• Sonuç bulunamadı

SALGIN EKONOMİSİ. Editör Ömer Faruk Çolak. * Alfabetik olarak soyad sırasına göre düzenlenmiştir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SALGIN EKONOMİSİ. Editör Ömer Faruk Çolak. * Alfabetik olarak soyad sırasına göre düzenlenmiştir."

Copied!
45
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SALGIN

EKONOMİSİ

(2)
(3)

SALGIN EKONOMİSİ

Editör

Ömer Faruk Çolak

Yazarlar *

Asaf Savaş Akat • Ahmet Atıl Aşıcı • Osman Aydoğuş • R. Funda Barbaros • Ömer Faruk Çolak • Nazire Nergiz Dinçer

• Alper Duman • Ceyhun Elgin • Oğuz Esen • Öner Günçavdı

• Seyfettin Gürsel • Ersin Kalaycıoğlu • Pınar Kaynak • Ayça Tekin-Koru • Özge Erdölek Kozal • Şevket Pamuk • Güven Sak

• Serdar Sayan • İlhan Tekeli • Gökçe Uysal • Ebru Voyvoda • Abdullah Yalaman • M. Ege Yazgan • Erinç Yeldan

* Alfabetik olarak soyad sırasına göre düzenlenmiştir.

(4)

Salgın Ekonomisi

Editör: Ömer Faruk Çolak

Genel Yayın Numarası: 324 ISBN: 978-605-2294-37-6 1. Basım, Ağustos 2020

EFLATUN Basım Dağıtım Yayıncılık Danışmanlık Yatırım ve Tic. Ltd. Şti.©2020 Efil©2020

Bu kitabın tüm hakları saklıdır.

Herhangi bir şekil ya da yöntemle çoğaltılamaz.

Sertifika No: 45550

İdari Editör: Serenay Dıraz Grafik Tasarım: Burak Aras

Kapak Görseli: Rene Magritte, The Son of Man (1964) adlı tablosundan uyarlanmıştır.

Baskı ve Cilt: Ayrıntı Basım Yayın ve Matbaacılık Hizmetleri San.Tic.Ltd.Şti.

İvedik Organize Sanayi Bölgesi 28. Cad. 2284 Sok.

No: 105/A Ostim/Yenimahalle/ANKARA

Tel: 0312 394 55 90 • E-mail: info@ayrintibasimevi.com.tr Sertifika Nu.: 13987

EFİL YAYINEVİ

EFLATUN Basım Dağıtım Yayıncılık Danışmanlık Yatırım ve Tic. Ltd. Şti.

Bağcılar Mahallesi Şemsettin Günaltay Caddesi 283. Sokak Ata Apartmanı No:

9/7 06670 Çankaya/Ankara Türkiye Tel : (+90) 312 442 52 10

GSM : (+90) 530 108 99 76 Faks : (+90) 312 442 52 12

www.efilyayinevi.com • instagram.com/efilyayinevi • twitter.com/efilyayinevi

(5)

Prof. Dr. Asaf Savaş Akat

Ortaöğretimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamış, 1960 yılında AFS bursu ile bir yıl ABD’ye gitmiş, 1966 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirmiş ve aynı yıl iktisat kürsüsünde asistan olmuştur. 1968-70 yılları arasında OECD bursu ile İngiltere’de East Anglia Üniversitesi’nde ve London School of Economics’de eğitim görmüştür.

Doktorasını İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayan Profesör Akat, aynı üniversitede 1966-1982 yılları arasında asistan, doçent ve profesör statüsüyle çalıştı; 1996 - 1998 yılları arasında halen öğretim üyesi olarak çalıştığı İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Rektörlük görevini üstlendi. Profesör Akat çok sayıda özel sektör ve sivil toplum kuruluşunda yöneticilik görevleri, Sabah ve Vatan gazetelerinde köşe yazarlığı, “Ekodiyalog” ile NTV’de televizyon programcılığı yaptı. 1984 yılında yayınlanan “Alternatif Büyüme Stratejisi”

adlı kitabı Sedat Simavi Vakfı Ödülü kazanmıştır.

Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı

1991 yılında İTÜ İşletme Mühendisliği, 1999 yılında Bo- ğaziçi Üniversitesi İktisat yüksek lisans programlarından mezun olduktan sonra doktora çalışmalarını Cenevre Üni- versitesi’nde 2007 yılında tamamlamıştır. 2005-2006 yıl- ları arasında Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Ku- rumu’nda (UNCTAD) Trade and Development Report’u hazırlayan birimde araştırmacı olarak çalışmıştır. Başlıca çalışma alanları ekonomik büyüme-sürdürülebilirlik-mut- luluk ilişkileri ve yeşil ekonomik dönüşüm olan Aşıcı’nın bu konularda yayınlanmış çok sayıda bilimsel çalışması bu- lunmaktadır. 2009 yılından bu yana İTÜ İşletme Mühen- disliği Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevine devam etmektedir.

(6)

Prof. Dr. Osman Aydoğuş

1954 yılında Afyonkarahisar, Çakırköy’de doğdu. Burdur Lisesi’nde parasız yatılı öğrenci olarak okudu. Lise eğitimi boyunca TÜBİTAK bilim adamı yetiştirme bursunu aldı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisans (1979) ve yüksek lisans (1983), Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü’nden doktora (1988) derecelerini aldı. 1980 yılında A.İ.T.İ.A. Ekonomi Fakültesi’nde Kantitatif İktisat Kürsüsü’nde asistan olarak akademik kariyerine başladı.

2000-2001 döneminde Fulbright bursu ile Maryland Üniversitesi Tarım ve Doğal Kaynak Ekonomisi Bölümü’nde ziyaretçi araştırmacı olarak bulundu. 2001 yılında geçtiği Ege Üniversitesi’nde İktisat Bölüm Başkanı ve senatör olarak görev yaptı. Makro iktisat, büyüme-kalkınma, girdi-çıktı analizi, tarım ekonomisi ve uygulamalı iktisat alanlarında çok sayıda makale, araştırma, kitap ve çevirileri vardır.

Radyo Ege Kampüs’te ve Ege Üniversitesi Televizyonu’nda uzun yıllar Egenomi adlı haftalık ekonomi programını yaptı. İktisat ve Toplum Dergisi’nde Hâl ve Gidiş köşesinde yazmaya devam etmektedir. Evli ve bir kız babasıdır.

Prof. Dr. R. Funda Barbaros

Doktora eğitimini 1994 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat ana bilim dalında tamamlamış olup, 1995 yılından beri Ege Üniversitesi İktisat Bölümü’nde İktisat Tarihi ABD’de öğretim elemanı olarak görev yapmaktadır. Temel çalışma alanları, makro iktisat, Türkiye iktisat tarihi, avrupa iktisat tarihi, ekolojik iktisattır. Bu alanlarda lisans ve lisansüstü çok sayıda ders vermektedir. Son yıllarda çalışmaları ekolojik iktisat alanında yoğunlaşan Barbaros, ekolojik ekonomi ve okuryazarlık kapsamında yürütülen çok sayıda ulusal-uluslararası projede yürütücü, araştırmacı veya gönüllü eğitmen olarak görev almıştır.

(7)

Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak

1962 yılında Elazığ’da doğdu. 1977 yılında Sivas Lisesi’nden mezun oldu. 1981 yılında Ankara İ.T.İ.A’dan lisans, 1992 yılında Gazi Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı.

2003 yılında Profesör oldu. Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dekanlık (2003-2005), Gazi Üniversitesi’nde Genel Sekreterlik (2006-2008) yaptı. 2009 yılında üniversiteden ayrıldı. Özel sektörde danışmanlık yapmaya başladı. 2006 yılında TİSK Akademi Dergisi’nin kurucu editörü oldu, derginin 2017 yılında kapanmasına kadar editörlüğünü yaptı. 2010 yılında İktisat ve Toplum, 2018 yılında EfilJournal dergilerini çıkarmaya başladı ve halen her iki derginin editörlüğünü yapıyor. Dünya Gazetesi’nde 2009 yılından bu yana her hafta düzenli yazıyor. Halen Hacettepe Üniversitesi ve TOBB - Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde lisans ve yüksek lisans dersi veriyor. Başlıca çalışma alanları, para teorisi ve politikası, finansal piyasalar ile işgücü piyasalarıdır. Son yayınlanan kitabı “Ekonomide Masallar Gerçekler”.

Prof. Dr. Nazire Nergiz Dinçer

1997 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Matematik Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. Devlet Planlama Teşkilatı’nda planlama uzmanı olarak çalışmıştır. 2005 yılında Bilkent Üniversitesi’nde Ekonomi alanında doktora derecesini almıştır. Doktora sonrası çalışmalarını 2005- 2006 ve 2010-2011 dönemlerinde University of California, Berkeley’de tamamlamıştır. 2012 yılından beri TED Üniversitesi’nde çalışmaktadır. Halen Ekonomi Bölümü’nde profesör olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda TEDÜ Ticaret Araştırmaları Merkezi’nin kurucularından olan Prof. Dinçer, Merkez Müdürlüğünü de üstlenmiştir. Prof.

Dinçer’in araştırma alanları arasında uluslararası ekonomi, Türkiye ekonomisi ve merkez bankacılık yer almaktadır.

Yayınları Economic Inquiry, International Journal of Central Banking, Economic Modelling, European Journal of Operational Research ve Empirica gibi dergilerde basılmıştır. Ayrıca, Oxford University Press ve Edward Elgar Publishing gibi yayınevlerinde basılan kitaplara katkı

(8)

vermiştir. TUBITAK, IMF, Dünya Bankası ve İSEDAK gibi kurumlar tarafından fonlanan projelerde yer almıştır.

Prof. Dinçer, Journal of Financial Stability, Journal of Money, Credit and Banking, Journal of International Money and Finance, IMF Staff Papers, Journal of Economic Integration gibi birçok dergide hakemlik yapmıştır.

Doç. Dr. Alper Duman

ODTÜ Ekonomi bölümünü 1998 yılında bitirdikten sonra ABD’de University of Massachusetts, Amherst’te Ekonomi doktora programını 2006 yılında tamamladı.

Buenos Aires’te Universidad de San Andres ve Londra’da London School of Economics’te misafir akademisyen olarak bulundu. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Türkiye ekonomisi, gelişme, politik ekonomi ve sosyal ve ekonomik ağlar üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Uluslararası ve ulusal endeksli dergilerde makaleleri ve kitap bölümleri vardır.

