OGUZ
EPİK ANLATMALARıve ÇUVAŞ ALP HİKAYELERİ'NDE
KUTSAL KURT VE TEPEGÖZ
The Holy Wolf and
CyCıopin Oghuz Epic Tales and Chuvash Alp Tales
Bülent BAYRAM"
Özet
Uygur harfli
Oğuz Destanı
ve Dede Korkut
Kitabı,
Türk
edebiyatının
temel eserlerinden
ikisidir. Alp
anlatmalarıda klasik anlamda destan türüne sahip olmayan
çuvaşTürklerinin halk
edebiyatı
eserleri içinde epik özellikler gösteren eserlerdir.
Epik
kahramanlarınbirçok
özelliğini
ve faaliyetlerini, müstakil anlatmalarda
aktarmaktadır. Adıgeçen eserlerde, "kutsal
kurt" ve "Tepegöz"ün bu anlatmalardaki yer
alışlarıdikkat çekicidir.
çuvaşalp
anlatmalarındave
Oğuzepik
anlatmalarındaki yukarıdakibenzerlikler tesadüfi bir
benzerliğin değil,bir
kültürel
birlikteliğin işaretidir.Anahtar Kelimeler:
Çuvaş, Oğuz Destanları,Tepegöz, Kutsal Kurt
Abstract
The "Oghuz Epic" with Uighur letters and the "Book of Dede Korkut" are two of the
basic works of Turkish literature. The "Alp tales" are the works which have epic pecularities
among the folk literature works of Chuvash Turks who don't have epics in classiccal meaning.
They quote many pecularities and activities of the epic heros in seperate tales. The "holy wolf'
and "cyclops" attract attention in these tales in question. The similarities in Chuvash alp tales
and Oghuz epic tales are not by coincidence, theyare the marks of a cultural unity.
Key Words: Chuvash, Oghuz Epics,
CyCıops,Holy Wolf
Oğuzlar,
tespit
edilebilmişen eski dönemlerinden beri, Türk tarihi içerisinde önemli
roloynamışbir Türk boyudur.
Oğuz adıgenel anlamda, eski Türkçe
yazılımetinler olarak kabul edilen Orhun
Abideleri'nde ilk defa (Dokuz
Oğuz) kaydedilmiştir.Türk tarihinin daha sonraki dönemlerine ait birçok
kaynakta da
Oğuz adıyer
almaktadır. Oğuz adı,XI.
yüzyıldaTürkmen
adıile birlikte
anılmaya başlanmıştır. OğuzTürk
boylarınınhareketleri, tarihi dönem içinde
batıya doğru olmuştur.Selçuklu ve
Osmanlıgibi büyük
imparatorluklarınve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu da
Oğuzboyudur.
Günümüzde Türkiye, Azerbaycan,
İran,
Türkmenistan, Kuzey Irak,
Kıbrıs,
Balkanlar, Suriye ve
Moldova'da (Gagauzlar)
yaşayan
Türkler, büyük oranda
Oğuz
boyuna
merısupturlar.'
Günümüzde
Oğuz
boyları,gerek tarihi sürecin gerekse
coğrafi ayrılıklarınsonucu olarak, son dönemlerde kendilerine has bir
kültür
ortamına girmişlerdir.Kültürel konularda küçük
farklılıklarortaya
çıkmışsada bütün bu
Oğuz-Türk boylarınınortak
bazıkültürel
mirasları vardır. Oğuz Destanı, Şecere-iTerakime,
Şecere-iTürk, Dede
Korkut
Kitabıgibi eserler,
Oğuz boylarınınortak
değerleri arasındadır.Bu eserler
arasındayer alan
Oğuz Destanıve Dede Korkut
Kitabı, diğereserlerle
karşılaştırıldığında,epik dönem özelliklerini daha fazla
taşımaktadır.Bu sebeple,
Çuvaşalp
anlatmalarıile
yapılacakolan
karşılaştırmalarda, Oğuz Destanı'nıneski Uygur Türkçesi ile
yazılmışolan metni ve Dede Korkut Hikayeleri
kullanılacaktır,Uygur
yazısıyla yazılmışolan
Oğuz Destanı,tek
nüshadırve eksiktir. Bu nüsha
RızaNur
tarafından keşfedilmiş,ilmi olarak W. Bang ve
R.
R. Arat (G.
R.
Rahmeti)
tarafındanönce Almanya'da
(1932) daha sonra ise Türkiye'de
"Oğuz Kağan Destanı" adı
ile
yayımlanmıştır.i
En erken 13, en geç IS.
•
Arş.Gör.. Ege Üniversitesi, Türk
Dünyası AraştırmalarıEnstitüsü.
1 Oğuzların
tarihi. kültürü. gelenekleri,
yaşadıkları coğrafya hakkında ayrıntılıbilgi için bkz. Faruk Sümer,
Oeuzlar(Türkmenler) Tarihleri-Boy
Teşkilatı-Destanları,Akçağ Yayınları,Ankara 1999.
2
Mehmet Kaplan.
Oğuz Kağan Destanı,Dergah Yay" Ankara 1979, s. 22, Bang ve Arat
neşrininTürkiye
baskısıiçin
ayrıcabk.
ReşidRahmeti Arat, Makaleler, C 1, (hzl. Osman Fikri Sertkaya), Türk Kültürünü
AraştırmaEnstitüsü
Yayınları,Ankara
1987. s. 605-672.
Bülent Bayram
yüzyılda yazıya geçtiği
tahmin edilen bu varyant, Uygur harflidir ve
İslam
muhitinin
dışında yazılmıştır.
Araştırıcılara
göre en eski varyant budur ve Türklerin
Müslümanlığından
önceki
hayatı yansıttlmıştrr.'
"Dede Korkut
Kitabı",Türk
edebiyatıtarihinin en çok ilgi çeken ve üzerinde en fazla
çalışmayapılan
eserlerinden biridir.
"İlim
dleminde ve Türk dili ve
edebiyatı alanında
Dede Korkut
Kitabı vahııı
kısaca
Dede Korkut
adıile
tanınaneser bir
destanı Oğuzhikayeleri
mecmuasıdır.Biri
Dresden'de.
otcki
Vatikan 'da olmak üzere iki
nüshasıbulunan bu eserin Dede Korkut
adıile
anılmasınasebep.
