• Sonuç bulunamadı

Çevre ve Orman Bakan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çevre ve Orman Bakan"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun “Allianoi diye bir yer yok” demesi ve Tarkan ile yürüttüğü ‘herkes işine baksın’ tartışmaları bir gerçeği hatırlamamıza sebep oldu: Yortanlı Barajı’nın suları bir tarihi yok ediyor.

Hasankeyf, Munzur, Yuvarlakça ve Fındıklı gibi Allianoi de kaderine terk edilip yok mu olacak yoksa “Su barış ve kültür demektir” denilip geçmişimize sahip mi çıkılacak? Bu sorulara yanıt bulmak için Allianoi Kazı Heyeti Başkanı Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş, Allianoi Girişim Grubu avukatlarından Hilal Küey ve Allianoi Girişim Grubu sözcüsü İffet Diler ile görüştük.

»Allianoi’de 1998’dan bu yana devam eden kazı çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş: 1998’da Bergama Müzesi Müdürü olarak atandım. Bergama’ya gelmeden önce böyle bir kurtarma kazı projesinin olduğundan haberdar değildim. Arkeolojik buluntulardan alanın önemini anlayıp mutlaka arkeolojik sit olması gerektiğini anlayınca, koruma kuruluna başvuruda bulunduk.

Nihayet, İzmir 1 Numaralı KTVKB Kurulu 29 Mart 2001’de, I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı ilan etti. O tarihten sonra bilimsel kazılar 2005’e kadar devam etti. 2006’da bakanlık kazı ruhsatı gönderdi. Ancak ödenek tahsis etmedi. O yıl Bergama, Dikili, İzmir, Ankara ve İstanbul’da pek çok STK, sendika, belediye ile birlikte çok daha yoğun ama sadece 2 buçuk ay süren bir kazı çalışması gerçekleşti. Bu sefer 2007’den itibaren kazı ruhsatı da gönderilmemeye başlandı. Son ana kadar kazı yapılması gerekirken bakanlık kazı yapılmasını istemediği için 4 kazı sezonu beklenerek geçti. Ancak bu arada pek çok yayın yapıldı. Doktora ve yüksek lisans tezleri vs. Allianoi’un gerçek anlamda

korunması için davalar açıldı. Koruma kurulunun aldığı onlarca kararla mahkemeler yürütme kararları verdi. »Yortanlı Barajı ömrünü tamamladıktan sonra kalıntıların tekrar çıkarılacağı söyleniyor. Tarih bu şekilde tekrar yeryüzüne çıkarılır mı?

A.Y.: Böyle bir şey kesinlikle mümkün değil. Mücadeleyi ısrarla sürdürme nedenlerimizden sadece biri bu. Çünkü bu olay dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir şey değil. Baraj suları hareketli olduğundan çamura gömülen Allianoi kesinlikle tahribata uğrayacak. Baraj gölet alanlarının altındaki durumu belgesellerden hatırlamak yeterli olacak. Şimdi yapılmak istenen aceleyle gözlerden uzak kalması sağlanarak, katletme işleminin el çabukluğu ile yapılmasıdır. »Allianoi’yi hayata döndürmek için nasıl bir alternatif proje sunulabilir?

A.Y.: Önemli olan gerçekten Allianoi’un korunmasını istemek ve tabi bu anlayışı ortaya koyan iradeyi sergilemek. Ve de çağdaş ülkelerde bu tip problemler nasıl çözüldüğüne bakmak. Öncelikle böyle baraj, liman, karayolu, hava alanı gibi projelerde, ihale edilmeden ÇED raporları düzenlenmeli. Daha sonra projenin ihaleye verilmesi gerekir. Herhangi bir kültür varlığı gözden kaçmışsa öncelikle kültür varlığının kurtarılması ve korunması yoluna gidilmelidir. Kazılar tamamlandıktan sonra ciddi anlamda bu konunun uzmanı restoratör ve mimarlardan oluşan bir heyetin kazı heyeti ile bir çalışma yapmasında fayda vardır.

İffet Diler: Şu anda Allianoi nedeniyle geldiğimiz noktada hukuki süreç devam ediyor. Yönetim bugüne kadar giden projelere sıcak bakmadı ne yazık ki. Uluslar arası anlaşmalara imza atmış olan ülkemiz insanını, tarihini, kültürünü yok saymaya devam edenlere dur demekte. Çok sayıda demokratik kitle örgütü, farklı meslek gruplarından insanlar, akademisyenler uzun yıllardır mücadelenin içindedirler. Maliyeti yüksek gelen ve göz ucuyla dahi incelenmeyen çalışmalar bugün Allianoi’nin kaderini belirleyecektir. Her ne kadar barajda son aşamaya geldiklerini iddia etseler de gün ışığına kavuşmuş Allianoi’yi tekrar karanlığa mahkûm etmek için bir gerekçe olamaz.

»Bugün Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yok sayılan bir yer olan Allianoi’nin varlığı için Bergama Kazısı’nın Epigrafi Prof. Dr. Helmut Müller’in 2004’teki makalesini kanıt gösterdiniz. Ancak bazı arkeolog ve bilim insanları bu konuda belgelenmiş bir kanıt olmadığını söylüyorlar?

