• Sonuç bulunamadı

Yozgatlı Halk Şairi Nâzî Üzerine Filiz Kılıç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yozgatlı Halk Şairi Nâzî Üzerine Filiz Kılıç"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YozgatlI Halk Şairi Nâzı

Üzerine

Filiz KLIÇ

Y ozgat’ın geçmiş k ü ltü rel ve folklorik yapısını gün ışığına çıkarm ayı am aç edin­ miş b ir akadem isyen ve araştırm acı M . Öcal Oğuz. Bu şehrim izin k ü ltü rel yapısı üze­ rine yayınladığı çeşitli yazılariyle ve Y oz­

g a tlI şair H ü z n î’ye dair kitaplarıyle ta n ı­ dığım ız Oğuz’u n Y ozgatlı N â z î adlı çalış­ m ası da yayınlandı. G enel okuyucuya ulaş­ mayı hedefleyen transkrisiyonsuz b ir ne­ şir.

N âzî Y ozgat’ın yetiştirdiği değerlerden biri. Asıl adı M ustafa. T ra jik bir insan. D oğum undan kısa bir süre sonra babasını kaybederek k ad erin ilk sillesini yer. A ğ a­ beyinin him âyesinde iyi b ir tahsil görür, çok iyi derecede F arsça ve A rap ça öğrenir. Zekası, bilgisi ve yeteneği sayesinde geti­ rildiği orm an m em urluğu görevinden ki­ m ine göre çekem eyenlerin iftiraları kim i­ ne göre de devrin padişahı A bdülhâm id’e yazdığı bir hicviyeden dolayı ayrılm ak zo­ ru n d a kalır, ikinci darbe, oğlunu kaybe­ der, hayatı k ararır. Kısa b ir süre sonra da şiirlerinin pek çoğunun a n a tem asını oluş­ tu ran hastalığı o nu yer b itirir. Çok geç­ m eden geride gencecik b ir eş ve boynu bükük bir kız evlat b ıra k a ra k vefat eder. T ab ir câizse gözü arkada ölüm e yenik düş­ m üştür.

K itabın başındaki N â z î’n in portesine baktığım ızda yakışıklı b ir İstan b u l efendi­

sini görüyoruz. A raştırm acının ona dair yaptığı ru h î ve fizikî tasvirler bu görüşü­ m üzü doğrular m ahiyite. Şiirlerini o k uduk­ ça d a hassas bir insanla karşı karşıya ol­ duğum uz anlıyoruz. Bu açıklam aları niçm yaptık? Şairin N âzî m ahlasını alm ası k o n u ­ sunda bazı görüşler ileri sürülmüş. H epsi bir yana bence N âzî tam şairim ize uygun bir m ahlas. İsm iyle m üsem m â denir ya, N âzî de m ahlasıyla m üsemm â.

E d eb î yönüne gelince, N âzî’yi otuz üç yıllık kısacık öm rüne sığdırabildiği şiirle­ riyle tanım aya çalışıyoruz. Şiirlerinin önem ­ li b ir bölüm ünde hastalığından, hastanede yattığı günlerde çektiği gurbet ve yalnız­ lık acısından dert yanar. Bu duygu yoğun­ luğu o nu lirizm i kuvvetli bir şair yapm ış­ tır :

N âzî böyle imiş H ak’ta tecelli Bu dertler derûnum aldı temelli Yoktur bir âşinâm etsin teselli D ef olur mu dilden gam teranemiz

Şu beyitte de «aman doktor derdime bir çare» feryatlarım duyuyor, ister iste­ mez içim iz burkuluyor :

Doktor kerem et derdime imdadı yeîiştir Bir Hâlık’unız Hazret-i Mevlâyı seversen

Bu m ısralara bakıp onun b ü tü n şiir­ lerinin bövlesine iç karartıcı olduğunu da sanm ayın. İnsan şair olur da güzelden, sevgiliden ,aşktan bahsetm ez mi? Y akışıklı

(2)

bir genç olarak Yazgatlı genç kızların, yü­ reklerini hoplatan N âzî’nin şiirlerinde de bu tem alar işlenmiş. O ğuz’un deyim iyle N âzî bu tür şiirlerinde gelenekli edebiyat­ taki âşık-m aşuk-rakip m araziliğinden sıy­ rılm ış, K aracaoğlan’ı andıran bir uçarılığa ulaşmış :

Gülşeııden mi teşıîf böyle gülerek Ruhların mı verdi söyle güle renk Caııa gel yat benim aguşumda tek Sohbet meram etme kol incinmesin Gülşen içre bir giil-i ra’ııa ki hub oynar

güler Pek tıflıdır âfetim destinde top oynar

güler beytinde de çocukca, kıpır kıpır b ir söy­ leşiyle karşılaşıyoruz.