DcıleKorkut
adındakiozanlar pirinin eserin bir nevi müellifi
bulunması,eserde
toplanmışolan
Oğu: destanlarınınonun tarafindan
düzenlenmiş
gôsterilmesidir.
-iDede Korku
Kitabı'nınDresden'de bulunan
nüshasındabir
girişve on iki destani
hi~;i~lo: ver almaktadır.Vatikan
nüshasındaise
girişve Dresden
nüshasındabulunan on iki
hika~eden
altı,ı ~cr
almaktadır.Bu kitapta yer alan hikayeler. birbirinden
bağımsıztek
başlarınabirer hikaye gihi kar-muza
çıkmaktadır.Ancak hepsi birden bir bütünlük arz etmektedir. Bu bütünün konusu,
Oğuztoplumudur.
Konuları, yaşanılan
maceralar,
yaşam tarzı
ve hayat
görüşleri
ile
Oğuz
toplumu
yansuılmaktadrr."
Muharrem Ergin, dil özellikleri göz önünde
bulundumlduğundaher iki
nüshanında XVi.
~ üz~ ıldakaleme
alındığını
belirtmektedir."
Oğuz destanları
ile
karşılaştırmalıolarak ele
alacağımız"alp
anlatmaları"ise Çuv
a~hal],
edebiyatınınönemli bir bölümünü
oluşturmaktadır."Ullp Halapisem" ile
Çuvaşhalk
edebiyatıiçerisinde
önemli bir yer
işgaleden anlatmalar, küçük
nazım parçacıkları dışındatamamen nesirdir. Bu
anlatrnalar:
Çuvaş Alplarının doğuşunu, yaşamını, yaptıkları işleri,özelliklerini,
Alpların arkadaşlarını,Alplarla
ilgili
bazı inançları,alp tepelerinin
oluşumuvb.
konularıiçermektedir. Alplarla ilgili anlatmalar. bütün
bir eserin
parçalarıgibidir.
Çuvaş alplarınınkonu
edildiğianlatmalar, edebi tür
açısındanbir
bütünlük
göstermemektedirler.
Anlatmaların bazılarıefsane, masal;
bazılarıbir tarihi bilgi;
bazılarıda bir
destanııı.hikayenin küçük bir
parçası durumundadır,"
Buna
karşılık
"Dede Korkut
Kitabı"nda
yer alan anlatmalar,
çok
gelişmişbir edebi üsluba ve tür özelliklerine sahiptir. Her anlatma, kendi içinde konu ve
olaylarıngelişimi bakımından
bir bütünlük göstermektedir.
Çuvaş alplarının doğumdanölüme kadar neredeyse
bütün
hayatı farklıanlatmalarda ele
alınırken;Dede Korkut
Kitabı'ndayer alan anlatmalarda, olaylar bir
bütün içerisinde yer
almıştır. Çuvaşalp
anlatmaları,bir bütünlük içerisinde olmasa bile, bir destan
kahramanıolarak alp
ınbütün özelliklerini bizlere
farklıanlatmalarda vermektedir.
Türkiye'deki Türkoloji
alanında Çuvaşlarlailgili
çalışmalar, diğerTürk
boylarıüzerine
yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığındaoldukça
azdır.Türkiye Türklerine dil ve kültür olarak en uzak iki Türk
topluluğuolarak
Çuvaşlarve Sahalar
işaretedilmektedir. Her iki bölgede de iki Türk boyunun kültürel
mirasıüzerine
karşılaştırmalı çalışmalaryok denecek kadar
azdır. Yukarıdakieserlerde tespit edilen iki
nokta, iki Türk
topluluğu arasında şuana kadar çok fazla ele
alınamamışbir
ilişkiyibize göstermektedir.
Bu
çalışmada,Eski Uygur Türkçesiyle
yazılmış .Oğuz Kağan Destanı'ndabir kurdun
Oğuz'ayol
göstermesi
olayıve Dede Korkut
anlatmalarındayer alan
Basat'ınTepegöz'ü öldürmesi,
Çuvaşalp
anlatmalarındakiparalelleri ile ele
alınacaktır.Elbette öncelikle, bütün
halklarınepik eserlerinde birbirine
benzer
noktaların bulunduğunukabul etmek gerekir. Fakat
yukarıdakiiki konu, bir benzerlikten daha çok
bir
aynılığı işaret
etmektedir. Öncelikle
Oğuz Destanı'nda Oğuz'a
kutsal bir kurdun yol göstermesi,
destan
ınönemli bir bölümünü
teşkiletmektedir.
Oğuz destanıiçerisinde bir bölüm
teşkileden bu olay,
Alp
anlatmalarıiçerisinde müstakil bir
şekildeyer
almaktadır.Her iki olay, Uygur harfli
Oğuz Kağan destanıile
Çuvaşalp
anlatmalarında şu şekillerde anlatılmaktadır:3
Ahmet Bican Ercilasun,
BaşlangıcındanYirminci
YüzyılaTürk Dili Tarihi,
Akçağ Yayınları,Ankara 2004, s. 58.
4Muharrem Ergin, Dede Korkut
Kitabıi (Giriş-Metin-Faksimile),Türk Dil Kurumu
Yayınları,Ankara 1997, s.
ı. 5Ergin, age., s. 23.
6
Ergin, age., s. 67.
7
Edebi tür
bakımından farklılıkgöstermeleri sebebiyle Alp
anlatmaları, farklıadlar
altında neşredilmişlerdir.1987
yılında çuvaşHalk
Yaratıcılığıserisinin VI. cildinde "Mifsempe, Halapsem" (Mitler, Hikiiyeler)
arasındaalp
anlatmaları yayınlanmıştır.Daha sonra ise 2004
yılındahalk
yaratıcılığıeserlerinin yeniden
yayınlanmasıçerçevesinde
HalıhEposf(Halk Eposu)
adlıeser
içerisinde bu anlatmalar
yayınlanmıştır.Bu eserlerin eposlar içerisine
sokulmasınınsebebi,
onların alplarıve
onların hayatlarınıele
almış olmasıdır.Oğuz Destanı:
Oğuz Kağan 'ın
Urum Seferi
(Oğuz, Kağan
olduktan sonra
dünyayıele
geçirmek için seferlere
çıkar.Bu seferlerinden
birisini Urum
adlıbir
kağanüzerine yapar.)
Sol
yanındaUrum
adındabir
kağan vardı.Bu
kağanınaskeri ve
şehirleripek çoktu. Bu
Urum
Kağan Oğuz Kağan 'ınemrini dinlemezdi.
