• Sonuç bulunamadı

Hemşire Eğitiminde Etkin İletişim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hemşire Eğitiminde Etkin İletişim"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güncel Gastroenteroloji

140 Güncel Gastroenteroloji 8/2

Kronik Hepatit B

Selçuk D‹fi‹BEYAZ

Türkiye Yüksek ‹htisas Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü, Ankara

H

BV, Hepadnaviridae ailesinden, çift sarmallı bir DNA virusudur. Serum içinde 30-32C°’de 6 ay, -20C°’de ise yıllarca canlılıùını korur. Serum içinde 60C°’ye 4 saat dayanabilir.

Kuru sıcak hava ile 80C°’de  saatte, otoklavda 2C°’de 5 dk’da, kaynatma ile 0-20dk’da inak-tive olur. Kimyasal ajanlardan %0. -0. 2 glutaral-dehit, %0.5- ‘lik Sodyum Hipoklorit, (veya 500ppm serbest klor), úzopropil veya Etil Alkol virusu inakti-ve eder.

Bilinen 4 önemli bulaüma yolu vardır. . Parenteral bulaüma,

2. Cinsel yolla bulaüma 3. Perinatal bulaüma, 4. Horizontal bulaüma

EP‹DEM‹YOLOJ‹

Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu yaygın bir saùlık sorunudur. Dünyada iki milyar kiüi HBV ile enfekte haldedir; bunun 360 milyonu kronik HBV enfeksi-yonu hastasıdır; her yıl 520. 000’den fazla ölüm ol-maktadır (50,000 akut hepatit B, 470,000 siroz veya karaciùer kanseri nedeniyle) Bulaüma parenteral yolladır. Hepatit B prevalansı ve bulaüma yolları tüm dünyada deùiükenlik göstermektedir.

Afrika ve Asya ülkelerinde, kronik enfeksiyon pre-valansı %8’in üzerindedir, enfeksiyon genellikle en-fekte bir anneden doùum sırasında (perinatal) ya da erken çocukluk döneminde bulaümaktadır. Be-beklik ya da erken çocukluk döneminde bulaüan enfeksiyon genellikle kronikleüir, dolayısıyla bu bölgelerdeki yüksek HBV enfeksiyonu prevalansı süreklilik kazanır

HBV enfeksiyonunun orta derecede endemik oldu-ùu bölgeler (kronik enfeksiyon prevalansı %-8) Akdeniz ülkeleri ve Batı Avrupa’dır

Geçmiüte, nozokomiyal olduùu kadar hane halkı arası bulaü, cinsel iliüki ve perinatal bulaüma olası-lıkla önemli enfeksiyon kaynaklarıydı. Bu ülkeler-de, yeni enfeksiyonların % 95’inden fazlası baùıüık-lık sistemi saùlam olan eriükinlerde ortaya çıkmak-ta ve bu vakaların % 95’i iyileümektedir Akdeniz bölgesinde, kronik hepatit B vakalarının çoùunlu-ùuna hepatit B ‘e’ antijeni (HBeAg) negatif var-yantlar neden olmaktadır. Hepatit D (HDV) enfek-siyonu prevalansı Akdeniz ülkelerinde hep yüksek olmakla birlikte, hepatit B aüısı sayesinde artık azalmaktadır.

HASTALI⁄IN DO⁄AL SEYR‹

Doùum sırasında ya da erken çocukluk döneminde edinilmiü olan enfeksiyon, genellikle asemptomatik seyreder ve vakaların sırasıyla % 90 ve % 30‘unda kronikleüir. Eriükinlerde görülen enfeksiyonun %30 kadarı ikterik hepatit olarak ortaya çıkar ve bunla-rın % 0.- 0.5’inde fulminan hepatit geliüir. Eriükinle-rin %95’inden fazlasında, serumda HBsAg’nin kay-bolması ve anti-HBs’nin ortaya çıkması ile enfeksi-yon kaybolur. Kronik enfeksienfeksi-yon HBsAg ve anti-HBc sürekliliùi ve serumda polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) dıüı yöntemler ile 6 aydan daha uzun süre saptanan HBV-DNA düzeyleri ile tanınır.

