• Sonuç bulunamadı

GALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMUGALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMUGALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMU"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMU GALAKSİMİZİN VE DÜNYANIN OLUŞUMU

Başlangıçta sadece baz enerji vardı ve her şey büyük Başlangıçta sadece baz enerji vardı ve her şey büyük patlamayla başladı. İlk aşamada, hidrojen gazı, evrenin patlamayla başladı. İlk aşamada, hidrojen gazı, evrenin oluşumu ve genişlemesiyle birlikte her tarafı oluşumu ve genişlemesiyle birlikte her tarafı doldurmuştur. Seyrekleşme, yaklaşık 10 milyar yıl önce doldurmuştur. Seyrekleşme, yaklaşık 10 milyar yıl önce belirli bir miktara ulaşınca, hidrojen gazlarından çeşitli belirli bir miktara ulaşınca, hidrojen gazlarından çeşitli öbekler oluşarak, her öbek kendi içerisinde bir merkezde öbekler oluşarak, her öbek kendi içerisinde bir merkezde yoğunlaşmaya başlamış ve galaksileri oluşturmuştur.

yoğunlaşmaya başlamış ve galaksileri oluşturmuştur.

Böylece evren milyarlarca öbeğe yani galaksilere Böylece evren milyarlarca öbeğe yani galaksilere ayrılmıştır. Öbekleşen bu gaz bulutları yine homojen bir ayrılmıştır. Öbekleşen bu gaz bulutları yine homojen bir dağılım göstermediği için, her birinin içinde de yine dağılım göstermediği için, her birinin içinde de yine milyarlarca küçük yoğunlaşma merkezleri oluşarak milyarlarca küçük yoğunlaşma merkezleri oluşarak yıldızları meydana getirmiştir.

yıldızları meydana getirmiştir.

(2)

Fakat çok büyük bir hacmi kaplayan bu dev gaz Fakat çok büyük bir hacmi kaplayan bu dev gaz bulutunun küre şeklinde merkeze doğru yığılması, bulutunun küre şeklinde merkeze doğru yığılması, açısal momentumun korunması bakımından, merkezde açısal momentumun korunması bakımından, merkezde bir eksen etrafında dönmesini de kaçınılmaz hale bir eksen etrafında dönmesini de kaçınılmaz hale getirmiştir. Böylece bir taraftan galaksiler arasında getirmiştir. Böylece bir taraftan galaksiler arasında hemen hemen hidrojenden arınmış büyük boşluklar hemen hemen hidrojenden arınmış büyük boşluklar oluşurken, bir taraftan da oluşan küre şeklindeki dev oluşurken, bir taraftan da oluşan küre şeklindeki dev kütle kendi etrafında dönmeye başlamıştır. Zamanla bu kütle kendi etrafında dönmeye başlamıştır. Zamanla bu kütle kendi eksenleri etrafında gittikçe hızlanan kütle kendi eksenleri etrafında gittikçe hızlanan dönmeleri sırasında merkezkaç kuvvetinin artması dönmeleri sırasında merkezkaç kuvvetinin artması nedeniyle, dönme eksenine dik düzlemde nedeniyle, dönme eksenine dik düzlemde

yayvanlaşmaya ve disk şeklini almaya başlamıştır.

yayvanlaşmaya ve disk şeklini almaya başlamıştır.

(3)

