• Sonuç bulunamadı

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeyleri Ve Sosyal Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeyleri Ve Sosyal Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi"

Copied!
149
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN BENLİK SAYGISI

DÜZEYLERİ VE SOSYAL BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

İNCELENMESİ

Mustafa Doğuş

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(4)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren yirmi dört (24) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Mustafa Soyadı : DOĞUŞ

Bölümü : Görme Engelliler Eğitimi Anabilim Dalı İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı: Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeyleri Ve Sosyal Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

İngilizce Adı: An Investigation Of The Relationship Between The Self Esteem Levels And Socİal Skills In Students With Visual Impairments

(5)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Mustafa DOĞUŞ

(6)
(7)

GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN BENLİK SAYGISI

DÜZEYLERİ VE SOSYAL BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

İNCELENMESİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Mustafa Doğuş

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ağustos 2016

ÖZ

Bu araştırmada ortaokul düzeyinde öğrenim gören görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerileri ve benlik saygıları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında Ankara ilinde kaynaştırma uygulamasıyla ya da özel eğitim okulunda ortaokula devam eden görme yetersizliğine sahip 87 öğrenci oluşturmuştur. İlişkisel tarama modelindeki araştırmada öğrencilere sosyal becerileri değerlendirmek için Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği, benlik saygısını değerlendirmek için ise Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerin demografik özellikleriyle ilgili veri toplamak amacıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Bu araçlarla elde edilen veriler IBM SPSS v21 uygulaması kullanılarak analiz edilmiştir. Betimsel ve istatistiksel yöntemler ile yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgulara göre görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerilerinin benlik saygılarına göre anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Buna göre öğrencilerin benlik saygıları yükseldikçe sosyal becerilerinin de olumlu yönde arttığı tespit edilmiştir. Görme yetersizliği olan öğrencilerin kendini değerlendirme türünde olan her iki ölçekten aldıkları puanlara göre benlik saygıları ve sosyal becerilerinin yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerin benlik saygıları ile sosyal ya da sportif etkinliklere katılımları arasında pozitif yönlü bir ilişki saptanmıştır. Bununla birlikte

(8)

v

öğrencilerin sosyal becerilerinin sınıf düzeyine, ilkokulda kaynaştırma uygulamasına ya da özel eğitim okuluna devam etme durumuna, akademik başarıya ve sosyal ya da sportif etkinliklere katılıma göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Yapılan Path Analizi sonucunda görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerilerinin akademik başarılarının anlamlı bir yordayıcısı (R2=0,27) olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgular ilgili alanyazın incelenerek tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler : Görme yetersizliği, sosyal beceriler, benlik saygısı Sayfa Adedi : 129

(9)

AN INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN THE

SELF ESTEEM LEVELS AND SOCIAL SKILLS IN STUDENTS

WITH VISUAL IMPAIRMENTS

(M.S. Thesis)

Mustafa Doğuş

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

August 2016

ABSTRACT

In this study it is aimed at identifying the relationship between social skills and self esteem in secondary school students with visual impairments. The participants of the study are 87 students with visual impairments who attend secondary school in mainstreaming implementation or in a special education school in Ankara in the educational year of 2015-2016. To evaluate social skills Matson Evaluation of Social Skills with Youngsters (MESSY), and to evaluate self esteem Rosenberg Self Esteem Scale are applied to the students in the study based on Correlational Scanning Model. To collect data about the demographic characteristics of the students Personal Information Form is also used. The data collected by these means are analysed using IBM SPSS v21 application. According to the findings obtained by statistical and descriptive analysis it is identified that the social skills of the students with visual impairments display significant differences compared to their self esteem. According to this, as the self esteem of the students increase it is identified that their social skills also increase in a positive direction. It is determined that self esteem and social skills are at high levels according to the scores that the students with visual impairments get in both scales which are of the self report type. Also a positive correlation is spotted between the self esteem of the students and participation in social and sportive activities. In addition to that, it is identified that there is a significant difference in the social skills of the students in respect to the grade level, mainstreaming in primary

(10)

vii

school or attendance to a primary special education school, academic success and participation in social and sportive activities. According to the Path analysis result it is determined that the social skills of the students with visual impairments are a significant predictor of academic success (R2=0,27). The findings obtained have been discussed by examining the related literature and suggestions have been made.

Key Words : Visual impairment, social skills, self esteem Page Number : 129

(11)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

ÖZ ... iv

ABSTRACT ... vi

İÇİNDEKİLER ... viii

TABLOLAR LİSTESİ ... xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xv

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xvi

BÖLÜM I ... 1

GİRİŞ ... 1

Problem Durumu ... 1 Araştırmanın Amacı ... 5 Araştırmanın Önemi ... 7 Sayıltılar ... 10 Sınırlılıklar ... 10 Tanımlar ... 11

BÖLÜM II ... 13

KURAMSAL TEMELLER ... 13

Kuramsal Temeller ve İlgili Araştırmalar ... 13

Benlik ... 13

(12)

ix

Benlik Saygısı ... 18

Görme Yetersizliği ve Benlik Saygısı ... 22

Sosyal Beceriler ... 24

Sosyal Becerilerin Sınıflandırılması ... 27

Sosyal Becerilerin Öğrenilmesi ... 29

Görme Yetersizliği ve Sosyal Beceriler ... 31

Benlik Saygısı ve Sosyal Beceriler ... 34

Sosyal Becerilerin Değerlendirilmesi ... 38

İlgili Araştırmalar ... 42

Görme Yetersizliği Olan Bireylerde Benlik Saygısı İle İlgili Yapılan Araştırmalar ... 42

Görme Yetersizliği Olan Bireylerde Sosyal Becerilerin Değerlendirilmesi İle İlgili Yapılan Araştırmalar ... 46

Görme Yetersizliği Olan Bireylerde Benlik/Benlik Saygısı ve Sosyal Becerilerle İlgili Yapılan İlişkisel Araştırmalar ... 49

BÖLÜM III ... 51

YÖNTEM ... 51

Araştırmanın Modeli ... 51

Evren ve Örneklem ... 51

Veri Toplama Araçları ... 55

Kişisel Bilgi Formu ... 55

Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği ... 55

Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği ... 57

Uygulama Süreci ... 59

Verilerin Analizi ... 60

BÖLÜM IV ... 63

BULGULAR ... 63

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygıları Ne Düzeydedir? ... 63

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeyleri Öğrencilerin Demografik Özelliklerine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 64

(13)

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeyleri Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Okul Türüne Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 65 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıCinsiyetlerine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 65 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıÖğrenim Gördükleri Sınıf Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 66 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıYaşlarına Göre

Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 67 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıKardeş Sayılarına Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 67 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıEğitsel Tanılarına Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 68 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıMezun Oldukları İlkokulun Türüne Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 68 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıBir Önceki Eğitim-Öğretim Döneminde Başarı Belgesi Alma Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 69 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıAilelerinde Başka Yetersizliği Olan Bireyin Olması Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 70 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygıları Öğrencilerin Okul Dışında Sosyal Ya Da Sportif Etkinliklere Katılma Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 70 GörmeYetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıAnnelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte Midir? ... 71 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik SaygılarıBabalarının Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte Midir? ... 72 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygıları Ailelerinin Gelir Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 73 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Ne Düzeydedir? ... 73

(14)

xi

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Öğrencilerin Demografik Özelliklerine Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte Midir? ... 74 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Öğrenim Gördükleri Okul Türüne Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 75 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Cinsiyetlerine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 76 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Öğrenim Gördükleri Sınıf Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 77 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Yaşlarına Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 78 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Kardeş Sayılarına Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 79 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Eğitsel Tanılarına Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 80 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Mezun Oldukları İlkokulun Türüne Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte Midir? ... 82 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Başarı Belgesi Alma Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 83 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Ailesinde Yetersizliği Olan Bir Bireyin Olması Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 84 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Okul Dışında Sosyal Ya Da Sportif Etkinliklere Katılma Durumuna Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 85 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Annelerinin Eğitim Düzeylerine Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte Midir? ... 86 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Babalarının Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 87 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerileri Ailelerinin Gelir Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Göstermekte Midir? ... 89 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Genel Başarı Not Ortalamaları Ne

(15)

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygıları, Sosyal Becerileri Ve

Akademik Başarıları Arasında Ne Düzeyde İlişki Bulunmaktadır? ... 90

Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Başarıları; Sosyal Beceri Ve Benlik Saygıları Tarafından Ne Derece Açıklanmaktadır? ... 92