TANI VE TANIMLAR

HBV’ye baùlı olarak ortaya çıkan aktif karaciùer hastalıùı, serum aminotranferazlarının yükselmesi ve/veya histolojik olarak karaciùerde baüka bir ne-dene baùlanamayan enflamasyon bulgularının bulunması üeklinde tanımlanır.

(2)

GG 141

Aktif-olmayan karaciùer hastalıùı, normal serum aminotransferaz düzeyleri ve/veya hiç ya da çok az histolojik enflamasyon bulgusu olarak tan ımla-nır. Fibrozis derecesi geçen zaman içindeki kümü-latif aktiviye baùlı gibi görünmekle birlikte, devam etmekte olan aktivitenin derecesini deùerlendirir-ken dikkate alınmamalıdır.

Akut hepatit tanısı, hastanın hikayesi, yüksek se-rum aminotransferaz düzeyleri ve sese-rumda HBsAg ve anti HBc IgM bulunmasına dayanır. Daha ön-ceki HBsAg ve anti-HBc durumu bilinmeyen hasta-larda, daha önce farkedilmemiü taüıyıcılık duru-munda, kronik HBV enfeksiyonunun yeniden akti-ve olmasına özellikle dikkat edilmelidir.

Fulminan hepatit B, karaciùer yetersizliùi ile komp-like olmuü üiddetli bir akut hepatit B formudur. Kronik hepatit B’de, karaciùerde süreklilik arz eden bir inflamasyon hasarı bulunur.

Hafif üiddetteki kronik hepatit B’de, aminotransfe-raz normaldir ya da çok az artmıütır (bir yıl içinde yapılan 3 laboratuvar incelemesinde normal de-ùerin üst sınırının (ULN) 2 katından az); biyopside minimal veya hafif nekro-enflamasyon ve hiç ya da hafif (periportal) fibrozis vardır.

Ortaüiddetten üiddetliye kadar deùiüen kronik he-patitte ise aminotransferaz düzeyleri genellikle nor-malin üst sınırının 2 katından fazladır (> 2 x ULN) ve orta üiddetten ciddiye kadar deùiüen üiddetler-de nekro-enflamasyon ve fibrozis bulunur. HBeAg pozitif kronik hepatit B’de, serumda HBeAg ve HBV-DNA bulunur ve anti-HBe tespit edilemez. HBeAg negatif kronik hepatit B’de, serumda anti-HBe vardır ve HBeAg yoktur; serumda HBV-DNA vardır, ancak düzeyleri çok düzensizdir.

Aktif-olmayan HBsAg taüıyıcılık durumunda, se-rumda HBsAg ve anti-HBe bulunur, fakat serum aminotransferaz düzeyleri sürekli olarak normaldir ve karaciùer biyopsisinde ya hiç ya da çok az nek-ro-enflamasyon aktivitesi vardır. Bu tür hastaların serumlarında HBV-DNA ya çok düüük düzeylerde-dir ya da tespit edilebilir sınırın altındadır. Aktif-ol-mayan HBV taüıyıcıları ile HBeAg negatif kronik hepatit B hastalarını birbirinden ayırdetmek için bir seri test uygulanmalıdır. Bu nedenle, HBsAg ta-üıyıcılık tanısı ancak serum aminotransferaz ve HBV-DNA düzeylerinin  yıl süreyle takip edilme-siyle konulabilir.

