ŞİŞEDEKİ BALIK
Kalecikti,
11
şarabına sahip çıkıyor^
Türkiye'nin ilk "sansasyonel" şarabı olan Kalecik Karası nihayet Ankara'nın
bu şirin ilçesinin sakinlerini harekete geçirdi. Düne kadar üzümlerini şarap
fabrikalarına satan Kalecikliler, kendi şaraplarını üretme yolundalar...
B
irkaç yıl önce T R T ’deki bir programda, Ankara’nın Kalecik ilçesinden bahsediliyor ve halkla söyleşiler yapılıyordu. Sunucu, bu ilçenin üzümlerinden yapılan ve çok rağbet gören Kalecik Karası şarabıyla ilgili ne düşündüklerini vatandaşlara sordu. Tanmla geçinen bualçakgönüllü Anadolu ilçesinin güngörmüş bir köylüsü,
“Bilmeyiz ki beyim” dedi, “Hiç görm edik.” “Sizin üzümlerle yapılan bu şaraptan içtiniz mi?” sorusunu da boynunu hafifçe yana eğerek
“Nerdeeee?” diye cevapladı. Zaten bu şaraptan ilçede de bulmak mümkün değildi. Bağına yabancı bir şaraptı Kalecik Karası... Sosyetenin devam ettiği restoranlarda yüksek fiyatlara içiliyordu ama bağcısı şişesini bile görmüyordu. Oysa aynı ilçe, geçen asırda bile şarapçılıkla kalkınmış bir beldeydi. Bu üzümlerden yüzyıl başında Ermenilerin yaptığı şaraplar trenle Ankara ve İstanbul’a nakledilir, köylü para içinde yüzerdi. Bu durum uzun yıllar devam etti. Genç Cumhuriyet in tanmda kalkınma hamlesinin öncüsü olan Ziraat Bankası, büyük şehirlerden sonra sekizinci şubesini Kalecik’te kurmuştu! Gaynmüslimlerin göç etmesine ve Müslüman nüfusun şaraba onlar kadar sanlmamasına rağmen,
Tekel’ in kurduğu şarap fabrikasıyla da bölge üzümleri uzun yıllar değerlendirildi. 6 0 ’h, 7 0 ’li yıllarda Kalecik Karası üzümünden ünlü K alebağ sek ve Kalebağ likör şarapları yapıldı. Derken, asma biti hastalığı bağları sardı, bu salgın Tekel’in de şarapçılıkta
küçüldüğü yıllara denk geldi ve Kalecik Karası bağlan azaldı, üzümün nesli yitme noktasına geldi. 8 0 ’lerde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Kavaklıdere’nin işbirliğiyle üzüm yok olmaktan kurtarılıp bağlar artınldı ama iş işten geçmiş, ilçe üzümüne sırtını çevirmiş, halk şarabı iyiden iyiye unutmuştu...
Ö ncülük belediyede
Son yıllarda Kalecik Karası üzümünün yaklaşık bir dolar gibi
Türkiye standardına göre çok yüksek fiyata satılması ve üzüme talebin sürekli artması, ilçe halkını nihayet harekete geçirdi. Geçtiğimiz aylarda belediye
başkanı öncülüğünde Kalecik Kalkınma Vakfı (Kalevak)
kuruldu ve ilçe halkı kendi arasında “Kalecik Siyahı” dediği üzümüne sahip çıkmaya başladı. Kalevak, ilk etapta yüzlerce dönümlük
Kalecik Belediyesi
öncülüğündeki Kalevak'ın
sembolik olarak ürettiği ilk
şarabın etiketi, ilçenin
bakımlı ve büyük bağlara
duyduğu özlemi yansıtıyor.
bağcılığa uygun araziyi altyapı olarak hazırlamaya başladı. Kaleciklilerden ve Ankara’nın şarapsever aydın çevrelerinden pek çok isim, beşer dönümlük paylarla bu arazilere ortak olmaya başladılar. Bir yandan da ilçede bir şarap fabrikası yapmak için fizibilite çalışmalan başlatıldı. Bu arada vakıf hızını alamadı ve eski bağlardan alınan üzümlerle, Kalecik’te kurulu bulunan Işıklar Holding e ait şarap fabrikasında az miktarda hediyelik şarap bile yaptırdı. Şarabın etiketine, Kalecik tepelerinin eteklerinde uzanan bakımlı bağlar resmedilmişti. Şimdi mevcut olmayan ama birkaç yıl içinde ilçeyi kaplayacak bağlar...
Kalevak bu hareketi başlatırken, Fransız
danışmanlannı ortak alan İşıklar Holding de hem yerli siyah üzümden hem de yöreye diktikleri Fransız üzümlerinden iki ayrı şarap yaptı. Yaz aylannda bu şaraplar da piyasaya çıkacak.
Kalecik’teki gelişmelere bakılırsa, Türk şarapçılığının en büyük sorunu olan “bir uçta bağcı, diğer uçta şarap fabrikatörü” şeklindeki çarpık yapı burada kırılmak üzere. Bağcı, şarabını kendi üretecek. Şarap üretmek isteyen “sanayici” de, bağın içinde tesisini kuracak ve bağa sahip olacak, pabucunu bağın toprağına bulayacak. Tıpkı Fransa’daki gibi. Kalecik, bu gidişle çarpık bir iktisadi görüntü sergileyen Türk şarapçılığının yeniden yapılanmasının da öncüsü olacak. Türkiye’ye en zarif kırmızı şarabını armağan eden bir yöreye de, bu yakışır doğrusu... □
+
Kişisel Arşivlerde İstanbul BelleğiTaha Toros Arşivi