• Sonuç bulunamadı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI İDARE HUKUKU FİNAL SINAVI (TEK NUMARALI ÖĞRENCİLER İÇİN)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI İDARE HUKUKU FİNAL SINAVI (TEK NUMARALI ÖĞRENCİLER İÇİN)"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2017-2018 ÖĞRETİM YILI İDARE HUKUKU FİNAL SINAVI

(TEK NUMARALI ÖĞRENCİLER İÇİN) 15.05.2018, 13:00

Sınav süresi 150 dakikadır. Cevapların gerekçeli olması aranır. Ek kağıt alınabilir. Başarılar dileriz.

OLAY

I. Kastamonu ili Ferah Mahallesi sınırlarını kapsayan alan, üstündeki yapıların ekonomik ömrünü tamamlamış olduğu, mevcut yapılar sebebiyle can ve mal kaybı riski taşıdığı yönünde Kastamonu Belediyesi tarafından hazırlanan rapor uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nun 22.01.2013 tarihli kararıyla “riskli alan”

olarak ilan edilmiştir.

II. Bunun üzerine, Ferah Mahallesi’nde olası bir afette yıkılma ya da ağır hasar görme riski taşıdığı tespit edilen yapılara ilişkin olarak yıkım çalışmalarına başlanmıştır. Yıkılan bina maliklerine İdarece yapılacak kira yardımlarına ilişkin olarak, her yıl yenilenmek üzere Kira Yardımı Kılavuzu yayınlanmaktadır. (A), maliki olduğu 2 adet bağımsız bölümün 2015 yılında yıkılması üzerine, bu tarihte yürürlükte olan 2015 yılı için geçerli Kira Yardımı Kılavuzunda kira yardımı ödenmesi hususunda bağımsız bölüm sayısı olarak bir sınırlandırma olmamasına istinaden her iki taşınmazı için kira yardımı alabilmek amacıyla 25.12.2015 tarihinde Kastamonu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müracaat etmiştir. Ancak müracaatına ilişkin işlemlerin 12.01.2016 tarihinde tamamlandığı gerekçesiyle kendisinin 05.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 yılı Kira Yardımı Kılavuzundaki şartlara tabi olduğu bildirilmiştir. 2016 yılı Kira Yardımı Kılavuzunda ise hak sahiplerine yalnızca ikamet ettikleri bölüm için yardım yapılacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle (A)’ya yalnızca ikamet ettiği taşınmaz için ödeme yapılmaya başlanmıştır.

III. Riskli alan ilanı üzerine Ferah Mahallesi’ne ilişkin mevcut imar planında usulüne uygun şekilde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikler uyarınca üzerinde çeşitli ağaçlar ve bitkiler bulunan (B)’ye ait olan arsa, imar planında yeşil alan olarak ayrılmış ve buna dayanılarak Belediyece 05.05.2013 tarihinde kamulaştırılmıştır. (B) ise aradan geçen zamanda taşınmazın kamulaştırma amacına yönelik hiçbir işlem veya tesisat yapılmayarak olduğu gibi bırakılması gerekçesiyle 15.05.2018 tarihinde idareden taşınmazın kendisine iadesini talep etmiştir.

IV. Bölgenin, belli çevrelere rant sağlamak amacıyla riskli alan ilan edildiğini düşünen mahalle sakinleri protesto amacıyla karayolunu trafiğe kapatmışlardır. Çıkan arbede esnasında kimliği tespit edilemeyen göstericiler tarafından diğer vatandaşlara ait otomobillerin camları kırılmış ve imtiyaz suretiyle elektronik haberleşme hizmeti sunan (K) A.Ş. tarafından hizmette kullanılan baz istasyonuna zarar verilmiştir. Güzergah üzerinde çıkan yangına karayolunun kapalı olması nedeniyle itfaiye aracı zamanında müdahale edememiş ve bina tamamen yanmıştır.

V. Söz konusu alanda yıkım çalışmalarını gerçekleştiren (Ş) Şirketi’nin, yıkım sonrasında çıkan hafriyat atıklarını Kastamonu Belediyesi sınırları içerisindeki boş bir arsaya izinsiz olarak döktüğünün ve hafriyatın arsaya ve komşu parsellere zarar verdiğinin tespit edilmesi üzerine Kastamonu Belediye Encümenince, Şirket’e “İmar Kanunu 40. maddesi gereğince” idari para cezası verilmiştir. Kastamonu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ise “izinsiz dökülen hafriyatın çevreyi kirlettiği”nden bahisle Çevre Kanunu hükümleri uyarınca Şirket’e idari para cezası vermiştir.