Prof. Dr. Ceyhun Elgin

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde çalışmaktadır.

2005 yılında Boğaizçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü bi- tirmiş, 2010 yılında ABD’de University of Minnesota’dan yine ekonomi alanında doktora derecesi almıştır. Boğaziçi Üniversitesi’nde 2011’de yardımcı doçent, 2014’te doçent, 2019’de ise profesör kadrosuna atanmıştır. Dünya Bankası, IMF, TÜBİTAK, British Academy ve AB tarafından fonla- nan çok sayıda araştırma projesi yürütmüş, kırkın üzerinde akademik makale yayınlamıştır. 2018-2019 akademik yılın- da ABD’de Boston Üniversitesi, 2019-2020 akademik yılın- da ise Columbia Üniversitesi’nde bulunan Ceyhun Elgin’e, ailesi ile birlikte bulunduğu New York’ta Nisan ayı içerisin- de COVID-19 pozitif teşhisi konmuştur.

(9)

Prof. Dr. Oğuz Esen

Temel eğitimini Ankara’da Tevfik Fikret Lisesi’nde tamamladıktan sonra ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden lisans, Gazi Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sonrası araştırmacı olarak bir yıl süreyle Nottingham Üniversitesi’nde bulundu. ABD-Türkiye Mübadele komisyonu Fulbright burslusu olarak Massachusetts Üniversitesi, Amherst’te, Levin burslusu olarak New York Eyalet Üniversitesi, Cortland’da misafir öğretim üyesi olarak bulundu. İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne kuruluşunda katıldı. Bölüm başkanı, rektör yardımcısı ve rektör olarak görev yaptı. Halen aynı üniversitede çalışmaktadır. Kamu maliyesi, istikrar programları, uluslararası sermaye hareketleri, bankacılık, merkez bankacılığı, göç ve yükseköğrenim konularında yaptığı araştırmalar ulusal, uluslararası dergilerde ve kitaplarda yayınlandı. İktisat alanında çeviriler yaptı. Uluslararası ve ulusal kurum ve kuruluşların projelerinde yönetici ve araştırmacı olarak çalıştı. Kamu ve özel sektör kurumlarının eğitim programlarında ders verdi. Ulusal gazete ve dergilerde makaleleri yayınlandı.

Prof. Dr. Öner Günçavdı

İTÜ İşletme Fakültesi, İşletme Mühendisliği Bölümü’nde iktisat profesörüdür. Nottingham Üniversitesi’nden doktora sahibi olan Günçavdı, biri Düşten Gerçeğe: Türk Sanayinde Elginkan Topluluğu (İstanbul: Tarih Vakfı), diğeri Yolun Sonu (Ankara: Efil Yayınevi) olmak üzere iki telif kitabın ve çok sayıda bilimsel makalenin yazarıdır.

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel

Galatasaray Lisesi’nden 1968 yılında mezun oldu. Fransız Hükümeti’nin bursu ile Grenoble Üniversitesi’nde ekonomi ve siyasal bilimler okudu. Yüksek lisansını ve devlet dok- torasını ekonomi dalında Paris Nanterre Üniversitesi’nde tamamladı. Osmanlı İmparatorluğu’nda kapitalizmin geli- şememesinin nedenleri üzerine yazdığı tezini 1979 Hazi- ran’ında savundu. Bu tez daha sonra güncellenmiş haliyle

(10)

L’Harmattan yayın evi tarafından “L’Empire Ottoman face au capitalisme” başlığı altından 1987’de yayınlandı. Seyfet- tin Gürsel, 1980 yılı Mart ayında İstanbul Üniversitesi İk- tisat Fakültesinde Dr. Asistan olarak göreve başladı. Kürsü profesörleri Sencer Divitçioğlu ve İdris Küçükömer’in Mart 1983’te askeri rejim tarafından üniversiteden uzaklaştırıl- malarını protesto etmek amacıyla bir kısım meslektaşlarıyla birlikte istifa etti. 1983-86 yıllarında İletişim Yayınları tara- fından çıkarılan Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklope- disi’nin yayın yönetmenliğini yaptı. Daha sonra 1994 yılına kadar Kavala Şirketler Grubu’nda yöneticilik yaptı. 1994 yılında akademik Galatasaray Üniversitesi’nde geri döndü.

Ekonomi bölüm başkanlığı ve rektör yardımcılığı yaptı.

2007 yılında bir araştırma merkezi kurmak üzere Bahçe- şehir Üniversitesi’ne geçti. Halen Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) adlı araştırma kurumunu yönetmekte ve Türkiye ekono- misi dersini vermektedir. Seyfettin Gürsel’in Türkiye iktisat tarihi, işgücü ekonomisi, gelir eşitsizliği ve yoksulluk, seçim sistemleri alanlarında kitapları, makaleleri ve araştırma ra- porları mevcuttur.

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve Bilim Akademisi üyesidir. Uzmanlık alanı karşılaştırmalı siyaset, Türk siyasal hayatı olup araştırma alanı siyasal katılma ve siyasal temsildir. Halen Siyasi İlimler Türk Derneği ve Bilim Akademisi yönetim kurulu üyesi olup 2004 – 2007 arasında Işık Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmıştır.

Türkçe yayımlanmış beşi A. Y. Sarıbay’la birlikte derleme olan yedi kitabı, ikisi Ali Çarkoğlu ile birlikte yayınlanmış üç İngilizce kitabı ve 2021’de yayınlanmak üzere kabul edilmiş bir İngilizce telif eser kitabı vardır. Kalaycıoğlu’nun Comparative Political Studies, Legislative Studies Quarterly, South European Society and Politics, Southeast European and Black Sea Studies, ve Turkish Studies gibi dergilerde yayınlanmış çeşitli bilimsel makaleleri bulunmaktadır.

(11)

Dr. Pınar Kaynak

2009’da ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans (2012) derecesini Lozan Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden aldı. 2012-2013 arasında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Cenevre ana merkezinde Politika Entegrasyonu ve İstihdam Departmanlarında;

sonrasında 2013-2014 yılları arasında TEPAV’da araştırmacı olarak çalıştı. Nisan 2020’de ETH Zürih Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Kaynak, halen aynı üniversitede misafir araştırmacı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Dr. Kaynak’ın başlıca çalışma alanları uluslararası ekonomi, işgücü piyasaları ve panel ekonometridir. 2014’ten bu yana Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (SPM) medyaca yakından izlenen ve ilgili çevrelerde bilinirliği yüksek olan işsizlik oranları tahminlerini içeren

“Sanayide Gelişmeler ve İstihdam Bültenleri“ne araştırmacı olarak katkı sağlamaktadır.

Prof. Dr. Ayça Tekin-Koru

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İktisat bölümünden lisans derecesini 1994, yüksek lisans derecesini 1997 yılında aldı.

Purdue Üniversitesi, Ekonomi bölümünde doktorasını 2001 yılında tamamladı. 2001-2003 yılları arasında Krannert School of Management bünyesinde konuk öğretim üyesi olarak MBA ve Ekonomi programlarında ders verdi. Sonrasında 2003-2011 yılları arasında Oregon State Üniversitesi, Ekonomi bölümünde görev yaptı. 2012- 2016 yılları arasında TED Üniversitesi, İşletme Bölümü’nün kurucu bölüm başkanlığı görevini yürüttü. Ayça Tekin- Koru çalıştığı üniversitelerde çeşitli düzeylerde uluslararası iktisat, oyun kuramı, mikroekonomi, makroekonomi ve sosyal meseleler iktisadı gibi dersler verdi. Araştırma konuları arasında, uluslararası ticaret, doğrudan yabancı yatırımlar ve iktisadi bütünleşme bulunmaktadır. Akademik araştırmalarının yanı sıra, 2012 yılından bu yana, İktisat ve Toplum Dergisi’nde Sardunya adlı köşede Türkiye ve dünya ekonomisi üzerine yazılar yazmaktadır. Prof. Dr. Tekin- Koru, halen, TED Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesidir.

(12)

Dr. Özge Erdölek Kozal

Doktora eğitimini Ege Üniversitesi İktisat Bölümü’nde tamamlamıştır ve 2015 yılından beri Ege Üniversitesi İktisat Bölümü’nde İktisat Teorisi ABD’de öğretim elemanı olarak görev yapmaktadır. Kozal’ın doktora tezi, 2019 yılında Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından “Doktora Tez Ödülü”ne layık görülmüştür. Temel çalışma alanları;

Sanayileşme tarihi ve iktisadi planlama, devlet ve ekonomi, ekolojik ekonomidir. Kozal, son yıllarda özellikle ekolojik/

döngüsel ekonomi alanında çok sayıda ulusal-uluslararası projede ve çeşitli gönüllü çalışmalarda yer almıştır. Ayrıca,

“herkes için ekolojik okuryazarlık” teması ile düzenlenen çok sayıda eğitim ve seminerde de gönüllü olarak çeşitli dersler vermektedir.

Prof. Dr. Şevket Pamuk

1994 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde ders vermektedir. Pamuk’un Osmanlı, Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa iktisat tarihi üzerine pek çok kitabı ve makalesi bulunuyor. Son olarak Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi başlıklı kitabı İngilizce olarak da yayınlandı (Uneven Centuries: Economic Development of Turkey since 1820).

Pamuk, Dünya İktisat Tarihi Derneği’nin yönetim kurulu üyeliğini, Avrupa İktisat Tarihi Derneği’nin ve Asya İktisat Tarihi Derneği’nin başkanlıklarını ve European Review of Economic History dergisinin editörlüğünü yaptı. Bilim Akademisi ve Avrupa Bilimler Akademisi üyesidir.

Prof. Dr. Güven Sak

1961 yılında Bursa’da doğdu. Lisans eğitimini ODTÜ İktisat bölümünde, yüksek lisans eğitimini University of East Anglia’da yaptı. İktisat doktorasını ODTÜ’de tamamladı.

Sermaye Piyasası Kurulu baş araştırmacısı, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2003 yılında profesör oldu. 2006 yılı başında Ankara Üniversitesi’nden ayrılarak, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB-ETÜ)’ne geçti. 2004 yılında

(13)

Türkiye’nin ilk ve halen tek ekonomi politikaları düşünce kuruluşu olan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV)’nın kurucu direktörü oldu. Dünya Gazetesi ve Hürriyet Daily News’te köşe yazıları yazan Güven Sak, TOBB ETÜ Uluslararası Girişimcilik Bölümü’nün de öğretim üyesidir.

