• Sonuç bulunamadı

GATA Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Gündüz Uykululuk Hallerinin Epworth Uykululuk Ölçeği İle Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GATA Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Gündüz Uykululuk Hallerinin Epworth Uykululuk Ölçeği İle Değerlendirilmesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Araştırma / Research Article TAF Prev Med Bull 2014; 13(1 ): 7- 12

GATA Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Gündüz Uykululuk

Hallerinin Epworth Uykululuk Ölçeği İle Değerlendirilmesi

[An Assessment of Daytime Sleepiness among Students of the Gülhane Military Faculty of Medicine using the Epworth Sleepiness Scale]

ÖZET

AMAÇ: Uyku zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir. Uyku bozuklukları, sağlık çalışanları gibi bazı özel gruplarda daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATF) öğrencilerinin, uykululuk hali sıklığının saptanması, uyku bozukluğu ve uykululuk halini etkileyebilecek bazı özelliklerinin belirlenmesi ve bu duruma yol açan bazı özellikleri saptayarak bu durumları engellemek için alınacak tedbirleri tespit etmek amaçlanmıştır.

YÖNTEM: Araştırma tüm GATF öğrencilerinde yapılmıştır. Araştırmaya katılım %69 (412/597) oranında gerçekleşmiştir. Araştırma soru formlarıyla verilerin toplandığı kesitsel bir araştırmadır.

Epworth Uykululuk Ölçeği (EUÖ) puanı araştırmanın bağımlı değişkenini oluşturmuştur. Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, yattıkları ortamın fiziksel koşulları, alışkanlıkları, sağlık sorunları bağımsız değişkenlerdir.

BULGULAR: Katılımcıların %84,3’ü gün içinde uyuma ihtiyacı hissettiğini bildirmiştir. Öğrencilerden

%56,8’i kendini gün içinde aşırı uykulu hissederken %42,8’i aşırı uykulu hissetmemektedir. EUÖ puanında her gün aşırı uykulu hissetme ile ; "her gün alışık olduğu saatte yatmama", "dinlenmiş olarak uyanamama", "gün içinde aşırı uyuma ihtiyacı hissetme", ve "dershanedeki ortam nedeniyle ders dinlerken uykululuk hali yaşama " arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05).

SONUÇ: Araştırmaya katılan öğrencilerin, %34,5’i gündüz aşırı uykululuk hali yaşamaktadır, bu oran normalde beklenenden (%4-6) yüksek olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın uygulandığı GATF öğrencilerinin, uykuyu alamamış, yorgun ve dinlenmemiş olarak uyandıklarını belirtenlerin yüzdesi beklenenden oldukça yüksektir (%61,8). Tıp fakültesi öğrencilerine uyku bozukluklarıyla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda danışmanlık sağlanmalı, yaşam alanları daha iyi konsantre olabilecekleri hale getirilmelidir.

SUMMARY

AIM: Sleep is in an active state which is of vital importance for the regeneration of our mental and physical health and which takes up about one third of our lifespan. Sleep disorders are particularly important for specific groups of professionals like health workers. This research aimed to establish the frequency of sleepiness in Gülhane Military Faculty of Medicine students, their sleep disorders and factors that may affect their sleep patterns. It also set out to identify the particular features that may give rise to these conditions and the precautions which may be taken to prevent them.

METHOD: The research aimed to encompass all the students in the Gülhane Military Faculty of Medicine. Actual participation was 69% (412/597). The research was cross-sectional with data collected by means of a questionnaire. The Epworth Sleepiness Scale (ESS) score was the dependent variable of the research. The sociodemographic particularities of the students, the physical conditions of their sleep area, their habits and health problems were the independent variables.

RESULTS: 84.3% of participants stated that they felt the need to sleep during the day. 56.8% of the students revealed that they felt excessively sleepy during the day, whilst 42.8% did not feel excessively sleeply. A significant statistical link has been established in the ESS score between feeling extremely sleepy every day and “not going to bed at the usual time every day”, “not feeling rested upon waking up”,

“feeling excessively sleepy during the day” and “experiencing sleepiness in class because of the classroom environment” (p<0.05).

