• Sonuç bulunamadı

Uluslararası ham ipek ticaretinde İran’ın Avrupa bağlantıları ve Culfa Ermenileri (Şah I. Abbas Dönemi 1587-1629)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası ham ipek ticaretinde İran’ın Avrupa bağlantıları ve Culfa Ermenileri (Şah I. Abbas Dönemi 1587-1629)"

Copied!
164
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

ULUSLARARASI HAM PEK T CARET NDE RAN’IN AVRUPA BA LANTILARI VE CULFA ERMEN LER

( AH I. ABBAS DÖNEM 1587-1629)

DOKTORA TEZ enay YANAR

Enstitü Anabilim Dal! : Tarih

Tez Dan! man!: Prof. Dr. Mehmet ALPARGU

TEMMUZ – 2014

(2)
(3)

BEYAN

Bu tezin yaz•lmas•nda bilimsel ahlak kurallar•na uygun davran•ld• •n•, ba kalar•n•n eserlerinden yararlan•lmas• durumunda bilimsel normlara uygun olarak at•fta bulunuldu unu, kullan•lan verilerde herhangi bir tahrifat yap•lmad• •n•, tezin herhangi bir k•sm•n•n bu üniversite veya ba ka bir üniversitedeki ba ka bir tez çal• mas• olarak sunulmad• •n• beyan ederim.

enay YANAR 11 Temmuz 2014

(4)

ÖNSÖZ

Tarih kitaplar•nda, belgelerde yurtlar•n• terk ederek yeniça •n monar i ve kozmopolit devletlerinin topraklar•nda yerle en dini, mezhebi, mesleki, v.b. pek çok toplulu un ismine rastlamak mümkündür. “ stanbul’da sâkin Rumlar” dedi imizde akla Galata Rumlar• gelir. Ayn• ekilde “ ran’da ya ayan Ermeniler” dedi imizde de akla ilk önce Yeni Culfa mahallesi gelmelidir. Zira Safevi Devleti’nin ba kenti sfahan’da kurulan Yeni Culfa yaln•zca Ermenilerin sakin oldu u bir mahalle olmaktan öte ipek ticaretinin kalbidir. Bu yönüyle Yeni Culfa ve sakinleri XVII. yüzy•l dünya ticaretinin merkezi olarak seyyahlar ve diplomatlar•n yaz•lar•na konu olmu tur. 1604 y•l•nda ran ah• ad•na ticaret yapmak üzere aileleriyle birlikte bu mahalleye yerle tirilen Ermeni tüccar aileleri eski yurtlar• Aras Culfa’da edindikleri ticari ba lant•lar•n• sayesinde ran ham ipek ticaretindeki ba ar•lar•yla dünyada birinci s•raya yerle mi lerdir. Culfal• Ermeni tüccarlar•n•n ran ipek ticaretinde parlamalar•n• sa layan pek çok etken vard•r. En ba ta Sünni Osmanl• tüccarlar• ve ii ran tüccarlar• aras•nda denge unsuru olmalar•n• ve Avrupa’ya daha rahat seyahat etmelerini sa layan H•ristiyanl•klar•d•r. Bundan ba ka kara ticaretindeki tecrübeleri, sahip olduklar• geni ticari a lar•, ah•n nezdindeki itibarlar•, sermaye birikimleri ve üretimden pazarlaman•n son a amas•na kadar süreci bizzat kontrol etmeleri bunlar aras•nda say•labilir.

Tüm bu özellikleri sayesinde Culfal•lar XVII. ve XVIII. yüzy•l Avrupal• seyyahlar•n seyahatnamelerine konu olmu lard•r. Carmelit rahiplerin raporlar•nda, ngiliz tüccarlar•n resmi mektuplar•nda muhakkak bir Culfal• tüccar•n ad•na rastlan•r. XVII.

yüzy•l•n önemli ticari ürünlerinden olan ham ipek ticaretinin büyük k•sm•n•n Ermeni tüccarlar•n elinde oldu u görülür. Bu nedenle çal• mam•zda dünya ticaretinde ran ham ipe i ve ipek ticaretiyle ba lant•l• olarak Yeni Culfa tüccar toplulu unun ticaretteki rollerini inceledik.

Öncelikle çal• mam•n her a amas•nda deste i, yönlendirmeleri, yard•mlar• ve anlay• •ndan ötürü dan• man•m ve de erli hocam Prof. Dr. Mehmet Alpargu’ya te ekkür ediyorum. Hakk•n• ödeyemem.

Sevgili k•z•m Zeynep Tu çe’ye ve babam brahim Yanar, annem Nezaket Yanar ve de erli karde lerim Serdar ve Semih Yanar’a bu zorlu süreçte yan•mda bulunduklar•

(5)

ve onlar• ihmal etmeme ra men beni anlay• la kar •lad•klar• için ayr•ca te ekkür ediyorum.

Çal• mamla ilgili ara t•rmalar•m• yapmak için YÖK’ten, Sakarya Üniversitesi’ne ba l• BAPK kurumundan yurtd• • ara t•rma ve proje destekleri ald•m. Bu nedenle bu konudaki te vik ve yard•mlar•mdan ötürü üniversitemiz Rektör Yard•mc•s• Prof. Dr.

Fatih Üstel’e ve BAPK’a ayr•ca te ekkürlerimi sunar•m. Çal• mama yapt•klar•

katk•lar gerçekten küçümsenemez. Süleyman Demirel Kütüphanesi çal• anlar•

Mehmet Ali yar ve enay Kesim’e de yard•mlar•ndan dolay• çok te ekkür ederim.

Ayr•ca tezimde eme i geçen üniversitedeki, bölümdeki hocalar•ma desteklerinden dolay• te ekkür ederim. Burada öncelikle tez izleme jürilerimden Prof. Dr. Yücel Öztürk ve Prof. Dr. Halil brahim Bulut hocalar•ma olgunla mam• sa layan tüm ele tirileri, önerileri ve yard•mlar•ndan ötürü te ekkür etmek isterim. Uzatmalara giden bu tez yazma sürecinde sab•rla alt• ayda bir benim için toplanmalar•ndan dolay• haklar•n• ödeyemem, kendilerine müte ekkirim.

Yak•n arkada •m ve meslekta •m Fato Oral’a ve de erli abim Yakup A an’a tüm manevi destek ve yard•mlar• için ayr•ca te ekkür ederim.

Te vikleri, tezime yapt•klar• katk•lar• ve yard•mlar•ndan dolay• Yrd. Doç. Dr. Serkan Yaz•c• ve Yrd. Doç. Dr. M. Bilal Çelik’e müte ekkirim. Sosyal Bilimler Enstitüsü personeli Murat Özo lu’na tezin kontrollerinde gösterdi i titizlikten ötürü te ekkür ederim. Son olarak mesai arkada lar•m Yrd. Doç. Dr. Tufan Turan, Dr. Hakan Türkkan, Ar . Gör. Fatma Koçak, Ar . Gör. Nagihan Gökta , Ar . Gör. Murat Özkan, Ar . Gör. Mahmut Cihat zgi, Ar . Gör. Efe Ye ildurak, Ar . Gör. Burak Ç•t•r , Ar . Gör. Ömer Çakmak ve Ar . Gör. Buket Dikmen’e bu zorlu süreçte üzerimdeki i yükünü alarak gösterdikleri sab•rdan dolay• te ekkürü bir borç bilirim.

enay YANAR 11 Temmuz 2014

(6)

Ç NDEK LER

KISALTMALAR ... iii

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

G R ... 1

BÖLÜM 1: PEK ÜRET M VE T CARET N N ORGAN ZASYONU ... 8

1.1. ran’da pek Üretimi ve Ticaretinin Tarihî Arka Plan• ... 8

1.2. ran pe inin Üretim Yerleri ... 16

1.3. pe in Kullan•m Alanlar• ... 17

1.4. Ham pe in Yap•s• ve Çe itleri ... 20

1.5. pe in Üretim, Paketleme ve Pazarlama A amalar• ... 24

1.6. Üretim ve Ticaret Hacmi ... 33

1.7. pek Ticaretinde Kar •la •lan Ba l•ca Sorunlar ... 35

1.8. Harcama ve Fiyatlar ... 36

1.9. pek Ticareti Güzergâhlar• ... 39

1.9.1. ran-Anadolu Karayolu ... 41

1.9.2. Kuzey ran-Basra Körfezi Karayolu ... 43

1.9.3. Kuzey ran-Balt•k Denizi Yolu ... 44

1.9.4. ran-Orta Asya ve Hindistan Yolu ... 45

1.10. pek Yolu Üzerindeki Ba l•ca Osmanl• ehirleri ... 45

1.10.1. Bursa ... 46

1.10.2. Halep ... 48

1.10.3. zmir ... 49

1.10.4. Erzurum ... 50

BÖLÜM 2: ULUSLARARASI EKONOM K DÜZENDE RAN PEK T CARET ... 51

2.1. Avrupa’n•n Do u Ticareti’nin Arka Plan•nda pek ve Gümü Ticareti ... 51

2.1.1. talyan ve Frans•z Dokuma Endüstrilerinde ran Ham pe i ... 63

2.1.2. ngiltere ve Hollanda’n•n ran pek Ticaretine Kat•l•mlar• ... 67

2.1.3. Rusya ve ran pek Ticareti ... 75

(7)

2.2. Safevi-Osmanl• li kilerinde pe in Yeri ... 76

2.2.1. ah Abbas I’in Osmanl• Devleti’ne Kar • ttifak Aray• lar• ... 81

2.2.2. ngiliz ve Flemenk Deste iyle Ticaret Yönünün Kayd•r•lmas• Çal• malar• ... 85

BÖLÜM 3: RAN PE T CARET NDE ERMEN TÜCCARLARI ... 102

3.1. Diaspora Terimi ve Ermeni Ticari Diasporas• ... 102

3.2. Culfal• Ermeni Tüccarlar•n Yükseli i ... 106

3.3. ah I. Abbas Döneminde Culfal• Ermeni Tüccarlar ... 113

3.3.1. 1619 pek Müzayedesi ve pek Ticaretinde Devlet Kontrolü Uygulamas• ... 117

3.3.2. Culfal• Ermenilerin Yabanc• Tüccarlarla Rekabeti ... 126

3.4. Yeni Culfa’l• Ermeni Tüccar Aileleri ... 133

3.4.1. Sarferazyanlar veya afrazyanlar Ailesi ... 133

3.4.2. Kazaryan veya Lazaryan Ailesi ... 135

3.4.3. ehrimanyan Ailesi ... 135

3.4.4. Velicanyan veya Hoca Bogosyan Ailesi ... 135

3.4.5. Khaldaryan Ailesi ... 136

3.4.6. Di er Aileler... 136

SONUÇ ... 137

KAYNAKÇA ... 139

EKLER ... 149

ÖZGEÇM ... 154

(8)

KISALTMALAR

Bkz.: Bak•n•z C. : Cilt çev. : Çeviren Ed. : Editör

EIC: East Indian Company hzl.: Haz•rlayan

IOR : India Office Records

MEB A : Milli E itim Bakanl• • slam Ansiklopedisi No. : Numara

s.: Sayfa

SBE: Sosyal Bilimler Enstitüsü TDV: Türkiye Diyanet Vakf•

TDV A: Türkiye Diyanet Vakf• slam Ansiklopedisi TTK : Türk Tarih Kurumu

ty.: Tarih yok.

