... ... ...
— «istanbulun Mesireleri : 1
Yuşâ Tepesi
Orhan ÇİNİLİ
İstanbul’un eski ve güzel mesireleri vardır. Bugün bunların bir kısmı unu tulmuş veya harap olmuştur. Biz, bu yerlerden, biraz himmet edilerek tekrar gezme yeri haline getirebilecek olan larım yazacağız.
Gezme yerlerimizden biri ve belki de en güzeli Yuşâ tepesidir. Beykozdan 4 kilometre yürümek şartile gidilebileceği gibi Beykoz Sütlücesinden daha kolaj da gidilebilir. Knradenizin ve Boğazın mükemmel bir panoramasını alan bu tepe çok meşhurdur. 200 metre kadar yüksekliği varsa da, denize Çamlıca gibi uzak olmadığından, göze daha yüksek gibi görünür.
Ağaçları, suyu, manzarası ve ziyaret- gâhı sebebiyle ihmal edümiyecek gti- zelliklerimizdendir. Burada Yuşâ Haz retlerine ait olduğu iddia edilen 6,5 met re uzunluğunda bir kabir vardır. Fakat bu husustaki bazı iddia ve münakaşalar, mezarın Yuşâya ait olmadığını ileri sürmektedir. Yuşâ Hz. nin kabrinin Kudiiste Nablis civarında veya Halep yakınlarında olduğu belirtilmektedir. Her ne olursa olsun eskidenberi İslâmlaı ve Müsevîler bu mezarın Yuşâ’ya aı. olduğunu kabul ederek ziyaret etmek
tedirler. , j ,
Mezarın büyüklüğüne bakılarak Bi- izanslılarca da buraya Herkül yatağı, denümiştir. Herkül’ün burada yattığına dair tesbit edilmiş tarihî bir hakikat yoktur. Bazı tarihçiler ise bu mezarın Poloks tarafından öldürülen Amycos'un, yine bazı tarihçiler de Finikelilerin ma budu Melkart’ın mezarı olduğuna inan maktadırlar.
Finikeliler Truva’yı zabtettikten sonra Karadenize kadar çıkmışlardır. Onların buraya da geldikleri muhakkak olduğu na göre bu iddiada bir hakikat kokusu var gibidir. Onların burada bir de Fi nike mabedi kurdukları sâbittir.
Bir rivayete göre de, Musa Peygamber Boğaz’a geldiği zaman Hz. Yuşâ da ya nında imiş ve o sırada ölünce buraya gömülmüş. Bu tepeye Yuşâ denilmesi nin bir sebebinin de şu olabileceği id dia olunmaktadır: Anadoluda killi top rağa «Yuğşa» denildiği ve bura topra ğının da killi olması dolayısiyle zamanla «Yuşâ» tepesi adını almıştır.
Ne olursa olsun mukaddes olarak ta nınan bu makam bir adak tepesi olarak kabul edümektedir.
Bu tepeye Jürüs dağı denildiği de malumdur. Bu isim Jüpiter Orios’dan gelmedir. Dağın civarında bir de mabedi bulunmuştur. Jüstinyen’de buraya bir Panteleon Manastırı inşa ettirmiştir, 1924 de yapılan kazıda Manastırın ha rabeleri bulunmuştur.
Eski bir Ermeni kaynağına göre eski Türkler bu dağa Yücedağ demişlerdir. Bunun da zamanla «Yuşâ dağ» diye
4
değişmiş olması muhtemeldir. Tepede bulunan Camii de III. Osman (1754-1757) zamanında Sadrazam Mehmed Sait Paşa yaptırmıştır. Kanunî Süleyman da bu raya yol yaptırmış ve ziyarette bulun muştur.
300 metre kadar deniz tarafında Abı
hayat denilen ve ağaçlıklar arasında bu lunan güzel bir su da vardır.
Şimdi askerî bölge olan bu tepeye izin alınmak suretile gitmek kabildir. Bu güzel yeri görmemiş olanlar Boğaz’m en güzel manzaralarından birinden mah rum kalmışlar demektir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi