerriinniinn bbeennzzeeddii¤¤iinnii ssööyylleerrlleerr,, ssiizz bbuunnaa kkaatt››ll››yyoorr mmuussuunnuuzz??

Evet, de¤er yarg›lar›m›z çok benziyor. ‹yi niyet davranm›fllar›m›z ayn›. Bat›da okuyan arkadafllar›m›z iyi niyet davran›fllar›n›n anlafl›lmad›¤›ndan bahsederlerdi. Ben burada hiç böyle bir sorun yaflamad›m. fiekil itibariyle farkl›l›klar›m›z var ama teflekkür etme, minnet duyma, özür dileme, vefa borcu gibi

özelliklerimiz benziyor.

TTüürrkk yyeemmeekklleerriiyyllee aarraann››zz nnaass››ll??

Biraz ya¤l› geliyor bize ama ben yap›nca Türk yeme¤inin ya¤s›z versiyonunu yap›yorum.

Mesela pilav› ya¤s›z yap›yorum, kuru fasulyeyi onunla yiyoruz. Ö¤rencili¤imde yaln›z yaflad›¤›m için yemek yapmak konusunda oldukça yetenekliyimdir. Dolma saramam ama kuru fasulyeyi iyi yapar›m.

Ankara’da bir tek bal›k konusunda biraz s›k›nt›

yafl›yorum ama al›flt›m.

JJaappoonnyyaa’’yyaa ggiittttii¤¤iinniizzddee kkeennddiinniizzii TTüürrkklleeflflmmiiflfl ggiibbii hhiisssseeddiiyyoorr mmuussuunnuuzz??

Rüyay› Türkçe görüyorum, Türkçe say›kl›yorum mesela. Japonya’da uzun cümleler kurma ihtiyac› duyuyorum, çünkü Türkiye’de Türkçeyi daha çok kullan›yorum yanl›fl anlafl›lmamak için eskiye oranla daha uzun cümlelerle konufluyorum. Bir de Japonya’ya gitti¤imde simidi çok özledim, o zaman Türkiye’ye çok al›flt›¤›m› fark ettim.

A

Aiilleenniizz TTüürrkkiiyyee’’yyee hhiiçç ggeellddii mmii??

Annemle babam ara ara geliyorlar. ‹lk geldiklerinde Türkiye’yi gezdirdim. Babam mimar oldu¤u için özellikle ‹stanbul’a hayran kald›. Kapal› Çarfl›’n›n mimarisini inceledi notlar ald›. Gezi sonras›nda babam›n art›k Türkiye ile ilgili bütün kitaplar›

kütüphanesinde bulundurma gibi merak› var diyebilirim, koleksiyon yap›yor. Annem yemekleri çok sevdi. Japonya’da internet sitelerinde "Han›mlar dikkatli olun!

Türkiye’deki tatl›lar çok tatl›lar kendinizi tutun" gibi uyar›lar vard›r. Annem burada oldu¤u üç hafta boyunca her gün baklava yedi. O uyar›n›n sebebini o zaman anlad›m.

G

Geelleecceekk iiççiinn ppllaannllaarr››nn››zz nneelleerr??

Yar›n ki dersi çok düflünüyorum, bayramda

ne tür ödevler verece¤imi düflünüyorum, s›nav sorular›n› düflünüyorum, Japonca yazma konusunda daha rahat ö¤renebilecekleri bir kitap haz›rl›yorum, bir kitap çevirmeyi düflünüyorum yani burada yapmay›

düflündü¤üm çok fley var ama daha ilerisini hiç planlamad›m.

JJaappoonnyyaa’’yyaa ddöönnmmeeyyii ddüüflflüünnmmüüyyoorrssuunnuuzz ssaann››rr››mm……

Türkiye’de kalmak beni daha çok mutlu ediyor. Japonya’ya gitsem de mutlu olabilirim belki ama burada yapabilece¤im,

ö¤renebilece¤im ve ö¤retece¤im çok fley var.

Burada çok mutluyum. Burada insanlarla anlaflabiliyor olmak, gerekti¤inde kavga edebilmek çok güzel. Korkmadan kendi düflüncemi savunabiliyorum, tart›flabiliyorum.

Kendimi gizlemek zorunda de¤ilim, burada kendim gibi yaflabiliyorum. Bir de bu fakültenin giriflindeki merdivenleri az afl›nd›rmad›m ben, daha da afl›nd›rmay›

düflünüyorum. Tamam, mekan s›k›nt›m›z var ama bir Ankara Üniversiteli olmak, Dil Tarihli olmak çok baflka bir fley.

“Defter kullanma

alışkanlığımız bitti, ama Japoncayı öğrenmek için o

parmağın acıması şart.”

