• Sonuç bulunamadı

Derleme Szl ve Trke Szlk'te Madde Ba Olarak Kii Adllarnn Kullanmlar zerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Derleme Szl ve Trke Szlk'te Madde Ba Olarak Kii Adllarnn Kullanmlar zerine"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DERLEME SÖZLÜĞÜ VE TÜRKÇE SÖZLÜK’TE MADDE BAŞI OLARAK KİŞİ ADILLARININ KULLANIMLARI ÜZERİNE

Yrd. Doç. Dr. Yeter TORUN Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ytorun@cu.edu.tr

ÖZET: Gramer kitaplarında Türkçede sözcük türetmeye en az elverişli sözcük türünün adıllar olduğu yönünde yaygın bir görüş vardır. Türkçede ad soylu sözcükler içinde yer alan adıllar, adın yerine kullanılabilen sözcüklerdir. Türkçede kişi, işaret, soru ve belirsizlik olmak üzere dört çeşit adıl vardır. Bu adılların metin bağlamında daha çok çekim eki almış şekillerine rastlanmakla birlikte, türetme ve birleşik sözcük kullanımı yoluyla yeni sözlükbirimler oluşturduğu da görülmektedir. Bu çalışmada yalnızca kişi adıllarının sözlükbirimi olarak kullanımı ele alınmış, bunun için de ağızlarda kullanılan sözcüklere yönelik olarak Derleme Sözlüğü’ndeki, ölçünlü dildeki kullanımlar için de Türkçe Sözlük’teki madde başı sözcükler değerlendirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Sözlükbirim, kişi adılları, Türkçe Sözlük, Derleme Sözlüğü ABSTRACT: In grammer books, there is a common idea that the least suitable word types for producing words in Turkish are pronouns. Pronouns which are originally noun words are words that can be used as nouns. In Turkish, there are four types of pronouns; personal, demonstrative, interrogative and indefinite. These pronouns in text can be seen mostly types of words formed with inflexional suffix. Also these can compound new lexemes with producing and using compound words, too. In this work, that personal pronouns are used as lexeme is only handled. So, lexical entry words in Derleme Sözlüğü that are words used in dialects and in Türkçe Sözlük that are words used in standard language have been assessed.

Key Words: Lexeme, personal pronouns, Türkçe Sözlük, Derleme Sözlüğü

1. Sözcük (Alm. Wort, Fr. Mot, İng. word) bir ya da birden çok sesbirimin

oluşturduğu, yazıda iki boşluk arasında yer alan, çoğu kez anlamsal bir birim oluşturan, söylemde belli bir biçimsel birlik sunan, çeşitli dizimsel kullanımlarında biçimce ya hiç değişmeyen ya da –bükünlerde olduğu gibi- bir bölümüyle değişim gösteren eklemli ses ya da sesler öbeği (Vardar, 1998: 190) şeklinde tanımlanmakla

birlikte, sözcüğü nitelikleri tam olarak belirlenemeyen bir dil birimi olarak görenler de vardır. Bu doğrultuda bazı dilbilimcilerin sözcük yerine anlambirim, dizim ve

birleşkebirim kavramlarını kullandıkları da ifade edilmektedir (Günay, 2007: 26). Genel

anlamda bir dile ait sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşan yapıt, sözlük olarak adlandırılır. Başlı başına bir bilim dalı olan sözlükbilim (lexicology), dil çalışmalarında

(2)

önemli bir yere sahiptir. Sözlükte madde başı olarak ele alınan her bir sözcük aynı zamanda sözlükbirimi oluşturur. Sözlükbirim (Alm. Lexem, Fr. Lexeme, İng. lexeme) ise anlambirimin, biçimbirime karşıt olarak dilbilgisel nitelik taşımayan türü; bir tek

anlambirimden oluşan sözlükselbirim (örn. oda, ev, yol vb.) (Vardar, 1998: 193)

şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımda anlambirim kavramının ön plana çıktığını görmekteyiz. Bu da aslında sözlükbirimlerin daha çok anlamlı dil birimlerinden oluştuğunu ya da oluşması gerektiğini düşündürmektedir. Yapı olarak sözlükbirimler, yalın, türemiş ve birleşik yapıda olabilir. Sözlükbilimle ilgili bazı çalışmalarda sözcüklerin tek başına anlamı olup olmamasına göre dolu sözcük, boş sözcük ayrımı yapılmaktadır. Daha çok gramatikal sözcük olarak değerlendirilen ve tek başına anlamı olmayan sözcüklerin boş sözcük olarak değerlendirildiğini görmekteyiz. Buna göre ilgeçler, bağlaçlar ve adılların boş sözcük kategorisi içinde değerlendirildiği; sözlüklerde yer alan ad, sıfat, belirteç ve eylem türünden olan sözcüklerin ise dolu

sözcük olarak ele alındığı görülmektedir (Günay, 2007:17, 20). Bu değerlendirmeler

doğrultusunda, çalışmamızda ele aldığımız kişi adıllarının sözlüklerde yer alış biçimlerine ve anlamlarına göre boş sözcük mü yoksa dolu sözcük mü olduğu sorusu na da karşılık bulmaya çalıştık.

Sözcük türü olarak adıllara gelecek olursak, Türkçenin sekiz sözcük türünden birini adıllar oluşturmaktadır. Türkçedeki bu sekiz sözcük türünün köken bakımından genel olarak ad soylu ve fiil soylu sözcükler şeklinde sınıflandırıldığı görülmektedir (Korkmaz, 2003a: 399; Kocasavaş, 2004: 58-59). Kaynaklarda adılın “Kişilerin ve

canlı ve cansız ad grubundaki varlıkların yerini tutma, onları işaret veya soru yolları ile temsil etme görevi yüklenmiş olan ad soylu kelime türü” (Korkmaz, 2003b: 250);

“Dilsel bağlamda daha önce anılan bir öğeyi, bildirişime katılan bir kimseyi, sözcenin

oluşturulduğu sırada gözlem alanına giren bir varlık ya da nesneyi gösteren biçimbirim ve bu niteliği taşıyan biçimbirimlerin oluşturduğu dilbilgisi ulamı.” (Vardar, 1998: 15)

şeklindeki tanımlarıyla karşılaşmak mümkündür. Bu tanımlardaki ortak nokta, adılların metin bağlamı içinde başka bir sözcüğün yerine geçme, onu temsil etme işleviyle kullanılmasıdır.

Adıllar bir dilin temel söz varlığı içinde yer alan, genellikle de başka dillerden alıntılanamayan sözcüklerdir (Kocasavaş, 2004: 39). Türkçede adıllar; kişi, işaret, soru ve belirsizlik olmak üzere dört grupta ele alınan sözcük türüdür. Türkçenin tarihi dönemlerinden günümüze adıllar, araştırmacıların üzerinde durduğu temel konulardan birini oluşturmuş, bu konuda derinlemesine araştırmalar yapılmış, bu çalışmalarda daha çok adılların çekim özellikleri üzerinde durulmuştur (Sertkaya, 1996; Kocasavaş, 2004 ). Yapılan çalışmalarda, adılların ad soylu sözcükler içinde sözcük türetmeye en az elverişli sözcük türü olduğu belirtilmektedir (Kocasavaş, 2004: 35). Biz de çalışmamızda Türkçe için yaygın bir kanı olan, adılların yeni sözcük oluşturma kapasitesinin sınırlılığından hareketle kişi adıllarının sözlükbirim olarak kullanımını değerlendirdik.

Türkçede bilindiği gibi üç tekil ve üç çoğul olmak üzere altı kişi adılı vardır. Bunlardan üçüncü teklik kişi için kullanılan adıl, aslında işaret sıfatı kaynaklıdır (Kocasavaş, 2004: 32). Zamanla işaret adılı niteliği kazanan bu adılın kişi dışında diğer

(3)

canlı ve cansız bütün varlıkların yerine de kullanılabileceğini ifade etmek gerekir. Bu anlamda birinci ve ikinci kişi adıllarına göre, üçüncü kişi adılının hem işaret adılı hem de kişi adılı olarak kullanılması o adılının kullanım alanının genişliğini göstermektedir.

Ben, sen; biz, siz kişi adıllarının metin bağlamı içinde veya dışında kişi veya kişilerin

adının yerine kullanıldığı bellidir, ancak o ve onlar adıllarının kişi dışında başka bir göndergesi olabileceğini, bu nedenle bu adılların kişi mi yoksa işaret adılı mı olduğunu tespit etmek için metin bağlamına daha çok ihtiyaç duyulacağı ortadadır.

