• Sonuç bulunamadı

Çallı ve atölyesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çallı ve atölyesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İbrahim çallı.Manolyalar. tuval üzerine yağlıboya

O K U R L A R A

“Şiirimizin, daha çok

yüksek sesle konuşmaya

lön em de, sesini hiç

yükseltmeden,

kahramanlık tutkularına

kapılmadan, şiirini yalın

v e duru bir çizgide

yürütebilm eyıbaşaran

bir ozan Eray Canberk.

Toplumumuzda

belirm eye başlayan

değişim lerle içiçe,

eskiyen duyarlığın yen i

bir duyarlığa dönüştüğü

yerd e kuruyor şiirini.

Bireyin, uzlaşamadığı dış

dünya karşısındaki içe

kapanışında yoğunlaşan

metafizik, artık bir

direnm eye

bırakmaktadır yerini.

Ama geçm işim ve

toplumsal kökenini bir

kalemde silip atmak söz

konusu değildir. Kişisel

çelişmelerimizi en ince

ayrıntılarına kadar duya

¿uya aşmanın adıdır

namuslu aydın olmak.

Eray Canberk’in şiirleri,

geldiği toplum katının

gerilim i içinde, devrim ci

eylemlerimizin yanısıra

biriken hüzünleri

derliyor; bu aşamada

yok saydığımız ama

gerçek te bütün bütüne

silinm eyen bir yanımızı

ödün verm eden

duyurmayı yüklenmiş

kendine d’

1969 yılında yayımlanan

v e m evcudu çoktan

tükenmiş olan ilk şiir

kitabı Kuytu Sular”ın

tanıtma yazısında böyle

sunuluyor Eray

Canberk. Canberk’in

şiiri o günden bu yana

büyük gelişm eler

göstererek sürdü geldi

ama alttan alta hep

“Namuslu Aydın”

olmanın bilincini

taşıyarak.

Eray Canberk’i kendi

ağzından tanıtmaya

çalıştım sîzlere.

Bol kitaplı günler!...

TURHAN GÜN AY

KİTAP

İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi

o Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.ş. o Genel Yayın Yönetmeni: Orhan

Erinç o Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya OYazıişleri

Müdürleri: İbrahim Yıldız, Dinç Tayanç o Sorumlu Müdür.- Fikret tikiz o Yayın Yönetmeni: Turhan Günay o Grafik Yönetmen: Dilek (¡korur o Reklam: Medya C

Türkiye İş Bankası dan nefis bir kitap

Çallı ve Atölyesi

Türkiye İş Bankası Kültür

Yayınları’nca yayımlanan “Çallı ve

Atölyesi” adlı çalışma sanat

tarihimizin önemli bir dönemine

ışık tutuyor. Kitaptan Kıymet

Giray’ın ‘önsöz’ünün bir

bölümünü sunuyoruz

Dr. KIYMET GİRAY dolaştığ: kında de iniz, urmadan çevresinde

sıkça incelediğiniz, hakkında dosya­ lar düzenlediğiniz konular vardır araştırma evrelerinde. Bir sihir gibi... Saldı... Bir su gibi... Berrak. Bir ayna gibi... Varlığı­ nın tümünü yansıtan.

İbrahim Çallı da benim için böyle bir ko­ nuydu. Öğrencilerini tanıyarak başladım

onunla ilgili bilgileri derlemeye. Mahmut Cüda, Ali Avni Çelebi, Cevat Dereli hakkın­ da yapılan incelemelerin kaynak noktasıydı Çanı. Anlatıların başı ve sonu Çallı ile dü­ ğümleniyordu. Sanırım Çallı’yı en çok anla­ tan Cevat Dereli oldu. Dereliye yöneltilen kendisiyle ilgili tüm soruların yanıtı Çallı olarak dönüyordu. Dereli’nin Akademi ile ilgili anılarını Çalh’nın atölyeye girişi, ders­ leri, bir başka söylemle, sohbet olarak akıp giden sanat öğretileri donatıyordu. Geceler Çallı ile oturulan sofraların çevresinde aynı varsıl sohbederin sürüp gitmesi anlamınday- dı. Akademi ise, doğrudan doğruya Çallı ile özdeş bir anlam zenginliği demekti...

S

ıllı ile konuşabilmek, onunla aynı sofra- ulunmak ve önemlisi, onunla Akademi balosuna birlikte girebilmenin heyecanını, öğrencileri, geçen onca yıla karşın söküp atamamışlardı yüreklerinden. üstte, 1930'ların başında İbrahim Callı atölyesi.Yand a, Feyhaman Duran'tn Sanatçı Dostlar adlı tablosu. Soldan itibaren Sami Yetik, İbrahim çam. Feyhaman Duran, şevket Dağ, Hikmet Onat. Altta iselbrahlm Çallı Öğrenci­ leriyle. Adnan çöker arşivi. • < ; ; « v

Çallı ile ilgili bilgi­ lerin derlenmesini belgelerin derlenme­ si izlemeye başladı. Öncelik resimlerindi. Müzeler Çallı için özel mekânlar düzen­ lemeseler de o tüm resimlerin arasından sıyrılarak salonları doldurmayı başarı­ yordu. İstanbul, An­ kara ve İzmir müzele­ rinin Çallı ve kuşağı salonları, kuşağına adı­ nı veren Çallı’nın, ayrıcalığını sergileyen re­ simlerle anlam kazanıyordu.