Prof. Dr. Serdar Sayan

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Serdar Sayan, Türk işgücü piyasasındaki gelişmeleri yakından izleyen Araştırma Merkezi SPM’nin de Direktörüdür. Lisans derecesini ODTÜ Ekonomi’den;

lisansüstü derecelerini Ohio State Üniversitesi’nden alan Sayan, geçmişte Bilkent ve Ohio State Üniversitelerinde öğretim üyesi; IMF’de Misafir Araştırmacı; Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nda (TEPAV) Danışman olarak çalışmıştır. İşgücü iktisadı, demografi ve uluslararası iktisat yazınlarına katkıda bulunmuş, üretken bir araştırmacı ve fikir yazıları, popüler iktisat makaleleri, konuk olduğu programlar ve verdiği röportajlarla ulusal ve uluslararası medya görünürlüğü ile tanınan bir akademisyendir.

Prof. Dr. İlhan Tekeli

6 Kasım 1937 İzmir doğumlu, şehir ve bölge plancı ve sosyal bilimcidir. 1964 yılından beri planlama kuramı, göç coğrafyası, makro coğrafya, Türkiye’deki yerel yönetim tarihi ve ideolojisi, Türkiye’nin kentleşme deneyimi ve toplumsal sonuçları, Türkiye’nin modernleşme tarihi, Cumhuriyetin ekonomik politikaları, Türkiye’de siyasal davranışlar, STK’lar, demokrasi vb. konularda yayınlanmış 111 kitabı ve çok sayıda bilimsel yazısı vardır. Çok sayıdaki ödülleri arasında TÜBİTAK Hizmet, Sakıp Sabancı ve Vehbi Koç Ödülleri sahibidir.

(14)

Dr. Öğr. Üyesi Gökçe Uysal

Gökçe Uysal, işgücü piyasaları, toplumsal cinsiyet ve eğitim ekonomisi üzerine araştırmalar yürütmektedir. Çalışmaları özellikle kadınlar, gençler, mülteciler gibi işgücü piyasalarında kırılgan gruplar üzerine yoğunlaşmaktadır.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nde Direktör Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda 2019/2020 Mercator İstanbul Politikalar Merkezi araştırmacısıdır.

Prof. Dr. Ebru Voyvoda

Yüksek Lisans ve Doktora derecelerini 1998 ve 2003 yılla- rında Bilkent Üniversitesi’nden aldı. 2003-2004 döneminde ABD’de University of Utah’da misafir araştırmacı olarak ça- lıştı. Eylül 2004’den bu yana Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nde öğretim üyesidir. 2011-2012 akademik döneminde iklim değişikliğinin ekonomik etkileri konusun- da çalışmalar yapmak üzere Almanya’da Center for European Economic Research (ZEW)’de ve 2015-2016 akademik döne- minde sanayileşme, yapısal dönüşüm ve büyüme konuların- da çalışmalar yapmak üzere İsviçre’de United Nations Confe- rence on Trade and Development’te bulunmuştur. Büyüme, uygulamalı genel denge, enerji-çevre-ekonomi modellemele- ri ve iktisat politikası alanlarında çalışmaktadır.

(15)

Prof. Dr. Abdullah Yalaman

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde gö- rev yapmaktadır. 2003 yılında Eskişehir Osmangazi Üni- versitesi İşletme bölümünü bitirmiş, 2008 yılında Anadolu Üniversitesi’nde finans alanında doktora derecesi almıştır.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 2009’da yardımcı do- çent, 2011’de doçent, 2016’da ise profesör kadrosuna atan- mıştır. İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde ve Avustral- ya’da Tazmanya Üniversitesi’nde ziyaretçi araştırmacı olarak bulunmuştur. Boğaziçi Üniversitesi CEE’de araştırmacı po- zisyonuna sahiptir. Çok sayıda araştırma projesi yürütmüş, ellinin üzerinde akademik makale ve kitap bölümü yayın- lamıştır. 2019-2020 akademik yılında İngiltere’de York Üni- versitesi’nde ziyaretçi araştırmacı olarak bulunmaktadır.

Prof. Dr. M. Ege Yazgan

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi- dir. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde daha önce rektör, rektör yardımcısı ve dekan olarak idari görevlerde bulunan Yaz- gan, şu anda Finansal Araştırma ve Uygulama Merkezi mü- dürü olarak araştırma faaliyetlerini sürdürmektedir. Bilim- sel yayınları uygulamalı makro, makro-finans, uluslararası finans, ekonomik büyüme ve tahmin alanlarında yoğunla- şan Yazgan, Lisans derecesini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden, Doktora derecesini Sussex Üniversitesi’nden almıştır.

(16)

Prof. Dr. Erinç Yeldan

1960 yılında İzmit’te doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. İktisat Doktorası derecesini 1988 yılında Minnesota Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi’ne katıldı. Aynı Üniversite’de 1990’da Doçent; 1998’de de Profesör ünvanını aldı. Profesör Yeldan halen İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve uluslararası ekono- mi, kalkınma ekonomisi ve makroekonomik modeller üze- rine çalışmaktadır. Merkezi Yeni Delhi’de olan Uluslararası Kalkınma İktisatçıları Birliği (IDEAs) kurucu-direktörle- rinden olan Profesör Yeldan, 1998 yılında Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) bilim teşvik ödülü sahibidir.

(17)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ...27

Asaf Savaş Akat GİRİŞ ...31

Ömer Faruk Çolak TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ / 33 Şevket Pamuk 1. Jüstinyen Vebası ...35

2. Kara Veba – Kara Ölüm ...36

3. İktisadi Sonuçları ...37

4. Jüstinyen Vebası Döneminde Emek Darlıkları ve Ücretler ...38

5. Yüksek Ücretler ve İslam’ın Altın Çağı ...40

6. Kara Veba Döneminde Ücretler ...43

7. Kara Veba’nın Avrupa’daki Eşitsiz Etkileri ...46

8. Tarihteki Salgınlar ve Bugünkü Salgın ...49

Kaynaklar ...50

SALGINLAR ve KENTLER SARMALINDA DÜNYANIN GELDİĞİ NOKTA: COVID-19 / 53 İlhan Tekeli 1. Salgın Hastalık Olgusu ve Sosyo-Mekânsallığı Üzerine ...54

2. İnsanların Yaşam ve Yerleşim Biçimlerinin Evrimi Sırasında Salgın Hastalık Olgusu ve İnsanların Salgınlara Karşı Koyma Biçimi ...56

(18)

18 SALGIN EKONOMİSİ

2.1. Yaşam yerleşik hale geliyor...57

2.2. Kentsel yaşam doğuyor ...58

2.3. Tıp bir meslek alanı olarak doğuyor ...58

2.4. Etkili uygulamalar mühendislik projelerinden geldi ...59

2.5. Bildiğimiz ilk salgınlar vebadan geldi ...61

2.6. Karantinanın bir önlem olarak kurumsallaşmaya başlaması ikinci veba salgını sırasında gerçekleşti ...62

2.7. Avrupalılar bulaşıcı hastalıkları Amerika’ya taşıdılar...63

2.8. 18. yüzyılda çiçek, 19. yüzyılda kolera salgınları etkili olmaya başladı ...64

2.9. Sanayi devriminin yarattığı sağlıksız yaşam koşulları ve kolera salgınları, modern şehirciliğin sağlık odaklı olarak kurulmasını sağladı ...65

2.10. II. Dünya Savaşı sonrasında gelişmekte olan ülkelerde hızla yaşanan kentleşme ve kentlerin çevresinde yarattığı gecekondu kuşakları yedinci kolera salgınını yaratıyor ...68

2.11. Dünyada çevre hareketi gelişiyor, sürdürülebilirlik ilkesi gelişiyor ...69

2.12. Avrupa Kentsel Şartı yoğun kenti savunuyor ...70

3. Mikroorganizmanın Bilinir Hale Gelmesi Neyi, Nasıl Değiştirdi? .71 3.1. Mikroskop bulunuyor, mikroorganizmalar görülür hale geliyor...72

3.2. Kamu sağlığı alanı doğuyor ...72

3.3. Modern fizyoloji doğuyor ...73

3.4. Mikrobiyoloji gelişiyor...73

3.5. Osmanlı İmparatorluğu dünyadaki mikrobiyolojik gelişmelere çok duyarlı davranıyor...75

3.6. Antibiyotikler bulunuyor ...76

3.7. Virüsler yaşam üzerinde en yüksek risk oluşturan ajanlar haline geliyor ...77

3.8. Kanıta dayalı tıp anlayışı gelişiyor ...78

3.9. 21. yüzyılın salgınları ve COVID-19’un ortaya çıkışı ...79

4. COVID-19 Virüsünün Farklılığı Nereden Kaynaklandı ve Nasıl Yeni Arayışlara Kaynaklık Etti? ...79

4.1. İki aşamalı bir mücadele stratejisi ...81

4.2. Gelecekte ne olacağını kestirebilmek için virüsün gelecekteki davranışını kestirmek gerekecektir ...82

5. Salgın Sonrası Dünyada Neler Olması Bekleniyor? ...83

Kaynaklar ...85

(19)

İÇİNDEKİLER 19

COVID-19 ve KÜRESELLEŞMENİN GELECEĞİ / 87 Ayça Tekin-Koru

1. Son Küreselleşmenin Temel Unsurları Açısından ...90

1.1. Küresel Değer Zincirleri ...91

1.1.1. COVID-19, Ticaret ve Yatırım ...93

1.2. Göç ...96

1.2.1. COVID-19 ve Geleneksel Göç ...97

1.2.2. COVID-19 ve Sanal-Göç ...98

2. Küresel Müşterekler Açısından ...100

2.1. Kamu Sağlığı ...101

2.1.1. Salgın Öncesi Vaziyet ...101

2.1.2. Salgında Neler Oldu? ...102

2.1.3. DSÖ Neden Başarısız Oldu? ...103

2.1.4. Ne Yapmak Gerek? ...104

2.2. Çevre ve İklim ...105

2.2.1. Ekonomik Küreselleşme ve Çevre ...105

2.2.2. Salgın Öncesi Çözüm Önerileri ...106

2.2.3. Salgından Sonra Ne Değişebilir? ...108

3. Son Söz ...108

Kaynaklar ...110

COVID-19 KRİZİNİN DÜNYA EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ / 113 Nazire Nergiz Dinçer 1. COVID-19 Salgınının Seyri ...114

