• Sonuç bulunamadı

Dadılarla büyüyen haşarı bir Paşa torunu olan Abidin Dino'nun hayat serüveni bir filmi andırıyor:Adana-Paris hattında üne kavuşan ressam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dadılarla büyüyen haşarı bir Paşa torunu olan Abidin Dino'nun hayat serüveni bir filmi andırıyor:Adana-Paris hattında üne kavuşan ressam"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

© 2 2 H a z iran 1986 P a z a r

Dadılarla büyüyen haşarı

bir Pasa torunu olan

t

Abidin

Dino'nun hayat

serüveni bir film i andırıyor

Sanatın

başkentinde

Türkler...

• R ö p o rta j: A rtu n UNS

g

Adam -Paris hattuıda

üne kavuşan ressam

i

B AŞLAR KEN ...

P

A R İS'te yaşayan bu uluslararası sanat merkezinde soluklanan, iireten T ürk sanatçılar... Ressam, tiyatro i adamı ve müzisyenden oluşan değişik renk, ışık biçim ve yorumlar... Y urt dışında uzun yıllardır sanat kavgasıyla ekmek kavgasını, kimi zaman tek başına, kimi zaman can < yoldaşı eşiyle birlikte yürüten, kendilerini birer T ürk sa- I natçısı olarak Batı'ya kabul ettiren veya ettirmeye çalışan j yaratıcı kişiler...

Bu sanat elçilerimiz kim, nereden geliyorlar, nere- I lerden geçtiler, neredeler? Bir bakıma, hemen hemen tümü, T ürk sanat çevrelerinin yakından tanıdığı isimler. * Ama bazdan henüz sokaktaki adamımıza mal olmamış,

kimi girişken, kimi ise utangaç... Değişik kişilikler ve : değişik ürünler...

Bu yazı dizimizde, “Gurbetteki sanatçdarımızdan” i oluşan anlamlı bir buket sunuyoruz...

\ _________ _____________________________ ✓

1

A R tS e her ge­ len T ü r k 'ü n a d ın ı m u h a k ­ kak duyduğu, sanatçıların ise tanışm aya can attıkları bir ressamımız var: A bidin D ino. 35 yılı aşkın sü­ redir Paris'te yaşayan, ancak a r a d a T ü rk iy e 'y e g idip gelmeyi, sergiler açmayı ihmal etmeyen D ino, aynı zamanda canlı bir tarih...

ö y le y a , d ed esi O s­ manlI'nın ünlü Adana Valisi

Abidin P a şa , babası ise D i­

van -ı M uhasebat (Sayıştay) re isle rin d e n R a s ih B ey olunca, küçük Abidin in 11 yaşma kadar İsviçre ve Fran­ sa'da dadılar, halayıklarla bü­ yümesi de tesadüfe bağlana­ mazdı... O Abidin Paşa ki, Adana'mn bir mahallesi hala adım taşır; valiliğin dışında B e y le rb e y liğ i, H a ric iy e Nazırhğı yapan ünhi bir bü­ rokrat, aynı zamanda 6 dil bi­ ten ve Mesneviyi tercüme ve şerh edecek kadar bilgili bir kişidir.

KOLEJDEN SIKILINCA

A

B lD fN D in o 'd a , a il e ­

sinden gelen sanat tarafı ağır basacaktır. "Robert Ko­ lej de okuyordum. Sıkıldım. Babıali'ye karikatür çizme­ ye başladım. İlk karikatür­

l e r i m A rif O ru ç 'u n çıkardığı ‘Yarın’ Gazetesin­

de yayınlandı.” O sıralarda

BabIali'den kimler geçmiyor. Günün ünlü şairi Nazım

Hik-m e t de b u n lard an biridir. D in o , N a z ı m ’ın “ S e s i n i K aybeden Ş e h ir” kitabım re­ simleyecek, gene N a z ım 'm

^

yıld ır P aris'te yaşayan Dino,

y

sanatçının dünyaya açılma gereği-

V '

ni vurgulayıp, “Ressam M atrakçı

N asuh'unlî. yüzyılda İstanbul'dan Bağdat'a

gittiğ in i unutmayın. G it-gellerle sanatçı, dün­

yayı daha iy i kavrar, sever ve resm eder”

diyor.