(18)

18

S

SÖÖYYLLEEfifi‹‹:: MMEEZZUUNNLLAARRIIMMIIZZ

1965 yılında Aşkale’de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Bölümünü bitirdi. 1989-2005 yılları arasında çeşitli basın kuruluşlarında muhabir, editör, yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Halen Alt-Üst Yayınları’nın yayın direktörü olarak çalışan Bingölçe; "Kadın İş Türküleri"

adlı belgesel çalışması (www.kadinisturkuleri.com ) ve iki cilt halinde yayınlanan "Kadın Argosu Sözlüğü",

"Futbol Argosu Sözlüğü", "Asker Argosu Sözlüğü" ve

"Süper Kadın Süper Zor- Türkiye’de Kadına Yönelik Ekonomik Şiddet" kitaplarının yazarı.

Argo konusundaki çalışmalarıyla tanınan gazeteci yazar ve yönetmen Filiz Lütfiye Bingölçe ile konuştuk…

Filiz Lütfiye Bingölçe:

“Her Sözcü¤ün Bir Bedeli Vard›r”

Ü

Ünniivveerrssiittee yy››llllaarr››nn››zzddaann bbaahhsseeddeelliimm bbiirraazz,, iilleettiiflfliimm ookkuummaakk nnaass››lldd››??

Elefltirel bak›fl, düflünmeye ve okumaya yöneltilme okulun ruhunda vard›. Ünsal Oskay, Bahri Savc›, Ayd›n U¤ur, Atilla Cang›r, Nilgün Abisel gibi çok de¤erli hocalar›m›z vard›. Bir fley ö¤retmenin d›fl›nda size sanat, edebiyat ve kültür alanlar›nda büyük bir pencere aç›yorlar.

Yazmaya teflvik edilmifl olmam benim için çok önemli. Arkadafll›k iliflkileri çok kuvvetliydi.

Çok s›k› kitap okuyan, sinemay› takip eden, gitar çalan bir ö¤renci portföyü vard›. Ben o dönemde karikatür çiziyordum, karikatür

sergisi açt›k. Yani ö¤rencilik y›llar›ndaki arkadafllar›m›z flimdilerde, bu kültür sanat hayat›n›n bir yerinde yer al›yorlar.

Gazetecili¤in de bir oranda güzel sanatlara yak›n bir ifl oldu¤unu düflünüyorum ben.

N

Needdeenn ""aarrggoo"" üüzzeerriinnddee ççaall››flflmmaakk iillggiinniizzii ççeekkttii??

Kad›n argosu derlemelerim, lise y›llar›mda bafllad›. Biz kad›nlar olarak herkesin

anlayamayaca¤› çok özel bir dil kullan›yoruz, flifreleme yöntemine baflvuruyoruz. Bazen çok do¤rudan laflar da edebiliyoruz tabi. Alan argolar›na merakl› bir insan›m. Küçük

yafllardan itibaren kad›nlar aras›nda çok özel iletiflim becerileri oldu¤unu seziyorsunuz, tan›k oluyorsunuz, dâhil oluyorsunuz ve

uyguluyorsunuz. Lise döneminde regl ile ilgili bir sürü farkl› ifade oldu¤unu ö¤rendim. Halâ do¤rudan söyleyemiyorsunuz. Afl›k oldu¤unuzu da do¤rudan söyleyemiyorsunuz bu

memlekette. Kad›nlar›n bir örtülü söylem kullanmas› söz konusu. Bask› olan her yerde bir alt dil üretiliyor. Benim aç›mdan çok önemli bir dil hazinesi ama sosyo-ekonomik kültürel aç›dan bakt›¤›n›zda da do¤rudan ifade yöntemlerinin nas›l ketlendi¤ini görüyorsunuz.

""KKaadd››nn AArrggoossuu SSöözzllüü¤¤üü"" nnaass››ll bbiirr ççaall››flflmmaa ssüürreeccii ssoonnuuccuunnddaa oorrttaayyaa çç››kktt›› ??

‹lk cildi 14-15 yafllar›ndan bafllayarak anneannemin, annemin, halalar›m›n, teyzemin söyledi¤i fleylerin ne kadar komik oldu¤unu düflünerek yaz›yordum. Tabi bir süre sonra iletiflim konusunda düflünürken bunun bir olgu oldu¤unu, bir dil damar› oldu¤unu fak

ediyorsunuz. Ben öyle yans›tt›m ve bu da kabul gördü. Bunun içini dolduran kendi çevremden duydu¤um laflar› yazarak bir sözlük

oluflturdum. Çok s›n›rl› bir derleme tabi. Pek ço¤u yaz›l› kaynaklarda yer almayan sözcükler çünkü hakikaten sözlü kültür ürünüdür argo.

fiifresi aç›ld›¤› andan itibaren yerine baflka bir sözcük üretilen bir aland›r. Mesela "Anavatan kan a¤l›yor" regle karfl›l›k kullan›lan bir deyimdir, bu çözüldü¤ü an ve toplum bunu alg›lad›¤›nda bunun yerine baflka bir sözcük üretiliyor. Metis yay›nlar›ndan ç›kt› ilk cilt.