Türkçenin tarihi dönem sözlüklerine bakıldığında da kişi adıllarının çekim eki ve yapım eki almış şekillerini görmek mümkündür: Anda, andan, andın, aña, añar, anı,

anın, anıñ; maña; senle-, senlet-; sizle-, sizlet- (DLT-IV); benüle, bencileyin, benlen-, benlik, benvenlik; sencileyin, senlik; aña, ancalar, ancılayın, anda, andagı, andan, anı, ansuz, anuñ; bizden, bizcileyin, bizlik; sizcileyin; anlaruñ, anlaruñla, anlarcılayın, anlarsuz (YTS). Genel olarak bakıldığında Türkçede sözcük türetimine en az elverişli

sözcük olma özelliği doğrultusunda kişi adıllarının yapım eki almış şekillerine az rastlandığı görülecektir. Türkçede kişi adıllarının çekimleniş şekilleri üzerine ayrıntılı çalışmalar yapıldığını görmekteyiz (Kocasavaş, 2004). Çalışmamızı esas olarak Türkçenin tarihi dönemlerinde kişi adıllarını ayrıntılı olarak ele almak gibi bir hedef doğrultusunda şekillendirmedik. Çalışmamızın sınırını sözlük maddesi olarak Derleme Sözlüğü (DS) ve Türkçe Sözlük’te (TS) kişi adıllarının kullanımlarıyla sınırlandırdık. Bu sözlükleri bir arada ele alarak kişi adıllarının madde başı kullanımlarını değerlendirmek ve ölçünlü dil ile ağızlardaki kullanımlar arasındaki ortak ve farklı noktaları belirlemek istedik. Çalışmamızda öncelikle kişi adılının DS ve TS’de madde başı olarak yer alan çekim eki ve yapım eki almış şekilleri ile birleşik sözcüklerden oluşan birimleri tespit ettik. Bu sözlüklerdeki kişi adıllarıyla oluşturulan ve madde başı olmayan deyim, atasözü gibi kalıp anlatımları değerlendirmemizin dışında tuttuk. Sözlüklerde madde başı olarak verilen sözcüğü yazdıktan sonra anlamını ve gönderme yapılan madde başı sözcüğü belirttik.

2. Derleme Sözlüğü’nde kişi adıllarının madde başı olduğu kelimeler: baŋa [bena] Bana (DS II, 515).

ben baŋa Kendi kendime (DS II, 625)

benbenci Kendini beğenmiş, kendini öven, gururlu, kibirli, şımarık (DS II, 625). benbenlik →benlik (DS II, 626).

benbenlik taslamak Kendine beğenmek, gururlanmak (DS II, 626). bencik: → benbenci (DS II, 626).

bencil: Ara bozan (DS II, 626). bencilcilik → benlik (DS II, 626).

bencilen, bencileŋ [bencileyin] Bencileyin, benim gibi (DS II, 626). benden yanı Benim lehime; benim hakkımda (DS II, 626).

(4)

bengildek → benbenci (DS II, 628). benimkeki Benimki (DS II, 628). benkişi Mert, sözünün eri (DS II, 629). benlek / bennek → benbenci (DS II, 629).

benlenmek (II) [bennenmek, bennik çıkmak] Bir şeye sahip çıkmak (DS II, 629).

benliğime lanet “Kendimi öğmek zorunda kaldığım için kendimden tiksinerek söylüyorum” anlamındadır (DS II, 629).

benlik / bennik Kendine beğenme, övme, kibir (DS II, 629, 630).

benlikci / benlikçi / benlukçi / bennikci / bennükçi → benbenci (DS II, 629, 630).

benliklenmek → benbenlik taslamak (DS II, 629). benlikli Bencil (DS II, 629).

benimsağanı [benceleyin] Benim gibi (DS XII, 4454). bennik çıkmak →bennenmek (DS XII, 4454) ben sen etmek Tartışmak (DS II, 630). biye / biyen Bana (DS II, 712). sencileyin Senin gibi (DS X, 3580). seŋe Sana (DS X, 3581).

sene Sana (DS XII, 4682). seniyinen Seninle (DS X, 3582). seniyle Seninle (DS XII, 4683). senlen → seniyle (DS XII, 4683). sennibenni Senli benli (DS XII, 4683). siye Sana (DS X, 3650).

onca Ona (DS XII, 4613).

onculayın Onun gibi (DS XII, 4613). bizim gız Kız kardeş (DS II, 714).

bizim oğlan Kardeş, arkadaş, dost (DS II, 714).

bizim olan [bizumki] Kadınların kocalarına seslenmek için kullandıkları söz (DS II, 714).