Vd. : Ve di erleri

VOC: Veerenigde Oost Indische Compagnie Vol : Volume

(9)

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tez Özeti Tezin Ba l! !: Uluslararas• Ham pek Ticaretinde ran’•n Avrupa Ba lant•lar• ve Culfa Ermenileri ( ah I. Abbas Dönemi 1587-1629)

Tezin Yazar!: enay YANAR Dan! man: Prof. Dr. Mehmet ALPARGU Kabul Tarihi: 11 Temmuz 2014 Sayfa Say!s!: vi(Ön K•s•m)+ 150 (Metin) + 7 (Ekler)

Anabilimdal!: Tarih Bilimdal!: Tarih

XVI. yüzy•ldan itibaren ran ham ipe i Avrupa tüccar ekonomilerinin tercih etti i ba l•ca ürün haline geldi. Yükte hafif paha da a •r lüks bir materyaldi. Bu yüzy•llar•n ko ullar• itibariyle ipek, günümüzde petrol ve benzeri ekonomik kaynaklar kadar önemliydi. XVII. yüzy•lda Avrupa’n•n ngiltere ve Hollanda gibi k•talar aras• ticaret yapan ülkeleri ve Levant ticaretinde etkili talyan ve Frans•z tüccarlar• Hindistan, ran ve Do u Akdeniz pazarlar•nda ham ipek sat•n alma yar• •na girmi lerdi. Giderek artan talebin nedeni Avrupa’da hem say•lar• hem de üretimleri giderek artan dokuma atölyeleriydi. Nitekim ran ipe ine olan bu talebe ba l• olarak Safevi devletinde üretim, organizasyon ve ticarette birtak•m yenilikler gerçekle tirildi. ah I. Abbas (1587-1629) yeniliklerin öncüsü olarak ülkesinde ipek üretimi ve ticaretini te vik etti. pek üretim bölgelerini do rudan kontrolü alt•na alarak buralar• hassa eyaleti statüsüne getirdi.

Kafkas kökenli köylüleri dut a ac• ziraati ve ipek üretimi için buraya yerle tirdi.

Köylülerin ba •na yönetimde istihdam etti i gulamlar• görevlendirdi. Tebaas•na ipekli kuma giymeyi dahi yasaklad•. Bunun nedeni üretilen ipe in tamam•n• d• ar•ya ihraç etmekti. hracat•n sorunsuz bir ekilde gerçekle tirilmesi için yollar yapt•rd• ve yollar•n güvenli ini sa lamak amac•yla rahdâr ad• verilen görevliler atad•. pekten elde edilen vergi ve gelirleri düzenledi. Zekas• ve kurnazl• • sayesinde yerle ik bir hayat ya ayan ve ço unlu u tüccar olan Culfa ehrinin Ermeni halk•n• kendi taraf•na çekti. Önde gelen tüccar ailelerini ba kent sfahan’a göç ettirerek onlara toprak ba • •nda bulundu.

Safevi hükümdar•n•n resmi tüccar• s•fat•yla Culfa Ermenilerinin dünya çap•ndaki ba lant•lar•ndan istifade etti. Bu süreçte Ermeni tüccarlar• ran ipe inin ba l•ca pazarlay•c•s• olarak Safevi hazinesine ve darphanelerine bol miktarda gümü sa lad•lar.

Kervan ticaretinde Avrupa’n•n deniza •r• ticaret irketlerinin kar • zorlu bir rakibi oldular. Deniz ticaretinde büyük geli melerin gerçekle ti i bu dönemde ngiliz ve Hollanda ticaret irketleri Basra Körfezi ticaretini artt•rmak ve tüm trafi i kontrol ellerine geçirmek için kervan ticaretinin yönünün Osmanl• topraklar•n• te et geçecek ekilde ran’•n güney k•y•lar•na çevrilmesi konusunda çabalarda bulundular. Ancak Culfal• Ermeniler ah I. Abbas’a ham ipek için yüksek fiyat vererek ticari trafi in karadan, Osmanl• topraklar• üzerinden ticaret yapmak için izin ald•lar. Bu s•rada hasm•

olan Osmanl• Devleti’nin gümrük gelirlerinden pay almamas• için ticari trafi in denizden i lemesi daha çok i ine gelen Safevi hükümdar• Ermenilerin ekstra vergi ve yüksek fiyat teklifine hay•r diyemedi. Böylelikle ran’da üretilen ipe in ço unu sat•n alan Culfal• Ermeni tüccarlar• ah•n izniyle rahatl•kla Osmanl• topraklar• üzerinden ticaret yaparak Do u Akdeniz limanlar•na ipek ta •d•lar. Ermeniler bu konuda üstünlü ü rakipleri ngilizlere en az bir yüzy•l daha kapt•rmad•lar. Yok olmak tehlikesiyle kar • kar •ya kalan kervan ticaretini neredeyse bir as•r daha canl• tuttular.

Anahtar kelimeler: Ham ran pe i, Kervan Ticareti, Avrupa Deniz Ticaret irketleri, Osmanl•lara Kar • Safevi Ekonomik Politikas•, Yeni Culfa Tüccar Aileleri

(10)

Sakarya University Institute of Social Sciences Abstract of PhD Thesis Title of the Thesis: Iran’s Connections With Europe In International Raw Silk Trade Context And Julfan Armenians (Shah Abbas I 1587-1629)

Author: enay YANAR Supervisor: Prof. Dr. Mehmet ALPARGU Date: 11 July 2014 Nu. Of pages: vi (pre-text) 150 (main body) 7 (appendices) Department: History Subfield: History

From XVIth century Persian raw silk became pre eminently preferential product among European tradesmen. As luxury material it was light and valuable. For these centuries silk was as important as nowadays petrol or similar economic sources. European powers like Great Britain and Holland which made intercontinental trade and Italian and French tradesmen who were quite efficient on Levant commerce were in a strong competition to buy raw silk at Indian, Persian and Levant markets in the XVIIth century. The main reason of increase in demand was increase in both productivity and number of textile factories in Europe. These new conditions resulted many innovations on production, organisation and commerce of the Safavid Dynasty. Abbas I (1587- 1629) as pioneer of innovations gave a countenance to silk production in his country.

Particularly regions of silk production were turned to imperial lands status. Caucasian villagers were settled in these lands to grow up mulberry and produce of silk. Gullams who were employed for state affairs were made masters of these villagers. Wearing silk was prohibited to citizens in an effort save all production to export. For active trade new ways were built and safety measures were taken as appointing officials called rahdar. Taxes and incomes from silk were regulated. Thanks to his agility Abbas I won over Armenian people of Culfa city who lived a settled life and were tradesmen. Prior Armenian families were invited to capital and donated lands. He took advantages of connections of these Armenians titled as Safavid shah’s official tradesmen. As being primal market men of Persian silk, these Armenians provided amply silver to Safavid treasury and royal mint. They became grim competitors of overseas commercial companies of Europe. In the century lived important innovations in sea commerce, Great Britain and Holland made effort to by-pass Ottoman lands and improve and take the control of silk trade via Persian Gulf. But the Armenians of Culfa offered higher price for silk to go on trade instead of sea via Ottoman territories and took special permission of the Shah. Abbas I, although he desires to divest his enemy Ottoman Sultan from this income could not refuse extra tax and high price proposals of Culfa Armenians. In this way as the biggest buyers of Persian silk, the Culfa Armenians easily transported their commodities to Levant ports. At least one more century the Armenians did not lose their superiority on this issue against their British competitors.

They kept alive caravan trade almost a century more and it contributed to Ottoman and Persian economies.

Keywords: Iranian Raw Silk, Caravan Trade, European Maritime Companies, Safavid Economic Policy Towards Ottomans, Merchant Families of New Culfa

(11)

G•R••

Tarih boyunca ipek ba•ta hükümdârlar ve kad•nlar olmak üzere varl•kl• ailelerin evlerini, saraylar• süsleyen alt•n ve gümü• i•lemeli kuma•lar•n üretiminde kullan•lan bir lüks tüketim maddesi olmu•tur. Yer ve duvar hal•s•ndan dö•emelik kuma•lara, elbiseden iç giyime kadar geni• bir kullan•m yelpazesine sahip olan ipekli kuma•lar yüksek gelir sahibi s•n•fa hitap eden bir üründür. •pek ve ipek ticareti denilince herkesin akl•na ilk önce Çin ve •pek Yolu gelir. Bununla ilgili “Çin ipe•i de•erlidir”, “Çin ipe•i Türklere kar•• bir silah olarak kullan•lm••t•r”. “•pek yolu çok önemli bir ticaret yoludur.” v.s. gibi kli•e cümleler kurulabilir. Nedeni ise ipe•in ana vatan•n•n ve dünyaya ipe•i tan••t•rarak •pek Yolu üzerinden tüm dünyaya aktaran ülkenin Çin olmas•d•r. Gerçekten Ortaça• sonlar•ndan itibaren ipek ticari ili•kiler vas•tas•yla Çin’den ba•ka bölgelerde de tan•nm••t•r. •ran’•n da içinde bulundu•u Çin’e nazaran daha yak•n bölgelerde daha müsait iklim ko•ullar•nda daha kaliteli ipek üretimine ba•lanmas•yla birlikte Çin ipe•i bir ölçüde gölgede kalm••t•r. Yeniça•’da Çin’den ba•ka, Asya’da Hindistan, Bengal, Lübnan, Suriye, Anadolu ve •ran’da, Avrupa’da Venedik ve •spanya’da ipek üretimi ve endüstrisi geli•meye ba•lam••t•r. •ran’da bu endüstri o kadar geli•mi•tir ki yerel dokuma endüstrisinde yo•un tüketim oran•na sahip olan ham ipekten yap•lan lüks ve muhte•em desenli •ran hal•lar• günümüzde oldukça me•hurdur.