CONCLUSIONS: Of the students who participated in the survey, 34.5% did experience sleepiness, and this was about 4-6% above the expected level in normal circumstances. The percentage of those Gülhane Military Faculty of Medicine students who had not had enough sleep and those who stated that they got up tired and not properly rested was considerably higher than had been expected (61.8%). Medical students should be advised on how to deal with sleep disorders and their living environments should be carefully constructed for them to concentrate.

Soykan Şahin1, Cengiz Han Açıkel1, Türker Türker1, Suat Okyay2

1GATA Halk Sağlığı AD., Ankara

2GATA Askeri Sağlık Hizmetleri AD., Ankara

Anahtar Kelimeler:

Gündüz Uykululuk Hali, Epworth Uykululuk Ölçeği (EUÖ), Tıp Fakültesi Öğrencileri

Key Words:

Daytime Sleepiness, Epworth Sleepiness Scale (ESS), Medical Faculty Students

Sorumlu yazar/

Corresponding author:

Soykan ŞAHİN, GATA Halk Sağlığı AD., Ankara

soykan_us@yahoo.com

Gönderme Tarihi/Date of Submission: 18.02.2013 , Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 19.04.2013 DOI:10.5455/pmb 1-1361178594

(2)

GİRİŞ

Uyku zihinsel ve fiziksel sağlığımızı hergün yenilememiz için önemli bir süreç ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir. Uykuya geçme ve uykunun sürmesi karmaşık nörofizyolojik, biyokimyasal düzenekleri içerir (1). Uykuda beynin etkin olarak çalıştığı, nörofizyolojik bir toparlanma ve onarım yapıldığı, uyanıkken öğrenilenleri ayıklama ve depolama, beyin korteksinde uyanıklık için etkin hazırlanma süreçlerinin olduğu da ileri sürülmektedir (2).

Uyku beynin birçok kısmı tarafından kontrol edilen çeşitli evrelerden oluşmaktadır. Bu evreler gece boyunca devam eder ve her evrenin farklı fonksiyonları vardır. Uyku insan yaşamında temel ve vazgeçilmez etkinliklerden biri olup yeme, nefes alma, boşaltım kadar önemli bir fizyolojik gereksinimdir. Bu nedenle uyku bireyin yaşam kalitesini ve iyilik durumunu etkileyen, sağlığın önemli değişkeni olarak görülmektedir (3). Sağlıklı uyku tüm bu evrelerin yeterli sürelerde olması ile sağlanabilir. Uyku süresi her gün almamız gereken kalori ihtiyacı gibi yaşa, çalışma tarzımıza ve harcadığımız enerjiye bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bir bebek için 18 saatlik uyku süresi normal kabul edilirken, 10-12 yaşlarında bunun yarısının altına düşer. Yetişkinler ortalama 7-8, yaşlılar içinse 6 saatlik uyku yeterli olabilmektedir (4).

Ruh hekimliğinde uyku bozukluğu eskiden rahatsızlıkların sadece bir belirtisi olarak görülürken son 40 yılda yapılan çalışmalarla uyku bozuklukları başlı başına bir rahatsızlık veya bir sendromun parçası olarak görülmektedir (1,2). Bilinen seksenden fazla uyku hastalığı vardır. Uykusuzluk, gündüz uykululuk hali yaratmasıyla, yaşam kalitesinin azalmasına ve mesleki kazalara neden olabilmesiyle bir halk sağlığı sorunudur. Bazı uyku bozuklukları uykuya dalma ve uykuyu sürdürme güçlüğüne yol açarken bazıları gündüz aşırı uykululuğa neden olabilmektedir (5).

ABD'deki yetişkinlerin yarısı zaman zaman uyku bozukluğundan yakınmakta olup çoğunda bu uyku bozukluğu gece az uyuma ve/veya gündüz uyuklama biçiminde görülmektedir. Bununla birlikte en azından yüzde 15-20'si günlük işlevsel bozukluğa yol açabilen kronik uyku bozukluğu ve uykudayken ritim düzensizliği bildirmektedirler (6).

