İRADE İLE BEYAN ARASINDAKİ
UYGUNSUZLUK HALLERİ
İrade İle Beyan Arasında Bilerek Meydana Gelen Uygunsuzluklar
Latife Beyanı: Ciddiye alınmayacağı niyetiyle irade beyanında bulunulmasıdır.
Zihni Kayıt: Beyan sahibinin irade ve beyanı farklıdır. Beyan sahibi beyanında ciddidir. Yalnızca asıl iradesi zihninde saklıdır.
Muvazaa: İki tarafın bilerek ve isteyerek irade ve beyanları arasında uygunsuzluk yaratmasıdır. Gerçekte niyet edilen bir işlem hiç yoksa mutlak muvazaa, gerçekte yapılan işlem
görünüşte yapılandan farklı ise nisbi muvazaadan bahsedilir.
İrade İle Beyan Arasında
İstenmeden Meydana Gelen Uygunsuzluklar
Hata: İrade açıklamasında bulunan kişinin gerçek
iradesi ile açıkladığı iradesi arasında dikkatsizliği sonucu uygunsuzluk meydana gelmesidir.
Aldatma: Kişinin iradesi ile beyanı arasında başkasının yanıltmasından kaynaklanan bir uygunsuzluk
oluşmasıdır.
Korkutma: Bir kimsenin kendisine veya yakınlarından birine zarar verileceği tehdidi altında irade
açıklamasında bulunmasıdır.
İrade Bozukluğunun Hükümleri
Hata, aldatma veya korkutma sebebiyle iradesi bozulan kişinin yaptığı sözleşme, iradesi bozulmuş olan tarafı bağlamaz. Fakat iradesi bozulan kişinin 1 yıllık hak düşürücü sürede sözleşmeyle bağlı olmadığını belirtmesi gerekir. Bu durum iptal yaptırımı olarak ifade edilmektedir.
AŞIRI YARARLANMA
İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimler arasında açık bir orantısızlık olması halidir. Bunun için;
- Edimler arasında açık bir orantısızlık bulunmalıdır - Edimler arasındaki orantısızlığın karşı tarafın darda kalmasından, düşüncesizliği ya da tecrübesizliğinden kaynaklanmalıdır.
Aşırı yararlanmanın yaptırımı iptaldir. Aşırı yararlanma yüzünden zarara uğrayan taraf, sözleşmenin yapılmasından itibaren 1 yıl
içinde sözleşmeyle bağlı olmadığını diğer tarafa bildirmelidir.