Ham ipek, özellikle XVI. yüzy•l•n sonlar•ndan itibaren k•sa sürede Yak•ndo•u ve Hint Okyanusu üzerinden Avrupa’ya pazarlanan baharat, çivit gibi ürünler aras•nda birinci s•raya yerle•mi•tir. Bu yükseli•te arz-talep ili•kisi oldukça etkilidir. XIV. yüzy•ldan itibaren say•s• artan Avrupa dokuma tezgâhlar•n•n hammadde ihtiyac• kar••s•nda yerli üretimin yetersiz kalmas• ço•u Avrupa ülkesinin •ran gibi yeni ve bol ham ipek kaynaklar•na yönelmesini bir zorunluluk haline getirmi•tir. Zira ipekli kuma• almak yerine daha ucuza al•nan ham ipekle yerli kuma• üretimi yaparak bu kuma•lar• yüksek

(12)

fiyata satmak son derece karl• bir i• olarak görülmü•tür. Kaliteli ipe•in üretildi•i bir yer olarak •ran yabanc• devlet tüccarlar•n•n odak noktas• olmu•tur.1

Ancak XVI. yüzy•la kadar •ran’da hüküm süren hanedanlar döneminde Venedikliler haricindeki Avrupa ülkelerinin tüccarlar•n• •ran’da görmek pek mümkün olmam••t•r.

1502’de !ah •smail’in kurdu•u Safeviler hükümetinin ikinci •ah• Tahmasp (1524-1576) döneminden itibaren Venedik’ten ba•ka ülkeler de Hazar Denizi ve Rusya üzerinden ipek ticareti yapmak amac•yla defalarca Safevi saray•na elçi göndermi•lerdir. Fakat özellikle ipek üretim bölgeleri olan Gürcistan topraklar•nda Osmanl• Devleti ile çeki•menin devam etti•i bu dönemde Safevilerin geri çekilmesiyle devletin ba•kentinin Kazvin’e nakledilmesi (1548) gibi baz• oyalay•c• durumlar devletin istikrar kazanmas•n•

geciktirdi•i için ilk Safevi hükümdârlar•n•n yap•lacaklar listesinde ipek ticaretine özel bir yer ayr•lamam••t•r. Ülkeyi ziyarete gelen Avrupa elçilerine ticari imtiyaz verecek derecede ileri ve oturmu• bir devlet düzenine henüz kavu•ulmad•••ndan canl• bir ticaret ortam•n•n olu•mas• ancak !ah I. Abbas (1587-1629) döneminde mümkün olmu•tur.2

!ah I. Abbas’•n saltanat•n•n ilk y•llar•nda da devam eden siyasi istikrars•zl•k Osmanl•

Devletiyle yap•lan mücadeleler nedeniyle ba•kentin •sfahan’a nakledildi•i 1598 y•l•nda sona ermi•tir.3 Nitekim !ah Abbas aya••n•n tozuyla yeni ba•kentinde kapsaml• reform hareketlerine giri•mi•tir. Bu yeniliklerin her biri do•rudan ya da dolayl• olarak bir

•ekilde ipek üretimi ve ticaretinin artt•r•lmas•na yönelik olarak gerçekle•tirilmi•tir. Bu cümleden Kuzey •ran’da dut a•ac• yeti•tiricili•i ve ipek üretimine en uygun bölgeler olan Hazar Denizi’nin k•y• kesimlerinin hassa eyaleti haline getirilmi•tir. Buradan elde edilen gelirlerin do•rudan devlet hazinesine aktar•lmas•na dair fermanlar üretim ve ticaretin geli•tirilmesi için ba•lang•ç olmu•tur.4 Bu k•y• bölgelerine Ermeni ve Gürcü çiftçilerin yerle•tirilmesi, köylülerin ipek üretiminde fiilen istihdam edilmeleri (1604)

1 Rudolph. P. Matthee, The Politics of Trade In Safavid Iran: Silk for Silver (1600-1730), Cambridge: Cambridge University Press, 1999, s. 24.

2 Jean Chardin, •övalye Chardin Seyahatnâmesi: •stanbul, Osmanl• Topraklar•, Gürcistan, Ermenistan, •ran (1671-1673) ed: Stefanos Yerasimos, •stanbul: Kitap Yay•nevi, 2004, s. 351.

3 Nasrullah Felsefî, Zandegi e Shah Abbas Avval, Chap e Chaharrom, Tahran: Entesharat e Mohammed Ali •lmî, 1358, s. 1297.

4 Willem Floor-Patrick Clawson, “Safavid Irans Search for Silver and Gold”, International Journal of Middle East Studies, vol XXXII, No.3 August 2000, s. 324.

(13)

•slahatlar•n ziraat ve üretimle ilgili bir sonraki a•amas•n• te•kil etmi•tir.5 Ayr•ca bir k•s•m zengin Ermeni ve Gürcü halk•n da ayn• •ekilde ba•kente göç ettirilerek gerek devlet yönetiminde gerekse ticarette istihdam edilmeleriyle i•in ticaret ve organizasyon k•sm• da kurumsalla•t•r•lm••t•r.6

•pek üretim bölgelerinin do•rudan devlet kontrolüne al•nmas• sayesinde üretim artarken devlet memurlar•n•n denetledi•i ticaret mekanizmas• zirveye ula•m••t•r. Bunda

“kalantar”7 veya “hoca”8 unvanlar•na sahip varl•kl• Ermeni tüccarlar•n•n yat•r•mlar•n•n pay• büyüktür. #öyle ki üretimden ticarete kadar tüm süreci, tüm çark• Ermeni hocalar•n•n elindeki “s•cak para” döndürmü•tür. #ah•n denetimi alt•ndaki resmi Ermeni tüccarlar• sadece •ran ipek ticaretini de•il, ba•ta gümü• olmak üzere Hindistan’dan Amsterdam’a kadar kat•ld•klar• geni• a•larla ba•ar•l• bir ticaret yürütmü•lerdir.

•ran’daki Ermeni tüccarlar• bu geni• a••n Yeni Culfa aya••n• olu•turmu•lard•r.9 Culfal•

tüccarlar, daha do•rusu genel olarak bütün Ermeni tüccarlar• Yeniça••n yeni ticari yöntemleriyle rekabet edecek derecede güçlü olmakla birlikte bu yönleri abart•lmamal•d•r. Zira geleneksel kara ticaretinin devam etmesinde büyük paya sahip olmakla birlikte XVII. yüzy•l•n sonlar•nda onlar da teknolojik geli•melere zorunlu bir

•ekilde uyum sa•lamak zorunda kalm••lar, mallar•n• Avrupal•lar•n gemilerinde ta••m••lard•r. Avrupal•lar taraf•ndan takdir gören ticari zekâ ve tecrübeleri ticari ortak olarak seçilmelerinde son derece etkili olmu•tur.

Eski yurtlar• Aras Culfa’dan •sfahan’a göçlerinin ard•ndan ba•kentin ekonomik ve mimari aç•dan geli•imine maddi ve manevi her türlü katk•da bulunmakla birlikte ham ipek ticaretinde ba•rol oynayan Culfal• tüccarlar•n en me•hurlar• olan Hoca Nazar ve

5 •skender Beg Türkmen, Tarikh e Alem Aray• Abbasi, Zir Nazar ba Tanzim i Fihristha ve Mukaddime: •reç Af•ar, Cild e Dovvom, (c.II) , Tahran: Moessese-i Entesharat e Amir Kabir, 1387, s. 668.

6 •skender Beg Türkmen, Tarikh e Alem Aray• Abbasi, c. II, s. 668, Sussan Babaie, Vd., Slaves of The Shah, New Elites of Safavid Iran, London: I.B.Tauris& Co Ltd, 2004, s. 61.

7 Farsça’da “••••••” •eklinde yaz•l•r. Servet sahibi ki•ilere ve/veya yöneticilere verilen unvan. Sadece Ermenilerin yöneticisine has bir unvan de•ildir. Ayn• zamanda •ran’da ya•ayan Ka•kay Türkleri aras•nda hiyerar•inin •ahtan sonraki kademesinde buluna ki•i için kullan•lan unvan.

8Farsça’da “ !"#$” •eklinde yaz•l•r. Hoca, ticaret erbab• zengin ki•ileri ifade etmek için kullan•lan bir unvand•r.

9 Sebouh D. Aslanian, “From Ind•an Ocean to the Mediterranean: Circulation and the Global Trade Networks of Armenian Merchants from New Julfa/Isfahan, 1605-1747”, Colombia University Unpublished Phd. Disertation, Colombia: 2007, s. 48-49.

(14)

Hoca Sefer, •ah Abbas ve •ah Safi (1629-1642) dönemlerinin gözde kalantarlar•

olmu•lard•r. Hoca Nazar ve Sefer’in ba•l•ca ticaret merkezlerindeki arac• tüccarlar•yla Do•u Akdeniz limanlar•ndaki trafi•i kontrol ettikleri Avrupal• tüccarlar•n raporlar•

taraf•ndan tasdiklenen bir gerçektir. Bu nedenle Acem Ermeni tüccarlar•n•n ipek ticaretindeki faaliyetlerinin de•eri ve etkileri •üphesiz çok önemlidir. Culfal• Ermeni tüccarlar• $ran-Osmanl• kara ticaret yolunun i•lerli•ini bir yüzy•l daha devam ettirmi•lerdir. Ermeni tüccarlar•n bu yönleri göz önünde bulundurularak çal••mam•zda genel olarak ham ipe•in ba•l•ca emtia oldu•u kervan ticaretinin deniz ticaretine kar••

direni•i ve Ermeni tüccarlar•n bu rekabetteki konumlar•n•n etkisi sorunsal• üzerine yo•unla••lm••t•r.