2. COVID-19 Salgını ve Dünya Ekonomisi ...117

3. Neden COVID-19 Salgınına Karşı Gelişmekte Olan Ekonomiler Daha Kırılgan? ...122

4. COVID-19 Salgınının Uzun Dönemde Olası Etkileri ...124

5. Değerlendirme ...125

Kaynaklar ...127

(20)

20 SALGIN EKONOMİSİ

COVID-19 ve İKLİM KRİZİ: BİR AİLE FOTOĞRAFI / 129 Ahmet Atıl Aşıcı

1. Toprak Kullanımı-İklim Değişikliği-Kıstırılan Doğal Yaşam ...130

1.1. Malezya Domuz Çiftlikleri ve Nipah Virüsü ...131

2. Yeşil Yeni Düzen ve Avrupa Yeşil Düzeni ...134

2.1. Avrupa Yeşil Düzeni...135

2.1.1. Dönüşümün Kapsamı ve Araçları ...136

3. Sonuç Yerine ...137

Kaynaklar ...138

KORONAVİRÜS SONRASI DÜNYADA DIŞ TİCARETİ NE BEKLİYOR? / 141 M. Ege Yazgan 1. Dünya Ticaretinin İniş Çıkışları: Uzun Vadeli Görünüm ...142

2. Dünya Dış Ticaretinin Yükselişi, Çöküşü ve Küresel Değer Zinciri 147 2.1. KDZ Nedir? ...147

2.2. KDZ Ne Kadar Yaygın? ...150

3. KDZ’ye Katılım, Arz ve Talep Şoklarının Etkileri ve Koronavirüs 154 4. Sonuç Yerine ...157

Kaynaklar ...161

(21)

İÇİNDEKİLER 21

KÜRESEL KORONAVİRÜS SALGININDAN SONRA TÜRKİYE’DE SİYASET / 163

Ersin Kalaycıoğlu

1. Salgın Öncesi (2019 Sonu) Türkiye’de Siyaset ...164

2. Siyasal Rejim: Neo-Patrimonyal Sultanizm Salgına Karşı ...168

3. Salgın Sonrasında Siyasal Hayat ...172

4. Salgın ve Türkiye’nin Dış İlişkileri ...180

5. Sonuç: Neo-Patrimonyal Sultanizm’in Salgın ve Ekonomiyle İmtihanı ...182

Kaynakça ...185

COVID-19 SALGININ TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE ETKİLERİ ve POLİTİKA ALTERNATİFLERİNİN MAKROEKONOMİK GENEL DENGE ANALİZİ / 187 Ebru Voyvoda, A. Erinç Yeldan 1. 2020 Başında Türkiye Ekonomisinin Genel Görünümü ve COVID-19 Krizi ...190

2. COVID-19 Krizinin Ekonomik Etkilerinin Araştırılması ...195

3. COVID-19 Krizinin Beklenen Etkileri: Makroekonomik Analiz ..197

4. COVID-19 Salgınının Ekonomik Etkilerine Karşı Alternatif Politika Arayışı: Emek Gelir Desteği Politikası ...204

5. Sonuç ve Öneriler ...208

Kaynaklar ...215

EK. Makroekonomik Genel Denge Yaklaşımı ...216

Tablo Ek-1. Modelin Üretim Yönü ...217

Tablo Ek-2. Şematik Sosyal Muhasebe Tablosu ...218

Tablo Ek-3. İşgücü Piyasaları Veri ve Parametreleri (2019)...220

(22)

22 SALGIN EKONOMİSİ

SALGINDA TÜRKİYE EKONOMİSİ / 231 Osman Aydoğuş

1. Salgında Ekonomilerin Gelişim Aşamaları ...232 2. Kapanma Öncesinde Ekonominin Durumu ...236 3. Kapanma ve Büyük Çöküş ...238 4. Kriz-Karşıtı Politikalar: Bir Değerlendirme ...242 5. Sonuç ve Değerlendirme ...248 Kaynaklar ...250

SALGINLA MÜCADELEDE PİYASANIN ARTAN ÖNEMİ ve EKONOMİNİN BÜYÜMEYE OLAN BAĞIMLILIĞI / 251

Öner Günçavdı

1. Türkiye’de COVID-19 Salgını ve Muhtemel Etkileri ...253 2. Salgının Sanayi ve İstihdam Üzerinde Gözlemleyebildiğimiz Etkileri ...259 3. Yaşanan Krizin Farklılıkları ve Belirlenen Ekonomik Hedefin Sıradanlığı ...263 4. Nasıl Bir Şokla Karşı Karşıyayız? ...266 5. Mali Tedbirler ve Sonuçları ...268 6. Parasal Tedbirler ve Sonuçları...276 7. Krizle Mücadele için Kredi Politikası ve Krize Piyasa Üzerinden Müdahale ...278 8. Sonuç ...285 Kaynaklar ...287

(23)

İÇİNDEKİLER 23

SALGININ EKONOMİ POLİTİĞİ:

BORÇLANMA ve PARASAL GENİŞLEME / 289 Ömer Faruk Çolak

1. Salgına Girilirken Küresel Ekonomi ve Sonrası ...291 2. Krize Müdahale ve Parasal Genişleme ...298 3. Sonuç ...308 Kaynaklar ...309

KORONA GÜNLERİNDE TÜRKİYE İŞGÜCÜ PİYASASI / 311 Seyfettin Gürsel, Gökçe Uysal

1. Korona Öncesi Türkiye İşgücü Piyasasının Durumu ...313 1.1. Türkiye İşgücü Piyasasında Yeni Bir Dönem: 2018 – 2019...313 1.2. 2018 – 2019 Dönemin Toplumsal Cinsiyet Ayrımı Analizi ...317 2. Korona Şokunun İşgücü Piyasasına Etkileri ...320 2.1. Beklenmedik Sonuçlar, İşgücünde Çöküş ...320 2.2. Sosyal Mesafe Önlemleri, Koruyucu Politikalar ve İstatistikler ...322 2.3. Salgın Esnasında Toplumsal Cinsiyet Ayrımı ...328 3. Alternatif İşsizlik Kestirimleri ...330

3.1. COVID-19 Öncesinde ve Sırasında ABD ve Türkiye’de İşgücü

Piyasaları ...331 3.2. İşgücünde Olağan Dışı Düşüşler Olmasaydı İşsizlik Hangi Düzeyde Olurdu? ...336 4. Kısa ve Orta Vadede İşsizliğin Geleceği ...337 Kaynaklar ...340

(24)

24 SALGIN EKONOMİSİ

ÇALIŞMA BİÇİMLERİ ve TEKNOLOJİK DEĞİŞİM: VİRÜS, OFİS KAVRAMINI DÖNÜŞTÜRÜRKEN ÇALIŞANLARA NE OLUR? / 349

Güven Sak

1. “Ne Vakte Kadar?” Meselesi Neden Önemlidir? ...350 2. Virüsle Birlikte Yaşama Sürecine İşletmeler Nasıl İntibak Edecek? 351

2.1. Virüsle Birlikte Yaşamak İşletmeler için Azalan Verimlilik Demek ...352 2.2. İşletmeler Virüsle Birlikte Yaşamaya Nasıl İntibak Edecek? ...353 3. Ofis Dönüşürken, Çalışanlara Ne Olur? ...356 4. Sonuç Yerine: Genişleyici Para ve Maliye Politikalarında Asıl Tehlike Nedir? ...360 Kaynaklar ...361

SALGININ İŞGÜCÜ PİYASALARINA ETKİLERİ ve YANSIMALARI / 363 Serdar Sayan, Pınar Kaynak

1. Salgın Döneminde Belli Başlı İşgücü Piyasası Göstergelerinin Seyri ...366

1.1. Dünyada İşsizlik Oranları ...366 1.2. Türkiye’de İşsizlik Oranlarının Seyri ...368 2. İşsizlik Oranları, Gidişatı Neden Yansıtmıyor? Ne Yapmalı?...373 2.1. İşsizlik Oranları Neden Yetersiz? ...373 2.2. İşsizliğin Yeni Seyrini İzlemek için Alternatif Gösterge: Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı ...378 3. Salgında İşini ve Gelirini Kaybedenlere Destek Önlemlerinin Değerlendirmesi ...381

3.1. İşletmelere Yönelik Destekler ...382 3.2. Hanehalklarına Yönelik Destekler ...385 3.3. Salgın Desteklerine Dair Veri Bazlı Bir Genel Değerlendirme ...387 4. Sonuç ve Değerlendirmeler ...389 Kaynaklar ...391

(25)

İÇİNDEKİLER 25

COVID-19 SALGINININ YOL AÇTIĞI

EKONOMİK KRİZE KARŞI AÇIKLANAN EKONOMİK TEŞVİK PAKETLERİ: BİR KARŞILAŞTIRMA ve TÜRKİYE ÖRNEĞİ / 393

Ceyhun Elgin, Abdullah Yalaman

1. COVID-19 ve İktisadi Etkileri ...394 2. COVID-19 İktisadi Önlem Paketleri ...397 2.1. Mali Teşvik Paketleri ...398 2.2. Parasal Genişleme Paketleri ...401 2.3. Ödemeleri Dengesi ve Döviz Kuru Önlemleri ...404 3. COVID-19 ve Türkiye Ekonomisi ...405 3.1. Türkiye Ekonomisi İçin Öneriler ...411 4. Sonuç ...413 Kaynaklar ...413

COVID-19 ve TÜRKİYE’DE SERMAYE BİRİKİMİ / 415 Alper Duman

1. Temel Bulgular ...416 2. Sermaye Birikimin Kaynakları ...422 3. Yatırımlar ve Sermaye Birikimi Neden Düşük ...424 3.1. Dışarıya Varlık Çıkarılıyor ...427 3.2. Kantarı Bozuk Finansallaşma ...428 3.3. Özelleştirme ile Kamu Yatırımları Ele Geçirildi ...429 4. COVID-19 Krizi Neleri Değiştirebilir? ...430 4.1. Ticarete konu olmayan sektörlerin küçülmesi ...431 4.2. Ortalama Firma Büyüklüğünde Artış ...432 5. Tartışma ve Sonuç ...434 Kaynaklar ...435

