Olaylar
yy insanlar
H
aşan
P
ulur
internet: http://www.planet.com.tr/Xn E mail: Hasan. Pulur @ Planet.com.TR
2 bakan, 1 masal ve M3 K...”
Ş
U hükümete, şu Bakanlar Kuru- lu'na, bakanlara şöyle tek tek ba kalım mı?Hayır, geçen gün de söylediğimiz gibi biraz sabredeceğiz, yoksa koca beğen meyen kızlar gibi "Armudun sapı var, ü-
zümün çöpü var!" deyip, bakanlar hak
kında bir şeyler söylemek mümkün... Lâkin şimdilik "Ayinesi iştir kişinin la
fa bakılmaz" diye bir süre beklemekte
fayda var; sonra gerekirse "Dur bakalım
n'olacak?" fıkrasıyla ya da "Hükümetin boyu"yla lafa gireriz.
★★★
YALN IZ yüksek müsaadelerinize sığı narak iki bakandan iki çift söz edece ğiz...
Biri Çalışma Bakanı Emin Kul; nihayet bizim sınıf bir de bakan çıkardı, 1950 yı lında, Kabataş Lisesinde, 4 - B şubesinde okuyanlara duyurulur.
İkincisi Sağlık Bakarjlığı'na getirilen, tıbbi deyimle "müzmin" Bakan Yıldırım Aktuna...
Siyaset hayatına, sosyal demokrat saf lara katılarak atılan, ışığı görünce DYP'ye geçip Sağlık Bakanı olan, "sağlık
reformu yapacağım" diye bol keseden "yeşil kart" dağıttıktan sonra, reformu,
meformu bir kenara koyup, pırr diye Tansu Hanım'ın sözcülüğüne konan Y ıl dırım Aktuna...
Bu hükümet, en çok reforma muhtaç olan sağlık sorununda, Yıldırım Aktuna ile mi reform yapacak?
Bu zat reform yapacaksa, o zaman ni ye kaçtı?
Ah ismet Paşa ah, öyle özdeyişlerin vardır ki, şair Eşrefin dediği gibi numara sız gözlüğe benzer, her göze uyar...
ismet Paşa Cumhurbaşkanı Sunay'ın görev süresi uzatılmak istenirken, kürsü ye çıkmış ve unutulmaz sözünü patlat mıştı:
"Şimdiye kadar ne yaptı ki, bundan sonra ne yapacak?"
Alın bu lafı Yıldırım Aktuna'ya giydi rin, ısmarlama elbise gibi uyar...
Neyse şimdilik hükümeti bir kenara bırakalım, güvenoyu alsınlar, "Ya Al
lah!" diye, ihlasla işe bir sarılsınlar, sonra
görüşürüz...
★★★
BİZ en azından 50 küsur yıldan beri bir masaÇ dinleriz,, ilk gençlik yılları m ızda bu masalı pek ciddiye alırdık, hatta 1950'de bu masala kandığımız i- çin, rahmetli babamızdan bir hayli de
laf işitmiştik... Masal hala sürüyor, bu defa, oğullarımız değil, torunlarımız bu masala kanacak olsalar, bizden azar i- şitecekler...
Bu hangi masal mı?
"Hesap sorulacaktır" masalı...
Hadi çocukların bu masala kanmasını hoşgörelim de, ya koca koca adamların, çocuklarına bu masalı anlatıp, kandır malarına ne demeli?
★★★
BUNLARDAN biri de Ali Rıza Kar-
düz, şimdiye kadar sevgili kızı E life bu
masalı anlatıp, inandırmaya çalışmış ola cak ki, hükümet kurulur kurulmaz "Ben
ne yaptım?" diye dizini dövmeye başla
mış... Yana yakıla "Şimdi ben kızıma ne
diyeceğim, onun yüzüne nasıl bakaca ğım?" diye perişan... Dün birbirlerine
söylenmedik laf bırakmayanları, hırsız, uğursuz, çete diyenleri canciğer kuzu sarması görünce isyan ediyor:
"Şimdi ben ne yapacağım? Benim karım ne yapacak? Biz kızımızın yü züne nasıl bakacağız?"
★★★
BAKARSINIZ sevgili "Ali Rıza Kar-
düz" bakarsızın, zira şimdiki çocuklar
harika, senin o masalına, "hesap sorula
cak" masalına, o güzel ve akıllı kızın Elif
inanmamıştır, yutmamıştır, onlar bizim kuşak gibi enayi değil!
Ama senin günahın büyük, hem kızını o masalla uyutmaya çalışmışsın, hem de sevgili eşini bu suça iştirak ettirmişsin...
★ ★ ★
O YSA bunlara hiç gerek yoktu, bizim
"3 K" kuralını bilseydin...
O kural şudur:
"Dikilen kaçak bina yerinde KALIR Çalınan para cüzdanda KALIR Dökülen kan yerde KALIR."
Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, ka lemimizde mürekkep, daktilomuzda şe rit kalmadı, ama dinleyen kim?
"Ali Rıza Kardüz" gibi, kendi deyi
miyle, saf ve bakir Anadolu çocukları ol dukça...
BİR AÇIKLAMA
Yaşar Kemal'in, yazdıklarının, vir gülüne dahi katılmıyoruz.
Yaşar Kemal'in, mahkumiyet kara rından sonra gösterdiği tepkinin, tek hecesine dahi katılmıyoruz.
Ama, Yaşar Kemal'in düşüncesini i- fade ettiği için, mahkum edilmesine de katılmıyoruz.
i'