BÖLÜM V ... 95

SONUÇ VE TARTIŞMA ... 95

Öneriler ... 107

İleriki Araştırmalara Yönelik Öneriler ... 107

Uygulamalara Yönelik Öneriler ... 108

KAYNAKLAR ... 111

EKLER ... 127

Ek 1. Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği İzin Yazısı . 128 Ek 2. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği İzin Yazısı ... 129

(16)

xiii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 Araştırmaya Katılan Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı ... 53 Tablo 2 Araştırmanın Problemlerine Göre Kullanılan İstatistiksel Yöntemler ... 60 Tablo 3 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeylerine İlişkin Hesaplanan Betimsel İstatistikler ... 63 Tablo 4 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeylerine İlişkin Hesaplanan Frekans ve Yüzde Değerleri ... 64 Tablo 5 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Öğrenim Gördükleri Okul Türüne Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 65 Tablo 6 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Cinsiyetlerine Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları... 66 Tablo 7 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Sınıf Düzeylerine Göre

Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 66 Tablo 8 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Yaşlarına Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 67 Tablo 9 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Kardeş Sayılarına Göre

Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 67 Tablo 10 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Eğitsel Tanılarına Göre

Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 68 Tablo 11 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Mezun Olunanİlkokul Türüne Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 69 Tablo 12 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Başarı Belgesi Alma

Durumuna Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 69 Tablo 13 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin benlik Saygısı Düzeylerinin Ailede Başka

Yetersizliğe Sahip Bireyin Olması Durumuna Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 70 Tablo 14 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeylerinin Okul Dışında Sosyal Ya Da Sportif Etkinliklere Katılma Durumlarına Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 71 Tablo 15 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Annelerinin Eğitim

Düzeylerine Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 72 Tablo 16 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı Düzeylerinin Babalarının Eğitim Düzeyine Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 72 Tablo 17 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygılarının Ailelerinin Gelir Düzeyine Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 73

(17)

Tablo 18 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerine İlişkin Hesaplanan Betimsel İstatistikler ... 74 Tablo 19 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Öğrenim Gördükleri Okul Türüne Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 75 Tablo 20 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Cinsiyetlerine Göre

Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 76 Tablo 21 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Sınıf Düzeylerine Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 77 Tablo 22 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Yaşlarına Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 79 Tablo 23 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Kardeş Sayılarına Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 80 Tablo 24 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Eğitsel Tanılarına Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 81 Tablo 25 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Mezun Olunan İlkokul Türüne Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 82 Tablo 26 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Başarı Belgesi Alma

Durumuna Göre Hesaplanan Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 83 Tablo 27 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Ailesinde Başka Yetersizliği Olan Bireyin Olması Durumuna Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 84 Tablo 28 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Okul Duşunda Sosyal Ya Da Sportif Etkinliklere Katılma Durumlarına Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 85 Tablo 29 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Annelerinin Eğitim

Düzeylerine Göre Hesaplanan Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 87 Tablo 30 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Babalarının Eğitim Düzeyine Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 88 Tablo 31 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Ailelerinin Gelir Düzeyine Göre Hesaplanan İlişkisiz Ölçümlerde t Testi Sonuçları ... 89 Tablo 32 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Genel Başarı Not Ortalamalarına İlişkin

Hesaplanan Betimsel İstatistikler ... 90 Tablo 33 Görme Yetersizliği Olan Öğrencilerin Benlik Saygısı, Sosyal Becerileri ve Genel Başarı Not Ortalamaları Arasındaki İlişkiler ... 91

(18)

xv

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 Araştırmada kullanılan path modeli... 61 Şekil 2 Görme yetersizliği olan öğrencilerin başarılarını açıklamak üzere oluşturulan path

diyagramı (t değerleri) ... 92 Şekil 3 Görme yetersizliği olan öğrencilerin başarılarını açıklamak üzere oluşturulan path

(19)

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

BEP Bireyselleştirilmiş eğitim programı MEB Milli Eğitim Bakanlığı

MÇSBDÖ Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği

MESSY Matson Evaluation of Social Skills with Youngsters TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

(20)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem durumu, amacı, önemi, sayıltıları, sınırlılıkları ve tanımlara yer verilmiştir.

Problem Durumu

İnsanlar fakir ya da zengin, açık tenli ya da koyu tenli, kısa ya da uzun ya da farklı ırklara mensup olsalar da temel düzeyde birbirinin aynıdır. Hepsi acıkır, susar, uyur, sevinir, üzülür, kızar ve düşünür. İnsanları farklı yapan fiziksel özelliklerinin yanı sıra kişiliğidir. Kişiliğin temel özelliklerini oluşturan “ben” ya da “benlik”tir (Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006). Benlik, uzun yıllar boyunca psikolojinin ilgi odağı olmuştur. Benlik ve kişiliği birbirinden ayırmak güç olup bu kavramlar iç içe bir yapıdadırlar. Bununla birlikte benlik kişilikten ayrılan özelliklere sahiptir (Yatkın, 2013; Yumşak, 2004). Benlik bireyin kendi kişiliğine ilişkin kanılarının toplamı ve bireyin kendini tanıma ve değerlendirme biçimidir (Temuge, 1987). Diğer bir ifadeyle benlik, bireyin dışa yansımayan öznel yanıdır (Köknel, 1988).

İnsanların kendi benliklerini nasıl algıladıkları ise “benlik kavramı”nı oluşturmaktadır. Yani benlik kavramı bireyin benliğini algılayış ve kavrayış biçimi olarak tanımlanmaktadır (Yavuzer, 2012). Bireyin toplum içindeki konumunu belirleyebilmesi, fiziksel ve ruhsal gereksinimlerini anlayabilmesi ve kendini gelecek ile ilgili hazırlayabilmesi kendi özelliklerini bilmesiyle mümkün olabilir. Bireyin kendi özelliklerine ilişkin sahip olduğu bu farkındalık benlik kavramını oluşturmaktadır. Yörükoğlu’ya göre benlik kavramı, insanın kendine ilişkin değerler sistemidir (Yörükoğlu'dan aktaran İşmen ve Aydın, 1996).

(21)

Gold (2002)’a göre ise benlik kavramı bireyin kendine yönelik oluşturduğu algıları, inançları, tutumları ve düşünceleridir. Benlik kavramı bireyin kendine yönelik tanımlayıcı yanlarını ifade eder (Gold, 2002). Yavuzer (2012),bu durumu “bireyin kafasında kendisiyle ilgili oluşturduğu görünüm” şeklinde ifade etmektedir. Bir birey, örneğin, kendi kendini “öğretmen, anne, liberal, usta bir aşçı, düşük düzeyde piyano çalan biri” olarak nitelendirebilir (Gold, 2002).

Çeşitli bileşenlerden oluşan benlik kavramının duygusal yönünü oluşturan “benlik saygısı”dır (Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006). Benlik saygısı, “bireyin kendini yeterli, önemli ve değerli olarak algılama derecesi” şeklinde tanımlanmaktadır (Güçray, 1993). Başka bir tanıma göre ise benlik saygısı, benlik kavramının beğenilip benimsenmesi ya da bireyin kendinden hoşnut olma durumudur (Yavuzer, 2012). Pişkin(2014)ise benlik saygısını, bireyin ne olduğu ile ne olmak istediği arasındaki farka ilişkin hissettikleri şeklinde tanımlamıştır. Maslow (1970), kendini gerçekleştirmiş, sağlıklı bir bireyin ne olduğu ve ne olmak istediği arasındaki uyuşmazlıkları en aza indirmiş birey olarak betimlemektedir. Bu da kendini gerçekleştirmiş bir bireyin benlik saygısı gelişimini de sağlamış olduğunu göstermektedir.

Adler (2009)’in kişilik kuramının temel unsurlarından birisi “organ eksikliği” ya da “organ

yetersizliği”dir. Adler’e göre organ yetersizliği benlik kavramını doğrudan etkilemektedir. Organ yetersizliğinin fizyolojik özelliğinden ziyade, bireyin bu yetersizliği nasıl algıladığı ve yaşamını nasıl etkilediği önemlidir. Birey, ona göre, sürekli olarak bu yetersizliğini telafi etme çabası içerisindedir.

Benlik kavramının gelişiminde bedensel ve ruhsal özelliklerin etkisi bulunmaktadır (Enç, 2005). Yetersizliği olan bireyler hiçbir yetersizliği olmayan bireylere göre duyusal ve fiziksel yetersizliklerinden kaynaklı uyum sorunları yaşayabilmektedir. Kendi sınırlılık ve yeterliliklerini gerçekçi bir biçimde algılama güçlüğü yaşayabilmektedirler (Telford ve Sawrey'den aktaran Erkan, 1990). Bireyin öncelikle kendi yetersizliğine uyum sağlaması gerekmektedir. Bu; görme yetersizliği gibi güvenliği ve özgürlüğü oldukça kısıtlayan bir yetersizlik söz konusu olduğunda bireyin benlik gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır (Enç, 2005). Bununla birlikte görme yetersizliği olan bireylerin ruhsal gelişimlerinin görenlerinkinden tamamen farklı olduğu kanısı da doğru değildir(Enç, 2005; Yatkın, 2013; Yumşak, 2004).

