• Sonuç bulunamadı

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması1"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün

Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

1

The Impact of Structural Transformation in the Retail Sector on the Producer and Consumer Market in Bursa

m garonjournal.com

Yıldız Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul.

Department of Urban and Regional Planning, Yıldız Technical University, İstanbul, Turkey.

Başvuru tarihi: 05 Kasım 2014 (Article arrival date: November 05, 2014) - Kabul tarihi: 11 Aralık 2014 (Accepted for publication: December 11, 2014) İletişim (Correspondence): Ebru SEÇKİN. e-posta (e-mail): seckinebru@gmail.com

© 2015 Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi - © 2015 Yıldız Technical University, Faculty of Architecture

Ebru SEÇKİN

There has been transformation of the food retail sector in the last 20 years, accompanied by multi-nationalization of the supermarket sector itself. Modern supply chains comprise the production and trade of high-value produce, usually destined for export to high-income markets or for supermarket retail.

Two striking changes in the retail food sector have been the movement of supermarket chains towards specialized whole- salers in the organization of their procurement systems, and the emergence of strict quality and safety standards. De- bates on the supermarket revolution and its impact on small farmers continue in the literature. Some writers suggest that small farmers are excluded from modern supply chains be- cause they cannot meet supermarkets’ requirements. How- ever, some writers imply that small farmers are not under threat. In this context, this paper aimed to examine the re- lationship between buyer and supplier, and reveal the struc- tural and behavioural stresses of the modern supply chain in the context of the pear supply chain in Bursa (Gürsu). There are two research questions: 1) Are small farmers excluded from modern supply chains? 2) Are there differences between farmers in modern and traditional supply chains? The study concluded that there is a dual structure at work, in which traditional and modern supply chains intertwine and operate side by side. The study also found that small farmers are not excluded from the modern supply chain, and that there are no differences between farmers in modern and traditional supply chains.

Son 20 yıldır süpermarketlerin ortaya çıkması ve uluslarara- sı düzlemde bir ağa sahip olmasının etkisi ile gıda perakende sektöründe hızlı bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştır. Süper- market zincirlerinin tedarik sistemlerinin organizasyonunda, uzmanlaşmış toptancılara, kalite ve gıda güvenliği gibi konular- da standartlaşmaya doğru bir değişim dikkati çekmektedir. Sü- permarketlerin yer aldığı tedarik zinciri modern tedarik zinciri olarak adlandırılmaktadır. Süpermarket devrimi ve küçük çiftçi üzerindeki etkileri literatürde yer bulmaktadır. Bir grup yazar, süpermarketlerin gereksinimlerini karşılamak küçük üretici için zor olduğu için, süpermarket tedarik zincirinden bu üreticilerin dışlandığını savunmaktadır. Buna karşın diğer bir grup yazar, küçük için böyle bir tehdidin olmadığını vurgulamaktadır. Bu makalenin amacı, Bursa’da (Gürsu) armut tedarik zincirinde alı- cı ve tedarikçi arasındaki ilişkiyi incelemek, yapısal ve davranış- sal gerilimleri ortaya çıkarmaktır. İki tane araştırma sorusu bu çerçevede şu şekilde belirlenmiştir: 1) Küçük çiftçiler modern tedarik zincirinden dışlanmakta mıdır? 2) Modern tedarik zinci- rine dahil olmak veya olmamak, çiftçileri ne şekilde etkilemek- tedir? Bu çalışmanın temel sonuçlardan biri; Türkiye’de meyve tedarik zincirinde modern ve geleneksel olmak üzere yan yana ve iç içe işleyen ikili bir yapı olduğudur. Bunun yanında çalış- madaki diğer önemli sonuç, modern tedarik zincirinden küçük çiftçilerin dışlanmadığı ve her iki tedarik zincirindeki çiftçiler arasında belirgin bir farklılığın olmadığıdır.

MEGARON 2015;10(1):70-79 DOI: 10.5505/MEGARON.2015.25238

ÖZET ABSTRACT

1Bu makale YTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen “Süpermarket Tedarik Zinciri: Küçük Çiftçi için Sorunlar ve Fırsatlar”

başlıklı araştırma projesinden üretilmiştir.

(2)

Giriş

Son yıllarda taze gıda perakendecilik sektöründeki yapısal dönüşüm, dikkat çekici boyuta ulaşmaktadır.

Kentleşme, küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve tü- ketici alışkanlıklarındaki değişim bu dönüşümün altın- da yatan faktörler arasındadır. Diğer taraftan iş hayatı- na kadının dahil olması ile birlikte alışverişe harcanan zamanın azalması, tek merkezden tüm ihtiyaçları kar- şılama beklentisindeki artış, büyük ölçekli ve organize perakendecilik anlayışını ortaya çıkarmıştır. Bu bağlam- da ortaya çıkan süpermarket olgusu, 1960’lı yıllardan itibaren gündeme gelmiş, 1990’larda yabancı doğru- dan yatırımlardaki artışla birlikte süpermarket sayısı hızla artmış ve yaygınlaşmaya başlamıştır. 1960’lar- daki ilk süpermarket örnekleri Latin Amerika’da görü- lürken, 1990’lardan sonra Doğu/Güneydoğu Asya ve Avrupa’da görülmeye başlamıştır. Bu ülkelerden sonra Afrika ülkelerinde büyüme göstermiştir.1 Bu gelişmeler, geleneksel perakende satış sistemindeki satın alma uy- gulamalarından farklı bir yapı sergileyen süpermarket- lere olan ilgiyi artırmış, süpermarketlerin taze sebze ve meyve satışı ile birlikte tedarik zincirinde yarattığı deği- şimler ve çiftçiler üzerindeki etkileri araştırma konuları içine girmiştir. Bu değişimler; ürün satın alma sistemle- rinde dikey koordinasyon mekanizmaları (sözleşmeler), merkezi satın alma sistemi ve dağıtım kanallarının oluş- turulması (ulusal, bölgesel, küresel ağ ilişkileri), yüksek standartların (kalite, zamanlama, güvenlik, paketleme) getirilmesi şeklindedir.2 Geleneksel gıda tedarik zincir- leri, çok sayıda alıcının yer aldığı, piyasa koşullarının geçerli olduğu bir sistem iken modern gıda tedarik zin- cirleri, tüm zincir boyunca kaliteye, gıda güvenliğine, standartlaşmaya önem verilen, dikey koordinasyonun olduğu bir sistem olarak tarif edilmektedir.3