A.Y.: Allianoi olarak onlarca makale kitap yayınlandı. Bu konu ile ilgili hiçbir bilim insanı herhangi bir bilimsel çalışma yayınlamadı. Bu iddia, bir tek Çevre ve Orman Bakanlığı’na ait. Örneğin dünyanın en önemli kazılarından biri olan Troia içinde aynı durum söz konusu. Troia adının geçtiği bir yazıt alanda bulunmadı. Şimdi oraya Troia değil demek mümkün mü? Kültür Bakanlığının sitelerinde yayınlarında yer alırken, onlarca bilim insanı tarafından site edilirken, halen Allianoi olmadığını epigraf ve klasik arkeolog olmayan birlerinin söylemesi abesle iştigal. Somut iddiaları yok. Diyelim ki gerçekten Allianoi değil somut kalınıtları ile ayakta olan böyle bir ören yerini yok etme hakkını kendimizde görebilir miyiz?

(2)

»Allianoi Girişim Grubu olarak yöre halkının bu konudaki tepkilerini gözlemlemişsinizdir. Bunlardan bahseder misiniz?

İ.D.: Yörede hep suya olan ihtiyaçtan söz ediliyor. Ancak barajla birlikte yaşanacak ciddi sorunlarla ilgili çalışma yok. Örneğin kapılarına suyun ve bereketin geleceğine inanan köylüler sayaç ve uygulanacak ücretler konusunda

habersizler. Konuştuğumuz yöre insanlarına bunları aktarmaya çalıştık. Beş yıl öncesinde Bakırçay Ovasının barajın sulama yapacağı kısımda elektrik direkleri dikildi ve sayaçlar takıldı. Farklı çözümler üretilebileceğini paylaştık. Alternatif ürünler, damlama sulama vb. konularda aktarımlarda bulunduk. Israrla baraj yapmaya devam eden bu zihniyete dur demek için herkesin katkısına konuyla ilgili fikirlere bir an evvel ihtiyaç vardır. Yörede yaşayanların zarar görmemesi buna bağlıdır. Kaldı ki sulama amaçlı barajın başka çalışmalar için de kullanılabileceği çok açıktır. İnsanımızı anlık çözümler yerine kalıcı olanı yapabilmek için ikna etmek gerekiyor. Kısa vadede 50 yıllık ömrü olduğu varsayılan baraj yerine 2000 yıllık geçmişe sahip antik sağlık yurdu Allianoi’nin geleceğe taşınmasıyla ilgili yerel yöneticilerin desteğine ihtiyacımız var. Ayrıca Bergama’daki meslek odalarının, siyasetçilerin de bu konuyu dikkatle gözden geçirmeleri şarttır. Unesco Dünya Kültür Mirası listesine aday göstermeye çalıştıkları Bergama Allianoi olmadan nasıl hedefine yürüyecektir.

»Çevre örgütleri ve dışındaki sivil toplum örgütleri bu konuya dikkat çekmek isteseler de ne yazık ki Allianoi Veysel Eroğlu ve Tarkan polemiğiyle gündeme geldi. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

İ.D.: Allianoi hakkında sayısız yazı yazıldı ve haber yapıldı. Onun için buradaki “ne yazık ki” cümlenize katılmamız olası değil. Eminiz sanatçı dostumuz Tarkan da gerek gazete gerekse televizyonlardan Allianoi’yi okumuş ya da duymuştur. Demokratik kitle örgütlerinin yaptığı çalışmaları bütünleyen bir başkaldırıdır bu davranış. Öyle ki birileri sağlık yurdunun adını kazayla söylemişlerdir. Yollara tabelası yerleştirilen Allianoi yine düşün ve sanat insanlarının ilgi alanı içindedir ve kalmayı da sürdürecektir. çünkü Allianoi suyla doğasıyla sıkıntıları olan seslerini yükselten insanların omuzdaşı olmuştur.

“Hukuka uydurulmaya çalışılan bir durum”

Allianoi’nin üzerinde oynanmak istenen oyunların hukuksal boyutunu Hilal Küey’den dinledik. »Allianoi yaşananların hukuksal boyutunu sizden dinleyebilir miyiz?

Hilal Küey: 2004 yılı Ekim ayında kurulan Allianoi Girişim Grubu olarak ilk davamızı baraj aks yerinin değiştirilmesi istemi ile açtık. Yerel mahkeme talebimizi reddetti. Ancak Danıştay’ın 22.3.2009 tarihli kararı ile alanın 1. derece arkeolojik sit olması ve iptal edilen ilke kararları da dikkate alınarak karar verilmesinin gerekliliği ile yerel mahkeme kararı bozuldu. Böylece barajın yerinin değiştirilebileceği hususu tartışmaya açıldı.

Alan, 29.03.2010 tarihli İzmir 1 No’lu Koruma Kurulu Kararı ile 1. derece arkeolojik sit olduğu için, İzmir 2 No’lu Koruma Kurulu, 13.10.2005 tarihli kararı ile Allianoi korunana kadar barajda su tutulmamasına karar verdi.