Bir cisme gezegen denilebilmesi için kütlesinin Bir cisme gezegen denilebilmesi için kütlesinin güneşinkinin 1/10’undan küçük olması gerekir. Daha güneşinkinin 1/10’undan küçük olması gerekir. Daha büyük kütleli cisimler merkezlerindeki nükleer yakıtı büyük kütleli cisimler merkezlerindeki nükleer yakıtı ateşleyebilecek kadar sıcak olacaklarından kendi ateşleyebilecek kadar sıcak olacaklarından kendi enerjilerini üretir ve yıldız olurlar. Bundan yaklaşık 5 milyar enerjilerini üretir ve yıldız olurlar. Bundan yaklaşık 5 milyar yıl önce, tüm bu yıkıntılardan, güneş, dünya ve yıl önce, tüm bu yıkıntılardan, güneş, dünya ve gezegenler oluştu. Güneş hafif elementleri tutacak gezegenler oluştu. Güneş hafif elementleri tutacak büyüklükte olduğu için, yüksek oranda hidrojen büyüklükte olduğu için, yüksek oranda hidrojen içermektedir; fakat Dünya, Jüpiter ve Satürn hariç güneşin içermektedir; fakat Dünya, Jüpiter ve Satürn hariç güneşin diğer gezegenleri gibi hafif elementleri (hidrojen, helyum, diğer gezegenleri gibi hafif elementleri (hidrojen, helyum, argon vs.) tutamayacak kadar küçük kütleli olduğundan, argon vs.) tutamayacak kadar küçük kütleli olduğundan, bir çeşit, ağır elementlerden oluşmuş bir kütle olarak bir çeşit, ağır elementlerden oluşmuş bir kütle olarak güneşin etrafında oluşumlarını tamamlamışlardır. Tüm güneşin etrafında oluşumlarını tamamlamışlardır. Tüm gezegenler güneşin çevresinde aynı yönde ve hemen gezegenler güneşin çevresinde aynı yönde ve hemen hemen aynı düzlemde dönmektedir. Bu da güneşin de hemen aynı düzlemde dönmektedir. Bu da güneşin de

kendi etrafında dönmesinden kaynaklanmaktadır.

kendi etrafında dönmesinden kaynaklanmaktadır.

(4)

GÜNEŞ VE GEZEGENLERİN OLUŞUMUYLA GÜNEŞ VE GEZEGENLERİN OLUŞUMUYLA

İLGİLİ KURAMLAR İLGİLİ KURAMLAR

1- Bulutsu Varsayımı 1- Bulutsu Varsayımı : Güneş sisteminin oluşumuna ilişkin ilk bilimsel : Güneş sisteminin oluşumuna ilişkin ilk bilimsel kuram Fransız

kuram Fransız Pierre Simon Pierre Simon tarafından 1796’da ortaya atılmıştır. tarafından 1796’da ortaya atılmıştır.

Bulutsu varsayımı

Bulutsu varsayımı olarak adlandırılan bu kuram Kant’ın fikirlerinden olarak adlandırılan bu kuram Kant’ın fikirlerinden ayrılır. Buna göre, önceleri yavaşça dönen dairesel gaz bulutu kümesi ayrılır. Buna göre, önceleri yavaşça dönen dairesel gaz bulutu kümesi geçirdiği evrim sonucu gezegenler ve uyduların bulunduğu merkezi bir geçirdiği evrim sonucu gezegenler ve uyduların bulunduğu merkezi bir

güneşe dönüşmüştür.

güneşe dönüşmüştür.

Laplace Laplace , dev gaz bulutunun soğurken sıkıştığını ve dönme hızının, , dev gaz bulutunun soğurken sıkıştığını ve dönme hızının, kenarlardaki merkezkaç kuvvetiyle kütle çekimi eşitlenene kadar kenarlardaki merkezkaç kuvvetiyle kütle çekimi eşitlenene kadar arttığını ileri sürerek, bu aşamada halka şeklindeki parçaların koparak arttığını ileri sürerek, bu aşamada halka şeklindeki parçaların koparak ayrıldığını ve yoğunlaşarak gezegenleri oluşturduğunu, bu sürecin ayrıldığını ve yoğunlaşarak gezegenleri oluşturduğunu, bu sürecin devamında ise merkezi güneş ve etrafında gezegenler topluluğunun devamında ise merkezi güneş ve etrafında gezegenler topluluğunun

ortaya çıktığını savunmuştur.

ortaya çıktığını savunmuştur.