(26)

26 SALGIN EKONOMİSİ

SALGIN YÜKSEKÖĞRENİMİ NASIL ETKİLEDİ? / 437 Oğuz Esen

1. Salgının Yükseköğrenime Maliyeti ...438

2. Yüz Yüze Öğrenime Ara Verilmesi ...439

2.1. Öğrencilerin eve dönmesi ...439

2.2. Uzaktan Öğrenime Erişim ...442

2.3. Üniversiteler ve Uzaktan Öğrenim ...444

3. Yükseköğrenimin özel ve toplumsal getirisi ...446

4. Profesyonel-mesleki eğitim ve genel eğitim ...448

5. Sonuç ...451

Kaynaklar ...452

SALGIN ve GIDA GÜVENLİĞİ / 455 R. Funda Barbaros, Özge Erdölek Kozal 1. Gıda Güvenliği Kavramının Ortaya Çıkışı ve Ölçme Sorunu ...458

2. Gıda Güvenliği: Genel Çerçeve ...463

3. Gıda Güvenliği: Seçilmiş Temel Göstergelerle Dünyada Genel Görünüm ...467

3.1. Bulunabilirlik Göstergeleri ...468

3.2. Erişilebilirlik Göstergeleri ...471

3.3. Kullanılabilirlik Göstergeleri ...475

3.4. İstikrar Göstergeleri ...478

4. Sonuç Yerine: Salgının Gıda Güvenliği Üzerindeki Etkisi ...483

Kaynaklar ...486

Veri Kaynakları ...487

(27)

ASAF SAVAŞ AKAT İstanbul Bilgi Üniversitesi

akat@bilgi.edu.tr

ÖNSÖZ

Dünya salgına hazırlıksız yakalandı. Üstelik yaklaşık yüzyıldır bu tür bir felaketle karşı karşıya kalmamıştı. Bundan dolayı salgının yıkıcı etkisi de ağır oldu. Salgın dünyada sadece ekonomik bir çöküşe neden olmadı, ülkelerin si- yasal yönetimlerini de sorgulanır hale getirdi. Birçok ülkede salgın karşısında halkın tepkisi farklı yönlerde de olsa sokağa kadar yansıdı.

Salgınla birlikte, pek çok ülkede sağlık sistemi, eğitim ve şehirleşme poli- tikaları sorgulanıyor. Salgının bu kadar geniş alana yayılmasında, ülkelerin ortak bir politika yürütememesinin de payı büyüktür. Hükümetlerin gerek salgına karşı verilen mücadelede ortak tavır almakta, gerek salgının neden olduğu ekonomik sorunlar karşısında uyumlu politikalar üretmekte başarısız oldukları çok açıktır.

Bu uyumsuzluk ve eşgüdümsüzlük sonucunda, kriz karşısında kaotik bir yapı ortaya çıkıyor. Her yerde milli gelirde sert bir düşüş, simetriği olarak da işsizlikte aynı sertlikte bir yükseliş yaşandı. Örneğin ABD’de işsizlik oranı dört ay içinde %3,5’dan %13’e kadar tırmandı. Bu kadar yüksek olmasa da benzer artışlar hemen hemen tüm ülkelerde görülüyor.

Küresel düzeyde eşgüdüm sağlanamasa da neticede krize karşı benzer iktisat politikaları ülkeler tarafından devreye sokuldu. Salgının ekonomik koşullarda yol açtığı bozulmayı hafifletmeyi amaçlayan politika kümesinin birinci ayağı, likidite yetersizliğinin firmalar ve bankalar üzerinde yaratacağı tahribatı sınırlamak üzere parasal genişlemeye gidilmesidir. Para politikası- nın sağladığı hızlı müdahale olanaklarından azami şekilde yararlanılmasına itiraz eden pek olmadı.

Ayrıca para politikası, paketin diğer, bir anlamda esas ayağı olan genişletici maliye politikasına destek veriyordu. Ülkelerin salgın öncesi kamu borçluluk

(28)

28 SALGIN EKONOMİSİ

oranı ve yapısal bütçe dengesinin genişletici maliye politikasının büyüklüğü açısından önemli bir sınır teşkil ettiği de görüldü. Kamu transfer harcamaları, salgından etkilenen sektörlerde işsiz kalan ve gelir kaybına uğrayan, özellikle düşük gelirli kesimlere yönelerek, salgının yol açtığı arz şokuna ağır bir talep şoku eklenmesini engellendi. Güçlü mali yapıya sahip ülkelerde kamu desteği tarihi rekor düzeylere yükseldi. Bu arada, doların küresel rezerv para olma- sının ABD’ye sağladığı geniş hareket alanının önemi salgın sonrasında iyice belirgin hale geldi.

Salgın karşısında Türkiye de az çok muadil politika kümesinden yararlan- dı. Bu açıdan göreli olarak başarılı bir tepkiden söz edilebilir. Ona rağmen, salgının yarattığı arz ve talep şoklarının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi çok ağır oldu. Birkaç neden öne çıkıyor. Biri, COVID-19 vurduğunda, 2018 yazında yaşanan döviz kuru şokunun ekonomide yarattığı olumsuz etkile- rin hala varlığını hissettirmesidir. Geri planda, önceki dönemlerde biriken makro dengesizliklerin zamanında düzeltilememesinin yarattığı kırılganlık- ları görüyoruz.

Kur oynaklığı, yüksek enflasyon, dış açık, kredi balonları, inşaat sektörün- de şişme, vs. iktisat politikası seçeneklerine ciddi kısıtlamalar getirdi. Para- sal genişleme ve kredi kanallarının kullanılması istikrarsızlık riskini arttırdı.

Kamunun harcama ve teşvik için kullanabildiği kaynaklar ise arzulanan ve gerekli hacmin altında kaldı. Özellikle ekonominin istihdam deposu niteli- ğindeki KOBİ’lerin bu durumdan çok olumsuz etkilendiği anlaşılıyor.

Bu süreç, Türkiye’nin salgından en çok etkilenen turizm ve benzer hizmet sektörlerine bağımlılığının yarattığı ek kırılganlıkla birleşince, istihdamda çok ciddi (ve tehlikeli) düşüşle karşı karşıya kalındı. Çözüm arayışındaki hükümet, kamu bankaları ve düşük faiz aracılığıyla inşaat sektörünü ayakta tutmaya ça- lıştı. İstihdamı artırıcı teşvik sistemini başta imalat sanayi olmak üzere dış ti- carete konu olan sektörlere yoğunlaştırmakta başarılı olamadı. 2020 ve 2021’de Türkiye ekonomisi için karamsar senaryolar hala geçerliliğini koruyor.

Küresel ölçeğe geri dönersek, salgının dünya ekonomisinde son çeyrek yüz- yılda oluşan dengesizliklere bir tür “sert düzeltme” zorladığı söylenebilir. Özel- likle vurgulamak istiyorum: Virüs ve salgın bu sorunların nedeni değildir ama

“sert inişin” tetikleyicisidir. Mevcut alışkanlıkların terkedilmesi ve yeni politika anlayışları üretilmesi zorunlu hale gelmiştir. Salgınla birlikte gıda güvenliğin-

(29)

ÖNSÖZ 29

den kentleşmeye, sağlıktan eğitime, korumacılıktan rezerv para sistemine, en önemlisi piyasa-devlet ilişkilerinde, velhasıl tüm alanlarda klasik yapıların ye- tersizlikleri net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Çuvaldız-iğne misali, iktisat teorisi- nin de güncel sorunları anlamak ve çözüm bulmaktaki zafiyetlerini bir an önce gidermenin yollarını araması gerekliliği unutulmamalıdır.

Efil Yayınevi, 24 akademisyen tarafından, salgının yarattığı yıkımın dünya ve Türkiye ölçeğinde analiz edilmesine imkân veren bu kitabı yayınlayarak önemli bir ilki gerçekleştirmiştir. Kitabın, gelecekte Türkiye ekonomisi ve iktisat öğretisi üzerine yapılacak araştırmalara ışık tutacak bir eser olması- nı umut ediyorum. Efil Yayınevi’ni ve kitaba katkılarıyla destek veren seçkin yazar kadrosunu bu kritik dönemde akademisyen sorumluluğunu sahiplen- dikleri için candan kutluyorum.

(30)
(31)

ÖMER FARUK ÇOLAK İktisat ve Toplum Dergisi

ofc1962@gmail.com

GİRİŞ

Ekonomiler, sadece kendi dinamiklerinden kaynaklanan krizler yaşamaz- lar. Doğal afetler, savaşlar gibi olaylar sebebiyle de ekonomiler krize girebilir.

COVID-19 salgın krizi de doğrudan iktisadi dinamiklerden kaynaklanma- yan bir krizdir. Dünya uzun dönemdir ekonomiye bu kadar ağır darbe vuran böyle bir salgınla karşı karşıya kalmamıştı. Bundan dolayı salgın, gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere tüm dünyayı hazırlıksız yakaladı. Bu da krize yönelik uygulanan iktisat politikalarının etkinliğini zayıflattı.

Salgın, ülke ekonomilerinde arz ve talep şokunu birlikte yaratmıştır. Bu- nun sonucunda toplam talep ve ardından gecikmeli olarak toplam arz hızla düşmüştür. Bu gelişimin bariz göstergesi olarak GSYH büyüme oranı negatife dönüşürken, işsizlik oranı da hızla yükselmiştir. Bu gelişim doğal olarak dış ticarete de yansımış ve dünya ticaret hacmi 2008 Krizi’nde bile görülmeyen bir biçimde daralmıştır.

COVID-19 ülkelerin sağlık sisteminden kentleşme politikasına, gıda güve- liğinden politikacıların davranış biçimlerine kadar bir dizi alanda sorgulan- masına neden olmuştur. Göreli olarak, sağlıkta kamunun ağırlığının yüksek olduğu ülkeler, salgına karşı alınan önlemlerde daha iyi performans göster- miştir. Türkiye de hala kamunun sağlık sisteminde var olmasının getirdiği avantajı olumlu yönde kullanmıştır.

Kriz karşısında popülist liderler farklı davranış biçimleri göstermiştir.