Onun
arkasındangitmezdi. Ben onun sözünü
tutmam diyerek emrine
bakmadı. Oğuz Kağangazaba gelerek onun üzerine yürümek istedi;
bayrağınıaçarak, askeriyle ona
karşıyürüdü.
Kırk
gün sonra Buz
Dağ adındabir
dağın eteğinegeldi.
Çadırınıkurdurdu ve uyudu. Tan
ağarınca Oğuz Kağan 'ın çadırına güneş
gibi bir
ışıkgirdi.
O
ışıktangök tüylü ve gök yeleli büyük
bir erkek kurt
çıktı.Bu kurt
Oğuz Kağan'ahitap
etti ve: Ey
Oğuz,sen Urum üzerine yürümek
istiyorsun; ey
Oğuz,ben senin önünde yürümek
istiyorum dedi.
Ondan sonra
Oğuz Kağan çadırınıdür-dürdü ve gitti. Gördü ki, askerin önünde gök
tüylü
ve gök yeleli büyük bir
erkek
kurt
yürümektedir
ve
kurdun
ardı sıraordu
gelmektedir.
Gök tüylü ve gök yeleli bu büyük erkek
kurt bir kaç gün sonra durdu.
Oğuz Kağanda
askeri ile durdu. Burada
İtil
Müren
adında
bir
deniz
vardı.
Bu
İtil
Müren'in
kenarında
bir kara
dağınönünde
savaş başladı.Okla,
kargıile ve
kılıçla vuruştular.Askerlerin
arasında vuruşmaçok oldu,
halkıngönüllerinde
kaygıçok oldu.
Boğuşma
ve
vuruşma
öyle yaman oldu ki,
İtil
Müren'in suyu zencefile gibi
baştanbaşa kıp kırmızıoldu.
Oğuz Kağanyendi ve Urum
Kağan kaçtı. Oğuz KağanUrum
Kağan"ın hanlığınıve
halkını aldı.Onun
ordugdhınapek çok
cansızve
pek çok
canlı ganimet düştü.
8Çuvaş
Alp
Anlatması: Alp'ıKurt Götürüyor
Dostlarım
siz
kutsal
kurdun
şarkısınıduydunuz mu?
Duymuşsunuzdur.O
bugün de,
Alp
'ı götürdüğüzamandaki gibi söylüyor. Bize,
AşaPihambar
'ın duygularını ulaştırtyor.Atalarımız zamanında,
uzakta
Altın Dağları tarafında,Alp
yiğitmil/etiyle
yaşarmış.Sürü sürü hayvan
beslermiş. Onların atları, kırlardaözgürce
gezermiş.Semiz
öküzler
böğürüpyüksek
dağları titretirmiş.Günler
geçmiş. Yıllar bitmiş.Alp
yiğitbir gün
batıdakibereketli
kırlar tarafınagöç etmeyi
düşünmüş. Boylarınyöneticileri bir yere
toplayıp amacınısôyleyerek
konuşmuşlar. Boylarınyöneticileri
onunla
anlaşmişlar.Sonra, Alp de o
akşamgece
yarısıolunca,
Tanrılarla konuşmakiçin
dağa çıkmış. Dualarınıedip bitirince Alp
'ınönünde
aniden
bir kurt
görünmüş.Onun
çevresi
ışıkla kaplıymış. İnsan
gibi
konuşarak
o, büyükyiğide şöyle demiş.
"ı-Büyuk
Alp, büyük
Tanrınınemriyle ben
seni arkamdan
batıya doğru götüreceğim.Sen
endişelenme!Benim
peşimdenkorkmadan
yürü. Ben hep seninle birlikte, senin önünde
olacağım.Senin
hayvanlarını. halkını koruyacağım."
demiş.Sonra Alp
'ın halkısabahleyin erkenden
batıya doğrugöç etmek için hareket
etmiş.Onun
önünde
zaman
zaman
mavi
kurt
görünmüş.
Durup durup
ulumuş.Peygamber
köpeğinin ulumasıAlp
'ın halkına şarkıgibi
işitilmiş.Onun vücudu gece daima, çepeçevre
aydınlıkiçinde
görünmüş.Yaşlıların söylediğine
göre bu kurt, Alp
'ınmil/etini,
Aramaşi Dağı'na
doğru götürmüş.Bizim büyük
atalarımızınbu çevredeki
hayatıböyle
başlamış.
9Bu konu,
"Oğuz Destanı"ndadaha
ayrıntılıbir
şekildeyer
almaktadır.Epik özellikler,
"OğuzDestanı"nda
daha fazla yer
almaktadır.
Burada dikkat çeken
diğer
bir husus da
Oğuz'un
idil boyuna
yapacağıseferden önce, kurdun ortaya
çıkışıdır. ÇuvaşAlp
anlatmalarında, Çuvaş alplarınınve
Çuvaşların
idil
boylarına gelişlerini
ele alan
anlatmaları
da gözden uzak tutmamak
lazımdır.
idil
ırmağı,
Çuvaş anlatmalarında büyüklüğüve
genişliğiile de önemli bir yer tutar.
Oğuz Kağan destanındada bu
konuya
değinilmektedir.Elbette destanlar, tam
anlamıylatarihi hadiseleri
yansıtmamaktadır.Buna
rağmen, destanların tamamıylatarihi hadiselerden
ayrı olduğunuiddia etmek de mümkün
değildir.Bugün
Balkanlar'da ve Türkiye'de
yaşayan bazı Oğuz boylarının,Karadeniz'in kuzeyinden bu bölgelere
geldikleri bilinmektedir.
8
Muharrem Ergin,
Oğuz Destanı,Hülbe
Yayınları,Ankara 1998, s.
i8-19.
9Çivaş
Halih Pultarullhi,
ÇivaşHalih Eposi, s.41--42.
Bülent Bayram
Kurt, Türk folklorunun her
sahasında karşımıza sıkça çıkanbir motiftir. Eski Türk
boylarının türeyişleriile ilgili efsanelerden
başlayarakfolklor ürünleri içerisinde gücün,
bağımsızlığın,asaletin vb.
simgesi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Örneğin
Göktürklerde kurt,
"tuğlar
ve
bayrakların
tepesinde yer
alma yolu ile bir devlet sembolü
olmuştur'?