Hulki Aktunç çok destek oldu, ben son derece amatör biçimde bu ifle yöneldim ve o beni çok güçlendirdi bir de sunufl yazd› sözlü¤e. ‹kinci cilt ise birebir okurlar›n interaktif bir biçimde bu meseleye kat›l›p bana yollad›klar›

sözcüklerden olufluyor. 450 madde yollayan okur oldu, cidden çok güzel bir deneyimdi.

Daha sonra bu alanda yay›n yapmak çok zor oldu¤u için bir yay›nevi kurdum.

""KKaadd››nn AArrggoossuu SSöözzllüü¤¤üü"" iillee mmüüsstteehhcceenn kkiittaapp yyaayy››nnllaammaakk ssuuççuuyyllaa hhaakkkk››nn››zzddaa ddaavvaa aaçç››llmm››flfltt››,, oo ssüürreeççtteenn bbaahhsseeddeerr mmiissiinniizz??

Kitab›m› yarg›lama konusu yapt›lar, Türk Ceza Kanunu’nun porno yay›nlara uygulanan 426. Maddesi bir maddesi ile yay›nc›m› ve beni yarg›lad›lar. Befl y›l kadar sürdü ve beraat ettik. Bizim savunma gerekçemiz sözlü müstehcen olmaz, bütün bu bahse konu olan sözcükler insan bedeninin alt kesimine iliflkin

(19)

Türkçede kullan›lan sözcükler. Divân-› Lügati’t- Türk Türkçenin ilk sözlü¤üdür, orada Kaflgarl›

Mahmut bunlar› adland›rarak, cümle içinde kullanarak bu sözlü¤ü Araplara Türkçe ö¤retmek üzere kaleme alm›flt›r. Yani bir fley yasaklanacaksa oradan bafllamalar› daha sonra da Türkçe sözlükleri yasaklamalar›

gerekir. Bir sözlükle kimse kimseyi cinsel aç›dan tahrik edemez. Bu gerekçeleri öne sürdük. S›k›nt›l› bir süreçti. Özverili ve severek yapt›¤›m›z bir ifl için yarg›lanmak üzücüydü.

Cinsiyet ayr›m› da var tabi burada. Çünkü Hulki Aktunç’un "Büyük Argo Sözlü¤ü" adl› son derece önemli bir eseri var, ona böyle bir uygulama yap›lmad›. Kendisi bize çok destek oldu, "Olacaksa önce benim sözlü¤ümü yasaklay›n" dedi.

Y›lmad›n›z inatla sözlüklere devam ettiniz…

Y›lmad›m ama suçlan›yor olmaya k›zg›nl›k duydum. Yarg›lanm›fl olmaktan esef

duyuyorum. Kamu otoritesinden böyle bir yaklafl›m görmek tabi do¤ru de¤il, o nedenle de bu alan›n çeflitliliklerine de daha dikkat kesildim. Ayr›ca Türkçe çok önemli bir dil, Osmanl›cadan beslenen Osmanl›cay› da besleyen bir dil. Daha sonra Osmanl›ca mizah ve cinsellik metinleri de çal›flt›m, pek yak›nda da "Osmanl› Argosu Sözlü¤ü" çal›flmam yay›nlanacak.

A

Arrggoo kkuullllaann››mm››nnddaa kkaadd››nn--eerrkkeekk aayyrr››mm›› nnaass››ll oolluuflfluuyyoorr??

Her tür bask› ve korku ortam› insanlar›n susmalar›n› de¤il, baflka biçimde kodlayarak konuflmalar›n› getiriyor. ‹nsanlar›n iletiflim becerilerini yok edemiyorsunuz, ne tür bask›

uygularsan›z uygulay›n susturam›yorsunuz. Bir flekilde kanal›n› buluyor ve bu kanal da büyük oranda argo olarak tan›mlanan alanlar oluyor.

Bedenin alt kesitine iliflkin sözcüklerin kullan›lmas› büyük oranda dilde somutlama yöntemidir. Do¤rudan, somutlayarak ifade etmek istedi¤ini söylüyor. "Cennet öküzü"

ifadesi var mesela. Öküz dölleme becerisi elinden al›nm›fl bo¤ad›r. Cennet öküzü; de kar›s›n› aldatmayan ama cinsel olarak da bir yetene¤i olmayan anlam›nda kullan›l›yor.

K

Kiittaappllaarr››nn››zz›› ookkuuyyuunnccaa nnee ddiiyyeeccee¤¤iizz?? ""ÇÇookk aayy››pp"" mm››?? ""ÇÇookk iillggiinnçç"" mmii??

