il
Sinemanın
sanat olduğunu
kanıtlayan
bir film
Halil İbrahim
Zeytin
Kafka'nın mücadele
ettiği azgın dünya
nın (şatonun) içine
girdiğinde filmin
renklenmesi,
çıktığında ise tekrar
siyah-beyaz olması
sinematografik bir
başarı.
derece soğuk, donuk ve sert bir at mosfer etkisi yaratmıştı kafamda."
Filmde kısa tutulan planların sağladığı akılcılık, alan derinliğinin az kullanılması ve nesneleri birbiri ne yaklaştıran objektiflerin tercih edilmesi dikkat çekerken, Kafka'nın mücadele ettiği azgın dünyanın (şatonun) içine girdiğinde filmin renklenmesi, çıktığında ise tekrar siyah-beyaz olması sinematografik bir başarı. Filmin düğüm noktası olan, şehre korku ve dehşet saçan, "şato" klasik bilim kurgu temaları çağrıştıran ve renklere geçişin ol duğu "acayip" bir yer. Fakat bu renkler şatonun korkunçluğuna uy gun olarak doğal olmayan ve rahat sız edici renkler. Bu bölümle, film düş ile gerçek yaşam arasında sey rediyor. Şatoda geliştirilmiş tekno lojiyle insanlann düşünce sistemle ri ellerinden alınarak birer hayvan gibi sokağa atılmaktadır. Bu yö nüyle film, kitle iletişim araçlarının insan düşüncesi üzerindeki bugün
kü baskısına gönderme lerde bulunuyor. Ya bancılaşma konusunu da sorgulayan film, bir- yüzü tarihe bir yüzü bugüne ve geleceğe dö nük, düş ile gerçek ara sında seyrediyor. Fil min konusu ise şöyle: 1919 Prag. Parke taşlı Prag caddeleri ve şehre dehşet saçan gizemli ve korkunç ortaçağ "şa- to"su. Gündüzleri bir büroda çalışan geceleri ise yazarlık çalışmaları nı sürdüren genç bir adam. Günün birinde bu adamın yakın arka daşlarından biri garip bir şekilde kaybolur. Genç adam (Kafka), ar kadaşının kayboluşunu araştırmaya başlar. Kaf ka, artık şehre hakim olan şatonun korkunç gerçeğiyle karşı karşı
yadır. •
Steven Sodarbergh'i, Altın Pal miye Ödülü aldığı "Sex, Lies and Videotape"dan sonra bu kez de si nemanın sanat olduğunu kanıtla yan bir filmiyle, "Kafka'yla izledik. Senaryosu Lem Dobbs’a ait olan Kafka, ünlü Çek yazarın yaşam öy küsü değil. Fakat yazarın "Şato", "Dava” ve "Değişim" adlı kitapla rından esinlenerek oluşturulmuş serbest bir uyarlama.
Başarılı görüntülere ve kaliteli müzik çalışmala rına, ülkemizde de gös terime giren "Damage" (Ölesiye) filminde de rol alan Jeremy Irons'ın ve Theresa Russel'ın başa rılı oyunculukları da ek lenince ortaya iyi bir film çıkmış.
Yönetm en film i
özellikle, kış ve sonba har soğukluğu ve kas vetinin daha da belir ginleştiği Prag'da çek miş. Filmin soğuk ve donuk atmosferi nede niyle siyah-beyaz çekil miş olması ince bir dü şünce. Bu konuda So- darbergh şunları söylü yor: "Senaryoyu okur okumaz kafamda siyah- beyaz olarak canlandır maya başladım. Çünkü senaryodaki zaman ve mekan kavramları son
4B
Sinema
/45
Kişisel Arşivlerde Istanoul Beneği T a ha To ros Arşivi