“ B ir ölü Evi” başlıklı kitabı­ nın kapağım çizecektir. Fikret Adil, Necip Fazıl, Peyami

S a fa , A h m et H am di

Tanpınar, Neyzen Tevfık, Cahit Sıtkı Tarancı, Asaf

Halet Çelebi gibi, değişik

siyasi eğilim lerden ve m i­ zaçlardan kişilerle de tanışan

Abidin, o u ç a rı g ü n lerin i

“Babıali, benim için gerçek

bir okul olmuştur” diyerek

hatırhyor.

Abidin, ressamlardan tüm

“Çalh Kuşağı ” ile birlikte,

Cemal Nadir, Münif Fehim,

Hattat Nuri Hoca ve bu ara­

da “Başma buyruk yaşayan

Fikret Muafla ” yı yakından

tanımak fırsatım elde edecek­

ti. F ik ret Adil le birlikte,

" A rtis t” dergisini çıkaran

Dino, o günlerin tanınmış res­

samlarından biri olan ağabeyi

Arif Dino'nun öğütlerini tu ta­

rak, kendine özgü bir resim a n la y ış ın ı o lu ş tu rm a y a çalışacak, çok geçmeden D Grubu'nun kurucuları arasın­ da, o günün önemli sergilerine katılacaktı.

MOSKOVA DAN DAVET

1

933'te Türkiye'de film çe­

viren genç Sovyet

reji-sörü Yutkeviç, benim re­ simlerime büyük ilgi duydu ve beni ülkesine davet etti­ rerek, Leningrad, Moskova ve Odesa'da film stüdyola­ rında çalışma imkânı sağla­ dı. Sinema ve tiyatronun dışında, resim ça lışm a ­ larımı da aralıksız sürdür­ düm. Eisenstein, Trauberg gibi yapımcılar, Çerkasof, Çirkof gibi aktörler, Şoşta- koviç gibi dev bir müzisyen, Meyerhold gibi bir tiyatro dehasıyla tanışmak ve ça­ lışmak fırsatım buldum .”

Dino, Sovyetler'de geçen 3 yı­

lının keııüiame “büyük bir

kapı” açtığım böyle hatırlıyor.

Ünlü sanatçı, M oskova'­ dan sonra Paris'e geçecektir.

“Picasso, Gertrude Stein, Tristan Tzara gibi dünyaca tanınmış sanatçılarla dost olm ak, Dullin, C octeau, Malraux gibi kişilerle görü­ şebilmek, benim için ger­ çekten büyük bir şanstı.”

Abidin, 1938'de y u rd a

döndüğünde, Avrupa üzerine kara savaş bulutları çökmek­ tedir. Sanat dünyamızda; Sa­ bahattin Ali, Sâit Faik, Or­ h an Veli, Bedri R ahm i, İlhan Berk, Melih Cevdet

(Devamı Sa. 14, Sü. 4’de)

B A D 1 C ' T C

4K VII

» yılhk Paris yaşam ı

n u l l ) IB 4 3 ■ İL

Abidin Dinoyu bir anlamyu da Parisli yapmış. Ancak sanatçıya göre, ülkesinden uzak­ ta olm ak, köklerini yitirm ek anlam ına gelm iyor. Sunriannı yitiren bir dünyada köklerinden gelen duygu ve düşünceleri korumak mümkün... Dino'nun Paris'te bir çevresi var. Resimlerinin süslediği salonunda.

mümkün. Picasso, de bu salondan geç-

Paris resim piyasasında, kendini kabul et- atçılardan biri. Fransa'nın tüm sanatçılara ı

memnun. Bu konuda “Fransa'da sanat ırkç şovenizme kapılmadım, sanatı değerlendiriyor

(2)

Adana - Paris hattında üne kavuşan ressam

“Paris'e ilk geldiğimde,

biraz zorlandım, ama kişisel ilk sergimi açtığım 1956 dan itibaren, akıntı çekmeden ressam olarak hayatım ı

sürdürebildim” diyen Dino

için asıl olan, “ ihtiyarla­

mamak” ve ekliyor: “Genç

ihtiyarlar olduğu gibi, ihti­ yar gençler de var...” (Baştarafı 2. sayfada)

Anday ise d ö n em in yeni

isim leridir. Resim alanında I

“Toplumcu” genç ressamla­

rın o lu ş tu rd u ğ u L im an |

Grubu üyeleri arasında yer

alan Dino'yu II. Dünya Sava- | şı sırasında zor günler bekle- î mektedir. Sıkıyönetim, Arif j

ve Abidin Dino kardeşleri,

önce Develi'ye daha sonra da i Adana'ya sürgün edince, yeni j bir yaşam savaşı başlar.

