• Sonuç bulunamadı

Sinop'un Gerze ilçesi, küçük bir bal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sinop'un Gerze ilçesi, küçük bir bal"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sinop'un Gerze ilçesi, küçük bir balıkçı kasabası ve burayı tanıyan herkesin ifade ettiği gibi Şirin Gerze. İşte bu Şirin Gerze halkının kendi ormanlarında, topraklarında, denizlerinde yaşadıkları sorun, küçük mavi yaratıklar olan

şirinlerin sorunlarından daha da büyük, en azından son birkaç aydır. Küçük mavi yaratık olan “şirinler” halkının en önemli sorunu Gargamel'dir, bilirsiniz ve çizgi filmin her bölümünde kurgu/senaryo gereği kötüler kaybeder, Gargamel ve O'nun işbirlikçisi Azman ulaşmak istedikleri “şirin çorbası”nın tadına varamadan köyü terk eder, kaybederler. Şirin Gerze'nin şirin kasabalısının başına bela olan Anadolu Grubu, Yaykıl Köyü'ne kurmakta direttiği Termik Santralle Gargamel'den daha kötü planlar kurmakta. Yaykıl köylüsünün elinden satın almaya çalıştığı topraklarda kuracağı termik santralle sadece köyün değil Gerze, Boyabat,Erfelek, kısaca tüm Sinop'un doğal dengesini bozacak, ormanlarını yok edecek, toprağını verimsiz hale getirecek, denizinde yaşama son verecek, halkını zehirleyecek, küle gaza dumana boğacak...İşte bu doğa katili planları bozmak için kurduk 6 Agustos'da direniş çadırını, Yaykıl Köyü'nün girişine. Köylü kasabalı herkes, yüzler hatta binler çadırına, mücadelesine sahip çıktı. O çadırda bayramlaştık, o çadırda sünnet yaptık, evlenen çiftler o çadıra ziyarete geldiler. Gece gündüz nöbet tuttuk, yol gözledik, ateş yaktık, ateş başında türkü söyledik. 23 agustos gecesi gece saat birde baskına geldiler, hukuksuz, kanunsuz yaptıkları pis işlerini gecenin kör karanlığında yapmak istemişlerdi. Ama asker/polis takviyesine rağmen yaptırmadık, kovduk sondajcıları sabaha doğru. Anadolu Grubu'nun elinden danıştay kararı ile alınan ruhsatlarına rağmen, ruhsatsız silahlarıyla gelmişlerdi. Kamyonları, sondaj aletleri, her şeyleri ruhsatsızdı. O kadar ki plakalarını bile gazete ve bezlerle kapatmışlardı. Ama devletin kolluk kuvvetleri gecenin derin sessizliğinde ve karanlığında onların yanındaydı, ruhsatsız silahlarını kullanmaları için onlara meydanı hazırlıyordu. Ama yapamadılar, kasabalı köylü gece sabaha kadar direndi ve oradaki bütün “hukuksuz”lara dersini verdi, püskürttü.

5 eylül sabahı bu kez daha kalabalık geldiler, sondaj makineleri ve kolluk kuvvetleri iki üç kat daha fazla gelmişlerdi. Şirin Gerze halkı bu kez daha kararlı direndi haydutlara karşı. Dile kolay tam 9 saat sondaj makinelerini tarlalara sokmamak için direndi. Kolluk kuvvetleri haydutlardan yanaydı yine. İleri demokrasinin bekçileri devrimci demokratların üzerine salınmıştı. Acımasızdılar, 60/70 yaşındaki kadınların üzerlerine basıp geçiyorlar, gaz bombalarını lunapark eğlencesinde jeton harcayan çocuklar gibi insanların üzerlerinde patlatıyor, copluyor,

saldırıyorlardı. Yaykıl köylüsü ve kasabalı yüzlerce insan panzerlerin kamyonların önüne yatarak, ite kaka direnerek ve biber gazlarını soluyarak, düşerek, bayılarak ama korkmadan, yılmadan, direnerek, sokmadı topraklarına hukuk tanımazları. Sondaj yapmak için devletin kurumlarından izin alma gereği bile duymayan kanunsuzlara karşı, kanunu, hukuku, bir ülkenin özgür düşünen yurtdaşlığını hatırlatmaya çalışıyordu kasaba halkı. O halkın

güvenliğinden,selametinden ve huzurundan sorumlu olması gerekenler ise saflarını belirlemişlerdi. Hiçbir uyarıyı dinlemediler, izinleri yoktu, ruhsatları devletin mahkemeleri tarafından iptal edilmişti ama yine de onlar eşkiyadan, eş kiyalıktan yana tavır aldılar. Yapamadılar, karanlık basınca sondaj makinelerini geri çektiler, arkalarında onlarca