(5)

bizumki → bizim olan (DS II, 715).

DS’de madde başı olarak yer verilen yukarıdaki 39 sözcüğün 24’ü ben adılının türevlerinden oluşmaktadır. Ben adılının çekim eki almış biçimleri olarak baña,

bencileyin ve benimkeki, biye / biyen sözcüklerini sıralayabiliriz. +cılayın / +cileyin eki

bazı kaynaklarda yapım ekleri içinde ele alınmakla birlikte, ekin bir tür eşitlik eki olarak değerlendirildiği de görülmektedir (Ergin, 1989: 165). Biz de diğer kişi adıllarında da görülen bu eki, çekim ekleri içinde değerlendirdik. Ben adılının yapım eki aldığı sözcüklere gelecek olursak, bu sözcüklerde ben adılı üzerine gelen ilk eklerin daha çok addan ad yapan ekler olduğunu görmekteyiz: +gil, +lik, +cik ve +cil gibi: bengildek,

benlikçi, bencik, bencil. Ben adılı üzerine doğrudan gelebilen addan fiil yapan ek ise

+le’dir: benlek, benlen-. DS’deki örneklerde ben adılından sonra en fazla üç yapım ekinin üst üste gelebildiği görülmektedir: ben+cik, ben+cil, ben+le-k, ben+le-n-,

ben+gil+de-k, ben+lik+çi, ben+lik+le+n-, ben+cil+ci+lik. Ben adılının madde başı

olarak yer aldığı en tartışmalı örnekleri benbenci, benbenlik, benkişi şeklindeki kullanımları oluşturmaktadır diyebiliriz. TS’de de örneklerini gördüğümüz bu tür kullanımları sözcük öbeği içinde değerlendirmek mümkündür. Bu kullanımlardan

benben adılın tekrarından dolayı ikileme olarak değerlendirilebilir. Benkişi ise sözcüğün

anlamı da düşünüldüğünde sıfat tamlaması olarak değerlendirilebilecek birleşik bir sözcüktür. Ancak bu konuda bazı araştırmacıların ben adılını bir tür önek olarak değerlendirdiklerini görmekteyiz (Günay, 2007: 235). Türkçenin sondan eklemeli bir dil olması bakımından bu görüşün doğruluğu tartışmalı bir konudur. Diğer kullanımlardan

ben sen etmek birleşik fiil yapısından oluşan bir sözcük öbeğidir, bennik çıkmak ise

deyimleşmiş bir sözcük öbeğidir. Benden yanı, benliğime lanet kullanımları ise çıkmalı ve yönelmeli birer sözcük öbeği yapısındadır. Benimsağanı sözcüğünün yapısı ise tam olarak belirlenememektedir.

DS’de ikinci teklik kişi adılının yapım eki almış şekillerine bir örnek dışında rastlanmamaktadır. Sen adılının yönelmeli şekilleri señe, sene, siye ile eşitlik şekli

sencileyin şekline rastlanmaktadır. Seniyinen, seniyle ve senlen yapıları ise sen+in ilen, sen+in ile ve sen+ ile+n biçimlerinden oluşan bir edat grubundaki ses benzeşmesi ve

ekleşmesi sonucu ortaya çıkan şekillerdir. Sennibenni yapısından oluşan ikilemede ise

sen adılı +lı yapım ekini almıştır. DS’de üçüncü teklik kişi veya işaret adılının oncacık, ondan geri, onsuz gibi kullanımlarıyla karşılaşılmaktadır. Ancak bu kullanımlar için

verilen anlamlar o adılının kişi adılı dışındaki kullanımını yansıtmaktadır, o bakımdan bu tür örnekleri burada değerlendirme dışında tuttuk, ancak onculayın kullanımında adılın kişi yerine kullanıldığı daha açık bir şekilde belli olmaktadır. Ayrıca onca kullanımı için verilen anlam ve örnek de bu kullanımın kişi adılı olduğunu göstermektedir. DS’de birinci çokluk kişinin çekim ekli şekli bizumki ile yapım eki almış şekli bizlik dışındaki kullanımları olan bizim gız, bizim oğlan yapıları genitifli sözcük öbekleridir. Bizim olan yapısında ise olan sözcüğünün, oğlan sözcüğünün diftonglu şekli olduğu anlaşılmaktadır. DS’de ikinci çokluk kişi adılı siz ve onlar adıllarının ne çekim eki almış şekline ne de yapım eki almış şekillerine rastlanmaktadır.

