• Sonuç bulunamadı

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük"

Copied!
69
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

Arif ÖZBEYLİ

www.tariheglencesi.com

(2)

Üçüncü Ünite: Ya İstiklal Ya Ölüm

www.tariheglencesi.com

(3)

İkinci Konu: Batı Cephesi’nde Savaş

www.tariheglencesi.com

(4)

Millî Mücadele sırasında en şiddetli çarpışmalar Yunanlılara karşı Batı Cephesi’nde yaşandı. 19.

yüzyılda Osmanlı Devleti’nden ayrılarak

bağımsızlığını kazanan Yunanistan büyük hayaller peşinde koşan bir devletti. Yunanlılar, İstanbul’u Türklerin elinden alarak Bizans İmparatorluğu’nu yeniden diriltmek ve Batı Anadolu’ya hâkim olmak istiyorlardı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra da bu isteklerini gerçekleştirme zamanının geldiğini

düşünerek harekete geçmişlerdi. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın hemen ardından Trakya’ya asker çıkaran Yunanistan, 15 Mayıs 1919’da da Paris Barış Konferansı’nda alınan karara dayanarak İzmir’i işgal etmişti.

www.tariheglencesi.com

(5)

Millî Mücadele’de Kuvayımilliye

İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali Türk milleti tarafından büyük bir

tepkiyle karşılandı. İşgal yurt

genelinde düzenlenen mitinglerle protesto edildi. Ege Bölgesi’nde de halk Yunanlıların ve yerli Rumların

saldırılarına karşı kendisini savunmak üzere silahlı Kuvayımilliye birlikleri

kurmak için harekete geçti.

www.tariheglencesi.com

(6)

Denizli’de, İzmir’in işgalinden yaklaşık 4 saat sonra yapılan

mitingde halk silahlı mücadeleye geçme kararı alarak resmî

makamlardan silah talebinde

bulundu. Yanda bu mitingde konuşan Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi

Efendi’nin sözlerinin bulunduğu kitabeyi ve Denizli’de onun için yapılmış anıtı görüyorsunuz.

www.tariheglencesi.com

(7)

17 Mayıs’ta da Burdur Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı İsmail Hakkı Bey bağlı olduğu komutanlığa bir telgraf

göndererek Kuvayımilliye birliği

kurmak için izin istedi. O, telgrafında, halkın mutlaka silahlandırılması

gerektiğini ve emir verilirse İtilaf

Devletlerinden gizli biçimde büyük bir gönüllüler teşkilatı kurabileceğini

bildirdi.

www.tariheglencesi.com

(8)

İzmir’in işgali üzerine Denizli ve

Burdur’da ortaya çıkan silahlı mücadele fikri kısa sürede Batı Anadolu’nun her tarafına yayıldı. Böylece pek çok yerde

irili ufaklı Kuvayımilliye birlikleri kuruldu.

Her yaştan eli silah tutan gönüllülerin oluşturduğu bu birliklere bazı yerlerde subaylar, bazı yerlerde ise Demirci

Mehmet Efe ve aşağıda kısa öz geçmişini gördüğünüz Yörük Ali Efe gibi yerli

halktan liderler komuta ediyordu.

www.tariheglencesi.com

(9)

Yörük Ali Efe (1895 - 1951)

Aydın’ın Sultan hisar ilçesinin Kavaklı köyün de doğ an Yörük Ali Efe, Yunan

işgali üzerine, Aydın’da ilk Kuvayı milliye teşkilatını kurarak silahlı mücadele yi

başlattı. Kuvayı milliye Dönemi’n de

Menderes ve Havalisi Komutanlığını yaptı.

Yörük Ali Efe, düzenli ordu kurulana

kadar yaklaşık yirmi ay boyunca düşman kuvvetlerinin Aydın üzerinden Anadolu içlerine doğru ilerlemesini engelledi.

Düzenli ordunun kurulması üzerine

emrindeki savaş deneyimine sahip grubu ile birlikte BMM ordusuna katıldı. Savaş sonrasında başarılarından dolayı TBMM tarafından kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Yörük Ali Efe, 23 Eylül 1951 tarihin de vefat etti.

www.tariheglencesi.com

(10)

Türk milletinin kendi imkânlarıyla oluşturduğu Kuvayımilliye birliklerinin Millî Mücadele içinde önemli bir yeri vardır. Bu birlikler İzmir’e çıkan ve iç bölgelere doğru yayılmak isteyen Yunan

kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele ettiler.

Sayı ve silah bakımından çok güçlü olan düşman kuvvetlerinin hızını yavaşlattılar. Düzenledikleri baskınlarla Yunanlıları yıprattılar ve onların

ilerleyişini yer yer durdurmayı başardılar

Kuvayımilliyeciler işgalcilere karşı mücadele ederken bir yandan da Büyük Millet Meclisine karşı çıkan iç ayaklanmaların bastırılmasında önemli görevler üstlendiler.

www.tariheglencesi.com

(11)

Kuvayımilliyeden Düzenli Orduya

Kuvayımilliye birlikleri büyük fedakârlıklarla

yürüttükleri mücadeleye rağmen düzenli Yunan ordusunu durduracak ve Anadolu’dan tamamen

söküp atabilecek durumda değildi. Çünkü genellikle askerî eğitimden yoksun kişilerin oluşturduğu bu

birlikler silah ve cephane yönünden yetersizdi.

Ayrıca belli bir merkezden emir almadıkları için askerî disiplinden uzak ve birbirlerinden habersiz şekilde savaşıyorlardı. Diğer yandan bazı

Kuvayımilliyeciler keyfî davranışlarıyla halkın

şikâyetlerine neden olarak Millî Mücadele’ye zarar veriyorlardı. İşte bütün bu eksiklikleri nedeniyle Kuvayımilliyenin bir an önce düzenli orduya

dönüştürülmesi gerekiyordu.

www.tariheglencesi.com

(12)

Düzenli orduya geçiş yolunda ilk adım Sivas Kongresi’nde atılmıştı.

Kongrenin 9 Eylül 1919 tarihli toplantısında Ali Fuat Paşa, Batı Anadolu Umum Kuvayımilliye

Komutanlığına atanmıştı. Büyük

Millet Meclisinin açılışından sonra

da bu komutanlığın adı Batı Cephesi

Komutanlığı olarak değiştirilmişti.

www.tariheglencesi.com

(13)

Ali Fuat Cebesoy (1882 – 1968)

İstanbul’da doğan Ali Fuat Cebesoy, Harbiye Mektebini

bitirdi. Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi’nin ilk komutanı oldu.

1922’de TBMM’nin İkinci

Başkanlığına seçildi. 17 Kasım 1924’te Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Adnan Adıvar ve Refet Bele beylerle birlikte

Cumhuriyet Dönemi’nin ilk muhalefet partisi olan

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdu.

Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi, s. 312

www.tariheglencesi.com

(14)

Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa, 24 Ekim 1920’de Gediz’de bulunan Yunan tümeni üzerine taarruza geçti. Ancak Kuvayımilliye birliklerinin düzensizliği nedeniyle başarılı olamadı. Gediz

Muharebesi’nde uğranılan yenilgi üzerine düzenli orduya geçiş süreci hızlandırıldı. Ali Fuat Paşa

Ankara’ya çağırılarak Moskova Büyükelçiliğine

atandı. Bundan sonra Batı Cephesi, Batı ve Güney olmak üzere ikiye bölünerek Batı Cephesi

Komutanlığına Albay İsmet Bey, Güney Cephesi Komutanlığına ise Albay Refet Bey getirildi. Bu atamalardan sonra Kuvayımilliye birlikleri süratle düzenli ordu bünyesine alınmaya başlandı.

www.tariheglencesi.com

(15)

“Fuat Paşa’ya, kısa bir görüşmeden sonra, alabileceği yeni görevi söyledim.

Memnuniyetle kabul etti. Aynı günün gecesi İsmet ve Refet paşaları da davet ederek

yeni durumu ve görevlerini kararlaştırdık.

Kendilerine verdiğim kesin direktif, süratle düzenli ordu ve süvari birlikleri meydana getirmekten ibaretti. Böylece 1920 yılı

Kasım’ının sekizinci günü ‘düzensiz teşkilat fikir ve siyasetini yıkma kararı’ faaliyet ve uygulama alanına konulmuş oldu.”