(22)

Görme yetersizliği olan bireylerin benlik saygıları çeşitli araştırmacılar tarafından ele alınmıştır. Yapılan bu araştırmalarda görme yetersizliğine sahip bireylerin benlik saygılarının genel olarak farklılaştığı görülmektedir (Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006; Lopez-Justicia, Pichardo, Amezcua ve Fernandez, 2001). Duyusal ve fiziksel yetersizliği olan bireylerin; kendilerini yetersiz hissetmeleri, normal akranların beklentilerinden uzakta olmaları, sağlık durumlarının bozuk olması, sosyal kabul görmeme ve bunun sonucu olarak ev dışı ilişkilerde sorun yaşamaları bu bireylerin düşük benlik saygısı geliştirmelerine yol açabilmektedir(Beaty, 1994). Benlik saygısı bir döngü ile ifade edilirse; benlik saygısı bireyin güdülenmesini ve davranışlarını etkiler, bireyin davranışları ise bireyin kendi benliğine yönelik algısını ve diğer insanların o bireye yönelik algılarını etkiler. Yine diğer insanların algı ve tutumları bireyin benlik saygısını doğrudan etkilemektedir (Akçamete, 1992). Başka bir ifade ile birey diğer insanlarla olan ilişkileri sonucu kendi benliğini betimleyici bazı fikir ve görüşler edinir. Bunlardan bazıları cinsiyetinin ne olduğu, adı, soyadı, sarışın mı esmer mi olduğu gibi nesnel benlik parçaları iken, bazıları da iyi, kötü, güzel, çirkin, sakat, sağlam gibi nispeten öznel benlik parçalarıdır (Kılıççı, 1992).

Bireyin sağlıklı bir kişilik geliştirmesinin yanı sıra çevresiyle uyumu ve sosyal işlevlerini yerine getirmesiyle benlik kavramı arasında yakın bir ilişki vardır (Sacks ve Barclay, 2006). Bu; bireyin olumlu benlik kavramı, dolayısıyla da benlik saygısı geliştirmesinin, hem sağlıklı bir kişilik gelişimine hem de bulunduğu sosyal çevre içerisinde uygun işlevde bulunabilmesine katkı sağladığı anlamına gelmektedir. Yapılan araştırmalar yüksek benlik saygısına sahip bireylerin sosyal bakımdan olumlu gelişim gösterdiklerini (Güçray, 1993; Sacks ve Barclay, 2006), düşük benlik saygısı gösteren bireylerin ise kendilerine ve diğer insanlara güven duymadıklarını, insan ilişkilerinde yetersizlik gösterdiklerini ve sosyal kaygı yaşadıklarını ortaya koymaktadır (Bacanlı, 2014b; Fromm'dan aktaran Güçray, 1993; Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006).

Bireyin diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için bir takım becerilere sahip olması gerekir. Sosyal beceriler olarak adlandırılan bu beceriler ile birbirleriyle iletişim kurarlar. Bu nedenle bu beceriler sosyal bir canlı olan insanın en temel becerilerindendir. Bu sayede insanlar bir arada yaşamlarını sürdürebilirler. Toplumsal düzen insanların bu becerileri ile sağlanır. Elliot ve Busse (1991)’ye göre sosyal beceriler; bireyin olumlu davranışlarını ortaya çıkaran ve olumsuz davranışlardan kaçınmasına yardımcı olan, diğer insanlarla etkileşimini sağlayan ve sosyal olarak kabul gören öğrenilmiş davranışlardır.

(23)

İnsanlar sosyal varlıklardır ve birlikte yaşama eğilimindedirler. Bazı insanlar sosyalleşmeyi kolayca başarabilirken bazıları da güçlük yaşamaktadır. Adler organ yetersizliğinin her zaman sosyal bir arka planı olduğundan söz etmektedir. Adler (2009); yetersiz organa sahip çocukların yaşamla doğrudan bir savaşa tutulduklarını, bu durumun da onların toplumsallık duygularını sınırlandırdığını temel bir kural olarak öne sürmektedir. Böylece, yetersiz organa sahip bireyler, diğer insanların çıkarlarını göz ardı ederek başkaları üzerinde oluşturacakları etkiyle ve kendileriyle çok fazla meşgul olurlar. Bunun sonucu olarak, yetersiz organa sahip olmaları bu bireylerin toplumdışı (asosyal) ya da topluma karşı (anti-sosyal) bir tutum içerisinde olmalarına neden olabilmektedir.

Bireyler olmak istedikleri, yani ideal benliklerine uygun davranmaya çalışırlar. Bu da bireylerin asıl benliklerini ideal benliğe yaklaştıracak sosyal ortamları tercih etmelerine neden olur. Bunu yaparken bireyler, sahip olduğu sosyal becerileri kullanarak sosyal çevrelere girerler (Bacanlı, 2005, 2014b). Bu nedenle bir bireyin, asıl benliği ile ideal benliği arasındaki uyumu olan benlik saygısını geliştirebileceği sosyal çevrelere ihtiyaç duyacakları ve bunun içinde uygun sosyal beceriler göstermeleri gerektiği sonucu çıkmaktadır.

Görme yetersizliği olan çocuklar çoğunlukla diğer insanların algı ve tutumlarına bağlıdır. Bu nedenle benlik kavramı geliştirmeleri zor bir durum haline gelmektedir. Bireyin sosyal becerileri ise benlik kavramı üzerine inşa olur (Sacks ve Barclay, 2006). Bunun yanında görme yetersizliği olan çocuklar kendi yaşamlarını düzenleyebilmek için güvenilen insanlardan gelecek olan bilgilere gereksinim duyarlar. Görme yetersizliği olan çocuklar vücutlarının duruşu, yüz ifadeleri, kıyafet seçimi, başkalarıyla konuşurken bakışın yönü gibi becerileri diğer insanlardan gelen bilgiler doğrultusunda oluşturmaya veya düzeltmeye çalışır (Sacks ve Barclay, 2006). Görme yetersizliğine sahip çocuklar ile yakın ilişki içerisinde olan uzmanlar ve aile üyeleri; bu çocukların sahip olduğu sosyal beceriler ve ev, okul, toplum ve iş ortamlarında etkili bir biçimde etkileşime girebilmeleriyle ilgili gereken geribildirimi sağlamada oldukça önemlidir. Sonuç olarak görme yetersizliği olan bireylerin hem benlik saygısı hem de sosyal becerilerinin gelişiminde başkalarının algı ve tutumlarının ve başkalarından gelen geribildirimlerin rolü bulunmaktadır.

Görme yetersizliğine sahip bireyler çeşitli uyum sorunları nedeniyle sosyalleşme konusunda risk altındadırlar. Sosyal beceriler yeterli olması durumunda değil, yetersiz olduğu durumda göze çarpmaktadır. Böyle durumlarda yetersiz sosyal becerilere sahip

(24)

bu yetersizlik araştırmacılar tarafından müdahale edilmesi gereken bir husus olarak ele alınmıştır (Bacanlı, 2005, 2014b). Sosyal becerilerdeki muhtemel yetersizliği belirleyebilmek için görme yetersizliği olan öğrencinin sahip olduğu sosyal becerilerin değerlendirilmesi bir ihtiyaç haline gelmektedir. Bunun için bakışın yönü (konuşulan kişiye bakma), gruplara katılma, arkadaş edinme gibi örneklenebilecek sosyal açıdan uygun, genel kabul gören davranışlar ölçüt alınmaktadır (Matson, Heinze, Helsel, Kapperman ve Rotatori, 1986; Sacks ve Barclay, 2006). Belirlenen ölçütlere göre yapılan değerlendirme sonucu elde edilen bilgiler öğretmenlerin hangi becerilere müdahale edeceklerini belirlemelerine imkan sağlar.