Uyku bozuklukları başlı başına birer hastalık olabildiği gibi psikiyatrik hastalıklar ve bazı organik patolojilerin de önemli bir belirtisi olabilir. Ayrıca, bu gibi sorunlar tıbbi ve psikiyatrik durumların

gelişmesine ya da alevlenmesine neden olabilir. Uyku bozuklukları yaşamı tehdit eden kazalar, iş verimliliğinde ciddi kayıplar ve psikososyal işlevlerde önemli bozukluklara neden olabilen ve sıklığı açısından büyük önemi olan halk sağlığı sorunlarıdır. Bu nedenle toplumda uyku bozukluklarının değerlendirilmesi, bu bozukluğa sahip olan insanların bilinçlendirilmesi ve tedavi almaya yönlendirilmesi yaşamsal önem taşır (7,8).

Uyku bozuklukları, sağlık meslekleri mensupları gibi bazı özel gruplarda daha da önem kazanmaktadır.

Bu nedenle çalışmamızda, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATF) öğrencilerinin, uykululuk hali sıklığının saptanması, uyku bozukluğu ve uykululuk halini etkileyebilecek bazı özelliklerinin belirlenmesi ve bu duruma yol açan özelliklerin saptanarak engellenmesi için alınacak tedbirleri tespit etmek amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Araştırmaya 597 kişilik GATF öğrenci topluluğundan 412 öğrenci (%69) katılmıştır.

Araştırma soru formlarıyla verilerin toplandığı kesitsel bir araştırmadır. Soru formları araştırmaya katılmayı kabul edenlere verilmiştir. İlk üç sınıf amfi ortamında ders gördüğü için soru formu kendi amfilerinde, diğer sınıflaraysa yurtlarında uygulanmıştır. Epworth Uykululuk Ölçeği (EUÖ) puanı araştırmanın bağımlı değişkenini oluşturmuştur. Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, yattıkları ortamın fiziksel koşulları, alışkanlıkları, sağlık sorunları ise bağımsız değişkenlerdir.

Araştırma materyali olarak 22 sorudan oluşan veri toplama formu ve sekiz sorudan oluşan EUÖ kullanılmıştır. EUÖ 1991 yılında M. W. Johns tarafından geliştirilmiştir. Pratik, uygulaması, değerlendirilmesi kolay ve yaygın olarak kullanılan bir ölçektir. EUÖ dörtlü likert tipi bir ölçektir. 0, 1, 2 ve 3 şeklinde puanlanmakta, 11 puan ve üstü gündüz aşırı uykululuğu göstermektedir.

Uykululuğun niteliksel ve niceliksel olarak ölçülmesine yönelik geliştirilen öz bildirim ölçekleri arasında, EUÖ diğer öz bildirim ölçeklerinden farklı olarak, uykululuğun günlük özel durumlar ve özel zaman dilimleri için değerlendirilmesinden öte, gündüz uykululuğunun genel düzeyinin ölçülmesini hedef alır (9,10). EUÖ'nün genel uykululuk düzeyini değerlendirmede geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu ve Türkiye'de uyku ve uyku bozukluklarıyla ilgili çalışmalarda kullanılabilecek, sekiz farklı durum için iç tutarlılığının yüksek (Cronbach’s a=

(3)

0,80), geçerli ve güvenilir bir test olduğu, belirtilmiştir (9).

Veriler, 25-26 Nisan 2011 tarihleri arasında toplanmış ve sonrasında SPSS 15.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Tanımlayıcı istatistikler sayı, yüzde, ortalama, standart sapma olarak verilmiş, verilerin karşılaştırılmasında ki kare testi kullanılmıştır. GATF Dekanlığı'ndan yazılı, ankete katılan bireylerden sözel onay alınmıştır.

BULGULAR

Araştırmaya katılan 412 GATF öğrencisinin yaş ortalaması 21,11±1,73 olarak bulunmuştur.

Katılanların %30,4'ü (126 öğrenci) birinci sınıf,

%22,2'si (92 öğrenci) ikinci sınıf, %11,8’i (49 öğrenci) üçüncü sınıf, %14’ü (58 öğrenci) dördüncü sınıf, %12,3’ü (51 öğrenci) beşinci sınıf ve %8,7’si (36 öğrenci) altıncı sınıf öğrencisiydi (Tablo 1).

Araştırmaya katılan öğrencilerin tamamı okuldaki yatakhanelerde ve iki kişilik odalarda kalmaktadır.