Kemal Atatürk, Nutuk, s. 344.

www.tariheglencesi.com

(16)

C-Batı Cephesi

Batı Cephesi’nde düzenli ordunun kurulması kararı, o zamana kadar serbest hareket etmeye alışmış bazı

Kuvayımilliye liderlerinde rahatsızlık yarattı. Bu

liderlerden biri olan Çerkez Ethem kendisine bağlı

kuvvetlerle birlikte düzenli orduya katılmayı reddederek ayaklandı. Ancak üzerine

gönderilen düzenli ordu birlikleri karşısında

tutunamayarak Yunanlılara sığınmak zorunda kaldı.

www.tariheglencesi.com

(17)

Batı Cephesi’nde Çerkez Ethem’in neden olduğu iç savaş sürerken

Bursa’da bulunan Yunan kuvvetleri bu durumdan yararlanmak istediler.

Yunanlılar hem düzenli ordunun daha fazla güçlenmesini önlemek

hem de Eskişehir’i alarak Ankara’nın İstanbul ve Batı Cephesi ile

bağlantısını kesmek amacıyla ilerleyişe geçtiler

www.tariheglencesi.com

(18)

6 Ocak 1921’de başlayan Yunan taarruzu, Batı

Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey’e bağlı

kuvvetler tarafından

Eskişehir’in batısındaki İnönü mevkisinde

durduruldu. 10 Ocak

1921’de burada yapılan savaşta ordumuz

Yunanlıları yenilgiye

uğratarak Bursa’ya doğru geri çekilmek zorunda

bıraktı.

www.tariheglencesi.com

(19)

Birinci İnönü Zaferi’yle düzenli ordumuz Batı

Cephesi’ndeki ilk başarısını kazandı. Yurdun her tarafında büyük bir coşku ile kutlanan bu zafer TBMM’de büyük bir heyecan yarattı. Mustafa

Kemal, meclisin 13 Ocak 1921 tarihli toplantısında bu heyecanını “Cennetten vatanımıza bakan

merhum Namık Kemal, Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini, demişti. İşte ben bu kürsüden, bu yüksek meclisin başkanı olarak bütün millet adına diyorum ki: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,

bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.” sözleriyle dile getirmiştir.

www.tariheglencesi.com

(20)

Birinci İnönü Zaferi’nden sonra

Büyük Millet Meclisinin otoritesi daha da güçlendi. Ayrıca Türk milletinin

düzenli orduya güveni ve desteği ile kurtuluşa olan inancı arttı. Bu savaşta kazandığı zaferden dolayı Albay İsmet Bey’in rütbesi generalliğe yükseltildi.

Diğer yandan zaferi izleyen günlerde Çerkez Ethem’in çıkardığı isyan da

bastırıldı ve kuvvetlerinin bir bölümü düzenli orduya katıldı.

www.tariheglencesi.com

(21)

Mustafa İsmet İnönü (1884 — 1973)

İzmir’de doğan İsmet İnönü, 1903’te Harp Okulundan, 1906’da da Harp

Akademisinden birincilikle mezun oldu.

Birinci Dünya Savaşı’nda çeşitli

cephelerde bulunduktan sonra Millî Mücadele’nin başlaması ile birlikte Anadolu’ya geçti. Batı Cephesi

Komutanlığına getirildi. Büyük

Taarruz’un zaferle noktalanmasının ardından Mudanya Mütarekesi

görüşmelerinde ve Lozan Barış

Konferansı’nda Türkiye’yi temsil etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı olan İsmet İnönü, Atatürk’ten sonra

seçildiği cumhurbaşkanlığı görevini 1950 yılına kadar sürdürdü.

Andrew Mango, Atatürk, s. 625, 626 (Düzenlenmiştir.).

www.tariheglencesi.com

(22)

www.tariheglencesi.com

(23)

I.İnönü Muharebesi’nin kazanılması ile

TBMM’ne halkın güveni artmıştır. Rusya’nın tereddütleri ortadan kalkarak Moskova

Antlaşması’nın imzalanmasına yol açmıştır.