Görme yetersizliğinin derecesi ve yetersizliğe neden olan hastalıkların ilerleyici nitelikte olması, bireyin psikolojik, eğitim ve sosyal yaşamında ciddi değişikliklere neden olabilmektedir (Guitarez'den aktaran Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006). Görme yetersizliği olan bireylerin toplum içerisinde üretken bir vatandaş olarak var olabilmesi için tüm ihtiyaçları yalnızca akademik başarı değildir(Peavey ve Leff, 2002; Tuncer, 2005, s. 305). Bu bireylerin akademik ihtiyaçlarının yanı sıra sosyal ve psikolojik ihtiyaçları da değerlendirilmeye ve müdahale edilmeye muhtaçtır. Yukarıda belirtilen bilgilere dayanarak, bu bireylerin sahip olduğu benlik saygısı ve sosyal becerilerin yakın ilişki içinde olması nedeniyle bu kavramların ayrı ayrı ve birlikte değerlendirilmesi bir gereksinim olarak dikkati çekmektedir. Bu araştırmanın temelini bu gereksinim oluşturmaktadır.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı görme yetersizliği olan ortaokul öğrencilerinin benlik saygısı düzeyleri ile sosyal becerileri arasındaki ilişkinin farklı değişkenler açısından incelenmesidir.

Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:

I. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygıları ne düzeydedir?

II. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeyleri, öğrenim gördükleri; (a) okul türüne (kaynaştırma ya da özel eğitim okulu), (b) cinsiyete, (c) sınıf düzeyine, (ç) yaşlarına, (d) kardeş sayısına, (e) eğitsel tanıya (az

(25)

gören, total görme yetersizliği), (f) bir önceki eğitim-öğretim döneminde başarı belgesi alma durumuna, (g) ailede başka yetersizliği olan bireyin olması durumuna, (h) sosyal ya da sportif etkinliklere katılıma, (ı) annelerin eğitim düzeyine, (i) babaların eğitim düzeyine ve (j) ailelerin gelir düzeyine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?

III. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerileri ne düzeydedir?

IV. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerileri, öğrenim gördükleri; (a) okul türüne (kaynaştırma ya da özel eğitim okulu), (b) cinsiyete, (c) sınıf düzeyine, (ç) yaşlarına, (d) kardeş sayısına, (e) eğitsel tanıya (az gören, total görme yetersizliği), (f) bir önceki eğitim-öğretim döneminde başarı belgesi alma durumuna, (g) ailede başka yetersizliği olan bireyin olması durumuna, (h) sosyal ya da sportif etkinliklere katılıma, (ı) annelerin eğitim düzeyine, (i) babaların eğitim düzeyine ve (j) ailelerin gelir düzeyine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?

V. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin genel başarı ortalamaları ne düzeydedir?

VI. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerileri ile benlik saygıları arasında ne düzeyde ilişki bulunmaktadır?

VI.I.Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeyleri sosyal beceri düzeylerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? VI.II. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeyleri Olumlu Sosyal Davranışlar alt ölçeği sonuçlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?

VI.III. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeyleri Olumsuz Sosyal Davranışlar alt ölçeği sonuçlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?

VI.IV. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygıları, sosyal becerileri ve akademik başarıları arasında ne düzeyde ilişki bulunmaktadır?

(26)

VII. Ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin akademik başarıları; sosyal beceri ve benlik saygıları tarafından ne derecede açıklanmaktadır?

Araştırmanın Önemi

Görme yetersizliği olan bireyin, yetersizliğine ilişkin geliştireceği tutum, duygu ve anlayış kişilik ve uyumunun biçimlenmesini etkileyebilmektedir (Enç, 2005). Bununla birlikte, oluşan bu etki çevreden bağımsız bir şekilde oluşmamaktadır. Bu bireyler; anne, baba ve kardeşler gibi yakın çevresi ya da daha uzak çevreleri içerisinde çoğu olumsuz, tutum ve davranışlara maruz kalabilmektedir. Bunun sonucu olarak görme yetersizliği olan bireyin benliğini kavrayışı etkilenmektedir (Enç, 2005). Bu etkiyle oluşan benlik kavramına yönelik görme yetersizliği olan bireyin ne hissettikleri, yani benlik saygısı da şekillenecektir. Kendini yeterli ve değerli bulma düzeyi olan benlik saygısı; görme yetersizliği olan bireyin yetersizliğini algılayışı ve çevrenin tutum ve davranışlarından etkilenecektir. Bu nedenle görme yetersizliği olan bireylerin benlik saygısı gelişimlerine katkı sağlamak önemlidir.

Yavuzer (2012), çocuğun sosyal etkileşimleri, deneyimleri ve çevresi benlik kavramını geliştirecek şekilde düzenlenebilirse ona istenen davranışların kazandırılabileceğini belirtmektedir. Bu nedenle çocukların okul ortamında öğrenmeye hazır durumda olması için benlik saygısı geliştirmelerinin dikkate alınması gereği doğmaktadır. Bunun için çocuğun uygun sosyal ilişkiler kurmasının, zengin yaşantıların ve gereken çevre düzenlemelerinin sağlanması yararlı olabilir. Bu araştırma ile okul ortamındaki görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı gelişimi ve sosyal beceriler arasındaki ilişkinin incelenmesi öne sürülen bu görüşlerinsomutlaştırılacağı ve öğrenme ortamı için sözü edilen düzenlemeleriin yapılmasına zemin hazırlayacağı düşünülmektedir.

Doğaları gereği bir arada yaşayan insanların birbirleriyle sağlıklı ilişkiler kurması önemlidir. Bu ilişkiler bireyin sahip olduğu sosyal becerileri ile sağlanır. Bununla birlikte bireyin ruh sağlığı da diğer insanlarla kurulan sağlıklı ilişkilere bağlıdır (Yörükoğlu, 2002). Diğer bir yönüyle ruh sağlığı bireyin sağlıklı bir benlik geliştirmesi ile mümkün hale gelir (Temuge, 1987). Sosyal beceriler ise, bireyin benlik kavramı temelinde gelişmektedir (Sacks ve Barclay, 2006). Sosyal bakımdan yeterli bireylerin olumlu benlik kavramı ya da benlik saygısı; sosyal becerilerde eksikliği olan bireylerin ise düşük benlik saygısı gösterdiği görülmüştür (Bacanlı, 2005, 2014b; Sacks ve Barclay, 2006). Bu bakımdan ruh

(27)

sağlığı bireyin hem benlik gelişimiyle hem de diğer insanlarla olan ilişkiler ile şekillenmesi beklenir. Bu nedenle görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı ve sosyal beceri gelişimlerini ve ikisi arasındaki olası ilişkinin incelenmesi önem taşımaktadır.

Görme yetersizliği olan öğrenciler sosyal becerilerde eksiklik yaşayabilmektedir. Bu da onların problem davranış göstermelerine neden olabilmektedir. Görme yetersizliği olan öğrencilerin okul ortamında problem davranış göstermemeleri için sosyal becerilerinin gelişimi önemlidir(Sharma, Sigafoos ve Carroll, 2000). Bu sebeple yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerilerinin belirlenmesi, sosyal beceri gereksinimlerini ortaya çıkaracaktır (Sucuoğlu ve Özokçu, 2005). Böylece sosyal becerilerin eğitim programlarına dahil edilmesi mümkün olacaktır. Bu araştırma ile elde edilen sonuçlar; öğretmenlerin sosyal becerileri eğitim programlarına dahil edebilmeleri için görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerilerdeki genel durumunu sunması bakımından önemlidir.

Türkiye’de görme yetersizliği olan öğrenciler ilkokul ve ortaokul seviyesinde kaynaştırma uygulamalarıyla veya ayrı eğitim ortamlarında eğitim yaşamlarını sürdürmektedir. Uygulamadaki ayrı eğitim ortamları özel eğitim sınıfı, yatılı ve gündüzlü özel eğitim okulu ve iş okuludur. Ortaöğretimde ise yalnızca kaynaştırma uygulamaları yer almaktadır. Bu da hem daha önce kaynaştırma yoluyla öğrenim görmüş, hem de ayrı eğitim ortamlarında ilköğrenimlerini tamamlamış görme yetersizliği olan bireylerin ortaöğretime yaşıtlarıyla bir arada devam edecekleri anlamına gelmektedir. Diğer insanların görme yetersizliği olan bireylere karşı algı ve tutumları, bu bireylerin sahip olduğu benlik saygısı ve sosyal becerilerileilişki içindedir. Bu sebeple, ortaöğretime geçiş yapacak olan görme yetersizliğine sahip ortaokul öğrencilerinin benlik saygısı ve sosyal beceri düzeylerinin incelenmesi bu bakımdan önemlidir.