KORUNMA

Halk saùlıùı uygulamalarında, evrensel önlemlere uyulması saùlanmalı ve ‘güvenli seks’ alıükanlıùı geliütirilmelidir. Yasa dıüı ilaç kullanıcıları için, za-rar azaltma programlarının uygulanmasına teüvik edilmelidir. Etkin ve güvenli bir aüı mevcuttur ve bir çok çalıüma aüılamanın uzun dönemli etkililiùi-ni göstermektedir. ûu anda baùıüıklıùı arttırmak için ek dozlar genellikle önerilmemekte ve piyasa-da mevcut aüıyla, arasıra aüı kapsamı dıüında ka-lan kaçak HBV mutantları, aüılama programları-nın etkiliùine bir tehdit oluüturmamaktadır. Tüm ül-kelerde doùumda evrensel aüılama programları baülatılmalıdır. Düüük endemisite bölgelerinde, geç çocukluk ya da erken ergenlik dönemlerinde aüılama kabul edilebilir bir alternatif olabilir. Ev-rensel aüılama programları yüksek risk grubunda-ki grubunda-kiüilerin, saùlık bakımı çalıüanlarının, çok sayıda cinsel eüi olanların, intravenöz yolla uyuüturucu kullananların ve HBV ile enfekte olan kiüilerle te-mas edenlerin aüılanmasını engellemez. Herhangi bir tıbbi nedenle (örn. hemodiyaliz) yüksek HBV enfeksiyonu edinme riski altında olan, daha sonra yanıt geliütirmiyebileceùi düüünülen (örn: terminal böbrek yetersizliùi, immünsupresif tedavi) kiüilere erken aüılama yapılmalıdır. Yaüam üekilleri nede-niyle HBV enfeksiyonu edinme riski bulunan eriü-kinlere de aüı önerilmelidir. Doùumda evrensel aüı-lamanın mümkün olmadıùı yerlerde, hamile ka-dınlarda HBsAg taraması üçüncü trimestirde yapıl-malıdır. HBsAg pozitif annelerin bebekleri doùum-da aüılanmalıdır. Virüs ile karüılaüma sonrası profi-laksisinin anahtarı erken aüılamadır. Hepatit B im-münglobülininin (HBIG) piyasada bulunabildiùi yerlerde, enfekte annelerin yenidoùanlarına ve yeni perkütan veya cinsel yolla HBV’ye maruz ka-lanlara uygulanmalıdır.

Evrensel aüılama programını küçük yaü grupların-da uygulamaya baülayan yüksek, düüük ya grupların-da or-ta endemisite bölgelerinde, eriükinlerde oror-taya çı-kan akut hepatit B ve çocuklarda ortaya çıçı-kan he-patosellüler karsinom (HCC) vakalarında bir azal-ma olduùu ve çocuklar ve ergenlerdeki hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) taüıyıcılık prevalansının düütüùü gösterilmiütir

HBV enfeksiyonunun neden olduùu ekonomik yük, siroz ve HCC ile iliükili morbidite ve mortalite nedeniyle önemlidir. Kronik B hepatiti enfeksiyo-nunun komplikasyonlarının uzun yıllar ortaya çık-maması nedeniyle, hepatit B geniü kitle aüılama programlarının gerçek ekonomik etkileri henüz

(3)

142 Haziran 2004

KAYNAKLAR

. Viral Hepatit 98, Editör Prof. Dr. Kaya Kılıçtur-gay, Viral Hepatitle Savaüım Derneùi yayını, . ba-sım.

2. EASL, International Hepatitis-B Consensus Con-ference, Consensus Decision, Journal of Hepato-logy, 38 (2003) 533-40.

‹ZLEM

úzlem, karaciùer hastalıùının ilerlemesinin, tedavi ihtiyacının ve tedaviye yanıtın deùerlendirilmesin-de kullanılır.

ûiddetli akut hepatiti olan hastalarda, izlemin ana amacı, karaciùer transplantasyonunun yapılıp yapılmaması ve yapılacaksa ne zaman yapılaca-ùına karar vermektir.

Hafif kronik hepatiti olan hastalarda, serum ami-notransferazları en az 6 ayda bir deùerlendirilerek, hepatitüiddetinin orta ya da üiddetli kronik hepati-te dönüüüm belirtileri aranmalıdır. Eùer aminot-ransferaz düzeylerinde normalin üst sınırının 2 katı-nın üzerinde kalıcı bir artıü varsa, antiviral tedavi düüünülmelidir. Orta ya da üiddetli hepaptite doù-ru ilerlemenin doùrulanması amacıyla karaciùer biyopsisi yapılabilir.

Hafif kronik hepatitli hastalarda, HCC geliüme riski vardır, fakat bu risk daha aktif hastalıùı olanlara göre daha düüüktür. Ne yazık ki, optimum HCC sık-lıùı ve HCC sürveyansının maliyet-etkinliùine iliü-kin, daha da önemlisi bir HCC taramasının saùka-lım üzerindeki etkilerine iliükin veri bulunmamak-tadır.