(6)

3. Türkçe Sözlük’te kişi adıllarının madde başı olduğu kelimeler: bana zf. Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi (TS, 196)

benbenci sf. Kendini çok öven, hep kendinden söz eden, kibirli, gururlu (TS, 242). benbencilik is. Benbenci olma durumu (TS, 242).

bence zf. Bana göre, düşündüğüm gibi (TS, 242).

benci sf. Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman (TS, 242).

bencil sf. 1. Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist (TS, 242).

bencilce zf. Bencile yakışır biçimde (TS, 242). bencileyin zf. Benim gibi (TS, 242).

bencilik is. 1. Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm. 2. fel. İnsanın bütün eylemlerinin hem sevgisiyle belirlenmiş olduğunu, buna göre ahlaklılığın da yalnızca kendini koruma içgüdüsünün bir biçimi olduğunu ileri süren öğreti. 3.

fel. Kendi kendini ve çıkarını hayatın mutlak ilkesi yapan anlayış (TS, 242).

bencilleşme is. Bencilleşmek işi (TS, 242). bencilleşmek Bencil duruma gelmek (TS, 242).

bencillik is. Bencil olma durumu, hodbinlik, egoistlik, enaniyet (TS, 242). bende zf. Ben zamirinin bulunma durumu eki almış biçimi (TS, 242).

benden sf. 1. Birisi tarafında olan (kimse). 2. zf. Ben zamirinin çıkma durumu eki almış biçimi (TS, 242).

beniçinci is. fel. Kişinin benliğini merkez sayma görüşü, benmerkezci (TS, 243). beniçincilik is. fel. Dünyada kişinin benliğini merkez sayan felsefe görüşü,

benmerkezcilik, egosantrizm (TS, 243).

benimki sf. 1. Benim olan, benimle ilgili olan. 2. zm. Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz. 3. zm. alay Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz (TS, 243).

benimseme is. Benimsemek işi, sahip çıkma, tesahup (TS, 243).

benimsemek 1. Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek (TS, 243).

benimsenme is. Benimsenmek işi (TS, 243).

benimsenmek Benimseme işine konu olmak (TS, 243). benimsetme is. Benimsetme işi (TS, 243).

(7)

benimseyiş is. Benimseme işi veya durumu (TS, 243).

benlik is. 1. Bir kimsenin özvarlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet. 2. Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur (TS, 243). benlik çatışması is. psikol. Benliğin ön plana çıkması ile baş gösteren çatışma (TS,

243).

benlikçi is. 1. Her konuda hep kendini ileri süren, hep kendinden söz eden kimse. 2. Benlikçilik yanlısı olan kimse (TS, 243).

benlikçilik is. 1. Her konuda hep hendini ileri sürme, hep kendinden söz etme durumu. 2. fel. Kendi benliğinin gelişimini, bütün davranışlarının ilkesi yapan kişinin niteliği, egotizm (TS, 243).

benlik davası is. Her şeyi kendi düşüncesine uydurmak ve her şeyde söz sahibi olmak çabası (TS, 243).

benlik ikileşmesi is. tıp Öznenin kişiliğini iki veya daha çok bilinç merkezine bölen ve tek kişide çeşitli kişilikler durumunda beliren bir ruh hastalığı (TS, 244).

benlik yitimi is. tıp Kişilik duygusunun ve benlik bilincinin yitirilmesi ile beliren ruh hastalığı (TS, 244).

benmerkezci is. fel. Beniçinci (TS, 244).

benmerkezcilik is. fel. Beniçincilik (TS, 244). sence zf. Sana göre, düşündüğün gibi (TS, 1729).

sende zf. Sen zamirinin bulunma durumu almış biçimi (TS, 1729).

senden sf. 1. Birisi tarafında olan (kimse). 2. zf. Sen zamirinin çıkma durumu almış biçimi (TS, 1729).

seninki sf. 1. Senin olan, seninle ilgili olan. 2. zm. Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz. 3. zm. Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz (TS, 1730).

senli benli sf. 1. Aşırı derecede samimi. 2. zf. Aşırı ölçüde samimi olarak, teklifsiz bir biçimde (TS, 1731).

onca sf. 1. O kadar, o denli. 2. zf. Ona göre, onun düşüncesince (TS, 1503). onculayın zf. Ona göre, onun gibi (TS, 1503).

onda zf. O zamirinin bulunma durumu ekli biçimi (TS, 1503).

ondan zf. 1. O zamirinin çıkma durumu almış biçimi. 2. O sebeple. 3. sf. Onun tarafında olan (kimse) (TS, 1503-4).

onsuz zf. O olmaksızın (TS, 1505).

onunki sf. 1. Onun olan, onunla ilgili olan. 2. zm. Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz (TS, 1505).