Süpermarket devrimi olarak kavramsallaştırılan bu sürecin çiftçiler üzerindeki etkisi ise literatürde iki fark- lı bakış açısı ile ele alınmaktadır. Bir grup yazar tara- fından süpermarketlerin tedarik zincirine dahil olması ile birlikte getirilen yüksek standartların küçük çiftçi- leri sistem dışına ittiği, sadece bu yüksek standartları karşılayabilen büyük ölçekli çiftçilerin, süpermarket tedarik zincirine katılabildiği vurgulanmaktadır. Süper- marketlerin ürün satın alma miktarının fazla olması ve tüm ürünleri belli kalitede ve gıda güvenliği koşullarına uygun olarak talep etmelerinden dolayı süpermarket- lere satış yapmanın, küçük çiftçiler için çok zor oldu- ğunu vurgulamaktadır.4 Graffham vd. (2007) modern

tedarik zincirindeki standartları sağlayamayan küçük ölçekli çiftçilerin çoğunluğunun bu tedarik zincirinden dışlandığını, bu durumun sonucu olarak da bu çiftçile- rin yerel piyasalara veya daha az kuralları olan ihracat piyasalarına yöneldiğini Kenya için göstermektedirler.5

Diğer taraftan bir grup yazar, çiftçinin alternatif yol- lar bulduğunda modern tedarik zincirinden dışlanma- yacağı görüşünü savunmaktadır. Ouma, vd. (2010), bazı çiftçilerin, herhangi bir sertifikası olmamasına rağ- men hala Avrupa’daki perakende firmaları için ulusla- rarası standartlarda üretim yaptığına işaret etmektedir.

İhracatçıların sertifikası olmamasına rağmen kaliteli ürün üreten çiftçilerden ürün almaya devam ettiğini ve bu bu durumun ortaya çıkmasında da üreticilerin, Avrupa’daki ithalatçılarla kişisel ilişkilerle uzlaşma yo- luna gitmesinin etkili olduğunu belirtmektedir.6 Dolan ve Humphrey (2004), İngiltere’deki modern tüketim piyasasına satış yapan Kenya’daki üreticileri inceleye- rek, süpermarketlerinin bu üreticiler üzerindeki etkile- ri üzerine bir değerlendirmede bulunmuşlardır. Yazar- lar, İngiltere’deki süpermarketlerin büyük miktarlarda ürün satmalarından dolayı küçük çiftçi ile dost olmadı- ğı görüşüne karşı sonuçlar bulmuşlardır. Kenya’daki kü- çük çiftçinin ihracat yapmakta zorlandığını ancak hala alıcı ve çiftçi arasındaki ilişkilerin devam ettiğini ifade etmektedirler.7 Dries ve Swinnen (2004), Polonya’da yaptıkları araştırmaya dayanarak, eğer bölgedeki teda- rikçilerin çoğunluğunu küçük çiftçiler oluşturuyor ise alıcının çok fazla seçme şansının olmadığını, dolayısıyla küçük çiftçilerle çalışılmaya devam edildiğini vurgula- maktadırlar. Alıcıların daha çok karma bir tedarikçi gru- buna sahip olduğunu ifade etmektedirler. Süpermarke- tin tedarik zincirinin şekillenmesinde de, arazi kullanış ve tarım işletmelerinin özelliklerinin etkili olduğunu vurgulamaktadırlar.8

Benzer şekilde Zhang vd. (2005), Çin’de yaptıkları araştırma sonucunda küçük üreticinin alıcı için tek se- çenek olduğunu belirtmektedirler. Çin’de ortalama ta- rım alanı büyüklüğü 0,5 hektar olup, büyük ölçekli üre- tici bulunmamaktadır. Dolayısıyla süpermarketler için sebze tedarik sistemleri, “süpermarket modeli”ne uy- mamaktadır.9 Boselie ve van de Kop (2004) Tayland’da yaptıkları araştırma sonucunda dağıtım merkezlerinin, küçük üreticinin sürece dahil olmasına engel olmadı- ğını bulmuşlardır. Yazarlar, küçük üreticilerin, kalite ve teslimat konusunda süpermarketin gereksinimleri- ni karşılayabildikleri sürece süpermarketin satın alma Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

1 Reardon, vd., 2004.

2 Reardon vd., 2003; Reardon ve Berdegue, 2002; Dolan ve Humphrey, 2004.

5 Graffham, Karehu ve MacGregor (2007).

6 Ouma, Jagwe, Obare ve Abele (2010).

3 Swinnen ve Maertens (2009).

4 Reardon vd. (2002; 2003; 2006;

2007); Weatherspoon ve Rear- don (2003).

7 Dolan ve Humphrey (2004).

8 Dries ve Swinnen (2004).

9 Zhang ve Aramyan (2009).

10 Boselie ve Van de Kop (2004).

(3)

dayanarak, küçük üreticilerin süpermarketlere ürün satabildiğini, iyi tarım uygulaması yapan ve sertifika sahibi üreticilerin sürece dahil olduğunu ifade etmek- tedir.11

Literatürdeki çalışmalarda, çoğunlukla perakendeci açısından konuya bakılmakta, tedarikçi boyutu sınırlı düzeyde kalmaktadır. Oysa bölgesel gelişme ve eko- nomik mekan ilişkileri çerçevesinde çiftçi açısından so- runların yapısal niteliği ve gelişme potansiyeli üzerinde de durmak gerekir. Bu bağlamda bu yazı, hem alıcı hem de üretici boyutundan konuyu ele almakta, armut te- darik zincirindeki üretim piyasası ile tüketim piyasası arasındaki ilişkinin boyutlarını inceleyerek, modern te- darik zincirinin neden olduğu yapısal ve davranışsal ge- rilimleri ortaya çıkartmayı hedeflemektedir. Alan çalış- ması Bursa’da Gürsu alt bölgesi’ndeki armut üreticileri, geleneksel ve modern tedarik zincirindeki diğer aktör- lerle mülakatlara temellenmektedir. İki tane araştırma sorusu belirlenmiştir. Bunlar; 1) Küçük çiftçiler, modern tedarik zincirinden dışlanmakta mıdır? 2) Modern te- darik zincirine dahil olmak veya olmamak, çiftçileri ne şekilde etkilemektedir?

Yazı toplam dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölü- münden sonraki ikinci bölümde alan çalışması sonuç- larına dayalı olarak üretim piyasası ile tüketim piyasası arasındaki ilişkinin boyutları aktarılmaktadır. Alan ça- lışması hem alıcı hem de çiftçi düzeyinde toplanan bil- gilere dayanmaktadır. Türkiye’de özellikle 2000’lerden sonra kendini gösteren modern tedarik zincirinin böl- gedeki çiftçiler üzerindeki etkileri, üçüncü bölümde ya- pısal çelişkiler ve gerilimler başlığı altında tartışılmak- tadır. Sonuç bölümünde de, modern tedarik zincirinin etkileri ve küçük çiftçinin güçlenmesine yönelik genel çıkarımlarda ve önerilerde bulunulmaktadır.

