• Sonuç bulunamadı

KRONİK PİLONİDAL SİNÜS TRAKTINDAN GELİŞEN YASSI HÜCRELİ KARSİNOM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KRONİK PİLONİDAL SİNÜS TRAKTINDAN GELİŞEN YASSI HÜCRELİ KARSİNOM"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PLASTİK REKONSTRÜKTİF

EDİTÖRE MEKTUP

LETTER TO THE EDITOR

ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ TÜRK

www.turkplastsurg.org

43

Cilt 21 / Sayı 1

Geliş Tarihi : 30-05-2013 Kabul Tarihi : 31-05-2013

Sayın Editör;

Bilindiği üzere pilonidal sinüs hastalığı toplumda oldukça yaygın görülmektedir. Pilonidal sinüs, yassı epi- telle döşeli, içerisinde kıl bulunan edinsel inflamatuar sinüslerin oluşturduğu sakrokoksigeal bölgede yerleşen bir hastalıktır. Etiyolojisi kesin bilinmemektedir. Kronik inflamasyona bağlı kronik irritasyon, bu hastalıkta ma- jör komponenttir. Kronik irritasyona maruziyet sonucu malign dejenerasyon %0,1 oranında bildirilmiştir.1-4

Kırk dokuz yaşında erkek hasta, kalçada kanamalı, akıntılı ve kötü kokusu olan lezyon nedeniyle Plastik cerrahi polikliniğinde görüldü. Hastanın sakrokoksi- geal sulkus bölgesinde 10x5 cm genişliğinde ülsere yüzeyden kabarık ve kanamalı lezyonu vardı (Şekil 1).

Bu lezyonun kronik sinüs zemininden gelişen yassı hücreli karsinom (YHK) olabileceği düşünüldü. Lezyo- nun inferior’unda aktif olmayan eski pilonidal sinüsler mevcuttu. Hastanın öyküsünden 20 yılı aşkın süredir bu yakınmalarının olduğu, palyatif tedavi ile iyileştiğini fakat zaman zaman tekrarladığı öğrenildi. Bu kanamalı lezyon yaklaşık bir yıl önce başlayıp giderek büyüme- si üzerine hasta kliniğimize başvurmuş. Rutin tetkik ve tahlilleri yapıldıktan sonra hasta Genel cerrahi ile kon- sülte edilip operasyonu planlandı. Ameliyatta lezyon YHK gibi düşünülerek 2 cm cerrahi sınırdan eksize edil- di. Oluşan defekt fasyokutan fleple kapatıldı. Postope- ratif dönem sorunsuz iyileşti (Şekil 2). Gönderilen spe- simen YHK, sınırlar temiz olarak geldi. Hastanın diğer sinüs traktları Genel cerrahi tarafından eksize edildi ve patolojik olarak kronik iltihabi olay olarak rapor edildi.

Bunun üzerine hasta radyasyon onkolojisi ile konsülte edilerek hastaya radyoterapi planlandı.

Pilonidal sinüs olguları çeşitli cerrahi teknikler kul-

lanılarak tedavi edilebilmektedir. Tedavi edilmeyen kro- nik irritasyonun olduğu vakalarda malign dejenerasyon gelişebilmektedir.1

Skar dokusundan gelişen en yaygın kanser YHK ve bunu takip eden bazal hücreli karsinom (BHK) dur. Kro- nik dermatit, kronik ülser, kronik radiodermatit, kronik osteomiyelit, yanık skarları, diskoid lupus ve ameliyat sıkarları gibi çeşitli kronik irritasyon tipleri bu kanser gelişimini provoke edebilir. Bunun yanında daha nadir olarak da iyileşmeyen ülserler, kronik fistül oluşumları, ateşli silah yaralanmalarından, bıçak yaralarından, ezil- me sendromu alanlarından, aşı skarlarından, bası yara- larından ve hayvan ısırık sıkarlarından malign gelişim bildirilmektedir.5

* Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği, KAYSERi

** Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, KAYSERi

*** Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dermatoloji Kliniği, KAYSERi

**** Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyasyon Onkolojisi Kliniği, KAYSERi

***** Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Kliniği, KAYSERi

*Halit BAYKAN, **Ömer TOPUZ, ***Kemal ÖZYURT, ****Yasemin Benderli CiHAN, *****Emin SiLAY

SqUaMOUS CELL CaRCInOMa aRISED FROM CHROnIC PILOnIDaL SInUS TRaCT

KROnİK PİLOnİDaL SİnüS TRaKTInDan GELİşEn YaSSI HüCRELİ KaRSİnOM

şekil 1. Hastanın sakrokoksigeal bölgede 10x5 cm boyutla- runda, ülsere, yüzeyden kabarık, kanamalı lezyonunun preo- peratif görünümü