Herkesin ay›p, günah, yasak marj› farkl›

ama gerçeklik, bir olgu olarak tespit edilmifl olmas›ndan kimsenin rahats›zl›k duyaca¤›na

köfleye düflürecek bir sözcük beklemelisiniz.

Çünkü bunlar haz›r cevaplar.

K

Kiimmlleerr ddaahhaa ççookk aarrggoo kkuullllaann››rr??

Türkiye’de herkes argo kullan›yor. Herkesin üstünde bir bask› var. Toplumsal cinsiyet meselesi aç›s›ndan bakarsan›z en üstte bir erkek var ve ortada erkek olmaya namzet bir o¤lan kategorisi var. Genelde toplumumuzdaki erkeklerin ço¤u bu kategoride. Hiyerarflide zengin olmak, iktidar sahibi olmak, cinsel aç›dan güçlü olmak laz›m. Onun alt›nda da kad›n kategorisi var. Öyle bakarsan›z keskin bir hiyerarfli var. Herkes bir erkek idolü peflinde.

Kad›nlar› da tabi unisex bask›yla iktidar sahibi olduklar›nda erkekleflme yönünde zorlayan bu idol olsa gerek.

""FFuuttbbooll AArrggoossuu SSöözzllüü¤¤üü"" nnaass››ll yyaazz››lldd››??

Bütün oyunlar›n kendi argolar›n› içeren bir oyun argosu ansiklopedisi yapma çal›flmam var. Dille oynamay› seven insan argoyu seviyor ve oyun oynayan herkes de argo üretiyor. Bu çal›flmaya bafllay›nca futboldan ayr› bir kitap ç›kt›. Futbol u¤urlar› var,

tezahüratlar› var çok genifl kapsaml›. 50-60

maça gittim, tarama çal›flmas› da yapt›m, s›rf derleme de¤il.

EErrkkeekklleerriinn ddüünnyyaass››yyllaa iillggiillii ççaall››flflmmaakk kkaadd››nn

ççaall››flflmmaallaarr››nnddaann ddaahhaa mm›› zzoorrdduu ssiizziinn iiççiinn??

Ben bir kad›n olarak fluna ne diyorsunuz, buna ne diyorsunuz diye sordu¤umda, beni yan›ltma ihtimallerini de göz önünde bulunduruyorum. Ama futbol argosu konusunda yan›lt›ld›¤›m› düflünmüyorum, çünkü birebir maçlara giderek tespitlerde de bulundum. Asker argosu tabi biraz daha örtülü, asl›nda tam çal›flamad›m keflke bir erkek çal›flsayd› bu konuda. Çok genifl bir dil damar›.

""AAsskkeerr AArrggoossuu SSöözzllüü¤¤üü""nnee ggöörree ""aasskkeerr ttoopplluumm"" mmuuyyuuzz??

Öyle tabi. Askerlik mecburi oldu¤u için toplumumuzun çok önemli bir gerçe¤i bu.

A

Arrggoo üüzzeerriinnee ççaall››flfl››rrkkeenn ssiizzii eenn ççookk hhaannggii bbiillggii flflaaflfl››rrtttt››??

Ö¤rendi¤im her bilgi de çok flafl›rd›m asl›nda. Hayret denizinde yüzdüm. ‹nsanlar çok yarat›c›.

Argo kullan›m›nda toplumlar aras›nda nas›l bir fark var?

Argo her toplumda var, bask› ve korkunun oldu¤u her yerde. Bizde de pek çok dilden tafl›ma sözcük var, o nedenle çok kozmopolit bir alan argo. Argo çok geçirgen de bir alan ve o argoyu üreten grup taraf›ndan anlafl›l›yor.

Kod aç›m› önemli. Ben Amerikal›, Alman arkadafllar›ma regl ile ilgili örtmece

Yazar› gerçekli¤i göstermek aç›s›ndan yaratt›¤›

karakteri o dille somutluyor.

""DDiill ddaayyaakkllaarr››"" vvee ""ddiill yyaarraallaarr››"" aarraass››nnddaa nnee ffaarrkk vvaarr??

"Dil dayaklar›" çal›flmas›nda merak etti¤im fley "Erkek kad›n› dövmeden önce, döverken ve dövdükten sonra nas›l sözcükler kullan›yor"u araflt›rd›m. Küfür kullan›l›yor tabi, bir küfür sözlü¤ü haz›rlad›m. Dil yara aç›yor, dövülmek çok a¤›r bir fley ama dille kalpte aç›lan yaran›n kanser yap›c› etkisinden söz etmiflti

görüfltü¤üm bir kad›n.

A

Arrggoo vvee kküüffüürr aarraass››nnddaakkii ffaarrkk??

