T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
TÜRKĠYE CICER L. (NOHUT) CĠNSĠNĠN MORFOLOJĠK, PALĠNOLOJĠK, SĠTOTAKSONOMĠK, MOLEKÜLER FĠLOGENETĠK KAPSAMDA REVĠZYONU
ĠLE TOHUM PROTEĠNĠ VE ELEMENT ANALĠZLERĠ YÖNÜNDEN ĠNCELENMESĠ
MERYEM ÖZTÜRK DOKTORA TEZĠ
……… Anabilim Dalını
HAZĠRAN-2011 KONYA Her Hakkı Saklıdır
TEZ BĠLDĠRĠMĠ
Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.
DECLARATION PAGE
I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.
Ġmza
MERYEM ÖZTÜRK Tarih:
iv ÖZET DOKTORA TEZĠ
TÜRKĠYE CICER L. (NOHUT) CĠNSĠNĠN MORFOLOJĠK, PALĠNOLOJĠK, SĠTOTAKSONOMĠK, MOLEKÜLER FĠLOGENETĠK KAPSAMDA REVĠZYONU ĠLE TOHUM PROTEĠNĠ VE ELEMENT ANALĠZLERĠ
YÖNÜNDEN ĠNCELENMESĠ MERYEM ÖZTÜRK
Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı
DanıĢman: Doç. Dr. Erdoğan E. HAKKI Ġkinci DanıĢman: Prof. Dr. Ahmet DURAN
2011, 344 Sayfa Jüri
Doç. Dr. Erdoğan EĢref HAKKI Prof. Dr. Ahmet DURAN
Prof. Dr. Mustafa ÖNDER
Doç. Dr. Murat EKĠCĠ
Doç. Dr. Ercan CEYHAN
Gen merkezi Anadolu olan Cicer L. (Fabaceae) cinsinin, zengin yabani nohut (Cicer) çeĢitliliğinden yararlanılması amacıyla morfolojik, palinolojik, sitolojik, moleküler filogeni, tohum ve toprak element analizleri yapılarak taksonlar arasındaki genetik çeĢitlilik ve filogenetik iliĢkiler belirlenmiĢtir.
Moleküler çalıĢmalar kapsamında Türkiye Cicer cinsi taksonları ile birlikte Phaseoleae, Vicieae ve Ononideae tribuslarında yer alan Phaseolus, Vicia, Lens, Pisum ve Ononis cinslerine ait taksonlar dıĢ grup olarak kullanılmıĢ ve elde edilen bulgular değerlendirilerek filogenetik iliĢkileri belirlenmiĢtir. Ayrıca Cicer taksonlarının kapsamlı betimleri yapılarak, cins tayin anahtarı yeniden düzenlenmiĢtir. Cicer türlerinin doğal habitatlarından toplanan tohumları, laboratuvar ortamında çimlendirilmiĢ ve somatik kromozom sayıları 2n= 14, 16, 32 olarak belirlenmiĢtir. AraĢtırılan taksonların polen ve tohum yüzeyi özellikleri taramalı elektron mikroskobunda (SEM) incelenmiĢtir. Türler arasındaki filogenetik iliĢkilerin ve aynı türün farklı lokasyonlarda yetiĢen populasyonları arasındaki varyasyonların belirlenmesi amacıyla moleküler yöntemlerden ITS bölgelerinin sekans analizi yapılmıĢtır. Ayrıca bu çalıĢma ile birlikte diğer araĢtırmaların ITS verileri birlikte kullanılarak, Cicer cinsinin, diğer yakın cinslerle arasındaki filogenetik iliĢkilerin doğrusallığı değerlendirilmiĢtir. Moleküler ve morfolojik analizler için NTSYSpc 2.1 programı ve PAUP (Phylogenetic Analysis Using Parsimony) (Swofford, 2003) programları kullanılmıĢtır. Türlerin aktüel populasyonları dikkate alınarak daha önceden değerlendirilen endemik türlerle birlikte diğer türlerin de IUCN tehlike kategorileri yeniden değerlendirilmiĢtir. Tohum ve toprak örnekleri üzerinde yapılan ICP analizleri, Cicer türlerinin ekolojik istekleri, yetiĢme koĢulları ve habitatları hakkında daha detaylı veriler sağlamıĢtır. Yapılan arazi ve herbaryum çalıĢmalarıyla türlerin korolojileri tam olarak belirlenmiĢ ve haritalar üzerinde gösterilmiĢtir. Özgün bir araĢtırma niteliğindeki Cicer cinsinin revizyonu çerçevesinde, daha önceden yeterince toplanamamıĢ veya çoğaltılamamıĢ taksonların daralan gen havuzunun geniĢletilmesine ve bitki ıslahı için yeni ve farklı genotipler tespit edilmesine katkıda bulunulmuĢtur. Ayrıca bu tez çalıĢmaları kapsamında; daha önceden yayınlanmıĢ olmasına rağmen floramızda yer almayan Cicer heterophyllum türünün yeniden keĢfedilmesi, Cicer floribundum var. amanicola, Cicer heterophyllum var. kasanii ve Cicer incisum subsp. serpentinica‘nın bilim dünyasına yeni taksonlar olarak tanıtılması ilk kez yapılmıĢtır.
v ABSTRACT Ph.D THESIS
REVISION OF THE GENUS CICER L. IN TURKEY VIA MORPHOLOGICAL, PALYNOLOGICAL, CYTOTAXONOMICAL, MOLECULAR PHYLOGENETIC METHODS AND ANALYSES OF SEED
PROTEIN AND ELEMENT CONTENTS MERYEM ÖZTÜRK
THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY
THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN FIELD CROPS
Advisor: Assoc. Prof. Dr. Erdoğan E. HAKKI Second Advisor: Prof. Dr. Ahmet DURAN
2011, 344 Pages Jury
Assoc. Prof. Dr. Erdoğan EĢref HAKKI Prof. Dr. Ahmet DURAN
Prof. Dr. Mustafa ÖNDER
Assoc. Prof. Dr. Murat EKĠCĠ Assoc. Prof. Dr. Ercan CEYHAN
Genetic diversity between taxa and phylogenetic relationships have been identified in Cicer L. (Fabaceae) genus, known to be originated from Anatolia, to make use of rich wild Cicer variability by means of morphological, palynological, cytological and molecular phylogeny, seed and soil analysis.
Taxa of the genus Cicer and the out-group taxa belonging to the most close genera Phaseolus, Vicia, Lens, Pisum and Ononis, which are placed in Phaseoleae, Vicieae and Ononideae tribe respectively, were used in molecular studies in order to retrieve their phylogenetic relationships. The comprehensive descriptions of the genus Cicer were made and more useful keys of identification were rearranged. Seeds of the Cicer species collected from natural habitats were germinated in laboratory conditions and the somatic chromosome numbers were determined, as 2n=14, 16, 32, from their root ends. Pollen and seed coat surface features of the studied taxa were examined with detailed scanning electron microscopy (SEM). Phylogenetic relationships between species and populations of the same species growing in different locations and their variations were determined with the molecular methods performed in the regions of the ITS sequences. The data obtained from the ITS analysis and the other methods, were compared and Cicer species were studied in the presence of phylogenetically closely related genera. Molecular and morphological analyses were conducted with the softwares NTSYSpc 2.1 and PAUP. Considering the current status of the taxa in line with their current populations, besides previously considered endemic species, the IUCN categories of threat of the taxa that were previously undetermined were also evaluated. In this original study, recent molecular methods were used and the study was carried out under the revision of the genus Cicer in Turkey. ICP analysis conducted on seed and soil samples has provided detailed data on the ecological requirements of the Cicer species, including the growing conditions and their habitats. As a result of the field and herbarium studies, the corologies of the species were completely determined and they were shown on the maps. Due to unavailability of enough collected and/or propagated genetic material, the gene pool of the Cicer is currently highly narrowed. This original study has contributed to the expansion of the gene pool via the provision of new and different genotypes, and has provided new genetic material for plant breeding. During this research process C. heterophyllum, which has published and not placed in our flora, was rediscovered, and descriptions of Cicer floribundum var. amanicola, Cicer heterophyllum var. kasanii and Cicer incisum subsp. serpentinica were made for the first time.
vi ÖNSÖZ
Doktora çalıĢmam süresince her zaman destek ve yardımlarını benden esirgemeyen değerli danıĢmanlarım Prof. Dr. Ahmet DURAN ve Doç. Dr. Erdoğan E. HAKKI‘ya teĢekkürü bir borç bilirim.
Ziraat Fakültesi Biyoteknoloji Laboratuarında çalıĢmama imkân sağlayan ve yardımcı olan Prof. Dr. Mehmet BABAOĞLU‘na, Doç. Dr. Erdoğan E. HAKKI‘ya; ODTÜ‘de Laboratuarında çalıĢmama imkân sağlayan Prof. Dr. Mahinur Akkaya‘ya ve yardımcı olan Asude Çallıklı‘ya, ayrıca benimle arazi çalıĢmalarına katılan ve tezim sırasında desteklerini gördüğüm danıĢmanım Prof. Dr. Ahmet DURAN‘a ve Yrd. Doç. Dr. Bekir DOĞAN‘a, yine arazi çalıĢmalarımda yardımcı olan Babam YaĢar ÖZTÜRK‘e ve kardeĢim Tahir ÖZTÜRK‘e, Süleyman TUSTAġ ve Dr. Bilgehan BĠLGĠLĠ‘ye teĢekkür ediyorum.