ADANA DOSTLUKLARI

Ö

ğünlerde Türk Sözü

Gazetesi'nin yazıişleri mü- dürlüğünü yaparak geçinmek ; z o ru n d a k a la n A b id in 'in I

“Onsuz yapamam” diye bu-

i

gün bile büyük bir sevgiyle sö-

i

zünü ettiği Güzin Hamm'la

Güney'in bu kentinde evlene­ ceklerdir. Yaşar Kemal ve

O rhan Kem al, Dino'nun

Adana döneminde tanıştığı ve büyük dostluk beslediği iki j yeni is im d ir. “ T oros j eteklerinde ağıtlar derleyen

cılız delikanlı” Yaşar'm yıl- |

lar sonra kitaplarım, Abidin'in çizdiği resimler süsleyecekti.

“İstanbul'a dönme iznini j ancak 1949'da alabildik”

diyen Dino, 1950'de Nazım

Hikmet'in açlık grevi sırasın­

da, “Biz de şairin kavgasına !

katıldık” diye ekliyor.

1951'de Dino çifti, Türki- j y e 'd e k i h a v a n ın “ a ğ ır- !

İaşmasından” yılarak, gönül­

lü sürgüne, bu kez Avrupa'ya yöneldiler. Bir yıla yakın Ro- m a'da kalan ve o gün bugün, Fransa'da oturan Dino'lar için yeni bir yaşam böylece başla­ dı.

ANKARA DUYMASIN...

T

AR AÇA DAN Paris'in bir !

renk cümbüşü içinde, her I saniye değişen manzarasının j görüldüğü atölyesinde, Abidin ]

Dino ile söyleşimiz sürüyor.

Dile kolay, 73 yıllık dopdolu bir ömrü özetlemek kolay de- i ğil. D in o , b u g ü n k en d in i I kanıtlamış bir sanatçının ra-

j

hatlığı içinde, sorularımızı al- j çak gönüllülükle cevaplandırır­ ken, Paris'te ve Ankara'daki 2 | s e rg isin in h e y e c a n ın ı d a i

yaşıyor:

KAYBOLAN SINIRLAR...

Y

URT dışı, sanatçıya ne ve­ riyor? Dino, “Sanatçının gezginliği yeni bir şey değil, ne bizim ülkede, ne de öte­ ki yüzyıllarda... Ressam Matrakçı Nasuh'un 17. Yüz- yıl'da İstanbul'dan Bağdat'a gittiğini herkes bilir. Gene yüzyıllar önce G iritli El Greco Ispanya'ya, bu yüzyı- bn başında da Ispanyol Pi- c a sso 'n u n P a ris 'e y e r­ leşmesi, bugün bazı Fransız ressamların ABD'ye gitme­ leri de yeni bir şey değil.”

Günümüzde, dünya resim sanatının tek bir merkezi

bu-tanısma sahip olan Abidin. kuşkusuz her türlü arayışa girişebilir, misyonunun tam bilincinde ve dış dünyanın ve onun iç küçük dünyası­ nın özgün bir görüntüsünü vermek isteyen bir sanatçı olarak”... Jean-Marie Du-

noyer (Le Monde Gazetesi;:

“Abidin'in resimleri zaman­ da ve mekânda ölçülü şen­

lik le rin i • o rta y a

koyuyorlar... Bu şahane ta ­ sarımların gerisinde, büyük b ir sıcak lık ve içten lik var.”

4-5 MİLYONA...