(8)

biz bize zf. Yalnız biz, aramızda yabancı bir kimse olmaksızın (TS, 289). bizce zf. Bize göre (TS, 289).

bizcileyin zf. Bizim gibi (TS, 289).

bizde zf. Biz zamirinin bulunma durumu eki almış biçimi (TS, 289).

bizden sf. 1. Bizim tarafımızda olan (kimse). 2. zf. Biz zamirinin çıkma durumu eki almış biçimi (TS, 289).

bizdenlik is. Bizden olma durumu (TS, 289).

bize zf. Biz zamirinin yönelme durumu almış biçimi (TS, 290).

bizimki sf. 1. Bizim olan, bizimle ilgili olan. 2. zm. kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz. 3. zm. alay Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz (TS, 290).

sizce zf. Size göre, düşündüğünüz gibi (TS, 1780).

sizde zm. Siz zamirinin bulunma durumu eki almış biçimi (TS, 1780).

sizden sf. 1. Karşı taraftan olan (kimse). 2. zf. Siz zamirinin çıkma durumu eki almış biçimi (TS, 1780).

size zf. Siz zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi (TS, 1780).

sizinki zm. 1. Sizin olan, sizinle ilgili olan. 2. alay Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz (TS, 1780).

sizli bizli zf. Resmî olarak, samimi olmaksızın (TS, 1780).

onlara zf. Onlar zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi (TS, 1504). onlarca zf. Onlara göre (TS, 1504).

onlarda zf. Onlar zamirinin bulunma durumu eki almış biçimi (TS, 1504).

onlardan sf. 1. Karşı taraftan olan (kimse). 2. zf. Onlar zamirinin çıkma durumu eki almış biçimi (TS, 1504).

onlarınki sf. Onların olan, onlarla ilgili olan (TS, 1504).

TS’de kişi adılının kullanıldığı 63 madde başı sözlükbirim bulunmaktadır. Bu sözcüklerden 33’ü ben, 5’i sen, 6’sı o; 8’i biz, 6’si siz ve 5’i onlar adılından oluşmaktadır.

Ben adılıyla başlayan 33 sözcükten 6’sı çekim eki almıştır: bana, bence, bencileyin, bende, benden, benimki. 17 sözcük ise yapım eki almış olan türemiş

sözcüklerdir. Burada da daha çok addan ad yapan eklerin kullanıldığı görülmektedir:

ben+cil, ben+ci+lik, ben+cil+lik, ben+lik, ben+lik+çi, ben+lik+çi+lik. Bu

sözcüklerden yalnızca dördü fiil olarak kullanılabilen sözcüklerdir: bencilleş-, benimse-,

(9)

Bencilleş- fiilinin bencille- şekli yoktur. Fiilden ad yapan ek olarak –me ve –iş eklerini

görmekteyiz: Bencilleşme, benimseme, benimsenme, benimseyiş. Ben adılı en en fazla üç veya dört yapım ekini üst üste alabilmektedir: ben+i+mse-n-me, ben+cil+le-ş+me,

ben+lik+çi+lik. Bencilce örneğinde ise +ce eşitlik eki yapım eki üzerine gelmiştir.

TS’de ben adılının birleşik sözcük olarak kullanımının da azımsanmayacak düzeyde olduğu görülmektedir. TS’de ben adılıyla oluşan birleşik sözcüklerin daha çok felsefe, tıp ve psikoloji alanında kullanılan terimler olduğu görülmektedir: Beniçinci, benlik