Batılılar bu başarıdan sonra TBMM’ni

Londra Konferansı’na davet ettiler. Fransa ve İtalya TBMM’ne yanaştılar. Mustafa

Kemal bu başarıdan yararlanarak 20 Ocak 1921 Anayasasını kabul ettirdi. İstiklal

Marşı kabul edildi.www.tariheglencesi.com

(24)

25.04.2014

www.tariheglencesi.com

(25)

CEVAP: B

www.tariheglencesi.com

(26)

27 KASIM 2014

www.tariheglencesi.com

(27)

CEVAP: B

www.tariheglencesi.com

(28)

28 NİSAN 2016

www.tariheglencesi.com

(29)

CEVAP: B

www.tariheglencesi.com

(30)

27 NİSAN 2017

www.tariheglencesi.com

(31)

CEVAP: B

www.tariheglencesi.com

(32)

Londra Konferansı (21 Şubat - 12 Mart 1921)

Birinci İnönü Zaferi, İtilaf Devletlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları daha da derinleştirdi. Bu devletlerden

Fransa, Güney Cephesi’nden sonra Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’nin basit bir direniş hareketi olmadığını görmüştü. İtalya ise Yunanistan’ı daha da güçlendirecek olan Sevr Antlaşması’ndaki bazı hükümlerin çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyordu. Ayrıca bu devletler

Yunanlıların başarısızlığından sonra Sevr Antlaşması’ndaki maddelerin silah gücüyle uygulanamayacağını da

anlamışlardı. Bunun üzerine İtalya ve Fransa, İngiltere’yi de ikna ederek antlaşma hükümlerini yumuşatıp

uygulanabilir hâle getirmek amacıyla Londra’da bir konferans toplamaya karar vermişlerdi.www.tariheglencesi.com

(33)

İtilaf Devletleri, Londra’da toplayacakları konferansa Osmanlı Hükûmetini de davet ettiler. Ayrıca oluşturulacak heyette TBMM Hükûmeti delegelerinin de bulunmasını

istediler. Buna karşılık Mustafa Kemal, Türk milletinin gerçek temsilcisinin TBMM

olduğunu ve doğrudan çağırılmadıkça bu

konferansa katılmayacaklarını bildirdi. İtilaf Devletleri bunun üzerine TBMM

Hükûmetinin yanı sıra İstanbul Hükûmetini de konferansa davet etmek zorunda kaldılar.www.tariheglencesi.com

(34)

Londra Konferansı 21 Şubat 1921’de başladı.

Konferansta İstanbul Hükûmetini Sadrazam Tevfik Paşa, Ankara Hükûmetini ise Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey temsil etti. İtilaf

Devletleri, görüşmeler sırasında Sevr

Antlaşması’nın esaslarına dokunmadan bazı önemsiz değişiklikler yaparak hazırladıkları projeyi gündeme getirdiler. Buna göre Doğu Trakya’nın Yunanlılarda kalması,

kapitülasyonların devamı ve Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulması konularında geri

adım atılmıyordu. İzmir ise Türklere veriliyor, ancak Hristiyan bir valinin yöneteceği şehirde Yunan kuvvetleri bulunmaya devam ediyordu.

www.tariheglencesi.com

(35)

Türkler tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan bu öneriler karşısında Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa

“Söz milletimin asıl vekillerine aittir. Bundan dolayı Anadolu heyetine söz verilmesini rica ederim.”

diyerek görüşmelerden çekildi. Bunun üzerine

Ankara Hükümetini temsil eden Bekir Sami Bey, ilk önce Misakımillî ile belirlenen sınırlar hakkında bilgi verdikten sonra işgal altındaki topraklarımızın

boşaltılması ve bağımsızlığımızın tanınması gerektiğini söyledi. Ayrıca kapitülasyonların

kaldırılmasını istedi. Yunan heyeti ise Anadolu’yu boşaltmayı reddettiği gibi Sevr’de yapılan diğer değişiklikleri de kabul etmeyeceğini bildirdi.

Böylece Londra Konferansı herhangi bir sonuca varılamadan dağıldı.

www.tariheglencesi.com

(36)

Londra Konferansı’na katılan Türk delegeleriwww.tariheglencesi.com

Mustafa Kemal, Londra Konferansı’na heyet göndermekle askerî zaferi siyasi bir başarıyla

tamamlamış oldu. Londra Konferansı’na katılmakla TBMM Hükûmeti, Türk milletinin haklı davasını ve Misakımillî’yi dünya kamuoyuna duyurma imkânı

buldu. Diğer yandan Türkler hakkında yapılan “Barış istemiyorlar.” şeklindeki propagandaları boşa çıkardı.