Öğrencinin %12,5'i (52 öğrenci) sigara kullanmaktadır. Çalışmaya katılan öğrencilerin

%91,3’ü (372 öğrenci) çay tüketmektedir. Çay tüketenlerin %78’i (323 öğrenci) günde 1 ile 4 fincan arası, %10,6’sı (44 öğrenci) 5 ile 10 fincan arası,

%1,2’si (5 öğrenci) 10 fincandan fazla çay içmektedir. Yine %65,22’si (270 öğrenci) kahve içmezken, %33,6’sı (139 öğrenci) günde 1 ile 4 fincan, %0,7’si (3 öğrenci) günde 4 fincandan fazla kahve tüketmektedir. Katılımcıların %5,5’i de (23 öğrenci) enerji içeceği kullanmaktadır. Öğrenciler arasında uyku ilacı kullanma oranı ise %4,1 (17 öğrenci)’dir. Araştırmaya katılan öğrencilerden

%53,4’ü (221 öğrenci) yatmadan önce bir şeyler yediğini bildirmiştir.

Tablo 1. Katılımcıların Sınıflara Göre dağılımı, (GATF, Ankara, 2011)

Sınıf Sayı (%)

1. Sınıf 126 (30,4)

2. Sınıf 92 (22,2)

3. Sınıf 49 (11,8)

4. Sınıf 58 (14)

5. Sınıf 51 (12,3)

6. Sınıf 36 (8,7)

Toplam 412 (100)

Katılımcıların %84,3’ü (349 öğrenci) gün içinde uyuma ihtiyacı hissettiğini bildirmiştir. Gün içinde uyuma ihtiyacı hisseden 349 öğrencinin %14’ü (49 öğrenci) gün içinde yarım saat, %42,4’ü (148 öğrenci) gün içinde 1 saat, %43,6’sı (152 öğrenci) gün içinde bir saatten fazla uyuduklarını belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan öğrencilerin

%42,5'i (176 öğrenci) her gün alışık olduğu saatte yatmakta ve %37,6’sı (156 öğrenci) dinlenmiş olarak uyanmaktadır.

Katılımcıların %56,8’i (235 öğrenci) kendini gün içinde aşırı uykulu hissederken %42,8’i (177 öğrenci) aşırı uykulu hissetmemektedir. %37,2’si (153 öğrenci) sınav öncesi, %35,7’si (148 öğrenci) her gün öğleden önceleri, %39,6’sı (164 öğrenci) her gün öğleden sonraları, %11,6’sı (48 öğrenci) üzüntülü zamanlarında, %12,3’ü (51 öğrenci) kaygılı zamanlarında uykululuk hali çektiğini söylemiştir.

Katılımcıların %39,4'ü (163 öğrenci) uykuya hemen daldıklarını, %60,1’i (249 öğrenci) uykuya dalmalarının zaman aldığını bildirmişlerdir.

Katılımcıların %28,4'ü (117 öğrenci) uykuya dalmalarının 20 dakikadan fazla zaman aldığını bildirmişlerdir. Ortalama uykuya dalma süresi 18,74±14,89 dakika olarak bulunmuştur.

Araştırmaya katılan öğrencilerden %87,2’si (361 öğrenci) geç yattıklarını, %22,2’si (92 öğrenci) günde 6 saatten az, %64,5’i (267 öğrenci) 6 ile 8 saat arası,

%12,8 (53 öğrenci) 8 saatten fazla uyuduklarını söylemişlerdir. Geç yatma nedenleri olarak %58,7’si (243 öğrenci) ders çalışmayı, %48,6’sı (201 öğrenci) muhabbet etmeyi, %45,9’u (190 öğrenci) bilgisayarda vakit geçirmeyi ve %6,5’i (27 öğrenci) televizyon izlemeyi bildirmişlerdir.

Katılımcıların %16,9'u (70 öğrenci) horladığını,

%7,5'i (31 öğrenci) uykudan nefesi kesilerek uyandığını söylemişlerdir. Araştırmaya katılan öğrencilerden %6,1’i (25 öğrenci) kronik bir hastalığın, %24,2’si (100 öğrenci) içtiği çay veya kahvenin, %39,9’u (165 öğrenci) odanın ışığının,

%43,2’si (179 öğrenci) odanın sıcaklığının, %65,7’si (272 öğrenci) ortamdaki gürültünün uykusunu etkilediğini belirtmişlerdir.