Ara•t•rman•n Konusu

Bu çal••man•n konusu Safevi Devleti’nin yükselme dönemini te•kil eden •ah I. Abbas (1587-1629) döneminde $ran $pe•inin Avrupa ülkelerine pazarlanmas• süreci ve $ranl•

Ermeni tüccarlar•n bu ticaretteki rolleridir. Bu ba•lamda ipek ticaretinin tarihsel arka plan•yla paralel olarak Avrupa’da ve Do•u’da gerçekle•en ekonomik düzende ipek ticaretinin önemi ve $ran ipe•inin d•• pazarlarda de•er kazanmas• ve ticaretin boyutu ve niteli•i ele al•nm••t•r. $ran’•n s•n•r kom•ular• olan Osmanl• Devleti, Rusya ve Hindistan topraklar• Avrupa devletlerinin $ran’a giri•inde ba•l•ca seçenekler aras•nda oldu•u için tüm girift unsurlar• birlikte incelemek zorunlu hale gelmi•tir. Konu k•talararas• ve deniza••r• ticaret olunca co•rafi aç•dan bir s•n•rlama yapmak nerdeyse imkâns•z gibi görünmektedir. K•talararas• ticaretteki ürün çe•itlili•i ve incelenen devirdeki gözde ürünler göz önünde bulunduruldu•unda zaman ve ürün niteli•i aç•s•ndan bir limit koymak gerekmektedir. Bu nedenle de çal••man•n kapsam• zaman olarak $ran ipe•i ticaretinin zirveye ula•t••• dönem olan •ah Abbas döneminde ipek ticaretiyle s•n•rland•r•lm••t•r. Burada Ermeni tüccarlar•n rollerinden bahsedilmesinin nedeni ise son bölümde incelenece•i üzere ilgili dönemde gerçekle•tirilen sistemli reform hareketlerinin bir parças• olarak Ermeni tüccar ve çiftçilerinin üretim ve ticarette istihdam edilmesi nedeniyle do•rudan bu ticarete yapt•klar• önemli ve büyük etkidir.

Bu çal••ma Osmanl•-$ran ticari ili•kilerini incelenmekten öte iki devlet aras•ndaki askeri kriz dönemlerinde $ran ipe•inin Osmanl• ve Avrupa pazarlar•ndaki konumunun $ran ve Avrupa aç•s•ndan de•erlendirilmesine yöneliktir. Çal••mada Osmanl• Devleti’nin ad•n•n

(15)

çok s•k geçmesi •ran ile Avrupa aras•ndaki ticari yollara hâkim olarak sahip oldu•u stratejik konum nedeniyle bu devletler taraf•ndan kimi zaman ticarette bir engel ya da f•rsat olarak görülmesinden kaynaklanmaktad•r. Ancak ne yaz•k ki bu çal••ma nitelikli belge yetersizli•i gibi nedenlerden ötürü Osmanl• Devleti ve Safeviler gibi birbirine kom•u iki önemli ülke aras•ndaki ipek ticareti iki yönlü bir •ekilde, derinlemesine incelenemedi•i için yüzeysel kalmaktad•r. Zira •pek ticaretinin Osmanl• Devleti aç•s•ndan incelenebilmesi için ilgili dönemde ipe•in pazarland••• ba•l•ca limanlardan Halep, •zmir gibi Do•u Akdeniz pazarlar•n•n sicil kay•tlar•na ihtiyaç duyulmaktad•r. Ne yaz•k ki günümüzdeki siyasi kriz nedeniyle Suriye Devleti’nin tasarrufunda bulunan Osmanl• sicil kay•tlar•n•n çal••mam•z•n konusunu te•kil eden dönemle ilgili olanlar•na ula•mak mümkün olmam••t•r. Evâmir-i Sultaniye ad• verilen geç dönem Halep sicilleri ise ara•t•rd•••m•z dönemin d•••nda kalmaktad•r. Arapça siciller konusundaki eksi•in ileride ara•t•rmac•lar taraf•ndan giderilerek çal••malar aras•na kazand•r•lmas• en büyük temennimizdir.

Üç bölümden olu•an çal••man•n giri• k•sm•nda ipek ve ipek ticaretinin tarihi arka plan•

anlat•lm••t•r. Birinci bölümde •ran’da ipek üretimi ve ticaretinin organizasyonu, ipek terminolojisi, kullan•m alanlar•, ham ipek çe•itleri, üretim, toplanma ve pazarlama a•amalar•, masraf ve fiyatlar hakk•nda bilgi verilmi•tir.

•kinci bölümde Avrupa ülkeleri aç•s•ndan ipek ticaretinin önemi, ipek ve gümü• ticareti ili•kisi, •ngiltere ve Hollanda’n•n •ran ipek ticaretine kat•l•mlar•, kara ve deniz ticareti rekabeti, •ran ile Avrupa devletlerinin Osmanl• Devleti topraklar• üzerinden geçen ticaret yolunun de•i•tirilmesi çabalar• ve çabalar•n ba•ar• düzeyi incelenmi•tir.

Son bölümü olu•turan üçüncü bölümde ise Ermenilerin ticaretteki deneyimlerinden ve servetlerinden istifade etmek isteyen Safevi •ah• Abbas’•n kurdu•u sistem içinde Ermeni tüccarlar ve onlar•n ipek ticaretindeki rolü ve etkisi üzerinde durulmu•tur. Önde gelen tüccar aileleri ve onlar•n dünya üzerindeki ba•lant•lar• hakk•nda bilgi verilmi•tir.

Bu bölümde son olarak ikinci bölümde incelenen kara-deniz ticareti rekabetinde kara ticaretinin konumu Ermeni tüccarlar•n faaliyetleri ba•lam•nda sorgulanm••t•r. Ermeni tüccarlar•n ipek ticaretteki yetenekleri ve büyük deniz •irketlerine kar•• gerçekle•tirdi•i manevralar•n ipek ticaretinin yönünde gerçekle•tirdi•i de•i•im sorgulanm••t•r.

(16)

Çal••mam•zda Yeni Culfa’da yerle•ik ba•l•ca Ermeni ailelerine de ayr• bir ba•l•k ayr•lm••t•r.

Ara•t•rman•n Yöntemi

•lgili literatürün taranmas•n•n ard•ndan veri tabanlar• ve kütüphanelerden al•nacak gerekli kaynak ve ara•t•rma eserleri ve tezler belirlenmi•tir. Bu konuda Tahran Milli Kütüphanesi, Tahran Meclis-i •ura-y• •slami Kütüphanesi, Tahran Üniversitesi Kütüphanesi, Chicago Üniversitesi Kütüphanesi, •sfahan Yeni Culfa mahallesinde yer alan Vank Ermeni Katedrali müzesinde yer alan ara•t•rma eserleri, makale ve belgeler toplanm••t•r. ETHOS, JSTOR, NOORMAGS gibi dijital veri tabanlar•ndan konuyla ilgili makale ve tezlerin büyük bir k•sm• elde edilmi•tir. Yine ISAM, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Bo•aziçi Üniversitesi ve Orta Do•u Teknik Üniversitesi kütüphanelerinin koleksiyonlar•ndan kitap temin edilmi•tir. Son olarak •ngiliz Do•u Hindistan Ticaret •irketi’nin ipek ticareti hakk•ndaki belge ve di•er baz• kaynaklar Londra’daki SOAS kütüphanesinden temin edilmi•tir.

Eldeki malzemenin ço•u Farsça ve •ngilizce oldu•u için okuman•n ard•ndan ilgili k•s•mlar• tercüme edilerek tasniflenmi• ve fi•lenmi•tir. Daha sonra yaz•m a•amas•na geçilmi•tir. Yaz•m s•ras•nda baz• tabir ve Türkçede kullan•lmayan kelimeler veya ilk defa rastlanan kelimeler t•rnak içinde verilmi•tir. Bunun yan• s•ra hükümdârlar•n saltanat süreleri ilk geçti•i yerde parantez içinde yaz•lm••t•r. Metinde do•rudan yap•lan al•nt•lar t•rnak içinde ve italik olarak gösterilmi•tir.

Ara•t•rman•n Önemi

XVII. yüzy•lda •ran ile Avrupa aras•nda birtak•m siyasi olaylar•n arkas•nda geli•erek devam eden •ran ham ipe•i ticareti ve bu ticarette Ermeni tüccarlar•n rolünü incelemekte olan çal••mam•z klasik kervan ticaretinin deniz ticareti rekabetine kar••

mücadelesini ortaya koymaktad•r. Bu mücadelede •ran-Anadolu ve Avrupa ekseninde gerçekle•en ipek ticaretinin genel siyasi olaylar içinde özel bir tablo göze çarpar. Bu tabloda •ran’daki Ermeni tüccar ailelerinin ipek ticaretindeki bask•n rolleri kar••m•za ç•kmaktad•r. Ermeni tüccarlar inceleni•pek ticaretinin ilgili döneminin uluslararas•

ba•lamda de•erlendirilmesi çal••may• bu alanda önemli yapmaktad•r. Ara•t•rmam•z ayr•ca dünyan•n di•er ülkelerinde, mesela Hindistan’da ya•ayan Ermeni tüccarlarla ilgili

(17)

yap•lacak olan gelecek ara•t•rmalara •••k tutan örnek bir toplu çal••ma olarak önem ta••maktad•r.

Kullan•lan Kaynaklar

Çal••mam•zda ço unlukla! telif,! tetkik! ve! ara•t•rma! eserleri,! tezler,! seyahatnâmeler! ile!

resmi belge ve kroniklerinden istifade!edilmi•tir. "htisas•m•z•n! yeterli!olmad• •! orijinal!

eserlerde!varsa!Türkçe!veya!"ngilizce!tercümesi!yoksa!Farsças•’ndan!istifade!edilmi•tir.!