GörüĢ ve deneyimlerinden faydalandığım Prof. Dr. Mustafa ÖNDER‘e, Doç. Dr. Murat EKĠCĠ‘ye, Doç. Dr. Esra Martin‘e, Prof. Dr. Sait GEZGĠN‘e ve Yrd. Doç. Dr. Seyit Ali KayıĢ ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Hamurcu‘ya teĢekkürü bir borç bilirim.
Moleküler çalıĢmalarımın sekanslama ile ilgili kısmını Arizona State Üniversitesi‘nde gerçekleĢtirmemde maddi destek sağlayan YÖK‘e ve bu doktora tez çalıĢmasını Selçuk Üniversitesi 09101042 nolu proje ile destekleyen Bilimsel AraĢtırma Projeleri Kordinatörlüğüne teĢekkür ederim. Arizona State Üniversitesi‘nde Moleküler Biyoloji laboratuarlarının tüm imkânlarını bana sunan ve sekanslama çalıĢmaları konusunda her türlü yardımı sağlayan Assoc. Prof. Dr. Martin Wojciechowski‘ye ve dostça davranan tüm School of Life Sciences akademisyenleri ve personeline teĢekkür ederim.
Bitki örneklerini incelememe imkân tanıyan ve her türlü kolaylığı sağlayan KNYA, GAZI, ANK, AEF, HUB, EGE, VANF, ISTE, ISTF, ISTO, GUL, KATO, CUHF, GOET, HUJ, ASU, IZ, AIBU ve indekste bulunmayan ülkemizde yer alan çok sayıdaki üniversite herbaryumlarının yetkililerine, tip örneklerini görmem hususunda gösterdikleri yardımlardan dolayı Doç. Dr. Ali Kandemir, Yrd. Doç. Dr. Ekrem Akçiçek, AraĢ. Gör. Dr. Aslı Koca Doğru ve AraĢ. Gör. Dr. Ferhat Celep‘e teĢekkür ederim.
Doktora çalıĢmalarım süresince sabırlarını ve yardımlarını benden esirgemeyen değerli aile büyüklerim babam YaĢar ÖZTÜRK ve annem Gülfen ÖZTÜRK‘e, moral ve azim kaynağım kardeĢlerim GülĢah ve Tahir ÖZTÜRK‘e teĢekkür ederim. Tezimin yazımı sırasında yardımlarını ve desteklerini gördüğüm arkadaĢlarım AraĢ. Gör. Özlem Çetin, AraĢ. Gör. Hilal Ay‘a, AyĢe Özdemir‘e, Ahmet NeĢelier‘e, Songül Uyan‘a, öğrencilerim Havva Deniz ve Mustafa Çelik‘e de teĢekkür ederim.
MERYEM ÖZTÜRK KONYA-2011
vii ĠÇĠNDEKĠLER TEZ BĠLDĠRĠMĠ………..……....iii ÖZET………..……..iv ÖNSÖZ ………..……….……..…….. vi ĠÇĠNDEKĠLER ….………. vii ġEKĠLLERĠ LĠSTESĠ………...……….………..ix ÇĠZELGELERĠN LĠSTESĠ………...……….………xiv SĠMGELERVE KISALTMALAR …………...………...………...xv 1. GĠRĠġ 1
1.1.Ülkemizdeki Botanik ÇalıĢmalarınının Kronolojisi 1
1.1.1. Ülkemizdeki Türk araĢtırmacıların yaptığı çalıĢmalar 2
1.1.2. Son dönemdeki taksonomik çalıĢma yöntemlerindeki değiĢim 3
1.2. Leguminosae Familyasının Dünyadaki ve Türkiye'deki Durumu 4
1.2.1. Cicer L. cinsinin dünyadaki ve Türkiye'deki durumu 5
1.3. Tez ÇalıĢmasının Gerekçesi 6
2. KAYNAK ARAġTIRMASI ………...………..…..9
2.1. Cicer’in Tarihi Devirlerden Günümüze Durumu 9
2.1.1. Leguminosae familyasının taksonomik yeri 11
2.1.1.1. Cicer cinsinin taksonomik tarihi 18
2.1.1.2. Cicer cinsinin orjini ve dağılıĢı 21
2.1.1.3. Cicer cinsiyle ilgili yapılan morfolojik ve anatomik çalıĢmalar 26
2.1.1.4. Cicer cinsine ait taksonların tehlike kategorileri ile ilgili çalıĢmalar 29 2.1.1.5. Cicer cinsiyle ilgili yapılan sitotaksonomik çalıĢmalar 29
2.1.1.6. Cicer cinsiyle ilgili yapılan palinolojik ve tohum yüzeyi çalıĢmaları 35 2.1.1.7. Cicer cinsiyle ilgili yapılan moleküler çalıĢmalar 36
2.1.1.8. Cicer cinsiyle ilgili yapılan biyoteknolojik çalıĢmalar 41
2.1.1.9. Cicer cinsiyle ilgili yapılan zirai çalıĢmalar 41
2.1.1.10. Cicer cinsiyle ilgili yapılan biyokimyasal çalıĢmalar 45
3. MATERYAL VE METOT………...…………48
3.1. Morfolojik Metot 50
3.2. Sitogenetik Metot 59
3.3. Palinolojik Metot 62
3.3.1. IĢık mikroskobu yöntemi 62
3.3.2. Taramalı elektron mikroskobu yöntemi (SEM) 64
3.4. Moleküler Metot 64
viii
3.4.2. QIAGEN kiti ile DNA izolasyonu 66
3.4.3. ISSR primerleriyle PZR amplifikasyonu 67
3.4.4. ITS primerleriyle PZR amplifikasyonu 70
3.4.5. Jel görüntüleme 71
3.4.6. PZR ürünlerinin saflaĢtırılması 73
3.4.7. Dizi analizi hazırlık 74
3.4.8. Moleküler çalıĢmalarda kullanılan kimyasal maddeler 75
3.4.9. Moleküler çalıĢmalarda kullanılan tampon ve çözeltiler 76
3.5. Tohum ve Toprak Analizleri Metodu 76
3.5.1. Toprak örneklerin analize hazırlanması ve analiz yöntemleri 76
3.5.2. Tohum örneklerin analize hazırlanması ve analiz yöntemleri 77
4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA……..………78
4.1.Cicereae Alafeld Tribusunun Özellikleri 78
4.2. Cicer Cinsinin Genel Özellikleri 78
4.2.1. Türkiye Cicer cinsi taksonlarının listesi 80
4.2.2. Cicer cinsine ait tür teĢhis anahtarı 85
4.3. Cicer L. cinsine ait türlerin morfolojik, sitolojik ve palinolojik özellikleri 86
4.3.1. Cicer arietinum L. 87
4.3.2. Cicer reticulatum Ladizinsky 100
4.3.3. Cicer echinospermum P.H.Davis 112
4.3.4. Cicer bijugum Rech. fil. 124
4.3.5. Cicer pinnatifidum Jaub. & Spach sensu lato 134
4.3.6. Cicer incisum (Willd.) K.Maly subsp. incisum 152
Cicer incisum subsp. serpentinica 169
4.3.7. Cicer montbretii Jaub. & Spach 177
4.3.8. Cicer heterophyllum Contandriopulos, Pamukçuoğlu & Quézzél 190
Cicer heterophyllum var. kasanii 202
4.3.9. Cicer uluderensis A. Dönmez 211
4.3.10. Cicer isauricum P.H.Davis 219
4.3.11. Cicer floribundum Fenzl 231
Cicer floribundum Fenzl var. amanicola 240
4.3.12. Cicer anatolicum Alef. 247
4.4. Moleküler Sonuçlar ve TartıĢma 265
4.5. Tohum Protein ve Element Analiz Sonuçları 276
5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER………....286
KAYNAKLAR………….……….292
EK1. Ġncelenen Herbaryumlar ve Uluslararsı Kodları…...…..……..………..315
EK 2. Cicer L. taksonlarına ait olan ham sekanslar………....……….317
EK 3. MacClade programında hizalanan sekansların görünümü………..326
EK 4. Cicer L. ve dıĢ gruplara ait hizalanmıĢ sekanslar……...………..……..327
ix ġEKĠLLERĠN LĠSTESĠ
ġekil 2.1. Fabaceae familyasının filogenetik yeri …………...…………..……… 13
ġekil 2.2. Fabaceae‘nin süper moleküler ağacı………..……….14
ġekil 2.3. Cicereae tribusunun morfolojik özellikleri………...…..16
ġekil 2.4. Papilionoideae tribuslarının arasındaki iliĢkiler……….………….17
ġekil 2.5. Cicer taksonlarının dünyadaki dağılıĢı……….. 23
ġekil 2.6. Cicer taksonlarının Türkiye‘deki dağılıĢı………...…... 26
ġekil 2.7. Leguminosae familyasında görülen nodül tipleri………29
ġekil 2.8. Cicer arietinum türünün kroloplast genomu………...40
ġekil 3.1. Çiçeklenme bölgesinin tanımlanmasında kullanılan karakterler………... 51
ġekil 3.2. Tek yıllık Cicer türlerinin çiçeklenme bölgesi için kullanılan karakterler…. 52 ġekil 3.3. Çok yıllık Cicer türlerinin çiçeklenme bölgesi için kullanılan karakterler… 52 ġekil 3.4. Polimeraz Zincir Reaksiyonu‘nun (PZR) aĢamaları……..……..…….……. 69
ġekil 3.5. ITS primerleriyle yapılan PZR aĢamaları …………...………….…………. 71
ġekil 3.6. Jel hazırlama iĢleminin aĢamaları………...………... 72
ġekil 3.7. Jel boyanması ve görüntülenmesi ………. 72
ġekil 3.8. Kit ile saflaĢtırma………..………..…73
ġekil 3.9. Milipor ile saflaĢtırma………..…………..………...73
ġekil 3.10. SaflaĢtırılmıĢ Cicer örneklerinin jel görüntüsü………...75
ġekil 3.11. SaflaĢtırılmıĢ örneklerin sekanslamaya hazır hale getirilmesi………. 75
ġekil 4.1. Cicer arietinum taksonunun tip örneği………..………..……….. 89
ġekil 4.2. Cicer arietinum türünün habitat ve habitusu ……….……….………89
ġekil 4.3. Cicer arietinum türünün SEM polen görüntüleri…..……….……….95
ġekil 4.4. Cicer arietinum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüsü..….…….………96
ġekil 4.5. Cicer arietinum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri…...……….…….. 97