Küfür ayr› bir kategori tabi, aç›k ve net bir koddur, hakaret amaçl› söyleniyor, ama argoda mizah var, yarat›c›l›k var ve örtücüdür. Argo kolay kolay anlafl›lm›yor. Ben size "domates"

diyerek bile küfredebilirim. Tonlamalar, ifade biçimi, ba¤lam› önemli. Sözcükleri yarg›lay›p, mahkûm etmek son derece sakat bir fley.

A

Arrggoo ssöözzeell bbiirr flfliiddddeett ssaayy››ll››rr mm››??

Tabi ama dilsel fliddetin de¤iflik dozlar›

var. Kaba kuvvete kap› açmayacak bir yarat›c›l›k içerdi¤i için iyilefltirici bir dil

damar›. Mizah da bask› ve korkudan kurtaram›yor insan› ama nefes

almaya devam etmek için mizah yap›yoruz. ‹ktidar›n geçicili¤ine iliflkin insana bir mesaj veriyor mizah. Futbol argosu çal›fl›rken, Rus yaz›m bilimci Mikhail Bakhtin'in ›fl›¤›nda de¤erlendirdim. Hakikaten halk mizah› anonim dil damarlar› bunlar. Bu mizah iktidar›n fliddetini, yok edicili¤ini alafla¤› ediyor. Bütün diktatörler 3 F’i yani fado (arabesk müzik), fiesta (e¤lence) ve futbolu uyuflturucu olarak kullan›yorlar. Ama futbol oynanan yerlerde küfrün bir bak›ma serbest b›rak›lmas›, bir bak›ma insanlara rahatlamalar› için sunulan bir imkân. Neden mizaha baflvuruyor insanlar, çünkü koparmadan ›s›r›yorsun. Bu anlamda da çok önemli bir fley.

Ü

Üzzeerriinnddee ççaall››flfltt››¤¤››nn››zz yyeennii pprroojjeelleerr vvaarr mm››??

Aile içi fliddet meselesini çok

önemsiyorum. Ekonomik fliddet çal›flt›m."Süper Kad›n Süper Zor" adl› çal›flmay› Ekonomi Muhabirleri Derne¤i ile birlikte bast›k. Kad›n›n Türkiye’de bafl etmek zorunda oldu¤u ekonomik fliddet türleri üzerinden bir çal›flmayd›. Bu çal›flma s›ras›nda kad›nlar›n tar›mda ve hayvanc›l›kta çal›fl›rken mani, türkü söylediklerini fark ettim. Çok enteresand›.

Belgesel fikri de oradan ç›kt›. fiimdi bu belgeselin bir dünya versiyonunu haz›rlamaya çal›fl›yorum. Proje kapsam›nda 10 ülke var, bütçeyi oluflturmaya çal›fl›yoruz.

A

Annkkaarraa ÜÜnniivveerrssiitteessii öö¤¤rreenncciilleerriinnee öönneerriilleerriinniizz??

Bilgiyi ifllevsel düflünsünler, tek bafl›na bilgiyi bir bak›ma yük olarak da görüyorum asl›nda.

“Her tür baskı ve korku ortamı insanların

susmalarını değil, başka biçimde kodlayarak

konuşmalarını getiriyor.”

(20)

kontrol, rekombinant protein eldesi, mayalardan sekonder metabolit eldesi, endüstriyel at›klar›n de¤erlendirilmesi, protein mühendisli¤i yöntemleri, maya sistem biyolojisi çal›flmalar›, proteomik yöntemleri ile mikrobiyal hastal›klar için afl› hedeflerinin bulunmas›, biyoteknolojide patentleme, çevresel kirleticiler, at›k yönetimi, biyokitle tabanl› enerji üretimi, antimikrobiyal ilaçlarda moleküler modelleme ile ilaç tasar›m› 9.

Ankara Biyoteknoloji Günleri'nin dikkat çeken konular›yd›.

Yirmi alt› konuflmac›n›n yer ald›¤›

etkinlikte, bu alanlardaki son yenilikler dinleyiciye birinci elden uygulay›c›lar›

taraf›ndan aktar›ld›. Tar›m alan›ndaki verim art›r›c› mikrobiyal uygulamalar, patojen mikroorganizmalar› saptamak için gelifltirlen biyosensör sistemleri, mikrobiyal

bozundurmaya karfl› biyolojik önlemler, mikotoksin oluflumunun engellenmesi, zoonotik viral hastal›klar ile mücadele, böceklere karfl› biyolojik mücadele teknikleri, Leishmania tan›s›ndaki son geliflmeler, verositotoksin üreten E. coli sufllar› ve g›da

A

A

nkara Çal›flmalar› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi (ANKAMER); Koruma ve

Restorasyon Uzmanlar› Derne¤i ile birlikte

"Dünden Bugüne Koruma Toplant›s›-1"

düzenledi. Rektörlük 100. Y›l Salonu’nda düzenlenen toplant›n›n aç›l›fl konuflmalar›n›

Üniversitemiz Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr.

