• Sonuç bulunamadı

Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Çerçevesinde Facebook Uygulamalarının İncelenmesi: Yaşar Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Çerçevesinde Facebook Uygulamalarının İncelenmesi: Yaşar Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Çerçevesinde Facebook Uygulamalarının

İncelenmesi: Yaşar Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

Exploring Facebook Applications in the Framework of Uses and Grafitications Theory: A Survey Among Students of Yasar University

Özlem ALİKILIÇ, Yaşar Üniversitesi, İletişim Fakültesi, E-posta: ozlemalikilic@yasar.edu.tr Göker GÜLAY, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi, E-posta: goker.gulay@yasar.edu.tr Sevtap BİNBİR

Öz

Kullanımlar ve doyumlar kuramı, gençlerin Facebook uygulamalarını kullanma, eğilim ve amaçlarını anlamaya yönelik bir yol ve kuramsal altyapı sağlamaktadır. Bu çalışma, Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin sosyal ağlardaki kullanım ve doyumlar motivasyonlarını incelemektedir. Bununla beraber, Facebook’taki uygulamaların kullanıcı motivasyonlarını araştırırken, bu motivasyonlar ile kullanıcıların etkileşimlerini destekleyici uygulamaların özellikleri arasındaki ilişkiye de ışık tutmaya çalışmaktadır.

Ankete katılan öğrencilerin (n= 406) çoğunun Facebook’u eski bağları kurmak / güçlendirmek, ardından temel faydalar doğrultusunda, üçüncü olarak zevkli vakit geçirme motivasyonları ile kullandıkları saptanmıştır. Ayrıca üniversite öğrencilerinin Facebook uygulamaları arasında, eğlence uygulamalarını, daha sonra arkadaş ve aile uygulamalarını, üçüncü olarak da yaşam tarzı uygulamalarını kullandıkları bulunmuştur.

Abstract

The uses and gratifications theory provides a theoretical grounding and an avenue to understand young users’ attitude and intention of using Facebook applications. This paper considers the uses and gratifications theory structure of Yasar University students and explores the user motivations associated with the use of applications of Facebook, and thus providing insight into the interaction between user motivations and the characteristics of specific features of Facebook applications.

Students were invited to participate a survey about their use of Facebook and it’s applications. The results indicate that students (n=406) overwhelmingly use Facebook for establishing and maintaining old ties purposes, followed by interpersonal utility and upkeep, and last, entertainment and pass time. Further, there was an overall higher usage of Facebook applications among university students. Results also show that students mostly use entertainment, then friends and family, and third, life style applications.

Anahtar Kelimeler: Sosyal Ağlar, Facebook, Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı, Facebook Uygulamaları. Keywords: Social Networks, Facebook, Uses and the Gratifications Theory, Facebook Applications.

(2)

Giriş

Bugüne kadar pek çok araştırmacı konvansiyonel medyayı kullanım ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde incelemişlerdir (Herzog, 1944; Schramm, Lyle ve Parker, 1961; Katz ve Foulkes, 1962; Mendelsohn, 1964; Gerson, 1966; Greenberg ve Dominick, 1969). Ancak konvansiyonel medyanın paralelinde sürekli olarak gelişen sosyal medya platformlarının da ayrı ayrı (mikro siteler, sosyal ağlar, medya paylaşım siteleri, mobil uygulamalar, oyunlar, vb.) kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kullanımlar ve doyumlar kuramı, sosyal ağların da analitik yapısını anlamaya yardımcı olmaktadır (Rafaeli, 1986).

Günümüzün en popüler sosyal ağlarından biri olan Facebook’un ve Facebook uygulamalarının gençler tarafından son derece yoğun olarak kullanıldığı gözlemlenmektedir. 2004 yılının Şubat ayında Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook’un üye sayısı istatistiklerine bakıldığında, Aralık 2012 itibariyle, dünya genelinde 979 milyon kullanıcıya sahip olduğu görülmektedir. Türkiye, nüfusunun yaklaşık %40’ına tekabül eden 32 milyon kullanıcı ile dünyada yedinci sırada, Avrupa’da da ilk sırada yer almaktadır. Türkiye özelinde Facebook kullanıcı profilleri incelendiğinde en yaygın grup olarak 18-24 yaş aralığındaki 11 milyon kullanıcı yani yüzde 34’lük bir kesim dikkat çekmektedir. 25-34 yaş aralığı yüzde 28; 35-44 yaş aralığı ise yüzde 12 olarak yer almaktadır (Socialbakers, 2012). Alexa tarafından yapılan küresel arama analizine ait, Aralık 2012 verileri incelendiğinde, Facebook’un dünya çapında en çok ziyaret edilen ikinci site, Türkiye’de ise en çok ziyaret edilen birinci site olduğu görülmektedir (Alexa, 2012). Ayrıca Statcounter.com’un raporuna göre Facebook, en büyük 8 sosyal ağ arasında, Ocak 2012 - Aralık 2012 döneminde yüzde 85, 91’lik oranıyla en fazla tercih edilen ve kullanılan sosyal ağ olmuştur (Statcounter.com, 2012).

Interactive Advertisement Bureau’nun gerçekleştirdiği 15 yaş ve üzeri internet kullanıcılarının internet üzerinde yaptıkları aktiviteler konulu araştırmaya göre, Türkiye’de internet kullanıcıları %57.7’lik en fazla oranla interneti arkadaşları ile haberleşmek ve sosyal ağlara katılmak için kullanmaktadır (Iab, 2011). Yine aynı araştırmaya göre, Türkiye’de facebook üniversite öğrencileri arasında en yaygın olan sosyal ağ olarak belirtilmektedir. Bu sonuçtan yola çıkarak, üniversite öğrencilerinin Facebook’u hangi kullanımlar ve doyumlar motivasyonlarıyla tercih ettikleri sorusundan hareketle bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma İzmir Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin Facebook’u hangi kullanımlar ve doyumlar motivasyonları kapsamında kullandıklarını öğrenmeyi hedeflemiştir.

İzmir Yaşar Üniversitesi’nde öğrenim gören üniversite öğrencileri üzerine 1 Mayıs – 20 Mayıs 2012 tarihleri arasında uygulanan araştırmayla, Facebook uygulamalarının, kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde, öğrencilerin kullanım amaçlarını ve motivasyonlarını ölçmek amaçlanmaktadır.

Araştırma kapsamında veri toplama yöntemi olarak alan araştırması yapılmış ve örneklem grubuna anket uygulanmıştır. Araştırma evrenini oluşturan Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin Facebook ve uygulamaları hakkındaki kullanım ve doyumları öğrenilmeye

(3)

Çalışmanın giriş bölümünden sonra alan kuramsal çerçeve ile devam eden ikinci bölümde, kullanımlar ve doyumlar kuramı açıklanmaya çalışılacak; kullanımlar ve doyumlar kuramı ile ilgili konvansiyonel medya üzerinden yapılmış olan mevcut araştırmalar ile internet ve sosyal medya ile ilgili yapılmış araştırmalara değinilecektir. Söz konusu araştırmalarla ilgili olan kuramsal kısım, öncelikle dünyada ve daha sonra da Türkiye’de gerçekleştirilmiş olan araştırmalar üzerine mevcut çalışmalara dayanarak hazırlanmıştır. Kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde sosyal ağları konu alan araştırmaların incelendiği diğer bölümde, dünya genelinde sosyal ağlar ile ilgili kullanımlar ve doyumlar kuramı perspektifinden yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Sosyal medyanın en önemli platformlarından biri olan Facebook’un ve Facebook uygulamalarının tanıtıldığı bölümden sonra çalışmanın araştırma bölümüne geçilmiştir. Mayıs 2012 tarihinde İzmir’de, Yaşar Üniversitesi öğrencileri ile yapılan saha araştırması sonucunda elde edilen bilgiler, bu bölümde aktarılacaktır. Çalışma kapsamında; Greenberg (1974), Sherry, Lucas, Greenberg ve Lachan (2006), Charney ve Greenberg (2001) ve Frogger (2009)’un kitle iletişim araçları üzerine geliştirdikleri ölçek ile kullanımlar ve doyumlar kategorileri (zevkli vakit geçirme, temel faydalar, mecra amaçlı kullanım, eski bağları tekrar kurmak/güçlendirmek, toplumsal enformasyon, pazar ortamı) derlenmiş; bu kategorilere Ferguson ve Perse (2000), Parker ve Plank (2000) ve Ruggerio (2000)’nin ölçeklerinde kullanılan “rahatlama ve kaçış” kategorisi eklenmiştir. 57 sorudan oluşan anket formu 406 üniversite öğrencisine uygulanmış ve elde edilen veriler SPSS 15.0 istatistik programında değerlendirilmiştir.

Bulgular ve değerlendirme kısmında, üniversite öğrencilerinin Facebook uygulamalarını kullanım ve doyum faktörleri başta olmak üzere; üniversite öğrencilerinin en fazla hangi uygulamaları tercih ettikleri, hangi tür bilgilerini paylaştıkları, gençlerin Facebook’ta geçirdikleri ve uygulamalarda kaldıkları ortalama süre vb. gibi bulgular açıklanmış; bulgular önceki araştırmalarla ilişkilendirilerek değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın sonuç bölümünde, İzmir Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin, Facebook ve uygulamalarını hangi kullanımlar ve doyumlar motivasyonlarını elde etmek amacıyla kullandıkları tartışılacaktır.

Kuramsal Çerçeve

Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı

İlk olarak 1960’lı yılların başlarında iletişim çalışmalarında kullanılmaya başlandığı gözlemlenen kullanım ve doyumlar yaklaşımı; iletişim çalışmalarında izleyicinin aktif olduğunu vurgulayan bir yaklaşımdır (Severin ve Tankard, 2001). Bu yaklaşımı savunan Katz (1959), “medya insanlara ne yapıyor” sorusundan çok, “insanlar medya ile ne yapıyor?” sorusuna odaklanmıştır. Bu yaklaşım, medya ve izleyici – dinleyici arasındaki ilişkiye olan bakış açısını değiştirerek, onların daha aktif olduğunun kabul edilmesini sağlamıştır. Ayrıca bu yaklaşım, medya tüketiminin tüketicinin bilinci dahilinde gerçekleştiğini de öne sürmektedir. Bir diğer deyişle izleyiciler, ihtiyaçlarının

(4)

bilincindedirler. İzleyici kitleyi iletişim süreci içinde başat konumda değerlendiren kullanımlar ve doyumlar kuramı, kitle iletişim sürecine egemen olan etki paradigmasını değiştiren bir yaklaşımdır. Halkın kitle iletişim araçları ile ne yaptığı sorusuna odaklanan bu yaklaşım; kitle iletişiminde alıcının yani izleyicinin etkin olduğunu belirtmektedir (Erdoğan ve Alemdar, 2002: 187-188).

