• Sonuç bulunamadı

Karaciğer nakledilen hastalara bağışıklık sistemlerini engelleyen ilaçların verilmesi birkaç gün gecikti- rilirse, vücudun yeni organı reddet- me olasılığının azaldığı öne sürüldü.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karaciğer nakledilen hastalara bağışıklık sistemlerini engelleyen ilaçların verilmesi birkaç gün gecikti- rilirse, vücudun yeni organı reddet- me olasılığının azaldığı öne sürüldü."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12

Bilim ve Teknik

Karaciğer nakledilen hastalara bağışıklık sistemlerini engelleyen ilaçların verilmesi birkaç gün gecikti- rilirse, vücudun yeni organı reddet- me olasılığının azaldığı öne sürüldü.

Buluş, karaciğer nakli yapılan, ama insanlara organ nakli sonunda veril- mesi usulden olan ilaçların uygulan- madığı hayvanların hızla iyileşmele- rinin gözlenmesine dayanıyor. İşin daha da garibi, karaciğerle birlikte nakledilen kalp ya da başka organlar bile ilaç kullanımına gerek kalmadan hayvanlar tarafından kabul edilebili- y o r. Sydney Centenary Institute araştırmacılarından Alex Bishop, bu uyumun, vücuttaki bağışıklık hücre- leriyle, nakledilen organla vücuda gi- ren yabancı bağışıklık hücreleri ara- sındaki etkileşimden kaynaklandığı- nı düşünüyor. Daha önce hayvanlarla yapılan deneylerde de, nakil sonra- sında normal olarak yabancı organiz- malara saldıran "ev sahibi" T- hücre- lerinin sayısında önce hızlı bir artış, sonra da bir azalma gözlenmekteydi.

Eğer nakledilen karaciğer, içindeki

"yabancı" bağışıklık hücrelerini öl- dürmek için ışınlanırsa hayvanın ye- ni organı reddettiği de bilinmektey- di. Bu olguyu inceleyen uzmanlar, vücuttaki ev sahibi T hücrelerin, ka- raciğerle birlikte gelen yabancı T hücreleri tarafından önce uyarıldıkla-

rı ama sonra öldükleri sonucuna var- dılar. Varsayımı denemek için Bishop ve meslektaşı Alex Sharland farelere karaciğer ya da böbrek nakli yaptılar.

Yabancı bir böbrek, bağışıklık siste- mi baskı altına alınmayan bir vücut tarafından kabul edilmez. Avustral- yalı bilim adamları, nakledilen kara- ciğerde T hücreleri arasında normal ölümlerin (apoptosis), re d d e d i l e n böbreklere oranla çok daha fazla ol- duğunu gördüler. Ama karaciğer nak- ledilen farelere methylprednisolone adlı bağışıklık azaltıcı ilaç uygulandı- ğında, karaciğerde çok daha az sayıda normal (apoptotik) T hücresi ölümü gözlendi.

O halde, bağışıklık sistemini ge- çici olarak engelleyen ilaç, karaciğe- rin yeni vücudu "terbiye etme" gücü- nü azaltıyorsa, bu ilaçların uygulan- ması birkaç gün geciktirilerek organ reddi sorunları azaltılabilir.

New Scientist, 12 Aralık 1998

Organ Naklinde Zamanlamanın Önemi

Birkaç yıl öncesine değin araştır- macılar, beynin hareket yönünü bul- masının, gözlerin ağtabakası sayesin- de mümkün olduğunu sanıyorlardı.

Yapılan son deneyler, bunda boyun kaslarının da beyne yardımcı oldu- ğunu gösterdi. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden James Crowell ve arkadaşları, insanları deney için biraz değiştirilmiş bir dişçi koltuğuna ka- yışlarla bağladıktan sonra onlardan bir bilgisayar ekranına bakmalarını istediler. Ekrandaki video görüntüsü kişi öne gidiyormuş gibi değişiyor- du. Bir deneyde koltuk deneğin bü- tün vücudunu biraz ileri kaydırdı.