ABD ve Brezilya’nın sağcı popülist liderleri krizi ciddiye almadılar. Ne yazık ki bunun bedelini kendileri değil, ülkenin yurttaşları çekmiştir. ABD ve Bre- zilya salgın kaynaklı ölümlerde ilk iki sırayı almışlardır.

Krize karşı uygulanan genişlemeci para ve maliye politikasına rağmen dünya ekonomisinde, yılın ilk çeyreğinde büyüme oranı negatif olmuştur.

(32)

32 SALGIN EKONOMİSİ

Türkiye bu dönemde, 2019’daki küçülmenin de etkisiyle pozitif büyümeyi yakalamıştır. Ancak ikinci çeyrekte bunun sürdürülmesi mümkün gözükme- mektedir.

Krize yönelik uygulanan genişlemeci para politikası, birçok ülkede para arzını hızla artırırken, faiz oranları sıfır düzeyine kadar gerilemiştir. Türkiye de enflasyon hedeflemesine dayalı para politikasından ayrılmıştır. TCMB ba- ğımsızlığı ortadan kalkmıştır. Aslında salgınla birlikte artık ne merkez ban- kası bağımsızlığından ne de enflasyon hedeflemesinden bahseden kalmıştır.

Bu gelişim, Neoklasik temelli para politikasının, yerini, en azından şimdilik modern para teorisine terk etmesiyle sonuçlanmıştır.

Salgın henüz 2008 Krizi’nin etkisinin tam olarak ortadan kalkmadığı bir dönemde gelmiştir. Bundan dolayı küreselleşme, sermaye hareketleri ve borçlanma sorunu daha çok konuşulur olmuştur. Özellikle borç stokunun 258 trilyon dolara ulaşması, gelişmiş ülkelerde borç yükü oranının %392’ye ulaşması sorunun daha uzun bir süre devam edeceğini göstermektedir.

Salgının ekonomi üzerindeki etkisinin hızlı ve ağır olması, akademik çev- relerin de ilgisini çekmiştir. Türkiye’de de yurt dışındaki kadar olmasa da ya- pılan araştırmalar dergilerde kendisine yer bulmuştur.

Efil Yayınevi salgın ekonomisi üzerine İktisat ve Toplum Dergisi’nde iki özel sayı yayımlamıştır. Bunun yanında derli toplu bir kitap çalışmasının ge- lecek dönemde olası gelişmelere ışık tutacağı düşüncesiyle 13 farklı üniversi- teden 24 akademisyenin katıldığı bir proje geliştirmiştir. Elinizdeki kitap, bu düşüncenin eseridir.

Efil Yayınevi’nin editörü olarak ülkemizin seçkin akademisyenlerine bu ki- tap için teklifimizi götürdüğümüzde hızla olumlu yanıt aldık. Akademisyen- ler, yoğun araştırma/eğitim faaliyetlerine rağmen, çalışmanın hızla tamam- lanmasına büyük katkı verdiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

Bu çerçevede, salgına yönelik yayımlanan ilk kitap olması sebebiyle önem- li bir boşluğu doldurduğumuzu düşünmekteyiz. Umarız Salgın Ekonomisi, başka çalışmaların da yapılmasına pozitif dışsallık sağlar.

(33)

ŞEVKET PAMUK Boğaziçi Üniversitesi pamuk@boun.edu.tr

TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ

İnsan toplulukları binlerce yıldır salgın hastalıklarla birlikte yaşıyor. İn- sanların ve başka türlerin yeni alanlara doğru genişlemeleri, hastalıkların yayılmasında her zaman önemli rol oynadı. Erken dönemlerden itibaren göçlerin yanı sıra yerleşik tarıma geçiş, kentleşme, savaşlar ve ticaret; bir coğ- rafyada bilinen kızamık, çiçek, tifo, dizenteri, sıtma, verem, kolera, veba gibi hastalıkların yeni ortamlara taşınmasına ve yayılmasına neden oldular. İnsan toplulukları zaman içinde pek çok hastalığa karşı bağışıklık kazansa bile, yeni hastalıklar büyük can kayıplarına neden olabiliyordu. Salgın hastalıklar nü- fusun yanı sıra, iktisadi, mali ve askeri alanlardaki etkileriyle tarih boyunca pek çok siyasi ve askeri olaya neden olmuş ve pek çok devletin hatta impara- torlukların yıkılışında önemli roller oynamıştır (McNeill, 1977).

Milattan önce 500 yıllarına kadar Mısır, Mezopotamya ve Batı Hindistan’da Indus Vadisi arasındaki bağlantılar güçlüyken, Batı Asya, Akdeniz havzası ve Avrupa ile Doğu ve Güneydoğu Asya arasındaki bağlantılar henüz zayıftı.

Daha sonraki dönemlerde hem İpek Yolu hem de Hint Okyanusu üzerin- den ticari ilişkiler kuruldu, ancak Avrasya kıtasının doğu ve batısı arasındaki bağlantılar çok güçlenmedi. Salgın hastalıkların kıtanın bir ucundan diğerine hızla yayılması pek görülmedi. 13. yüzyılda Cengiz Han önderliğinde Moğol- ların Orta Asya stepleri üzerinden Asya’nın doğusu ile batısını birleştirmesiy- le küreselleşmenin tarihinde yeni bir aşamaya ulaşılmış oldu. Moğollar, Orta Asya’da ticaretin gelişmesine ve kervan yollarının güvenliğine büyük önem verdiler. 14. yüzyılın ikinci yarısına kadar hem Çin’de hem de Batı Asya’da

(34)

34 SALGIN EKONOMİSİ

egemenliklerini sürdürdüler. Marko Polo bu dönemde, İtalya’dan Karadeniz ve Orta Asya üzerinden Çin’e kadar seyahat edebildi (Abu Lughod, 1989).

Daha sonraki dönemlerde pek çok bölgesel salgının yanı sıra, kıtalarara- sı ya da küresel salgınlar da yaşandı. Bunların içinde tarihçiler tarafından en çok incelenen salgın Kara Veba’dır. Kara Veba ya da Kara Ölüm, 14. yüz- yılda Doğu Asya’dan Akdeniz havzası ve Avrupa’ya doğru yayıldı. Yüzyıllar boyunca etkisini sürdürdü. 16. yüzyılda Avrupalıların Eski Dünya’da çok yay- gın olan hastalıkları Amerika’ya getirmelerinden sonra, özellikle Meksika ve Peru’da, sayıları 100 milyona ulaşan ve bağışıklığı olmayan yerli Amerikan nüfusu, yarım yüzyıl içinde yaklaşık yüzde 90 azaldı ve ilerleyen dönemlerde de toparlanamadı. Yaklaşık bir yüzyıl önce, Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru yayılmaya başlayan İspanyol Gribi yaklaşık 50 milyon kişinin ölümüne neden oldu; ancak kısa sürede sona erdiği için, orta ve uzun vadeli iktisadi sonuçları sınırlı kaldı.

Bugün olduğu gibi, geçmişteki küresel salgınların da can kaybının yanında önemli iktisadi sonuçları oldu. Bunların içinde, Doğu Akdeniz-Orta Doğu bölgesini de etkisi altına alan iki veba salgını yüzyıllar boyunca sürdüğü için, orta ve uzun vadeli iktisadi sonuçları da önemli oldu. Bu vebalardan ilki, mi- lattan sonra 6. yüzyılda başlayan ve dalga dalga 8. yüzyıla kadar süren Jüs- tinyen Vebası; ikincisi ise 14. yüzyılın ortalarında başlayan ve 19. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar sık sık geri gelen Kara Veba’dır. Kara Veba’ya neden olan bakteri 1894 yılında bu kez Hong Kong Vebası adı verilen yeni bir salgın başlattı. Salgın buharlı gemilerle tüm dünyaya yayıldı, ancak kısa süreli kaldı- ğı için yarattığı tahribat sınırlı oldu. İlk iki kıtalararası veba salgınının, özel- likle de 14. yüzyılda başlayan ikincisinin iktisadi sonuçları son yıllarda iktisat tarihçileri tarafından bir hayli incelendi ve incelenmeye devam ediyor. Bu yazıda daha önce İngilizce olarak yayımlanan üç çalışmamın bulgularından da yararlanarak bu iki veba salgınının orta ve uzun vadeli iktisadi sonuçlarını tartışacağım.

Yazıda, tarihteki büyük salgınların ve iktisadi etkilerinin incelemesinden elde edilecek önemli dersler olduğunu savunacağım. Bunlardan birincisi sal- gınların hem kısa vadede hem de uzun vadede önemli ve kalıcı sonuçları olabileceği. İkinci olarak, salgınların etkileri ve sonuçlarının hem toplum- lar içinde hem de toplumlar arasında eşitsiz olarak dağıldığını görüyoruz.

(35)

TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ 35

Üçüncü olarak da salgınların etki ve sonuçlarının, hem hastalığın, salgının ve çevrenin özelliklerine, hem toplumların özelliklerine, hem de hastalıkla top- lumların etkileşimine bağlı olduğuna; aynı salgının farklı toplumlarda, farklı uzun vadeli sonuçlara yol açabileceğine işaret edeceğim.

1. Jüstinyen Vebası

Vebaya neden olan ve artık Yersinia pestis olarak adlandırılan bakteri, fa- reler üzerinde yaşayan pirelerin ısırmasıyla insanlara bulaşıyordu. Bakteriyi taşıyan pireler ve pireleri taşıyan fareler yoluyla hastalık karadan ve gemilerle denizden uzun mesafeler aşabiliyordu. Bugün de dünyanın bazı bölgelerinde görülen ancak artık antibiyotiklerle tedavi edilebilen hastalık, eski dönem- lerde yakalanan nüfusun yaklaşık yarısında, üç-beş gün içinde ölüme neden oluyordu. İlki 6. yüzyılda ve ikincisi 14. yüzyılda başlayan iki veba salgınına yol açan bakterilerin birbirleriyle ilişkili olduğu düşünülüyor.

Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde başlayan ve İmparator’un da hastalığa yakalanması nedeniyle onun adını alan Jüstinyen Vebası MS 541 yılında başladı. Kökenlerinin Asya’da olduğu tahmin edilen salgın, Mısır’la Hindistan arasındaki ticaret yolları üzerinden Akdeniz havzasına, oradan da ticaret gemileriyle Bizans’ın başkentine ulaştı. O dönemde Avrupa’nın en büyük kenti olan Konstantinopolis salgından en fazla etkilenen kent oldu.