Katz, Blumler ve Gurevitch (1974: 510), kullanımlar ve doyumlar kuramının ilgi alanını şöyle ifade etmektedir:

(1) Toplumsal ve psikolojik temelli (2) ihtiyaçların (3) meydana getirdiği beklentiler (4) kitle iletişim araçlarında ve başka kaynaklarda (5) farklı medya kullanım kalıplarına veya diğer faaliyetlere götürmektedir. Bunlar da (6) ihtiyaçların doyumuna ve (7) çoğu niyet edilmeyen diğer sonuçları ortaya çıkarmaktadır.

1970 ve 1980’li yıllarda, kullanım ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde, iletişim ve medya üzerine çeşitli araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar televizyon ile ilgili istikrarlı sonuçlar bulduğunu iddia etmektedir. Yapılan araştırmalarda genellikle beş veya dört başat motivasyon kategorisi belirlenmiştir. Televizyon ile elde edilen doyumlar; oyalanma, kişisel ilişkiler, kişisel kimlik veya bireysel psikoloji ve gözetim kategorileri olarak sıralanmaktadır (Severin ve Tankard, 2001).

1990’lı yıllarda ise medya ortamlarında yaşanan değişim nedeniyle, yapılan araştırmalar da değişmeye ve yeni medya ortamlarına uyum sağlamaya başlamıştır. Bu yıllarda bilgisayar tabanlı iletişimin yaygınlaşması, internet kullanımının artması, iletişim çalışma ve araştırmalarını da etkilemiştir. Cohen (1996) günümüzde, insan doğasının, günümüz ihtiyaçlarının, günümüz medya kullanım şekil ve alışkanlıklarının ve yeni medyadan beklenen potansiyel doyumların yeniden incelenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Newhagen ve Rafaeli (1996) ise, internetin karmaşık ve değişken karakterinin incelenmesinde özellikle kullanımlar ve doyumlar kuramının faydalı olabileceğini belirtmiştir.

Kullanımlar ve doyumlar kuramına bir takım eleştiriler de getirilmiştir. Kuram, ihtiyaç ve doyumlara bireysel bir bakış açısıyla yaklaşmadığı için eleştirilmiştir (Elliot, 1974). Bu kuram, “ihtiyaç” kavramının, psikolojik bir kavrama bağlı olması ve toplumsal yapıyı ve medyanın bu yapı içerisindeki yerini fazla dikkate almaması nedeniyle de eleştirilmiştir. Bu eleştiriye cevap Rubin ve Windahl’dan (1986) gelmiştir. Rubin ve Windahl (1986), kullanımlar ve doyumlar kuramını, bağımlılık kuramı (dependency

theory) ile sentezlemeyi önermiştir. Rubin ve Windahl’n (1986) kullanımlar ve

bağımlılık modeli, bireyleri, kendi ihtiyaçlarını şekillendiren toplumsal sistemin içinde konumlandırmaktadır.

Kullanımlar ve doyumlar kuramına getirilen bir diğer eleştiri ise medya sektöründe yaşanan hegemonya problemidir. İnsanların istedikleri mecrayı tercih edip istedikleri yorumu ve çıkarımı yapabildiklerini iddiasında bulunmak gerçekleri yansıtmamaktadır (White, 1994). Medyada yaşanan hegemonya problemini gündeme getiren yazarlara göre, kitle iletişim araçları ile yayılan mesajlar, dominant kültürün oluşturduğu sistemin dünya görüşünü ve söylemini güçlendirme eğilimindedir ve kişilerin bu mesajların ilettiği

(5)

Kullanımlar ve doyumlar kuramı konusunda çalışan bazı araştırmacılar ise, kitle iletişim araçları ile yayılan mesajlara maruz kalmanın düşünüldüğü kadar yüksek oranda etki yaratmadığını belirtmiştir (Donohew, Nair ve Finn; 1984). Bu görüşe göre kitle iletişim mesajlarına maruz kalmak, izleyicinin ilgi seviyesi düşük olduğu sürece önemli bir etki yaratmamakta ve bu nedenle kitle iletişim araçları bir ritüel ve alışkanlık olarak etiketlenmektedir (Severin ve Tankard, 2001:298).

Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Çerçevesinde Gerçekleştirilen Araştırmalar

Kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde, izleyici tutum ve davranışlarını öğrenmek için pek çok araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar, yaklaşımın kullanılmaya başlandığı ilk yıllarda genellikle kitle iletişim araçları üzerinde yapılmıştır.

Daha sonra araştırmacılar (Greenberg, 1974; McLeod ve Becker, 1974; Rubin ve Rubin 1982; Bantz, 1982; Perse, 1986; Rubin ve Perse, 1987; Rubin ve Bantz, 1987; Kubey ve Csikszentmihalyi, 1990; Dimmick, Sikand ve Patterson, 1994; Leung ve Wei, 2000; Sherry, vd. 2006) teknolojinin yön verdiği yeni iletişim araçlarını, kullanımlar ve doyumlar çerçevesinde incelemeye başlamışlardır. Kablo televizyon ile artmaya başlayan seçenekler ile birlikte, izleyicinin de seçim yapma konusunda daha aktif olması söz konusudur. Ayrıca, video kaydedicilerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, izleyiciler zaman konusunda daha rahat ve esnek seçimler yapabilecek seviyeye ulaşmış, istediği programı istediği zaman diliminde izleyebilme özgürlüğüne kavuşmuştur. Ancak gerek televizyonun gerekse diğer geleneksel medya içeriklerinin, bir medya kuruluşu tarafından üretiliyor olması, izleyicilerin özgürlüğünün de bu medya kuruluşlarınca oluşturulan içerikler arasından seçim yapmak ile sınırlı kalmasına neden olmuştur.

Bugüne kadar birçok araştırmacı, kullanımlar ve doyumlar çerçevesinde konvansiyonel medya ile ilgili çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar sonucunda mesaj alıcılarının medyayı kullanırlarken hangi kullanımlar ve doyumlar faktörlerinden faydalandıklarını ortaya çıkartmaya çalışmışlardır.

Konvansiyonel medya üzerinde gerçekleştirilen temel araştırmalar ve bu araştırmalar arasında; Greenberg (1974) televizyon üzerine yapmış olduğu çalışmada öğrenme, alışkanlık, uyarılma, arkadaşlık, unutma ve zaman geçirmeye dayalı motivasyon faktörleri saptamış; McLeod ve Becker (1974) seçmenler üzerinde televizyonla ilgili yapmış olduğu çalışmada, gözetim, oy için rehberlik etme, beklenen iletişim, heyecan, destek gibi faktörleri belirlemiştir. Rubin ve Rubin (1982) yaşlı bireylerin televizyon izleme eğilimleri konusunda gerçekleştirdiği araştırmada; bilgi, masrafsız/ücretsiz olması, eğlence, uygunluk/rahatlık, arkadaşlık/yoldaşlık etme gibi faktörleri kullanım ve doyum faktörleri olarak sıralamıştır. Bantz (1982) televizyon ve televizyon programları üzerine yapmış olduğu araştırmada; gözetim, arkadaşlık, örnek oluşturma, dikizleme/gözetleme, toplumsal kaynak, eğlence gibi kullanım ve doyum faktörleri saptamıştır. Perse (1986) televizyon ve pembe dizilerin seyirciler üzerinde; heyecan verici eğlence, alışkanlık, zaman geçirme, enformasyon elde etme, rahatlama, kaçış gibi motivasyon faktörlerinin bulunduğu sonucuna varmıştır. Rubin ve Perse (1987) televizyon ve televizyonda yer alan

(6)

haberleri kullanım ve doyumlar faktörleri bakımından araştırmıştır. Araştırma sonucunda heyecan verici eğlence, zaman geçirme, enformasyon faktörleri elde edilmiştir.

Rubin ve Bantz (1987) video, video kaydediciler hakkında kullanım ve doyum motivasyonlarını araştırmış ve bu araçların kütüphane deposu, video veya müzik kaydetme alıştırmaları, film kiralama, çocuk denetimi, zaman değiştirme/atlatma, sosyalleşme faktörleri çerçevesinde kullanıldığını saptamıştır. Kubey ve Csikszentmihalyi (1990) televizyon izleme alışkanlıkları üzerine yaptıkları çalışmada televizyon eyleminin izleyiciler tarafından pasif, dinlendirici, çok az konsantrasyon gerektiren bir aktivite olduğu sonucuna varmıştır. Dimmick, Sikand ve Patterson (1994) telefon üzerine yaptığı araştırmada sosyallik/toplumsallık, araçsallık, toplumsal koordinasyon, güven verme gibi kullanımlar ve doyumlar faktörleri saptamıştır. Leung ve Wei (2000) cep telefonlarının kulanım ve doyum faktörlerini araştırmış ve moda, statü, etkileme, sosyallik, rahatlama, hareketlilik, anında erişim, araçsallık, güven verme doyum öğelerine ulaşmıştır. Sherry vd. (2006) video oyunları üzerine gerçekleştirdikleri araştırmada; rekabet, meydan okuma, toplumsal etkileşim, ilgi çekicilik, kurgu/düş, uyarılma faktörlerini saptamıştır.