çatışması, benlik ikileşmesi, benlik yitimi, benmerkezci gibi. TS’deki bu kelimelerin

yapı özelliklerine gelecek olursak, benbenci, benbencilik sözcüklerini DS’deki örneği gibi ikileme olarak değerlendirmek mümkündür. Beniçinci, beniçincilik sözcüklerinin

ben + için yapısından oluşan bu dizilişleri edat grubu olarak değerlendirilebilir, ancak

burada için edatının ben adılının, tamlayan durumu eki olmaksızın, doğrudan yalın hâli üzerine gelmesi dikkat çekici bir durumdur. Birleşik sözcüklerden benlik çatışması,

benlik davası, benlik ikileşmesi, benlik yitimi sözcükleri ise sözdizimsel olarak belirtisiz

ad tamlaması niteliğindedir. Türkçede birleşik sözcük oluşturmak için en uygun sözcük öbeği yapısını belirtisiz ad tamlamalarının oluşturduğu düşünülürse bu yapıların Türkçe için doğal bir oluşum olduğu söylenebilir. TS’de geçen benmerkezci, benmerkezcilik sözcüklerindeki ben + merkez dizilişini Türkçenin sözdizimsel mantığı açısından açıklamak zor görünüyor. Daha önce belirtildiği gibi ben adılını önek olarak kabul etmek de şu aşamada olası görünmüyor. Ayrıca beniçinci, benmerkezci sözcüklerinin sonundaki yapım eklerinin birleşik sözcük üzerine geldiği söylenebilir, buna göre bu sözcüklerin ayrımını beniçin+ci, benmerkez+ci şeklinde yapmak mümkündür.

Ben adılı dışında diğer kişi adıllarının madde başı olarak kullanımında ise

TS’de daha sınırlı kullanımlarla karşılaşılmaktadır. TS’de sen adılının çekim eki almış şekilleri olarak sence, sende, senden ve seninki sözcükleri yer alırken, yapım eki almış olan yalnızca senli kelimesi vardır, bu sözcük de senli benli şeklinde ikileme içinde kullanılmaktadır. Üçüncü teklik kişi adılının da çekim eki almış onca, onculayın, onda,

ondan ve onunki sözcüklerini madde başı olarak görmekteyiz. Üçüncü teklik kişi

adılının yapım eki almış şekli olarak yalnızca onsuz sözcüğünü görmekteyiz. Birinci çokluk kişi adılı biz’in çekim eki almış şekilleri olarak bizce, bizcileyin, bizde, bizden,

bize ve bizimki sözcüklerini görmekteyiz. Yapım eki almış olan bizdenlik sözcüğünde

ise çekim eki üzerine yapım eki gelmiştir. Biz bize yapısı ise kısaltma öbeği olarak değerlendirilebilir. İkinci teklik kişi adılının da çekim ekli sizce, sizde, sizden, size ve

sizinki sözcüklerini görmekteyiz. Yapım ekli sizli sözcüğü de ikinci teklik kişi adılı sen’e paralel olarak sizli bizli ikilemesi içinde kullanılmıştır. Üçüncü çokluk kişi

adılının çekim ekli onlara, onlarca, onlarda, onlardan ve onlarınki şekilleri TS’de madde başı olarak yer alırken, üçüncü çokluk kişi adılının yapım eki almış şekline TS’de rastlanmamaktadır.

4. DS ve TS’yi sözcük sayısı bakımından karşılaştırdığımızda DS’de 39, TS’de 63 sözcüğün madde başı olarak kullanıldığını görmekteyiz. Ölçünlü dilde kişi adılları sözlükbirim olarak daha çok kullanılmıştır. DS’de ve TS’de madde başı olarak bana,

benbenci, bencil, bencileyin, benimki, benlikçi, senli benli, onca, onculayın, bizimki

(10)

Kişi adıllarıyla oluşan sözlükbirimlerin altı kişiye göre dağılımına baktığımızda her iki sözlükte de birinci teklik kişi adılının daha çok kullanıldığını görmekteyiz. Diğer kişilere göre ben adılı daha çok yapım eki almış, daha çok birleşik sözcük oluşturmuştur. Ben adılının birleşik sözcükler içinde yaygın kullanımından dolayı kimi araştırmacılar ben adılını, Türkçede öyle bir ek sistemi olmamasına rağmen, önek olarak değerlendirmişlerdir (Günay, 2007: 235). Ben adılıyla bu kadar çok sözlükbirim oluşturulması, ben kavramının felsefe, tıp, psikoloji gibi bilim dallarının kapsamı içinde önemli bir yer tutması ve bu alanlarda yeni terimlere duyulan gereksinimin bir sonucudur aynı zamanda.

Diğer kişi adıllarının türevlerine ise her iki sözlükte de çok az rastlanmaktadır.