N âzî, hem yeni kelimelerle kafiye yapm akta hem de kelim eleri eklerle zen- ginleşztirm ede başarılı örnekler verm iştir: Açılmış pembe güller gül nıyunda

gülfeşenliktir. Bahar-ı hüsnüne hatlar erişmiş

yasemenliktir. Itırlı zülf kakülü şanelenıniş fesleğenliktir Sakuı küyuııdan ey Nâzî dolaşma

incinmeliktir. Cefâ vii cevrdeıı el çekme ölmez herçi

bad-abad Eserde Y ozgat’ın siyasi ve kültürel d urum una değinen kısa b ir girişten sonra birinci bölüm de N âzî’nin — bizim de ya­ zım ızda üzerinde b ir nebze durduğum uz— hayatı ve edebi şahsiyetinin ardından ik in ­ ci bölüm de arıız ve hece ile yazdığı şiir­

leri sıralanıyor. D aha sonra şiirlerin ilk d ö rtlü k / b ey it/ bendinin son mısraları alı­ narak bir indeks, m ahallî kelime ve de­ yim lerin verildiği küçücük bir lügatçe ve bibliyografya sanuluyor.

H alk şairi veya m ahallî klasik olarak nitelendirebileceğim iz N â z î’nin şiirlerini bir çırpıda sıkılm adan okuyorsunuz. Hece vezniyle, yazdığı şiirlerinden özellikle koş­ m alarındaki lirizm den, akıcılıktan büyük zevk alıyorsunuz. Kimi şiirinde F u zû lî’yi hatırlarken kim inde dc K aracaoğlar, Aşık Ö m er ya da Ercişli E m ra h ’dan izler görü­ yorsunuz.

N âzî’nin ölüm ünden sonra yakınları tarafından yazdıkları — bizde de hatırası kalsın diye— pay edilmiş. B uradan h a re ­ ketle şiirlerinde gördüğüm üz vezin hataları ve kelime düşüklüklerini elde derli toplu bir divanının olm am asına bağlayabilece­ ğim iz gibi, erken öiiimü sebebiyle şekil özellikleri üzerinde fazla duram am ış o la­ bilir fikrini de yürütebiliriz.

D r. Öcal O ğuz’un çalışm aları saye­ sinde kültürüm üzü oluşturan yapı taşla­ rın d an birini daha tanım a im kanı b u lu y o ­ ruz. A m acım ız kitabı genel hatlarıylc oku­ yucuya tanıtm ak olduğu için N âzî’nin ge­ rek hayatı gerekse edebî kişiliği üzerinde çok kısa bilgiler verm ekle yetindik. E ser­ de N âzî her yönüyle çok daha etraflı bir şekilde anlatılıyor. H em şairim iz h a k k ın ­ da d aha fazla bilgi edinm ek, hem de onun duygu yüklü bir tu tam şiirinden ta t alm ak istiyorsanız bu kitabı okuyun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bina iki kattan ibaret olup zemin katı şömineli bir ka- bul salonu, oturma köşesi ve çalışma odasile yemek salonu ve servisi ihtiva etmekte, birinci katta ise yatak odaları

oda ile yeniden ilâve edilen büyük oturma salonundan iba- Mimar manzaraya hâkim olan cihetlere yaptığı geniş balkonlar ve çatıya verdiği az ve tatlı meyille binaya cam

Son zamanlara kadar yapılan ve hiçbir karakteri olmıyan binalar yerine; yeni evlerimize, esasen eskiden pek bariz bir surette mevcut olan mimarî karakterimizi vermek için yapı- lan

Mutfak, halâ ve banyo duvarla- rına bir buçuk metre yükseklikte yağlıboya sürülmüştür. Dış merdivenler mozayikten ve iç merdivenleri karaağaçtan geç- me ve cilâlı

Üst kat ayni

Büyükadada Dadilar çamlığında denize hâkim bir sırt üzerinde bu sene ikmal edilen bu köşk, etrafındaki tabiat parçasına iyi ve iddiasız bir sadelikle imtizaç ettirilerek

[r]

Esas itibarile iddiasız ve alelade bir ikametgâh olmak- la beraber bu bina kullanış, taksimat, rahatlık ve mimarî şekillendiriş