Türkiye’de görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik kavramlarını inceleyen az sayıda araştırma bulunmakla birlikte(Bacakoğlu, 1996, 2002; Bacakoğlu ve Arık, 1999; Bolat, Doğangün, Yavuz, Demir ve Kayaalp, 2011; Öztürk, 2006; Şener, 1999), benlik saygısı düzeylerine yönelik farklı yaş gruplarıyla yapılmış sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır(Gökçe, 2010; Gürel, 2007; Kaner, 1995; Türk, 2007; Yumşak, 2004).Bununla birlikte görme yetersizliği olan çocuklarla yapılmış, benlik saygısına benzer bir kavram olan, benlik kavramına yönelik algı ve tutmları ifade eden kendini kabul ile ilgili yapılmış araştırmalar da bulunmaktadır (Akçamete, 1992; Erkan, 1990; Terzi, 2011). Bu araştırma görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeylerini

(28)

etkileyen değişkenler bakımından yalnızca Yumşak’ın (2004)yaptığı araştırma ile benzerlik göstermektedir. Özel eğitim alanında diğer yetersizlik türlerinde sosyal becerilerin değerlendirildiği araştırmalar bulunmakla birlikte(Aydın ve Sönmez, 2014; Çamur, 2013; Çifci Tekinarslan, Sazak Pınar ve Sucuoğlu, 2012, 2013; Çorbacı Serin, 2012; Eren, 2012; Hocaoğlu, 2009; Sucuoğlu ve Özokçu, 2005; Yaman, 2015), görme yetersizliğiolan öğrencilerin sosyal becerilerinin değerlendirildiği araştırmalara bakıldığında da az sayıda araştırmanın yapıldığı görülmektedir(Demir, 2014; Ölmez Tuç, 2010; Özdemir ve Ataman, 2010; Özkubat, 2010; Özkubat ve Özdemir, 2012, 2014).Bu araştırmayaş grubu ve kullanılan veri toplama aracı bakımından sözü edilen araştırmalardan farklılık göstermektedir. Sonuç olarak, Türkiye’de görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik saygısı düzeyleri ve sosyal becerilerini inceleyen az sayıda araştırma bulunmakta; ancak bu araştırmanın temel problemi olan “görmeyetersizliği olan öğrencilerin benlik saygıları ile sosyal becerileri arasındaki ilişki”yi inceleyen bir araştırma bulunmamaktadır.

Bu araştırmada kullanılan ölçeği geliştiren araştırmacılar Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği (MÇSBDÖ)’ni görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerilerinin değerlendirilmesinde kullanmışlardır (Matson vd., 1986). Türkiye’de de uyarlaması yapılmış bu ölçeğin (Bacanlı ve Erdoğan, 2003)görme yetersizliği olan öğrencilerde uygulaması yapılmamış olması yönüyle önem taşımaktadır. Yine Matson ve meslektaşlarının (1986)yaptıkları araştırmada görme yetersizliği olan çocukların sosyal becerilerinin yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi ve görme yetersizliğinin derecesine göre farklılığının ileriki araştırmalarda incelenerek sonuçların karşılaştırılması önerilmiştir. Bu araştırmada da önerilen değişkenlerin incelenmesi ve sözü edilen araştırmanın sonuçlarına katkı sağlaması bakımından önemlidir.

Öğretmenlerin sosyal becerilerde risk altında olabilecek görme yetersizliği olan öğrencilerin bu becerilerini gözlemlemeleri, değerlendirmeleri ve gerektiğinde önlem almaları yararlı olabilir. Öğretmenlerin bu öğrencilerin olası sosyal problemlerinin farkında olması oldukça önemlidir. Öğretmenler; sosyal becerilerde eksikliği olan bu öğrencilerin sosyal beceri eğitimi yoluyla arkadaş ilişkilerini geliştirmeye, akran gruplarına girmeyi kazandırmaya ve benlik saygısı düzeylerini artırarak sosyal becerilerde gelişimlerine katkı sağlayabilirler. Bu araştırmanın sonuçlarıyla görme yetersizliği olan ortaokul öğrencilerinin sosyal beceri ve benlik saygısı düzeylerinin belirlenmesi ve elde edilen bilgilerin öğretmenler ve ailelere sunulması ile bu öğrencilerin benlik ve sosyal

(29)

gelişimlerine katkı sağlanacağı umulmaktadır. Bunun yanında araştırma sonuçları ile görme yetersizliği olan öğrencilerin olası sosyal problemlerinin genel olarak ortaya konulması öğretmenlerin sosyal becerileri ayrıntılı olarak değerlendirmelerine zemin hazırlaması yönüyle önemlidir. Yine bu araştırma ile öğretmenlerin dikkatlerinin gereğince görme yetersizliği olan öğrencilerin sosyal becerileri üzerine çekilmesi istenmektedir.

Sayıltılar Bu araştırmada;

I. Verilerin toplanmasında kullanılan Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği’nin görme yetersizliği olan öğrenciler tarafından yönergeye uygun bir biçimde doldurulacağı,

II. Araştırmada verilerin toplanmasında kullanılanMÇSBDÖ ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği’nden alınan yanıtların görme yetersizliği olan öğrencilerin gerçek duygu ve düşüncelerine uygun olarak vereceği,

varsayılmıştır.

Sınırlılıklar Bu araştırma;

I. Ankara ilinde ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrenciler ile,

II. Veri toplamada kullanılanMatson Çocuklarda Soyal Becerileri Değerlendirme Ölçeğive Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği ile,

III. Bu ölçeklerin norm grupları ve kapsadığı maddeler ile,

IV. MÇSBDÖ’nün Öğrenci Formu ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği’nin Benlik Saygısı alt testinin uygulanması ile

(30)

Tanımlar

Az gören: Yasal tanıma göre görme keskinliği 20/70 (ayak-feet) ile 20/200 arasında olan birey, eğitsel tanıma göre ise görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen birey olarak tanımlanmaktadır (Altunay Arslantekin, 2013; Ataman, 2015; Özokçu, 2015; Özyürek, 2005; Şafak, 2009; Tuncer, 2005). Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Identification and Classification of Diseases (ICF) tanı kriterlerine göre ise bir işi planlamak ve yerine getirmek için görmesini kullanan ya da kullanabilme potansiyeline sahip olmakla birlikte tedavi ve optik düzeltmelerden sonra görme keskinliği 20/60 ve yalnızca ışık algısı gösteren ya da görme alanı 10 dereceden daha küçük olan bir birey az gören olarak değerlendirilir (WHO, 2006; Lopez-Justicia vd., 2001).

Destek eğitim odası: Kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerine devam eden öğrenciler ile üstün yetenekli öğrencilere ihtiyaç duydukları alanlarda destek eğitim hizmetleri verilmesi için düzenlenmiş ortamdır ("Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği," 2012).

Görme yetersizliği olan birey: Görme gücünün kısmen ya da tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireydir ("Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği," 2012).

Kaynaştırma: Yetersizlikten etkilenmiş çocukların uzman personel tarafından ek destek hizmetler sağlanarak normal sınıflarda eğitim almalarıdır (Şafak, 2006).

Kör/Total görme yetersizliği: Yasal tanıma göre gerekli tüm düzeltmeler ile birlikte iyi gören gözdeki görme keskinliği 20/200 (ayak-feet) ya da daha az olan ya da görme alanı 20 dereceden daha az olan bireyi, eğitsel tanıma göre ise eğitimde dokunsal ve işitsel materyallere ihtiyaç duyan bireyi ifade etmektedir (Altunay Arslantekin, 2013; Ataman, 2015; Enç, 2005; Özokçu, 2015; Özyürek, 2005; Şafak, 2009; Tuncer, 2005).

Sosyal destek: Bireyin ilgilenildiği, sevildiği, güvenildiği ve değer verildiği, karşılıklı yükümlülük ve iletişim ağı içerisinde bulunduğuna inandığı algıların bütünüdür (Dubow ve Ullman'dan aktaran Çifci Tekinarslan ve Sivrikaya, 2013).

(31)
(32)

BÖLÜM II

KURAMSAL TEMELLER

Bu bölümde araştırmanın kuramsal temellerine ve araştırmayla ilgili yapılmış çalışmalara yer verilmiştir.

Kuramsal Temeller ve İlgili Araştırmalar

Bu bölümde benlik, benlik kavramı, benlik saygısı, görme yetersizliği olan bireylerde benlik saygısı, sosyal beceriler, görme yetersizliği olan bireylerde sosyal beceriler, benlik saygısı ve sosyal beceriler ile ilgili kuramsal bir yapı ortaya konmuş ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir.