Katılımcılara derste uykululuk hali çekip çekmediği sorulduğunda %15,2’si (63 öğrenci) hemen her derste, %31,9’u (132 öğrenci) sıkı sık,

%37,9’u (157 öğrenci) bazen, %12,6’sı (52 öğrenci) nadiren uykululuk hali yaşarken %1,9’u (8 öğrenci) ise hiç uykululuk hali yaşamadığını belirtmiştir.

Derslerde uykululuk hali yaşayanlardan ise %10,8’i (45 öğrenci) dersin kendisini sevmediği, %21’i (87 öğrenci) derste işlenen konuyu sevmediği, %54,3’ü

(4)

(225 öğrenci) öğretim üyesinin konuyu anlatım biçimini sevmediği, %63,5’i (263 öğrenci) dershanedeki ortamı (havasızlık, çok kalabalık olması gibi) sevmediği için derslerde uykululuk hali yaşadıklarını belirtmişlerdir. Katılımcılardan

%12,3’ü (51 öğrenci)’de bir önceki akşam iyi uyuyamadıkları ya da gece geç yattıkları için derslerde uykululuk hali yaşadıklarını söylemişlerdir.

Araştırmaya katılan öğrencilerden %34,5'i (142 öğrenci) EUÖ'den 11 ve üzerinde puan almıştır.

Ortalama puan 9,47±3,05 olarak bulunmuştur (Tablo 2).

Tablo 2. Tıp fakültesi öğrencilerinin Epworth

Uykululuk Ölçeği ‘ne göre aldıkları puanların dağılımı (GATF, Ankara, 2011)

Epworth UÖ puanları Sayı (%)

1-5 45 (10,9)

6-10 225 (54,6)

11 ve üstü 142 (34,5)

Toplam 412 (100)

EUÖ puanında her gün aşırı uykulu hissetme ile ;

"her gün alışık olduğu saatte yatmama", "dinlenmiş olarak uyanamama", "gün içinde aşırı uyuma ihtiyacı hissetme", ve "dershanedeki ortam nedeniyle ders

dinlerken uykululuk hali yaşama" arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,05) (Tablo 3).

Katılımcıların sigara içme, kahve, çay ve enerji içeceği tüketme durumu ile gündüz aşırı uykululuk halleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki çıkmamıştır (p>0,05). Kaldıkları yerin uyumaya engel bir durum teşkil etmediği saptanmıştır. Yine TV izlemek, ders çalışmak, gece arkadaşlarıyla sohbet etmek, bilgisayarda vakit geçirmek ve yatmadan önce bir şeyler yemek ile gündüz uykululuk hali yaşamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır ( p>0,05).

TARTIŞMA

Çalışmamız Ankara bölgesindeki bir eğitim araştırma hastanesiyle; araştırmada ele alınan değişkenler, uygulanan ölçüm araçlarının güvenilirlik ve geçerlilik boyutlarıyla; kullanılan araştırma yöntemiyle ve tıp fakültesi öğrencilerinin araştırma aracına verdikleri cevaplarla sınırlıdır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin, %34,5’i gündüz aşırı uykululuk hali yaşamaktadır. Bu oran Roth ve arkadaşlarının bulduğu normal popülâsyonda beklenen değerden (%0,5-12) yüksek olarak değerlendirilmiştir (11). Öğrencilerde görülen uykululuk hallerinin gün içinde daha çok öğleden sonraları yaşanmakta olduğu görülmüştür. Bu durum öğle yemeklerinden sonrasına gelmesi nedeniyle yemeklerle ilişkilendirilebilir. Yapılan bu çalışmada öğrencilerin %84,3'ü gün içinde uyuma ihtiyacı hissettiklerini belirtmiştir.