Türk
boylarının
birçok halk
edebiyatı
eserinde kurt,
çeşitli
özellikleriyle yer
almaktadır.Burada bizim için önemli olan nokta, kurdun yol
göstericiliğidir. Yukarıdakimetinlerde de kurdun
kutsallığıve yol
göstericiliğiön plana
çıkmaktadır.Her iki örnekte de kurt, kutsal bir özellik göstermektedir. Adeta
kahramanları doğru
yere
götürmekle
görevlendirilmiştir.Her iki örnekte de bu
kutsallık açıkbir
şekildegörülmektedir. Türk
mitolojisi üzerine önemli
çalışmalar
yapan Bahaeddin Ögel,
"Oğuz Destanı"ndaki
bu kurt motifi
hakkında
şunlarısöylemektedir:
"Oğuz destanında. Oğuz
Han 'a zaman zaman klavuzluk edip yol gösteren ve
Tanrıtarafindan
gönderilen kutsal kurttan söz
açılırken,hep 'gök tuylü, gök yeleli deyimi de
kullanılır.Burada kurda.
'gök'
sıfatınınverilmesi, onun
kutsallığınıve
Tanrıile ilgisini göstermeden
başkabir mana
taşımamalıdır.Sonraları,
bu 'gök'
sıfatı, ihtiyarlık
ve
tecrübeliliğin
ifadesi ve
karşılığı
olarak
kullanılmıştı.
"ll"Oğuz Destanı"nda
ve
Çuvaşalp
anlatmasındaher iki kurdun da ilahi bir özellik
taşıdığı açıktır.Zaten
Çuvaş anlatmasında, Tanrı'yayalvarma sonucu kurt ortaya
çıkmaktadır.Her iki kurt da bir
ışıkiçerisinde ortaya
çıkmakta,her ikisinin de kahramanlara
hitabı aynı şekildedir.Kurt,
"Oğuz Destanı"ınınilerleyen bölümlerinde zaman zaman ortaya
çıkmışve ordunun önünde
yürümüştür.Bir
diğer araştırmacı
Abdülkadir
İnan,
Türk
rivayetlerinde bozkurt konusunu ele alan
makalesinde Eski
Romalılardave Araplarda, kurdun efsanevi bir mevkii
olmasına rağmenonun, Türk
milli kültü
olduğunuileri sürer. Bunun
yanındaFin ve
Moğo\ halklarındada bu kurt motifine
rastlanıldığını da zikretmektedir." Abdülkadir İnan, bu halklar arasında bozkurtla ilgili rivayetleri ele
aldıktansonra, günümüzde
ŞamanistTürklerin kurda bir
kutsallıkatfettiklerini belirtir ve "Bozkurt"un yol
göstericiliği
konulu efsanelerin en çok
Başkurtlar arasında yaygın olduğunu
söyler. Abdülkadir
İnan,
eski
dönemlerde
Başkurtların"börü" kelimesini
kullanmadığını;"kurt" kelimesini
kullandığınıbelirtir. Rickov
ve Vitevskiy'den faydalanarak
verdiğibilgilere göre, Rus
kaynaklarındabu kelime
"GlavnıyVolk:
Başkurt" şeklindegeçmektedir ve
"kurdoğlu" olmalarısebebiyle de idareye
karşıayak
i
anmaktad
ırlar. Aynızamanda bu kavim, eski dönemlerde
bayraklarındakurt
başı taşımıştır.Bu sebeple de
Başkurt adınıalmışlardır.
13İnan,
kurdun yol
göstericiliği
konusunda iki önemli rivayeti daha zikretmektedir:
"Peygamber, sahabelerinden üç
zatı
'Ural'
dağlarına İslam
dini
öğretmek
için
yollamıştı.
Bu
sahabelere Ural
dağlarınakadar bir Bozkurt rehberlik
etmiştir.Ural
dağlarındabulunan kavim de,
isldmiyeti kabul ettikten sonra
"Başkurt"
diye
adlanmışur.'"
Eski zamanlarda uzak
şarktayüksek,
karlı dağlarda 'Başkurt.Nogay. Kazak,
Kırgız'kavimleri
bir tek
babanın evlddıolarak
yaşıyorlardı.O
vakit
'Başkurt'Nogay, ve
başka.. " isimler yoktu. Birzaman bunlar
arasındaihtildf ve mücadele zuhur etti.
Günlerin birinde bu kabile reisi ava giderken
önünde bir kurt peyda oldu. Reis, bu kurdu takip ede ede, cennet gibi
ormanıarıve nehirleri olan bir
azametli
dağlarageldi.
O
vakit Kurt birden bire kayboldu. Reis
anladıki, bu rehberlik eden Kurt,
Tanrımdanbu kavme tayin
edilmiş"Kut: talih"dir.
Reis geriye,
şark diyarına vardı.Kavim ve
LO
Babaeddin Ögel, Türk Mitolojisi
(Kaynaklarıve
Açıklamalarıile Destanlar), C.I1, Türk Tarih Kurumu
Yayınları,Ankara
1995, s.115.
ıı
Babaeddin Öge
i,
Türk Mitolojisi
(Kaynaklarıve
Açıklamalarıile Destanlar),
i.
Cilt, Türk Tarih Kurumu
Yayınları,Ankara 1993, s. 134.
12
Abdülkadir
İnan,'Türk Rivayetlerinde Bozkurt", Makaleler ve incelemeler, C II, Türk Tarih Kurumu
Yayınları,Ankara
1987, s. 69-70.
13
Abdülkadir
İnan,agm., s. 73-74.
İnanbu bilgileri Riçkov, Orenburg Viliiyeti
Topografyası,1887, s. 58-59 ve Vitevskiy,
Neployev ve Orenburg Viiiyetinin 1758 Senesine Kadar Ahalisi, s. 124-128'den
almıştır.
kabilesini beraber
alıp
Ural
dağlarına
getirdi.
İşte diğer kardeşlerinden ayrılan
bu kabileye
"Başkurt"
denildi ki, "Kurdun
baş
olup
getirdiği
kavim" demektir.
15 "İnan, çalışmasında
kurtla ilgili
başka
konulara da temas etmektedir.
Ayrıca Oğuz Destanı'nda
yer alan bu kurdun yol göstermesi hadisesinin,
destanın İslami
dönem metinleri olarak kabul edilen
metinlerde yer
almaması
da dikkat çeken
diğer
bir önemli
noktadır.