Araştırma Yöntemi

Üretim piyasası ile tüketim piyasası arasındaki iliş- kinin boyutlarını anlamak için dört adımda veri elde edilmiştir. Birinci adımda, modern ve geleneksel teda- rik zincirinin baş aktörleri ile derinlemesine görüşme- ler gerçekleştirilmiştir. Modern taze sebze ve meyve tedarik zincirinin aktörü olarak değerlendirilen süper- marketlerin taze meyve ve sebze satın alma yetkilileri ile derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Mü- lakatlar, her iki tedarik zincirinde alıcıların taze sebze ve meyveyi satın aldığı tedarikçilerinin özelliklerini ve süpermarketlerin tedarikçi seçiminde dikkat ettikleri faktörleri belirlemeye yönelik olarak yapılmıştır. 2013-

ri ile görüşülmüştür. İkinci adımda, örnek alan olarak Bursa Gürsu alt bölgesi seçilmiş ve armut üreticileri ile (50 adet) mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Üçüncü adımda ise geleneksel tedarik zincirinin aktörü olarak Gürsu’daki armut üreticilerinden ürün satın alan tüc- carlar ile İstanbul taze sebze ve meyve hal müdürü ile derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Son olarak da Gürsu Tarım Kredi Kooperatifi, Gürsu Ziraat Odası, Gür- su İlçe Tarım Müdürlüğü gibi kurumların yetkilileri ile mülakatlar yapılmıştır. Bu kapsamda elde edilen bulgu- lar aşağıda aktörler, eylemler ve yerler başlığı altında aktarılmıştır.

Bursa meyve ve sebze üretiminde önemli bir role sahip olduğu görülmüştür. Bu bölgede yetiştirilen ar- mutun (deveci ve santamaria) hem ulusal hem de ulus- lararası ölçekte alıcısı olduğu süpermarketlerle yapılan mülakatlarda vurgulanmıştır. Bursa armut üretiminde Türkiye içinde en yüksek lokasyon katsayısına12 (10) sa- hiptir (Şekil 1). Bursa içinde de Gürsu alt bölgesi (2,5) en yüksek armut üretim lokasyon katsayısı ile birinci sırada gelmektedir (Şekil 2).

Bursa’da Üretim Piyasası İle Tüketim Piyasası Arasındaki İlişkinin Boyutları

Aktörler

Ürünün üreticiden son tüketiciye ulaşana kadar olan süreçte, üç farklı aktörün önderliğinde işleyen tedarik zincirinin olduğu görülmüştür. Bunları tüccar önderli- ğindeki, komisyoncu önderliğindeki ve süpermarket önderliğindeki tedarik zincirleri olarak belirtmek müm- kündür. Gürsu alt bölgesinde derinlemesine mülakat yapılan üreticilerin %40’ı tüccara, %20’si süpermarke- te, %20’si de haldeki komisyonculara ürünlerini satmış- lardır. Her bir alıcı türüne göre farklılaşan ilişki ağının yapısı aşağıda açıklanmaktadır.

Tüccar Önderliğindeki Tedarik Zinciri

Türkiye’de 1998 yılında tüccarların tarımsal pazar- lama kanalına katılmasına izin veren yasal düzenleme- den13 sonra, tüccar ve çiftçi doğrudan ilişki kurmaya başlamıştır. Bundan önce üretici için toptancı hallerin- deki komisyoncular en önemli seçenek iken, günümüz-

12 Lokasyon katsayısı, tüm ekono- mik aktivite içinde bir bölgedeki ekonomik aktivitenin yoğunlaş- ma veya uzmanlaşma düzeyidir.

LQ=[(İldeki armut üretim mikta- rı/İldeki toplam meyve üretim miktarı)]/[(Türkiye’deki armut üretim miktarı/Türkiye’deki top- lam meyve üretim miktarı)] şek- linde hesaplanmıştır. Buna göre

LQ ≥1 olduğu illerde armut üreti- mi açısından uzmanlaşmanın ol- duğunu söylemek mümkündür.

13 552 sayılı “Yaş Sebze ve Mey- ve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”sindeki değişiklikle beraber, pazarlama kanalına yeni bir aktör olarak tüccarlar dâhil olmuşlardır.

11 Shepherd (2005).

(4)

de üreticinin alıcı seçeneği artmış durumdadır. Üreti- cinin tüccarla anlaşması şu şekilde olmaktadır: Ürün ağaçta çiçek açtığı dönemde üretici ile tüccar pazarlık sürecine girmeye başlamaktadır. Ortalama bahçeden

elde edilecek ürün miktarı üzerinden, sabit bir fiyat- la tüccar üreticinin ürünlerini satın alacağına dair söz vermektedir. Anlaşma sağlandıktan sonra ürünlerin toplanması, kasaya yerleştirilmesi, sınıflandırılması ve perakendeciye satış işlemleri gibi süreçleri tüccar kendi işgücü ve ekipmanı ile yapmaktadır. Tüccar bahçe ile yakından ilgilenmek ve süreçleri koordine etmek için üretim bölgesine yakın olmak ve üreticilerle yakın ilişki kurmak istemektedir. Çiftçi bu sürece dahil olmamak- tadır. Böylelikle, sermaye açısından güçlü konumda olan tüccar, artan girdi maliyetleriyle zor durumda ka- lan üretici açısından cazip konuma gelmektedir. Tüc- car tarafından toplanan ürünler, tüccarın deposuna kaldırılmakta ve talepler doğrultusunda perakendeci- lere satılmaktadır. Müşteri portföyü çeşitlilik gösteren tüccar,her müşterinin taleplerine göre ürünü paketle- yip, satışı gerçekleştirmektedir.16 Bu durumu aşağıdaki ifadelerden anlamak mümkündür.

Şekil 1. Bursa’nın Türkiye içindeki meyve lokasyon katsayısının ürün türlerine göre değeri.14

Şekil 2. Armut üretim miktarına göre lokasyon katsayısının ilçe- lere göre dağılımı.15

14 TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı, 2013 verisi kullanıla- rak yazar tarafından hazırlanmıştır.

15 TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı, 2013 verisi kullanıla- rak yazar tarafından hazırlanmış-

tır.