Argun Karacabey, Ankara Araflt›rmalar›

Merkezi Baflkan› Prof. Dr. Aliye Öztan, Koruma ve Restorasyon Uzmanlar› Derne¤i Baflkan› Semra Ener, , Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Kültür Varl›klar› ve Müzeler Genel Müdür Yard›mc›s› Serhat Akcan yapt›.

Son y›llarda kültür varl›klar›m›z›n benimsenmesi ve korunmas› için kamu kurumlar› ve yerel yönetimlerde bu yönde

çal›flmalar›n ço¤ald›¤›na dikkat çeken Prof.

Dr. Aliye Öztan; yap›lan bu çal›flmalar›n sunulmas›, tart›fl›labilmesi, toplumsal bilincin artt›r›lmas› ve ortak çözümler üretilmesi için ortam oluflturmak amac›yla bu toplant›y›

düzenlediklerini belirtti. ‹ki y›lda bir

tekrarlanacak toplant›lar, her seferinde bir il ve çevresinin ele al›nmas›n› ve o ildeki konuyla ilgili kamu kurumlar›, yerel yönetimler ve sivil toplum kurulufllar›n›n kat›l›mlar›n›

sa¤lamay› amaçlad›klar›na de¤inen Öztan, çal›flman›n ilk ili olarak Baflkent Ankara’n›n seçildi¤ini söyledi. Gerek Kurtulufl Savafl›, gerekse Cumhuriyet’in kurulufl döneminde büyük bir rol üstlenmifl olan Ankara’da tarih öncesinden, Osmanl›’ya ve günümüze kadar

uzanan kültür ve do¤al varl›klar›n korunmas›

için de¤iflik kifli ve kurumlar›n yapt›¤›

çal›flmalar›n sunuldu¤u toplant›da, Baflkent Ankara, koruma mevzuat› ve kurumlar›n korumaya yaklafl›m, koruma uygulamalar›, üniversiteler, meslek odalar›, vak›f ve derneklerin korumadaki rolü, belediyelerin koruma çal›flmalar› ve planlama çal›flmalar›

konular› irdelendi. Toplant›da Çankaya Belediye Baflkan› Bülent Tan›k, Beypazar›

Belediye Baflkan› Cengiz Özalp, Nall›han Belediye Baflkan› Dr. Adnan Okur,

Yenimahalle Belediye Baflkan› Fethi Yaflar da birer sunum yapt›.

9. Biyoteknoloji Günleri”ne

Büyük ‹lgi

20

“ ANKAMER’den

Koruma Toplant›s›

A

A

nkara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü’nün düzenledi¤i "Mikrobiyal Biyoteknoloji" konulu 9. Ankara Biyoteknoloji Günleri 17-18 Ekim 2011 tarihlerinde gerçeklefltirildi. Etkinlikte; G›da Alan›nda Mikrobiyal Biyoteknoloji, Patojen Konakç›

‹liflkisi, Endüstriyel Mikrobiyoloji, Mikrobiyal Sistem Biyoteknolojisi, Mikrobiyal

Biyoteknolojide Patentleme, Çevre

Mikrobiyolojisi ve Alternatif Enerji Kaynaklar›, Mikrobiyolojik Etkili ‹laç Etken Maddelerinin Rasyonel Tasar›m Çal›flmalar› olmak üzere yedi oturum yap›ld›.

(21)

Politikac›lar Mülkiye’de Biraraya Geldi

Ü

Ü

niversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Politika Araflt›rma ve Uygulama Merkezi taraf›ndan her y›l düzenlenen

"Mülkiye Genç Sosyal Politikac›lar Kongresi"nin dördüncüsü, 13-14 Ekim 2011 tarihlerinde gerçeklefltirildi. Siyasal Bilgiler Fakültesi Aziz Köklü salonunda yap›lan kongre, Türkiye’nin farkl› üniversitelerinden Çal›flma Ekonomisi ve Endüstri ‹liflkileri bölümü ö¤rencilerine ev sahipli¤i yapt›.

Bundan önceki 3 y›l da düzenli olarak gerçeklefltirilen kongrede, sosyal politika disiplinin ilgi alanlar›nda genifl bir yelpazede zengin tart›flmalar yürütüldü. Bu y›lki programda, sosyal politikada güncel sorunlar yan›nda, iflçi s›n›f›n›n farkl› kesimlerinin yaflad›¤› deneyimler, sektör örnekleri üzerinden tart›fl›ld›. Kad›n eme¤ine ayr› bir oturum ayr›lan kongre’de, emek mücadelesi, çeflitli örgütlenme deneyimlerini de içerecek bir flekilde ard› ard›na iki oturumda masaya yat›r›ld›.

