Volkan Özcan 1990 doğumlu, 21 yaşında. Sinop Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Elektrik bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Okuyor diyemiyorum çünkü şu sıralar okula gidemiyor; hapiste. Gerze Cezaevi’nde yatıyor. Suçu, doğduğu kent Gerze’de kurulmak istenen termik santrala karşı çıkması.
Volkan’ın tutuklanma öyküsü de bir garip. Gerze’de neler olduğunu hatırlayıverin. 5 Eylül günü Anadolu Grubu’nda (Efes, McDonald’s vs.) ait sondaj ekipleri ellerinde sondaj yapmak için İl Özel İdaresi’nden alınması gereken izin olmadan Yaykıl köyüne girmek istiyor. Aynı şirket yer lisansı almadan üretim lisansı almış. Üretim lisansı da Danıştay’dan dönmüş. Buna rağmen kolluk kuvvetleri köylünün değil de şirketin yanında saf tutuyor. Köylüler direniyor, yollara kendilerini set çekiyorlar. İtilip kakılıyorlar ama yeri göğe çıkaracak o aletlere izin vermiyorlar. Volkan da orada. Sondaj makinalarının köye başka bir noktadan girmeye çalıştığı haberini alınca soluğu otobanda alıyor. Arkadaşlarıyla yolun karşısına geçmeye çalışan yaşlı birine yardım için Volkan yavaşlıyır. O sırada üç polis Volkan’ı alıp götürüyor. Suçu attığı taş ile bir kadın polisin başını yarmak. Volkan atmadım dese de nafile.
Kelepçeleniyor. Tekme, tokat ve küfür. 23 Ağustos ve 5 Eylül tarihlerinde çıkan olaylara bizzat tanıklık eden Avukat Cömert Uygar Erdem hukuka aykırılığa dikkat çekiyor. Erdem, “Volkan’i iki suç şüphesi ile göz altına aldılar. Kadın polis memurunun başının yarılması ve polise görevini yaptırmamak. Kadın polis ifadesinde ‘kim olduğunu
hatırlamıyorum arkadaşlarım Volkan dediler’ diyor. Volkan’ın kasten yaralama suçuyla ilgili ifadesi alınırken video görüntüleri yoktu. Sadece iki polis tanık var. Yaralama suçunu ispat edemedikleri için Volkan polise görevini yaptırmamak suçundan tutuklandı. Tutuklamaya gerekçe yazarken dosyaya, ‘toplanacak delillerden sonra şüphelinin işlediği suçun niteliğinin şüphelinin aleyhine değime ihtimalinin bulunması’ diye yazıldı. Bu yapılan CMK’nın 100. maddesine aykırı” diyor. Ben bu cümleden şunu anlıyorum. Her an delil bulabiliriz, ha çıktı ha çıkacak! Siz ne anlıyorsunuz? Erdem, “Anayasa’nın 56. maddesine göre çevreyi koruma bir haktır ve vatandaşa yüklenmiş bir görevdir. Bu insanlar aslında üzerine düşeni yapıyorlar, bunu yapmamaları aslında suç” diye de ekliyor.” Özgür Gürbüz