İlk başta mantıklı görülen bu varsayım bilimsel açıdan pek çok İlk başta mantıklı görülen bu varsayım bilimsel açıdan pek çok yanlışlıklar içeriyordu. Sıkışma sırasında savrulan parçalar halka yanlışlıklar içeriyordu. Sıkışma sırasında savrulan parçalar halka şeklinde olamaz, olsa bile bu tür bir halka bir gezegeni oluşturamazdı.

şeklinde olamaz, olsa bile bu tür bir halka bir gezegeni oluşturamazdı.

Ayrıca gaz bulutunun düz olması nedeniyle gezegenlerin Ayrıca gaz bulutunun düz olması nedeniyle gezegenlerin yörüngelerinin güneşin ekvatoruyla aynı düzlemde olması gerekirdi ki yörüngelerinin güneşin ekvatoruyla aynı düzlemde olması gerekirdi ki

bu da farklıdır. Dünyanın yörüngesi güneşinkinden tam 7

bu da farklıdır. Dünyanın yörüngesi güneşinkinden tam 7   eğiktir. eğiktir.

Merkür ise Dünyadan 7

Merkür ise Dünyadan 7   daha eğiktir. daha eğiktir.

(5)

2- Yıldız Çarpışmaları 2- Yıldız Çarpışmaları : 1900’lü yıllarda güneşi ve yakınından geçen : 1900’lü yıllarda güneşi ve yakınından geçen bir yıldızı içeren yeni kuramlar ortaya çıkmıştır. İlki Amerikalı bir yıldızı içeren yeni kuramlar ortaya çıkmıştır. İlki Amerikalı Chamberlin ve Moulton

Chamberlin ve Moulton tarafından öne sürülmüştür. Bu kurama tarafından öne sürülmüştür. Bu kurama göre; yabancı bir yıldız güneşe o kadar yaklaşmıştır ki, aralarındaki göre; yabancı bir yıldız güneşe o kadar yaklaşmıştır ki, aralarındaki kütle çekim etkileri nedeniyle güneşten kopan gaz bulutu şeklindeki kütle çekim etkileri nedeniyle güneşten kopan gaz bulutu şeklindeki maddeler yoğunlaşıp küçük gezegenimsileri, onlar da birleşerek maddeler yoğunlaşıp küçük gezegenimsileri, onlar da birleşerek gezegenleri oluşturmuştur. Ancak, güneşten kopan parçaların aşırı gezegenleri oluşturmuştur. Ancak, güneşten kopan parçaların aşırı sıcak olması nedeniyle yoğunlaşma olmadan dağılma gerçekleşeceği sıcak olması nedeniyle yoğunlaşma olmadan dağılma gerçekleşeceği ve gezegenimsilerin kütlesi çevrelerindekileri toplayacak kadar ve gezegenimsilerin kütlesi çevrelerindekileri toplayacak kadar büyüyemeyeceği için kuram geçerliliğini kaybetmiştir.

büyüyemeyeceği için kuram geçerliliğini kaybetmiştir.

İngiliz İngiliz James Jeans James Jeans ’a göre ise gezegenler yanından geçen yıldızın ’a göre ise gezegenler yanından geçen yıldızın güneşten koparttığı puro biçimli gaz bulutunun yoğunlaşması sonucu güneşten koparttığı puro biçimli gaz bulutunun yoğunlaşması sonucu oluşmuştur. En büyük gezegenler Jüpiter ve Satürn ise bu puronun oluşmuştur. En büyük gezegenler Jüpiter ve Satürn ise bu puronun ortasında yani en kalın kısmında yer almaktadır. Bunların uyduları ortasında yani en kalın kısmında yer almaktadır. Bunların uyduları oluşurken de güneşin çekim etkisi devreye girmiş ve aynı süreç oluşurken de güneşin çekim etkisi devreye girmiş ve aynı süreç izlenmişti. Ancak bu kuram da geçerliliğini uzun süre sürdürememiştir.

izlenmişti. Ancak bu kuram da geçerliliğini uzun süre sürdürememiştir.