Salgının ilk dalgası sırasında, yaklaşık üç dört aylık süre içerisinde, kentte her gün binlerce kişinin ve toplam olarak kent nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ının öldüğü belirtilmektedir (Little, 2007).

Vebanın ortaya ilk çıkışından sonraki yüzyılda, Bizans Devleti’nin nüfusu- nun yüzde 25-30 dolaylarında azaldığı tahmin ediliyor. Jüstinyen Vebası’nın Bizans Devleti için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen tarihçiler var (Tre- adgold, 1997, s. 278; Morrison, 2007, s. 38-39). Bizans Devleti’nin nüfusu an- cak sekizinci yüzyıldan itibaren toparlanmaya başladı. Eldeki veriler çok ay- rıntılı olmamakla beraber, salgının altıncı yüzyıldan sekizinci yüzyıla kadar Mısır ve Mezopotamya (Güney Irak)’ta da büyük nüfus kayıplarına yol açtığı tahmin ediliyor (Kennedy, 2007).

Jüstinyen Vebası, izleyen iki yüzyıl boyunca sık sık yeniden sahneye çı- karak sadece Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde değil, Batı Akdeniz

(36)

36 SALGIN EKONOMİSİ

bölgesinde de etkili oldu ve İngiltere’ye kadar uzandı. İlerleyen dönemde hastalığın Akdeniz havzasından doğuya ilerleyerek Çin’e de ulaştığına ilişkin kanıtlar var. Jüstinyen Vebası önemli siyasal gelişmelere de yol açtı. Örneğin büyük nüfus kayıpları ve ekonominin darbe alması nedeniyle Bizans Devleti zayıf düşünce, vebadan daha az etkilenen Arap Yarımadası’nda İslam ordu- larının Suriye ve Mısır’a doğru hızla yayılmalarının daha kolay olduğu öne sürülüyor (McNeill, 1977, s. 109-118).

2. Kara Veba – Kara Ölüm

14. yüzyılda başlayan Kara Veba hakkındaki bilgilerimiz daha ayrıntılıdır.

Kara Veba, Jüstinyen Vebası’na neden olan bakterinin bir alt-türü tarafından yayıldı. Salgının Güney ve Güneydoğu Asya’dan başlayarak 1330’lu yıllarda Çin’de görüldüğü ve 1346 yılında Kırım’a ulaştığı biliniyor. Kırım’dan tica- ret gemileri aracılığıyla Konstantinopolis’e, oradan da Mısır ve Suriye’ye ta- şınan Kara Veba, daha sonra Sicilya’dan Afrika’nın kuzeyine ve Güney ve Batı Avrupa üzerinden birkaç yıl içinde İngiltere ve Rusya’ya kadar tüm Avrupa kıtasına yayıldı. Salgın nedeniyle kısa bir süre içinde önce Mısır’da ve daha sonra Avrupa’da toplam nüfusun yaklaşık üçte biri yaşamlarını kaybetti. Kara Veba, İngiltere’de 1660’lara kadar; Batı ve Güney Avrupa’da 17. yüzyıl sonu, 18. yüzyıl başlarına kadar; Doğu Akdeniz ve Osmanlı İmparatorluğu’nda ise 1840’lara kadar sık sık ortaya çıkarak büyük nüfus kayıplarına neden olmaya devam etti. Kara Veba’nın toplam 75 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor (Herlihy, 1997; Dols, 1977).

Avrupa kıtasının nüfusunun salgından önceki düzeylerine geri dönmesi iki yüzyıl sürdü. Daha sonra, 16. yüzyıldan 19. yüzyılın başlarına kadar Avru- pa’nın, Çin’in ve Hindistan’ın nüfusu üç, hatta dört kat arttı (Livi-Bacci, 2017, s. 42-47; McEvedy ve Jones, 1978). Buna karşılık, Doğu Akdeniz ve Osmanlı İmparatorluğu’nda toplam nüfus 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar çok az ar- tabildi. Osmanlı Devleti’nde nüfus artışlarının sınırlı kalmasının önde gelen nedenleri arasında Kara Veba’yı da düşünmek gerekiyor.

Ünlü Arap sosyal bilimci İbn-i Haldun da Kara Veba döneminde yaşa- dı ve salgının erken dönemlerinde Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da bir hay- li dolaştı. Yakın ailesinin üyeleri salgın nedeniyle hayatlarını kaybettiler.

(37)

TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ 37

İbn-i Haldun’un yazılarında salgınla ilgili önemli gözlem ve tahliller vardır.

Osmanlı tarihçileri ise son yıllara kadar vebayla çok ilgilenmediler. Oysa Kara Veba’yı dikkate alınca ve bu konudaki bilgilerimiz arttıkça, Osmanlı tarihine ilişkin pek çok konuda farklı yorumlar gündeme gelebilir. Örneğin, Osman- lıların ilk kez Anadolu’dan Rumeli’ye geçmeleri ve Balkanlar’da hızla yayıl- maları Kara Veba’nın ilk dalgası sırasında gerçekleşti. Salgının o dönemlerde kentlerde değil de daha çok kırlarda yaşayan Osmanlıları Bizans Devleti’n- den ve Balkanlar’daki diğer toplumlardan daha az etkileyip etkilemediğinin, Osmanlıların Rumeli’de yayılmalarında ne kadar etkisi olduğu daha ayrıntılı olarak incelenmeye muhtaçtır.

İlerleyen yüzyıllarda Kara Veba, Balkanlar’a, Anadolu’ya ve Arap vilayetle- rine sık sık geri döndü. Salgın dalgalarının ortalama olarak on yılda bir tek- rarlandığı hesaplanmaktadır (Varlık, 2017). Salgın Doğu Akdeniz’de sadece liman kentlerinde değil, ticaret yolları üzerinden iç bölgelerde de etkili oldu.

Kara Veba’nın ilk dalgası sırasında artık küçük bir kent olduğu için, Konstan- tinopolis’in ilk dönemdeki nüfus kayıplarının Jüstinyen Vebası’na kıyasla çok daha sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Ancak ilerleyen dönemlerde, özellikle de 16. yüzyıldan itibaren, ticaret yollarının kavşağında bir başkent olan İstanbul, vebanın önemli bir merkezi ya da kavşağı konumuna geldi.

3. İktisadi Sonuçları

Her biri yüzyıllar süren bu iki veba salgının hem orta hem de uzun vadede önemli iktisadi sonuçları oldu. Sık sık tekrarlayan salgınların yol açtığı büyük nüfus kayıpları, hem iktisadi faaliyetler üzerinde hem de gelirin bölüşümüne ilişkin büyük değişikliklere yol açtı. Son dönemlerde yapılan çalışmalar saye- sinde, uzun süre etkisini devam ettiren bu iki salgının hem toplumlar içinde hem de toplumlar arasında eşit olmayan kısa ve orta vadeli etkileri ve uzun vadeli sonuçları hakkında artık bir hayli bilgimiz var (Pamuk, 2007; Findlay ve Lundahl, 2006).

Çalışma yaşındaki nüfusun büyük bir bölümünün yaşamlarını kaybetme- leri sonrasında, ekilen toprakların büyük bir bölümü, özellikle de verimi daha düşük topraklar boş kalırken, azalan talep nedeniyle tahılların ve genel olarak tarımsal malların fiyatları düştü. Buna karşılık, emek darlıkları nedeniyle üc-

(38)

38 SALGIN EKONOMİSİ

retler yaklaşık iki katına çıktı, mamul malların fiyatları yükseldi. Böylece ta- rımsal üreticilerinin ve özellikle toprak sahiplerinin gelirleri düşerken, emek gelirleri arttı. Yatırımların azalmasının etkisiyle faizler de düştü. Ölenlerin malları sağ kalan yakınlarına geçtiği için, sağ kalan nüfus hem ücretlerinin artması hem de ölenlerin mallarını devralmaları sayesinde, gelirlerini ve ya- şam standartlarını yükseltti. Artan gelirler ve nüfus yapısındaki değişiklikler talebin yapısını da değiştirdi. Taleple birlikte tarımsal üretimin bileşimi de değişti, tahılların toplam üretim içindeki payı azalırken, diğer bitkilerin ve hayvancılık ürünlerinin payları yükseldi. Kent ekonomisinde üretilen mamul mallara ve bir bölümü ithal edilen lüks tüketim ürünlerine olan talep arttı.

Veba dalgalarının yavaşlamasıyla birlikte ölüm oranları düşmeye, nüfus- taki düşüşler de durmaya başladı. Ancak nüfusun her zaman ve her yerde süratle toparlandığını düşünmemek gerekir. Hastalık, ölüm ve belirsizlikler pek çok yerde doğurganlık oranlarının uzun süreler düşük kalmasına yol aç- tığı için, nüfusun toparlanması pek çok yerde yavaş oldu. Nüfusun toparlan- masıyla birlikte boş bırakılan tarımsal topraklar tekrar üretime açılırken kişi başına tarımsal üretim, ücretler ve kişi başına gelirler düşmeye başladı.

4. Jüstinyen Vebası Döneminde Emek Darlıkları ve Ücretler

1300 yılı öncesinde Avrupa için elimizde ücret ve fiyat verileri bulunmu- yor. Ancak Orta Çağlarda Doğu Akdeniz-Orta Doğu bölgesi için Bizans ve İslam dönemi kaynaklarından ücret ve belli başlı tüketim malları için fiyat verileri derlemek ve ücretlerin satın alım gücünün uzun dönemli eğilimlerini ortaya koymak mümkün oldu. Orta Çağlarda Fustat, Kahire ve diğer Mısır kentlerinde ve Bağdat’ta düz işçilerin günlük ücretlerinin satın alım gücü, ki- logram buğday cinsinden veriliyordu. Şekil 1’de özetlediğimiz hesaplamalar, Doğu Akdeniz-Orta Doğu kentlerinde işçi ücretlerinin 19. yüzyıl öncesin- deki iki bin yıl boyunca gösterdikleri en önemli dalgalanmaların iki büyük veba salgınıyla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor (Pamuk ve Shatzmiller, 2014 ve Pamuk, 2005).