(37)

Türkiye - Afganistan Dostluk Antlaşması (1 Mart 1921)

Birinci İnönü Zaferi’nden sonra dış politika alanında yaşanan bir diğer gelişme Afganistan ile imzalanan dostluk ve iş birliği antlaşması oldu.

1919 yılında İngiliz egemenliğinden kurtularak bağımsızlığını kazanan

Afganistan, tarihî ve kültürel nedenlerle Türkiye’ye yakınlık duyan bir ülke idi.

İki ülke arasındaki bu yakınlaşma Mustafa Kemal ile Afgan Kralı

Amanullah Han arasında kurulan

dostluk ile en üst seviyeye çıktı. TBMM Hükûmeti ile Afganistan arasında

imzalanan 1 Mart 1921 tarihli dostluk ve iş birliği antlaşmasıyla da siyasi bir

nitelik kazandı.

www.tariheglencesi.com

(38)

Türkiye-Afganistan Dostluk Antlaşması’na göre taraflardan biri saldırıya uğrarsa diğer taraf bunu kendisine yapılmış sayacak ve

saldırgana karşı bütün imkânlarıyla

mücadele edecekti. Antlaşmanın bir diğer

maddesinde ise “Türkiye Afganistan’a kültür alanında yardım etmeyi, öğretmen ve subay göndermeyi, bu öğretmen ve subayların en az 5 yıl görevde kalmasını ve bu sürenin

sonunda, Afganistan isterse yeniden

eğiticiler göndermeyi yüklenir.” ifadesi yer alıyordu.

www.tariheglencesi.com

(39)

Türkiye ile Afganistan

arasındaki bu antlaşma ile TBMM Hükûmeti Afganistan tarafından resmen tanınmış oldu. Bu olay aynı zamanda İslam dünyasında Millî

Mücadele ve TBMM Hükûmeti lehine bir kamuoyunun

oluşmasını sağladı.

Antlaşmadan sonra Kâbil ve

Ankara hükûmetleri birbirlerini tanımanın gereği karşılıklı

elçiler atamışlardır.

Ankara’daki Afgan Elçiliği 10 Haziran 1921’de törenle

açılmış ve elçilik bayrağını Mustafa Kemal bizzat kendisi çekmiştir.

www.tariheglencesi.com

(40)

İstiklâl Marşı’mızın Kabulü

Özgürlüğü ve bağımsızlığı uğruna savaşan Türk

milleti için I. İnönü Savaşı’nda kazanılan zafer büyük bir gurur kaynağı olmuştu. Ancak milletimizin bu

gururunu ve coşkusunu dile getirecek bir millî marşı yoktu. Bu eksiklik Mustafa Kemal’in baş kanlık ettiği hükûmet toplantılarından birinde gündeme getirildi.

Toplantıda Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu yansıtacak bir millî marşın yazılmasına karar verildi. Bunun için de para ödüllü bir yarışma düzenlendi. O günlerde başta Mustafa Kemal olmak üzere pek çok insan bu iş için en uygun kişinin ünlü şairimiz Mehmet Âkif olacağını düşünüyordu.

www.tariheglencesi.com

(41)

Ancak Mehmet Âkif, millî marşın ödül karşılığında yazılmasını doğru

bulmadığı için bu yarışmaya katılmadı.

Bunun üzerine zamanın Millî Eğitim

Bakanı (Maarif Vekili) Hamdullah Suphi Bey para ödülünün kaldırılacağını

söyleyerek yanda kısa öz geçmişi verilen Mehmet Âkif’in yarışmaya katılmasını sağladı.

www.tariheglencesi.com

(42)

Yarışmaya 724 şiir katıldı. Şiirler Mecliste kurulan bir komisyon

tarafından incelendi. İnceleme sonucunda aralarında Mehmet

Âkif’in “İstiklâl Marşı” adlı şiirinin de bulunduğu yedi eserin Meclis kürsüsünden okunmasına karar

verildi. İlk önce Mehmet Âkif’in şiiri okundu.

www.tariheglencesi.com

(43)

Hamdullah Suphi Bey tarafından okunan şiir daha ilk mısrasında büyük bir alkış

tufanıyla karşılandı. Şiir istek üzerine dört defa daha okunarak her defasında coşku ve heyecan içindeki milletvekilleri

tarafından ayakta alkışlandı. Aranan eser bulunmuştu. Meclis kararı ile kalan

eserlerin okunmasına gerek görülmedi.