Kullanım ve doyumlar çerçevesinde internet konusunda gerçekleştirilen araştırmalar incelendiğinde bazı temel kategoriler göze çarpmaktadır. Bunlar; sosyal etkileşim ve ilişkileri sürdürme, bilgi edinme, zaman geçirme ve eğlencedir. Tüm bu kategoriler, McQuail v.d. (1972) tarafından oluşturulan genel medya kullanım ve doyumları kategorileri ile eşleşmektedir. Yeni bir mecra ortaya çıktığında ve geniş kitlelerce kullanılmaya başlandığında, kullanım ve doyumlar kuramı, bu yeni mecranın analitik yapısını anlamaya yardımcı olmaktadır (Rafaeli, 1986:125-127).

Rafaeli (1986), henüz internetin iletişim amaçlı kullanılmaya başlanmasından önce, üniversite kampüslerinde ilk elektronik bildiri panosu kullanılmaya başlandığında, öğrencileri bu panoyu kullanmaya iten motivasyonları öğrenmek için bir araştırma gerçekleştirmiştir. Araştırma bulguları, elektronik ilan panosunun tercih edilmesinin en önemli fonksiyonlarının oyalanma (diversion), boş zaman değerlendirme (recreation) ve eğlence (entertainment) olduğunu göstermiştir (Rafaeli, 1986:134). Web kullanımı yaygınlaşmaya başladığında, Eighmey ve McCord (1998:191) web sitelerini kapsayan bir araştırma gerçekleştirmiş, ürün ve web sitelerini incelemiş, mesaj alıcılarının bu kanalları eğlence değeri, kişisel ilgi, enformasyon içermesi, kişisel katılım ve ilişki devamı gibi kullanımlar ve doyumlar motivasyonları sebebiyle takip ettiklerini bulmuşlardır

Parker ve Plank (2000) ise genel interneti incelemiş ve arkadaşlık, toplumsal etkileşim, gözetim / eğlence ve rahatlama / kaçış gibi motivasyonları saptamışlardır. Papacharissi ve Rubin (2000) ise üniversite öğrencilerinin hangi motivasyonlar ile internet kullandığını öğrenmeyi amaçlayan bir araştırma gerçekleştirmişlerdir. Bu araştırma sonucunda, üniversite öğrencilerinin internet kullanımında beş temel motivasyon bulunduğu saptanmıştır. Bunlar; kişiler arası fayda, zaman geçirme, enformasyon arayışı, uygunluk / elverişlilik ve eğlencedir. Ferguson ve Perse’nin (2000) genel interneti kapsayan araştırmasındaki kullanımlar ve doyumlar faktörleri; eğlence, zaman geçirme, rahatlama/kaçış, toplumsal enformasyon ve öğrenme olarak sıralanmaktadır. Leung (2001) ICQ, çevrimiçi sohbet, anlık mesajlaşma, sohbet odaları, elektronik posta

(7)

üzerine yaptığı araştırmada, internet kullanıcılarının bu araçları eğlence, zaman geçirme, rahatlama, moda ve dahil olma, duygusal yakınlık, sosyalleşme ve kaçış motivasyonları ile kullandığı sonucunu saptamıştır.

Flanagin ve Metzger de (2001:168) internet üzerine kullanım ve doyumlar araştırması gerçekleştiren araştırmacılar arasında yer almaktadır. Araştırmada elde edilen bulgular internetin üç temel fonksiyonu olduğunu göstermiştir. Bunlar; bilgiye ulaşma/ bilgi edinme, bilgi verme, diyaloğa elverişliliktir. Charney ve Greenberg (2001) de internet konusunda araştırma yapmışlar ve bilgilendirilmek, oyalanma/eğlence, eş düzey kimlik, iyi duygular/hisler, iletişim, görüntüler sesler, kariyer, soğukkanlılık doyum faktörlerine ulaşmışlardır. Recchiuti (2003) de aynı konuyu kapsayan araştırmasında kişilerin ICQ, anlık mesajlaşma, sohbet odaları ve e-postayı; eğlence, enformasyon arayışı, kişilerarası fayda sağlama güdüleri ile kullandığı sonucuna varmıştır. Larose, Mastro ve Eastin’in 2001’de; Larose ve Eastin’in 2004 yılında gerçekleştirdiği araştırmada kişilerin genel internet kullanımından bekledikleri faydayı sorgulamış ve eğlence, toplumsal etkileşim, enformasyon, zaman geçirme, ticari, statü ve alışkanlık faktörlerine ulaşmışlardır (Larose, Mastro ve Eastin, 2001; Larose ve Eastin, 2004).

Kaye ve Johnson (2004), ilan panoları, sohbet forumları ve web üzerine yaptıkları araştırmada bu araçların; siyasal rehberlik, eğlence, toplumsal fayda, uygunluk/ elverişlilik, enformasyon arayışı motivasyon faktörleri ile kullanıldığı sonucuna ulaşmıştır. Stafford ve Stafford (2004) AOL ve genel internet kullanımını kapsayan bir araştırma gerçekleştirmiştir. Bu araştırma, kişilerin interneti, süreç/işlem doyumu, içerik doyumu ve toplumsal doyumlar motivasyonları çerçevesinde kullandığı sonucuna varmıştır. Ko ilk olarak 2000’de web siteleri üzerine yaptığı ve daha sonra 2005 yılında ürün web sitelerini kullanım ve doyumlar motivasyonlarını incelediği çalışmalarda, enformasyon, toplumsal etkileşim, uygunluk/elverişlilik faktörlerini elde etmişlerdir (Ko, 2000; Ko ve vd. 2005). Li (2005) blogların hangi güdüler ile kullanıldığı sorusunu konu edinen araştırmasında, kişisel belgeleme, yazımı geliştirme, kendini ifade etme, mecranın ilgi çekiciliği, zaman geçirme ve sosyalleşme faktörlerini elde etmiştir.

İnternet içeriği ile ilgili bu çalışmalarda özellikle, internet tabanlı uygulamaların temel kullanılma güdüsü olarak eğlence (Charney ve Greenberg, 2001; Ferguson ve Perse, 2000; Kaye ve Johnson, 2004; Ko v.d., 2005; Papacharissi ve Rubin, 2000; Parker ve Plank, 2000), bilgi arama (Ferguson ve Perse, 2000; Kaye ve Johnson, 2004; Ko v.d.; 2005; Papacharissi ve Rubin, 2000; Parker ve Plank, 2000), sosyal etkileşim, kişiler

arası fayda (Bumgarner, 2007; Charney ve Greenberg, 2001; Kaye ve Johnson, 2004;

Ko v.d., 2005; Larose ve Eastin 2004; Papacharissi ve Rubin, 2000; Parker ve Plank, 2000; Ruggerio, 2000), uygunluk (convenience) (Kaye ve Johnson, 2004; Kov.d., 2005; Papacharissi ve Rubin, 2000), gözetim (surveillance) (Parker ve Plank, 2000; Rugerrio, 2000), rahatlama, kaçış (Ferguson ve Perse, 2000; Parker ve Plank, 2000), eğlenme,

oyalanma (Bumgarner, 2007; Charney ve Greenberg, 2001; Ferguson ve Perse, 2000;

(8)

Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Üzerine Dünyadan Sosyal Medya Araştırmaları

Katz, Blumler ve Gurevich (1974) tarafından geliştirilen kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde, sosyal ağların ve sosyal medyanın genel kullanım nedenleri de araştırılabilmektedir. Bu yaklaşım, insanların farklı dönemlerde farklı ihtiyaçları olduğunu vurgulamaktadır ve bu ihtiyaçların bazıları sosyal ağlar ile doyuma ulaştırılabilmektedir. Bu yaklaşıma göre, medya kullanımı ile doyuma ulaştırılabilecek dört tür ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar; (1) bilişsel ihtiyaçlar / cognitive needs (bilgi dağarcığını geliştirme, merak, kendi çevresini kontrol etme ihtiyacı), (2) duygusal ihtiyaçlar / emotional needs (rahatlama, dinlenme, empati kurma, gerçeklerden kaçış, vb), (3) sosyal

bütünleştirici ihtiyaçlar / socio-integrative (medya ile toplumla etkileşim, medyada yer

alan konular hakkında diğer insanlarla konuşma, medyada yer alan kişilerle özdeşim kurma, vb), (4) alışkanlık / habitual-integrative (güvende hissetme, istikrar, ritüel haline getirme ihtiyaçları, vb) Baltaretu ve Balaban (2010). Bu ihtiyaçlar arasında yer alan bazı ihtiyaçlar, günümüzde sosyal ağlar aracılığı ile doyuma ulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Sosyal medya ile birlikte kullanıcıların da aktif birer içerik üreticisi ve tüketicisi (Alikılıç, 2011:13) haline gelmesi, oluşturulan içerik çeşitliliği ile daha önce geleneksel medya tarafından doyuma ulaştırılamayan bazı ihtiyaçların da su yüzüne çıkmasına olanak tanımıştır. Yeni ihtiyaçlar çerçevesinde yeni içerikler oluşturularak bu yeni içeriklerin de yeni doyum şekillerini takip etmesine neden olmuştur. Bu nedenle, kullanımlar ve doyumlar kuramı üzerinde çalışan araştırmacılar, bu yeni ortamı ve hangi ihtiyaçları doyuma ulaştırmak amaçlı kullanıldığını incelemeye başlamıştır. Bazı ülkelerde sosyal ağlar, kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde araştırma konusu olmuştur.

Kullanım ve doyumlar çerçevesinde gerçekleştirilen ve sosyal ağları inceleyen araştırmalar arasında Ray (2007); sosyal ağların eş zamanlı olarak; (1) eğlence (2) gözetim (3) oyalanma (4) sosyalleşme ihtiyaçları için kullanıldığı sonucuna ulaşmıştır. Bumgarner (2007), Facebook’un arkadaşların duvarlarına yazma ve gruplara katılma amacıyla kullanıldığını gözlemlemiştir. Sosyal ağ kullanımı ve kişisel dindarlık arasındaki ilişkiyi ölçmeyi amaçlayan bir diğer araştırmada da sosyal ağların kullanımları ile ilgili beş kategori başlığı altında ölçümleme gerçekleştirilmiştir. Bu kategoriler; (1) yeni insanlarla

tanışmak (2) eğlenmek (3) ilişkileri sürdürmek (4) toplumsal enformasyon edinmek ve (5) paylaşımdır (Nyland ve Near, 2007:18-19).

