Sahife 8 A K Ş A M
KsrF@ s v®
dl@vr5ındl® Ist^ralbuiD
E H Z A D E B A
Şehzadebaşım en güzel eserile canlandıran, mimar Sniandır. Peçeyi diyor ki: «H er izzetin so
nu nagâmlık ve lezzetin âkibeti telehgâmlık âdeti mukarrerei devri fahir cam idügi muhakkak
tır». Peçevili İbrahim efendinin izzet dediği türklerin! Macaris- tanda kazandıkları zaferler, na- gâmlık ta Kanunînin oğlu şehza de Mehmedni ölümüdür. Kaza nılan zaferler uğrunda kanını dö kenleri ve ölenleri kimse düşün medi. Kanunî oğlunu düşündü, ölüsünü Manisadan getirtti, ce naze namazını kendi de kıldı. Ve
>
Eski Odalar cviarına gömdürdü. Cami ^ndan sonra yapıldı. Ca miyi yapan mimar Sinan anlatı yor:
«İstanbulda Eski Odalar kur- bünde bir camii âlî binasına em ri hümayunları olup mahalli tür bede mübaşeretine fermanı şerif leri varid olmağin o dem bennaler
ve senktraşlar cemedip bir vakti şerifte ve saati münifte binaya temel vurulup yab yab bina yer den götürülüp kubabları deryayı letafetin hubabları gibi baş gös terdi. V e mülevven kemerleri kavsi kuzeh gibi asümane peyveste
oldu».
Şair Saî, mimar Sinandan nak len bu satırları yazdıktan sonra caminin sütunlarını takdir ediyor:
Dikilmiş «anmanız mermer direklerdir hariminde Temaşa itmeğe durmuş nice servi semen
sima
Şehzade camisi beş senede
ya-Y üz sene evvel Şehzadebaşı
pildi. 1 rebiülvvel 950 (1 543 )) de başlandı; 5 recep 955 (1548) de bitti. Hitamına tarih:
Mabedi Resulü Emin
Dir. Mimar Sinan: «İhracatı na yüz elli bir yük akçe sarf olun du» dedikten sonra hem camiyi, hem de kendi gayretini şair Saînin lisanile anlatıyor:
Zeki âli binayi Cennetâsa Havası canfeza âbı musaffa Olub makbulü âlem camii huK Huzuru Şethde düşdü hayli mergub Salub bünyad kıldım dikkati tam Idü'b akdamma bin sa’yü ikdam Çalışdım fazlı Hakla nice günler Temamı oldu hayrile müyesser
Cami yapılıp bittikten sonra, hem oğlunun ölümüne, hem de caminin inşasına tarihi Kanunî
Sultan Süleyman söylemiştir.
Şehzadeler güzidesi sultan Mehmedin.
Camı, Ağakapısı ile Eski Oda lar arasına yapıldı. O zaman oraları ağaçlık ve çimenlik yer lerdi.
İki asırdan sonra, Şehzadeba- şı bir kat daha imar edildi. Nev şehirli İbrahim paşa köşebaşına Fatma sultanla beraber kendi na mına bir darülhadis ve bir de cami yaptırdı. Evkafı Naksas ada sında idi. Camiye «sekiz yüz ku
ruş muaccele ve senede canibi vakfi şerife seksen vakıyye rugan zeyt» gönderilirdi.
Şehzade^ camisi yanında çok küçülen cami, darülhadis ve se bil, on altıncı asırla on sekizinci asır arasında Türk mimarî sana tının zafer ve inhitatına bir nti- munedir. Lâle devrinde şiir, mi
marîden fazla yükslmiştir. Baki devrinde Sinan İstanbulu süsle di. İbrahim paşa sadaretinde de Nedim İstanbulu terennüm etti. Eski zaferlerin hatıralarını mu azzam âbidelerde İstanbulun ye di tepesinde yükselten Sinansa, güzel topraklarında yetişen lâle lerin rengile gözlerimizi şiirlerde neşelendiren de, Nedimdir.
Yine bezmi çemene lâle füruzan geldi Müjdeler gülşene kim vakti çıragan geld
Diyen, Nedim değil m iydi? Ne o kaldı dünyada, ne de İbrahim paşa...
Cehalet ilme ve sanate gale be çaldı. Damadı muhterem İbra him paşa edamallahü taalâ iclâ- lühünün ölüsü Üçüncü Ahmed çeşmesinin karşısında tam bir haf ta koktu kaldı. Köpeklerden ar tan kemiklerini eşi dostu topladı lar. Yaptırdığı sebilhanem yanın daki ikinci pencerenin önüne gö merek İbrahimi rabbin huzuruna yolladılar. Nanü nimetini yiyen ler, Çırağan safalarmda, helva sohbetlerinde bulunanlar vukuatı nı bile yazamadılar. Bereket versin,
Küçük Çelebi Zade Asım mezar taşına bir yazı yazabildi:
ltdi İbrahim paşa çün vefat Rahmet itsün ruhuna Rabbülibad Dadrıâzam olmuş idi sabıkan Nice hayrat eyledi ol hoşnihad Oldu çok hayra muvaffak doğrusu Lâzım itmek ruhunu hayrile yad İtmeğe hacet ne tatvil eühânm Vasfdan âridir ol âlinijad Fevtine Asım didim tarih anın
Ruhun İbrahim paşa ola şad 1143