VI. Şirket’e idari para cezası verilmesi üzerine, bir Şirket çalışanı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde görev yapmakta olan memur (M)’ye ait cinsel içerikli görüntüleri gizlice çekerek, rızası hilafına internette yayınlamıştır. Bunun üzerine hakkında disiplin soruşturması başlatılan memur (M), soruşturma neticesinde “devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmıştır.

İlgili Mevzuat

5393 Sayılı Belediye Kanunu - Tanımlar Madde 3 …d) Mahalle: Belediye sınırları içinde, ihtiyaç ve öncelikleri benzer özellikler gösteren ve sakinleri arasında komşuluk ilişkisi bulunan idarî birimi, ifade eder.

Mahalle ve yönetimi Madde 9- Mahalle, muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilir. … Muhtar, mahalle sakinlerinin gönüllü katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek, mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek, belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek, mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla iş birliği yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür. Belediye, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözümü için bütçe imkânları ölçüsünde gerekli ayni yardım ve desteği sağlar; kararlarında mahallelinin ortak isteklerini göz önünde bulundurur ve hizmetlerin mahallenin ihtiyaçlarına uygun biçimde yürütülmesini sağlamaya çalışır.

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun - Tanımlar Madde 2 … ç) Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, … Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı … ifade eder.

Tahliye ve yıktırma Madde 5 ... Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara … kira yardımı yapılabilir.

6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği - Riskli alanın tespiti Madde 5 … (Belediye) … Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunabilir. Bakanlıkça yapılacak inceleme neticesinde, uygun görülen talepler … teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.

(2)

Kira yardımı ve diğer yardımlar Madde 16 – (1) … Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu - Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller Madde 125 ... E - … Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır: g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

3194 Sayılı İmar Kanunu - Kamunun selameti için alınması gereken tedbirler Madde 40 Arsalarda, evlerde ve sair yerlerde umumun sağlık ve selametini ihlal eden, şehircilik, estetik veya trafik bakımından mahzurlu görülen enkaz veya birikintilerin, … ve benzerlerinin mahzurlarının giderilmesi ve bunların zuhuruna meydan verilmemesi ilgililere tebliğ edilir. …

İdari müeyyideler Madde 42 … 40 (ıncı) … maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan(lara) … idari para cezası verilir.

2872 Sayılı Çevre Kanunu - Kirletme yasağı Madde 8 Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.

İdari nitelikteki cezalar Madde 20 … j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere … idarî para cezası verilir.

Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği - Genel Esaslar Madde 13 — Hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının, üretici ve taşıyanları tarafından belediyelerin veya mahallin en büyük mülki amirinin gösterdiği ve izin verdiği geri kazanım ve depolama tesisleri dışında ... herhangi bir yere dökülmesi ve dolgu yapılması yasaktır.

Yönetmeliğe Aykırılık Madde 46 — Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında … (Çevre) Kanunun 20 … maddelerinde belirtilen cezalar verilir.

SORULAR

1. a. “Ferah Mahallesi”, “Belediye Encümeni”, “Kastamonu Valiliği” ve “Bakanlar Kurulu”nun Türk İdare Teşkilatı içindeki yerlerini gerekçeli olarak açıklayınız.

Teşkilat sorusu bakımından aranan cevap, idarelerin varsa Türk İdari Teşkilatındaki yerlerinin tespit etmek olmalıdır.

Bu minvalde Belediye Encümeni, Belediye tüzel kişiliğinin organlarından biridir. Ayrı bir tüzel kişiliği yoktur.

Kastamonu Valiliği

Merkezden yönetimin taşra teşkilatına dâhildir. Devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliği yoktur.

Bakanlar Kurulunun ayrı bir tüzelkişiliği olmayıp, devlet tüzel kişiliği içindedir. Merkezden yönetimin başkent teşkilatı içerisinde yer almaktadır.