Bu,
motifin,
İslam
öncesi Türk
inanış
sistemiyle ilgili
olduğunun
bir göstergesidir.
İslam
öncesi Türk
inanış
sistemi içerisinde
gördüğümüzbirçok
noktayı,günümüzde eski dinlerini
yaşatan Çuvaşlardagörmek mümkündür.
Tepegöz-Altırkuş
Alp
anlatmalarında, Çuvaş Alp'ınınmücadele ederek
yendiği "Altırkuş"labiz,"Dede Korkut
Kitabı"içerisinde yer alan
Basat'ın"Tepegöz"ü öldürmesini içeren anlatmada
karşılaşıyoruz."Dede
Korkut
Kitabı"ndayer alan anlatma,
Çuvaşlar arasındanderlenen anlatmaya göre daha
ayrıntılıdır.Her
iki
anlatmayıburada verdikten sonra
değerlendirmeyapmak daha
doğru olacaktır.Dede Korkut'ta Tepegöz:
Hasat'ın
Depegöz'ü
öldürdüğüboydan:
OğuzlardanAruz
baskındankaçarken
çocuğunu düşürür. Çocuğubir aslan büyütür.
Oğuzlaryurduna
döndüğündeçocuk
büyümüştür.Onu
yanlarınaalsalar da o sürekli aslan
yanınakaçar. Sonra Dede Korkut,
çocuğaBasat
adınıverir.
SarıÇoban
adlıbir
Oğuz, pınar başındabir
peri
kızıylamünasebette bulunur ve peri
kızınınbir
oğluolur.
BayındırHan, tel gözü olan
çocuğugörür ve Basat'la birlikte büyütmesi için Aruz
Koca'ya verir.
Fakat tepegöz birkaç
dadının canını alır,ona bir kazan süt yetmez.
Oynadığı arkadaşlarının burunlarını, kulaklarınıyemeye
başlar.Tepegöz'ü Aruz evden kovar. O da
dağlara çıkar.Annesinin
verdiğiyüzük sayesinde
ona
kılıçvb. hiçbir
şey işlememektedir.Tepegöz
Oğuzlaraçok zarar vermeye
başlarve ona hiç
kimse
karşı çıkarnamaktadır.Bunun
üzerine
OğuzlarTepegöz'le
anlaşmakzorunda
kalırlar. Oğuzlarona her gün iki adam,
beşyüz koyun
vermeye
razıolurlar ama zaman geçtikçe
sıkıntıdaha
da büyür. Tepegöz'e adam
ve koyun
yetmemektedir. Bunun üzerine
Oğuzlar Basat'ı yardıma çağırırlar.Basat Tepegöz'ün eline
düşer.Sonra Basat onun çizmesini keserek oradan
çıkarve onun sadece gözüne
kılıç işlediğini öğrenir. Ateştesüngüsünü
ısıtarako uyurken gözüne
sokar. Yaralanan Tepegöz onu öldürmek istese
de
başaramazve Basat onunla
yaptığımücadeleyi
kazanırve Tepegöz'ün kellesini keser.
Oğuzlarbuna çok sevinirler.
16çuvaş Anlatmasında
Tepegöz:
Alp
Altırkuş'u (Kepçegöz'ü) Yeniyor
Alama ülkesinde tek gözlü,
kıllıvücut/u,
kibirli aç gözlü
Altırkuş yaşamış.Sadece bir
gözü
olmasına rağmeno,
uzakları,her
şeyi gorürmüş.Onun midesine bir
yiyişte yetmişöküz,
otuz
fıçı şerbet girermiş.Alama
ülkesindeki bütün halk, bu
altırkuşiçin
çalışıp yaşamış, Altırkuş'u
doyurmuş.Altırkuş
'a,
Alama
ülkesinde
sadece
hükümdar olarak
yaşamak yetmemiş.Onun
aklına,
alp
yiğidinülkesini
işgaletmek
aklına gelmiş."-Gelecekte alp
yiğitde benim
çobanımolsun, benim sürümü gütsün! Bana güçlü
çoban gerek. " diye
bağırmaya başlamış.Alp
bu
sözleri
duyunca
hiç
umursamamış.
"-Aç gözlünün
çobanıolmam,
adımıkötületmem. Esremet 'ten korkup
ateş yakıpkaçmak yok.
Karşılaşmakistiyorsan haydi
çık kır ortasına."diye
söylemiş.Alp
yiğit,Alttrkuş
'a
karşı
böyle
söylemiş
ve idil'e
kenarına bozkır ortasına çıkıp durmuş. Diğerkötü gelip
yetişir yetişmezbirbirine
girmişler.Birbirlerini
sarstyorlarmış,birbirlerini
eziyorlarmış. Güreşe giireşe,eze eze Alp
sonunda son gücünü
toparlayıp, diğerkötüyü
sıkıca kavrayıp göğe kaldırmış. Diğerininkokan nefesi "poj!" diye
çıkmış.Alarkuş
'un
gücü,
sadece
bu
kötü
nefesteymiş.
Alp de aç gôzluyü yedi denizin öbür
tarafınafırlatmış.'?
15
Abdülkadir
İnan,agm., s.74.
İnanbu bilgileri M.
Bayışoğlu,(1895) Rusya
CoğrafyaCemiyeti Orenburg
ŞubesiHaberleri,
Bölüm 7, s.
il-l J'ten
almıştır.16
Ergin, Dede Korkut
Kitabıi(Giriş-Metin-Faksimile),s. 206-215'ten özetIenerek
aklarıImıştır. 17Çıvaş Halılı Pultarulıhı,Hahh Eposi, s. 61-62.
Bülent Bayram
"Tepegöz"
şeklinde adlandırılan yaratık,sadece Türk
boyları arasında değil aynızamanda
Samoyed-Ostyaklar'da" ve eski Yunan mitolojisinde de
karşımıza çıkmaktadır.
"Tepegözün
kökeni
konusunda da
çeşitli görüşlerileri
sürülmüştür."Dede Korkut
Kitabı"nınDresden
nüshasınınH. O. Fleischer
tarafından bulunmasındansonra.
onu ilk
tanıtanve kullanan H. F. Von Diez olur. O,
"Tepegöz"
anlatmasınıAlmanca
tercümesiy le
yayınlar
ve Dede Korkut konusu üzerinde durur. Burada Diez, Tepegöz'le Homeros'un
Odyssciaxındaki"Polifem"i
karşılaştırırve Dede Korkut'taki hikayenin daha
geniş olmasınadayanarak bunu Yunan
lılar' ındoğudan aldığına
hükmeder."