(2)

44

www.turkplastsurg.org

Turk Plast Surg 2013;21(1) Sinus traktından gelişen YHK

Malign dejenerasyona, aktive olmuş inflamatu- ar hücrelerden salınan serbest oksijen radikallerinin neden olduğuna inanılmaktadır. ilave olarak kronik inflamasyonda DNA onarımı bozulmakta ve maligni- te gelişimine zemin hazırlamaktadır.6 Olgumuzda da yaklaşık 20 yıldan fazla kronik inflamasyona maruziyet hikayesi vardı. Literatürde de pilonidal sinüsten malig- nite gelişen hastaların %70’inde on yıldan uzun süren bir inflamasyon ve irritasyon hikayesi bulunmaktadır.1 Olguda yapılan tetkikler sonucu lenf nodu pozitifliği olmadığı için hastaya ilave lenf diseksiyonu yapılmadı.

Bu hastalarda postoperatif radyoterapi uygulamasının rekürrensi %30 azalttığı belirtilmektedir.6 Olgumuzun da radyasyon onkolojisi ile görüşerek radyoterapi alma- sı sağlandı.

Sonuç olarak, pilonidal sinüs hastalığı toplumda sık görülmektedir. Uzun süredir pilonidal sinüsü olan hastalarda malign dejenerasyon olabileceği mutlaka akılda tutulmalıdır. Hastaya yaklaşım ve ameliyat planı buna göre yapılmalıdır.

şekil 2. Postoperatif görünüm

Dr. Halit BAYKAN

Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği, KAYSERi E-posta: halitbaykan@gmail.com

KaYnaKLaR

Yetim i, Semerci E, Özkan OV, Paltacı i, Diner G. Squamos cell 1.

carsinoma Arising in Etiology of Chronik Pilonidal Sinuse Dis- ease: A Case Report. J Clin Anal Med 2011;2(1):31-3.

Hull TL, Wu J. Pilonidal disease. Surg Clin North Am 2002;82:1169–

2.

85.

Kulaylat MN, Gong M, Doerr RJ. Multimodality treatment of 3.

squamous cell carcinoma complicating pilonidal disease. Am Surg 1996;62:922–9.

Abboud B, Ingea H. Recurrent squamouscell carcinoma arising 4.

in sacrococcygeal pilonidal sinus tract: report of a case and re- view of the literature. Dis Colon Rectum. 1999;42:525– 8.

Mathes SJ, Mates Plastic Surgery Second Edition, 2006; V5:

5.

437-8.

Eelco de Bree, Frans A. N. Zoetmulder, Manousos Christodou- 6.

lakis, Berthe M. P. Aleman, and Dimitris D. Tsiftsis. Treatment of Malignancy Arising in Pilonidal Disease. Annals of Surgical On- cology, 8(1):60–4.

Referanslar

Benzer Belgeler

BEÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim/Bilim Dalı Başkanları, Öğretim Üyeleri/Görevlileri, Tıpta Uzmanlık Öğrencileri, Personel İşleri

İnsülin rezistansı saptanan PCOS’lularda kontrol grubuna göre daha yüksek alkalen fosfataz. değerleri, buna karşın normal aminotransferaz değerleri ve normal USG ve

Bu kesitsel çalışmada, daha önce anjiografik olarak koroner arter hastalığı tanısı ile takip edilen ve güncel kılavuzlara göre çok yüksek riskli hasta grubu olarak kabul

Kursa katılmadan Önce mikrocerrahi ile ilgili olarak 15 kişi sadece asiste ettiğini, 15 kişi sınırlı klinik uygulama imkanı bulduğunu, 16 kişi deneyim i olm adığını,

Anahtar Sözcükler: Spontan subaraknoid kanama, Anevrizma, Klinik ve nöroradyolojik bulgular, Tedavi ve sonuç SPONTANEOUS SUBARACHNOID HEMORRHAGE: A RETROSPECTIVE STUDY OF 273

• Hastaya plastik cerrahi ile yapılan konsey sonucunda elin volar yüzde karpal tünel seviyesinde median sinir basısına neden olduğu düşünülen fibröz dokuya yönelik

Ürolojik laparoskopik cerrahilerde ilk serilerdeki or- talama operasyon süresi ile ilgili yayınlara baktığımızda Cheema ve arkadaşlarının 100 vakalık transperitoneal

Multidisciplinary predialysis education decreases the incidence of dialysis and reduces mortality—a controlled cohort study based on the NKF/DOQI guidelinesNephrol Dial