• Sonuç bulunamadı

BİBLİOGRAFYA: B. AMERİKA'DA İMAR HAREKETLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BİBLİOGRAFYA: B. AMERİKA'DA İMAR HAREKETLERİ"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B İ B L İ O G R A F Y A :

B. A M E R İ K A ' D A İ M A R H A R E K E T L E R İ

B. A. D. Muhabirimiz

Y. M i m a r N e z a h a t A R I K O G L U bildiriyor p | İki defadır civarımızda bir toplantıya çağrılıyoruz. Yüzlerce semt halkı toplanı-yor, imzalar alınıyor. K a d ı n ve erkek salâ-hiyet sahibi kimseler çıkıp konuşuyor. Tele-vizyon akşam hemen havadisi yayıyor ve gösteriyor.

K o n u : U r b a n reneval - şehir yeni imar plânıdır. Halk, ev sahipleri şiddetle buna muarızdır. Semt eski bir köy iken — bizim Kadıköy gibi — ilerlemekte kıymetli bir merkez haline gelmektedir. Niye plânlamağa gidilmesin! Halk niye bu kadar geri kafalı hareket ediyor? diye düşünüyor ve canım sıkılıyordu. Ertesi günü meydanda gösteri yürüyüşü bile yapılacaktı. Aksi gibi şehirci-lik işlerinin başında bulunan m i m a r şahsen ahbabımızdı. Londra'da o k u m u ş bir zattı. Kendisinden bir yazı rica etmiştim (yakında broşür çıkaracağız zaten) demişti ve b a n a verecekti. Bu toplantıda sık sık adı geçiyor ve itham ediliyordu. (Eline iyi bütçe veri-len şahısların bu isi destekliyecekleri tabiî-dir) deniliyor. Hükümetin yeni çıkaracağı kanunda bu işle meşgul mühendislere azamî salâhiyet verileceği, kanun çıkmadan menfi imzaların toplanmasına lüzum olduğu bir üniversite hukuk hocası tarafından izah olu-nuyordu.

İkinci toplantıya gidemedim, yalnız bize gelen kâğıtta: Şehircilik faaliyetleri içinde dönen skandalları açıklıyan yazısiyle bir meb'us adı ve onun konuşacağı haber veri-liyordu. Ben de evde adı geçen mecmuayı bulup o yazıyı okudum (Reader's Diğest March 1964) İstanbulun yıkılma devrinde geçirdiği acı tecrübeleri hatırlamadan geçe-medim. İnsanlar her yerde fırsatçı ve fena mıdır? diye düşündüm.

U. S. Representative, Texas John Dow-dy'nin yazısı 7 sahife tutuyor. Kısaca va-ziyet şu: Sermaye sahipleri ilerlemekte olan semtlere gözünü dikiyor. Hele işin başında bir plânlama bürosu var ise, zamanında yıkılan binanın arsasını eline geçiriyor, ora-ya 1 0 - 1 2 katlı bir büro ora-yapıyor. Muaz-zam bir kâr vasıtası haline getiriyor o yeri... Bu tabiî ve kanunî bir iş gibi görünüyor ise de, ilk yıkılma emrini veren h ü k ü m e t me-muru acaba iyi ve sağlam bir karar veriyor mu, yoksa küçük tamir istiyen bir binayı büsbütün yok edip sahibini açıkta mı

bıra-kıyor! O semt sakin bir ikametgâh yeri olmakla mes'utken araba parkları, bürolar, pahalı apartmanlar ile dolup gürültülü bir ticaret havasına mı bürünüyor? Halkın his-leri ve bu safha bir tarafa, Mr. Dowdy asıl işin iç yüzünü açıklıyor.

Yıktırılan binaların satınalma, yıkma masraflarını kim ödüyor? H ü k ü m e t ve şe-hir. Arsa haline gelmeden üzerinde bina bulunan mülk tabiî boş arsadan pahalı ol-duğundan ve yıkma masrafı da b u n a ilâve edildiğinden açılan boş arsalar pahalıya alınıp daha ucuza satılıyor. İşte aradaki bu farkın çoğunu zarar olarak şehir imarı uğ-runa hükümet ödüyor. Halkın kendi ver-diği vergi ile ceplerinden ödenerek temizle-nen şehir ve semtlere sonradan kimler sa-hip oluyor? Pahalı büro ve apartman yapan sermayedarlar. Evsiz, mağazasız kalan, ver-giyi veren o halk ise o yerde bir büro veya apartmana yüksek kira yüzünden sahip ola-mıyor. Üstelik masrafın büyük kısmını hükümet ödediğinden, olur olmaz binaya sehirciler tarafından (standarddan aşağı) (yıkılmalı! emri veriliyor ve hükümete mil-yonlarla masraf gösteriliyor, bina adedi ve kıymeti hesaba vurulunca zarar bu milyon-lara erişemiyor, bu para nereye sızıyor? Arsaları hususî şahıslar müştereken ev ve büro haline getirecek iken birtakım emlâk şirketleri aralarında alıp satarak arsaları ve yıkılmak üzere olan yerleri ateş pahasına yükseltiyorlar ve yıkım, düzeltim masrafı-nın çoğu ağır bir şekilde hükümete yükle-niyor. Halbuki h ü k ü m e t ilk sahipleri ile bu işi yapsa iki t a r a f a da ayrı m e n f a a t sağla-nacak! H ü k ü m e t az masraf ödeyecek. O ye-rin sahibi yine o semtte bir mülke sahip olacak. Onun için halk şehircilik yenileme-lerini istemiyor. Haklı: (Ben oturamayıp işi-mi devam ettiremedikten sonra o yerin kal-kınması niye beni alâkadar etsin. Belki ben yerimden m e m n u n u m . Kusuru varsa mes-kenimi ben tamir edeyim veya yenileye-yim) diyor. Mesken hürriyeti elimizden alı-nıyor diye telâşa düşüyor. Son kanun şe-hircilere azamî selâhiyet verirse ne olacak? İlk yıkılan eski zenci mahalleleridir. Bu halk nereye göçecek? D a h a az eskilerine! Buraları önceden alan açıkgözler apartman-ları bölüp fiatı artırarak yeni fakir mahal-leler meydana getirecekler. Halk büsbütün zor duruma düşecek. Gerçi yıkmadan yap-mıya imkân yok ama bilhassa fakir halkı zarara sckmıya ne hakkı var şehircilerin! Hele bu fakirin çoğu zenci olur, büyük bir rey kudretini de elinde tutar ise!