Walter Ruben'in "Tepegöz"ü
yalnızcaYunan mitolojisinin
değilHindistan
ve dünyanrn
diğeryerlerinde görülen örneklerle
karşılaştırır.i"
"Tepegôz" bir folklor unsuru olarak çok önceden beri
araştırmacılarındikkatini
çckmcktvdır.fakat eldeki literatür 'Odissiya
'nınpolifemini esas olarak
almaktadır,bugün Ural
dağlarının ardında.Sibirya ve Kazak steplerinde tek gözlü devler üzerine büyük bir materyal
toplanmıştır
...
:1
diyen
Ilalık
Köroğlı
Tepegöz ile ilgili
anlatmalarınOsetinler, Çeçenler,
Dağıstanlılar, Kumuklar.
Ka/aklar.
Balkanlar'daki
varyantlarını, Şehname,Odissia ve Dede Korkut'taki
varyantınıda ele alarak
genişbir
değerlendirmeyapar.
Halık Köroğlı'na
göre
Oğuzlarıntek gözlü dev
hakkındakiefsanesi,
detaylıbir
konuy
la epik bir
anlatıma dönüşmüştür, Canavarın doğumu,onun büyümesi,
Oğuzlara saldırısı,daha sonra devle
mücadele
edecek olan
kahramanın çocukluğu,kökeni ile ilgili
anlatılanlar,destanlar için karakteristik bir
özelliktir.
Tek göz ile ilgili
Oğuzefsanelerinin erken dönemlerine
bakılarak,bu konunun iskeletini
OğuzlarınOrta
Asya'dan
getirmiş olabileceğiniileri sürer.
22Köroğlı
bu
ayrıntılımakalesini
şu açıklamalarlatamamlar:
"Türk dilli halklarda tek
gôzlü
dev tipi
toplum
yapısının gelişmesine
göre
çeşitli
türlerde
gelişmiştir. İnsan
yiyen dev
hakkındaki düşünce
ilkel
toplum düzeyinde olup
avcılıktanhayvan
yetiştiriciliğinegeçen Türk
Halklarının geçişdöneminde
oluşmuştur.Kazak varyasyonunun
başkahramanı,kendi
karşıtıtek gözlü devi yenen. onun
hayvanlarıylabile ilgilenmeyen
avcıbunu
kanıtlamaktadır.Depegöz tipinin son
şekli Oğuzlarınhayvan
yetiştiriciliğidüzenine tam
anlamıyla geçişdöneminde
oluşmuştur. Oğuzlarınyeni
vatanındakitarihi
şartlar. onların komşularıylaolan
karşılıklı ilişkileriDepegöz'e pek çok arkaik elementin yerine geçen yeni çizgileri
vermiştir:O
artık(Kazak varyasyonundaki fantastik güçlerle
donanmış barışçıçoban-dev
değil.bütün
Oğuzili ülkelerine korku salan bir hayduttur.
Böylelikle, henüz Vll-Vlll.
yüzyıllardaBizansla
Oğuzların sıkı ilişkide bulunmalarına karşınDepegöz
adlıtek gözlü
Oğuzun "Odissiya'ınınpolifeminin etkisi
altında şekillendiği şüphelidir.Bizim
buradaki
amacımız çeşitli halkların destanlarındabenzer tipolojik
gelişimlerin olduğudur.Fakat
Heredot'un
doğudakiepik
menkıbedegeç dönemde
şekillenentek gözlü dev tipinin
doğudanEski Yunan'a
geçtiği
tezinde göz
ardı
edemeyiz. Bu hipotezden öteye gidemez.
,,2318İnan,
agm., s.70.
19
Ergin, Dede Korkut
Kitabıi (Giriş-Metin-Faksimile),s.57.
20
Ögel, Türk Mitolojisi
(Kaynaklarıve
Açıklamaları İleDestanlar),
C. 2, s.65.
21Halık
Guseynoviç
Köroğlı,"Depegöz ve Polifem" (Çev. Muvaffak
Duranlı),Türk Dili
Araştırmaları YıllığıBelleten 1988,
Ankara 1994, s. 43.
22Köroğlı,
agm; s.49. "Tepegözün özellikle Moldova'da
yaşayan Oğuz boylarındanbirisi olan Gagauz Türkleri
arasındanderlenmiş
üç metni de
karşılaştırmalıolarak
incelenmiştir. Ayrıntılıbilgi için bkz. Rabia
Uçkun, "Gagauzlar'da Üç Tepegöz
Versiyonu", Türk
Dünyası İncelemeleriDergisi
I, İzmir1996, s. 59-72., Saim
Sakaoğluda
Basat'ınTepegöz'ü
öldürdüğüboyun günümüzde
yaşayan bazı varyantlarını yayınlamıştır.Bunlar
şu varyantlardır:Teç Cözli Dev
(Erzurum-KumluyazıKöyü, Münevver Tüfekçi Derlemesi), Tepegöz (Konya-Hasan Özücan Derlemesi), Tekgöz
(Gökpınar-Çeltik,Bekir
ŞenyıldızDerlemesi), Tepegöz
Masalı (Konya-AyşeKofal Derlemesi), Tepegöz (Konya-Karatay,
İlhanGültepe Derlemesi), Tepegöz
(Aydın,
Mehmet Özkaya Derlemesi), Tepegöz
Masalı (İstanbul-Kartal,Sabiha Ocak Derlemesi), Tepegözler
(KırklareliBabaeskilKarahalil Köyü). Saim
Sakaoğlu,Dede Korkut
Kitabı İncelemeler-Derlemeler-Araştırmalari (İncelemelerDerlemeler), Sel-Ün
Yayınları,Konya 1998, s.445-472.
Tepegöz'ün kökeni konusundaki
görüşler farklılıkgösterse de Türk
boyları arasındaTepegöz'le
ilgili
anlatmaların
çok
yaygın olduğu
bilinmektedir. Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN, bu konu ile ilgili olarak
Dede Korkut Hikayeleri içinde
yaygınlık bakımından, BamsıBeyrek'ten sonra ikinci
sırayı,Tepegöz'ün
aldığınısöyler. Bu hikaye,
masallaşmışbir
şekildeKellegöz, Depegöz
şeklinde yaşamaktadır.Masal
olarak
anlatılanhikayenin tipik
özelliği,mitik
olmasıdır.Bu nedenle de birçok ülkede, tek gözü olan
devlerle mücadeleyi anlatan
masalların olduğu noktasına
dikkat çeker.i"
Yukarıda
verilen metinler
karşılaştırıldığında,Dede Korkut'taki Tepegöz
anlatmasınıntam bir
bütünlük arz
ettiğigörülmektedir.