Kongrenin aç›l›fl›nda konuflan

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤:

"Bu kongrelerin büyüklü¤ü, aradan elli y›l geçtikten sonra da hep p›r›l p›r›l, güleryüzlü, yurtsever, sosyal politikaya inanm›fl genç arkadafllardan oluflan bu tablonun hiç de¤iflmeyecek olmas›d›r. Elli y›l sonra burada bir baflka rektör, bir baflka mülkiye dekan›, bir

baflka bölüm baflkan› olacak ama karfl›m›zda siz ö¤rencilerin oluflturdu¤u bu muhteflem tablo, hiç de¤iflmeyecek. Toplumla birlikte, sivil dayan›flmayla birlikte infla edilmesi gereken bir alan olarak hepimizin görevi ve pay› oldu¤u bir alanda yola ç›k›yorsunuz.

Ülkemizin ayd›nl›k umut dolu gelece¤i ad›na sizlere çok ihtiyac›m›z var, coflkunuza ihtiyac›m›z var." dedi.

Siyasal Bilgiler Dekan› Prof. Dr. Celal Göle de bu sene dördüncüsünü düzenledikleri kongrenin, uluslararas› bir boyut kazand›rarak beflincisini çok daha görkemli olarak yapmay›

hedeflediklerini söyledi. Çal›flma Ekonomisi Anabilim Dal› Baflkan› Prof. Dr. Ahmet Makal konuflmas›nda flunlar› söyledi: "Benim sosyal politikayla tan›flmam Cahit Talas Hocam›z›n kitaplar› arac›l›¤›yla 1970li y›llarda oldu. Onun bir kitab›nda bir Latin atasözü vard›: "Bar›fl istiyorsan›z adalet ekiniz." Benim kafama nakfl oldu bu cümle. Hep daha güzel bir dünya, daha güzel bir gelecek hayal ediyorum ve bunu sosyal politikadaki adalet duygusuyla ba¤daflt›r›yorum. Ama 1970’li y›llardan günümüze kadar gelen sosyal adalet ad›na olumsuz ad›mlar at›ld›. Adalet duygusu zedelendi, h›rpaland›. Bu koflullarda biz, yani disiplininin temelinde adalet yatan sosyal politikac›lara bu durumlar› tart›flmak ve adaletsizlikle mücadele etmek, adaletin

egemen olmas› için çaba göstermek görevi düflüyor. ‹flte biz Cahit Talas'›n kurdu¤u mülkiye çat›s› alt›ndaki sosyal politika bölümünde adalet duygumuzun realize edilebilmesi için çaba gösteriyoruz. Yay›n faaliyetliermiz var, kongre sempozyum faaliyetlerimiz var, e¤itim faaliyetlerimiz var ve bu faaliyetlerimiz içerisinde biz 4 y›ld›r da mülkiye genç sosyal politikac›lar kongresini düzenliyoruz. Biz bu kongreyi her y›l sürdürece¤iz. Ben bu kongrenin

düzenlenmesinde eme¤i geçen SBF Çal›flma Ekonomisi ve Endüstri ‹liflkileri bölümünün tüm ö¤retim üyelerine, özellikle kongrenin ad›na uygun bir biçimde en çok çabay›

gösteren genç arkadafllara, asistan arkadafllar›m›za huzurunuzda teflekkür ediyorum. Biz bundan önceki 3 kongreyi de Cahit Talas hocam›za hitap ettik, ama bu kongrenin özel bir önemi var. Yar›n yani 14 Ekim 2011 tarihi hocam›z›n beflinci ölüm y›ldönümü. Kongremiz hocam›z›n ölüm y›ldönümüne denk geldi. Bize b›rakt›¤›

gelene¤in sürmesi anlam›nda ve yüzlerce arkadafl›m›za ulaflmas› anlam›nda kendisinin mutlu olaca¤›n› düflünüyorum. Hocam›z› bir defa daha minnetle ve flükranla an›yoruz."

dedi.

(22)

22

Üniversitemiz Difl Hekimli¤i Fakültesi Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Komisyonu taraf›ndan, 2010-2011 e¤itim ö¤retim y›l›nda mezun olan genç difl hekimlerini kutlamak ve onlar› meslek yaflamlar›na u¤urlamak üzere düzenlenen mezuniyet töreni Milli E¤itim Bakanl›¤› fiura Salonu’nda 7 Ekim 2011 tarihinde yap›ld›.

Yeni mezunlar› kutlayan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal Talu¤; difl hekimli¤i mesle¤inin dünyan›n her yerinde oldu¤u gibi

ülkemizde de en sayg›n meslekler aras›nda yer ald›¤›na de¤inerek, Türkiye’nin en iyi difl hekimli¤i fakültesinden mezun olman›n hakl›

gururunu yaflayan ö¤rencilere ald›klar›

e¤itimin onlara sa¤lad›¤› donan›m ve özgüvenle meslek hayat›na birkaç ad›m önde bafllad›klar›n› hat›rlatt›. Talu¤: "Bir Ankara Üniversiteli ve bir hekim olarak yüzümüzü a¤artaca¤›n›za eminim. Bu yolda zorluklarla ve s›k›nt›larla karfl›laflt›¤›n›zda burada size her zaman destek olmaya haz›r bir yuvan›z

oldu¤unu unutmay›n›z." dedi.