Benlik

Ruh sağlığı, bireyin kendi kendisiyle ve çevresi ile devamlı olarak denge ve uyum içerisinde olması durumudur. Bu denge ve uyum; birey ve çevrenin sürekli değişim halinde olmasından katı ve durağan olmayıp değişken bir denge, esnek bir uyumdur (Yörükoğlu, 2002). Bireyin kendi ihtiyaçları ile çevresi arasında dengeli ve uyumlu ilişkiler kurabilmesi ve bu ilişkilerin devamını sağlayabilmesi sağlıklı bir benlik ile mümkün hale gelir(Temuge, 1987).

İnsan yavrusu en savunmasız canlılardan biridir. Büyümeyle birlikte çevreyle baş edebilmeyi öğrenir. Benlik, bu başa çıkma becerisiyle doğrudan ilişkilidir. Köknel (1988), benliğin önemli görevlerinden birinin bireye engelleri aşabileceği gücü toplaması olduğunu belirtmektedir. Yaşam ile baş edebilme ise her insanda farklıdır. Bu farklılık bireylerin

(33)

birbirinden farklı üstün ve yetersiz yönlerinin olmasına ve geçmiş deneyimlerini nasıl algıladıklarına bağlıdır (Geçtan, 2000; Gold, 2002).

“Ben” ya da “benlik” kişiliğin temel özelliklerini oluşturmakta ve kişiliğin oluşmasında ve gelişiminde önemli rol oynamaktadır(İşmen ve Aydın, 1996; Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006). Bununla birlikte benlik ve kişiliği gelişme ve yapı bakımından kesin olarak birbirinden ayırt edebilmek zordur. Benlik ve kişilik iç içe olmakla birlikte benliğin kişilikten farklı özellikleri bulunmaktadır. Benlik insanın kendi kişiliğine ilişkin kanılarının toplamıdır. Bireyin kendini tanıma ve değerlendirme biçimidir(Köknel, 1986; 1988, s. 307). Başka bir ifadeyle benlik bireyin özelliklerine, yeteneklerine, değer yargılarına, beklentilerine ve ideallerine ilişkin algılarının dinamik bir örüntüsüdür (Hamachek'ten aktaran Yatkın, 2013; Yumşak, 2004).

Köknel (1988)’egöre ise benlik, bireyin kendi kişiliğine ilişkin kanıların toplamıdır. Başka bir ifadeyle benlik, bireyin kendini görme ve algılama biçimidir (Temuge, 1987). Benlik, insanın bedensel yapısı, ruhsal ve toplumsal işlevleri ile çevre arasında kurduğu iletişimden gelen iletilerin çözümlendiği, anlaşıldığı ve yorumlandığı katmandır (Köknel, 1988). Benlik, kişiliğin dışa yansımayan öznel yanıdır. Kişiliğin temel, özerk ve özgür katmanı olan benlik, bireye özgü farklılıkları ve özellikleri oluşturur (Terzi, 2011).

İnsanlardaki benlik duygusu çok erken yaşlardan itibaren oluşmaya başlar. Bunun, belki de, en açık örneği çocuğun kız ya da erkek oluşunu ayırt etmesidir (Yörükoğlu, 2002). Çocuğun kız ve erkek merakları oldukça belirgin hale gelir. Kız ya da erkek olmalarına göre oyun ya da oyuncak tercihleri farklılaşabilmektedir.

Bireyin kendini tanıması için “Ben neyim? Ben kimim?” sorularına yanıt bulması gerekmektedir. Bu sorunun yanıtı; benliğin gelişimini etkileyen yaşantılara göre “çirkinim, sakarım, aksi bir insanım” gibi olumsuz ya da “becerikliyim, güzelim, sevilen bir insanım” gibi olumlu olabilir. Burada önemli olan bireyin “Ben neyim?” sorusuna yanıt ararken kendini olmak istediği gibi değil, olduğu gibi ve gerçekçi bir şekilde değerlendirebilmesidir. Bu da bireyin diğer insanlarla samimi, önyargılardan uzak ve art niyete dayanmayan ilişkiler kurması ve onların kendisiyle ilgili değerlendirmelerine önem vermesiyle olasıdır (Temuge, 1987).

(34)

Benlik Kavramı

Benlik kavramı, bireyin kendi benliğini algılayış ve kavrayış biçimi olarak tanımlanır (Erkan, 1990, s. 9; Yavuzer, 2012). Bir bireyin kendisiyle ilgili ne hissettiği benlik kavramının çıkış noktasıdır. Bireyin kendini nasıl görüp değer biçtiğini yansıtır (Sacks ve Barclay, 2006; Yavuzer, 2012). Bireyin kendi kişisel varlığı hakkında doğru kabul ettiği, dinamik ve karmaşık yapıdaki inanç, tutum ve düşüncelerin tümü benlik kavramını oluşturur(Purkey'den aktaran Gold, 2002; Yavuzer, 2012).

Bireyin kendi ihtiyaçları ile çevresi ve diğer insanların ihtiyaçları arasında uyumlu ve dengeli ilişkiler kurabilmesi sağlıklı bir benlik kavramı ile olasıdır.Bireyin çevreyle olan iletişimi ve etkileşimi sonucu kendisiyle ilgili bazı algılar oluşur. Bu algılar zamanla anlamlı hale gelir, birbirini etkiler ve benlik kavramını oluşturur (Temuge, 1987).

Bireyin kendini tanıyıp bilmesi için “ben” ya da “benliğini” anlaması ve bunların yapısını oluşturan sorulara samimiyetle yanıt araması gerekir. “Ben” kavramı bireyin bulunduğu ilişkiler ve etkileşimler sonucu kendisi için önemli ve değeri olan insanların olumlu veya olumsuz eleştirileri ile şekil alır (Temuge, 1987). Eğer, bireyde olumsuz bir ben kavramı oluşursa kendine karşı güvensiz hisseder ve çevredekilerin talepleri doğrultusunda hareket etme zorunluluğu içinde olur. Birey yaşadığı bu çatışmadan yalnızca olumlu bir “ben” kavramı ile çıkabilir.

Benlik kavramı bireyin kendisiyle ilgili algıların daha çok tanımlayıcı yanlarını ifade eder. Bu algılar; çeşitli rollere verilen niteleyici etiketlerdir (Gold, 2002). Bir kişi kendini baba, erkek kardeş, muhafazakar, düşük düzeyde bir yüzücü, orta düzeyde İngilizce konuşan biri ve iyi düzeyde bir sürücü olarak görebilir.

Yavuzer (2012)’e göre ise benlik kavramı, bireyin kafasında kendisiyle ilgili çizdiği görünümdür. Bu görünüm bireyin kendine güven duygusuna sahip olup olmamasını, içe ya da dışa dönük oluşunu belirler. Benlik kavramı bireyin dünyayı seyrettiği bir gözlük gibidir.

Benlik kavramı bireyin yaşamında önemli rol oynar. Bireyin benlik kavramı ne derece zengin olursa başarılı olma ihtimali o kadar fazla olur (Muse'den aktaran Gold, 2002). Benlik kavramı; bireyin başarısının, sosyoekonomik düzeyinin, eğitim hedeflerinin ve aile, öğretmen ve arkadaşlarının beklentilerinin önemli bir kısmına açıklama getirmektedir (Purkey'den aktaran Gold, 2002).

(35)

Maslow, kendini gerçekleştirmenin insanın doğasında var olan temel güdüleyici bir güç olduğunu savunur (Temuge, 1987). Bireyin en son ulaşacağı hedef olan kendini gerçekleştirmeyi Maslow, “bireyin olduğundan daha fazlası olma ve olabilme yeterliliğine sahip olduğu her şey olma isteği” olarak betimlemiştir (Griffin, 1991). Maslow’a göre kendini gerçekleştiren bireyin olumlu benlik yapısına sahip olduğu ve kendinin kabul edildiği, bir işe yaradığı ve katkıda bulunduğu bir dünyada yaşadığı inancında olduğunu belirtmiştir (Griffin, 1991; Maslow vd., 1970; Temuge, 1987).

Rogers ise kendini gerçekleştirmeyi organizmanın varlığını sürdürebilmesini ve zenginleştirebilmesini sağlayan tüm güçlerini geliştirmek için doğuştan varolan bir eğilim olarak tanımlamıştır (Rogers'tan aktaran Geçtan, 1988). Bu güdü, çocuğu yaşantıları arasında olumlu ya da olumsuz biçiminde ayrım yapmaya sevk eder. Kendi varlığının bilincine vardıkça yaşadığı çevre içindeki varlığından ve işlevlerinden bir benlik geliştirmeye başlar. Bu onun gelişmekte olan benlik kavramını ifade etmektedir (Geçtan, 1988).