Tablo 3. Öğrencilerin Bazı Özelliklerine Göre EUÖ Puanlarının Dağılımı (GATF, Ankara, 2011)

Özellik (n=412)

EUÖ Puanı

<11 p*

n (%)

≥11 n (%) Her gün alışık olduğunuz saatte yatar mısınız? Evet

Hayır

127 (74,3) 142 (60,2)

44 (25,7)

99 (3,8) 0,01

Dinlenmiş olarak uyanıyor musunuz? Evet

Hayır

113 (72,9) 157 (61,6)

42 (27,1)

100 (38,4) 0,03

Gün içinde aşırı uykulu hissediyor musunuz? Evet Hayır

124 (53) 145 (81,9)

111 (47)

32 (18,1) 0,001

Gün içinde uyuma ihtiyacı hissediyor musunuz? Evet Hayır

213 (61,2) 56 (90,3)

135 (38,8)

8 (9,7) 0,001

Dershanedeki ortam nedeniyle uykululuk hali yaşayanlar Evet Hayır

162 (61,8) 106 (71,6)

100 (38,2)

44 (28,4) 0,04

*Ki Kare Testi

(5)

Uykuda nefes kesilmesi ve boğulma hissiyle sıçrayarak uyanma yakınmaları OUAS tanısını düşündüren majör belirtilerdir. Ohayon, Avrupa ülkelerinde 15 yaş üzerinde 18.980 kişi ile yapılan anket çalışması sonucunda OUAS prevalans değerini

%2,1 olarak bulmuştur (12). Hublin ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarında gündüz aşırı uyku yakınması ile doktora başvuran hastaların %75'ine solunumla ilgili uyku bozukluğu, %20'sine narkolepsi, %5'inde huzursuz bacak sendromu ve periyodik bacak hareket bozukluğu tanılarını bulmuşlar, bu grubun ileri değerlendirilmelerinde altta yatan en önemli nedenin obstrüktif uyku apnesi olduğu sonucuna varmışlardır (13). Çalışmamızda sorulan uykuda nefes kesilmesi ile uyanma yakınmalarıyla ilgili sorular, katılımcıların Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) açısından değerlendirilmesi planlanarak sorulmuş ve %7,5 olarak bulunmuştur. Elde edilen değerlerin anketi yanıtlayan popülâsyonun yaş grubu göz önüne alındığında beklenen değerlere yakın olduğu değerlendirilmiştir.

Çalışmanın uygulandığı GATF öğrencilerinin, uykuyu alamamış, yorgun ve dinlenmemiş olarak uyandıklarını belirtenlerin yüzdesi beklenenden oldukça yüksektir (%61,8). Johns yaptığı bir çalışmasında gençlerin %50'sinin yorgun uyandıkları için haftada en az bir gün gündüz uyuma ihtiyacı hissettiklerini saptanmıştır (14). Bu oranın çalışmamızda yüksek bulunmasının nedeninin katılımcıların zor ve stresli bir eğitim alıyor olmaları ve bu yüzden ders çalışmak amacıyla gece geç yatmaları olabileceği düşünülmektedir.

Sigara ve kahve gibi nikotin, kafein gibi maddeleri içeren ürünlerin tüketilmesinin uykuya dalmada güçlüğe ve uykunun bölünmesine neden olduklarına dair çalışmalar olmasına rağmen (15,16) çalışmamızda sigara, kahve ve çay tüketen katılımcılarla tüketmeyenlerin gündüz uykululuk hali çekmeleri arasında anlamlı bir istatistiksel fark bulunmamıştır.

Carskadon ve arkadaşları araştırmalarında katılımcıların uyku sorunlarıyla ilgili kişisel görüşlerini sormuştur. Çalışmada uyku sorunu olduğunu düşünen katılımcıların büyük bölümü bu sorunlarının nedenleri olarak yoğun çalışma programları ile düzensiz uyku alışkanlıklarının olduğunu belirtmiştir (17). Çalışmamızda katılımcıların %58,7’si ders çalıştıkları için geç yattıklarını bu yüzden uykululuk hali çektiklerini bildirmişlerdir. Katılımcıların yaklaşık üçte birinin EUÖ'den 11 ya da üzeri puan almış olması, Roth ve arkadaşlarının bildirdiği normal popülâsyonda

beklenen gündüz uykululuk hali oranı olan %0,5- 12’den yüksek bir gündüz uykululuğuna işaret etmektedir (11).