Mehmet Âkif’in “İstiklâl Marşı” adlı şiiri TBMM’nin 12 Mart 1921 tarihli

oturumunda millî marşımız olarak kabul edildi.

www.tariheglencesi.com

(44)

İstiklâl Marşı, vatanımız ve

bağımsızlığımız uğruna cephelerde şehit düşen kahraman atalarımızın sesidir.

Bu nedenle bizler İstiklâl Marşı’mızı her zaman ayakta, hazır ol duruşun da ve gururla söyleriz. Millî

marşımız yazılışı, kabul edilişi ve anlamıyla benzersiz bir eserdir.

www.tariheglencesi.com

(45)

24 KASIM 2016

www.tariheglencesi.com

(46)

CEVAP: B

www.tariheglencesi.com

(47)

Mehmet Âkif Ersoy (1873 – 1936)

1873’te İstanbul’da doğdu.

Halkalı Mülkiye Baytar

Mektebini birincilikle bitirdi.

Millî Mücadele’yi destekledi ve Burdur Mebusu olarak I.

TBMM’de görev yaptı. 17 Şubat 1921’de İstiklâl

Marşı’nı tamamladı. 1936’de İstanbul’da vefat etti.

http://

www.mehmetakifersoyedebiyatmuzekutup hanesi

. gov.tr/Mehmet-Akif-Ersoy.html

www.tariheglencesi.com

(48)

Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)

Rusya’da çarlık rejiminin yıkılmasından sonra kurulan Sovyetler Birliği, Batılı devletlerin Anadolu’ya girmesini güney

sınırlarının güvenliği bakımından tehlikeli buluyordu. Bu nedenle söz konusu

devletlere karşı mücadele yürüten Türkiye’yi destekleyici bir politika

izliyordu. Ancak TBMM Hükûmetinin askerî gücü konusunda tereddütleri olduğu için bu desteği bir antlaşmaya bağlama konusunda isteksiz

davranıyordu.

www.tariheglencesi.com

(49)

Birinci İnönü Zaferi’nin kazanılması Sovyetler Birliği’nin bu tereddütlerini

ortadan kaldırdı. İki ülke arasında devam eden görüşmeler bu zaferden sonra hızla ilerleyerek 16 Mart 1921’de Moskova

Antlaşması’nın imzalanmasıyla sonuçlandı.

Moskova Antlaşması’yla Kars, Ardahan ve Artvin Türkiye’ye; Batum Gürcistan’a,

Nahcivan ise Azerbaycan’a bırakıldı.

Böylece doğu sınırımız bugünkü şeklini aldı.

Ayrıca bu cephedeki savaş tehlikesi kesin biçimde ortadan kalktı.

www.tariheglencesi.com

(50)

Moskova Antlaşması’yla Sovyetler Birliği, Sevr Antlaşması’nı ve çarlık rejiminin Osmanlı Devleti’yle yaptığı antlaşmaları geçersiz sayarak

Misakımillî’yi tanıdı. Ayrıca

kapitülasyonların kaldırılmasını kabul etti. Bu antlaşmayla TBMM

Hükûmetinin hukuki varlığı ve ileride kurulacak devletin sınırları ilk kez

büyük bir devlet tarafından tanınmış oldu.

www.tariheglencesi.com

(51)

27 KASIM 2014

www.tariheglencesi.com

(52)

CEVAP: D

www.tariheglencesi.com

(53)

20 Ocak 1921 Anayasası  

I.inönü Muharebesi’nin

kazanılmasından yararlanan Mustafa Kemal hazırlanan

Anayasa’yı TBMM’ ne kabul ettirmiştir. Bu Anayasa 23

maddeden ibaret basit bir anayasadır.

www.tariheglencesi.com

(54)

Anayasa , ilk maddesinde

Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu, ikinci

maddesinde yasama ve yürüme gücünün TBMM’ ne ait olduğunu belirtmiştir. Üçüncü maddesi

Türkiye Devleti, TBMM tarafından idare edilir, biçimindedir.

www.tariheglencesi.com

(55)

Diğer maddeleri hükümetin

kuruluşu ve yetkileri ile ilgili idi.