Rogers (1959)benlik kavramının bireyin başkalarıyla ve yaşamın çeşitli yönleriyle olan ilişkilerini algılaması ve bu algılara dayandırdığı değerler olduğunu belirtmiştir. Başka bir ifadeyle benlik kavramı bireyin kendine yönelik bakış açısıdır (Rogers, 1959). Bireyin yaşantılarını algılayış biçimi, başkaları tarafından olumlu olarak değerlendirilme ve kabul edilme ihtiyacından önemli ölçüde etkilenir (Geçtan, 1988). Özellikle birey için önemli olan kişilerin tutumları, kendisi için oldukça önemlidir. Birey, onu memnun eden ya da hayal kırıklığına uğratan çeşitli yaşantılar sonucu kendine değer verme duygusunu geliştirir. Bu başkalarının kendisine yönelik değerlendirmeleri neticesinde ve öğrenilerek gelişir. Değer verme duygusu oluştuğunda birey artık başkalarının kendisine ilişkin değerlendirmelerinden bağımsız olarak varlığını devam ettirir ve organizma bu duygunun etkisi altında olur.

Benlik kavramı; benlik imajı (kimlik), benlik saygısı ve davranışsal bileşen olmak üzere üç ögeden oluşmaktadır (Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006; Lopez-Justicia vd., 2001). Benlik imajı, bireyin kendisiyle ilgili bilişsel yönlere ilişkin algıları ifade etmektedir. Benlik saygısı, bireyin kendisini yansıtan belirli bir davranış biçimiyle bir araya getirdiği değerleridir. Davranışsal bileşen ise benlik kavramının bireyin davranışlarının nasıl etkilendiğini ve koşullandığını yansıtan bölümüdür.

(36)

Benlik kavramının temeli organik yapıya dayanmaktadır. Düşünce, duygu ve heyecanları ifade etmek ve bir iş yapabilmek için iskelet ve kaslara ihtiyaç duyulur. Bundan dolayı, bedensel yapıda oluşabilecek bir bozukluk bireyin benlik yapısını etkileyebilmektedir(Enç'ten aktaran Erkan, 1990, s. 2, 8). İnsanlar benlik kavramına doğuştan sahip olarak dünyaya gelmeyip bunu doğumdan itibaren anne-baba, kardeşler ve arkadaşlar gibi yakın çevreden öğrenmeye başlar (Yavuzer, 2012). Grassmann (2002) ise çocukların benlik kavramlarının kendi yetersizliklerini anlamaları ve başkalarıyla olan sosyal etkileşimleri ile şekillendiğini ifade etmektedir.

Çocuk için başlangıçta yalnızca çevre vardır. Kendi varlığının farkında olmayıp kendisiyle kendisi olmayanı ayıramaz (Kula, 2007). Hareket özgürlüğünün artmasıyla birlikte çevreyi ve insanları keşfetmeye başlar. Böylece, yavaş yavaş kendisiyle ilgili olan ve olmayan şeylerin farkında olur. Kendi deneyimleri ve ebeveynlerin geribildirimleriyle yapması ve yapmaması gerekenleri ayırt eder. Önce ev, sonra mahalle, daha sonra okul ve diğer çevreler ile olan etkileşimi, iletişimi ve bu çevrelerden aldığı geri bildirimler sonucunda bireyin benliği giderek genişlemesini sürdürür (Kula, 2007). Bireyin; yaşamı boyunca devam eden, çevreyle olan bu etkileşimi ve iletişimi bir taraftan toplumsallaşmasını, diğer taraftan da benliğini tanımasını ve oluşturmasını sağlar (Kula, 2007; Köknel'den aktaran Temuge, 1987).

Yetersizliği olan bireyler de ayni biçimde çevre ve diğer insanlarla olan etkileşim ve iletişimleri sonucunda kendi benliklerini tanır ve oluştururlar. Yetersizliği olan bireyler belli bir amaca ulaşmak istediklerinde yetersizliklerinden kaynaklanan uyum sorunları yaşamaktadırlar. Kendi sınırlılıklarını ve yeterliklerini algılamada güçlük yaşayabilmektedirler (Erkan, 1990, s. 2).Bu yüzden diğer insanların kendisiyle ilgili davranışları ve değerlendirmeleri yetersizliği olan bireyin kendisine yönelik olumlu veya olumsuz algılar geliştirmesine yol açar.Başkalarının bedenindeki farklılığı nasılgördüğüne daha fazla dikkat etmesine neden olduğundan çevreden gelen bu değerlendirmeleryetersizliği olan bireyler için akranlarına göre daha fazla önemlidir.Diğer insanların yetersizliği olan bireyler ile ilgili çaresiz, zavallı, yardıma muhtaç gibi değerlendirmeleri yetersizliği olan bireyin kendinden utanmasına ve sahip olduğu eksikliklere odaklanmasına yol açar (Bıyıklı, 1989; Borazancı'dan aktaran Kula, 2007).

(37)

Benlik Saygısı

Alanyazında benlik ile birlikte benlik kavramı veya benlik tasarımı, benlik imajı, benlik saygısı, kendini kabul gibi çeşitli kavramların oluştuğu görülmektedir. Bu kavramlar birbiriyle ilişkili olup bireyin benliğe ilişkin algı ve tutumlarını ifade etmektedir (Akçamete, 1992; Beaty, 1991; Erkan, 1990; Maslow vd., 1970; Rogers, 1959). Bu araştırmada incelenen benlik saygısı kavramının alanyazında özsaygı, kendine saygı gibi kavramlarla aynı anlamda kullanıldığı görülmüştür.

Bireyin kendine karşı geliştirdiği tutumların bilişsel (cognitive) ve duygusal (affective) olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır (George ve Bearon'dan aktaran Erkan, 1990, s. 10). Benlik kavramı bireyin kendisi hakkında sahip olduğu, belirli bir düzendeki tutumlardır (Lopez-Justicia vd., 2001). Benlik kavramı bu yönüyle bilişsel boyutu oluşturur ve bireyi tanımlayıcı niteliktedir. Bireyin kendini nasıl gördüğünü, nasıl algıladığını ve kendisiyle ilgili ne düşünüp ne hissettiğini kapsamaktadır. Benlik saygısı ise duygusal boyuttur(Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006; Lopez-Justicia vd., 2001).Bireyin gerçek benliği (benlik imajı) ile ideal benliğini karşılaştırıp değerlendirmesi sonucu kendini değerli bulup bulmadığı ya da ne ölçüde değerli bulduğudur. Bu bakımdan benlik saygısı değerlendirici (evaluative) niteliktedir(Erkan, 1990). Benlik saygısı ve benlik kavramı; olumlu benlik saygısı olumlu benlik saygısını, olumsuz benlik saygısı da olumsuz benlik kavramını ifade ettiğinden birbiriyle ilişkili ve birbirlerini tamamlayıcı niteliktedirler.Bu iki kavram bilişsel, duygusal ve davranışsal unsurları içermesi bakımından birbirinin yerine kullanılmaktadır(Burns ve Machargo'dan aktaran Lopez-Justicia ve Cordoba, 2006; Lopez-Justicia vd., 2001).

Yavuzer (2012)’e göre ise benlik kavramının beğenilip benimsenmesi benlik saygısını oluşturur. Benlik saygısı bireyin kendini değerlendirmesi sonucunda ulaştığı ve benlik kavramını onaylamasından kaynaklanan beğeni durumudur. Başka bir ifadeyle, benlik saygısı bireyin kendinden hoşnut olmasıdır.

İdeal benlik, bireyin en çok sahip olmak istediği ve en fazla değer verdiği benlik kavramını ifade etmektedir (Rogers, 1959). Başka bir ifadeyle, bireyin ne olmak istediğine ve nasıl davranması gerektiğine ilişkin oluşturduğu değer yargılarıdır. İdeal benliği ile sürekli çatışmaya düşen bireyin davranışları tutarsızlaşır ve bocalar, diğer bir ifadeyle benlik saygıları düşer (Yörükoğlu, 2002).

(38)

Pek çok araştırmacı tarafından ele alınmış benlik saygısı kavramının; kendini gerçekleştirme, benlik tasarımı, denetim odağı ve kendini kabul gibi kavramlar ile birlikte göz önüne alınması önerilmektedir(Maslow vd., 1970; Temuge, 1987). Benlik saygısı adı geçen kavramlar ile aynı anlamda kullanılmamakla beraber, birbirlerinden tamamen ayrılmamaktadır. Benlik saygısının geçtiğimiz yüzyılda öne çıkan araştırmacılar tarafından nasıl ele alındığı aşağıda yer almaktadır.