Tıp öğrencisi olmanın uykululuk açısından bir risk grubu olup olmadığı araştırılmaya değer bir konu olarak kabul edilebilir. Yoğun bir eğitim öğretim programı olan tıp fakültelerinde çalışmaya katılan öğrencilerden kendilerini gündüz uykulu hissedenlerin özellikle derslerde uykululuk hali yaşayanların yüzdeleri yüksektir. Bu sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye işaret etmektedir. Toplumda yaşanan minör psikiyatrik bozukluklarında uyku problemlerine yol açarak hastaların gündüz uykululuk hali yaşamasına neden olduğu bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada Hidalgo ve arkadaşları, minör psikiyatrik bozuklukların gündüz uykululuğunu 1,76 kat artırdığını göstermiştir (18). Bu yakınmaların tıp fakültesi öğrencilerindeki sıklığının araştırılarak değerlendirildiği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Gündüz uyuduğunu belirtenler EUÖ ile de saptanabilmiştir. Gündüz uykululuk çeken öğrenciler uykululuk hallerini gidermek için gündüz uyumaktadırlar. Gündüz uyudukları için de gece uykularını sağlıklı bir şekilde gerçekleştiremiyor olabilirler. Gündüz uyuma; uykuya dalmada güçlüğe, uykuya dalma süresinin uzamasına, uykunun bölünmesine ve uyku süresinin etkinliğinin azalmasına neden olabilmektedir.

Uyudukları odada uyumaya engel en az bir durum varlığından söz edenler en çok gürültüden şikayet etmişlerdir. Bu da kaldıkları ortamının uyku hijyeni koşullarını sağlayamaması, birden fazla kişiyle kalma, yine yurt ortamı gibi kalabalık bir yaşam yerinde odaya girip çıkanların çok sayıda olması ve odada kalan diğer kişilerin farklı yatış saatlerinden kaynaklanabilmektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin toplumda beklenenin üzerinde gündüz uykululuk halinin belirlenmesi, hem kendileri, hem de hastaları açısından önemli sorunlara yol açabilir. Hem fiziksel, hem de ruhsal açıdan zor ve yıpratıcı olduğu kabul edilen tıp eğitimini alan bu genç bireylerin okul başarılarının artırılması, daha iyi birer hekim olarak yetiştirilebilmeleri için daha iyi bir uyku düzenine sahip olmaları gerekmektedir. Uyku ritminin kurulması için belirli saatler arasında ve kişinin sirkadiyen ritmine göre uyuyabilmesi en sağlıklı yoldur. Tıp fakültesi öğrencilerine uyku bozuklukları ve bu sorunla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda

(6)

etkin bir eğitim verilmeli ve danışmanlık sağlanmalıdır. Öğrencilere ait barınma yerlerinde öğrencilerin uyudukları odalarda yalnız kalmaları sağlanmalı, dershanelerdeki ortamlar daha iyi konsantre olabilecekleri hale getirilmeli, bireysel rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri etkin bir biçimde sunulmalıdır. Böylesine özel ve bilinmeyenleri çok olan uyku ve uyku bozuklukları konusunda daha kapsamlı araştırmalar yapılmalıdır.

Gelecekte uyku bozukluklarıyla ilgili öğrenciler arasında çalışma yapmayı düşünen araştırmacıların, tıp fakültesi ile diğer bölümlerdeki öğrencileri kıyaslaması yararlı olacaktır.

TEŞEKKÜR

GATF Dekanlığı'na ve bu çalışmada emeği geçen ve yayımlanabilmesi için kendilerinden sözel onam alınan GATF intörn doktorlarına teşekkür ederiz.

KAYNAKLAR

1. Altıntaş H, Sevencan F, Aslan T, Cinel M, Çelik E, Onurdağ F. HÜTF Dönem Dört Öğrencilerinin Uyku Bozukluklarının ve Uykululuk Hallerinin Epworth Uykululuk Ölçeği ile Değerlendirilmesi.

STED. 2006; 15 (7): 114-120.

2. ÖZTÜRK O: Uyku Bozuklukları, Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. 9.Baskı. Ankara. Nobel Tıp Kitabevleri, 2002, p. 479-488.