Difl Hekimli¤i Fakültesi Dekan› Prof. Dr.

Adnan Öztürk törende yapt›¤› konuflmada yeni mezunlar›n ailelerine, hocalar›na, tüm insanl›¤a ve hastalar›na karfl› sayg›l›, iyi birer Türkiye vatandafl› olmalar› temennisinde bulundu.

Mezun olan ö¤renciler Prof. Dr. Mirzen Arat’›n ettirdi¤i "Hipokrat Yemini"nin ard›ndan diplomalar›n› ald›lar.

95 Difl Hekimi

Mesle¤e Ad›m Att›

Doktora

Ö¤rencilerinin Mezuniyet

Sevinci

22

010-2011 ö¤retim y›l› doktora mezunlar›

mezuniyet coflkusunu aileleriyle birlikte yaflad›lar. Biyoteknoloji, E¤itim Bilimleri, Fen Bilimleri, Sa¤l›k Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Türk ‹nk›lâp Tarihi Enstitüsü’nden mezun olmaya hak kazanan 484 ö¤renci için Üniversitemiz T›p Fakültesi Ord. Prof. Dr.

Ahmet Noyan Konferans Salonu’nda tören düzenlendi.

Törene kat›lan Üniversitemiz Rektörü Prof.

Dr. Cemal Talu¤; uzun ve zorlu bir e¤itim sürecinin sonunda "doktor" unvan› almaya hak kazanm›fl bulunan mezunlar›n bu anlaml› ve özel gününü birlikte kutlamaktan mutluluk duydu¤unu belirterek flunlar› söyledi: "Doktora unvan›na sahip olanlar özgün bir bilimsel araflt›rmay› tasarlamak, gerçeklefltirmek ve onu bilimsel bir dile dökerek baflkalar›yla

paylaflmak yetisi kazan›rlar. Üniversitelerin kalitesinin de¤erlendirilmesinde de o üniversitede verilen doktora e¤itimi önemli yer tutar. Ankara Üniversitesinde lisansüstü ö¤rencinin genel ö¤renci say›s›na oran›

%20’nin üzerindedir ve bu oranla Türkiye’de ilk s›ralardad›r." dedi. Talu¤ mezunlara sa¤l›kl›, mutlu, üretken, keyifli ve uzun bir yolculuk diledi.

Doktora mezunlar› ad›na bir konuflma yapan Dr. Dt. Meryem Atefl de; üzerlerinde eme¤i olan tüm hocalara, gelece¤in ayd›nl›k yüzleri olarak kendilerini yetifltirdikleri için flükranlar›n› sunarak bafllad›¤› konuflmas›nda anne-babalar›n›n e¤itime verdikleri önem sayesinde doktora unvan›n› ve diplomas›n›

hak ettiklerini söyledi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, birçok uzay mühendisi, baflka y›l- d›zlara yolculuk için daha hafif, daha kullan›fll›, ürettikleri h›z tüm roketlerinkini aflan, hatta ne-.. redeyse

(2009) “Eleştirel Düşünme Becerisini Kazandırma Bağlamında Çocuk Edebiyatı Yapıtlarının İşlevi Üzerine Bir Çözümleme”, Türkiye’de Çocuk

Mart-Haziran dönemi boyunca lise kademesi (Lise 1, Lise 2) öğrencileri ile yapılan atölye sayısı;. Mart-Haziran dönemi boyunca ortaokul kademesi (5.,6.,7.,8. sınıf)

Ey CHP’li Milletvekilleri, halife adaylığı- na daha çok yakışacak bir zatı muhteremi CHP Cumhurbaşkanı olarak aday göster- mek için imza attınız ya tarih sizi affet-

Hipotez oluflturulduktan sonra, araflt›rman›n niteli- ¤ine uygun çal›flma protokolü [gözlemsel, deneysel, ke- sitsel (cross-sectional), geriye dönük veya ileriye yöne-

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 2002 OCAK-ARALIK GİDER BÜTÇESİ (GENEL MERKEZ VE ŞUBELER) GEN... TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 2003 OCAK-ARALIK

‹stanbul Üniversitesi’nde Gö¤üs Cerrahisi, Kalp-Damar Cerrahisi’nin yan›nda ikincil bir birim olarak kalmaktan onun sayesinde kurtuldu.. Say›s›z hastaya, meslektafl›na

Da- ha önce, bir veya daha fazla sezaryen operasyonu geçirenler ya da myomektomi gibi uterin cerrahi geçirenler sekonder se- zaryen grubuna, ilk kez sezaryen operasyonu geçirenler