Biz üzüm üreticileri sorularımızın yanıtını bekliyoruz.Önümüzdeki yıllarda da aynı akıbete uğrayarak zarar etmek istemiyoruz.Biz toprağımızdan koparak kentlere göçmek istemiyoruz.Bizler ürettiğimiz ürünlerin tüketicilerin sağlığıyla oynamasını istemiyoruz. Bizler sağlıklı ürünler üretmek ve çiftçiliğe devam etmek istiyoruz.Bu konu da üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Peki hükümet ve yetkili merciler üzerlerine düşeni yapmaya hazırlar mı? Hazır iseler sorduğumuz ve soramadığımız soruların yanıtlarını bulmalı ve kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Siyanür Havuzları Üzüm Bağlarında Zarar Oluşturmuş Olabilir mi?
Bilindiği gibi Alaşehir ve Sarıgöl bölgeleri Türkiye’nin en kaliteli “Sultaniye” cinsi çekirdeksiz üzümlerini
üretmekte.Ama ne yazık ki bu yıl . Üzüm fiyatlarının alabildiğine aşağıya çekilmesi nedeniyle maliyetinin altında ürün satmak zorunda kalan üreticilerin yaşadığı ekonomik zorlukların üzerine hava koşulları da eklenince üzüm üreticileri perişan oldu. İlk yağmurlardan sonra henüz hasat edilmemiş halde bulunan üzümlerde bozulmalar meydana geldi. Şİimdiye kadar yağan hiçbir yağmur asmalarda hasat edilmeyi bekleyen üzümlerde bu tarz bir bozulma
meydana getirmemişti. Bu nedenle de ürettikleri üzümleri satamayıp hayvanlarına yem olarak vermek zorunda kalıyorlar.
Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) meydana gelen bozulmaların nedenlerinin araştırması için Sarıgöl ve Alaşehir İlçe Tarım müdürlüklerine başvurdu.Türkiye de yaşamaya alışkın olduğumuz bilinen gerçekler burada da işlemeye başladı; İlçe Tarım Müdürlükleri dilekçeyi işleme koyduğunu gerekli araştırmalar için bağlardan numuneler aldığını ve Bağcılık Araştırma Enstitüsü’ ne gönderdiğini beyan etti.Gelen yanıt ise ilginçti; “yağan yağmurdan dolayı bozulma”. Sanki bağcılar üzümlerde meydana gelen bu hastalığı yağmurdan sonra oluştuğunu bilmiyorlar... Ege Bölgesi’nde hemen her üzüm hasadı döneminde yağmur yağmaktadır.Ancak şimdiye kadar hiçbir yağan yağmur üzümlerde bu tarz bir bozulmayı ve hastalığı oluşturmamıştır, peki bu yıl yağan yağmurlar neden bu tarz bozulma ve hastalığa yol açtı? Bizim öğrenmek istediğimiz şey budur.
Bize göre araştırılması gereken noktalar şunlardır:
-Kullanılan Kimyasal ilaçların yağmur suları ile birleşmesi sonucu yeni bir kimyasal reaksiyon oluşmuş olabilir mi? Bağcılık Araştırma Enstitüsü bu konuda her hangi bir tahlil yaptı mı?
-Eşme’nin İnay Köyü çevresinde de bazı bitkilerde bu güne kadar görülmeyen tarzda bozulmalar ve hastalıklar meydana gelmiş durumda, o bölgelerdeki bozulma ve hastalıklarla üzüm bağlarındaki bozulma ve hastalıkların nedenleri aynı olabilir mi? Bu benzerlik araştırıldı mı?
-Üzüm bağlarında ilk yağmurlardan sonra meydana gelen bozulma ve hastalıklara Eşme Kışladağ’da ki altın
çıkartmaya yarayan siyanür havuzları neden olmuş olabilir mi? Yoğun yağışlar siyanür havuzlarında değişik etkiler yaratıp atmosferde asit oluşturmuş ve asit yağmurları şeklinde üzümlerin üzerine yağmış olabilir mi? Bu durum araştırıldı mı?
-Bu ve benzeri soruların yanıtlarını bulabileceğimiz araştırmaları yapabilecek labaratuvarlara ve teknik personellere sahip miyiz? Sahip isek neden araştırmalar yapılıp sonuçları kamuoyu ile paylaşılmadı?
Biz üzüm üreticileri bu soruların yanıtını bekliyoruz.Önümüzdeki yıllarda da aynı akıbete uğrayarak zarar etmek istemiyoruz.Biz toprağımızdan koparak kentlere göçmek istemiyoruz.Bizler ürettiğimiz ürünlerin tüketicilerin sağlığıyla oynamasını istemiyoruz. Bizler sağlıklı ürünler üretmek ve çiftçiliğe devam etmek istiyoruz.Bu konu da üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Peki hükümet ve yetkili merciler üzerlerine düşeni yapmaya hazırlar mı? Hazır iseler sorduğumuz ve soramadığımız soruların yanıtlarını bulmalı ve kamuoyu ile paylaşmalıdırlar.
Adnan ÇOBANOĞLU