ġekil 4.6. Cicer arietinum türünün kromozom fotoğrafı………….………...…..…... 98
ġekil 4.7. Cicer reticulatum türünün tip örneği…………...…………..………102
ġekil 4.8. Cicer reticulatum türünün habitat görünüĢü………...…………..…………103
ġekil 4.9. Cicer reticulatum türünün çiçeği ve meyvesi……….…...…...104
ġekil 4.10. Cicer reticulatum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………..…..105
ġekil 4.11. Cicer reticulatum türünün SEM polen görüntüleri………...107
x
ġekil 4.13. Cicer reticulatum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri…………...109
ġekil 4.14. Cicer reticulatum türünün kromozom fotoğrafları………..…...110
ġekil 4.15. Cicer reticulatum türünün idiogramı………. 110
ġekil 4.16. Cicer echinospermum türünün tip örneği…………..…….………..……...114
ġekil 4.17. Cicer echinospermum türünün A-habitatı, B-habitusu…..……….115
ġekil 4.18. Cicer echinospermum türünün çiçeği ve meyvesi………..……... 116
ġekil 4.19. Cicer echinospermum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………..………….. 117
ġekil 4.20. Cicer echinospermum türünün SEM polen görüntüleri………….….……120
ġekil 4.21. Cicer echinospermum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüsü.….……121
ġekil 4.22. Cicer echinospermum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri………...122
ġekil 4.23.Cicer echinospermum türünün kromozom fotoğrafı………..…123
ġekil 4.24. Cicer bijugum türünün tip örneği………...………..…………...126
ġekil 4.25. Cicer bijugum türünün A-habitatı, B-habitusu ………...…………127
ġekil 4.26. Cicer bijugum türünün çiçeği ve meyvesi………...………... 128
ġekil 4.27. Cicer bijugum türünün dünyadaki yayılıĢı ………...….. 129
ġekil 4.28. Cicer bijugum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı…………..…….……...…... 129
ġekil 4.29. Cicer bijugum türünün SEM polen görüntüleri……….… 131
ġekil 4.30. Cicer bijugum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüsü………....……..132
ġekil 4.31. Cicer bijugum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri………..………...133
ġekil 4.32. Cicer pinnatifidum türünün A-habitatı, B-habitusu ………..………….…136
ġekil 4.33. Cicer pinnatifidum türünün çiçeği ve meyvesi…………...…………..…. 137
ġekil 4.34. Cicer pinnatifidum türünün dünyadaki yayılıĢı ………...…..…... 138
ġekil 4.35. Cicer pinnatifidum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………...….. 138
ġekil 4.36. Cicer pinnatifidum türünün SEM polen görüntüleri………..…….……... 144
ġekil 4.37. Cicer pinnatifidum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri……...…….. 146
ġekil 4.38. Cicer pinnatifidum türünün kromozom fotoğrafları……...………148
ġekil 4.39. Cicer pinnatifidum türünün kromozom idiogramı…………..………149
ġekil 4.40. Cicer pinnatifidum yaprak özelliği.…...……… 150
ġekil 4.41. Cicer pinnatifidum türünün çiçek ve meyvesi………..………..……150
ġekil 4.42. Cicer incisum türünün tip örneği ………...………...… 156
ġekil 4.43. Cicer incisum türünün A-habitatı, B-habitusu ………..….... 157
ġekil 4.44. Cicer incisum türünün çiçeği ve meyvesi………...…...………… 158
ġekil 4.45. Cicer incisum türünün dünyadaki yayılıĢı ………...…………... 159
xi
ġekil 4.47. Cicer incisum türünün SEM polen görüntüleri……….…………. 164
ġekil 4.48. Cicer incisum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüleri…..….….…… 165
ġekil 4.49. Cicer incisum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri…………...…….. 166
ġekil 4.50. Cicer incisum türünün kromozom fotoğrafı….……...…………...……… 167
ġekil 4.51. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun A-habitatı, B-habitusu .... 170
ġekil 4.52. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun çiçek ve meyvesi……... 171
ġekil 4.53. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun Türkiye‘deki yayılıĢı…... 172
ġekil 4.54. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun SEM polen görüntüleri….173 ġekil 4.55. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun ıĢık mikroskobu polen görüntüleri ………..………... 174
ġekil 4.56. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun SEM tohum yüzeyi görüntüleri………...175
ġekil 4.57. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun kromozom fotoğrafı……..176
ġekil 4.58. Cicer incisum subsp. serpentinica taksonunun idiogramı…………..…….176
ġekil 4.59. Cicer montbretii türünün tip örneği………...………..……… 179
ġekil 4.60. Cicer montbretii türünün A-habitatı, B-habitusu …………...……...…… 180
ġekil 4.61 Cicer montbretii türünün çiçek ve meyvesi………...……..…… 181
ġekil 4.62. Cicer montbretii türünün dünyadaki yayılıĢı ………...……..……... 182
ġekil 4.63. Cicer montbretii türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………...…..……… 182
ġekil 4.64. Cicer montbretii türünün SEM polen görüntüleri………...….…... 186
ġekil 4.65. Cicer montbretii türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüleri…...…..…. 187
ġekil 4.66. Cicer montbretii türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri…………... 188
ġekil 4.67. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun tip örneği …...…… 193
ġekil 4.68. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun habitatı ve habitusu 194 ġekil 4.69. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun çiçek ve meyvesi.... 194
ġekil 4.70. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun Türkiye‘deki yayılıĢı ..……….……… 196
ġekil 4.71. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun SEM polen görüntüleri………...………... 198
ġekil 4.72. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun ıĢık mikroskobu polen görüntüleri…..……… 199
ġekil 4.73. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun SEM tohum yüzeyi görüntüleri……….. 200
ġekil 4.74. Cicer heterophyllum var. heterophyllum taksonunun kromozom fotoğrafı ... 201
ġekil 4.75. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun habitatı ……….. 204
ġekil 4.76. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun koruma alanı ……..……... 205
xii
ġekil 4.78. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun Türkiye‘deki yayılıĢı..…... 207
ġekil 4.79. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun SEM polen görüntüler... 208
ġekil 4.80. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun ıĢık mikroskobu polen görüntüleri……….. 209
ġekil 4.81. Cicer heterophyllum var. kasanii taksonunun SEM tohum yüzeyi görüntüleri ………...………. 210
ġekil 4.82. Cicer uluderensis türünün A-habitatı, B-habitusu ………...………. 213
ġekil 4.83. Cicer uluderensis türünün çiçek ve meyvesi...………..… 214
ġekil 4.84. Cicer uluderensis türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………... 215
ġekil 4.85. Cicer uluderensis türünün SEM polen görüntüleri………...…. 216
ġekil 4.86. Cicer uluderensis türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüsü..……...… 217
ġekil 4.87. Cicer uluderensis türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri…………...… 218
ġekil 4.88. Cicer isauricum türünün tip örneği………...…….……… 221
ġekil 4.89. Cicer isauricum türünün A-habitatı, B-habitusu ……..……….………… 222
ġekil 4.90. Cicer isauricum türünün çiçeği ve meyvesi……...…………...…………. 223
ġekil 4.91. Cicer isauricum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………..….…... 224
ġekil 4.92. Cicer isauricum türünün SEM polen görüntüleri………...………… 225