Frogger’ın (2009) yaptığı kullanımlar ve doyumlar araştırmasına göre ise Facebook’un kullanım kategorileri şu şekildedir; temel faydalar, eski bağları tekrar kurmak/güçlendirmek, toplumsal enformasyon, bağlantılılık/karşılıklı bağlantı, cinsel çekicilik, mecra amaçlı kullanım, toplumsal kıyas/karşılaştırma, pazar ortamı. Urista, Dong ve Day (2009), Facebook ve Myspace üzerine yaptıkları araştırmada, etkili iletişim, elverişli/kullanışlı (convenient) iletişim, diğerleri hakkında merak, popülerlik, ilişki formasyonu (relationship formation) ve güçlendirme kategorilerinin kullanım üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Park, Kee ve Valenzuela (2009), sosyalleşme, eğlence ve kişisel statü aramanın, Facebook’un kullanımlar ve doyumlar kategorilerini oluşturduğu neticesine varmışlardır.

(9)

Baltaretu ve Balaban (2010) Romanya’da öğrenciler üzerinde yaptıkları, sosyal medya kullanım motivasyonlarını öğrenmeyi amaçlayan araştırmaları sonucunda elde ettikleri bulgulara göre öğrenciler sosyal ağları dört temel ihtiyaç arasından en fazla, sosyal bütünleştirici ihtiyaçlar, bilişsel ihtiyaçlar için kullandığı sonucuna ulaşmıştır. Smock, Ellison, Lampe, ve Wohn (2011), Facebook üzerinde yaptıkları araştırmada sosyal etkileşim, zaman geçirme, enformasyon paylaşımı, eğlence ve rahatlama kategorilerinin kullanım üzerinde etkili olduğu bulgusunu elde etmişlerdir. Chen (2011:759) ise, Twitter kullanıcılarını konu alarak yaptığı araştırmada Twitter’ı yoğun kullanan kullanıcılar ile ‘bağlantılılık’ motivasyonu arasında orta düzeyde pozitif bir korelasyon bulunduğunu ortaya çıkarmıştır (r = .63, p < .01)

Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Üzerine Türkiye’den Medya Araştırmaları

Kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde medyayı Türkiye üzerinden inceleyen araştırmalar, dış kaynaklı çalışmalar kadar çok ve çeşitli olmasa da bir çok başarılı çalışmaya rastlamak mümkündür. Türkiye’de kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde yapılan medya araştırmaları arasında Kırhan (2007), tematik televizyon kanallarını incelediği araştırmasında, kesintisiz yayın, temalara duyulan özel ilgi, diğer kanalların içerik boşluğu, sosyal çevre etkisi ve genel kanallardaki içerik kirliliği gibi faktörlerin, kullanım üzerinde etkili olduğunu sonucuna ulaşmıştır. Bayram (2008) tarafından gerçekleştirilen “Gazete okurlarının okuma motivasyonları ve doyumları üzerine bir kullanımlar ve doyumlar araştırması” adlı çalışmada dört temel motivasyon ve doyum; enformasyon

edinme, eğlence, boş zaman değerlendirme ve kendini gerçekleştirme belirlenmiştir.

Araştırma bulguları, gazete okuyucularının temel motivasyonunun enformasyon edinme olduğunu göstermiştir.

Küçükkurt, Hazar, Çetin ve Topbaş (2009: 49) tarafından gerçekleştirilen “Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Perspektifinden Üniversite Öğrencilerinin Medyaya Bakışı” adlı çalışma, interneti de kapsayarak, üniversite gençlerinin genel internet kullanımını kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinde değerlendirmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen veriye göre, medya öncelikle duygusal ihtiyaçları (% 35.2), bilişsel ihtiyaçları (% 34.81), gerçeklerden kaçış ihtiyaçları (% 30.91), sosyal bütünleşme ihtiyaçları (% 28.8) ve son olarak da kişisel bütünleşme ihtiyaçları (% 28.13) doyurmaktadır. Ayhan ve Balcı ise (2009), temel olarak interneti incelemişler ve Kırgızistan’da üniversite öğrencilerinin hangi motivasyonlarla interneti kullandığı sorusuna cevap aramışlardır. Söz konusu çalışmalarında, üniversite öğrencilerinin internet kullanımında etkili olan dört faktörler önem sırasına göre; bilgilenme/etkileşim, sosyal kaçış, ekonomik fayda ve

eğlencedir. Bunun yanı sıra Balcı, Akar ve Ayhan (2010), Mart 2009 yerel seçimlerinde

insanların gazete okuma alışkanlıkları ve motivasyonlarını incelemişlerdir. Araştırma verileri seçim dönemlerinde insanları gazete okumaya yönelten ilk ve en önemli motivasyonun rehberlik olduğunu göstermiştir.

Akçay’ın (2011:147), sosyal medya kullanımından elde edilen doyumların neler olduğunu belirlemek amacıyla bir çalışma gerçekleştirmiştir. “Kullanımlar ve Doyumlar Kuramı Bağlamında Sosyal Medya Kullanımı: Gümüşhane Üniversitesi Üzerine bir

(10)

Araştırma” başlıklı çalışmada; akademik ve idari personel ile öğrencilerin sosyal medyayı kullanma sıklıklarını ve amaçlarını tespit etmeye ve onların sosyal medya sitelerini kullanarak elde ettikleri doyumları belirlemeye çalışmıştır. Araştırma sonuçlarına göre sosyal medya kullanımında etkili olan faktörler arasında, sosyal medya kullanımından elde edilen doyumu açıklayan birinci faktör sosyal çevre edinme / sosyalleşme, ikinci faktör ise eğlence / boş vakit geçirme olmuştur. Akyıldız ve Argan ise (2011) Facebook’un hangi kullanım ve doyumlar faktörleri ile kullanıldığını sorgulayan araştırmalarında; Facebook’u sosyal çevre edinme / sosyalleşme, eğlence / boş vakit geçirme, rahatlama / stresten uzaklaşma, bilgi edinme / hayatı tanıma olarak kullandıkları ortaya çıkmıştır.

Kullanımlar ve Doyumlar Açısından Sosyal Medya ve Facebook

Bugün sosyal medya olarak da adlandırılan yeni medya ortamının kullanıcılarının gereksinimlerini çok daha etkin bir biçimde karşıladığı gözlenmektedir. Sosyal medya platformlarının sunduğu görüntülü, sesli, paylaşımcı olanaklar ile bugün insanlar gereksinimlerini konvansiyonel medyadan çok daha etkin bir biçimde karşılayabilmektedirler (Güngör, 2011: 110).

1990’lı yılların sonlarına doğru ortaya çıkmaya başlayan sosyal ağlar, bünyesinde birçok değişik türde çevrimiçi topluluk barındıran web siteleridir. İlk çıkışları kişisel etkileşimleri artırmak amacıyla olan bu ortamlarda her kullanıcı, kendi ağlarını yaratarak kendi etkileşimlerini yönetmişlerdir (Alikılıç, 2011: 35).

Sosyal paylaşım siteleri bireylerin halka açık veya yarı halka açık olarak profillerini kayıtlı bir sistemde oluşturmalarını, bir bağlantıyı paylaştıkları, diğer kullanıcıların listesini göstermesini ve sistem içerisinde bulunan kişilerin ilişki listelerini de görmeyi sağlayan, çevrimiçi topluluklardaki insanların beğenilerini, aktivitelerini paylaştıkları ve ağ üzerinden birbirlerine mesaj, e-posta, tartışma grupları, video, sesli sohbet, dosya paylaşımı yaptıkları sitelerdir. Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların amaçlarından biri yüz yüze olarak seyrek görüştükleri ya da uzun zamandır görüşmedikleri kişileri sosyal ağlarına katmaktır (Boyd ve Ellison, 2007).

Küresel ölçekte en çok kullanıcı sayısına sahip sosyal paylaşım sitelerinden biri olan Facebook, Türkiye’de de özellikle gençler arasında en çok tercih edilen sosyal ağdır (Socialbakers, 2012). Bugünün internet ortamında insanlar çevrimdışı ortamları Facebook üzerinde paylaşarak çevrimiçi ortam haline çevirmişler ve yeni kamusal alanlar yaratmışlardır. Bunun yansıra Facebook insanlara heyecanlarını tatmin etme, çeşitli etkinliklere katılma, sosyalleşme, eğlenme, eski bağları güçlendirme ve çevresini gözetleme olanağı da tanımaktadır.

Facebook’un kullanıcı ara yüzü içinde yüzlerce uygulama bulunmaktadır. Özellikle üniversite gençliğinin Facebook uygulamalarını sıklıkla kullandıkları gözlemlenmektedir (Socialbakers, 2012).

(11)

Facebook Uygulamaları

Bugün sosyal ağlar, iletişim ve etkileşim kavramlarını yeniden tanımlamaya ve şekillendirmeye yardımcı olmaktadır. Bunu yaparken de yeni medya teknolojilerinin sunduğu birbirinden ilginç uygulamaları kullanmaktadırlar. Her gün yeni uygulamalar üretilmekte ve bu uygulamalar kullanıcılar tarafından sosyal ağlarda kullanılmaktadır. Sosyal ağ kullanıcıları hem kendi ağ üyeleri ile hem de kendi ağ üyelerinin ağlarıyla, bu uygulamaları indirerek iletişimde ve etkileşimde bulunmaktadırlar.

Sosyal ağlarda bulunan, sayfa içerisinde çalışan ve kullanıcıların pek çok amaç için kullandığı arayüz yazılımları ve programlar sosyal ağ uygulamaları olarak tanımlanmaktadır.