İngiliz İngiliz Harold Jeffreys, durumu düzeltmek çabasıyla daha önce Yeni Harold Jeffreys , durumu düzeltmek çabasıyla daha önce Yeni Zelandalı

Zelandalı Bickerton Bickerton tarafından öne sürülen yabancı yıldızın güneşe tarafından öne sürülen yabancı yıldızın güneşe çarpmış olacağını savunduysa da bu varsayım da çok uzun ömürlü çarpmış olacağını savunduysa da bu varsayım da çok uzun ömürlü olmamıştır.

olmamıştır.

(6)

3- Yıldız Çiftleri 3- Yıldız Çiftleri : Evren de yıldız çiftleri oldukça sık : Evren de yıldız çiftleri oldukça sık görülmektedir.

görülmektedir. H.N. Russell H.N. Russell , güneşin yakınlarında , güneşin yakınlarında dolaşan yabancı yıldızın güneşin eşine çarpmasından dolaşan yabancı yıldızın güneşin eşine çarpmasından sonra kalan parçaların gezegenleri oluşturduğunu sonra kalan parçaların gezegenleri oluşturduğunu

savunmuştur.

savunmuştur.

R.A. Lyttleton R.A. Lyttleton , yıldızın güneşin eşine aşırı yaklaşması , yıldızın güneşin eşine aşırı yaklaşması sonucu bunun yörüngesinden çıkıp gittiğini, kalan sonucu bunun yörüngesinden çıkıp gittiğini, kalan

parçaların ise gezegenleri oluşturduğunu öne sürmüştür.

parçaların ise gezegenleri oluşturduğunu öne sürmüştür.

Hoyle Hoyle ise, güneşin eşinin bir süpernova patlaması ise, güneşin eşinin bir süpernova patlaması sonucunda yok olmadan kütlesinin çoğunu çevreye sonucunda yok olmadan kütlesinin çoğunu çevreye

yaydığını söylemiştir.

yaydığını söylemiştir.

Gerard Kuiper Gerard Kuiper ’de güneşin ikizinin dağınık bir şekilde ’de güneşin ikizinin dağınık bir şekilde yoğunlaşmış bir çiftli yıldız olduğunu savunmuştur. Bu yoğunlaşmış bir çiftli yıldız olduğunu savunmuştur. Bu sistemde eşlerden biri güneşi oluştururken, diğeri ise sistemde eşlerden biri güneşi oluştururken, diğeri ise gezegenlerin oluşuna yol açmış, kalan gaz bulutu da gezegenlerin oluşuna yol açmış, kalan gaz bulutu da

uzaya kaçmıştır.

uzaya kaçmıştır.

(7)

Günümüzde en çok benimsenen kuram Bulutsu varsayımının Günümüzde en çok benimsenen kuram Bulutsu varsayımının uzantısıdır. Buna göre spiral biçimli kolları olan galaksi dev bir çark uzantısıdır. Buna göre spiral biçimli kolları olan galaksi dev bir çark görünümündeydi. Kollar, galaksinin etrafını yalayan basınç dalgaları görünümündeydi. Kollar, galaksinin etrafını yalayan basınç dalgaları yaratmaktaydı. Bu basınç dalgaları yüzünden oluşan çekim şokları yaratmaktaydı. Bu basınç dalgaları yüzünden oluşan çekim şokları sonucu sıkışan gaz bulutları parçalanmaktadır. Bu parçalardan biri sonucu sıkışan gaz bulutları parçalanmaktadır. Bu parçalardan biri güneşi oluşturmuştur. İlk dönemlerde bu parçanın sıcaklığı çok güneşi oluşturmuştur. İlk dönemlerde bu parçanın sıcaklığı çok düşüktü, sıcaklık zaman içinde yükseldi ve yassı gaz bulutu iki düşüktü, sıcaklık zaman içinde yükseldi ve yassı gaz bulutu iki parçaya ayrıldı. Bunlardan birisi içte ilk güneşi, dışta ise onu saran parçaya ayrıldı. Bunlardan birisi içte ilk güneşi, dışta ise onu saran çok daha geniş ve seyrek yapılı kısmı oluşturdu.