Ferah Belediyesi ise Belediye Kanununa göre Belediyenin içerisinde yer almakla birlikte hukuki niteliği özel bir husus arz etmektedir. Bu noktada kendine özgü bir tüzel kişiliği olmadığı görülmektedir ancak yetkileri bakımından devlet tüzel kişiliğinin görevlerini karşılamayı içeren birtakım yetkilere de sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca belediye tüzel kişiliği ile hiyerarşik bir bağı olduğu da açıkça görülmemektedir. Bu bakımından yapılacak hukuki tartışmalar sorunun cevabı bakımından yeterli olacaktır.

b. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kastamonu Belediyesince hazırlanan raporu uygun görmeyerek riskli alan tespit talebini reddetmesi halinde, Belediye’nin buna karşı dava açması mümkün müdür? Açıklayınız.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kastamonu Belediyesi arasındaki ilişki soruda öncelikle hukuki ilişki tespit edilmelidir. Bu ilişkinin kısaca idari vesayet olarak tespitinden sonra Bakanlığın talebinin reddi üzerine –ki bu red işlemi hukuki statüyü etkileyen kesin ve yürütülebilir bir işlem olmasından ötürü- Belediye tarafından dava açılabilecektir.

c. Kastamonu Belediyesi ile Ferah Mahallesi arasındaki hukuki ilişkiyi açıklayınız.

1a’daki cevap kapsamında Belediye ile Ferah mahallesi ilişkisi bakımından bu soruda aralarındaki hukuki ilişkinin; hiyerarşi ve idari vesayetten farklı kendine özgü bir yapısı bulunduğuna dair açıklamalar ve tartışmalar yapılması beklenmektedir.

2. Olayda geçen “2016 yılı Kira Yardımı Kılavuzu”, “riskli alan ilanı”, “Kastamonu Belediyesi tarafından hazırlanan rapor” ve “devlet memurluğundan çıkarma cezası” işlemlerini maddi bakımdan tasnif ederek açıklayınız.

(3)

2016 yılı Kira Yardım Kılavuzu: Kılavuz kanunun uygulanmasını göstermek amacıyla çıkartılmıştır. Kişilere yapılacak kira yardımına ilişkin genel, soyut, kişisel olmayan hükümler içermektedir. Kılavuza dayanarak başka işlem tesis etmek mümkündür, başka bir deyişle doğurgandır. Bu nedenlerle maddi olarak genel düzenleyici işlem olarak kabul edilir. Ayrıca belirtilmelidir ki Kılavuzun 2016 yılına ilişkin olması onun genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmesine bir engel teşkil etmez. Bu durum onun uygulanacağı süreye ilişkin bir sınırlandırmadır. Anayasa’da adı sayılan düzenleyici işlemlerden olmadığı için ise adsız düzenleyici işlemdir.

Riskli alan ilanı: 6306 sayılı kanun riskli alanlarla ilgili düzenleme getirmektedir. Ancak riskli alan tespitini Bakanlar Kuruluna bırakmaktadır. Bir bölgenin riskli alan olarak ilan edilmesi durumunda 6306 sayılı kanunun uygulanma imkânı doğacaktır. Riskli alan ilanı ne birel işlemin ne de genel işlemin karakteristik özelliklerini tamamıyla taşıyan bir işlemdir. Doktrinde bu tip işlemleri ara işlem olarak kabul eden bir görüş olduğu gibi Danıştay’ın bu tür işlemleri genel düzenleyici işlem olarak kabul eden yaklaşımı da mevcuttur. Bu nedenle, cevap olarak bu niteliğin vurgulanması ve farklı yaklaşımların ortaya konulması gerekmektedir.

Kastamonu Belediyesi tarafından hazırlanan rapor: Belediye tarafından hazırlanan rapor Bakanlığın riskli alan ilanına temel teşkil eden bir işlemdir. Rapor tek başına üçüncü kişilerin hukuki durumunu etkileme gücünü haiz değildir.

Başka bir deyişle icrai değildir. Hazırlık işlemidir.

Devlet memurluğundan çıkarma cezası: Devlet memurluğundan çıkartma işlemi Kanunun uygulanmasıyla, muhatabının memur statüsünü sona erdiren bir işlemdir. Kanunda belirlenen şartların gerçekleşmesi halinde uygulanan bu işlem, belirli bir muhatap üzerinde sonuç doğurmakta ve kişiyi şartları önceden belirli bir statüye sokmaktadır bu nedenlerle birel koşul işlemdir.

3. Olayda geçen;

a. Kastamonu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce kira yardımı ödenmesi idarenin hangi tür faaliyetleri kapsamında yapılmış işlemler olarak değerlendirilebilir, gerekçeli olarak açıklayınız.

Olayda İdare tarafından “kira yardımı ödenmesi” özendirme ve destekleme faaliyeti kapsamında gerçekleşmektedir.