ġekil 4.93. Cicer isauricum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüleri…...…….... 228
ġekil 4.94. Cicer isauricum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri……….. 229
ġekil 4.95. Cicer isauricum türünün kromozom fotoğrafları…..….………….………230
ġekil 4.96. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun tip örneği…..………… 234
ġekil 4.97. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun çiçek ve meyvesi…... 235
ġekil 4.98. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun Türkiye‘deki yayılıĢı… 236 ġekil 4.99. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun SEM polen görüntüleri ………...…..………... 237
ġekil 4.100. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun SEM polen görüntüleri ……… 238
ġekil 4.101. Cicer floribundum var. floribundum taksonunun SEM tohum yüzeyi görüntüleri………..…...….……… 239
ġekil 4.102. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun A-habitatı, B-habitusu .. 241
ġekil 4.103. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun çiçek ve meyvesi…... 242
ġekil 4.104. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun Türkiye‘deki yayılıĢı..…243
ġekil 4.105. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun SEM polen görüntüleri.. 244
ġekil 4.106. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun ıĢık mikroskobu polen görüntüleri……….…..245
ġekil 4.107. Cicer floribundum var. amanicola taksonunun SEM tohum yüzeyi görüntüleri……….…………... 246
xiii
ġekil 4.108. Cicer anatolicum türünün tip örneği…...………..….……….. 250
ġekil 4.109. Cicer anatolicum türünün A-habitatı, B-habitusu …..……….… 251
ġekil 4.110. Cicer anatolicum türünün çiçek ve meyvesi………...………. 252
ġekil 4.111. Cicer anatolicum türünün dünyadaki yayılıĢı ………. 253
ġekil 4.112. Cicer anatolicum türünün Türkiye‘deki yayılıĢı………..…….……..…. 254
ġekil 4.113. Cicer anatolicum türünün SEM polen görüntüleri ……...……..………. 260
ġekil 4.114. Cicer anatolicum türünün ıĢık mikroskobu polen görüntüleri …….……261
ġekil 4.115. Cicer anatolicum türünün SEM tohum yüzeyi görüntüleri ………..……262
ġekil 4.116. Cicer anatolicum türünün kromozom fotoğrafı………263
ġekil 4.117. Cicer anatolicum türünün kromozom idiogramı………..……263
ġekil 4.118. Türlerin F1 primeriyle PZR amplifikasyonundan elde edilen ürünlerin elektroforez jel görüntüsü………..………..267
ġekil 4.119. Cicer taksonları ve dıĢ grupların NTSYS programında, UPGMA analiziyle elde edilen ISSR dendogramı………...……….…..268
ġekil 4.120. ISSR verilerinin PAUP programında Maksimum Parsimoni analiziyle elde edilen tek parsimoni ağacı ………..269
ġekil 4.121. Cicer taksonları ve dıĢ grupların PAUP programı kullanılarak yapılan MP analizi sonucu oluĢan ağacı………..………..…… 271
ġekil 4.122. Tüm dünya Cicer cinsi üyeleri ile PAUP programında yapılan ML analizi sonucu elde edilen ağaç ………..275
ġekil 4.123. Cicer türlerine ait toprak örneklerinin pH, EC, CaCO3 ve organik madde grafikleri………...………..……… 277
ġekil 4.124. Cicer türlerine ait toprak örneklerinin mikro-element grafikleri ……….………...………..………...279
ġekil 4.125. Cicer türlerine ait toprak örneklerinin makro-element grafikleri ………...………..……...….280
ġekil 4.126. Cicer türlerine ait tohum örneklerinin mikro-element grafikleri ………...………...………..……….283
ġekil 4.127. Cicer türlerine ait tohum örneklerinin makro-element grafikleri ………...………...………...284
ġekil 4.128. Cicer türlerine tohum protein % değerlerine ait grafik…… .…...…….285
xiv ÇĠZELGELERĠN LĠSTESĠ
Çizelge 2.1. Avrupa‘nın doğusunda yer alan Neolitik devirdeki ekonomik bitkilerin
dağılıĢı ve yayılıĢı ………..………... 9
Çizelge 2.2. Tarih öncesi dönemlere ait bulunan Cicer türleri veya tanımlanamayan Cicer ssp.‘nin kronolojik sırası .………...10
Çizelge 2.3. Cicer cinsinin kısa taksonomik tarihçesi ………... 20
Çizelge 2.4. Cicer cinsinin farklı ülke ve bölgelerdeki, tür sayısı ve endemizm oranlarının karĢılaĢtırılması ………..22
Çizelge 2.5. Türkiye‘de yayılıĢ gösteren taksonlar ve içinde yer aldığı seksiyon ve seriler ………...….24
Çizelge 2.6. Cicer taksonlarına ait sitotaksonomik çalıĢmalar, kromozom sayıları, karyogram ve idiogram durumları………..…………...34
Çizelge 2.7. Vicieae, Cicereae ve Trifolieae tribuslarının içeriklerinin karĢılaĢtırılması……… 47
Çizelge 3.1. Betimleme ve tür tayin anahtarında kullanılan ayırıcı karakterler………..53
Çizelge 3.2. ISSR amplifikasyonunda kullanılan primerler …..………68
Çizelge 3.3. Sekans çalıĢmalarında kullanılan ITS primerleri ………..70
Çizelge 4.1. Ülkemizde yayılıĢ gösteren Cicer türleri ve taksonomik sınıflandırma basamakları………84
Çizelge 4.2. C. reticulatum türünün detaylı kromozom morfolojisi……….110
Çizelge 4.3. C. pinnatifidum türünün detaylı kromozom morfolojisi………..149
Çizelge 4.4. C. incisum türünün detaylı kromozom morfolojisi………..177
Çizelge 4.5. C. anatolicum türünün detaylı kromozom morfolojisi……… 263
Çizelge 4.6. Cicer taksonlarının NanoDrop ile okunan DNA değerleri…..…………..265
Çizelge 4.7. Cicer taksonlarına ait toprak analiz sonuçları………..………...…...….. 278
xv SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler Açıklamalar m Metre mm Milimetre cm Santimetre km Kilometre mM Milimolar µ Mikron µm Mikrometre º C Santigrat derece bp Baz çifti
ibid. Aynı yerden toplanmıĢ
id. Aynı kiĢiler tarafından toplanmıĢ
M.B. Mikroskop büyütmesi
n.v. görülmedi
Kısaltmalar Açıklamalar
subsp. Alt tür
var. Varyete
CTAB Setil Trimetil Amonyum Bromür
DNA Deoksiribo Nükleik Asit
EDTA Etilen Diamin Tetra Asetik Asit
IUCN Dünya Koruma Örgütü
ISSR Inter Simple Sequence Repeat
PZR Polimeraz Zincir Reaksiyonu
RAPD Randomly Amplified Polymorphic DNA
Taq Thermus aquaticus
Tris Tris (hidroksimetil) amino metan
EtBr Etidyum bromür
Alt. Yükseklik
APS Amonyum persülfat
ETS DıĢ transkribe boĢluklar
1. GĠRĠġ
1.1. Ülkemizdeki Botanik ÇalıĢmalarının Kronolojisi
Yurdumuz coğrafi konumu, jeolojik ve jeomorfolojik yapısı, farklı topografik yapılara ve toprak gruplarına sahip oluĢu, değiĢik iklim tiplerinin etkisi altında kalması ve üç farklı bitki coğrafyasının bölgesinin birleĢtiği yerde olması nedeniyle zengin bir flora ve çok farklı vejetasyon tiplerine sahiptir (Davis ve Hedge, 1975; Doğan, 2007).
Sahip olduğu zenginlikler dolayısıyla ülkemiz florası her zaman yabancı botanikçilerin ilgisini çekmiĢtir. Farklı zamanlarda birçok yabancı botanikçi yurdumuzda araĢtırmalar yapmıĢtır.
Anadolu bitkileri ile ilgili ilk bilgiler 1. yüzyılda yaĢamıĢ olan Dioscorides‘in ‗Materia Medica‘ isimli eserinde yer almaktadır. Ancak bu bilgiler daha çok ilaç olarak kullanılan bitkilerle ilgilidir. Daha sonraki dönemlerde Anadolu‘dan bitki toplayan araĢtırıcılar hekim ve eczacılardır. Bitki toplamak amacıyla ilk gelen araĢtırıcılar Pierre Belon, Leonhard Rauwolf ve Joseph Pitton Tournefort‘tur. Pierre Belon Ġstanbul, Ege Adaları, Ġzmir ve Uludağ, Leonhard Rauwolf Urfa ve Gaziantep, Joseph Pitton Tournefort ise Ġstanbul, Tokat, Erzurum, Ağrı, Van ve Trabzon civarlarından bitki örnekleri toplamıĢlardır. Rauwolf Anadolu‘dan 338 örnekten oluĢan ilk herbaryum örneklerini toplayan kiĢidir (Rijksherbarium, Hollanda). John Sibthorb 1786-1794 yılları arasında Anadolu‘ya gelmiĢ ve Batı Anadolu‘dan çok sayıda bitki örneği toplamıĢtır (Baytop, 2000; Doğan, 2007).