Resmi belge olarak "ngiliz! ve! Hollanda! Do u! Hindistan! Ticaret! #irketi’nin! ve/veya!

çal••anlar•n•n!resmi!belge!ve!raporlar• ile bunlar• i•leyen!tetkik!eserler,!Yeni Culfa Vank Kilisesi! müzesinde! yer! alan! ferman! ve! bunlar•! referans! gösteren! ara•t•rma! eserlerine!

ba•vuru!yap•lm••t•r.!

Dönemin!en!önemli telif eseri olan "skender!Beg!Mün•i’nin!Tarih-i Alem Ara-y•!Abbasi adl•! tarihinden! uluslararas•! ili•kiler! ba lam•nda! istifade! edilmi•tir. Dönemin! di er! bir!

telif eseri olan Ermeni! vakanüvisi! Arakel! Tebrizî’nin! Patmut’iwn! Arake’l! Vardapeti!

Dawrizhets’! woy! isimli! kroni inden Ermenilerin! "ran! içlerine! göçü! öncesi,! süreci! ve sonras•ndan!bahseden!önemli!bir!kaynak!olarak!istifade!edilmi•tir.

Rapor ve seyahatnâmeler! çal••mada! s•k•l•kla! ba•vurulan! kaynaklar! aras•ndad•r.! Bunlar!

aras•nda!XVII.!Yüzy•lda!bölgede!faaliyet!gösteren!Karmelit misyonerlerinin kronikleri, Kutsal Roma "mparatorlu u’nu! "ran’a! gönderilen! elçisi! Stephan! Kakhash! de!

Zalonkemeny! taraf•ndan! 1605! y•l•nda! II. Rudolp’a! sunulan! "nterpersikum,! #ah! Abbas!

döneminde! "ran’da! bulunan! Sir Anthony Sherley ve Sir Robert Sherley, 1623! y•l•nda!

"ran’a!giden!Pietro!Della!Valle, #ah!Abbas!döneminde!"ran’a!gönderilen!"spanya!elçisi!

Don Karsiya De Silva Figoerva 1637! y•l•nda! "sfahan’a! giden! seyyah! Adam! Olerius,!

1632! ve! 1638! y•llar•nda! "ran’•! ziyaret! eden! Jean! Baptiste! Tavernier,! "ngiliz Do u!

Hindistan!Ticaret!#irketi!tüccar•!Sir Thomas Herbert, 1655!y•l•nda!seyahatine!ba•layan!

Thevenot, ayn•!tarihlerde!Frans•z!seyyah!Chardin,!XVII.!Yüzy•l•n!sonunda!"ran’a!giden Tournefort ve Alman seyyah Kempfer’in!seyahatnâmesi!gibi!kaynaklar!yer!almaktad•r.!!

Bunlardan her! birinde! #ah! Abbas! ve! sonras•nda! ipek! üretimi,! ticareti! ve! Ermeni!

tüccarlara!dair!bilgiler!yer!almaktad•r.!

(18)

BÖLÜM 1: •PEK ÜRET•M• VE T•CARET•N•N ORGAN•ZASYONU

1.1. •ran’da •pek Üretimi ve Ticaretinin Tarihî Arka Plan•

Türkçe’nin çe•itli lehçelerinde “yibek, yipek, yifek” v.b telaffuzlarla söylenen ipek10 kelimesinden Türkçe metinlerde ilk defa Göktürk yaz•tlar•nda Çin ipe•ine atfen bahsedilmektedir ve bu kelime “ip” kökünden türetilmi•tir.11 Arapça’da “harir”,

“d•mask” ve “es-serâk”12 Farsça’da “ibri•im”13 ve #talyanca kay•tlarda “seta”, XVII.

yüzy•la ait #ngilizce belgelerde günümüzde kullan•ld••• •ekilde “silk”, Frans•zca’da

“soie” olarak geçer. Ancak bunlar•n hiç biri kelimenin Latince’deki manas• kadar ipe•e birebir uymaz. Zira Latince’de ipe•i tan•mlamak üzere kullan•lan “sericum” kelimesi ayn• dilde Çin ülkesini ifade eden “seres” kelimesinden gelmektedir ki bu da ipe•in anavatan•n•n Çin oldu•u bilgisini kuvvetlendirmektedir.14

Dokuma endüstrisinde pamuktan sonra ikinci büyük tekstil hammaddesi olan ipe•in üretimi büyük çapta dut a•ac• ziraat• ve ipekböce•i yeti•tiricili•ine dayan•r. #pek üretimi ilk defa Çin’de gerçekle•tirilmi•tir ve efsanelerde yer alacak kadar eskiye dayan•r.15 Milattan önce iki binli y•llar kadar erken bir dönemde Çin “Chou King Kroni•i”nde geçen “ipek yapmak” tabirinden anla••ld••• kadar•yla Çin ipek böcekçili•inin kökeni antik ça•lara kadar uzanmaktad•r.16 Milattan önce 200 y•l•na tarihlenen Sar•

#mparatorlu•unun yöneticisi Qin Shi’nin saray•n•n kal•nt•lar• aras•nda ipek parçalar•n•n

10 Do•al ipek lifleri kökeni Uzakdo•u olan “Bombyx mori” ad• verilen ipekböce•inin salg•s•d•r. Hayvansal elyaf aras•nda ipe•in önemli bir yeri vard•r ve salg• türü elyaf s•n•f•na girer. Abdülhalik Bak•r, Ortaça# •slam Dünyas•nda Giyim-Ku•am ve Moda, Ankara: Bizim Büro Bas•mevi, 2005, s. 51.

11 Halil #nalc•k, “#pek”, TDV•A, c.XXII, Ankara: Türkiye Diyanet Vakf• Yay•nlar•, 2000, s. 361.

12 Bak•r, Ortaça• •slam Dünyas•nda Giyim-Ku•am ve Moda, s. 58.

13 Pehlevi dilinde Apreshum, Abrisham veya Ebrisham. Türkçe’de ibri•im de denir.

14 Ina Baghdiantz Mccabe, The Shahs Silk For Europe's Silver, The Eurasian Trade Of Julfa Armenians In Safavid Iran And India (1530-1750), University of Pennysylvania, Armenian Text and Studies, Number:15, Atlanta, Georgia: Scholar Press,1999. s. 15.

15 Che Muqi, The Silk Road, Past And Present, Foreign Languages Press, Be•jing 1989, s. 3, Maurice Lombart, •lk Zafer Y•llar•nda •slam, Türkçesi: Nezih Uzel, •stanbul: P•nar Yay•nlar•, 2002, s. 248.

16 Linda Keehn Steinmann, “Shah Abbas and the Royal Silk Trade 1599-1629”, British Society for Middle Eastern Studies, Vol. 14, No. 1 (1987), s. 68-74 Published by: Taylor & Francis, Ltd. Stable URL:

http://www.jstor.org/stable/194456, s. 69.

(19)

bulunmas•ndan hareketle ipek üretiminin ba•lang•c• uzunca bir süre bu tarihler olarak kabul edilmi•tir.17 Ancak Zhengzhou Arkeoloji Enstitüsünün yürüttü!ü son ara•t•rmalar sonucunda Çin’in Henan eyaletinde günümüzden 5.500 y•l öncesine ait ipek parçalar•

bulunmas• bu efsaneyi çürütmü• ve ipek böcekçili!in tarihinin bilinenden daha eski oldu!unu belgelemi•tir.18

Çinliler uzun süre ipe!in üretimini bir s•r olarak saklam••lard•r. Ülkede dokunan ipekli kuma•lar• uzun süre boyunca "pek Yolu üzerinden Yak•ndo!u ve Avrupa’ya pazarlam••lard•r. "pek, zaman içerisinde Çin’den kom•u bölgelere, ilk önce de Orta Asya’ya ve "ran’a yay•lm••t•r.19 Sâsânîler devrinde "ranl• tüccarlar Çin ipe!i al••veri•i yapt•klar• bilinmektedir. 20 Ancak "ran’da ipek üretiminin ba•lang•c• kesin olarak bilinmemekle birlikte üretimle ilgili eski zamanlara ait kay•tlar mevcuttur. 21 "ranl•lar ipekle büyük ihtimalle Orta Asya vas•tas•yla tan••m••lard•r. Zira Farsça’da ipe!i ifade eden Pehlevî (Eski Farsça) kökenli “apreshum”, “apareshum”, yeni Farsça’da

“abrisham” kelimelerinin Pamir a!z•nda kullan•lan “warshum” ve Afgan a!z•nda kullan•lan “wresham” ile etimolojik benzerli!i ipekböcekçili!inin "ran’a Yarkent ve Fergana’dan geldi!i dü•üncesini akla getirir.22 Bu görü•e göre ipek Orta Asya’dan Hazar Denizi k•y•lar•na, oradan da tarihî Ermenistan’a yay•lm••t•r.23

Sâsânîlerle Çinliler aras•ndaki ilk ticari ili•kilerin kurulu•una bak•larak VI. Yüzy•lda

"ran ipekböcekçili!i ya da ham ipek üretiminin mevcut oldu!u söylenebilir. Roma

"mparatoru Herakleios’un 627-628'de Sâsânî imparatoru Yezdücerd’in saray•na gir-

17 Muqi, The Silk Road, s. 12.

18 Mccabe, The Shahs Silk For Europe's Silver, s. 15, Ma Debin, “The Great Silk Exchange: Globalization of Trade and Technological Diffusion in Historical Perspective”, University of North Carolina, Unpublished Ph. D.

Disertation, 1998, s. 7.

19 Bak•r, Ortaça• •slam Dünyas•nda Giyim-Ku!am ve Moda, Bizim Büro Bas•mevi, Ankara: 2005, s. 51.

20 Linda Keehn Steinmann, “Shah Abbas and the Royal Silk Trade 1599-1629”, Newyork University Unpublished Ph.D. Disertation, 1986, s. 69-70.

