ÇOCUK HAKLARI
Prof. Dr. Yasemin Karaman Kepenekci
Velayet, küçüklerin (bazı durumlarda da reşit fakat mahkeme kararıyla kısıtlanmış kişilerin) kişiliklerinin ve mallarının korunması, hukuksal işlemlerde temsili konusunda ana-babaların sahip oldukları hak, yetki ve sorumluluklarını ifade eder.
Vesayet, korunmaya ve yardıma muhtaç olup buna
velayet şeklinde sahip olamayan çocukların kişi
varlığına ve mal varlığına ilişkin yararlarının
korunması ve temsili için devlet tarafından
düzenlenen bir bakım ve koruma kurumudur.
1) Velayet Çocuğun Yararınadır
Bu özellik ana baba tarafından çocuğun hak sahibi bir özne olarak anlaşılmasına, kişiliğine saygı gösterilmesine ve kişiliğinin çok yönlü geliştirilmesine katkı sağlar.
Kimi çağdaş yasalarda yapılan değişikliklerle egemenlik çağrışımı yapan velayet hakkı kavramı yerine koruma bakım hakkı kavramı kullanılmıştır.
2) Velayet Bir Bütündür
Velayetin kapsadığı yetki ve görevler ana baba arasında paylaştırılamaz. Aynı şekilde velayetin bir süre anaya bir süre babaya ait olması şeklinde bir paylaştırma da yapılmaz.
Ancak boşanma ve ayrılıkta bunun gerçekleşebileceğini savunan kanunlar vardır. (Alman Medeni Kanunu)
Bölünmezlik sınırlandırılmayacağı anlamına gelmez. Gerektiğinde devlet çocuğun korunması için gerekli önlemleri alır.
3) Velayet Süreye Bağlıdır
Velayetin kapsamı çocuk ergenliğe ulaşıncaya kadar gittikçe daralır ve ergenlikle birlikte sona erer.
Çocuk büyürken bir rehbere ihtiyaç duyar, geliştikçe giderek bu rehberliğe gereksinimi azalır. Bu nedenle çocuğun istek ve fikirlerine yaşı ilerledikçe daha fazla önem verilmelidir.
Türk ve İsviçre Medeni Kanununda bunu koruyan hükümler konulmuştur.
4) Velayet Kamu Düzenine İlişkindir
Aile toplumun yapı taşıdır. Bu yüzden aile arasındaki ilişkiler toplumu etkiler. Toplumlar temel değerlerini aile ve velayet kurumu aracılığıyla gelecek kuşaklara aktarırlar.
Dolayısıyla çocuğun sağlıklı gelişmesinde, iyi bir eğitim alınmasında ve sağlıklı bir aile ortamında yetişmesinde kamusal yarar vardır.
Tüm hukuk sistemleri bu nedenle aile ilişkileri ile yakından ilgilenmekte ve ilişkilerin sağlıklı işlemesi ve görevlerin denetlenmesi amacıyla emredici kurallar koymaktadır.
Velayet hakkına sahip olmayan (veya velayet hakkına sahip olmakla birlikte, çocuğu fiilen yanında bulunduramayan) ebeveyn ile çocuk arasında hukuk düzenince bir ilişki kurulması öngörülmüştür.
Kişisel ilişki hakkı; çocuktan ayrı olan ebeveynin, yetişmesine katkıda bulunmuş olduğu çocuğun gelişimi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak, hısımlık ilişkilerini sürdürmek, yabancılaşmayı önlemek ve nihayet her iki tarafın da sevgi gereksinimlerini tatmin amacını güder.
Kişisel ilişki kurma hakkı, ebeveyn ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, yetkisi veren bir haktır.
Akyüz (2009, 2012), velayet hakkının uygun kullanılmamasından doğabilecek sorunları öğreti ve yargı kararlarını dikkate alarak açıklamıştır.
Bu sorunlardan okula yansıyabilecek olanlar,
•ana babadan kaynaklananlar ve
•çocuktan kaynaklananlar şeklinde gruplanabilir.
Amaç bakımından birbirine benzer fakat konu, nitelik ve kapsam açısından farklılık gösterir.
Velayet kural olarak küçükler, istisnai bazı durumlarda da kısıtlılar hakkında geçerli olduğu halde; vesayet kural olarak kısıtlı erginler hakkında bazı durumlarda da küçükler hakkında geçerlidir. Velayet
altındaki çocuğun anne babası ölmüş ya da velayet hakkı anne babadan alınmış ise vesayet kurumuna ihtiyaç duyulur.
Velayet ve vesayet aynı anda bulunamaz. Vesayet velayetin olmadığı
durumlarda geçerli olur. Velayet hısımlıktan, vesayet mahkeme kararı ile olur.
Vesayet çocuğun kendi başına koruyamayacağı yararları korur. Veliler çocuğu temsilen işlem yaparken izin almaya gereksinim duymazken vasiler izin almak durumundadır. Veli çocuğun mallarını kullanabilirken vasinin böyle bir hakkı yoktur. Veliler çocuğun bakım ve eğitimi için gerekli giderleri kendi bütçesinden sağlarken vasinin böyle bir yükümlülüğü yoktur. Vasi çocuğun mallarının defterini tutar ve mahkemeye düzenli olarak hesap verir. Velilikten istifa edilmezken vasi istifa edebilir. Çocuğun velisi varsa yerleşim yeri velinin yerleşim yeridir;
fakat vaside çocuğun bağlı olduğu vesayet makamının bulunduğu yer yerleşim yeridir.