16 Gürsu alt bölgesinde deposu olan ve bölgedeki üreticilerin- den ürün satın alan tüccarlarla yapılan derinlemesine görüşme sonuçları.

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

(5)

ğunda B marketindeki satın alma müdürünü arıyorum.

Deveci sevkiyatımız başlamıştır diyorum. Onlarda iste- diği miktarı bana iletiyor ve soğutuculu araçlarını gön- deriyor, ben de yükleyip gönderiyorum tekrar onlara. C market, kendi müşteri profiline göre de bizden farklı bü- yüklükte ürün talep ediyor. Örneğin alışveriş merkezle- rinde bulunan C marketlerinin müşterileri talepleri, gelir düzeyleri diğer bölgelere göre farklılık gösteriyor. Mar- ket de armutun kalitesini ona göre ayırıyor. Gelir düzeyi yüksek olan mağazalara birinci sınıf armut gönderiyor.

Biz Bursa’daki C marketin merkez deposuna kamyonlar- la ürün gönderiyoruz. Buradan soğutuculu araçlarla C Marketin perakende satış mağazalarına dağıtılıyor.”

Gürsu’da deposu olan ve bu bölgedeki üreticilerden ürün alan tüccar 1 “3 senedir Adaköy’deki üreticilerden ürün alıyorum.

Gürsu’daki diğer köylerden toplam 75 üreticiden yaklaşık 600-700 ton ürün (Armut, şeftali, ayva) alıyorum. 5 sene- dir bu bölgedeki üreticilerle çalışıyorum. Hepsini kendim topluyorum. Topladığımız ürünleri Ankara Haline gönde- riyoruz. Ankara halinden marketlere satış yapılıyor.”

Gürsu’da deposu olan ve bu bölgedeki üreticilerden ürün alan tüccar 2 Komisyoncu Önderliğindeki Tedarik Zinciri

Üretici tarafından komisyoncuya yapılan satışlarda ürünler, komisyoncunun bulunduğu toptancı halinde toplanmaktadır. Bu türlü satışlarda üretici, komisyoncu tarafından yapılan satışlardan elde edilen gelirin %8’ini almaktadır. 24.06.1995 tarihli 552 sayılı “Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin 10.mad- desinde komisyoncu tarafından yapılacak satış işlemi tarif edilmiş olup, komisyoncuların, toptancı hallerinde satılmak üzere getirilen veya gönderilen malları satı- şa sunması, vergi ve kesintileri satış bedeli üzerinden düştükten sonra satış tarihinden beş işgünü içerisin- de üreticiye ödemek zorunda olduğu belirtilmektedir.

Üretici, ürününün tamamını veya istediği miktarını, herhangi bir sınıflama yapmadan komisyoncuya, nak- liye şirketleri ile göndermektedir. Toptancı haline gelen ürün, komisyoncu tarafından sınıflandırılmakta, gün- lük hal fiyatları üzerinden satılmaktadır. Komisyoncu, üreticiye satış yaptığı ürün miktarı ve fiyatı üzerinden bilgi vermekte ve ödeme yapmaktadır. Dolayısıyla gü- ven, ilişkinin kurulmasında en önemli faktördür. Üretici daha önceden tanıdığı, ücretini tam olarak ödeyenko- misyoncuya ürünleri göndermeyi tercih etmektedir.17

Türkiye’de 1990’lardan sonra semt pazarları, ma- navlar ve seyyar satıcı gibi taze sebze meyve satış nok- talarına, modern perakendeciler olarak tanımlanan organize ve kurumsallaşmış bir yapı sergileyen yerel, ulusal ve uluslararası süper ve hipermarket zincirleri de dahil olmuştur.18 Organize perakendecilerin pazar payı 1995-2012 yılları arasında %10’dan19 %40’lara ulaşsa da halen Avrupa ülkelerinin oldukça gerisindedir. Avru- pa ülkelerinde ise 1970’lerde %40’larda olan organize perakendeciliğin payı, günümüzde %70-80’ler seviye- sindedir. AB ülkelerinde her bir milyon kişiye ortalama 15 süpermarket ve 150 süpermarket düşerken, bu ra- kam Türkiye’de henüz 3 hipermarket ve 17 süpermar- ket civarındadır.20

Her ne kadar Türkiye’deki süpermarketlerin pazar payı Avrupa ülkelerindeki rakamların gerisinde olsa da, taze sebze ve meyve tedarik zincirinin dördüncü aktö- rü olarak üretim piyasası ile tüketim piyasası arasında yerlerini almaktadırlar.

Ulusal ölçekte zincir mağazalara sahip olan sü- permarketler, farklı altbölgelerde merkezler kurarak buradan ürün dağıtım stratejisini benimsemektedir.

Merkezi satın alma depolarından ürünler, tüketim böl- gelerindeki depolara gönderilmektedir. En son da bu depolardan perakende satış yapılan mağazalara dağı- tım yapılmaktadır. Örneğin, süpermarketin Bursa’daki meyve ve sebze satın alma deposuna, Balıkesir, Çanak- kale, Kütahya, Adapazarı, Bursa, Eskişehir illerindeki üretici ve tüccarlardan ürün gelmektedir.

Süpermarketlerin, taze meyve ve sebze tedarik zincirinde birden fazla ilişki ağının olduğunu görmek mümkündür. Bunlardan ilki, doğrudan üretici ile anlaş- malardır. Bu şekildeki sistemde, ürünlerini kendisi top- layıp, paketleyip, depolayan ürünler süpermarketlere satmaktadır. İkinci ilişki ağı ise süpermarket ile tüccar arasındadır. Süpermarketlerin sahip olduğu diğer ürün temin ettiği yer; taze meyve ve sebze toptancı halleri- dir. Her bir ilişki ağının ağırlığı süpermarketler arasında farklılaşmaktadır. Bazı süpermarketler sadece tüccar ile anlaşmayı tercih etmektedir. Bazı süpermarketler ise tamamiyle perakende satış mağazalarının olduğu ildeki toptancı halinden bu mağazalara ürün tedarik etmektedir. Karma tedarik ağına sahip olan bir süper- market örneğin, ürünlerin %50’sini tarım kredi koo- peratifleri aracılığı ile çiftçilerden, %10’unu toptancı halinden, %20’sini büyük tüccarlardan, %20’sini de

18 Akpınar, 2009.

19 http://www.tbbf.org.tr/tr/guncel/

rapor.html

20 Rekabet Kurumu Perakende Sek-

tör Raporu [http://www.rekabet.

gov.tr/File/?path=ROOT%2FDocu ments%2FSekt%25c3%25b6r%2B Raporu%2Fsektorrapor7.pdf]

17 Armut üreticileri ile yapılan derinlemesine mülakat sonuçları.

(6)

sadece o süpermarket için üretim yapan tüccarlardan satın almaktadır.21

Tarım Kredi Kooperatifleri, üreticilere kredi vermek, girdi temin etmek noktasında önemli bir potansiyele sahiptir. Aynı zamanda, pazarlama kanalında da üre- ticilerle-alıcılar arasında köprü görevi görmektedirler.