Belgeler onun renkli yaşamının sızılarına ve coşkularına aydınlık pencereler açmak­ taydı. Eski dergiler ve gazeteler arasında ka­ lanlar sıyrılıp alınmaya başlandı. Ulaşılabi­ len tüm kaynaklar değerlendirildi. Kitaplar­ da ya da belleklerde saklı kalanlarsa, bir baş­ ka araştırmada kaldırılacaklardı yüzyıllık uy­ kularından...

Okuma evresi, o yılların yaşamım yansıtan haberler arasından Çallı’yı bulmak olduğu için çok da keyifliydi. Dönemin reklamları­ nın grafik düzenleri, kitap ve gazete sayfa­ larının düzenleme biçimleri, muhabirlerin üslupları arasında Çallı, kişiliği ve sanatıyla ne denli olgun bir örnekti.

İbrahim Çallı’dan söz etmenin ne denli güç olduğunu biliyordum. Türk resminin tümünü anlatmaya eş bir anlam taşıyan Çal­ lı ve Atölyesi hakkında yazmaksa aylarca uy­ kusuz kalmak demekti. Masalar dolusu bel­ geler arasına küçük parçalar halinde dağılan bilgilerin Çallı’nın sanatı ve yaşamının anla­ tımına dönüşmesi sırasında, onun ayrıcalık­ lı kişiliğinin baskın olarak belirlenmesi ere­ ği sürekli olarak belleğimi uyarmaktaydı. Ki­ tabın bütünlüğü içinde hiçbir şey bu kişili­ ği gölgelememeliydi.

Çallı’nın resimleri gibi, abartısız, içtenlik­ li, sevecen fakat sağlam bir tasarımın gücü­ ne dayanarak aktarmaya çalıştım. Bilinen ve bilinmeyen bilgilerin peşinde yapılan kova- lamacayı, kitaplıklarda saklı olanları, bellek­ lerde birikenleri bütünleştirdim ve dilimin ucuna geldiği gibi yazmaya özen gösterdim.

Gazetelerde, dergilerde, televizyon belge­ sellerinde ve kitaplarda, yıllarca yazdığım yazılarda sık sık konusal doğrularda temel veri olarak değindiğim İbrahim Çallı ve Atölyesi’ni ayrıcalıklı bir bütünlük içinde aktarmaya çalıştım. Çallının yaşammı ve sa­ natım okurken duyumsadığım ikilemi; sü­ rekli olarak insanın yüzünü aydınlatan bir sı­ zılı gülümseyişe dönüşen ince bir hüznü ak­ tarmaya, anlatımımda saklı tutmaya önem verdim: Çalh’nın yaşamını saran o durduru­ lamayan heyecan fırtınalarını, sanata olan karasevdasını yazmaya çalıştım. ■

Çallı ve Atölyesi / K ıym et Giray / Türkiye 1ş Bankası Kültür Yayınları / 351 s.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fransanın sonsuz tazimlerini getiri­ yorum. Türkiyede sefir bulunduğum müddet içinde itimad ve dostluk his- lerile beni taltif eden Atatürke o za- mandanberi derin

Kahve ile birlikte kahve falı da çıkmış, Türk kahvesi adı verilen çekilmiş telveli kahvenin yayıldığı her bölgeye fal da beraber gitmişti.. Son

Dimağın tazedir; Hatıran, hafızan Adananın istasyonun­ dan şehrine kadar yeşil bir tünel olmadığını bilecek kadar cömert ve sağlamdır?. Yalnız ey

1912 yılında Afyonkarahisar milletvekili seçilerek, İttihat ve Terakki Fırkası umumi merkez üyesi oldu.. 1918 yılında ise, bu fır­ kanın ileri gelenleri

Seninle yanan İnan ağabeyim inan Bu çağıl çağıl heyecan Bu gözleri dumanlı Bu kendi gök kubbesince hür İmanlı Ateş kanlı Gençlik. Bıraktığın yolda

firiz le r gibî tefe rru a tın başarılm ası için İkinci safhada bey­ nelm ilel bir m üsabaka açılması lüzum u bildirilm iştir.. kolum uz şark ve garp

Bugün çoğu kansere yönelik çok sayıda bağışıklık kontrol noktası tedavisi denemesi yapılıyor ve yeni kontrol noktası proteinleri hedef olarak sınanıyor. Yüz yıldan

Sanki bu 4 olay unuttuğumuz büyük Türk doktoru Besim Ömer Paşa’yı ( anmak vazifesini hatırlatmak için geçen ay yar yana gelmişti.. Nefes kesici hayat romanına bir