Aslında sorun (!) bu karardan sonra başladı. Kültür Bakanlığı Allianoi’u değil de Barajı kurtarmanın hukuki yöntemlerini aramaya koyuldu. 2006’da 717 sayılı İlke Kararını çıkardı. Buna göre, DSİ kültür varlığının olduğu

bölgede baraj yapımına karar verirse, eser ya taşınacak ya da belgelenerek su altında bırakılacaktı. Kasım 2008’de Danıştay bu İlke Kararını iptal etti. 2009’da aynı konuda Kültür Bakanlığı 749 sayılı İlke kararını çıkardı. Danıştay 07.12.2009 tarihli kararı ile 749 sayılı İlke kararının yürütmesini durdurdu. 2010’da aynı konuda bir ilke kararı daha, 765 sayılı ilke kararı çıkarıldı, iptal davası açtık, dosya Danıştay incelemesinde.

Alandaki uygulama ile ilgili davalarımıza bakarsak İzmir 2 No’lu Koruma Kurulu 2006’da, Allianoi’un etrafının duvarla çevrilerek suya bırakma kararı verdi. Danıştay bozması sonucu, DSİ’nin hazırladığı bu duvar projesini olumlayan karar iptal edildi.

2007’da, Allianoi’un bir yanına duvar çekilerek ve kaplıca odalarının kille doldurulup suya bırakılmasına karar verildi. Bu karar da sadece “alanda hiçbir fiziki ve inşai müdahale yapılmaması kısmı onanarak” Danıştay tarafından bozuldu.

Bu kez Koruma Kurulu 25.09.2009 tarihli kararı ile duvardan vazgeçti ve kille kapatılarak suya gömülmesine karar verdi. Bu karar karşı da 12.05.2010 tarihinde yürütmeyi durdurma verildi.

(3)

Bu kez, okumaktan yoruldunuz değil mi? Belki de bıktınız, ama Kültür Bakanlığı bıkmadı, 28.05.2010 ve 17.08.2010 tarihli kararları ile kaplıca odalarının kil yerine kumla doldurularak suya bırakılmasına karar verdi. Bu karar karşıda dün Yürütmeyi Durdurma istemli iptal davası açtık. Ancak Kültür Bakanlığı 20.08.2010’da çoktan gömme talimatını DSİ’ye ve İzmir Valiliğine yollamıştı. Şu anda alanda kamyonlar kum döküyor, vinçler ve kepçeler çalışıyor.

Allianoi için alınmış 4 iptal 2 lehe bozma 2 yürütmeyi durdurma kararına rağmen. Yeni bir yürütmeyi durdurma kararını yetiştirebilir miyiz bilmiyorum. Bilmem hukuki süreç karşısında başkaca yorum yapmaya gerek var mı? »Dava için AİHM’de başvurdunuz ve başvurunuz da kabul edildi. Bu süreçten de bahseder misiniz?

H.K.: Türkiye’deki dava süreçlerinin uzunluğu ve alınan yeni yeni kararlar karşısında, Alliaoni’u kurtarmakta geç kalabiliriz kaygısını taşıdık ve Şubat 2008 tarihinde AİHM’e başvurduk. Yanlış bilmiyorsam Allianoi Girişim Grubunun açtığı bu dava, AİHM’in önündeki, Kültürel Varlıklarla ilgili olan ilk davadır. Başvurumuzda özetle, sözleşmenin Adil Yargılanma ve Etkili Başvurma maddelerinin ihlal edildiğini söyledik. Süreç bitmemesine rağmen Haziran 2008 tarihinde başvurumuz kabul edildi. AİHM önündeki dosyamız Türkiye ile eş zamanlı olarak yürüyor. BİRGÜN-14-09-2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Neden ayn ı işi yapmasına karşılık kat kat daha fazla elektrik tüketen makineler yasaklanmıyor ya da neden enerji verimliliği sağlayan makinelere (beyaz eşya, ampul vs.)

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, tarım açısından kuraklık korkuları olmadığını söyleyerek, "Kuraklığı daha önceden bilmek mümkün de ğil, ancak önlemek

Ilısu Barajı bir Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü projesidir.. Otuz ay kadar önce baraj ın temeli atıldığında Eroğlu DSİ genel

Açılış sırasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Eroğlu, İkizdere vadisinin SİT alanı ilan edilmesinin ardından yargıya müracaat edeceklerini belirterek bununla

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İzmir’in Bergama ilçesinde Yortanlı Barajı’nın su toplama havzasında tart ışmalara neden olan bölgeyle ilgili koruma kurulunun

Orman yangınlarını söndürmek amacıyla uçak helikopterlerinin Orman Genel Müdürlü ğü tarafından kiralanmasının şov ve gösteriş için yapılan bir propaganda

Santrali yapan Sakarya Büyük şehir Belediyesi Adapazarı Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (ADASU) enerji sarfiyatının 55 milyon kilovatsaat olduğunu anlatan Eroğlu,

Atık piller önemli bir şekilde çevre kirliliğine neden oluyor.. Tamamını topladığımızı iddia etmek