Süpermarket satış işlemlerinde fatura istemektedir.

Ancak Bursa’daki armut üreticileri, küçük ölçekli olma- larından dolayı fatura kesme yetkisine sahip değildirler.

Bu noktada Tarım Kredi Kooperatifleri, süpermarkete, üreticiler adına fatura kesmektedir, diğer bir ifade ile satış işlemini kayıt altına alınmasında önemli rol üst- lenmektedir.2009 yılından itibaren Gürsu Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla, bölgedeki üreticiler merkezi satın alma deposu olan süpermarkete ürün satışı yap- maktadır. Ancak süpermarketlere yapılan satışlarda, üreticilerin kendi çabaları ile süpermarketle ilişkiyi kur- dukları, sürekli anlaşmalarının olmadığı ve ürünü kendi imkanları ile süpermarkete ulaştırdıkları görülmüştür.22

Süpermarket ürün alımında belli standartlara (ürü- nün büyüklüğü, rengi, üreticinin sertifika sahibi olma- sı) dikkat etmektedir. Aynı zamanda tedarikçinin esnek olmasını diğer bir ifade ile ani ürün taleplerini karşıla- yacak güce sahip olmasını beklemektedir. Bursa’daki armut üreticileri yapılan mülakatlarda, süpermarkete bireysel satışlar yapıldığı ve ürününün ancak belli bir kısmının (%20-50) süpermarketlerin talep ettiği stan- dartlarda olduğu, tek seferde süpermarketin talepleri- ni karşılama kapasitesine bireysel olarak sahip olunma- dığı ifade edilmiştir.23

Süpermarketler aynı zamanda tüccarlarla da anlaş- ma yapmaktadırlar. Tüccarın, ürün çeşitliliğine sahip olması, ürün miktarının yüksek olması, alıcının ani ve beklenmedik taleplerini karşılamada esnek olması ve süpermarketin istediği standartlarda ürünü sunabilme- si tercih edilirliğini artırmaktadır. Tüccar bir süpermar- kete satış yapacağı ürün miktarını elde edebilmek için 10 ayrı üretici ile anlaşmakta, ürünleri büyüklüklerine, kalitesine göre sınıflamakta, her bir paket için künye hazırlayarak alıcılara ulaştırmaktadır. Süpermarketlerin çoğu tek tek üreticilerden tedarik etmek yerine, tek se- ferde büyük miktarda, kaliteli ürünü tüccarlardan ala- bilmektedir.24

Eylemler

Eylemler başlığı altında, alıcıların ürün satın alma davranışlarını etkileyen faktörler ve üreticilerin verdiği

tepkiler ele alınacaktır. Alıcıların satın alma davranışını belirleyen kriterlerin başında güven ve ilişkinin devam- lılığı gelmektedir. Ürünün kaliteli ve ücrettin düşük ol- ması da diğer önemli tedarikçi seçim kriterleri olarak ortaya çıkmaktadır.25

Tüccar ve çiftçi arasındaki ilişkide; satış koşulları yüz yüze, sözlü olarak belirlenmektedir. Tüccar satın aldı- ğı ürün için çiftçiye çek vermektedir. Çiftçi açısından tüccara duyduğu güven, firmanın bilinirliği, mekansal olarak aynı bölgede olmak tüccar ile iş bağlantılarının kurulmasında etkili olmaktadır.26

Süpermarkete olan satışlar da ise, çiftçi ile süper- market arasında yüz yüze ilişki kurulmakta ve ödeme- lerin zamanı ve miktarı tarım kredi kooperatifi tarafın- dan kayıt altına alınmaktadır. Üreticinin, süpermarketi alıcı olarak tercih etmesinde en önemli faktör, ödeme garantisinin olmasıdır. Süpermarket ister üretici ister- se de diğer aracılar olsun tedarikçisinin esnek olmasını ve sürekli ürün temin edebilme kapasitesine dahip ol- masını, ürünün kabul oranının yüksek olmasını (çürük ürün olmaması, rengi ve boyutu süpermarketin istediği şekilde olması) istemektedir.27

Tüccar tarafından süpermarkete yapılan satışların da sözlü olarak yapıldığı görülmüştür. Süpermarket tüccara bir yıl boyunca onunla anlaşmak istediğini, bir yıl boyunca talep ettiği ürün miktarını sözlü olarak be- lirtmektedir. Tüccarda o miktarı deposunda süpermar- ket için ayırmakta ve her hafta süpermarketin deposu- na veya perakende satış mağazasına teslim etmektedir.

Ücretler, teslimat zamanındaki piyasa fiyatları üzerin- den olmaktadır.28

Armut örneğinde üretim piyasası ile tüketim piyasa- sı arasındaki ilişki her ne kadar sözlü kurallara göre ya- pılsa da standartlaşmaya doğru bir eğilimin de olduğu görülmektedir. 07.07.2012 tarihli 28346 sayılı Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetme- lik birlikte perakende satış yapan üreticiler dışında top- tan veya perakende satış yapan diğer satıcılar ürüne ait künyeleri, kasa ve ambalajların üzerinde bulundurması zorunluluk haline getirilmiştir. Ürün künyesinde, üreti- cinin adı, üretim yeri, aracının adı, teslimat tarihi gibi bilgiler yer almaktadır. Ürün künyesi ile tüm ürünler hal kayıt sisteminde yer almaktadır. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan hal kayıt sistemi, elektro- nik ortamda bilgilerin izlenmesi, veri tabanının oluştu- rulması, toptancı halleri arasında ortak bilgi paylaşımı,

21 Süpermarketlerin taze meyve ve sebze satın alma müdürleri ile yapılan mülakat sonuçları.

22 Gürsu Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı, Gürsu Ziraat Odası Baş- kanı ve üreticilerle yapılan müla-

25 Alıcılarla yapılan derinlemesine mülakat sonuçları.

26 Tüccarlarla yapılan derinlemesi- ne mülakat sonuçları.

27 Süpermarketlerin taze meyve ve sebze satın alma müdürleri ile kat sonuçları.

23 Üreticilerle yapılan derinlemesi- ne mülakatlar

24 Tüccarlarla yapılan derinlemesi- ne mülakatlar.

yapılan derinlemesine mülakat sonuçları.