3. LAFÇI D: Müziğin Kanser Hastalarının Uyku Kalitesi Üzerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi. Adana.

Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı, 2009, p.8-38.

4. Roehrs T, Merlotti L, Petrucelli N, Stepanski E, Roth T. Experimental sleep fragmentation. Sleep.

1994;17: 438–443

5. Türk Uyku Tıbbı Derneği. 1992. Parasomniler, http://78.189.53.61/-/uyku/brosur/parasomni.pdf [Erişim Tarihi: 05.06.2011]

6. Braunwald E, Fauer AS, Kasper DL. Harrison Textbook of Internal Medicine. 15. Edition. 2001, p. 155-164.

7. Young T. Epidemiology of daytime sleepiness:definitions, symptomatology and prevalence. Journal Clinical Psychiatry. 2004; 65 (16): 12-16.

8. Fava M. Daytime sleepiness and insomnia as correlates of depression. Journal Clinical Psychiatry. 2004; 65 (16): 27-32.

9. Ağargin MY, Çilli AS, Kara H, Bilici M. Epworth Uykululuk Ölçeği'nin Geçerliği ve Güvenirliliği.

Türk Psikiyatri Dergisi. 1999; 4 (10): 261-267.

10. Miletin MS, Hanly PJ. Measurement properties of the Epworth Sleepiness Scale. Sleep Medicine.

2003; 4: 195-199.

11. Roth T, Roehrs TA, Rosenthal L. Normative and pathological aspects of daytime sleepiness.

American Psychiatric Press. 1994; 707-728.

12. Ohayon MM. The effects of breathing-related sleep disorders on mood disturbances in the general population. Journal of Clinical Psychiatry.

2003; 64 (10): 1195-1200.

13. Hublin C, Kaprio J, Partinen M, et al. Daytime sleepness in adults, Finnish population. J İntern Med. 1996; 5 (239): 417-423.

14. Johns MW. A new method for measuring daytime sleepiness: The Epworth Sleepiness Scale. Sleep.

1991; 14: 540-545.

15. Wetter DW, Young TB. The Relation Between Cigarette Smoking and Sleep Disturbance.

Preventive Med. 1994; 23 (3): 328-334.

16. Philip P, Bioulac B, et al. Sleep duration and caffeine consumption in French middle-aged working population. Sleep Med. 2005; 6: 247-251.

17. Carskadon MA, Harvey K, Dement WC. Sleep loss in young adolescents. Sleep. 1981; 4: 299-312.

18. Hidalgo MP, Caumo W. Sleep disturbances associated with minor psychiatric disorders in medical students. Neurological Science. 2002; 23:

35-39.

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer taraftan, özelliklerden %50 Verim Yaşı ile TG ve TK (adet, %) yumurta verimleri arasında önemli (P&lt;0.01) negatif korelasyon katsayıları (r&lt;=-0.75) belirlenmiştir..

Plant height, spike length, spikelets number per spike, fertile tiller number, kernel number per spike, kernel weight per spike, 1000 kernel weight and grain yield per plant

Elbette bu, Nasrettin Hoca'nın “ Un var, şeker var, neden helva yapmıyorsunuz” dediği gibi o kadar kolay değil.. Bize bu tarifi veren Emirgânlı kâğıt helva

Gündüz uykululuk yaşama durumuna (EUÖ) göre UHİS’lerin karşılaştırmasında gündüz uykululuk hali yaşayanların UHİS ortalaması 34,45±6,28 iken, gündüz

Sonuç olarak bu araştırmada lise öğrencilerinin gündüz uykululuk yaşama durumlarının sınırda olduğu ve gündüz uykululuk durumu yaşamada belirleyici olan risk

Anahtar Kelimeler: Amyotrofik lateral skleroz, uyku bozuklukları, gündüz aşırı uykululuk, motor

Ameliyat sonrası dönemde yapılan akustik rinometri ölçümleri ile hasta ve doktor analog skalaları arasında, sağ nazal kavite için istatistiksel olarak anlamlı uyum yoktu.. Sol

Kimyasal madde güvenliği, doğal veya sentetik tüm kimyasal mad- deler ile ilgili olarak hammadde elde edilmesi/sentezlenmesi, en- düstriyel üretim, ürün nakliyesi,