Socialbakers (2012) verilerine göre Türkiye’de en fazla kullanılan sosyal ağ olan Facebook, pek çok uygulamayı bünyesinde barındırmaktadır. Facebook içerisinde bulunan uygulamalar tüketicilere birtakım faydalar sunmaktadır. Uygulamalar, bir izin sistemi kapsamında kabul edilmekte ve çalışmaktadır. Facebook kullanıcısının, kullanmak istediği uygulama sayfasını açtığında, karşısına çıkan izin penceresinde bulunan yönergeleri okuyarak bu maddeleri kabul etmesi gerekmektedir. Bu pencerede, kullanıcının kişisel bilgilerine erişim izin isteği ve bir takım pazarlama çalışmalarına izin verip vermediği sorulmakta, bu şartları kabul eden kullanıcının uygulamayı kullanmasına izin verilmektedir. Facebook uygulamaları için temel olarak üç tip izin isteği bulunmaktadır (Facebook, 2011);

• Temel bilgilere ulaşma isteği (Ad, profil resmi, cinsiyet, ağlar, kullanıcı kimliği, arkadaş listesi, ve herkesle paylaşılan diğer her tür bilgiyi içerir)

• E-posta gönderim izni (Uygulama sahibi firmanın, kullanıcının e-posta adresine doğrudan posta gönderme izni isteği)

• Duvara yazma izin isteği (Uygulama sahibi firmanın kullanıcının duvarına durum mesajları, notlar, fotoğraflar ve videolar gönderme izin isteği)

Uygulama isteği penceresinde yukarıda bahsedilen izin türlerinden biri veya birkaçı aynı anda yer alabilmektedir. Kullanıcı, bu maddeleri kabul ederek “izin ver” butonuna tıkladığı takdirde uygulamayı kullanabilmektedir. Bu maddeleri kabul etmediği ve “uygulamadan ayrıl” butonunu tıkladığında ise uygulamayı kullanmasına izin verilmemektedir.

Facebook içerisinde pek çok sayıda uygulama bulunmaktadır ve her birinin sunduğu özellik birbirinden farklıdır. Bu nedenle farklı amaçlar için farklı uygulamalar kullanılmaktadır. Temel olarak uygulama kategorileri aşağıda görüldüğü şekilde sıralanmaktadır (Facebook, 2011):

• İş • Eğitim • Eğlence

(12)

• Arkadaşlar ve Aile • Oyunlar • Sadece Eğlence • Yaşam Tarzı • Spor • Yardımcı Uygulamalar Yöntem

Araştırmanın Amacı ve Kapsamı

Katz (1959) “medya insanlara ne yapıyor” sorusundan çok, “insanlar medya ile ne yapıyor?” sorusuna odaklanmıştır. Katz’ın medyanın etkileri konusunda medyadan ziyade izleyiciye odaklanan bu yaklaşımı, izleyicinin bilişsel sürecine de, farklı kullanım amaçları ve doyum motivasyonlarına da vurgu yapmaktadır. Ayrıca bu yaklaşım, tüketicilerin medyayı, belirli ihtiyaçlarına göre tükettiklerini de ileri sürmektedir. Dolayısıyla bu çalışma İzmir Yaşar Üniversitesi öğrencileri Facebook ve Facebook uygulamaları ile ne yapıyor sorusuna cevap aramak amacını taşımaktadır. Bu amaca ek olarak öğrencilerin Facebook uygulamaları hakkındaki algı ve tutumlarını da öğrenmek amaçlanmıştır.

Bir diğer deyişle, bu araştırmada; Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin Facebook uygulamalarını hangi motivasyonlarla kullandığını, en çok hangi uygulamaları neden tercih ettiklerini ve bu uygulamalar hakkındaki tutum ve görüşlerini ölçmek amaçlanmıştır. Araştırma tasarlanırken dünya genelinde yapılan benzer araştırmalar (Greenberg (1974), Sherry, vd. (2006), Charney ve Greenberg (2001), Frogger (2009), Ferguson ve Perse (2000), Parker ve Plank (2000), Ruggerio (2000)) tarafından kullanılan kullanım ve doyum faktörleri saptanmış, daha sonra gençler tarafından en çok tercih edilen sosyal ağlar arasında başı çeken Facebook’un (Socialbakers, 2012) ve Facebook uygulamalarının hangi kullanımlar ve doyum nedenleri ile kullanıldığı incelenmiştir.

Araştırma Soruları

Araştırma, elde edilen betimleyici verilerin değerlendirilmesi için aşağıdaki araştırma sorularını cevaplamayı ve değişkenler arasındaki ilişkilerin ortaya konması için aşağıdaki hipotezleri sınamayı amaçlamaktadır.

Araştırma Sorusu 1. Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin Facebook uygulamalarını

kullanım ve doyum nedenleri nelerdir?

H1 Üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile cinsiyet arasında

(13)

H2 Üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile yaş arasında anlamlı istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırma Sorusu 2. Yaşar Üniversitesi öğrencileri en fazla hangi tür uygulamaları

kullanmaktadır?

Araştırma Sorusu 3. Facebook’ta geçirilen zaman miktarı ile kullanılan uygulama

sayısı ve türü arasında nasıl bir ilişki vardır?

Araştırma Sorusu 4. Yaşar Üniversitesi öğrencileri Facebook uygulamaları

aracılığı ile bilgilerine erişilmesi konusunda ne düşünmektedir?

H3 Üniversite öğrencilerinin kullandıkları uygulama türü ve uygulamalara izin verme tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırma Sorusu 5. Yaşar Üniversitesi öğrencileri ne tür uygulamalara izin

vermektedir?

Nüfus ve Örneklem

Araştırmanın ana nüfusunu İzmir Yaşar Üniversitesi’ndeki üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Bu nüfustan örneklem çıkarma amacıyla, erişilebilir araştırma nüfusu belirlenmiştir. Örneklem, Yaşar Üniversitesi Öğrenci İşleri Müdürlüğü’nden, araştırmanın gerçekleştirildiği tarihler arasında alınan evren içinden (5350 öğrenci), olasılıklı olmayan (yargısal) örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Örneklem belirlenmesinde ise uygun örnekleme (convenience sampling) yöntemi kullanılmıştır. Uygun örnekleme, yakın çevrede bulunan, ulaşılması kolay ve araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyen bireyler üzerinde yapılan örnekleme yöntemidir (Erkuş, 2009: 98). Uygun örnekleme yöntemine göre belirlenen örneklem grubu 2011-2012 öğretim yılında Yaşar Üniversitesi’ndeki lisans programlarında öğrenim görmekte olan öğrencilerden oluşmaktadır. Cevaplanan ve geçerli sayılan anketlerin sayısı 406’dır (n=406).

Yöntem ve Verilerin Toplanması

Araştırma tasarımı sırasında, verilerin toplanması hususuna karar verilirken, araştırma soruları, kullanılacak tekniği belirlemede önemli ölçüde yardımcı olmuştur. Veri toplamaya karar verilirken, daha önceden geliştirilmiş, geçerliliği ve güvenilirliği belirlenmiş ölçekler kullanılmıştır. Facebook kullanan Yaşar Üniversitesi öğrencilerine yöneltilen anket soruları ve kategorileri; Greenberg ‘in (1974) klasik kullanım ve doyumlar araştırması, Sherry, vd. (2006), Charney ve Greenberg (2001), ve Frogger (2009)’in araştırmalarından yararlanılarak hazırlanmıştır. Frogger’in (2009) araştırmasında oluşturduğu kullanım ve doyumlar kategorilerinden “cinsel çekicilik” ve “toplumsal kıyas/karşılaştırma” Facebook uygulamalarının incelenmesine uygun olmadığı için dışarıda bırakılmıştır ve “kaçış” kategorisi eklenmiştir. Bu kategori, rahatlama/kaçış olarak Ferguson ve Perse (2000), Parker ve Plank (2000), Ruggerio (2000) tarafından gerçekleştirilen araştırmalarında da kullanılmıştır.

(14)

Anket formu 57 sorudan oluşmaktadır. İlk 2 soru Facebook kullanıcısı gençlerin demografik özelliklerinin belirlenmesine yöneliktir. Demografik bilgiler bu kısımda fazla detaylı tutulmamıştır. Bunun en önemli sebebi örneklemin üniversite öğrencilerinden oluşmasından dolayı meslek ve gelir dağılımına dair sorgulama araştırma kapsamına alınmamıştır. Diğer 2 soru Facebook kullanım miktarının öğrenilmesi, 36 soru Facebook uygulamalarının kullanım ve doyumlar kuramı çerçevesinde hangi amaçlar için kullanıldığının değerlendirilmesini, 1 soru üniversite öğrencilerinin kaç Facebook uygulaması kullandığını, 9 soru ne tür Facebook uygulaması kullandıklarını, son 7 soru ise öğrencilerin Facebook uygulamaları hakkındaki tutumlarını öğrenmeyi amaçlamaktadır.

Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin yaşlarının, Facebook ve Facebook uygulamaları kullanım miktarlarının, kaç tip Facebook uygulaması kullandıklarının öğrenilmesi için açık uçlu sorular, cinsiyetinin öğrenilmesi için nominal ölçek, Facebook uygulamalarının kullanım ve doyumlar kuramı çerçevesinde hangi amaçlar için kullanıldığını ölçmeyi amaçlayan 26 soru, ne tür uygulamaları kullandıklarını öğrenmeyi amaçlayan diğer sorular için 5’li Likert ölçek (1- Hiç Katılmıyorum, 2-Katılmıyorum, 3-Ne katılıyorum Ne Katılmıyorum, 4- Katılıyorum, 5- Tamamen Katılıyorum) kullanılmıştır.

Araştırma sonuçları, SPSS 15.0 istatistik paket programında değerlendirilmiştir.

Analizlerde güvenilirlik analizi, sayı yüzde dağılımı, ortalama, korelasyon testi kullanılmıştır.

Araştırma sonuçlarının değerlendirilmesinde; nominal ölçekte hazırlanan sorular için frekans dağılımı ve yüzdeleri, Likert ölçekte hazırlanan sorular için aritmetik ortalama ve standart sapmaları hesaplanmıştır. Ankette kullanılan ölçeğe uygulanan güvenilirlik analizinin sonucunda bulunan alpha katsayısı, ölçeğin güvenilir olduğunu göstermektedir (α = .872).

Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırmanın sınırlılıkları arasında maliyet ve zamanlama bulunmaktadır. Maliyet kısıtı, araştırmanın sadece Yaşar Üniversitesi öğrencileri üzerinde yapılmasını mümkün kılmıştır. Araştırmanın İzmir ve civarındaki diğer üniversitelerin final dönemlerine rastlaması sebebiyle oluşan zaman darlığı, araştırmanın sadece Yaşar Üniversitesi öğrencilerine yapılmasını zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla araştırmada olasılıklı olmayan uygun örnekleme yöntemi kullanıldığından, elde edilen sonuçlar genellenemez. Ancak belirli bir şehrin belirli bir üniversitesi öğrencilerinin Facebook ve uygulamalarındaki kullanım ve doyumlar motivasyonlarını öğrenmek açısından anlamlıdır.

Bulgular ve Değerlendirme

Türkiye’de sosyal medya platformlarından Facebook her yaş ve kitleden kolay kabul görmüş ve aktif kullanıcı sayısı ile en çok kullanılan sosyal ağ hakine gelmiştir. Facebook’un bu kadar popüler olması sebepleri arasında, Youtube, Flickr, Twitter vb. sosyal ağlarda pek rastlanılmayan uygulamalara sıklıkla yer vermesi de gelmektedir. Socialbakers’dan (2012) alınan verilere bakıldığında özellikle liseli ve üniversiteli gençler

(15)

Tablo 1. Cinsiyet Cinsiyet Sıklık Geçerli Yüzde

Kadın 214 52,7

Erkek 192 47,3

Toplam 406 100,0

İzmir Yaşar Üniversitesi öğrencileri arasında yapılan bu araştırmaya katılan öğrencilerin (N= 406) % 52,7’si kadın (N= 214), % 47,3’ü (N= 192) ise erkeklerden oluşmaktadır. Bu tabloda görülebileceği gibi, araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet dağılımlarının homojen olduğu söylenebilir.

Tablo 2. Yaş Dağılımı Yaş

Grupları Sıklık Geçerli Yüzde

15-19 23 5,7

20-24 341 84,0

25-29 42 10,3

Toplam 406 100,0

Yaş Ortalaması (Mean) = 22,19 En Düşük Yaş = 18 En Yüksek Yaş = 29

Anketi cevaplayan öğrencilerin yaşları en küçük 18, en büyük 29’dur. Örneklem kütlesindeki cinsiyet ve yaş dağılımlarını ortaya koyan Tablo 1 ve Tablo 2’ye bakıldığında, katılımcıların %5,7’i 15-19 yaş, %10,3’ü 25-29 yaş, %84’ü de 20-24 yaş aralığındadır. En düşük yaş 18 ve en yüksek yaş 29 iken yaş ortalaması 22,19’dur. Tablo 1’de yer alan yaş dağılımı özetlendiğinde Yaşar Üniversitesi’nde öğretim gören öğrencilerin ağırlıklı olarak 20-24 yaş arasında olduğunu söylemek mümkündür.

5 adet araştırma sorusundan yola çıkılarak betimleyici veriler değerlendirilmiş ve değişkenler arasındaki ilişkilerin ortaya konması için de 3 hipotez sınanmıştır.

Araştırma Sorusu 1. Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin Facebook uygulamalarını

(16)

Tablo 3. Facebook Kullanım ve Doyum Nedenleri Cinsiyet Zevkli Vakit Geçirme Günlük Hayatın Stresinden Kaçış Temel Faydalar Mecra Amaçlı Kullanım Eski Bağları Tekrar Kurmak / Güçlendirmek Bağlantı-lılık / Karşılıklı Bağlantı Toplumsal Enfor-masyon Pazar Ortamı Kadın Ortalama 3,34 3,05 3,46 2,77 3,63 2,74 2,69 2,14 Standart Sapma ,988 ,982 ,922 ,951 1,008 1,127 ,924 1,047 Erkek Ortalama 3,24 3,03 3,33 2,73 3,50 2,79 2,75 1,97 Standart Sapma 1,100 1,071 1,007 ,942 1,007 1,016 ,849 1,002 Toplam Ortalama 3,30 3,04 3,40 2,75 3,57 2,76 2,72 2,06 Standart Sapma 1,042 1,024 ,964 ,946 1,008 1,075 ,889 1,028

Facebook kullanım ve doyum faktörleri arasında, “eski bağları tekrar kurmak, güçlendirmek” nedeninin hem kadınlarda hem de erkeklerde en yüksek orana sahip olduğu görülmektedir. Bunun ardından, “temel faydalar” için kullanım oranı ikinci, “zevkli vakit geçirme” için kullanım oranı ise üçüncü sırada yer almaktadır.

H1 Üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile cinsiyet arasında

istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

Tablo 4. Cinsiyete Göre Kullanımlar ve Doyumlar Faktörlerine İlişkin Tek Yönlü Varyans (Anova) Analizi Sonuçları

Faktörler Varyansın Kaynağı F P

Zevkli Vakit Geçirme Gruplararası ,921 ,338

Günlük Hayatın Stresinden Kaçış Gruplararası ,045 ,831

Temel Faydalar Gruplararası 2,047 ,153

Mecra Amaçlı Kullanım Gruplararası ,158 ,691

Eski Bağları Tekrar Kurmak / Güçlendirmek Gruplararası 1,748 ,187 Bağlantılılık / Karşılıklı Bağlantı Gruplararası ,260 ,611

Toplumsal Enformasyon Gruplararası ,581 ,446

Pazar Ortamı Gruplararası 2,689 ,102

Kullanımlar ve doyumlar faktörleri ile cinsiyet, tek yönlü varyans (one way anova) yöntemiyle değerlendirildiğinde; günlük hayatın stresinden kaçış, zevkli vakit geçirme, temel faydalar, eski bağları tekrar kurmak/güçlendirmek, toplumsal enformasyon, pazar

(17)

istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0.05). Dolayısıyla “üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile cinsiyet arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır” yönündeki birinci araştırma hipotezi doğrulanmamıştır. Buradan yola çıkarak üniversite öğrencilerinin Facebook’u kullanma motivasyonlarının cinsiyete göre değişmediği söylenebilir.

H2 Üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile yaş arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

Tablo 5. Facebook Kullanım ve Doyum Faktöleri ile Yaş Arasındaki İlişki Yaş Zevkli Vakit

Geçirme Günlük Hayatın stresinden Kaçış Temel Faydalar Mecra Amaçlı Kullanım Eski Bağları Tekrar Kurmak/ Güçlendir-mek Bağlantılılık /Karşılıklı Bağlantı Toplumsal

Enformasyon OrtamıPazar

Yaş Korelasyon Katsayısı 1,000 ,034 ,115(*) -,071 -,039 -,180(**) -,027 ,017 -,005

. ,495 ,021 ,154 ,438 ,000 ,585 ,738 ,915

N 406 406 406 406 406 406 406 406 406

**Korelasyon 0.01 düzeyinde anlamlıdır. *Korelasyon 0.05 düzeyinde anlamlıdır.

Facebook kullanım ve doyum nedenleri ile yaş arasındaki ilişki tablosu incelendiğinde, aralarında belirgin bir korelasyon olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, yaş ve ‘günlük hayatın stresinden kaçış’ kullanım nedeni arasında düşük bir korelasyona rastlanmıştır, r=.115, p<.05. Yaş ve ‘eski bağları tekrar kurmak-güçlendirmek’ kullanım nedeni arasında da, düşük ve negatif bir korelasyon gözlenmiştir, r= -.180, p< .01. Dolayısıyla “üniversite öğrencilerinin kullanım ve doyum faktörleri ile yaş arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır” yönündeki ikinci hipotez de doğrulanmamıştır.

Araştırma Sorusu 2. Yaşar Üniversitesi öğrencileri Facebook’ta en çok hangi tür

uygulamaları tercih etmektedir?

Tablo 6. Kullanılan Uygulama Türleri Cinsiyet

Uygulama Türü İş Uyg. Eğitim Uyg. Eğlence Uyg. Arkadaş - Aile

Uyg. Oyun Uyg. Boş Zaman Uyg. Spor

Uyg. Yardımcı Uyg. Tarzı Uyg.Yaşam

Kadın Ortalama 2,27 2,88 3,23 3,19 2,74 2,69 2,30 2,82 2,89

Sıklık 214 214 214 214 214 214 214 214 214

Standart Sapma 1,178 1,122 1,125 1,172 1,277 1,314 1,200 1,175 1,232

(18)

Kullanılan uygulama türlerini gösteren tablo incelendiğinde, kadın ve erkek öğrencilerin en çok eğlence uygulamalarını kullandığı gözlemlenirken, bunu kadınlarda

arkadaş ve aile uygulamaları, erkeklerde ise spor uygulamaları izlemektedir. Toplamda

ise sırasıyla en çok eğlence uygulamaları (M=3.19, SS=1.159), arkadaş-aile uygulamaları (M=3.04, SS= 1, 203) ve üçüncü sırada ise yaşam tarzı uygulamaları (M=2.88, SS=1.246) kullanılırken; uygulama türü kullanım oranı ile bağlantılı olarak en az kullanma oranı, her iki cinsiyet için de iş uygulamalarında (M=2,24, SS=1,169) gerçekleşmiştir.

Tablo 7. Facebook Uygulamaları Kullanım Oranının Cinsiyete Göre Dağılımı

Cinsiyet Kullanılan Uygulama Sayısı

5'den az 6 -10 arası 11-19 arası 20'den fazla Toplam

Kadın Sayı 124 47 19 14 204 Yüzde 60,8% 23,0% 9,3% 6,9% 100,0% Erkek Sayı 113 52 14 7 186 Yüzde 60,8% 28,0% 7,5% 3,8% 100,0% Toplam Sayı 237 99 33 21 390 Yüzde 60,8% 25,4% 8,5% 5,4% 100,0%

Facebook uygulamalarının kullanım sıklık ve oranları incelendiğinde, kullanıcıların %60,8 gibi büyük bir oranda en fazla 5 uygulama kullandıkları görülmektedir. 6 ile 10 arasında uygulama kullananların oranı %25,4’dür. Uygulama kullanım oranlarını cinsiyete göre dağılımda belirgin bir farklılığa rastlanmamıştır.