28 Tüccarlarla ve süpermarketlerin taze meyve ve sebze satın alma müdürleriyle yapılan derinleme- sine mülakat sonuçları.

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

(7)

iletişimin sağlanması, ürünle ilgili bilgilere elektronik ortamda erişim imkanı sağlamaktadır.

Böylelikle ürünün üreticiden son tüketiciye ulaşana kadar olan sürecin izlenebilirliği mümkün olmaktadır.

Ancak künye oluşturmak, küçük üretici açısından ek maliyet anlamına gelmektedir. Bu yüzden künye, tüc- car veya süpermarket tarafından hazırlanmaktadır.

Yerler

Üretim piyasası ile tüketim piyasası arasındaki ilişki- nin boyutlarının üçüncü ayağını “yerler” oluşturmakta- dır. Bu çalışmada alıcı-üretici ilişkisinin coğrafyası; alıcı ile üretici arasında anlaşmanın yapıldığı yere, ürünün alıcıya teslim edildiği yere göre çıkartılmıştır. Alıcı ve üretici köy kahvesinde biraraya gelmektedir. Alıcılar belli dönemlerde köyü ziyaret etmekte ve üretici ile anlaşma yapmaktadır. Teslimatlar ise iki farklı şekilde olmaktadır: Birincisi üreticinin bahçesinde yapılan tes- limatlar; bu türlü satış işleminde, alıcı kendi aracı ile gelip ürünü toplayıp satış bölgesine götürmektedir.

İkincisi ise, alıcının deposuna üreticinin kendi imkanla- rı ile yapılan teslimatlardır. İlk teslimat şekli tüccarlarla olan ilişkide görülmektedir. İkinci teslimat şekli ise ko- misyoncular ve süpermarketlerle olan ilişki için geçerli olmaktadır. Bursa halindeki ve diğer illerdeki hallerdeki

komisyoncular ile süpermarketlere üretici, kendi aracı ile veya nakliye şirketleri aracılığıyla ürünü teslim et- mektedir.

Bursa’da üretilen armut, yurtiçindeki ve yurtdışın- daki piyasalarda satılmaktadır. Örneğin, İstanbul, İzmir, Malatya, Kayseri, Mersin’de toptan satış yapan tüc- carlar, bu bölgeye gelip satın aldıkları ürünleri, kendi bölgelerindeki toptancı hallerinde bulunan depolarına perakendecilere satmak üzere götürmektedirler. Ayrı- ca Bursa, süpermarketlerin ve tüccarların merkezi sa- tın alma depolarını kurdukları bir bölge olarak önemli olmaktadır. Buradaki depolarda, yakın çevredeki yer- leşmelerden temin edilen ürünler toplanmaktadır.

Örneğin Gürsu’dan armut, Çanakkale’den domates bu depolara getirilmektedir. Sonuçta, merkezi satın alma depoları ve bu merkezlerden dağıtımın yapıldığı bir iliş- ki ağı ortaya çıkmaktadır (Şekil 3).

Yapısal ve Davranışsal Gerilimler

Yukarıdaki değerlendirmeler sonucunda armut te- darik zincirinde geleneksel ve modern olmak üzere ikili bir yapının olduğu tespit edilmiştir (Şekil 4). Geleneksel tedarik zinciri, tüccar ve komisyoncu önderliğindeki ya- pıyı ifade ederken, modern tedarik zinciri süpermarket önderliğindeki yapıyı içermektedir. Geleneksel tedarik

(8)

zincirinde ücrete ve kaliteye göre koşulların belirlen- diği görülmüştür. Geleneksel satış kanallarının aksine, süpermarketlerin ücretten daha çok standartlara, ka- liteye, esnekliğe önem verdiği yukarıda özetlenmiştir.

Küçük ölçekli üretim yapan ve sermaye büyüklüğü az olan üreticiler, süpermarketlerin taleplerinin ancak kü- çük bir kısmını karşılayabilmektedir. Bu durum, süper- marketler ve tedarikçileri arasında “yapısal gerilimi29” ortaya çıkartmaktadır. Sonuçta süpermarketler, tüc- carlardan veya halden ürün almaya devam etmektedir.

Küçük çiftçiler de modern tedarik zincirine dolaylı yol- dan katılmaya devam etmektedirler.

Üreticilerle yapılan derinlemesine mülakatlarda, süpermarketler için standartlaşmış üretime geçmenin maliyetinin yüksek olduğu ve getirisinin yapılacak bu yatırıma değmediği belirtilmiştir. Standartlaşmış üre- time geçmek için yapılması gerekenler arasında, ser- tifika sahibi olmak (iyi tarım uygulaması sertifikası), ürünleri boyutlarına göre ayrıştırmak ve paketlemek, ürünler için künye oluşturmak gelmektedir. Çiftçi için bu durum ek maliyetler anlamına gelmektedir. Ancak

süpermarkete olan satışlar çiftçiye, garantili ödeme koşulları dışında avantaj sağlamamaktadır. Hatta bazı durumlarda, süpermarketin peşin ödeme yapmaması çiftçi açısından süpermarketin tercih edilirliğini azalt- maktadır. Bu durumda çiftçi, daha az maliyetle, daha düşük fiyata veya aynı fiyata başka alıcılara satmayı ter- cih edebilmektedir.

“Süpermarkete sürekli veren üreticiler için, paranın 2-3 ay geç verilmesi sıkıntı değil. Ancak küçük üretici olunca borçlarımızı ödemek, işçi parasını vermek için he- men ya da daha kısa sürede ödenen paraya ihtiyacımız oluyor. Biz de bu durumda hale veya aracıya satıyoruz.”

Çiftçi Her üç pazarlama kanalında sözlü olarak satış işle- mi yapılmaktadır. Süpermarketler tüccarlarla yaptığı anlaşmalarda sözlü olarak bir yıllık satış planlarını ya- parken, benzer bir anlaşmayı küçük üreticilerle tek tek yapamamaktadır. Bu koşullar, küçük çiftçiler ile süper- marketler arasında ilişki ağının sürekliliğine engel olan bir diğer durumdur ve iki taraf arasında “davranışsal gerilim30” yaratmaktadır. Diğer bir ifade ile küçük çiftçi-

Şekil 4. Armut tedarik zincirindeki ikili yapı.

29 Reardon, Hopkins (2006), The Supermarket Revolution in Developing Countries: Policies to Address Emerging Tensions Among Supermar- kets, Suppliers and Traditional Retailers, The European Journal of De- velopment Research, 18:4, 522-545.