Ülkemizde bitki toplayan araĢtırıcıların faaliyetlerine kronolojik olarak baktığımızda P.M. Aucher-Eloy (1830-1838); B.B. Balansae (1854-1857); P.E. Boissier (1842-1845); K.H.Emil Koch (1836-1844); P. Tchitatcheff (1848-1863); J.P. Tournefourth (1700-1702); G.V.A. Aznavour (1895-1930); J.F.N. Bornmüeller (1892-1929); K. Krause (1933-1939); J.J. Manisadjian (1890-1915); W.E. Siehe (1895-1924); P.E.E. Sintenis (1883-1890); P.H.Davis (1938- 1982) ve A.Huber-Morath (1935-1964) bitki topladıkları görülmektedir. Bu araĢtırmacıların ülkemizden topladıkları bitkilerle oluĢturdukları koleksiyonlar Avrupa‘nın çeĢitli kentlerindeki herbaryumlarda sergilenmektedir (Erik ve Tarıkahya, 2004).
Ülkemiz florası ile ilgili ilk önemli çalıĢma Ġsviçre‘li botanikçi P.E. Boissier‘in yayınlamıĢ olduğu 6 ciltlik Flora Orientalis adlı eseridir (Boissier, 1867-1888). Ülkemiz florası ile ilgili yazılmıĢ en önemli eser ise, Flora Orientalis‘ten tam bir asır
sonra yazılan, editörlüğünü P.H.Davis‘in yaptığı dokuz ciltlik Flora of Turkey and the East Aegean Islands adlı eserdir (Davis, 1965-1985). Türkiye florasının ilk dokuz cildinin yayınlanmasından sonra çok sayıda yeni takson bulunmuĢ ve bu türler ek cilt olarak yayınlanmıĢ ve cilt sayısı 10‘a çıkmıĢtır (Davis ve ark., 1988). Daha sonra yapılan çalıĢmalarda Türkiye Florasına ilave edilen yeni kayıt ve yeni taksonlar için ikinci bir ek cilt yayınlanmıĢtır (Güner ve ark., 2000).
Bir ülkenin en önemli doğal kaynaklarından birisi de bitki örtüsüdür. Bu nedenle her ülke kendi florasına ait bitkileri tespit etmekte, onlar üzerinde dokümantasyon, gen kaynaklarının belirlenmesi, değerlendirilmesi ve bitkilerin doğal ortamlarında korunması gibi benzer konularda çalıĢmalar yapmaktadır (Uysal, 2006).
1.1.1. Ülkemizdeki Türk araĢtırmacıların yaptığı çalıĢmalar
Türkiye florasında cins revizyonu yapan Türk botanikçilerden Türkiye florasına yazar olarak katkı sağlayan araĢtırmacılar ciltlerin yayınlanıĢ sırasına göre Ģöyledir: 2.ciltte: H. Demiriz, F. Yaltırık; 3. ciltte: H. Demiriz; 4. ciltte: H. PeĢmen; 6. ciltte: A. Baytop, E. Leblebici, H.PeĢmen, F. Yaltırık; 7. ciltte: F.Yaltırık, H. Demiriz, T. Ekim, E. Leblebici, B.Tutel; 8. ciltte: A. Baytop, E. Tuzlacı; 9. ciltte: A. Baytop M. Doğan 10. ciltte: editör ve yazarları aynıdır. 11. ciltte: 4 editör ve 25 Türk yazarın katkı sağladığını görüyoruz. 1. ve 5. ciltte maalesef Türk yazarımız yoktur (Duran, 2010). Buradan anlaĢıldığı üzere her geçen yıl içerisinde yetiĢmiĢ eleman sayımızın arttığını ve en sonunda editörlükte dâhil olmak üzere floranın yazımında aktif rol dağılımında yabancılar kadar Türklerinde söz sahibi olduğu anlaĢılmaktadır.
2000 yılından bu yana ülkemiz florasına yeni kayıt ve yeni taksonların ilavesi devam etmekte ve bu durum Türkiye Florasının tam anlamıyla bitirilemediğini göstermektedir. Türkiye Florasının yazımından sonra da bazı cinslerde taksonomik problemlerin devam etmesi ve sürekli olarak ülkemiz florasına yeni taksonların eklenmesi gibi nedenlerden dolayı Türkiye Florasının yeniden yazılması gündeme gelmiĢtir. Ancak öncelikli olarak cins ve seksiyonlar düzeyinde yeni revizyonların günümüz ileri teknikleri kullanılarak yapılması gerekmektedir (Davis ve Hedge, 1975; Doğan, 2007).
GeliĢen teknolojinin sağladığı modern tekniklerden faydalanarak gerçekleĢtirilen revizyon çalıĢmaları baĢlamıĢ olup, son yıllarda Türk araĢtırıcılar tarafından özellikle taksonomik açıdan problemli cinsler üzerinde revizyon çalıĢmaları yapılmaktadır. Bazı
cinsler bütün türleri ile, çok sayıda tür ve tür altı taksona sahip cinsler ise seksiyonlar düzeyinde çalıĢılmaktadır. Isatis L., Phleum L., Delphinium L., Astragalus L. Sect. Dasyphyllum Bunge, Astragalus L. Sect. Hololeuce Bunge ve Sect. Acmothrix Bunge, Astragalus L. Sect. Alopecias Bunge, Arabis L., Ebenus L., Phlomis L., Ballota L., Fritillaria L., Verbascum L., Ferula L., Sideritis L., Oxytropis DC. revizyonu yapılan cins ve seksiyonlardan bazılarıdır. Bu çalıĢmalara ilaveten birçok cinsin ve seksiyonun da revizyon çalıĢmaları sürdürülmektedir. Taksonlar morfolojik çalıĢmalar dıĢında moleküler, sitogenetik, palinolojik ve biyokimyasal yöntemler kullanılarak çok daha kapsamlı olarak incelenmektedir. Fakat DNA dizi çalıĢmaları, palinoloji ve sitogenetik çalıĢmaların artmasıyla birlikte bazı filogenetik bilgilerin ortaya çıkardığı akrabalık iliĢkileri ile morfolojik farklılık ve benzerliğe dayanan sınıflandırmalar arasında çeliĢkiler tespit edilmektedir. Bu problemlerin çözülmesi için sistematik filogeni çalıĢanlar, DNA sekans çalıĢmalarına yönelmiĢlerdir (Felsenstein, 1985; Doğan, 2007; Uysal, 2006).
1.1.2. Son dönemdeki taksonomik çalıĢma yöntemlerindeki değiĢim
Moleküler çalıĢmaların kritik dönemeç noktası Watson ve Crick‘in DNA çift sarmalının yapısını açıklaması olmuĢtur; 1980‘ li yılların baĢlarında Karl Mullis‘in Polimeraz Zincir Reaksiyonunu (PZR) keĢfetmesinden sonra ise gizemli bir yapı olan genetik materyal hakkında daha geniĢ bilgiler elde edilmeye baĢlanmıĢ olup genlerin yapısı ve fonksiyonu üzerinde daha detaylı incelemelerin gerçekleĢmesi mümkün olmuĢtur. Özellikle 1990‘lı yılların baĢları tohumlu bitkilerin filogenisinin yeniden düzenlenmesi için bir basamak olmuĢtur. Bu aĢamada hızlıca elde edilen DNA dizilerine ait veriler filogenetik geliĢim teorisini çok daha ileriye götürmüĢtür. Bu süreç çok büyük veri setlerinin analizlerinin yapılmasına imkân sağlamıĢtır. Bu amaç doğrultusunda kullanılan değiĢik metotlarla bireylerin filogenetik soyağacında yerleri verilmiĢ ve sınıflandırılmaları gerçekleĢtirilmiĢtir (Bremer ve ark., 2003).
Filogenetik analizlerin gerçekleĢmesinde uygun genin ve uygun bir sürecin seçilmesi son derece önemlidir. Revizyon çalıĢmaları sırasında canlıların evrimsel iliĢkilerinin ve akrabalık derecelerinin ortaya çıkarılmasında değiĢik metotlar kullanılmaktadır. Fakat kullanılan tüm metotların kendine özgü avantaj ve dezavantajları da bulunmaktadır. Bu söz konusu durumlar göz önüne alınarak çalıĢılacak taksonomik seviye ve evrimsel soruna çözüm getirecek uygun moleküler
veri setlerinin kullanılması önemlidir. Bu fikirden yola çıkarak birçok araĢtırmacı hangi genomik bölgenin hangi taksonomik seviyede problemleri çözmede en iyi yöntem bilim olduğu noktasında çalıĢmalarda bulunmuĢlardır (Soltis ve ark., 1998).
Bitki sistematiği alanında nüklear genom, kloroplast genomu ve mitokondrial genom üzerinde kapsamlı araĢtırmalar yapılmıĢtır. Kloroplast genomunun genel yapısal özellikleri bitki taksonomisi alanında kullanılmak üzere kapsamlı biçimde araĢtırılmıĢ ve kloroplast DNA‘sının taksonomik sorunların çözümünde tür, cins ve familya seviyelerinde kullanılabileceği sonucuna varılmıĢtır (Palmer 1985, 1986, 1987, 1991; Palmer ve ark., 1988; Zurawski ve Cleeg, 1987; Soltis ve ark., 1992; Oberprieler ve Vogt., 2002).