L E S C İ N T R E S P O U R

V O Û T E S M E T H O D E S

G E N E R A L E S D E

C A L C U L

E T T Y P E S D E C O N S T R U C T İ O N Y a z a n : N . Z İ M A R I N O

Y a y a n : DUNOD,- 92 Rue Bonaparte Paris 6. F i a t ı : 32 F .

Büyük açıklıklı kemerlerin ve özellikle köprü ve viadüklerin inşası sırasında geçici yapı olarak kurulan iskelelerin, taşıyacak-ları yüke dayanmak ve kemere verilecek şekli tam olarak verebilmek bakımlarından çok önemli oldukları bilinmektedir.

Eserde bu konular incelenmiş, klâsik iskeleler detaylı olarak etüd edilmiş, ke-merlere intibakları ve parçalarının hesapları gösterilmiştir. Ayrıca çeşitli özel iskeleler-den — yeni şekilde ahşap ve çelik iskele-ler, boru iskeleler v . s . . . . — nümerik hesap-ları ile birlikte birçok örnek verilmiştir.

Mimarlara yeni profiller ve mühendis-lere kesin hesap metodları veren bu eseri her iki meslek erbabına da tavsiye ederiz.

Â. T O N K A Y

Uzun dâvalar, mücadeleler oluyor. H a l k tahrik ediliyor, arada milyonerler mültimilyoner oluyor, emlâkçi kazanıyor, halk zarara uğruyor ve bu açıklamalar ne hikmetse ille seçim zamanında yapılarak (halk taraftarı) meb'us namzedi rey avına çıkıyor.

Eski tas eski h a m a m , yalnız bizler fırsat düşmüşken kulak kabartıp bir şeyler öğreniyoruz.

Şimdiye kadar şehircilik temizlemeleri yüzünden küçük esnafın % 40 i piyasadan çekilmiş, 1970 de bitecek program ise 200,000 kişinin dükkânını kapatmasına se-bep olacak imiş. Halk düşünerek yine hal-kı ezmenin sağladığı şey ne olabilir? Şahsî menfaatler!

Rusyanın ezemediği hırs insanların sa-hip olma hırsı imiş. Halbuki can için edi-nilen fazla mal canı derdiyle eritir yok eder. Hırsları yenmesini bilmeliyiz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Meclis gündeminde bulunan ikinci yasal düzenleme olan ''dönüşüm alanları kanunu tasarısı'' ise, İstanbul başta olmak üzere, depreme dayanıksız ve kaçak yapıların arttığı

EGEÇEP ve Ekoloji Kolektifi olarak açtığımız davada Danıştay, ÇED raporu hazırlanmadan, ÇED Olumlu karar ı alınmadan yapılan maden arama faaliyetlerinin hukuka

Suyun Petrol gibi al ınıp satılabilen bir meta olarak kullanıldığını vurgulayan GÖkdemir bunu hazırlayanların Küresel Su Ortakl ığı, Dünya Su Konseyi, Dünya Ticaret

Derne ğimizin Enerji Komisyonu başkanlığını yapmış olan elektrik mühendisi Arif Künar'ın yapmış olduğu ara ştırmalardan ve yazmış olduğu "Neden Nükleer

&'srvis kısmı esas

Evini yitiren çocuk bedeninin de bir parçasını kaybetmiş olur: Kalbinden bir parça, dilinden bir parça, gözünden bir parça, ellerinden bir parça… Bu

A pedagogical experiment was conducted to study the effectiveness of the content of the physical education program in rhythmoplasty, Physical development and physical

ğişikliği ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi esasının getiril- mesi mevcut hükümet sistemini etkilemiş ve yeni sistemin parlamenter hükümet sistemi