Araştırma Sorusu 3. Yaşar Üniversitesi öğrencileri Facebook’ta en çok hangi

uygulamalarda zaman geçirmektedir?

Tablo 8. Facebook’ta Harcanan Zamanın Uygulama Türüne Göre Dağılımı Facebook’ta Harcanan

Zaman

Uygulama Türü İş

Uyg. Eğitim Uyg. Eğlence Uyg.

Arkadaş - Aile Uyg. Oyun Uyg. Boş Zaman Uyg. Spor

Uyg. Yardımcı Uyg.

Yaşam Tarzı

Uyg.

1-4 saat arası Ortalama 2,20 2,79 3,19 3,00 2,55 2,49 2,51 2,76 2,77

Sıklık 268 268 268 268 268 268 267 268 268

Standart Sapma 1,169 1,157 1,146 1,210 1,287 1,219 1,281 1,235 1,254

5-10 saat arası Ortalama 2,25 2,67 3,10 3,01 2,99 2,82 2,75 2,85 3,06

Sıklık 102 102 101 102 102 102 102 101 102

Standart Sapma 1,132 1,120 1,179 1,206 1,263 1,262 1,331 1,152 1,233 10 saat ve üstü OrtalamaSıklık 2,4134 2,9734 3,4734 3,4134 3,6234 3,6234 3,1534 3,1834 3,2434

Standart Sapma 1,209 1,000 1,161 1,076 1,280 1,349 1,480 1,086 1,046

(19)

Facebook’ta harcanan günlük zamanın uygulama türüne göre dağılımı incelendiğinde, 1-4 saat arası zaman harcayan kullanıcıların, en çok zamanı sırasıyla eğlence, arkadaş-aile

ve eğitim uygulamalarında harcadığı; 5-10 saat arası zaman harcayan kullanıcıların ise en

çok zamanı sırasıyla eğlence, yaşam tarzı, oyun uygulamalarına ayırdığı görülmektedir. 10 saat ve üzerinde harcanan zamanlarda, oyun uygulamaları ve boş zaman uygulamalarına aynı oranda zaman ayrılırken bunları arkadaş ve aile uygulamaları izlemektedir. Her kategoride en az zaman ayırılan uygulama iş uygulamaları olmuştur. Toplamda ise en çok zaman ayırılan uygulama türleri sırasıyla eğlence, arkadaş ve aile, yaşam tarzı uygulamaları olarak gözlemlenmektedir.

Tablo 9. Facebook’ta ve Facebook Uygulamalarında Geçirilen Zamanın Oranı Facebook’ta Geçirilen

Zaman Facebook Uygulamalarında Geçirilen Zaman Kullanım Süresi Geçerli Yüzde Geçerli Yüzde

1-4 saat arası 66,3% 83,5%

5-10 saat arası 25,2% 12,8%

10 saat ve üstü 8,4% 3,6%

Toplam 100,0% 100,0%

Facebook’ta ve Facebook uygulamalarında geçirilen zamanın oranları incelendiğinde, kullanıcıların %66,3’lük ağırlıklı bir yüzdeyle hem Facebook’ta hem de Facebook uygulamalarında 1 ile 4 saat arasında zaman geçirdiği görülmektedir.

Tablo 10. Facebook’ta ve Facebook Uygulamalarında Geçirilen Zaman Arasındaki İlişki Facebook’ta Geçirilen Za-man Facebook Uygulamalarında Geçirilen Zaman Facebook’ta Geçirilen Zaman Korelasyon Katsayısı 1,000 ,744 (**) Sig. (2-tailed) . ,000 N 405 397

**Korelasyon 0.01 düzeyinde anlamlıdır.

Facebook’ta ve Facebook uygulamalarında geçirilen zaman arasındaki ilişki incelendiğinde, aralarında kuvvetli bir korelasyon olduğu görülmektedir, r=.744, p<.01. Tablo 9 ile birlikte ele alındığında bu durum, kullanıcıların Facebook’ta geçirdikleri zaman arttıkça, Facebook uygulamalarında geçirdiklerini sürenin de arttığı şeklinde yorumlanabilir.

(20)

Araştırma Sorusu 4. Yaşar Üniversitesi öğrencileri ne tür uygulamalara izin

vermektedir?

Tablo 11. İzin İsteme Türüne Göre İzin Verme Oranı

Şahsi bilgilerime erişmeyi isteyen uygulamalara izin veriyorum

İleride tanıtım amaçlı e-mail gönderme izni isteyen uygulamalara izin veriyorum

Duvarıma durum mesajları, notlar, fotoğraflar ve videolar gönder-ebilmek için izin isteyen uygula-malara izin veriyorum.

Ortalama 2,29 2,33 2,51

Standart Sapma 1,217 1,193 1,338

Kullanıcıların, Facebook uygulamalarının kendilerinden istediği izinlere yönelik eğilimlerini verdiğini açıklayan Tablo 11’deki veriler incelendiğinde, kullanıcıların en çok Facebook duvarına içerik göndermek isteyen uygulamalara izin verdiği görülmektedir, (M=2.51, SS=1.338). En düşük izin verme oranı ise şahsi bilgilere erişim isteyen uygulamalarda gerçekleşmektedir, (M=2.29, SS=1,217).

H3 Üniversite öğrencilerinin kullandıkları uygulama türü ve uygulamalara izin verme tutumları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.

Tablo 12. Facebook Uygulamalarının Kullanım Sıklığı ile İzin Verme Davranışına Yönelik Tutumlar Arasındaki İlişki

İş Uyg. Eğitim Uyg. Eğlence Uyg. Arkadaş ve Aile Uyg. Oyun Uyg. Boş Za-man Uyg. Spor

Uyg. Yardımcı Uyg.

Yaşam Tarzı Uyg. Temel bilgilere erişimden rahatsız olma Korelasyon Katsayısı -,009 ,171(**) ,156(**) ,173(**) ,005 ,093 ,031 ,125(*) ,003 ,849 ,001 ,002 ,000 ,915 ,061 ,533 ,012 ,949 N 405 405 404 405 405 405 404 404 405 Maillerden ve izin isteklerinden rahatsız olma Korelasyon Katsayısı ,015 ,108(*) ,106(*) ,132(**) ,027 ,074 ,097 ,063 ,002 ,769 ,030 ,034 ,008 ,588 ,139 ,051 ,207 ,960 N 406 406 405 406 406 406 405 405 406 Duvara gönnder-ilenlerden rahatsız olma Korelasyon Katsayısı ,053 ,116(*) -,013 ,068 ,023 ,039 ,027 ,075 -,006 ,283 ,020 ,792 ,174 ,638 ,429 ,589 ,131 ,900 N 406 406 405 406 406 406 405 405 406

**Korelasyon 0.01 düzeyinde anlamlıdır. *Korelasyon 0.05 düzeyinde anlamlıdır. Tablo 13’de, çeşitli türlerdeki Facebook uygulamalarının kullanım sıklığı ile izin verme oranları arasındaki ilişki gösterilmektedir. Tabloya göre; eğitim (r=.171, p<.01),

(21)

gösteren, düşük de olsa istatistiki olarak anlamlı bir pozitif korelasyon saptanmıştır. Dolayısıyla “üniversite öğrencilerinin kullandıkları uygulama türü ve uygulamalara izin verme tutumları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır” yönündeki hipotez kısmen doğrulanmıştır.

Araştırma Sorusu 5. Yaşar Üniversitesi öğrencileri Facebook uygulamaları

aracılığı ile bilgilerine erişilmesi konusunda ne düşünmektedir?

Tablo 13. Yaşar Üniversitesi Öğrencilerinin Facebook Uygulamaları Aracılığı ile Bilgilerine Erişilmesi Konusundaki Tutumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı

Cinsiyet Temel Bilgilere Erişimden Rahatsız Olma

E-posta Gönderilebilmesi İçin Yapılan İsteklerinden Rahatsız Olma

Facebook Duvarına du-rum mesajları, notlar, fotoğraflar ve vide-olar gönderilmesinden rahatsız olma Kadın Ortalama 3,36 3,07 3,07 N 214 214 214 Standart Sapma 1,400 1,305 1,429 Erkek Ortalama 3,15 3,11 2,97 N 191 192 192 Standart Sapma 1,463 1,300 1,332 Toplam Ortalama 3,26 3,09 3,03 N 405 406 406 Standart Sapma 1,432 1,301 1,383

Kullanıcıların Facebook uygulamaları aracılığı ile bilgilerine erişilmesi konusundaki tutumları incelendiğinde, en çok ad, profil resmi, cinsiyet, arkadaş listesi gibi kullanıcı kimliğini temsil eden temel bilgilere erişimden rahatsız oldukları görülmektedir, (M=3.36, SS=1.400). Bu durumu, e-posta gönderilebilmesi için yapılan isteklerden rahatsız olma ve Facebook duvarına içerik gönderilmesinden rahatsız olma tutumu izlemektedir. Tablo cinsiyete dayalı olarak değerlendirildiğinde, cinsiyetler arasında tutum farklılığının az olduğu söylenebilmektedir.

İzin verme oranlarının ortaya konduğu Tablo 11 ile birlikte incelendiğinde ise, kullanıcıların rahatsız oldukları isteklerin türü ile izin verdikleri isteklerin türü arasında ters orantı olduğu ve tutarlılık gösterdiği gözlemlenmektedir. Bir diğer deyişle öğrencilerin rahatsız olma oranları arttıkça, izin verme oranları azalmıştır. Bu bulgu araştırma ölçeğinin de tutarlılığını göstermektedir.