Bitki çekirdek genomu üzerindeki araĢtırmalar da sistematik sorunların çözülmesinde kapsamlı bir alanda kullanılabileceğini göstermiĢtir. Çekirdek genom, Angiospermlerin filogenetik iliĢkilerinin yeniden oluĢturulmasında tüm taksonomik kategorilerde ve populasyon analizlerinde kullanılmaktadır. Özellikle büyük ölçüde korunmuĢ kodlayıcı bölgeler içeren nüklear genom bölgeleri (18S, 26S ve 5.8S) familya ve üstü seviyelerde problemlerin çözülmesine imkan verirken, ITS ( Internal Transcribe Spacer) bölgeleri, yakın akraba cinslerin iliĢkilerinin ortaya çıkarılmasında ve tür düzeyindeki analizlerde kullanılmaktadır (Rodger ve Bendich, 1987; Jorgensen ve Cluster, 1988; Hamby ve Zimmer, 1992; Soltis ve ark., 1999; Plovanich ve Panero, 2004; Buzgo ve ark., 2004).
Bitki sistematiği alanında moleküler tekniklerin kullanılmaya baĢlanması ile değiĢik taksonomik kategorilerde yeniden revizyon çalıĢmaları yapılmıĢtır. Sistematikçiler bu çalıĢmalar sırasında öncelikle çalıĢtıkları taksonomik kategorilerle ilgili temel grupların tespit edilmesini sağlamıĢlar daha sonrada gruplar arasındaki evrimsel iliĢkileri tespit etmiĢlerdir (Bremer ve ark., 2003).
1.2. Leguminosae Familyasının Dünyadaki ve Türkiye’deki Durumu
Tohumlu bitkiler içindeki Orchidaceae ve Asteraceae‘dan sonra üçüncü en büyük familya olan Leguminosae familyasıdır. Bu familyada 727 cinse ait yaklaĢık 19.325 tür yer almaktadır. Bu sayı, Polhill tarafından 1994 yılında tüm familyanın yeniden gözden geçirilmesi sırasında 671 olan cins sayısından 56 cins fazladır. Cins sayısında son on yıldaki bu artıĢın nedeniyse çoğunlukla daha büyük ve önceden parafiletik olan (doğal olmayan-unnatural) birçok cinsin cins seviyesindeki ayrıĢımının
kabul edilmesinden dolayıdır. Diğer bir ifade ile bazı cinslerin iki veya daha fazla küçük cinse ayrılmasındandır (Lewis ve ark., 2005).
Baklagiller birçok kısa ömürlü otlardan çalılara, sarmaĢıklardan, odunsu tırmanıcılara, iri ağaçsı formlardan, birkaç sucul formlara kadar oldukça değiĢik yapılarda olabilirler. Baklagiller dünyadaki birçok vejetasyon tipinin temel bileĢenlerinden biri olarak bulunmaktadırlar. Birçok baklagil de kenardaki veya verimsiz arazilerde kolonize olarak atmosferik azotu köklerindeki nodüller vasıtasıyla fikse etme kapasitesine sahiptirler (Lewis ve ark., 2005; Sprent, 2001).
Bu familya 3 alt familyadan oluĢmaktadır. Bunlar sırasıyla Caesalpinioideae, Mimosoideae ve Papillonoideae’ dır. Cicer cinsinin de içinde yer aldığı Papillonoideae subfamilyasında ise 28 oymak, 478 cins ve yaklaĢık 13.780 tür yer almaktadır (Lewis ve ark., 2005).
Leguminosae familyası Türkiye‘de ise 71 cinse ait yaklaĢık 1013 tür içermekte olup tür sayısı bakımından en büyük ikinci familyadır. Bu türlerin 400‘ü endemik olup Türkiye Florasında endemizm oranı açısından %14 ile Leguminosae familyası ikinci sıradadır (Erik ve Tarıkahya, 2004).
1.2.1. Cicer L. cinsinin dünyadaki ve Türkiye’deki durumu
Cicer L. (Leguminosae) cinsi dünyada yaklaĢık olarak 45 otsu veya yarı-çalımsı tek veya çok yıllık formları ile Kuzey yarım kürenin ılıman kuĢağında temsil edilmektedir. Bunlardan 9‘u tek yıllık, 35‘i çok yıllıktır taksonlar olup bunların yayılıĢ merkezi Güneybatı Asya ve endemik olan iki uzak türün ise Fas ve Kanarya adalarıdır (van der Maesen ve ark, 2007). Toplam taxa sayısı 45 ve endemik taxa sayısı 22 olup bununla birlikte endemizm oranı da % 48.9‘dur.
Türkiye Florasında (Davis, 1970; Davis ve ark., 1988, Özhatay ve ark., 2009), Cicer cinsi 10 tür ile temsil edilir. Bunların 4‘ü endemiktir. Bu türler sırasıyla; Cicer echinospermum P.H.Davis, C. floribundum Fenzl, C. isauricum P.H.Davis ve C.
reticulatum Ladizinsky‘dir (Davis, 1970; Davis ve ark., 1988). Ayrıca
Contandriopoulos ve ark. (1972) Türkiye için endemik olan Cicer heterophyllum Contandriopoulos, Pamukcuoglu ve Quezel türünü bilim dünyasına tanıtmıĢlardır. Böylece toplam tür sayısı da 11‘e ve endemik tür sayısı 5‘e yükselmiĢtir. Ayrıca 2011‘de yayımlanan C. uluderesis A.Dönmez‘le birlikte toplam tür sayısı 12‘ye ve endemik tür sayısı 6‘ya, bununla birlikte endemizm oranı da % 50‘ye çıkmıĢtır.
1.3. Tez ÇalıĢmasının Gerekçesi
Bu revizyon çalıĢması Türkiye‘de yayılıĢ gösteren Cicer cinsi türlerini kapsamaktadır. Türkiye Flora‘sında bazı türler hakkındaki verilerin yetersiz olması, teĢhis anahtarının kullanıĢsızlığı, ayırt edici karakterlerin daha anlaĢılır duruma getirilme zorunluluğu, bazı herbaryum örneklerinin yanlıĢ teĢhis edilmesi, florada varyasyon gösteren örneklerden söz edilmekle birlikte bu varyasyon sınırlarının tam olarak bilinmemesi, ülkemiz florasında kayıtlı olan bazı türlerin endemik olup olmadığı konusunda tereddütlerin olması, yayınlanan bazı türlerin halen floramızda yer almaması, türler arası iliĢkilerin tam olarak belirtilmemesi gerekçeleri Cicer cinsi üzerinde bir revizyon çalıĢması yapılmasını öncelikli hale getirmiĢtir.
Bu çalıĢmada morfolojik revizyona destek olarak türlerin sitogenetik, palinolojik, DNA fragment analizi ve ISSR bilgileri kullanıldı. Ekonomik anlamda çok değerli olan Cicer cinsinin taksonları uzun dönemdeki evrimleĢmeler ve adaptasyonlar sonucunda tek yıllık yabani formların biyotik ve abiyotik streslere karĢı dayanıklılık genleri yönünden zengin olduğu bilinmektedir (Singh ve ark. 1998). Bu çalıĢma ile farklı lokalitelerden toplanan doğal Cicer örnekleri ile genitör olabilecek yabani türler tespit edilerek daralan gen havuzunun geniĢletilmesine katkı sağlanmıĢtır. Bu yüzden ileride yapılacak olan ıslah çalıĢmalarında baĢarılı hibritleĢmeler elde edilebilecektir. FAO Türkiye 2008 verilerine göre yıllık üretilen nohut miktarı 518.026 ton, hasat edilen alan 486199 hektar, verim 10654 hg/ha, yıllık tohum miktarı 60440 ton‘dur. Yapılan çalıĢmalarla Türkiye‘nin bu pazardaki yeri, kar marjı ve rekabet payı arttırılmasına katkıda bulunulacaktır.
Cicer cinsinin araĢtırma konusu olarak seçilmesinin bazı gerekçeleri;
1- Ekonomik öneminin olması sebebiyle neredeyse her 20-25 yılda bir çeĢitli araĢtırmacılar tarafından çalıĢılmıĢ olup taksonomik anlamda birçok değiĢikliğe uğramıĢ bir cins olması sebebiyle mevcut veri tabanlarında bilgi kirliliği vardır ve takson sayısında bile netlik yoktu.
2- Yapılan değiĢiklikler parça parça olup, her bir araĢtırıcının ortaya koyduğu sistemler arasında bütünlük olmadığı için yapılan taksonomik değiĢiklikleri izlemenin zorluğu.
3- Cicer, taksonomik olarak karmaĢık bir cins olması ve özellikle Cicer
pinnatifidum, C. anatolicum ve C. incisum türleri etrafında toplanan problemlerin çözümü gerekliliği. Bu problemlerin çözümüne katkı sağlayacak, populasyon
analizlerine, sekans analizlerine ve tohumlarının laboratuar Ģartlarında çimlendirilerek kromozom sayılarının tespit edilmesi çalıĢmalarının yapılması. 4- Özellikle çok yıllık türlerde dormansinin kırılamamasından dolayı kromozom
sayısı ve morfolojileri hakkında kesinliğin olmaması.
5- Taksonlara ait populasyon gözlemlerinin yapılması ve tehlike kategorileri olanların revize edilmesi, olmayanların ise değerlendirilmesi gerekliliği.