Şekil 1’de Mısır kentlerinde düz işçilerin ücretlerinin satın alım gücü, Bi- zans döneminde asgari geçim düzeylerine yakın seyrettikten sonra, Jüstinyen Vebası’nın etkili olduğu dönemde hızla yükseldiği görülüyor. Jüstinyen Veba-

(39)

TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ 39

sı altıncı yüzyıldan itibaren Mısır kentlerindeki ücretleri, nüfusun düşmesine ek olarak, bir başka yolla da yükseltmiş olabilir. Altıncı yüzyıla kadar Kons- tantinopolis kenti buğday ihtiyacının büyük bölümünü o dönemde Bizans egemenliğindeki Mısır’dan sağlıyordu. Vebanın Konstantinopolis nüfusunu azaltmasından sonra, Bizans başkentinin buğday talebinin durması da Mı- sır’da buğday fiyatlarını düşürerek ücretlerin satın alım gücünü yükseltmiş olabilir (Teall, 1959, s. 91-97). Nitekim elimizdeki fiyat verileri, yedinci, seki- zinci ve dokuzuncu yüzyıllarda Mısır’da buğday fiyatlarının çok düşük sey- rettiğini gösteriyor. Jüstinyen Vebası’nın etkisi buğday fiyatlarıyla sınırlı kal- madı, yaptığımız hesaplamalar bu dönemde Mısır kentlerindeki ücretlerin, buğdayı da içeren ama daha geniş bir tüketim paketini satın alma gücünün de yüksek seyrettiğini gösteriyor.

Elimizdeki, Mısır’a göre daha sınırlı veriler, Jüstinyen Vebası döneminde Bağdat’taki işçi ücretlerinin satın alım gücünün de yükseldiğini, ancak buğ- day fiyatlarının Mısır’daki kadar düşmemesi nedeniyle, Bağdat’ta ücretlerin satın alım gücünün Mısır kentlerindeki kadar yüksek olmadığını gösteriyor (Şekil 1). Jüstinyen Vebası sonrasında Bağdat yöresinde ve genel olarak Me- zopotamya’da nüfusun Mısır’dakinden daha hızlı toparlanmış olması da iki

Şekil 1. 1800 Yılı Öncesinde Orta Doğu Kentlerinde Düz İşçilerin Günlük Ücretlerinin Satın Alım Gücü; kg buğday olarak

Kahire Bağdat İstanbul 4 Kişilik Ailenin Geçimi

(40)

40 SALGIN EKONOMİSİ

bölge arasındaki farkı açıklayabilir. Nüfusun artmaya başlamasıyla birlikte buğday fiyatları hem Mısır’da hem de Mezopotamya’da yükselmeye başladı.

Ancak ilerleyen yüzyıllarda ücretlerin satın alım gücü Mezopotamya’da Mı- sır’dan daha yavaş düştü.

Jüstinyen Vebası döneminde nüfusun yavaş toparlanmasının bir nedeni vebanın dalga dalga geri gelmesiydi. Buna ek olarak, veba nedeniyle ortaya çıkan belirsizlikler, olumsuz koşullar ve emek darlıkları, doğum kontrolünün yaygınlaşmasına ve doğurganlık oranının düşmesine yol açmış olabilir. Ba- sim Musallam edebi, tıbbi ve hukuki kaynakları kullanarak yaptığı çalışma- sında, verilerin daha ayrıntılı olduğu Kara Veba döneminde doğum kontrolü yöntemlerinin yaygınlaştığını ve doğum oranlarının düştüğünü göstermek- tedir. Doğurganlık oranının Jüstinyen vebası döneminde de düşmüş olması mümkündür. Musallam da İslam hukukunun dokuzuncu yüzyıldan itibaren doğum kontrolünü kabul ettiğini belirtmektedir (Musallam, 1983).

Jüstinyen Vebası sonrasında, erken İslam döneminde Mısır ve özellikle de Mezopotamya’da oluşan emek darlıkları ve yüksek ücret koşulları, o dönem- de yeni yeni biçimlenmekte olan İslami kurumları da etkilemiş ve biçimlen- dirmiş olabilir. Örneğin, bu dönemde kadınların kendi elde ettikleri gelir- ler üzerindeki denetimlerini sürdürebilmeleri; kadınların mülkiyet hakları, miras hakları, evlilik süresince mülkiyet haklarını ayrı olarak sürdürebilme hakları, emek darlıkları ve yüksek ücret koşullarından etkilenmiş olabilir (Shatzmiller, 2007, s. 93-117, 149-75).

5. Yüksek Ücretler ve İslam’ın Altın Çağı

Sekizinci yüzyıldan on birinci yüzyılın sonlarına kadar süren ve “İslam’ın Altın Çağı” olarak adlandırılan dönemde Orta Doğu ve özellikle de Mezopo- tamya bölgesi dünyanın en canlı ekonomisine sahipti. İktisadi canlılık, her şeyden önce, yüksek verimlilikle çalışan bir tarım sektörü ve uzak mesafe ticaretinin sağladığı yararlar üzerine kurulmuştu. Bunların arkasında ise si- yasal istikrar, artan güvenlik ve zaman içinde sulama altyapısının güçlendiril- mesi yatıyordu. Bu dönemde ayrıca işbölümünün giderek genişlediği, derin- leştiği ve uzmanlaşmış mesleklerde, özel beceri gerektiren işlerde çalışanların oranının yükseldiği anlaşılıyor (Shatzmiller, 1994).

(41)

TARİHTE KÜRESEL SALGINLAR ve İKTİSADİ ETKİLERİ 41

Jüstinyen Vebası ve onun tekrarlanan dalgalarıyla oluşan emek darlıkları ve yüksek ücret ortamı, İslam’ın Altın Çağ’ını olumlu yönde etkilemiş, ona katkıda bulunmuş olabilir mi? Aşağıda Jüstinyen Vebası sonrasında oluşan yüksek ücret ve yüksek gelir ortamının, Altın Çağ döneminde, gelir esnekliği yüksek mallara olan talebi artırarak verim artışlarına neden olduğunu ve iler- leyen dönemlerde ekonominin pek çok kesiminde verimlilik artışlarını des- teklediğini savunacağım. Sözünü ettiğim koşullar ve yaşanan süreç, bazı ba- kımlardan Kara Veba sonrasında Batı Avrupa’da oluşan yüksek ücret ve yeni tüketim kalıpları ortamına benziyordu (Herlihy 1997; Voigtlander ve Voth, 2009). Ancak arada önemli farklılıklar da vardı. İslam’ın Altın Çağı’na ilişkin literatür, bugüne kadar Jüstinyen Vebası’yla arasındaki nedensellik ilişkile- rine odaklanmadığı için, aşağıdaki tartışmada gündeme getirilen konuların daha fazla incelenmesi gerekmektedir.

Jüstinyen Vebası sonrasında oluşan yüksek ücret ve yüksek gelir ortamı, her şeyden önce Mezopotamya tarımında gelir esnekliği yüksek mallara olan talebi artırarak tarımsal verim artışlarına neden oldu. Andrew Watson’un ünlü kitabında ayrıntılı olarak belgelediği gibi, Altın Çağ döneminde Irak, Eski Dünya’nın farklı bölgelerinden getirilen pirinç, sorgum, limon, misket limonu, ıspanak, karpuz ve şeker kamışı gibi gıda bitkileriyle pamuk gibi sa- nayi bitkilerinin Orta Doğu’daki ilk merkezi haline dönüştü (Watson, 1983).

Erken Abbasi dönemi yemek kitaplarında sözü edilen malzemeler, önemli bir bölümü yerel tarımsal üreticiler tarafından yetiştirilen çok çeşitli sebze, mey- veler ve baharatlar da içermekteydi (Arbery 1939, Rodinson, 1949, s. 145-46;

Ashtor, 1968) Bu bitkilerin üretimi için gerekli olan emeğin bir bölümü önce- leri Mezopotamya’ya getirilen kölelerle karşılanmaktaydı. Ancak Doğu Afri- ka’dan getirilen kölelerin 869-883 yıllarındaki güçlü Zanj (zenci-Doğu Afrika anlamında) ayaklanmasından sonra, tarımda köle kullanımı tümüyle olmasa da büyük ölçüde ortadan kalktı (Popovic, 1976)

Bu dönemde yazılan yemek kitaplarında ve daha genel olarak insanların diyetleri hakkında derlenen bilgilerden anlaşıldığı gibi, koyun ve kuzu eti, tavuk ve süt ürünleri orta sınıfların ve daha sınırlı olarak düşük gelirli ke- simlerin beslenme alışkanlıklarında önemli bir yer edinmişti. Aynı kalori ve protein miktarlarını et ve süt ürünlerinden sağlamak tahıllardan sağlamaya kıyasla on kata kadar daha pahalı olabildiği için, diyetlerde et ve süt ürün-

Referanslar

Benzer Belgeler

Sıklıkla yüksek enerjili travma ile oluşan pilon kırıklarının tüm tibia kırıkları içerisinde görülme oranı azdır.Ayrıca iki taraflı kırık oluşumu oldukça

yaygın olmasına karşılık herhangi bir mukoza tutulu - mu yoktu ve steroid tedavisinin deflazokort yerine metilprednizolon olarak değiştirilerek düzenlenmesi ile bir

Basitçe açıklamak gerekirse, bulut bilişim bilgi işlem hizmetlerinin (sunucu, depolama, veritabanı, ağ, yazılım, analiz, makine zekası ve daha fazlası)

Kurulumu ve devreye alması kolay yeni nesil Hydrociat ürünleri geniş bir çerçevedeki ısıtma ve soğutma taleplerini karşılamak üzere tasarlanmış ve yüksek enerji

En kısa alıkonma süresi (0,5 sa.) uygulanan BO sonrası siya- nür liçinde direkt siyanür liçine göre ilk sürelerde (≤4 saat) daha yüksek liç kinetiği gözlenmesine rağmen

• Güç kaybı düşük şanzımanlar ile güçlü motorlar ve hidrolik PTO benzersiz bir saha performansı ve yakıt tasarrufu sağlamak için birbirlerine mükemmel

• Güç kaybı düşük şanzımanlar ile güçlü motorlar ve hidrolik PTO benzersiz bir saha performansı ve yakıt tasarrufu sağlamak için birbirlerine mükemmel

Bu borç seviyesinin sürdürülebilmesi için devlet topladığı vergi gelirlerinin büyük bölümünü faiz ödemelerine ayırmak zorunda kalmaktadır.. Yıllardan beri devam eden