S

ON 30 yılda Fransız baş­ kentinde yaşayan belli bas- b sanatçılarla da yakın ilişkiler kuran, ama köklerinden kop­ mayan sanatçımızın resimleri, Türkiye'de 30 bin lira ile 300 bin lira arasında. Fransa'da ise 2 bin franktan, 20-30 bin franga (1 frank 100 lira) ka dar alıcı buluyor. Dino,

. Ben resimlerimin, çok pa-

lunmadığım vurgulayan Dino, | ^ salm asından yana de-

‘ Yurdundan hiç çıkmayan ğilim Yüksek fiyat, alıcı

b ir s a n a tç ı da k en d in i duyurabilir, ama özellikle tu riz m yoluyla in sa n la r arası alışveriş artık çok ha­ re k e tle n d i. T ü rk iy e 'd e n dışarıya, dışarıdan Türki­ ye'ye sürekli bir insan akı­ mı var. Dünya, şuurlarım yavaş yavaş yitiriyor. Hele sanatta. Ama bu köksüzlük anlamında değil. Sanatçı, ister Türkiye'de, ister uzak­ ta olsun, bence düşünce ve duygularını yitirmeden, uğ­ raşım sürdürüyor...”

Dino, bir Türk sanatçısı

olarak, Fransa'da özel bir güç­ lükle karşılaşmadığı kanısında.

“Hiç olmazsa, sanat alanın­ da Fransa'da ırkçılık yok”

diyen Dino, “Tersine, Paris, dışarıdan gelen tüm olumlu e s in tile re açık b ir yer. Fransız, hiçbir şovenizme kapılmadan, bunları değer­

lendiriyor” diye vurguluyor.

Bakın, Fransız eleştirmen­

ler Dino'nun tabloları için ne­

ler demişler: Guy Domand

(Liberation Gazetesi): “Çok sağlam bir resim bilgisi, çi­ zim gücü ve m alzem e

miktarım şuurlar. Ben, çok kişinin resimlerimi sevme­ sini ve onlara sahip olması­

nı arzularım” diyor...

Paris Modem Sanat Mü- zesi'nde tablosu sergilenen tek T ürk ressamı Dino, Fransa'da uzun yıllar Doğu Dilleri ve Edebiyat Okulu'nda Türk Dili ve Edebiyatı okutan, şimdiler­ de ise, Fransız Radyosu'nun T ü rk iş ile rin e yönelik programlarım hazırlayan eşi

Güzin H am m 'la birlikte, sa­

kin yaşantısını sürdürüyor. T ürk gençlerinin, tarihse! ve kültürel değerleri­ nin bilincinde, b u n ları iyi ta n ım a la rı ve b ilm elerin i, daha sonra da yurt dışına açıl­ m alarını öğütlüyor: “ Alın­ ganlıktan sıyrılmak lazım. Başkaları gelip kendiliğin­

den bizi b eğ en sin ler

istiyoruz. Oysa, çağımızda bir ülkenin özelliklerinin dışarıya tanıtılm ası, sa ­ natsaldan da öte, artık si­ yasal bir zorunluluk...”

YARIN:---HAKKI ANLI...

Referanslar

Benzer Belgeler

Sözleşme’nin somut olaya uygulanmasına gelince; Filistin’e göre, olayda diplomatik misyon kabul eden Devlette kurul- mamış ve fakat özel bir uluslararası statüye sahip

turmaların Yürütülmesi, Soruşturma Evrakının Düzenlenmesinde ve Tamamlan- masında Dikkat Edilecek Hususlar” (Genelgeler; http://www.cigm.adalet.gov. Erişim tarihi

Kocanın artık evin reisi kabul edilmemesi ve evlilik birliğini ilgilendiren konularda, ortak ko- nutun seçilmesinde eşlerin ortak karar alması ilkesinin getirilmiş olma- sı,

Bu doğrultuda, kamu iç denetim alanında merkezi bir yapı olarak Devlet İç Denetim Ajansı (GIAA) kurularak, iç denetim birimleri arasında uyumun ve sunulan hizmet

MEASUREMENTS: QOL was assessed according to the brief version of the World Health Organization Quality of Life instrument (WHOQOL-BREF), functional balance and gait according to

某一位研究者想要測試某種流行性感冒疫苗的效果,有 150 位民眾接受流感疫苗預防注射,180 位接受安慰劑注 射,另外

The CE group was given one bottle (70 mL/bottle) of chicken extract three times a day to provide 18 g protein from the 37th week pregnancy to 3 days postpartum.. All women in the

The protocol suggested by Lanning and Brown 1997, on the other hand, may overcome the endonuclease activity problems by performing the PCR with a modified forward primer introducing