6- Cicer echinospermum ve C. bijugum Türkiye florasında endemik olarak
görülmesine rağmen diğer literatürlerde ise endemik olmadığı belirtilmekte olup, bu durumun netliğe kavuĢturulması.
7- 1972‘de yayınlanmıĢ olmasına rağmen daha sonra yayınlanan iki ek ciltde yer almayan C. heterophyllum ve 2011‘de yeni yayınlanmıĢ olan C.uluderensis türlerinin yayılıĢı, deskripsiyonu ve anahtardaki yerlerinin belirlenmesi.
8- Yapılan arazi çalıĢmalarında toplanan ve yeni olması muhtemel taksonların durumunun araĢtırılması.
9- Türkiye florasında yer alamayan C. judaicum ve C. oxyodon türlerinin ülkemizdeki varlıkları hakkındaki Ģüphelerin daha kapsamlı araĢtırılması.
10- Cicer cinsinin özellikle spesifik ve infra spesifik düzeyde taksonların arasındaki taksonomik problemlerin giderilerek bunların ayrılmasında kullanılacak önemli diagnostik karakterlerin tespit edilmesi.
11- Ülkemizin farklı fitocoğrafik bölgelerinde ve farklı lokalitelerinde yayılıĢ gösteren aynı türün alttür ve varyeteleri üzerinde yapılan kapsamlı araĢtırmalar; bu taksonların varyasyon durumları hakkında bilgi sağlaması ve daha sağlıklı sınıflandırma yapılması.
12- Günümüzde monogenerik bir tribus olarak kabul edilen Cicereae tribusu içinde yer alan Cicer cinsi Türkiye Florasında halen Vicieae tribusunda yer alması ve bu yanlıĢlığın düzeltilmesi gerekliliği
13- Farklı lokalitelerden toplanacak Cicer örnekleri ile genitör olabilecek yabani türler taksonların daralan gen havuzunun geniĢletilmesi. Bu duruma bağlı olarak ıslah çalıĢmalarında baĢarılı hibritleĢmelerin sağlanması.
14- Cicer arietinum türünün en yakın atasının C. reticulatum mu? Yoksa kültüre alınmasından sonra C. arietinum genetik açılım yapmıĢ olup bu açılımdan sonra kendi kendine verimli döller oluĢturabilen türleĢme mi olduğunun araĢtırılması.
15- Yapılacak olan populasyon analizleriyle saf türler, hibritleĢebilen taksonlar ve bunların hibritleri ile ilgili ortaya çıkan karmaĢıklığın kullanılacak yöntemlerle aydınlatılması.
16- Yeni türlerde dâhil olmak üzere yapılacak çalıĢmalarla filogenetik akrabalıkların belirlenmesi.
17- Yapılacak element ve toprak analizleriyle birlikte, türlerin ekolojileri, fitocoğrafik durumları ve habitatları hakkında daha fazla bilgi sağlanarak zirai anlamda kullanılabilecek verilerin sağlanması. Ayrıca çok farklı bölgelerden ve lokalitelerden toplanan örneklere dayalı, daha güvenilir ve kapsamlı betimler yapılarak Cicer cinsi türlerinin kullanıĢlı tayin anahtarının hazırlanması. Türkiye Cicer cinsi taksonlarının habitat tercihi, ekolojik istekleri, topoğrafya özellikleri ve hangi iklimsel Ģartlarda daha iyi geliĢtiklerinin araĢtırılması.
18- C. heterophyllum ve C. montbretii aynı türler midir? Yoksa birbirinden farklı mıdırlar? Farklıysa bu fark onları tür olarak ayırmaya yeter mi? Sorularının cevaplanması.
19- Anadolu diagonalı ile Cicer türlerinin Türkiye‘de yayılıĢı arasında anlamlı bir iliĢki varlığının araĢtırılması.
20- Ekim ve ark.‘nın (2000) yazdığı Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı‘na göre endemik türlerden Cicer reticulatum’u Endangered (Tehlikede); Cicer floribundum‘u Near Threatened (Tehdit altına girebilir); Cicer isauricum‘u Near Threatened (Tehdit altına girebilir); Cicer echinospermum’a ise Vulnerable (Zarar Görebilir) statüsünde değerlendirilmiĢtir. Florada yeralan diğer türler ise değerlendirilmemiĢtir. Tümtürlerin yeniden değerlendirilmesi.
2. KAYNAK ARAġTIRMASI
2.1. Cicer Cinsinin Tarihi Devirlerden Günümüze Durumu
Baklagiller eski devirlerden bu yana toplayıcılar açısından ağaca tırmanmayı yâda yeri kazmayı gerektirmeden kolayca toplanan, besleyici ve tok tutucu gıda çeĢitleri olarak bilinir. Baklagiller kolayca yetiĢtirilmelerinin yanı sıra uzun süre saklanabilme özellikleri nedeniyle de tercih edilmiĢtir. Romalılar, kabuk içinde saklanmıĢ yenebilen tanelerin tümüne toplayıcılık anlamındaki ―lego‖ dan gelen ―legumen‖ adını vermiĢlerdir. Asya‘da ve Doğu Akdeniz‘de çokça rastlanan tırmanıcı, sarılıcı baklagiller ilk evcilleĢtirilen, tarıma alınan bitkiler arasındadır (Ertuğ, 2008).
Anadolu‘da gerçekleĢtirilen etnobotanik çalıĢmalarında Leguminosae/ Fabaceae familyasına ait doğadan toplandığı belirlenen (kullanımı veri tabanına giren) türlerin toplam sayısı 60 kadardır. Bunların büyük bölümü yem, bir kısmı gıda, diğerleri tıbbi, yakacak, boyar madde gibi kullanım alanlarına sahiptir. Bazı türler evcilleĢtirilerek/ aĢılanarak daha iri taneli olmaları sağlanmıĢtır. Anadolu‘da açığa çıkarılan en erken Neolitik yerleĢmelerin (Çizelge 2.1) tümünde baklagil örneklerine rastlanmıĢ, bugün hayvan yemi olarak yetiĢtirilen Vicia türlerine ait tanelerin gıda olarak depolandığı belirlenmiĢtir (Ertuğ, 2008).
Çizelge 2.1. Avrupa‘nın doğusunda yer alan Neolitik ekonomik bitkilerin dağılıĢı ve yayılıĢı (Shennan ve ark., 2004)
Nohut 10 bin yıl önce bezelye ve mercimek gibi baklagil üyeleri ile birlikte eski dünyada kültüre alınmıĢ olan önemli bir baklagildir (van der Maesen, 1972; Redden ve
Neolitik yerleşimler/ Baklagil verileri Cicer arietinum Cicer sp. Lathyrus aphaca L.cicera/ sativus Lathyrus hirsitus Lathyrus nissolia Lathyrus sativus Lens culinaris Lens sp. Pisum elatius Pisum sativum Pisum sp. Vicia ervilia Vicia faba Vicia sativa
Aşıklı Höyük- Aksaray x x x x xx
Cafer Höyük- Malatya xx xx x xx x
Can Hasan III- Karaman x x
Çatal Höyük- Konya xx x xx xx x xx xx xxx
Çayönü- Diyarbakır x x x x xx xx
Erbaba- Konya x xx x
Hacılar- Burdur x x x x
Hallan Çemi- Batman x x
Nevali Çori- Şanlıurfa x xx xx xx x
Kaynak: S. Shennan, J. Conolly ve S. Colledge, AHRC funded project (2001-2004): The origin and spread of Neolithic plant economies in the Near East and Europe.
KÜŞNE/ BAKLA/FİĞ
Berger, 2007). Muhtemelen uzun ve serin bir dönemin baĢlaması evcilleĢtirme ile güvenli gıda temini ve ziraati baĢlatmıĢtır (Wright, 1968; Smith 1995; Redden ve Berger, 2007). Redden ve Berger (2007) bilinen en eski nohut varlığının Suriye‘de Tell el-Kerkh bölgesi olduğunu söylemektedir. van Zeist ve Bottema (1972) bugün Türkiye‘de bilinen en eski nohut varlığının M.Ö. 7500-6800 yıllarında Çayönü‘nden bilindiğini raporunda belirtmiĢlerdir (Çizelge 2.2). Nohut muhtemelen bugün Türkiye‘nin Güney-doğu Anadolu bölgesi ve kısmen Suriye‘yi kapsayan bir bölgeden köken almaktadır. Ladizinsky ve Adler (1976a), tohum protein elektroforez çalıĢmalarında Cicer reticulatum‘un kültür nohudunun yabani atası olduğunu ve Türkiye‘nin Güney-doğusunun nohudun anavatanı olduğunu ifade etmiĢlerdir. Ayrıca, yabani nohutlar üzerinde melezleme (Singh ve Ocampo, 1993), karyotip araĢtırmaları (Ocampo ve ark., 1992), izozim çalıĢmaları (Labdi ve ark., 1996) ve dokuz yabani tek yıllık türler arasındaki bulgular (Ladizinsky ve Adler, 1976a) nohudun anavatanıyla ilgili görüĢleri desteklemektedir.