30 Reardon, Hopkins (2006), The Supermarket Revolution in Developing Countries: Policies to Address Emerging Tensions Among Supermar- kets, Suppliers and Traditional Retailers, The European Journal of De- velopment Research, 18:4, 522-545.

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

(9)

Sonuç

Makale küçük çiftçilerin, modern tedarik zincirinden dışlanıp dışlanmadığı ve modern tedarik zincirine dahil olma veya olmama sürecinin, çiftçileri ne şekilde etki- lediği üzerine odaklanarak üretim piyasası ile tüketim piyasası arasındaki ilişkinin boyutlarını, hem alıcı hem de üretici perspektifinden irdelemeyi hedeflemektedir.

Literatürde, süpermarketlerin diğer bir ifade ile or- ganize perakendeciliğin ortaya çıkması ve taze sebze ve meyve tüketim piyasasında hakim konuma gelmeleri ile birlikte üretim piyasasında bir takım fırsat ve tehdit- leri de beraberinde getirdiği tartışılmaktadır.

Türkiye’deki taze sebze ve meyve tedarik zincirlerin- de geleneksel ve modern olmak üzere yan yana ve iç içe işleyen ikili bir yapının olduğu görülmüştür (Şekil 3).

Alıcıların daha çok karma bir tedarikçi grubuna sahip olduğunu ifade etmektedirler. Modern tedarik zinci- rinin yönlendirici olan süpermarketlerin tedarik zinci- rinin şekillenmesinde de Swinnen (2004)’ün belirttiği gibi arazi kullanış ve tarım işletmelerinin özelliklerinin etkili olduğu görülmüştür. Türkiye’deki tarım işletme- lerinin en önemli özelliği, miras hukuku yüzünden kü- çük ve çok parçalı bir toprak yapısına sahip olmalarıdır.

Mülakat yapılan üreticilerin %70’inin tarım alanı bü- yüklüğü 5 hektardan küçüktür ve tüm üreticilerin top- rakları parçalıdır.

Bursa’da Gürsu alt bölgesinde yapılan alan çalışma- sı sonuçlarına göre; armut üreticileri modern tedarik zincirinden dışlanmamakta ancak bu tedarik zincirinin ana omurgası da olacak güce sahip değildir. Bu sonuç, Ouma vd. (2010), Dolan ve Humphrey (2004), Dries ve Swinnen (2004), Zhang vd. (2005), Boselie ve van de Kop (2004) ve Shepherd (2005)’nin elde ettiği bul- guları destekleyici niteliktedir. Gürsu alt bölgesindeki üreticiler küçük ölçekli olmakla beraber, Türkiye açısın- dan en kaliteli armutun bu bölgede üretilmesi, alıcıyı bu bölgedeki üreticilerle ilişki kurmaya zorlamaktadır.

Alıcılar için armutun kalitesi, kişisel ilişkiler, bahçe bü- yüklüğünden daha önemli olmaktadır. Diğer taraftan süpermarketler, geleneksel tedarik zincirinin aktörle- rinden de ürün almaya devam etmektedir. Bu durum üreticilerin dolaylı da olsa modern tedarik zincirine da- hil olmasını sağlamaktadır.

Diğer taraftan, süpermarket tedarik zincirine dahil olmamak, armut üreticileri için herhangi bir sorun ya- ratan bir durum değildir. Üreticiler, ürünlerini gelenek- sel tedarik zincirinde kolaylıkla satabilmekte, alterna- tif alıcılarla anlaşma yoluna gidebilmektedirler. Ücret açısından modern tedarik zincirine dahil olmak, üre-

üreticilerin büyük çoğunluğu, süpermarketlere satış yapmak yerine, piyasadaki diğer alıcılarla sözlü anlaş- malarla satış satmayı tercih etmektedir. Üreticiler ile alıcılar arasında uzun süreli bir ilişki bulunmamakta ve ilişkinin sürekliliğinden söz etmek mümkün olmamak- tadır. Derinlemesine mülakat yapılan üreticilerin %40’ı geçen sene ürün sattıkları alıcı ile ilk kez çalışmışlardır.

Dolayısıyla piyasada çok sayıda farklı alıcının olma- sı, armut üreticilerini tek bir alıcıya bağımlı olmaktan uzaklaştırmaktadır.

Türkiye’de taze sebze ve meyve tedarik zincirine süpermarketlerin dahil olması ile meydana gelen en önemli değişiklik, belli alt bölgelerde, merkezi satın alma depolarının ortaya çıkması ve bu merkezlerden dağıtımın yapıldığı bir ilişki ağını ortaya çıkarmaktadır.

Diğer bir ifade ile artık en yakınındaki toptancı halin- den günlük veya haftalık olarak tüm taze sebze ve mey- veyi temin etmek yerine, farklı alt bölgelerde depolar oluşturarak, dağıtımı bu merkezlerden yapma eğilimi vardır. Bursa bunun örneklerinden birisid olarak öne çıkmaktadır. Bu bölgedeki depolardan, Türkiye’nin di- ğer yerlerine ürünlerin dağıtımı yapılmaktadır.

Sonuç olarak, her ne kadar geleneksel tedarik zinci- rinin halen baskın olmasından ve piyasada çok sayıda farklı alternatifler sunan alıcıların varlığından dolayı üreticiler ürünlerini pazarlamada sıkıntı yaşamamakta- dır. Üreticiler açısından belirtilen en önemli sorun, gir- di aşamasındaki maliyetlerdir. Bu maliyetlerini en aza indirmek için de tüccarlar en önemli pazarlama kanalı olarak öne çıkmaktadır.

Modern tedarik zincirine dahil olmak kırsal kalkınma açısından yeni fırsatlar yaracaktır. Örneğin gıda kalite kontrolü ve analizi hizmetleri, gıda paketleme hizmet- leri kırsal alanlarda yeni işler yaratacak, yeni makinala- rın üreticiler tarafından kullanılmasına neden olacak, üreticiler daha bilinçli ve kaliteli üretim yapmak üzere kendini geliştirecektir. Sonuç olarak, gıda güvenliği, ka- lite, standardizasyon gibi beklentilerin hakim olduğu modern tedarik zincirinin özelliklerinin gelecekte gele- neksel tedarik zinciri için de geçerli olacak olması veya süpermarketlerin piyasadaki ağırlığını artırması, küçük üreticinin mevcut kapasitesini artırmasını gerektirecek bir durum olarak ortaya çıkacaktır. Bu doğrultuda, gü- nümüzdeki koşullar itibari ile olumsuz yönde etkilen- meyen küçük üreticinin, gelecekte değişecek koşullara ayak uydurabilmesi için örgütlenerek, zayıf yönlerini geliştirmesi gerekmektedir.