Anayasaya göre, bakanlar Meclis içerisinden tek tek seçilecek,

Meclis Başkanı hükümetin başkanı olacaktı.(4-9 mad.).Diğer

maddeleri daha çok yerel

yönetimle ilgili idi.

www.tariheglencesi.com

(56)

Evlatlarınızı devriniz için değil, onların

devirleri için yetiştiriniz.

Hz. Ali

www.tariheglencesi.com

(57)

II. İnönü Muharebesi ( 23-31 Mart )  

Londra

Konferansı’ndan istediği sonucu

alamayan İngiltere Sevr Antlaşması’nı Türklere zorla kabul ettirmek için

Yunanlıları bir kez daha saldırıya

geçirdi.

www.tariheglencesi.com

(58)

Yunan taarruzu 21 Mart’ta Bursa ve Uşak’ta bulunan birliklerin Eskişehir ve

Afyon’a doğru yürüyüşe geçmesiyle başladı. Batı

Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Bursa yönünden gelen Yunan birliklerini 27 Mart’ta

İnönü’de karşıladı. Türk ve Yunan kuvvetleri arasında başlayan çarpışmalar üç gün boyunca tüm şiddetiyle devam etti. Komutanların bile en ön saflarda yer aldığı bu savaş sırasında Türk tarafı çok zor anlar yaşadı.

www.tariheglencesi.com

(59)

İkinci İnönü Muharebesi sırasında

Ankara’da bulunan Meclis Muhafız Taburu da cepheye gönderildi. İsmet Paşa eğitimli ve donanımlı askerlerden kurulu bu

taburun gelişinden sonra 31 Mart günü karşı taarruza geçerek düşmanı

durdurmayı başardı. Bunun üzerine İnönü mevzilerini aşamayan Yunan birlikleri

Bursa’ya doğru geri çekildi. Afyon’u işgal etmiş olan Yunan ordusu da burada

tutunamayacağını görerek Uşak yönüne doğru çekilmek zorunda kaldı.

www.tariheglencesi.com

(60)

Yunanlıların Anadolu’da başlattıkları işgal hareketinin en önemli

temsilcisi İngiliz Başbakanı Lloyd

George idi. Ancak Yunan ordusunun İnönü’de uğradığı yenilgilerden

sonra onun düşünceleri de değişmeye başlamıştı.

www.tariheglencesi.com

(61)

Türk ordusunun Yunanlıları İnönü’de bir kez daha yenilgiye uğratması

ülke içinde büyük bir sevinç yarattı.

Bu zaferden sonra halkın düzenli orduya güveni artarken TBMM Hükûmetinin otoritesi güçlendi.

Ayrıca Türk milletinin fertleri arasında var olan dayanışma

duygusuna dayanarak ordumuz ve

savaşta zarar gören halk için yardım kampanyaları başlatıldı.

www.tariheglencesi.com

(62)

“Kocaeli Grubu Komutanı olan Kâzım Bey

(Özalp), İnönü Zaferi’nin duyulduğu günlerde şahit olduğu olayları şöyle anlatıyor: Sarıköy- Nallıhan-Mudurnu-Bolu yolu ile Düzce’ye

giderken bu bölgelerde olağanüstü günler

yaşandığını görüyordum. Geçtiğim yerlerde halk, İkinci İnönü Zaferi’nin şenliklerini yapıyordu.

Yollarda görüştüğüm vatandaşlar ‘Her ne hizmet ve fedakârlık lazımsa yerine getirmeye hazırız.’

diyorlardı.”