HCC taraması için en uygun strateji açık deùildir. Ultrason, küçük tümörlerin saptanmasında etkili olmakla birlikte, operatöre-baùımlı bir yöntemdir. Serum alfa-fetoprotein (AFP) takip edilerek bazı asemptomatik HCC vakalarının yakalanması mümkün olmakla birlikte, yalancı-pozitif ve yalan-cı-negatif sonuçlarla ilgili bazı sorunlar yaüanmak-tadır. AFP tayini ve ultrasonun birlikte kullanılma-sı ise yerleümiü deùildir. Tümörün iki kat büyümesi için geçen ortalama zamana dayanarak, 6-aylık aralık (interval) HCC taramasında en sık kullanılan yaklaüımdır.

tam olarak deùerlendirilememektedir. Ancak, ya-pılan çok sayıdaki maliyet-etkinlik çalıüması, orta ve düüük endemisite bölgelerinde bile tasarruf saùlandıùını göstermektedir (örn., Belçika, útalya, úspanya, ABD).

TEDAV‹

Halen uygulanmakta olan kronik hepatit B tedavi-sinin etkililiùi, uzun vadede sınırlıdır. Hastanın yaüı, karaciùer hastalıùının üiddeti, yanıt oluüma ve yan etkiler ile komplikasyonların ortaya çıkma olasılıùı tedaviye karar vermeden önce dikkate al ınmalı-dır.

Tedavi gerekmeyenler:

• Akut hepatit B geçirmekte olan hastalarda, anti-viral tedavi gerekli deùildir.

• Fulminant hepatit B hastalarında karaciùer transplantasyonu düüünülmelidir.

• Hafif üiddette kronik hepatiti olan hastalar izlen-melidir; tedavi yalnızca izlem süresinde orta ve üid-detli aktivite gösterdiùi bulgusu saptanan hasta-larda düüünülmelidir.

Tedavi gerekenler:

. Siroz geliümemiü, HBeAg pozitif orta ve siddetli kronik hepatiti olan hastalar

2. Siroz geliümemiü, HBeAg negatif orta ve üiddetli kronik hepatiti olan hastalar

3. Siroz olan, fakat klinik ve laboratuvar bulgula-rında dekompansasyon belirtileri bulunmayan hastalar,

4. Dekompanse siroz hastaları,

5. Hepatit B’nin transplantasyondan sonra nükse-den hastalar;

6. Orta ve aùır üiddette kronik hepatit- D hastaları, 7.úmmünosupresif tedavi gereksinimi olan HBV ile enfekte hastalar;

Referanslar

Benzer Belgeler

• Savunma Görevi: vücuda giren virüs, bakteri gibi yabancı maddeler kanda bulunan lökositler tarafından fagosite edilerek zararsız hale getirilir.. • Koruma Görevi:

Kültür Servisi — Çanakkale Seramik’in Sanat Galerisi “Türk Seramik Sanatında Aşamalar Süreci” sergisiyle açıldı.. 27 ka­ sıma kadar açık kalacak olan

Sekülarist ve laik kimlik çoğu zaman yeni kurulmuş olan Orta Doğudaki ulus devletlerde kadim bir aidiyet ve kimlik aracı olan İslam’ın bu yeni ulus devlette nasıl

Ülkemizde farklı bölgelerden yapılan araştırmalarda kan donörlerinde HBsAg seroprevalansı 0,52-3,94, anti-HCV antikoru seroprevalansı 0,04-0,74, anti-HIV antikoru

Yapılan çalışmalarda inaktif HBV Kan donörlerinde HBsAg, anti-HCV ve anti-HDV testlerinin gruplara göre sıklığı HBsAg taşıyıcılarında anti-HDV oranı %0,94-5,5

Pozitif anti- HCV sonuçları yaş ve cinsiyete göre (Tablo 1), yıllara göre (Tablo 2) değerledirildiğinde sonuç dağılımları aralarında istatistiksel olarak anlamlı

Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği 2010 yılında Türkiye çapında yaptığı araştırmaya göre hepatit B virusu taşıyıcılığını temsil eden HBsAg pozitifliği %4,

‹zole Anti-HBc pozitifli¤i bulunan 52 donörün 38 (%73)'inde anti-HBe ve HBeAg'u da negatif bulunurken (salt HBc pozitifli¤i), 14'ünde anti-HBe/HBeAg'inden en az biri pozitif