31 Üreticilerle mülakat sonuçları.

(10)

• Bu makale YTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordi- natörlüğü tarafından desteklenen “Süpermarket Teda- rik Zinciri: Küçük Çiftçi için Sorunlar ve Fırsatlar” başlıklı araştırma projesinden üretilmiştir.

Kaynaklar

1. Boselie, D. ve Van de Kop, P. (2004) “Institutional and Or- ganizational Change in Agri-food Systems in Developing and Transitional Countries: Identifying Opportunities for Smallholders”, Regoverning Markets Global Issue Paper 2. IIED.

2. Dannenberg, P. ve Nduru, G.M. (2013) “Practices in Inter- national Value Chains: The Case of the Kenyan Fruit and Vegetable Chain Beyond the Exclusion Debate”, Tijds- chrift voor Economische en Sociale Geografie, Sayı 104, No:1, s.. 41–56.

3. Dolan, C. ve Humphrey, J. (2004) “Changing Governance Patterns in the Trade in Fresh Vegetables between Africa and the United Kingdom”, Environment and Planning A, Sayı 36, s.491-509.

4. Dries, L., ve Swinnen, J.F.M. (2004) “Foreign Direct Invest- ment, Vertical Integration, and Local Suppliers: Evidence from the Polish Dairy Sector”, World Development, Sayı.

32, No. 9, s. 1525-1544.

5. Graffham, A., Karehu, E. Ve MacGregor, J. (2007) Impact of EurepGAP on Small-scale Vegetable Growers in Kenya, Published by International Institute for Environment and Development, London.

6. Maertens, M. ve Swinnen, J.F.M. (2009) “Are African high-value horticulture supply chains bearers of gender inequality?”, FAO-IFAD-ILO Workshop on Gaps, Trends and Current Research in Gender Dimensions of Agricul- tural and Rural Employment: Differentiated Pathways out of Poverty, 31 Mart - 2 Nisan 2009, Roma.

7. Ouma, E., Jagwe, J., Obare, G.A. ve Abele, S. (2010) “De- terminants of Smallholder Farmers’ Participation in Ba- nana Markets in Central Africa: the Role of Transaction Costs”, Agricultural Economics, Sayı. 41, s.111-122.

8. Reardon, T., Henson, S., ve Berdegué, J.A. (2007) “‘Proac- tive Fast-Tracking’ Diffusion of Supermarkets in Develo- ping Countries: Implications for Market Institutions and

Trade,” Journal of Economic Geography, Sayı. 7(4), s.1- 33.

9. Reardon, T. ve Hopkins, R. (2006) “The Supermarket Revolution in Developing Countries: Policies to Address Emerging Tensions Among Supermarkets, Suppliers and Traditional Retailers”, The European Journal of Develop- ment Research, Sayı. 18:4, s. 522-545.

10. Reardon, T., Timmer, P. ve Berdegue, J. (2004) “Rapid Rise of Supermarkets in Developing Countries: Induced Organizational, Institutional, and Technological Change in Agrifood Systems”, Journal of Agricultural and Deve- lopment Economics, Sayı 1, No. 2, s. 168-183.

11. Reardon, T., Timmer, C.P, Barrett, C.B. ve Berdegue, J.A.

(2003) “The Rise of Supermarkets in Africa, Asia, and Latin America,” American Journal of Agricultural Econo- mics, Sayı. 85 (5), s. 1140-1146.

12. Reardon, T. ve Berdegué, J.A. (2002) “The Rapid Rise of Supermarkets in Latin America: Challenges and Oppor- tunities for Development”, Development Policy Review, Sayı 20 (4), s. 317-34.

13. Shepherd, A.W. (2005) “The implications of supermarket development for horticultural farmers and traditional marketing systems in Asia”, the FAO/AFMA/FAMA Regi- onal Workshop on the Growth of Supermarkets as Retai- lers of Fresh Produce, Kuala Lumpur, 4-7 Ekim 2004.

14. Weatherspoon, D.D ve Reardon, T. (2003) “The Rise of Supermarkets in Africa: Implications for Agrifood Systems and the Rural Poor”, Development Policy Revi- ew, Sayı. 21 (3).

15. Zhang, X. ve Aramyan, H.L. (2009) “A conceptual fra- mework for supply chain governance: An application to agri-food chains in China”, China Agricultural Economic Review, Sayı. 1, s. 136-154.

Internet Kaynakları

1. http://tuikapp.tuik.gov.tr/bitkiselapp/bitkisel.zul [Erişim tarihi 04.09.2014]

Anahtar sözcükler: Bursa; kırsal kalkınma; süpermarket; tedarik zin- ciri; üretim piyasası.

Key words: Bursa; rural development; supermarket; supply chain;

producer market.

Perakende Sektöründeki Yapısal Dönüşümün Bursa’daki Üretim Piyasası ile Tüketim Piyasasına Yansıması

Referanslar

Benzer Belgeler

Yıllar Toplam Hipermarket Geniş süp. Süpermarket Küçük süp.. ve öngörüden uzak şekillenmesi bazı mekansal, sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir.

[Cilt/Volume 22] [Yıl/Year 2017] [Sayı/Issue 4] Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Ekonomik Büyüme ve Karbondioksit Emisyonu İlişkisi: BRICS ve MINT Ülkeleri

İşgücünün eğitimi meselesi, asıl olarak, yüksek işsizlik sorununun çözümünü sağlayacak ve yapısal dönüşümü gerçekleştirecek önemli araçlardan birisi olarak

K a­ labalık insan resimlerim vardır 1930’lardan baş­ layarak yaptığım; benim kaynaşmam bir milyon­ luk İstanbul’un kaynaşmasıydı -gene de epey bir

Bölgesel Gelişme Kuram, Politika ve Uygulama Alanlarında Yaşanan Gelişmeler ve Geleceğe Dönük Yansımaları: Küreselleşme ve yeni

Ayrıca bu sektör çeşitliliği en yüksek olan ikinci sektördür.Yığınlaşma katsayısına göre sektör birinci derecede Trabzon, Konya, Balıkesir, Samsun ve

Öykünün evrensel niteliği, her dönemdeki ve her coğrafyadaki insanın en sevimsiz gerçekliğine işaret ediyor olması onu, toplumsal bilinci uyandırma aracı olarak

1) Bitki boyu değerleri; erken biçim uygulamasından elde edilen 55.46 cm, orta biçim uygulamasından elde edilen 65.20 cm ve geç biçim uygulamasından elde edilen 81.30 cm ile