İdare, esasında özel kişiler (çoğunlukla bireysel veya kurumsal müteahhitlik şirketleri) tarafından yürütülmekte olan riskli yapıların yıkımı ve İdare tarafından verilen izinlere uygun olarak yeniden daha dayanıklı yapıların inşası faaliyetini desteklediği takdirde, bunun kamu yararına yönelik sonuçları olacağı kabul edilmektedir. Riskli olduğu tespit edilen yapıların bir an evvel yıkılarak hem muhtemel bir deprem anında yaşanacak can kaybını en aza indirecek, hem de daha dayanıklı ve şehrin mimari dokusu ile uyumlu bir yapılaşmanın sağlanması amaçlanmaktadır. Netice olarak İdare, 6306 sayılı Kanun kapsamında afet riski taşıdığı tespit edilen ve yeniden inşa edilecek yapılar bakımından mülk sahiplerine kira yardımı yapmak suretiyle hem bu kimseleri desteklemekte, hem de yıpranmış yapıların bu usulle yenilenmesini başka mülk sahipleri bakımından özendirmektedir.

(Bu soruyu kamu hizmeti ekseninde değerlendirerek cevaplandıranlar da “cevapların gerekçeli olması ve kendi içinde çelişki bulunmaması” şartıyla puan almıştır.)

b. Kastamonu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce Şirket’e idari para cezası verilmesi, İdarenin hangi tür faaliyetleri kapsamında yapılmış işlemler olarak değerlendirilebilir, gerekçeli olarak açıklayınız.

Olayda ilgili Şirkete “izinsiz hafriyat dökmek” fiilinden ötürü uygulanan idari para cezası, İdarenin kolluk faaliyeti kapsamında gerçekleşmektedir. Kolluk faaliyetinin amacı esas olarak “kamu düzeninin sağlanması” olup bu kavramın üç unsuru olduğu kabul edilmektedir: Güvenlik; sağlık, dirlik ve esenlik. Yine de kamu düzeni kavramının zamanla geliştiği ve genel ahlâk bakımından da tartışıldığı bilinmekte olup doğa ve çevrenin korunması, ekonomik kamu düzeni ve hatta estetik düzen de günümüzde bu kavramın içinde kabul edilmektedir. Olayda, kamu düzenine aykırı fiilin tespiti ve bu fiili işleyenlere yaptırım uygulanmasının bu faaliyet kapsamındadır.

4. a. 2016 yılı Kira Yardımı Kılavuzunun hukuka uygun olup olmadığını 6306 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarınca değerlendiriniz.

6306 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yıkılan yapıların maliklerine, kiracılarına ve sınırlı ayni hak sahiplerine kira yardımı yapılabileceği düzenlenmiştir. Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinde de kiracılara kullandıkları, maliklere

(4)

sahip oldukları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabileceği öngörülmüştür. Söz konusu maddelerin kira yardımı yapılması hususunda idareye takdir yetkisi tanıdığı görülmektedir. Cevapta, idareye tanınan takdir yetkisinin hukuka uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmesi beklenmektedir.

b. Yukarıdaki sorudan bağımsız olarak (A)’nın kira yardımına ilişkin başvurusunun 2015 yılında yapılmış olmasına karşılık 2016 yılı Kira Yardım Kılavuzu hükümlerine göre sonuçlandırılmasının hukuka uygun olup olmadığını değerlendiriniz.

Somut olayda A 2015 yılında başvuruda bulunmuş; ancak başvurusu idare tarafından 2016 yılında sonuçlandırılmıştır.

Belirtilmelidir ki olayda idareden kaynaklanan bir gecikme söz konusudur, başvuru sahibinin bir kusuru söz konusu değildir. Bu durumda kişinin başvurusu, idareye başvurduğu tarihteki hukuki duruma göre değerlendirilerek sonuçlandırılması gerektiği ve başvuru sahibinin haklı beklentisi olduğu hususlarının değerlendirilmesi beklenmektedir.

5. 2016 yılı Kira Yardımı Kılavuzu kapsamında, “hak sahibi: kira yardımı yapılan gerçek ve tüzel kişiler” olarak tanımlanmıştır. Kılavuzun bu hükmünü de dikkate alarak kamu tüzel kişilerinin kira yardımından yararlanmasının mümkün olup olamayacağını, faaliyetin niteliğini de dikkate alarak tartışınız.