21•ahin Farabi, “Nagsh a Ebrisham Dar Monasebat a Ticari a •ran Ba Holand Dar Asr a Safeviye”, Pejuhashname a Tarikh, Shomare:2, No:8, s. 139.

22 Matthee, The Politics of Trade, s.15.

23 Lombart, •lk Zafer Y•llar•nda •slam, s. 249-250.

(20)

di•inde pek çok ipekli elbise, kuma• ve i•lenmemi• ipe•e rastlamas• ticaretinin yan• s•ra üretiminin de VII. yüzy•l öncesinde yap•ld•••na kan•t olu•turabilir.24

•pe•in ve ipekli dokumac•l•••n •ran’a giri•i hakk•nda efsanelere dayanan birtak•m bilgiler vard•r. •ran’da Sâsânîler devrinden itibaren ipekli dokumac•l•k yap•ld•••

bilinmekle beraber dut a•ac• ziraat• ve ipek üretiminin ba•lang•ç tarihi ile ilgili farkl•

görü•ler mevcuttur. Bir görü•e göre •ran’da ipekli dokumac•l•••n ba•lang•c• Farsça’da

“t•rt•llar•n meskeni” manas•na gelen ve güneydo•u •ran’da yer alan efsanevi Kirman bölgesinin tarihi kadar eskidir ve III. yüzy•la kadar götürülür.•ran co•rafyas• ve ipek antik ça•lardan Mo•ol istilas•na kadar Alt•n Nehir’de bulunan Çin’in Lo-Yang •ehri ile Karadeniz ve Akdeniz’i birbirine ba•layan •pek Yolu var oldu•undan beri bir aradad•r.

Herodot’un eserinde antik ça•larda ülkenin kuzeydo•usunda (Hazar Denizi’nin Do•u k•y•lar•) “yabani ipek” üretildi•i anlat•l•r. 25 Baz• ara•t•rmac•lar ba•ka bir efsaneye dayanarak Çin ipekböce•i yumurtalar•n•n 419’da bir Ku•an Prensesi taraf•ndan Orta Asya’ya kaç•r•lmas•ndan hareketle ipe•in V. yüzy•l•n ba••nda •ran’a girdi•ini savunmaktad•rlar. 26

Bu iddiaya göre Çin, Orta Asya ve Do•u •ran birbiriyle yak•ndan ba•lant•l• oldu•u için ipek üretimi Çin’den Fergana’ya gelmi• ve buradan da Do•u •ran’a s•çram••t•r. 27

•ngiliz seyyah Sir Thomas Herbert, XVII. yüzy•la ait seyahatnâmesinde Hazar Denizi k•y•lar•nda üretilen ipe•in Büyük •skender döneminden hemen önce Çin’den ya da

•skitya’dan •ran’a geçti•ini belirtmektedir.28

•ran’da ipekböcekçili•inin kendili•inden ortaya ç•kt•••n• savunan di•er bir k•s•m ara•t•rmac•lar Çin t•rt•llar•n•n ördü•ü kozalar•n beyaz, •ran t•rt•llar•n•n ördüklerinin ise sar• renkli oldu•unu öne sürmü•lerdir.29 Buradan hareketle ipekböcekçili•inin •ran’da

24 Nebi Bozkurt “•pek Yolu”, TDV•A, c.XXII, Ankara: Türkiye Diyanet Vakf• Yay•nlar•, 2000, s. 369-373.

25 •lk defa XIX. yüzy•l co•rafyac•s• Ferdinand von Richtofen taraf•ndan bir terim olarak kullan•lan “•pek Yolu” Çin ipek köyü Tien-Tsin’den ba•lamaktad•r. Bkz.Steinmann, “Shah Abbas and the Royal Silk Trade”, s. 69.

26 Matthee, The Politics of Trade, s.15, W. Heyd, Yak ndo!u"Ticaret"Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu Bas•mevi, 1975, s. 5, Debin, “The Great Silk Exchange”, s. 10.

27 Mo•ol hâkimiyetine kadar ipek üretimi kuzeydo•udaki Horasan’da yo•unla•arak buradan da Haf, Sebzevar ve Ni•abur gibi civar bölgelere yay•lm••t•r. Matthee, The Politics of Trade, s.15.

28 Thomas Herbert, Travels in Persia (1627-1629): The Islamic World In Foreign Travel Accounts, ed: Fuat Sezgin, Germany: 1995. s. 172.

29 Gilan’da üretilen ipek sar• renklidir. Matthee, The Politics of Trade, s.15, W. Heyd, Yak•ndo•u ticaret Tarihi, s. 36.

(21)

var olup, Çin’den gelmedi•ini ileri sürmü•lerdir.30 •ran t•rt•llar•n•n ördü•ü kozadan ç•kar•lan sar• ipli•in ayn• zamanda •ran’a özgü bir ipek türününde ad• olmas• bu son görü•ü destekler. Ancak •ran’da beyaz ipek de üretildi•inden dolay• bu iddia kesin kabul edilmemelidir.31 Sar• renkli ipe•in kayna•• bilinmemekle birlikte en az•ndan beyaz olan ipe•in Çin’den geldi•i bilgisi daha az •üphe içermektedir. Sonuç olarak ipe•in önce Çin’den Orta Asya’ya, oradan da •ran’a geçti•i kabul edilebilir.

•ran’da ipek üretimine dair net bilgilere Arap co•rafyac•lar• vas•tas•yla ula••lmaktad•r.

Bu bilgilere göre X. yüzy•lda •ran’da da yerel ipekböce•i endüstrisi mevcuttur.

Çal••malar•nda •ran’daki ham ipek endüstrisiyle ilgili birçok bahse yer veren •stahrî, Yakut, Ebu’l Fida ve Hududu’l Alem’in yazar• Hazar ve Horasan’daki ipek üretim alanlar•n• tarif etmi•lerdir.32 Mesela Mo•ol devri co•rafyac•lar•ndan El Ömerî Gilan ipe•inin bollu•una i•aret etmi•tir.33

Avrupa’n•n ipekle tan••mas• da yine Orta Asya vas•tas•yla olmu•tur. Genel olarak kabul gören bir rivayete göre Orta Asya’dan seyahat eden bir Nesturî papaz• ipekböce•ini yolculuk s•ras•nda baston olarak kulland••• kam•••n içinde Çin’den Bizans’a getirmi•, Bizans böylece ipekle tan••m••t•r.34 Sir Thomas Herbert, ham ipe•in 530 y•l• civar•nda Roma •mparatoru Justinyanus devrine kadar Avrupa’da bilinmedi•ini ipe•in ilk defa

•ranl•lar taraf•ndan Bizans’taki imparatora hediye olarak sunuldu•unu öne sürmektedir.35

•slam co•rafyac•lar•n•n verdi•i bilgilere göre ipek üretimi •slam Devleti’nin kurulu•uyla Ortado•u’ya ve •slam fetihleri ile bütün Akdeniz bölgesine yay•ld•. Lüks tekstil ihtiyac•n•n artt••• bir dönemde talep gördü. O kadar ki ipekböce•i üretimi Kuzey Suriye, K•br•s, Güney Tunus, özellikle güneydo•u •spanya ve Sicilya gibi geni• alanlara yay•ld•. •pekböce•i üretimi Bat• Avrupa’da •spanya’n•n çok önemli bir özelli•i

30 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 15, Ehsan Eshraghi, “Ehammiyat a Tejaret a Abrisham dar Asr a Safavi”, •ran Shanakht, Tabestan 1376, Shomare: 5, s. 130-151, s. 131.

31 Gilan ipe•i sar• renkliydi. Sir Thomas Herbert de burada üretilen kozalar•n di•erlerinden farkl• oldu•unu ifade etmektedir. Bkz. Herbert, Travels in Persia, s. 172.

32 Lombart, !lk Zafer Y•llar•nda !slam, s. 250.

33 Steinmann, Shah Abbas and the Royal Silk Trade, s. 50.

34 Lombart, !lk Zafer Y•llar•nda !slam, s. 250.

35 Herbert, Travels in Persia, s. 172.

(22)

say•l•yordu. Sicilya’da oldukça geli•en ipekçilik tekni•i H•ristiyan Bat•ya geçti!i anda sadece kuzey ve güney "talya’da tutunmu• ve ada içinde s•n•rl• düzeyde kalm••t•. "slam dünyas•nda üretilen ipe!in önemli bir bölümü Bizans’a ihraç ediliyordu.36 IV. ve VI.

yüzy•llar aras•nda "ran ve Bizans’ta ipekli dokuma endüstrisinde büyük ilerlemeler gerçekle•ti. Bu devletler için Çin ve Orta Asya’dan gelen ipek son derece önemli hale geldi.37

Avrupa’n•n do!udan düzenli ipek ithalat• XI. Yüzy•lda ba•lad•. Yüzy•l•n sonlar•nda Venedik ve Cenevizliler do!u limanlar•na gelerek Karadeniz ve Do!u Akdeniz bölgelerinde ipek ticareti yapmaya ba•lad•lar.38 Roma ve Bizans imparatorluklar•

döneminde tüccarlar ham ipek sat•n almak için kervanlar•n bulu•ma noktas• olan Tiflis ve di!er s•n•r •ehirlerini tercih ettiler. Burada sat•lan ipek muhtemelen Çin ipe!iydi.

"ran ipe!i Bizans "mparatorlu!u ve daha sonra Haçl• Seferleri vas•tas•yla bat•ya tan•t•lmas•n•n ard•ndan XIII. yüzy•lda Çin ipe!ine rakip oldu.39

XIII. yüzy•l•n sonlar•na do!ru Çin ipe!inin yerini büyük ölçüde "ran ipe!i ald•.

Mo!ollar•n hâkimiyeti dönemi boyunca "ran ipek üretimi ve ticareti geli•meye devam ederken Gilan’da ham ipek, Horasan, Yezd ve Kirman’da ipekli kuma• üretiliyordu.