çok daha geniş ve seyrek yapılı kısmı oluşturdu.

Zamanla ilk güneşin iç sıcaklığı 10 milyon Zamanla ilk güneşin iç sıcaklığı 10 milyon

00

C C

ye kadar çıkınca ye kadar çıkınca çekirdek tepkimeleri başladı ve yüz milyon yıl sonra bulut tamamıyla çekirdek tepkimeleri başladı ve yüz milyon yıl sonra bulut tamamıyla bir yıldız halini aldı. Başlangıçta ikiye ayrılan gaz bulutunun kalan bir yıldız halini aldı. Başlangıçta ikiye ayrılan gaz bulutunun kalan kısmı ise küçük parçaların birleşmesiyle gezegenimsileri oluşturdu.

kısmı ise küçük parçaların birleşmesiyle gezegenimsileri oluşturdu.

Bunların kütleleri arttıkça etrafındaki maddeleri toplayabilecek hale Bunların kütleleri arttıkça etrafındaki maddeleri toplayabilecek hale geldiler. Güneşin yakınındakiler yani iç gezegenler (Merkür, Venüs, geldiler. Güneşin yakınındakiler yani iç gezegenler (Merkür, Venüs, Dünya, Mars) bünyelerindeki gaz haline dönüşebilen maddelerin Dünya, Mars) bünyelerindeki gaz haline dönüşebilen maddelerin buharlaşmasıyla kayaç bir yapıya sahip oldular. Ay yüzeyindeki buharlaşmasıyla kayaç bir yapıya sahip oldular. Ay yüzeyindeki incelemelerde kraterlerin bir kısmının meteor yağmurundan değil, incelemelerde kraterlerin bir kısmının meteor yağmurundan değil, gazların uzaya kaçması sırasındaki patlamalardan oluştuğu gazların uzaya kaçması sırasındaki patlamalardan oluştuğu anlaşılmıştır. Dış gezegenler (Jupiter, Saturn, Uranus, Neptün) ise anlaşılmıştır. Dış gezegenler (Jupiter, Saturn, Uranus, Neptün) ise buharlaşmadan fazla etkilenmedikleri için bu maddelerin kayaçlar buharlaşmadan fazla etkilenmedikleri için bu maddelerin kayaçlar etrafında yoğunlaşmasıyla dev gezegenler halini almışlardır.

etrafında yoğunlaşmasıyla dev gezegenler halini almışlardır.

(8)

Bu kurama göre, dünya ve diğer gezegenler, güneşi oluşturan gaz ve Bu kurama göre, dünya ve diğer gezegenler, güneşi oluşturan gaz ve tozcuklardan, güneşle aynı zamanda ve soğuk olarak meydana tozcuklardan, güneşle aynı zamanda ve soğuk olarak meydana gelmiştir. Bu toz ve zerreciklerin kökeni evrenin derinlikleri olabilir ya gelmiştir. Bu toz ve zerreciklerin kökeni evrenin derinlikleri olabilir ya da uzayda güneş tarafından tutulmuş farklı materyallerden olabilir. Bu da uzayda güneş tarafından tutulmuş farklı materyallerden olabilir. Bu kütlede hidrojen ve hafif gazlar çekim azlığından dolayı uzaya kaçmış, kütlede hidrojen ve hafif gazlar çekim azlığından dolayı uzaya kaçmış, toz ve ağır metallerden oluşmuş kısım ise gittikçe birbirine yapışarak toz ve ağır metallerden oluşmuş kısım ise gittikçe birbirine yapışarak bir çekirdek oluşturmuştur. Bu yoğunlaşma 80-100 bin yıl gibi kısa bir bir çekirdek oluşturmuştur. Bu yoğunlaşma 80-100 bin yıl gibi kısa bir sürede gezegenleri oluşturmuştur. Güneşin kütlesinin sadece % 0.2’si sürede gezegenleri oluşturmuştur. Güneşin kütlesinin sadece % 0.2’si ağır metallerden oluştuğu halde bu oran dünyada % 95’dir. Yani güneş ağır metallerden oluştuğu halde bu oran dünyada % 95’dir. Yani güneş ve dünya kısmen farklı kökenlerden gelmektedir. Dünya büyük bir ve dünya kısmen farklı kökenlerden gelmektedir. Dünya büyük bir olasılıkla eski bir novanın (birden parlayan yıldız) patlamasıyla etrafa olasılıkla eski bir novanın (birden parlayan yıldız) patlamasıyla etrafa yayılan elementlerden köken almıştır. Bu sayede canlılar için gerekli yayılan elementlerden köken almıştır. Bu sayede canlılar için gerekli olan mineralleri bulabiliyoruz.