Basat'ınTepegözle olan mücadelesi,
gelişmişbir edebi üslupla ele
alınmıştır.
Özellikle Tepegöz'ü öldüren
Basat'ın
büyümesi, dikkat çekmektedir.
Düşman baskınından
kaçarken
düşürülenBasat'
ıbir aslan
alıpgötürür ve besler. Bu
şekildeBasat,
sıradaninsanlardan
ayrılmaktadır. Anlatmanınilerleyen
bölümlerinde
görülüyor
ki,
Tepegöz'ü
sıradaninsanlar
yenernemektedir. Çünkü Tepegöz'ün kendisi de normal insanlardan
farklıdır.O,
Oğuztoplumunun
kabullenemeyeceğibir yasak
ilişkisonucu dünyaya
gelmiştirve annesi bir peri
kızıdır.Annesinin ona
taktığıyüzük sayesinde de ona
kılıç işlemernektedir.Onunla mücadele edip, onu ortadan
kaldırılabilecekkahraman da
diğer insanlardan farklı olmak zorundadır. '
Yukarıda
belirtilen epik
kahramanın diğerinsanlardan
farklılığıile ilgili husus,
Çuvaşalp
anlatmalarındada
karşımıza çıkmaktadır."Entip
adlıbiri ormana
gitmiş. Yaşlı meşe ağaçlarınıkeserken bir inilti
işitmiş.'Kim acaba bu?
Sıkıntıdan şaşırmışadam
değilmi?' diye
düşünmüş.Sesin
geldiğitarafa
gitmişve
ormanın açıkbir
yerine
varmış.Entip
bakmışve
şaşırıp kalmış.Bu
açıklıkyer
ortasındaçok güzel bir
kadın yatıyormuş.Önünde de on dirsek
büyüklüğünde
bir erkek çocuk
yatıyormuş.
Büyük
kadın,Entip 'i
görmüşve
şöyle demiş:'<Adam, bu
çocuğu bırakma!
Çok zor bir
doğum yaptım. Öleceğimi
hissediyorum.
Çocuğun
adınıAlp koy.
Kurtların ortasına varınca bırak. Vahşihayvanlar emzirerek büyütsünler. On iki
ıhlamur ağacı kabuğundan çarık yapıpver.
'demiş,gözlerini
yummuş.Entip
beşbatmandan daha
ağırolan Alp
'ızorla
sırtlamışve kurt
ormanına alıp götürmüş.On
iki
ıhlamur ağacı kabuğundançok
sağlambir
çarık yapıpona
vermiş.Entip sonra, köye gidip köylüleri
çağırmışve Alp
'ınannesini
gômmuşler.Bu yere
şimdi,'Alp
Tepesi'diyoruz.
25Bu
Çuvaş anlatmasında, ÇuvaşAlp'nun büyümesi ile
Basat'ınbüyümesi
arasındatemelde bir
fark
yoktur.
Kahraman,
diğerinsanlardan
farklıolarak
güçlü,
vahşibir
hayvan
tarafındanbüyütülmektedir. Zaten onun Alp-Kahraman
olmasınınsebebi budur.
Türk mitolojisinde
kahramanın vahşihayvanlar, özellikle de kurtlar
tarafındanbüyütülmesi,
sıkça rastlanılanbir durumdur. Türklerin
türeyişefsanelerinde kurt, bahsedilen
fonksiyonlarıbirçok anlatmada
üstlenmiştir.Bu konuya örnek olarak, "Wu-sun" larla ilgili olarak Bahaeddin Ögel'in
sunduğu şu anlatmayı
göstermek mümkündür:
"Wu-sunaların Kralına
Kun-mo derler.
İşittiğimize
göre, hu
kiralın babasının, Hunların batı
sınırındaküçük bir devleti
varmış.Hun
hükumdarı,bu Wu-sun
Kiralınataarruz
etmişve Kun-mo'nun
babasıolan bu
kiralı öldürmüş.Kun-mo da, o
sıralardaçok
küçükmuş.Hun
Hükümdarıona
ktyamamış.Çöle
atılmasınıve ölümü ile
kalımının.kendi kaderine
bırakılmasını emretmiş.Çocuk çölde emeklerken,
üzerinde bir karga
dolaşmışve
gagasında tuttuğueti, ona
yavaşça yaklaşarak vermişve
uzaklaşmış.Az
sonra
çocuğun etrafında,bu defa da bir
dişikurt
dolaşmağa başlamış.Kurt da
çocuğa yanaşarak24
Fikret Türkmen, "Dede Korkut Hikayelerinin Anadolu ve Rumelinde
Yaşayan Kolları",Türk Dili
Araştırmaları YıLLıtıBelleten 1988, Ankara
1994,s. 161.
25Çıvaş Halılı Pultarulıhı,
Hahh
EpoSİ,s. 25.
Bülent Bayram
memesini
çocuğun ağzına vermişve iyice emzirdikten sonra yine oradan
uzaklaşmış.Bütün bu olan biten
şeyleri,Hun
Hükümdarıda uzaktan
seyredermiş. Bunlarıgörünce,
çocuğunkutsal bir yavru
olduğunuanlamış
ve hemen
alıp adamlarına vermiş. İyi
bir
bakımla
da
buyüıulmesini emretmiş.
Çocuk büyüyerek
bir
yiğit olmuş.Hun
Hükumdarıda onu
ordularındanbirine komutan
yapmış.Gittikçe
gelişenve
başarıkazanan
çocuğagönül
bağlayanHun
Hiikümdarı. babasınıneski devletini ona vererek, onu Wu-sun
Kıralı yapmış
...
,,26Çuvaş
Alp
anlatmaları arasında yayınlanan aşağıdaki anlatmanın,kurttan türerne hadisesinin
yüzyıllargeçmesine
rağmenhalk
hafızasındabasit bir
şekildede olsa
korunmuşbir
örneği olduğunu düşünmekherhalde
yanlışolmaz.