"lhanl• hükümdâr• Olcaytu Han Gilan’•n ipek üretimi nedeniyle sahip oldu!u zenginlikten haberdar olarak buray• haraca ba!lam••t•. Gilan bu dönemin önemli bir üretim merkeziyken Tebriz de ticaretin merkeziydi. 40

Mo!ol "mparatorlu!u’nun parçalanmas•yla birlikte Çin ve Orta Asya’n•n bat• ile ipek ticareti durma noktas•na geldi. Böylelikle Çin ipe!i s•k•nt•s• çeken Cenevizliler, Tebriz ve Azak piyasas•na sürülen "ran ipe!ine ba!•ml• hale geldiler. Bu ba!•ml•l•k daha sonra tercihe dönü•tü. Zira "ran ipe!i Çin ipe!ine göre daha pahal• olmas•na kar••n daha kaliteliydi.41 Ayr•ca "ran ve Bizans’ta ipekli dokuman•n geli•mesiyle Çin’in ham ipek ve ipekli kuma• üretimindeki üstünlü!ü sona ermi•ti. Neticede "ran, Anadolu ve güney

36 Lombart, •lk Zafer Y•llar•nda •slam, s. 250.

37 Debin, “The Great Silk Exchange”, s. 10.

38 Mccabe, The Shahs Silk For Europe's Silver , s. 18.

39 Steinmann, “Shah Abbas and the Royal Silk Trade”, s. 69.

40 F. Lafon, H.L. Rabino, San’at e Novgan Dar •ran, terc. Cafer Hamamizade, Tahran: Muessese-i Motalaat ve Tahgighat e Farhangi (Pejuhasgah) 1372, , s. 20-21.

41•nalc•k, “Bursa ve •pek Ticareti”, s. 18-19.

(23)

Akdeniz ipekböcekçili•i, ipekli kuma• üretimi ve ticaretinin ba•l•ca merkezleri haline geldi. Çin ham ipe•i ya da ipekli kuma•lar• ço•unlukla Japonya, Güneydo•u Asya ile Orta Asya’ya giderken #ran ham ipe•i Ortado•u, Avrupa ve Kuzey Afrika’n•n ihtiyac•na yönelikti. 42 Ayn• zamanda Çin ipe•i Portekiz’in tekelindeydi. Bu nedenle Avrupa için en uygun ipek kayna•• #ran’d•.43

Nitekim bu döneme ait #talyan ar•iv belgelerinde #ran ipe•i bahsi s•kça geçmekteydi.

Bunlara göre #talyan tüccarlar•n elinde bulunan ipek ticareti büyük ölçüde Küçük Asya topraklar• üzerinden yürütülüyordu.44 Bu #talyan tüccarlar aras•nda Ortaça• Do•u Akdeniz ticaretinde Floransal•lar ön s•radayken daha sonra Cenevizliler onlar• geride b•rakt•lar. XV. yüzy•lda ise Venedikliler Akdeniz ticareti nerdeyse tamamen ellerine geçirdiler.45

XIII. yüzy•lda #ran ticaretinin merkezi konumundaki Tebriz’de pek çok #talyan tüccar bulunmaktayd•.46 XIV. yüzy•l•n ba••nda Venedik ve Ceneviz’in Tebriz’de konsolosluk kuracak derecede yo•un bir ticaret yürütüyorlard•. Venedik #ran’a birkaç kez elçi göndererek 1320’de #lhanl• hükümdâr• Ebu Said ile bir ticari anla•ma dahi imzalam••t•.

#ran ile Akdeniz aras•ndaki bu canl• ticaret siyasi çalkant•lar nedeniyle aksad•. XIV.

yüzy•l•n salg•n hastal••• veba da ticari trafi•i olumsuz etkiledi. Ebu Said’in 1336’da ölümünden k•sa bir süre sonra #lhanl• Devleti’nin da••larak küçük devletlere bölünmesiyle ticari yo•unluk son derece azald•.47

Zira 1340-41 y•llar•nda Tebriz’deki #talyanlar•n katledilmesiyle Venedik ve Cenevizliler Tebriz pazar•na u•ramaz oldular. Yine Cenevizlilerin ticari merkezi Kefe’nin 1343’te Alt•n Ordu Han• Canibek Han taraf•ndan ele geçirilmesi Cenevizlileri daha da bat•ya kayarak Trabzon-Pera yoluna ba••ml• kalmaya mecbur b•rakt•. Henüz XIII. yüzy•l•n sonlar•nda Papa’n•n Do•u Akdeniz’deki dü•man Müslüman topraklar•n• ablukaya almas•yla #talyan tüccarlar Sak•z, Trabzon ve K•br•s’•n da dahil oldu•u pek çok üssü

42 Debin, “The Great Silk Exchange”, s. 13.

43Steinmann, “Shah Abbas and the Royal Silk Trade”, s. 68.

44 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 18-19.

45 Heyd, Yak•ndo•u Ticaret Tarihi, s. 4., M. Epstein, The Early History of The Levant Company, London, ty, s.

1.

46 Mo•ollar ipek ticaretini güvenlik alt•na ald•lar ve bu sayede Çin ipe•i de güvenli bir •ekilde Avrupa’ya gitmeye devam etti. Debin, “The Great Silk Exchange”, s. 14.

47 Matthee, The Politics of Trade, s. 16.

(24)

kaybettiler. Papa tüm Müslümanlarla ticareti yasaklam••t•. Venedik Osmanl• Devleti ile ticareti devam ettirirken di•er •talyan •ehir devletleri pek çok merkezde yapt•klar•

ticareti kaybettiler. Bu kay•plar•n ard•ndan Pera Cenevizlilerin yeni ticari merkezi oldu.48

1352’de Cenevizliler Osmanl•lardan ilk kapitülasyonlar• elde ettiler. Tebriz’in ticari bir merkez olarak k•sa süreli çökü•ü Astrahan-Tuna Deniz yolu ve Kefe’yi ham ipek ithalat merkezi haline getirdi. 49 Kefe; Uzakdo•u, Türkistan ve Hazar’•n kuzeyinden geçen tarihi kervan yolunun Karadeniz’deki biti• noktas•yd•. Ayn• zamanda buras• Ceneviz ticaretinin ambar• durumundayd•. Cenevizliler Astrahan üzerinden Kefe’ye ula•an •ran ipe•ini deniz üzerinden do•rudan ülkelerine gönderiyorlard•. Kefe’nin bu konumunun Osmanl• ticaretine yapaca•• katk•n•n fark•nda olan Fatih Sultan Mehmet 1461’de Karadeniz k•y• illerinin fethinin ard•ndan Kefe’yi ele geçirecekti.50

XIV. yüzy•lda •ran ipek ticareti hanedan de•i•ikli•i ve siyasi karma•aya ra•men devam bu güzergâhtan devam etti. 1300’lerin sonunda Timur istilas• ile ortaya ç•kan karga•ada bir ölçüde canl•l•••n• korurken bu tarihlerde •ran, Osmanl• •mparatorlu•u için ana ipek kayna•• haline geldi.51 1395’te Timur, Saray, Astrahan ve Azak’• planl• bir •ekilde tahrip ederek •ran ipek ticaretinin ak•••n• yeniden Tebriz’e çevirdi ve buras• bir kez daha ham ipek ticaretinin merkezi haline geldi. Timur’un Tebriz’i koruma alt•na almas•yla Tebriz üzerinden Küçük Asya’ya ba•lanan ipek yolu yeniden faaliyete geçti.52

Bu dönemde Timurlu saray•n• ziyaret eden •spanyol elçi Clavijo Tebriz kadar önemli bir pazar olan Sultaniye’yi “ham ipe•in getirildi•i, sat•ld••• ve payla••ld••• ana pazar ve Hintli, Avrupal•, Türk ve Suriyeli tüccarlar•n u•rak yeri olan bir kasaba” olarak tarif etmektedir. Clavijo’nun belirtti•ine göre Gilan’da üretilen ipe•in tümü buraya getirilirdi. Gilan ipe•i Sultaniye’den Suriye, Türkiye’ye ve di•er birçok ülkeye gönderilirdi. Kefe, Trabzon, Türkiye ve Suriye’den Müslüman, H•ristiyan pek çok tüccar ham ipek almak üzere Sultaniye •ehrine gelirlerdi. Sadece Gilan ipe•i de•il

48 Yücel Öztürk, Osmanl• Hakimiyetinde Kefe (1475-1600), Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanl•••

Yay•nlar•, 2000, s. 480.

49 Heyd, Yak•ndo•u Ticaret Tarihi, s. 542, •nalc•k, “Bursa ve !pek Ticareti”, s. 20.

50 Öztürk, Osmanl• Hakimiyetinde Kefe, s. 25, 26.

51 Dale, The Muslim Empires of The Ottomans, Safavids and Mughals, s. 115.

52 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 30.

(25)

Gürcistan’daki •emahi’de üretilen ipe•in tümü de henüz 1400’lerin ba••nda buraya getirilirdi.53 Bu arada Osmanl•lar Timur’un kendi ticaret merkezlerine yönelik sald•r•lar•na misilleme olarak güçlerini ipek ticaretinin yeni merkezlerine ve sonra da Tebriz’e yönelttiler. Tebriz’e do•ru bu yönelme 1402’de Ankara’da Osmanl•lar•n Timur ile kar•• kar••ya gelmesine neden olmu•tu.54 Timur’un ölümünün ard•ndan Sultaniye ticari bir merkez olarak önemini kaybederken Tebriz, Erdebil ve özellikle de Ka•an gibi

•ehirler onun yerini ald•. Timur ve onun mirasç•lar• olan Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenleri devrinde ipek üretimi ve ticareti ilerlemeye devam etti.

Osmanl•lar Cenevizlilerin üssü olan Pera’n•n yan• s•ra Safevilerin kurulu•unun ard•ndan 1514’te Tebriz’i ele geçirdiler. Bu büyük siyasi dönüm noktas• nerdeyse bir yüzy•l boyunca !ran’da hem Hazar k•y•s•ndaki ipek üretim bölgelerini hem de ipek ticaretinde Osmanl• Devleti kontrolünün ba•lamas•na neden oldu ve Osmanl•lara geni• kar sa•lad•.