olan mineralleri bulabiliyoruz.

Yaklaşık 5-6 milyar yıl önce yıldızlar arası gaz ve toz bulutlarından Yaklaşık 5-6 milyar yıl önce yıldızlar arası gaz ve toz bulutlarından oluşan dünyanın ilk evrelerinde kapladığı alan bugünkünden çok daha oluşan dünyanın ilk evrelerinde kapladığı alan bugünkünden çok daha fazlaydı. Artan yoğunlukla, bu küre büzülmeye ve küçülmeye başlamış, fazlaydı. Artan yoğunlukla, bu küre büzülmeye ve küçülmeye başlamış, büyüyen basınç ve radyoaktif elementlerin parçalanmasıyla sıcaklık da büyüyen basınç ve radyoaktif elementlerin parçalanmasıyla sıcaklık da yükselmiştir. İç tarafın akıcı bir hal almasıyla ağırlıklarına göre yükselmiştir. İç tarafın akıcı bir hal almasıyla ağırlıklarına göre maddeler içten dışa doğru dizilmeye başlamıştır. Güneşe olan uzaklığı, maddeler içten dışa doğru dizilmeye başlamıştır. Güneşe olan uzaklığı, kabuk bağlamasını sağlayacak ve üzerinde oluşacak kimyasal bağları kabuk bağlamasını sağlayacak ve üzerinde oluşacak kimyasal bağları parçalamayacak kadar düşen sıcaklık birçok şeyi meydana getirmiştir.

parçalamayacak kadar düşen sıcaklık birçok şeyi meydana getirmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

O Abdominal yağ kitlesi artışı ile insülin rezistansı ve buna bağlı olarak Tip 2 DM arasında güçlü bir ilişki vardır... Hiperlipoproteinemi Kolesterol ve

Yaşamsal 7’ye göre yüksek oranda önlenebilir olduğu tespit edilen hastaların %76’sının Fisher Önlenebilir İnme Skoru göre skorlandığında yüksek oranda

Bu çalışma sonunda FOH ile DMAH'nin kardiyoversiyon sonra sı tromboembolik o laylan ön - lemede aynı düzeyde etkin ve güvenli olduğu ortaya..

Ateş Küre,yer kabuğunun altındaki tabakadır. Dünyamızı oluşturan iç içe geçmiş beş katmadan biri olan ve yer kabuğunun altında bulunan diğer adı “Pirosfer”

Bulutun büyük kısmı hidrojen ve helyumdan yapılmış olsa da, yeryüzünü oluşturmak için birikmiş olan malzeme, özellikle karbon, oksijen, demir, alüminyum, magnezyum ve

Birbirinden bağımsız torbalara yerleştirilmiş yaylardan oluşan bu sistem sayesinde farklı kilo, boy ve yatış pozisyonuna sahip partnerler birbirini rahatsız etmeden

Ne nerede yenir, nasıl yapılır, en iyisini kim yapar ve en lezzetlisi hangisidir gibi bir çok sorunu cevabını aramak için pek çok uluslararası fuar, fabrika, şehir

Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı dünyanın her yerinden sektör profesyonellerini bir araya getirdi. CNR Alım Heyetleri B2B Eşleştirme Programı ile 1000 ’den fazla yabancı