Bir ikinci deneyde koltuk kafayı sa- bit tutarak boyun ve gövdeyi ileri kaydırdı. Her iki deneyle de denek kendini Lunaparklarda birbirleriyle

çarpışan oyuncak otomobillerden bi- rindeymiş gibi hissetti; yani belli bir yöne değil, rastgele yönlere gidiyor- muş gibi oldu. Fakat koltuk hareket ederken deneğe başını ve boynunu serbestçe oynatma izni verilince iş değişti; bu durumda ekrana bakan denek, kendini dümdüz ileri gidi- yormuş gibi hissetti. Denekler başla- rına tutturulmuş bir lazer kalemin- den çıkan ışını sabit bir hedefin tam ortasında tutabildiler. Öyle anlaşılı- yor ki beyin, boyun kaslarına hare- ket emrini verirken, bu sinyalin bir kopyasını da beynin yön belirleme alanına göndermektedir (Natur Ne- uroscience, cilt 1, s. 732). Bu dene- yin en büyük yararı şu olmuştur: Ro- botlarla ve sanal gerçekle uğraşanlar, yazılım tasarımlarında boyun hare- ketlerini de dikkate almalıdırlar.

New Scientist, 21 Kasım 1998

Boynumuz

Beynimize Yardımcı

Epilepsi için kullanılan ve koka- inin, bağımlılar üzerinde görülen ba- zı etkilerini engelleyen bir ilacın, in- sanları sigara bağımlılığından kurta- rabileceği ileri sürülüyor. Araştırma- cılar kullanılan GVG adlı epilepsi ila- cıyla, kobay ve

babunlar üzerin- de yaptıkları de- neylerin sonuçla- rını incelemeye başladı. GVG'nin, nikotinle, beyin- deki nöro t a ş ı y ı c ı dopamin seviye- lerini yükselttiği- ni buldular. Bu ay Synapse adlı der- gide yayınlanacak

olan makalede, bu artışın nikotin ba- ğımlılığıyla ilgisi olduğu belirtiliyor.

Bunun yanında, GVG verilen hayvanların kendilerine ilaç uygula- nan yerden uzak durdukları ve kaç- tıkları gözlendi. Araştırmacılar bir sonraki deneyle- rini sigara bağım- lılarıyla yürüte- cek. Bu ilaç saye- sinde sigara ba- ğ ı m l ı l ı ğ ı n d a n k u rtulmanın ya- nında sigara düş- manlarının art a- cağı da açık.

Özgür Tek

New Scientist 5 Aralık 1998

Nikotine Karşı Epilepsi İlacı

Referanslar

Benzer Belgeler

Polat ve diğerleri, EKG üzerindeki aritmilerin teşhisi için bulanık ağırlıklandırılmış ön işlem tekniği kullanarak yapay bağışıklık tanıma sistemi

İnebolu'da "Son Kumsal" belgeselinin gösterimini engelleyen Belediye Başkanı Güleç'e, filmin yönetmenlerinden Kudu yan ıt verdi: "Küçük yerdeki küçük

Her gün yeni bir orman yangınıyla yeşil alanlar yok olurken, sabotaj iddialarıyla ilgili Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, "En büyük servetimiz ormanlara kastedenlere

Belediye, lodostan etkilenmemesi için yeni teleferi ğin alçaktan geçirileceğini bu yüzden ağaçların kesildiğini söyledi.. Uludağ Milli Parkı'nda teleferik hattını

CHP Mu ğla Milletvekili Fevzi Topuz'un yönelttiği soru önergesine yanıt veren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Yatağan'ın 8 kilometre yakınında, antik Lagina

Barolar Birliği'nin "sivil anayasa" çalışmalarının ardından, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğünde birçok meslek örgütünün

Bir ilacın stabilitesi, bir yandan ilaç formülasyonu geliştirilmesi sırasında iç faktörler olarak tanımlanan; bütün komponentlerin fiziksel ve kimyasal

Bu tür güvenceler, hastanın endişe duygularını sanki endişe etmesi için yeterli nedeni yokmuş gibi kabul etmek ve gidermeye çalışmaktır.. Bunların hasta açısından