Hak sahiplerine ödenmesi öngörülen kira yardımı yukarıda açıklandığı üzere, idarenin özendirme ve destekleme faaliyeti kapsamında yapılmaktadır. Özendirme ve destekleme faaliyeti kapsamında idare, kamuya yararlı gördüğü belli bir faaliyeti bizzat yerine getirmek yerine, bunu teşvik ederek söz konusu kamu yararını sağlamaktadır. Kamu tüzel kişileri kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek üzere, bütçe, gelir ve benzeri mali imkanlara sahiptir. Özendirme ve destekleme faaliyetinin mahiyeti gereği bu faaliyetten faydalanacak olanlar özel hukuk kişileri olduğu söylenebilir. Ancak, bu cevap kapsamında, bu görüş de dikkate alınarak, özendirme ve destekleme faaliyetinin kamu tüzel kişilerinin kira yardımından yararlanmasının mümkün olup olmadığının farklı boyutlarıyla tartışılması beklenmektedir.

6. (B)’nin kamulaştırılan taşınmazını geri alması mümkün müdür, tarafların iddia edebilecekleri hususları belirterek tartışınız.

Kamulaştırma Kanunu 23. Maddesinde malikin kamulaştırılan taşınmazını geri alma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırmayı yapan veya devralan idarece kamulaştırma veya devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya taşınmaz kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa eski malikin geri alma hakkı doğur. Bu hak bir yıl içinde kullanılmazsa düşer.

Somut olaydaki üzerinde çeşitli ağaçlar ve bitkiler bulunan (B)’ye ait olan arsa, imar planında yeşil alan olarak ayrılmış ve buna dayanılarak Belediyece kamulaştırılmış; fakat aradan geçen zamanda taşınmaza yönelik hiçbir işlem veya tesisat yapılmayarak olduğu gibi bırakılmıştır. Bu durumda (B) her ne kadar arsası üzerinde çeşitli bitkiler ve ağaçlar bulunsa da Belediye tarafından imar planında yeşil alan olarak gösterilen alanın bu işlevini gerçekleştirmek adına çeşitli peyzaj ve düzenleme çalışmaları yapılması gerektiğini ancak idarenin 5 yıllık sürede arsanın yeşil alan olarak kullanımına ilişkin hiçbir işlem veya tesisat yapmadığı gerekçesiyle geri alma hakkının doğduğunu ileri sürebilecektir.

İdare ise yeşil alan yapılmak amacıyla kamulaştırılan taşınmazın olduğu gibi bırakılıp, mevcut yeşilliğin muhafaza edilerek kamunun yararlanmasına özgülenmesinin, taşınmazın mevcut durumunun olduğu gibi muhafaza ve kullanımının yeşil alan niteliği bakımından yeterli ve amaca uygun kullanım tarzı olarak kabul edilebileceğini ileri sürebilecektir.

7. (Ş) Şirketi’ne Belediye Encümeni ile Valilik tarafından aynı fiilden ötürü ceza uygulanması mümkün müdür?

Gerekçeli olarak açıklayınız.

Olayda, (Ş) Şirketine, yıkım sonrasında ortaya çıkan hafriyat atıklarını Kastamonu Belediyesi sınırları içerisindeki boş bir arsaya izinsiz olarak döktüğü ve hafriyatın komşu parsellere zarar verdiğinin tespit edilmesi üzerine, Kastamonu Belediye(si) Encümeni tarafından İmar Kanunu 40. maddesi uyarınca, Kastamonu Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce ise, Çevre Kanunu 20. maddesi uyarınca ayrı ayrı idari para cezası uygulanmıştır.

(5)

Doktrinde, İdarenin, bir yargı kararına gerek olmaksızın kanunların açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak İdare Hukukuna özgü usullerle doğrudan doğruya bir işlem tesis etmek suretiyle uyguladığı yaptırımlar, “idari yaptırım” olarak tanımlanmaktadır. Ancak, bu sorudaki tartışmalı nokta, aynı fiilden ötürü birden fazla idari yaptırım uygulanıp uygulanamayacağı hususuna ilişkindir. Cevapta, doktrin ve yargı kararlarından hareketle, bir fiilinden dolayı birden fazla idari yaptırım uygulanmasının mümkün olup olmadığı meselesinin tartışılarak açıklanması beklenmektedir.

8. Memur (M)’ye verilen disiplin cezasının hukuka uygun olup olmadığını idari işlemin unsurları açısından değerlendiriniz.

Bu soru bakımından gündeme gelmesi ve tartışılması gereken husus; disiplin cezasına dayanak teşkil eden Memur (M)’nin kayda alınan görüntülerin hukuka aykırı şekilde elde edilmiş olmasıdır. Cevapta, bu şekilde elde edilen görüntülerin işlemin özellikle sebep ve konu unsurları üzerindeki etkisinin açıklanması gerekmektedir.