Sen, o, biz, siz ve onlar adıllarının her iki sözlükte de yapım eki almış kullanımlarına

çok az rastlanmaktadır. Bu adılların daha çok çekim eki almış sınırlı sayıdaki kullanımlarına sözlüklerde madde başı olarak yer verildiğini görmekteyiz. İkinci çokluk kişi adılı siz’in çekim ekli şekileri TS’de az sayıda da olsa yer bulurken, DS’de siz’li hiçbir örneğe rastlanmaması dikkat çekicidir. Bu durum, ya derleme çalışmalarında

siz’li örneklerin hiç derlenmemiş olabileceğini veya Anadolu insanının kişi adıllarının

kullanımında resmiyetten uzak bir anlatım yolunu tercih etmiş / ediyor olabileceğini gösterir.

TS’yi esas alarak yaptığımız değerlendirmede kişi adıllarının çekim ekli şekillerinin çoğunlukla zarf; türemiş ve birleşik sözcük yapısında olanların ise daha çok isim, sıfat ve fiil türünden sözcükler olduğu görülmektedir.

Kişi adıllarının madde başı olarak kullanıldığı sözlükbirimlere anlam açısından bakarsak, aslında kişi adıllarının çekim ekli şekilleri yeni bir kavram ortaya koymuyor, dolayısıyla bu sözcüklerin anlam açısından içi dolmuş sayılmaz. Kişi adıllarının yapım ekli şekilleri ile birleşik sözcük değerindeki kullanımları ise yeni kavramlara karşılık gelmekte ve oluşan sözcük anlamlı bir birim olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda DS ve TS’de yer alan, çoğunlukla da birinci teklik kişi adılıyla türetme ve birleşme yoluyla oluşturulan sözlükbirimleri dolu sözcük; çekim ekli şekilleri ise boş sözcük kapsamında değerlendirmek mümkündür.

Kaynakça:

Günay, V. Doğan (2007), Sözcükbilime Giriş, Multilingual Yay., İstanbul. Kocasavaş, Yıldız (2004), Türkçede Şahıs Zamirleri, TDK Yay: 848, Ankara. Korkmaz, Zeynep (2003a), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), TDK Yay: 827. ………..(2003b), Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay: 575, Ankara. Vardar, Berke (1998), Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, ABC Kitabevi, İstanbul. Sertkaya, Osman F (1996), “Zamirlerde Katmerli Çekim Üzerine”, Uluslararası Türk

Dili Kongresi 1992, TDK Yay: 632, Ankara.

DS: Derleme Sözlüğü 1-12 (1993), TDK Yayınları, 2. Baskı, Ankara. TS: Türkçe Sözlük (2005), TDK Yayınları, Ankara.

DLT-IV: Divanü Lugati’t-Türk Dizini, 1999, Haz: Besim Atalay, TDK Yay., Ankara. YTS: Yeni Tarama Sözlüğü, 1983, TDK Yayınları, Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

düştüysem ben düştüm ve ben yardım bedenimi zamanın zamanı kestiği yerde buluşturdum dirimi ve ölümü aynı çizgide. güneşin ardını gördüm II sana verdiğim taşı

Kâşgarlı Mahmud, Türk boyları arasında Türkçenin konuşulan pek çok lehçesindeki kelimeleri toplamış ve bunları Arapça olarak açıklamıştır. Bugünkü Türk

• -val,-vel eki ünsüzle biten bir kelimeye geliyorsa kendisinden önceki sessize, ünsüze dönüşür:. •

 Eğer iki sözcük arasında belli bir ölçütün iki uç noktasında olma ilişkisi varsa bu sözcükler derecelendirilebilen karşıtlardır  Büyük/küçük,

Bu dönemde sözcükler genellikle bütünsel olarak okunur, tanınmayan sözcükleri okumak için yazıbirim-sesbirim ilişkisi kurulur, bağlam ipuçlarından yararlanılır ya

Genel olarak Türkçede Öbekler adlı çalışma, söz dizimi çalışmaları içerisinde sözcüğün kategorisine ve baş ada göre önerdiği öbek adlandırmaları ile öbeklerin

Araştırmalar, bu biçim birime eylem olarak muamele etmekte, durum eylemi olarak tanımlamakta; ancak bu tümceleri, ad tümcesi olarak değerlendirmektedir (Banguoğlu, 1995,

Aşağıdaki cümleleri örnekteki gibi zıt anlamlı