Biz
kurtlarız.Bizim neslimiz
Alşih'te en eski diye bilinir.
o.
kurt soyundan
türemiştir.Memurlar, bizim
soyadımızıdin
değiştirdiklerindeRusça "volkov" diye
yazmış. Atalarımızınbüyük büyük
babasıbunun yüzünden çok
sinirlenmiş.-Biz
nasıl kurtoğullarıoluruz.?! Biz kurduz.
demiş.A/p 'o
halkınıburaya
tanrınınkurdu idare
edip
gelmiş.Biz, o kurdun, o
halkınneslindeniz.
Şeklindealp
hakkındahikaye
anlatıyormuş.Böylelikle, biz kurtlar, kutsal
canın
neslindeniz:"
Sonuç
Çuvaş
Alp
anlatmalarıile
Oğuzepik
anlatmaları arasındakibenzerlikler, sadece "Kutsal kurt" ve
"Tepegöz"
ile
sınırlı değildir.Fakat "Kutsal Kurt" ve
"Tepegöz"
örnekleri de bize bu iki Türk boyu
arasındakikültürel
ilişkilerin,uzun süreli
coğrafive siyasi
ayrılıklara rağmen zayıf olmadığınıgöstermektedir. Halk
hafızası,bu eserlerde bu
ilişkiyi korumayı başarmıştır.Temel Türk grubundan çok
eski dönemlerde
ayrılmış olmasına rağmen Çuvaşlar arasında Oğuzlarlaortak bu
unsurlarınbu kadar net
bir
şekilde korunmuş olmasıdikkat çekicidir. Bunlar çok
farklısebeplerle
açıklanabilir. Yapılacak çalışmalar, Ogur-Oğuz ilişkileriiçerisinde bunu daha fazla
açıklayabilir.Belki de
ÇuvaşTürklerinin
yazılıedebiyata çok geç dönemde
geçmiş olmasısebebiyle sözlü
geleneğinçok daha güçlü
olmasıve bu
Türk gurubunun kültürel olarak
dışadaha
kapalı olmalarısebebiy le arkaik
unsurlarındaha iyi
koruması,bunun en önemli sebebi olabilir,
ileride
yapılacak karşılaştırmalı çalışmalar,
bu eserler
arasındaki ilişkilerin
daha iyi bir
şekilde
ortaya
koyulmasını sağlayacaktır. Aynızamanda
Çuvaşfolklor
araştırmalarında,epos konusunda
yapılacak araştırmalara sağlayacağı katkıda az
olmayacaktır. Aynı şekildeTürk kültürünün
bazıkonularda en arkaik
unsurlarınıgünümüze
taşıdığını düşündüğümüz Çuvaşların,edebi ve folklor
birikimleri ile ilgili
yapılacak karşılaştırmalı çalışmalar,genel anlamda Türk kültürünün
karanlıkta kalmışnoktalarının aydınlatılmasında
önemli rol
oynayacaktır.Kaynaklar
W Bayışoğlu.M., RusCoğrafyaCemiyeti 'nin OrenburgŞubesiHaberleriMecmuası,7.Cüz, 1895.
W
Çıvaş Halıh Pultarulıhı, HalıhEposi, (Haz. G. Yumart.i.
G. Trofimova)Şupaşkar2004.W
Ercilasun, Ahmet Bican, BaşlangıcındanYirminci YiizyılaTürk Dili Tarihi,AkçağYay., Ankara 2004.W
Ergin, Muharrem, Dede KorkutKitabıi
(Giriş-Meıin-Faksimile), Türk Dil KurumuYayınları,Ankara 1997.m
__
OOğuz Destanı, HülbeYayınları,Ankara 1988.ID
İnan, Abdülkadir, "Türk Rivayetlerinde Bozkurt", Makaleler veİncelemeler.C II, Türk Tarih KurumuYayınları, Ankara 1987.ID
Kaplan, Mehmet, Oğuz Kağan DestanıDergahYayınları,Ankara 1979.26"Bahaeddin Ögel buörneği kurttan türeyişin Orta Asyada'ki ilk örnekleri arasında değerlendirir. Wu-sunlar M.Ö. 174'ten önce Çin'in batısındaKansu eyaletinde oturmaktadırIar. BatılarındaYüeçiler oturmaktadır. Çin kaynaklarının verdiği bilgilere göre, Hın hükümdarı saldırarak Wu-sun kralını öldürmüştür.Bu efsanenin dışındaBahaeddin Ögel Koaçı (Töles)'ların ve Göktürklerin türeyişi ile ilgili efsaneleri de eserinde yayınlamıştır. Bunların tamamındakurt türeyişin kaynağı olarak yer almaktadır,"Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi(KaynaklarıveAçıklamaları İleDestanlar), C.I. s. 13-29.
ın Kögoğlı, Halık Guseyrıoviç, "Depegöz ve Polifem" (Çev. Muvaffak Duranlı), Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1988, Ankara 1994.
W
Ögel, Bahaeddin, Türk Mitolojisi (KaynaklarıveAçıklamalarıile Destanlar)C.
I, Türk Tarih KurumuYayınları, Ankara 1993.W
,
Türk Mitolojisi (KaynaklarıveAçıklamalarıile Destanlar),c.n,
Türk Tarih KurumuBasımevi,Ankara 1995.W
Reichl, Karl, TürkBoylarının Destanları(Gelenekler,Şekiller, Şiir Yapısı),(Çev. Metin Ekici), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2002.W
Riçkov, Orenburg Vilayeti Topografyası, Orenburg 1887.W
Sakaoğlu, Saim, Dede Korkut Kitabı incelemeler-Derlemeler-Araştırmalar1 (İncelemeler-Derlemeler), Sel-Ün Yayınları,Konya 1998.W
Sümer,Faruk,Oğuzlar(Türkmenler) Tarihleri-BoyTeşkilatı-Destanları. Akçağ Yayınları,Ankara 1999.W
Togan, Zeki Velidi, Oğuz Destanı Reşideddin Oğuznamesi. Tercüme ve Tahlili, Enderun Kitabevi,İstanbul1982.W
Türkmen, Fikret, "Dede Korkut Hikayelerinin Anadolu ve RumelindeYaşayan Kolları",Türk DiliAraştırmalarıYıllığıBelleten 1988, Ankara 1994.
W Uçkun, Rabia, "Gagauzlar'da Üç Tepegöz Versiyonu", TürkDünyasıincelemeleri Dergisi 1.İzmir1996.