9. Mahalle sakinlerinin gerçekleştirdiği protesto gösterileri esnasında zarar görenlerin uğradıkları zararlardan dolayı idarenin sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceğini gerekçeli olarak açıklayınız.

Bu sorunun cevabında, toplumsal bir olay sonucu meydana gelen zararın idarenin sorumluluğu kapsamında hangi hukuki esasa göre tazmin edilebileceği hususunun açıklanması gerekmektedir. Bu bağlamda protesto gösterileri esnasında meydana gelen zararların idarenin kusursuz sorumluluk ilkelerinden olan “sosyal risk” kapsamında tazmin edilmesi gerektiği hususunun gerekçeli olarak izahı gerekmektedir.

Bir diğer zarar doğurucu faaliyet olan İtfaiye araçlarının yangına müdahale etmede protesto gösterisi sebebiyle geç kalması idarenin kusurundan değil yine aynı toplumsal olaydan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle; burada idarenin hizmet kusurundan bahsetmek mümkün olmayıp, ancak idarenin kusursuz sorumluluğu gündeme gelebilir. Esas itibariyle gösteri sırasında arabasına zarar verilen kişi ile gösteri yüzünden itfaiyenin evine ulaşamadığı kişinin uğradığı zararın sebebi aynıdır. Dolayısıyla burada da sosyal risk ilkesine dayanarak idarenin sorumluluğuna gitmek mümkündür.

10. (K) A. Ş. tarafından kullanılan baz istasyonunun kamu malları teorisi bakımından niteliğini açıklayarak, Şirketin borçlarından ötürü baz istasyonunun haczinin mümkün olup olmadığını belirtiniz.

Kamu hizmetinin özel hukuk kişilerine gördürülme usullerinden olan imtiyazın, en belirgin özelliği, kamu hizmetinin imtiyaz sahibi tarafından kurulması ve bu hizmetin görülmesinde gerekli olan sermaye, personel, yatırım mallan, araç- gereç ve her türlü diğer donanımın imtiyaz sahibi tarafından sağlanmasıdır. Bu nedenle imtiyazlı şirket, kamu hizmeti için gerekli olan malları da temin etmekle yükümlüdür. Bu mallar özel hukuk kişisine ait olmakla birlikte, kamu hizmetinde kullanılmakta ve imtiyaz sözleşmesinin sonunda idareye devredilmektedir.

Kural olarak, bir malın kamu malı olarak değerlendirilebilmesi için, öncelikle bir kamu tüzel kişisine ait olması gerekmektedir. Bu nedenle İmtiyazlı şirket tarafından kamu hizmetinde kullanılan ve kendi mülkiyetinde bulunan mallar organik unsur gerçekleşmediğinden kamu malı sayılmazlar. Ancak somut olayda olduğu gibi, kamu hizmetinin ifası için kullanılan bu tür mallar hem hizmetin bir unsuru olmaları hem de sözleşme süresinin bitiminde idareye devredilecek olmaları nedeniyle farklı bir nitelemeyi gerektirmektedir. Doktrinde bu tür mallara askıda kamu malı ifadesi kullanılmaktadır. Bu sorunun cevabında, bu tür malların nitelikleri ile neden farklı bir hukuki nitelemeyi gerektirdiği hususunun yukarıda ifade edilen çerçevede açıklanması beklenmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

1. İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına

E) İl belediyelerinin kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim pro- jeleri uygulamasında yetkili organ be- lediye encümenidir.. Yapı Denetim hizmet bedeli

- 2018 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla %15,7 olan sabit genişbant internet hizmeti yaygınlık oranının 2023 yılı sonunda.. %24,2’ye yükseleceği

Cevap: Olayda, rehin konusu olarak 2 taşınmaz hissesi ve bunlar dışında ayrı bir taşınmaz üzerinde rehin kurulması söz konusudur. 3 ayrı rehin konusu bulunmasına

Diğer kat malikleri dava açarak, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerde ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla avukatlık

İlimizde faaliyet gösteren ve Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği kapsamında Bakanlığımızdan yeterlik almış 4 adet laboratuvar

Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.Bu maddeye istinaden trafikten men edilen araçlara,

o- Beyoğlu İlçesi, Kuloğlu Mah., Ağa Hamamı Cad., No: 18, 24 pafta, 478 ada, 80 parsel adresinde bulunan konut ve işyeri yapımı kapsamındaki inşaat faaliyetine, şehiriçi