Çizelge 2.2. Tarih öncesi dönemlere ait bulunan Cicer türleri veya tanımlanamayan Cicer ssp. örneklerinin kronolojik sırası
Kalıntı Lokalite Ülke Zaman Yıl Kaynak
Cicer arietinum Tell el-Kerkh Suriye Erken Neolitik dönem
7260 M.Ö.
Tanno ve Willcox, 2006
Cicer sp. Nevali Cori Türkiye Erken Neolitik
dönem
7250 M.Ö.
Pasternak, 1998
Cicer sp. Çayönü Türkiye Erken Neolitik
dönem
7150 M.Ö.
van Zeist ve de Roller, 1991, 1992
Cicer sp. Nevali Cori Türkiye Erken Neolitik
dönem
7150 M.Ö.
Pasternak, 1998
Cicer sp. AĢıklı Höyük Türkiye Erken Neolitik dönem
6700 M.Ö.
van Zeist ve de Roller, 1995
Cicer arietinum Çatal Höyük Türkiye Erken Neolitik dönem
6000 M.Ö.
Fairbairn ve ark, 2002
Cicer arietinum Hacılar Türkiye Geç Neolitik dönem
5500 M.Ö.
Helbeak, 1970
Not: (Erken Neolitik dönem= 9350-7900 bp; Geç Neolitik Dönem=5450-3500 bp)
Roma, Hindistan ve Avrupa literatürlerin de, Homer tarafından Ġlyada‘da (1000-800 M.Ö.), nohutun hem yiyecek hem de tıbbi veya bitkisel amaçlı kullanıldığından söz edilir (van der Maesen, 1972). YaklaĢık M.Ö. 5500‘den itibaren kümeler halinde
Bereketli Hilal‘de bulunan ürünler kümeler halinde Avrupa ve Batı-Orta Asya‘ya yayılmıĢtır (Harlan, 1992; Damania, 1998; Harris, 1998).
Nohut yenidünyaya Ġspanyollar ve Portekizliler tarafından 16. y.y. (A.D.) ve kabuli tipleri Hindistan‘dan Akdeniz‘e ipek yolu vasıtasıyla 18. yy.‘da taĢınmıĢtır (van der Maesen, 1972). Desi tipi nohutlarda muhtemelen Kenya‘ya Hintli göçmenler tarafından 19. yy.‘ın sonlarına doğru ithal edilmiĢtir (van der Maesen, 1972).
Nohutun yabani atası olarak tanımlanan Cicer reticulatum‘un Güney Doğu Anadolu‘da kültüre alınmasından sonra bugün geniĢ alanlara yayılmıĢ ve dünya baklagil ekim arazileri arasında fasülyeden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bugün yeryüzünde Antarktika kıtası hariç, tüm dünyada 33 ülkeyi kapsayan Güney Asya, Batı Asya, Kuzey Afrika, Güney Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avustralya bölgelerinde yetiĢtirilmektedir. Tahıl tüketiminin baskın olduğu Güney, Batı ve Doğu Asya‘da ve et tüketmeyen vejeteryenler için nohut yüksek kalitede protein ihtiyacını karĢılamaktadır. Nohut ülkemizde de çok eski yıllardan beri bilinen, tarımı yapılan ve insan beslenmesinde kullanılan bir yemeklik tane baklagil bitkisidir (Saraçoğlu, 2007). Ülkemizde özellikle 1980‘li yıllardan itibaren gerek ekim alanlarında, gerekse üretim miktarında önemli artıĢlar olmuĢtur (Anonim, 2004).
Nohut, kuru tanesinde %21–23,9 oranında protein içeren bir baklagil bitkisidir. Çocukların geliĢmesinde çok önemli olan histidin baĢta olmak üzere lösin, izolösin, lisin, sistin ve fenilalanin miktarı ana sütünden fazla, methiyonin, triptofan ve valin seviyesi ana sütüne yakın bir değerdedir. Nohut, köklerindeki Rhizobium bakterileri sayesinde atmosferin serbest azotunu toprağa fikse edilebilmektedir. Nohut bitkisinin toprağında yer alan Rhizobium ciceri‘nin yeterli populasyonda bulunması veya tohum aĢılaması ile toprağa verilmesi gereklidir (Akçin, 1988). Leguminosales ordosunun taksonomik revizyonunda ve monotipik bir tribus olan Cicereae‘nın yerleĢiminde Rhizobium bakterilerinin yardımcı olduğu görülmektedir (Gaur ve Sen, 1979).
2.1.1. Fabaceae familyasının taksonomik yeri
Tohumlu bitkiler içindeki Orchidaceae ve Asteraceae‘dan sonra üçüncü en büyük familya olan Fabaceae familyasında 727 cinse ait yaklaĢık 19.325 tür yer almaktadır (ġekil 2.1). Bu sayı Polhill tarafından (1994) tüm familyanın yeniden gözden geçirilmesi sırasında 671 olan cins sayısından 56 daha fazladır. Cins sayısında son on yıldaki bu artıĢın nedeni çoğunlukla daha büyük ve önceden parafiletik olan (doğal
olmayan-unnatural) birçok cinsin, birden fazla yeni cinse ayrılmasından kaynaklanır. Diğer bir ifade ile bazı cinsler iki veya daha fazla küçük cinse ayrılmaktadır (Lewis ve ark., 2005).
Leguminosae familyası Türkiye‘de 71 cinse ait yaklaĢık 1013 tür içermektedir. Tür sayısı bakımından en büyük ikinci familyadır. Bu türlerin 400‘ü endemik olup Türkiye Florasında endemizm oranı açısından Leguminosae familyası ikinci sırada yer alır (Erik ve Tarıkahya, 2004). Bazı araĢtırıcılara göre Leguminosae üç familyaya, kimilerine göre ise Leguminosae üç alt familyaya ayrılmaktadır. Bu alt familyalar Caesalpinioideae, Mimosoideae ve Papilionoideae‘dir.
Leguminosae familyası ile ilgili sıklıkla sorulan iki soru vardır. Bunlardan birincisi bu familyanın doğru adı nedir? Ve ikincisi de baklagillere bir mi yoksa üç familya muamelesi mi yapılmalıdır? (Lewis ve Schrire, 2003a)
Bu familyanın doğru adı sorusunun cevabı olarak, International Code of Botanical Nomenclature‘de Leguminosae ve Fabaceae isimlerinin her ikisi de doğru isim olarak kabul edilmiĢtir (Greuter ve ark., 2000). Fabaceae, Faba (Ģimdilerde Vicia cinsinin sinonimi olarak kabul edilir) cinsine dayandırılarak ilk kez J. Lindley tarafından (1836) kullanılmıĢtır (Lewis ve ark., 2005).
Üç familya tartıĢması iki nedenden ötürü çürütülebilir. Birincisi, ağaçta Mimosoideae ve Papilionoideae tabandaki dallanmasıyla monofiletik grup olan Caesalpinionoid birliğinden bağımsız olarak ayrılarak tek ve farklı bir kökenden kaynaklandığı görülmektedir (ġekil 2.2). Bunları aynı taksonomik seviyede kabul etmek mümkün değildir. Ġkinci olarak geleneksel anlamda sınırlandırılmıĢ olan Caesalpinioideae halen ayrıntılı çalıĢmalar altındadır (Bruneau ve ark., 2000, 2001; Herendeen ve ark., 2003a) ve bu alt familyanın açık bir Ģekilde tanımlanabilen alt gruplara ayrılmasıyla diğer iki alt familya ile durumunun karĢılaĢtırılması için ilerde yapılacak daha detaylı çalıĢmalara olan ihtiyaç kaçınılmaz görünmektedir (Lewis ve ark., 2005).
Yapılan moleküler filogenetik çalıĢmalar kapsamında Fabales ordosunun monofiletik olduğu rbcL., atpB, ve 18S sekansları ile desteklenmiĢtir (Igic ve Kohn, 2001). Aynı zamanda bu plastid genomunun sekanslanması çalıĢmaları sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda günümüzün yeni trendi olan APG sistemi olarak da bilinen Angiospermae Pylogeny Group sınıflandırması oldukça kabul görmektedir (The APG, 2003). Yapılan APG çalıĢmaları sonucunda verilen filogenetik listede Leguminosae familyası 194. sırada yer almaktadır (Haston ve ark., 2007).
Giderek artan kanıtların desteğiyle birlikte baklagillerin monofiletik bir familya olduğu (Doyle ve ark., 2000; Wojciechowski, 2003; Wojciechowski, 2004) ve Fabales ordosu içindeki diğer baklagil ve komĢu familyalarla karĢılaĢtırıldığında (Polygalaceae, Quillajaceae ve Surianaceae) arasındaki derecelerin zaman geçtikçe güçlendiği görülür. Wojciechowski ve ark. (2004) kloroplastta bulunan matK genine dayalı olarak yaptığı çalıĢmadan elde edilen Fabaceae‘nin moleküler ağacında (supertree=ġekil 2.2) yapılan bootstrap analizleriyle, tek monofiletik bir familya olduğu desteklenmiĢtir (Lewis ve ark., 2005).
ġekil 2.1. Fabaceae familyasının filogenetik yeri (http://www.ars-grin.gov/ npgs/aboutgrin.html).