Durmuş Yalçın ve diğerleri, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C I, s. 283. www.tariheglencesi.com

(63)

İkinci İnönü Zaferi, İtilaf Devletleri arasında bir süredir var olan görüş ayrılıklarını daha da belirginleştirdi. Bu

zaferden sonra İtalya, Antalya bölgesindeki kuvvetlerini çekmeye başlarken Fransa

görüşmeler yapmak üzere bir temsilcisini Ankara’ya gönderdi. Diğer yandan bazı yabancı gazetelerde Türkler lehine yazılar

çıktı.

www.tariheglencesi.com

(64)

www.tariheglencesi.com

(65)

İkinci İnönü Zaferi’nin ardından Batı

Cephesi’ndeki Türk birlikleri çekilen Yunan birliklerini takip ettiler. Ancak yorgun ve

yıpranmış oldukları için kesin bir sonuç elde edemediler. Bunun üzerine Türk ordusunun taarruz gücüne sahip olmadığını gören

Yunanlılar, İngiltere Başbakanı Lloyd

George’un (Loyd Corc) da desteğiyle yeni ve daha büyük bir saldırıya hazırlandılar.www.tariheglencesi.com

Kütahya - Eskişehir Savaşları (10 - 24 Temmuz 1921)

(66)

Taarruz hazırlıklarını tamamlayan Yunan ordusunun hedefinde Ankara vardı. Ordusunu bizzat yönetmek ve askerlerine moral vermek için İzmir’e gelen Yunan Kralı Konstantin de

“Bizans’a, Ankara’ya!” sloganlarıyla karşılanmıştı.

Bu sırada Türk kuvvetleri ise İnönü-Kütahya-

Döğer hattı üzerinde dört grup hâlinde toplanmış bulunuyorlardı.

www.tariheglencesi.com

(67)

Yunan ordusu 10 Temmuz’da üç

koldan ilerleyişe geçti. Yunan saldırısı Batı Cephesi’nin en zayıf noktası olan güneydeki Nasuhçal bölgesinde

yoğunlaştı. Şiddetli çarpışmaların

ardından Afyonkarahisar ve Kütahya Yunan işgaline uğradı. Büyük bir

tehlikeyle karşı karşıya kalan

ordumuz Eskişehir-Seyitgazi hattına çekilmek zorunda kaldı.

www.tariheglencesi.com

(68)

Bunun üzerine 18

Temmuz’da Batı Cephesi Karargâhına gelen

Mustafa Kemal durumu yerinde gördü. Yaptığı değerlendirme

sonucunda ordumuzun daha fazla kayba

uğramaması ve yeniden düzenlenmesi için

Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesi kararını verdi.

www.tariheglencesi.com

Yunan Kralı Konstantin kurmaylarıyla birlikte

Eskişehir’de toplantı hâlinde

(69)

19 Temmuz’da

Eskişehir’in işgal edilmesi üzerine ordumuz

beklenmedik bir şekilde karşı taarruzda bulundu.

Ancak düşmanı geri

püskürtmeyi başaramadı ve daha önceden

kararlaştırıldığı gibi

kontrollü şekilde Sakarya Nehri’nin doğusuna

çekildi.

www.tariheglencesi.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada yaygın soğuk algınlığı virüsü- nün burun boşluğumuz içindeki daha düşük sıcak- lıklarda, gövdemizin daha yüksek olan sıcaklığında.. olduğundan daha

İğri kule, bulunduğu beldeyi ken di ismine takarak, bütün dünya ü- zerinde dillere destan etti ve edi­ yor ama kendi de yanındaki Ka­ tedralin yüzü suyu

Deney ve Kontrol grubu öğrencilerinin MESSY Faktör I (Olumsuz Sosyal Davranışlar) ve Faktör II (Olumlu Sosyal Davranışlar) öntest puan ortalamaları arasında

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

Eski devir İstanbullularının Sa­ rıyer salalarını Ahmed Rasim Bey şöyle anlatmaktadır: (Sarıyar de­ nildi mi sular hatıra gelir.. Fakat kaç

Güler­ soy’un, otel müdürü ile bir garsonu yurtdışına götürür­ ken otel hesabından 5 bin mark ile Turing Genel Mü­ dür Yardımcısının yurtdışın-

Merhume Fatma Serkat Kocamemi ve merhum Sadık Kocamemi’nin oğlu, merhum Sedat Kocamemi’nin kardeşi, merhume Güzin Tüma/ın, Zeyyat Kocamemi'nin ağabeyi, merhume

Ancak Mars yüzeyinde bu büyüklükte yarıklar açacak kadar sıvı halde suyun bulunmayışı, yarıkların oluşumunda farklı.. mekanizmaların rol aldığını