Bulgular ve Tartışma

Araştırma bulgularında öncelikle, 406 öğrencinin (% 52,7 kadın, % 47,3 erkek) Facebook kullanım ve doyum nedenleri arasında, “eski bağları tekrar kurmak,

(22)

yüksek orana (M=3,57) sahip olduğu gözlenmiştir. Bunun ardından, “temel faydalar” ikinci (M=3,40), “zevkli vakit geçirme” ise üçüncü sırada (M=3,30) yer almaktadır. Bu çalışmada Frogger’ın (2009) yapmış olduğu çalışma ile benzer bulgular gözlenmiştir. Frogger’ın çalışmasında yalnızca birinci ve ikinci sıradaki motivasyonların yer değiştirdiği; birinci sırada temel faydalar, ikinci sırada da eski bağları güçlendirmek yer almıştır. Keza Akyıldız ve Argan’ın (2011) çalışmalarında “fotoğraf, video ve etkinlik takibi (Temel Faydalar)” birinci sırada, “şehirden uzak arkadaşlarla temas (Eski bağlar), ikinci sırada yer almış; “zevkli vakit geçirmek”, mevcut bulguyu destekleyerek üçüncü sırada yer almıştır. Her iki çalışmada birinci ve ikinci sıra yer değiştirmiş olmasına karşın, majör bir fark teşkil etmemektedir.

Park, Kee ve Valenzuela (2009) Facebook üzerine benzer bir çalışma gerçekleştirmişler ve bulguları sonucunda, Facebook kullanım ve doyum nedenleri arasında, “eski bağları tekrar kurmak, güçlendirmek” (sosyalleşme) nedeninin en yüksek çıktığı, bunun ardından da “zevkli vakit geçirme”(eğlence)nin ikinci sırada çıktığını paylaşmışlardır. İnternet ve sosyal ağlarla ilgili kullanım ve doyumlar faktörlerinin araştırılmasında, bir diğer çalışma da Akçay (2011) tarafından gerçekleştirilmiştir. Akçay da bulgularında Park, Kee ve Valenzuela (2009)’nın bulgularına benzer; “sosyal çevre edinme – sosyalleşme”yi birinci sırada, “eğlence-boş vakit geçirme” yi ikinci sırada, “rahatlama-stresten uzaklaşma” yı üçüncü sırada bulmuştur. Ray (2007) ise Park, Kee ve Valenzuela (2009)’dan ve Akçay’dan (2009) farklı olarak; sosyalleşme ihtiyaçlarını en son sırada bulmuştur. Ona göre kullanıcıların sosyal ağları, öncelikle eğlence sonra

gözetim ve oyalanma ihtiyaçları için kullandıkları sonucuna ulaşmıştır.

Küçükkurt vd.(2009) kullanımlar ve doyumlar kuramı perspektifinden üniversite öğrencilerinin medyaya bakışını ölçmek amacıyla yapmış oldukları çalışmada ise yukarıdaki bulgulardan daha farklı bir veriye ulaşmışlardır. Küçükkurt vd.’nin (2009) çalışma sonuçlarına göre, kullanım ve doyum faktörlerinden “duygusal ihtiyaçlar” (yeni arkadaşlıklar kurmak) birinci sıradadır. Mevcut çalışmada bu faktör, “Bağlantılılık- karşı bağlantılılık” faktörü içinde incelenmiştir. Ancak bu faktör söz konusu çalışmada beşinci sıradadır ( M = 2.76). Küçükkurt vd.’nin (2009) çalışmasında sırasıyla “bilişsel ihtiyaçlar (eğitim, bilgi toplama), ikinci sırada; “gerçeklerden kaçış (stresten kaçış)” üçüncü sırada yer almıştır. Mevcut çalışmada ise “Toplumsal enformasyon (bilişsel ihtiyaçlar)” 6. sırada (M = 2.75); “Günlük hayatın stresinden kaçış (gerçeklerden kaçış)” 4. sırada (M = 3.04) yer almıştır.

Araştırmanın önceki araştırmalardan farkı olarak Facebook uygulamalarına da yer vermesinden yola çıkarak, elde edilen bir diğer önemli bulgu da gençlerin bu uygulamaları ne oranda tercih ettiğidir. Araştırmaya katılan Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin yarısından fazlasının (% 60,8) en fazla beş uygulamayı kullandıkları gözlemlenmiştir. 6-10 arasında uygulama kullananların oranı da (% 25) küçümsenmeyecek bir orandır. Facebook uygulamalarının kullanım oranlarına bakıldığında da, eğlence uygulamalarının (M=3.19) en yüksek oranda kullanılan uygulama türü olduğu gözlemlenmektedir. İkinci sırada, arkadaş ve aile uygulamaları M=3.04) yer almakta, üçüncü sırada ise yaşam tarzı uygulamaları (M=2.88) saptanmıştır. Yazın araştırması sırasında, Facebook uygulamaları

(23)

bulguların önceki çalışmalarla ilişkilendirilmesi söz konusu olamamıştır.

Araştırma sonucunda Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun (% 66) gün içinde Facebook’ta 1 – 4 saat arasında zaman geçirdikleri saptanmıştır. Ancak araştırmada, Facebook üzerinde geçirilen zaman ile Facebook uygulamalarında geçirilen zaman arasındaki ilişki incelendiğinde, aralarında kuvvetli bir korelasyon olduğu görülmüştür (r=.744, p<.01). Bu durum, yukarıda Tablo 9’da da görülebileceği gibi, kullanıcıların Facebook’ta geçirdikleri zaman arttıkça, Facebook uygulamalarında geçirdiklerini sürenin de arttığı şeklinde yorumlanabilir. Hatta üniversite öğrencilerinin bu uygulamaları kullanmak için Facebook’a girdikleri de sonuçlar ışığında gözlemlenebilir.

Facebook’ta harcanan günlük zamanın uygulama türüne göre dağılımı incelendiğinde, 1-4 saat arası zaman harcayan kullanıcıların, en çok zamanı sırasıyla

eğlence, arkadaş-aile ve eğitim uygulamalarında geçirdiği; 5-10 saat arası zaman harcayan

kullanıcıların ise en çok zamanı sırasıyla eğlence, yaşam tarzı, oyun uygulamalarında geçirdiği görülmektedir. Her kategoride en az zaman ayırılan uygulama iş uygulamaları olması da anlamlıdır.

Bir diğer bulgu da, kullanıcıların en çok Facebook duvarına içerik göndermek isteyen uygulamalara izin verdiği görülmüştür (M=2.51). En düşük izin verme oranı ise şahsi bilgilere erişim isteyen uygulamalarda gerçekleşmektedir (M=2.29). Buradan yola çıkarak, Yaşar Üniversitesi’nde okuyan üniversite öğrencilerinin şahsi bilgilere erişim isteyen uygulamalar konusunda olumsuz tutumları olduğu söylenebilir.

Öğrencilerin Facebook uygulamaları aracılığı ile bilgilerine erişilmesi konusundaki tutumları incelendiğinde, en çok ad, profil resmi, cinsiyet, arkadaş listesi gibi kullanıcı kimliğini temsil eden temel bilgilere erişimden rahatsız oldukları görülmüştür (M=3.36). Bu durumu, e-posta gönderilebilmesi için yapılan isteklerden rahatsız olma ve Facebook duvarına içerik gönderilmesinden rahatsız olma tutumu izlemiştir. Araştırma bulguları cinsiyete dayalı olarak incelendiğinde, cinsiyetler arasında tutum farklılığının az olduğu görülmüştür. Örneğin, Facebook kullanım ve doyum nedenlerinin cinsiyete göre dağılımı (Tablo 2), kullanılan uygulama türleri (Tablo 7) ve katılımcıların Facebook uygulamaları aracılığı ile bilgilerine erişilmesi konusundaki tutumları (Tablo 14) ile ilgili verilere bakıldığında cinsiyetler arasında istatiksel olarak anlamlı bir tutum farklılığı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Konuyla bağlantılı bir diğer bulgu da, öğrencilerin rahatsız olma oranları arttıkça, izin verme oranlarının azalmış olduğudur.

Bu çalışmada önceki çalışmalarda araştırma kapsamına alınmamış olan, Facebook uygulamalarıyla ilgili üniversite öğrencilerinin kanaat ve tutumları hakkındaki bulgulara dikkat çekilmiştir. Ancak bu çalışma yukarıda da değinildiği gibi sadece İzmir Yaşar Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerle sınırlıdır. Ancak üniversite öğrencilerinin Facebook uygulamalarını tercih etmelerini kullanımlar ve doyumlar kuramı çerçevesinden incelemesi açısından anlamlıdır. Bu çalışmanın ileriki zamanlarda İzmir’deki diğer üniversitelerin öğrencilerini de kapsamına alarak geliştirilmesi hem daha geniş veri elde edilmesine hem de karşılaştırma yapılabilmesine imkan tanıyacaktır. İlaveten şu da belirtilmelidir ki Facebook sosyal medya platformlarından sadece bir tanesidir. Üniversite öğrencilerinin diğer sosyal medya platformlarını ve o ortamlarda kullanılan diğer uygulamaları neden ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu bakımdan, Castells’in (2008) de vurguladığı gibi bir ağ toplumu meydana gelmiş ve bireyler bu ağ toplumunda yeni bir alan inşa etmişlerdir. Korelasyon

Tablo 162’ye göre boş hipotezi rededilmiştir ve katılımcıların dijital oyun oynama süresine göre Twitch kullanımlarına ilişkin Benimle aynı oyun görüşüne

Sonuç olarak; Elit boksörlerde yapılan akut besinsel nitrat takviyesinin yorgunluk ve toparlanma düzeylerinde önemli bir etki göstermediği bununla birlikte anaerobic

tumorigenicity studies were performed using six different animal experimental protocols, which demonstrated that YGK was effective at inducing reversion of the tumorigenic

Applied Chemistry Journal of Hindawi www.hindawi.com Volume 2018 Hindawi www.hindawi.com Volume 2018 Biochemistry Research International Hindawi www.hindawi.com Volume 2018 Enzyme

Öğretmen algılarına göre duygusal zeka ile stratejik liderliğin politik uygulamalar, etik uygulamalar, yönetimsel uygulamalar ve dönüşümsel uygulamalar boyutu arasında

Bu çalışmada, Türk kültür ve devlet geleneğinde kadının yerini ta- rihsel ve sosyolojik bir süreç içerisinde; “Eski Türk Devlet Geleneğinde Kadın”, “İs-

posa atımının 0.5 gr; yük­ sek posalı diyetlerde ise bu oranların prstein atımı için 12.6 gram, karbonhidrat atımı için9.8 gram, yağ atımı için 6.1