Bakanlar Kurulu tarafından şirket yararına çıkarılan “Acele Kamulaştırma Kararı”nın ardından topraklarına zorla el konulmak istenen köylüler buna karşı hukuki yoldan haklarını aramaya devam ediyorlar.
Dava Danıştay’da sürüyor ama mahkeme kararı köylülerin lehine olsa bile bu kararın gecikmesi durumunda kaybeden yine köylüler olacak gibi. çünkü şirket köylülerin elinden zorla aldığı topraklardaki bağları, meyve ağaçlarını ve diğer bitki örtüsünü sıyırıp atacak. Geriye de pek bir şey kalmayacak. Bu durumda Efemçukurlular için Danıştay’daki davayı kazanmanın da pek bir anlamı kalmayacak.
FİYAT DA DÜŞÜRÜLDÜ
Efemçukuru köylülerini avukatı Arif Ali Cangı’nın bürosunda görüştüğümüz köylülerden İsmail Hakkı Kılınç, içine düşürüldükleri bu durum karşısında yaşadıkları şaşkınlık ve endişeyi anlattı.
Madenin zorla elinden almak istediği tarlasında 30 dönümün üzerinde bağının olduğunu söyleyen Kılınç, bağını aşıladığını ve artık “akıllı bağ” haline geldiğini söyledi. Kılınç “akıllı bağ nasıl oluyor?” sorumuz üzerine ise şu bilgileri verdi. “Bağ dikildikten sonra 3-4 sene ‘deli bağ’ olarak kalır. Daha sonra aşılanarak, bakımı yapılır ve akıllı bağ haline gelir.”
Bağlarını çocukları arasında bölüştürdüğünü ve çocuklarının da bu bağlardan başka bir geçim kaynakları olmadığını belirten Kılınç, en büyük endişesinin de çocuklarının geleceği olduğunu dile getirdi. “77 yaşındayım. çocuklarım bu bağların satılmasının ardından çok zor durumda kalacak. Bir dönüm bağdan yılda ortalama 3-4 ton siyah üzüm alıyoruz. Bu aşağı yukarı 5-6 bin lira eder. Şirket bağımızın 5-6 yıllık gelirini verip elimizden almak istiyor” dedi. Şirketin kendilerini ikna etmek için her türlü yöntemi denediğini, bağının dönümüne 20 bin lira kadar değer biçtiğini aktaran Kılınç, şimdi ise acele kamulaştırma kararı ile ilgili mahkemeye giderek zorla el koyma konusu gündeme geldiğinden bu yana dönümüne 7-8 bin lira gibi çok düşük bir fiyat teklifi ile geldiklerinden yakındı.
TÜPRAG BAĞCILIK YAPSA BİLE KÂRLI
Avukat Arif Ali Cangı ise Efemçukuru köylülerini topraklarının altıncı şirket tarafından çok ucuza ellerinden alınmak istendiğine dikkat çekti. Cangı, “TÜPRAG bu fiyata aldığı bağlarda altın madenciliği değil bağcılık yapsa bile yine de çok kâr eder” diye konuştu. Köylülerin açtığı acele kamulaştırma kararı iptal davasının Danıştay’da sürdüğü bilgisini veren Cangı, bu davanın bir an önce tamamlanmazsa davayı köylülerin kazanmasının bile bir anlamı kalmayacağını söyledi.
GECİKEN ADALET KÖYLÜYE YARAMAZ
Mahkemeye köylüler adına dilekçeler gönderen Avukat Arif Ali Cangı, davada gelinen sürece dikkat çekerek, olayın aciliyetine vurgu yaptı. Dilekçesinde, Danıştay İDDK’da görüşülmeyi bekleyen acele kamulaştırma kararına
dayanılarak, değer tespiti ve el koyma davasının açıldığını aktaran Cangı, yürütmenin durdurulması kararının aciliyetini şöyle anlattı: “Acele kamulaştırma kararına dayanıldığı için en kısa zamanda taşınmaza el konulacak ve taşınmaz altıncı şirkete devredilecektir. Taşınmaza el konulmasından sona kamulaştırma işleminin iptal edilmiş olmasının müvekkil açısından hiçbir anlamı ve önemi kalmayacaktır.” Şirketin acele kamulaştırma ile aldığı
arazilerde madencilik faaliyeti için gerekli düzenlemeleri yapacağının, arazilerdeki bağ, bahçe ve diğer bitki örtüsünün yok olacağının altını çizen Cangı, işlemin uygulanması durumunda telafisi olanaksız zararların doğacağını söyledi. Gecikmiş adaletin adalet olmadığının bu olay ile çok açık bir şekilde görüldüğünü belirten Cangı, bir grup köylü ile Ankara’ya gitmeyi düşündüklerini söyledi. Cangı, “Durum çok acil. Bir taraftan köylülerin ellerinden çok düşük fiyatlara alınan bağları, diğer yandan İzmir’in içme suyunu kirletecek olan altın madeni… Bu maden işletilirse İzmir’de artık kimse rahat oturamayacak” diye konuştu.
Özer Akdemir 10/11/2009 Evrensel