Maslow’a göre kendini gerçekleştirmiş birey psikolojik açıdan sağlıklı kabul edilmektedir (Griffin, 1991). Kendini gerçekleştirmiş, başka bir deyişle sağlıklı bireyler; kendi insan doğalarını bütün eksiklikleriyle ve ideal benlikleriyle olan uyuşmazlıklarıyla birlikte gerçek bir kaygı hissetmeden ve itidallerini kaybetmeden kabul edebilirler (Maslow vd., 1970). Bu durum kendini gerçekleştirmiş bireyler için “kendini beğenmiş” gibi yanlış bir izlenim verebilir. Bu bireyler için daha çok insan doğasının zaaflarını, günahlarını, güçsüzlüklerini ve kötülüklerini yine sahip oldukları aynı koşulsuz ruh içerisinde doğal özellikleriyle birlikte kabul ettikleri söylenebilir (Maslow vd., 1970).

Maslow’a (1970) göre kendini gerçekleştirme hedefine ulaşabilmek için psikolojik, güvenlik, sevgi ve saygı gibi temel ihtiyaçların karşılanması önceliklidir. Bu ihtiyaçları iki grup altında genişleterek ele almıştır. İlkinde güç, başarı, yeterlik, üstünlük, iktidar ve yaşamla baş edebilmek için kendine güven, bağımsızlık ve özgürlük arzusu yer almaktadır. İkincisini ise; saygınlık ya da prestij (diğer insanlardan gelen saygı), statü, şan ve şöhret, üstünlük, tanınma, dikkat çekme, önemli olma, itibar ve kabul görme arzusu şeklinde ifade etmektedir. Maslow’un, insanın doğasında bulunduğunu savunduğu temel ihtiyaçlarından biri olan saygının; benlik saygısı ve başkalarından gelen saygı olmak üzere iki boyutu vardır (Griffin, 1991; Maslow vd., 1970). Başarı ve güç için bir ihtiyaç olan benlik saygısı ve başkalarının gösterdiği saygı birey için güdüleyicidir. Maslow, bireyin güdülenmesinin de destekleyici bir çevre içerisinde bulunuyor olmasıyla mümkün olduğunu savunmaktadır (Griffin, 1991). Benlik saygısının doyumu kendine güven, değerlilik, güç, yetenek, yeterlik, dünyada yararlı olma ve ihtiyaç duyulma duygularının doyumundan geçmektedir (Maslow vd., 1970). En kararlı, bu sebeple de sağlıklı bir benlik saygısı; dıştan gelen bir şöhret ya da asılsız bir övülmeden çok başkaları tarafından duyulan gerçek saygıyı haketmeye bağlıdır. Benlik saygısı, bireyin yeterliğinin ve görevlerine yönelik hakimiyetinin bir sonucudur.

Maslow vd. (1970) genel bir kural olarak sağlıklı bireyin “ne olduğu, nasıl daha iyi olabileceği ya da ne olması gerektiği” arasındaki uyumsuzluklarla ilgili olumsuz duygular

(39)

hissedeceklerini belirtmişlerdir. Başka bir ifadeyle kendini gerçekleştirme eğiliminde olan, sağlıklı bir birey kendi doğası ile ideal benliği arasındaki uyuşmazlıktan rahatsız olarak bunu en aza indirmeye çalışacağını ifade etmişlerdir. Dolayısıyla asıl benliği ile ideal benliği arasındaki uyuşmazlığı en aza indiren, benlik saygısını geliştiren birey kendini gerçekleştirmiş bireydir.

Rogers’e göre ise sağlıklı kişilik bütünüyle işler durumdaki kişiliktir. Böyle bireyler, kendileriyle ilgili içten veya dıştan gelen tüm uyarıcıları olduğu gibi kabullenirler ve başkalarına karşı da dürüst olurlar (Temuge, 1987). Rogers (1959) da, benzer şekilde, bireyin benliğini algılaması ile yaşantıları arasında bir uyuşmazlık olduğunu, bunun nedeninin ise bireydeki kendini gerçekleştirme eğilimi olduğunu öne sürmüştür. Kendini gerçekleştirme eğilimi kalıtsaldır. Bu eğilim; Maslow’un belirttiği organların yapısı ve çevreyle olan etkileşimlerini kapsaması yönüyle hava, su ve yiyecek gibi fizyolojik ihtiyaçlara olan eğilimden daha genel bir ifadedir. Benlik gelişimi, kendini gerçekleştirme eğiliminin bir parçası olan farklılaşma eğilimi ile aynı doğrultuda bireyin yaşantılarının bir bölümünün farklılaşması ve bu yaşantıların varlık bilinci ve işleyiş bilinci içerisinde sembolize edilmesidir (Rogers, 1959).

Rogers (1959), olumlu saygı, koşulsuz olumlu saygı, olumlu benlik saygısı ve koşulsuz benlik saygısı kavramları üzerinde durmuştur. Olumlu saygı, bireyin diğer insanlar tarafından kabul görmesi, saygı duyulması, sevilmesi ve hoşlanılması gibi yaşantıları içeren bir kavramdır. Ayrıca olumlu saygının başkaları tarafından kabul edilme ile aynı anlamda olduğunu belirtmiştir. Olumlu saygının yansımaları samimiyet, beğeni, saygı, kabul ve sempati gibi tavırlardır. Böylece başkalarından gelen olumlu saygı yaşantılarına sahip birey kendine saygı duyacaktır. Standal’a göre, olumlu saygı ihtiyacının erken yaşlarda geliştirilen ikincil ya da öğrenilmiş bir ihtiyaç olduğunu ileri sürmektedir (Rogers, 1959). Bu, çocuklarda sevgi ve şefkat ihtiyaçları şeklinde kendini gösterir. Bu ihtiyaç karşılıklıdır. Bir birey başkalarının olumlu saygı ihtiyacını karşılarken kendi olumlu saygı ihtiyacının doyumunu da yaşar.

Koşulsuz olumlu saygı bireyin başkalarının daha az ya da daha fazla olumlu saygıya değer olmadığını algılamasıdır (Rogers, 1959). Başka bir ifadeyle, başkasına karşı koşulsuz olumlu saygı hissetmek, onu yüceltmektir. Anne ve babalar çocukların bütün davranışlarını değerli bulmasalar da onları yüceltebilirler.

Şekil

Şekil 1.Araştırmada kullanılan path modeli
Tablo 6 incelendiğinde ortaokula devam eden görme yetersizliği olan öğrencilerin benlik  saygılarının  cinsiyetlerine  göre  anlamlı  bir  farklılık  göstermediği  görülmektedir  (t (85) =0,301;  p>0,05)
Tablo  8’de  yer  alan  bilgiler  incelendiğinde,  araştırma  kapsamında  görüşleri  alınan  öğrencilerin  yaşlarına  göre  benlik  saygılarının  anlamlı  bir  değişiklik  göstermediği  saptanmıştır  (X 2 =2,663;  p>0,05)
Tablo  9’da  öğrencilerin  benlik  saygılarının  kardeş  sayılarına  göre  anlamlı  bir  farklılık  göstermediği  görülmektedir  (X 2 =1,546;  p>0,05)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu bölümde 14-18 yaş arası ergenlerin benlik saygısı ve psikolojik dayanıklılık düzeyleri arasında nasıl bir ilişki olduğu ve benlik saygısının yaş,

Anastasi

a) Kadınların proaktif başa çıkma beceri düzeyleri erkeklerin proaktif başa çıkma beceri düzeylerinden daha düşüktür.. b) Kardeş sayısının artması ile bireylerin

Bu çalışma; ortaöğretim öğrencisi ergenlerin saldırganlık düzeylerinin, temel olarak benlik saygısı düzeyleri ve yaş, cinsiyet, okul başarı durumu, okul

Bu araştırmanın amacı, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesinde eğitim gören özel eğitim bölümü öğrencilerinin benlik saygıları ile mesleki benlik saygısı

Benzer flekilde çal›flmam›zda da günlük yaflam aktiviteleri yönünden, ba¤›ms›z düzeydeki yafll›lara göre, yar› ba¤›ml› düzeydeki yafll›lar›n

Kemik a¤r›lar›, proksimal kas güçsüzlü¤ü, yürüme güçlü¤ü ile baflvuran hastalarda düflük serum kalsiyumu, dü- flük serum fosforu, yüksek kemik alkalen

Selma KADIOĞLU (Ankara Üni.) Prof.. Metin KARTAL (Ankara