yaralı bırakarak. Gerzeli'nin kafası yarılabilirdi, gözü çıkabilirdi, her yeri yara bere olabilirdi ama onların yürekleri yaralandı öncelikle. Güvendikleri, sayıp sevdikleri yirmi yaşında evlatlarını teslim ettikleri devletleri onları görmezden gelmiş, hiçe saymış ve yaralamıştı. Ambulanlar bile gaz bombası taşımıştı sondaj alanına. Sağlık, eğitim, güvenlik paramparça olmuştu Gerzeli'nin kafasında. Doğru bildikleri onca şeyi, 9 saat içinde yitirmişlerdi. Devletin karanlık, kötü yüzünü görmüşlerdi, onlara verilen sözlerin tutulmadığını belki de artık hiç tutulmayacağını görmüşlerdi. Demokrasinin ileri olanının onlara biber gazı, gaz bombası, panzer ve cop ve orantısız -her ne demekse- güç kullanımı olarak döneceğini şirin Gerzeli nereden bilebilirdi? Uslu birer çocuk olurlarsa ormanda küçük mavi yaratıkları göreceği sanrısıyla yetişen birkaç kuşaktı onlar. Suç işlemez, hırsızlık yapmaz, vergi kaçırmaz, askerden kaçmaz, misafirperver, dürüst ve samimi olmuşlardı devletlerine karşı. 6 eylül akşamı kasabanın sinema salonunu dolduran beşyüzden fazla insan hep aynı soruyu soruyordu yaşadıkları dehşet anlarını tepegözden izlerken, bu mu benim devletim? Düşündükleri, yapılmak istenen, doğaya ve insanlara karşı zararı bilimsel olarak kanıtlanmış bir enerji üretimine karşı oldukları için miydi bütün bu üzerlerine inen coplar, suratlarında patlayan gaz bombaları? Elektriği olmayan köyleri vardı Gerze'nin otuz yıl kadar önce. O elektiriksiz köylerde okuma yazma öğrenen gençler üniversite okumuş büyümüş adam olmuş ülkesine ve halkına hizmet etmek için yarışır olmuşlardı. Demek ki “adam” olmak için elektiriğe ihtiyaçları yoktu, demek ki aydın olmak için, televizyonlarınıza, kanalizasyon medyanıza

ihtiyaçları yoktu. Demek ki iyi birer yurtdaş olmak için yabancılara satacağınız ama onun topraklarında üreteceğiniz enerjiye ihtiyaçları yoktu.

Şirin Gerze'nin şirin ama isyancı halkı, direniş sanatlarına yeni bir paragraf açtı. Sondaj tarlalarında “organik aydın” yetiştiriyor artık. O organik aydınlar ki, şimdi işçisi, köylüsü, emekçisi safları sıklaştırmış biraz tedirgin ama inançla bekliyor. Milyonlarca dolarlık ciroları olan, efes pilseni, kokakolayı kasabaya dayatan Anadolu Grubuna karşı

(2)

tüketmeyeceğiz, termikle enerji ürettirmeyeceğiz diyor. Bir köy enstitüsü daha kazandı ülke, Yaykıl Köy Enstitüsü; tarlalarında organik aydın yetiştiriyor, direncin, ortaklaşmacı kültürün, dayanışmanın, kolektifin, inancın, zulme karşı direnişin, inadın, doğasına, toprağına suyuna sahip çıkmanın destanını yazıyor o aydınlar, işçisi köylüsü, emekçisi bir kasaba halkı hep bir ağızdan sesleniyor “ termik santral istemeyük”

Nazmi Orçun çoban *Red Dergisi Yazarı

Referanslar

Benzer Belgeler

11 yaşında, köyünden ayrılarak Aksu İlk Öğretmen Okuluna giden Cemal Kurnaz; 1975’ten beri doğup büyüdüğü köyü ile ilgili her şeyi kay- detmiş, bunlara

Ahmet Altıner, Enstitülerdeki “ iş içinde eği­ tim ” uygulamasını şöyle özetliyor: “ Köy Enstitüleri çokamaçlı bir okuldu.. Öğretmen yetiştiriyordu,

Programda ay­ rıca ünlü bas sanatçısı Aladar Pege ile Ali’nin söyleşisi ve Pege’nin bu hafta İstanbul’da verdiği konserin görüntüleri de yayımlanacak.

Bertolazzi araştırma sonuçlarının beyin değişiklikleri ile leptin ve insülin gibi hormonlar arasında bir ilişki olduğunu gösterdiğini söylüyor.. Bu obezite ve

Örneğin; Üstel, Monomoleküler, Lojistik, Sigmoid (Brody), Richards, Gompertz, Von Bertalanffy, Belirsiz Büyüme, Polinomial Büyüme, Çok Fazlı Büyüme eğrileri

27 Kandemir, köylerin planlanmasında öncelikle sorun tespitlerinin yapılmasını ve sorunların tespiti için de bazı konularda analizlere ihtiyaç olduğunu belirtmiş

Pulur Köy Enstitüsü’ndeki bütün binalar devletin katkısı olmadan, diğer köy enstitülerinden gelen ekipler ve Pulur Köy Enstitüsü’nün öğrenciler tarafından

Bunun için gerekli çalışmaları yapan TBMM 17 Nisan 1940’ta çıkan 3803 yılı Köy Enstitüsü Kanunu ile Köy Enstitülerini şöyle tanımlar: “Köy Öğretmeni ve köye