Bu dönemde Ka•an, Yezd, •iraz ve Horasan gibi daha küçük ipek üretim bölgeleri Osmanl• nüfuzuna maruz kalmasa da !ranl• tüccarlar Osmanl•lar yüzünden bu bölgelerde ipek tedarikinde sorun ya•ad•lar. Osmanl•lar ticaret yolunun bat• k•sm•n•

kapatt•klar•ndan dolay• Hindistan, !ranl• tüccarlar için büyük bir ihracat noktas• haline geldi.55 XVI. yüzy•l•n ortalar•ndan itibaren ambargo uygulamas•n•n kald•r•lmas•yla Safeviler ipe•in üretim ve ticaretine yöneldiler. •ah Tahmasp Osmanl• bask•s• nedeniyle 1548’de ba•kenti Kazvin’e nakletti.56 Böylelikle ipe•in toplanma noktas• ve ba•kent olarak Kazvin ve !sfahan ipek ticaretinin merkezleri olarak ön plana ç•kt•.57

53 Ruy Gonzales De Clavijo, Narrative of The Embassy of Ruy Gonzales De Clavijo To The Court Of Timour At Semerkand 1403-1406, Translated By Clements R. Markam, London: The Hakluyt Society, ty, s. 93.

54 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 31

55 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 31.

56 Chardin, Seyahatnâme, s. 351.

57 Devletin siyasi merkezi Osmanl• bask•s• nedeniyle XVI. yüzy•l•n ikinci yar•s•nda güneydo•uya kayd••• gibi ipek ticareti merkezleri de ayn• •ekilde bir kayma ya•ad•. Bu de•i•imde siyasi olaylar•n etkisi küçümsenemeyece•i gibi ileride bahsedilece•i üzere Safevi •ahlar•n•n ve özellikle de •ah I. Abbas’•n ipek ticaretini kontrolü alt•na alma çabalar• da göz ard• edilemez. Zira •ah I. Abbas dönemi Avrupal• devletlerin ipek sat•n almak üzere •ran’a ak•n ettikleri bir devreye denk gelmektedir.

(26)

1.2. •ran •pe•inin Üretim Yerleri

•ran ipe•i neredeyse tamamen Hazar Denizi k•y•s•nda yer alan Gilan eyaleti ile an•lmaktad•r. Gilan’da eski zamanlardan itibaren dut ve ipek böce•i yeti!tiricili•i yap•l•yordu. Gilan siyah dut a•açlar•n•n ve kozan•n vatan•yd•.58 Arap co•rafyac•s•

•stahrî, X. yüzy•lda Gilan’da yer alan Lahican’dan bir ipek üretim merkezi olarak söz etmektedir.59 Clavijo da henüz XV. Yüzy•lda Gilan ve "emahi’den önemli ipek üretim merkezleri olarak bahsetmekedir.60

Ham ipek •ran’•n pek çok yerinde üretilmekle birlikte bat•ya ihracat için en önemli bölgeler Hazar Denizi’nin güney ve bat• eyaletleri, özellikle "irvan, Karaba• ve Gilan’d•.61 En kaliteli ipe•in üretildi•i yer olarak bilinen Gilan ve Mazenderan "ah I.

Abbas’•n (1587-1629) ipek ticaretini devlet kontrolü alt•na alma projesi kapsam•nda hassa eyaleti haline getirilmi!ti.62 Flemenk kaynaklar•na göre en kaliteli ipek yine Hazar Denizi k•y•s•ndaki Re!t !ehrinde üretilmekteydi. Ferahabad!ehri de önemli bir ham ipek üretim merkeziydi.63 Gilan ve Mazenderan haricinde Hazar Denizi’nin bat• k•y•s•ndaki bölgelerde ve az miktarda olmak üzere •ran’•n iç kesimlerinde de ipek üretimi gerçekle!tiriliyordu. Safeviler döneminde Avrupa’ya ihraç edilen ipe•in tümü Gilan, Mazenderan, Gurgan, Erdebil, "irvan, "emahi, Karaba• ve Horasan’dan elde ediliyordu. Yine Kirman, Tebes, Yezd gibi !ehirlerde ve Huzistan eyaletinde de küçük çapta üretim yap•lmaktayd•.64 Farkl• bölgelerde üretilen ham ipek kalitesine veya ba!ka özelliklere göre çe!itli özel isimlerle kay•tlara geçmi!ti.

58 Ali Ferruhî-Feramorz, Ermeniyan-• Gilan, Re!t: ne•r-i Gilan, 1377, s. 67-68.

59 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s.15.

60 Clavijo, Narrative, s. 93.

61 Edmund Herzig, “The Volume of Iranian Raw Silk Exports in The Safavid Period”, Iranian Studies, Vol.25, No.

1/ 2 The Carpets and Textiles of Iran: New Perspectives in Research (1992), s. 61.

62 Daryu! Navidî, Ta!yirat a Echtimai-Ektisadi dar •ran dar asr a Safavi (Kharn a Shanzdehom va Hijdehom Miladi), terc: Ha!im Agaçeri, Tahran: Ne!reney, 1386, s. 169.

63 Matthee, The Politics of Trade, s. 37.

64 Nasrullah Felsefî, “Ticaret a Abrisham a •ran dar Zaman a Shah Abbas Avval”, Mecelle-i Vahid, Somare-ye Avval, Dovre-ye Devazdehom, s.13.

(27)

1.3. •pe•in Kullan•m Alanlar•

Çin, Sâsânî, Roma ve Bizans dönemlerinde ipekli dokumac•l•kla ilgili bilgiler çok k•s•tl•d•r. Ancak Orta Asya ve •ran’da •slamiyet’in yay•lmas•yla diplomatik ili•kiler geli•ti•i için bu dönemle ilgili daha geni• bilgilere ula•ma imkân• vard•r. •pe•in geni•

bir kullan•m alan• oldu•u çok eski zamanlardaki kay•tlardan da anla••lmaktad•r. Mesela Çin’de Shang hanedan• dönemine ait ipekli kuma•lar•n bronz ve silah gibi topra•a gömülen e•yalar• korunmak için paketleme malzemesi olarak ve iç ve d•• giyimde de elit tabaka taraf•ndan kullan•ld••• görülmektedir. Daha sonra Roma’ya ithal edilmeye ba•lanan kuma•lar•n kad•nlar taraf•ndan elbise haline getirildi•i ve oldukça talep gördü•ü bilinmektedir.65

•pekli kuma• üretimi konusunda zamanla Çin ve di•er medeniyetlerde yeni yöntemler geli•tirilmi•tir. Bu •ekilde bir miras• devralan •slam dünyas•nda da ipekli dokumac•l•••n ince ve zarif bir sanat olarak icra edildi•i bilinmektedir. Ancak •slamiyet’te ipekli kuma•lar•n giyim olarak kullan•m• konusunda erkekler için uygulanmas• zarurî olan birtak•m k•s•tlamalar kar••m•za ç•kmaktad•r.66 Buna göre saf ipe•i özellikle vücuda temas edecek •ekilde giymek yasakt•. •slam hukukunun Hanefi f•kh• saf ipe•in sadece d•• giyimde kullan•lmas•na müsaade ederdi. Bir •slam devleti olan Osmanl• Devleti’nde de giyim e•yalar• da bu kural takip edilerek dikilirdi. Her dört Sünni ekol ipek ve ba•ka bir maddenin kar••t•r•lmas•ndan elde edilen örgü içli•in sava•ta giyilebilece•i konusunda hemfikirdi.67 Zira ipekli içlikler sava•ta askerlere giydirildi•i takdirde askerler ok saplanmas• halinde yara almaz veya çok hafif yaralanmayla kurtulurlard•.68 Maliki âlimler bu tarz giysinin her zaman giyilebilece•ini savunurken di•er üç mezhep ipek yast•klara do•rudan oturma ya da uzanmaya kar••d•r. •pekli kuma•la ayn•

hammaddeden üretilen fakat üretim •ekli farkl• olan kadife giysilerin kullan•m•

konusunda ise herhangi bir k•s•tlama yoktur. Bunlar•n d•••nda perde ba•ta olmak üzere dö•eme ve hal•larda ipek yayg•n bir •ekilde kullan•lm••t•r.69

65 Muqi, Silk Road., s. 3.

66 Yunus Vehbi Yavuz, “•pek”, TDV•A, c.XXII, Ankara: Türkiye Diyanet Vakf• Yay•nlar•, 2000, s. 365-366.

67 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 15, Eshraghi, “Ehammiyat a Tejaret a Abrisham”, s. 17.

68 Bak•r, Ortaça! •slam Dünyas•nda Giyim-Ku$am ve Moda, s. 412.

69 Mccabe, The Shahs Silk For Europe’s Silver, s. 15, Eshraghi, “Ehammiyat a Tejaret a Abrisham”, s. 18.

Referanslar

Benzer Belgeler

Su çiçe¤i, sa¤l›kl› çocuklarda hafif seyreden bir infeksi- yon hastal›¤› olarak kabul edilmesine ra¤men immün yetersizli¤i olmayan bireylerde de hayat› tehdit

Habitüel horlamas› olan gebelerde olmayanlara göre, yafl, boyun çevresi, vücut kitle indeksi, sistolik ve diyastolik tansiyon arteryel de¤erleri anlaml› olarak yüksek

f s i g canl¬kalma oranlar¬n¬sabit tutarsak, bu durumda daha küçük pozitif λ daha büyük bir oran gerçekler: az büyüyen (veya azalan) nüfus daha h¬zl¬büyüyen nüfusa

Çin Arktik Politikası Beyaz Kitap (White Paper) Yayımlanan Beyaz Kitap ile Çin’in kutup kaynaklarına ve kutup ticaret yollarına olan ilgisi, 2013 yılında duyurulan Kuşak

1-5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan kaynaklanan sigorta primi, işsizlik sigortası primi,

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

Mitolojide kimera, tek bedende çok kimlikli yarat›k, a¤z›ndan alevler püskürten bir aslana benzeyen yarat›¤›n bafl› aslan, gövdesi keçi ve kuyru¤u y›lan fleklinde

Ancak, vücut kendisi için gerekli olan kaloriden fazlas›n› ald›¤›nda, di¤er bir deyiflle gerekenden fazla yedi¤imizde, içimizden bir ses bize “daha az ye!” di- ye