• Sonuç bulunamadı

İstanbul'a bir de bu kapıdan bakın:Yedikule-Samatya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'a bir de bu kapıdan bakın:Yedikule-Samatya"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/çz

Haftasonu gezisi

+

CUMAHümrsj

T 7 ~

CUM A, 20 Şubat 2004

3

İstanbul'a bir de bu kapıdan bakın

- rr -, r • --T.C- r : .

S İ * . «

i l l i

J t T

"U F

mm

v

Yedikule Kapısı'ndan Tarihi

Yarım ada'ya girerseniz

İstanbul'un saklı tarihiyle

karşılaşırsınız. Sırlarla dolu bu

tarih size "Bu kapıdan

girdiğinde İstanbul hakkında

bildiklerinin çoğunu unut,

önünde yepyeni bir kapı

açılıyor" ^

İmrahor Camii Samaiya Çarşısı

Narlıkapı

Marmara deniz surlanndan kara surlarma döndüğünüzde Mermer Kule'yle karşılaşırsınız. 150-200 metre yürüdükten sonra altından trafiğin aktığı Yedikule Kapısı'ndan kente girersiniz. Kapının iç kısmındaki kemerin hemen üstünde Selçuklu kartalını andıran ama pençelerinde Bizans sembolleri taşıyan çift başlı kartal kabartmasını görürsünüz.

Tarihte olağanüstü değişimlere tanıklık etmiş Altın Kapı hemen Yedikule

girişinin sağ tarafında yer alır. Şimdi kalenin bir parçası haline gelmiş olan Altın Kapı'yı, 390 yılında I. Theodosius yaptırmış. Eski şehir surlanndan uzakta bir zafer takı olarak inşa edilen eser, II. Theodosius zamanında ikinci kent surlan kurulunca surun bir parçası olmuş. Zafer kazanan imparatorlar sefer dönüşü bu görkemli kapıdan kente girerlermiş.

yüzyıllara meydan okuyor. Sokaklardan Yedikule Caddesi'ne çıktığımızda arbk_^ başka bir tarihin içine doğru yolcuhlga başlamış oluruz. Yolun sağında karşımıza önce Konstantin Eleni Kilisesi ile hemen onun arkasında yer alan İmrahor Camii çıkar. İmam Aşir Sokak'ta bulunan İmrahor Anıtı'nı mutlaka görmelisiniz. Ne zaman yapıldığı bilinmemesine rağmen İstanbul'daki en eski Bizans mabetlerinden biri olduğu üzerine görüş

e

ir.' Bu manastır ve kilise, andan dolayı Studios olarak Manastırın Bizans döneminde önemli bir dini merkez olduğu biliniyor. 1486'da İlyas Bey tarafından camiye çevrilmiş. 1908 depreminde çatısı tamamen çökünce terk edilmiş ve o haliyle günümüze kadar gelmiş. Ayasofya Müzesi Müdürlüğü'nden alınan izinle ziyaretçilere açılan bu amt içinde bazilikanın özgün sütun, başlık ve zengin mimari özellikleriyle eşsiz güzellikteki döşeme süslemelerini de görmek mümkün.

Yedikule Hisarı

ulaşan meyhaneleri, balık pazarı ile çarşı canlandı. Alkollü ve alkolsüz balık lokantalarıyla nam saldı.

Siz bu turu yaparken akşam olmuş ve gün bitmiştir. Artık soluklanma zamanı­ dır. İsteyenler çarşıdaki meyhanelerden bi­ rinde demlenir, arzu edenler Yedikule Caddesi'ne çıkıp Safa Lokantası'na gide­ rek bu güzel günü lezzetli mezelerle taçlandırır.

L

a t in is t ila si

13. yüzyılın başmda eski dünyanın merkezi konumunda olan kent nüfusu yarım milyonu aşmış. Ortodoks aleminin de merkezi konumunda olan şehir, 1204 yılında Katolik Latinlerin kuşatmasıyla karşı karşıya kalmış. 4. Haçlı Seferi için yola çıkan Latinler kenti aylarca kuşatmış ve sonunda surlarda açtıkları gediklerden girmeyi başarmışlar. Latinler kenti aldıktan sonra yıllar süren bir talanla karşılaşmış İstanbul. Kiliseler, manastırlar, saraylar, hanlar, çarşılar soyulmuş, İstanbul'da bulunan kutsal emanetler birer ikişer Vatikan'a taşınmış. Bu talan 1261'de Latinler'in kenti terk etmesiyle sona ermiş ama İstanbul'un nüfusu bu kara günlerde 50 bin kişiye inmiş. Bizans İmparatoru Mihail Paleólogos, kentin Haçlılardan geri alındığı gün İstanbul'a eski kraOar gibi Altın Kapı'dan yani "Porto Aurea"dan girmiş. Ama artık eski dünyanın merkezi olan şehirden eser yokmuş. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u alana kadar da kent bir daha belini doğrultamamış. Bir rivayete göre Fatih, 29 Mayıs Sah günü kenti aldığında maiyetindekiler giriş için Altın Kapı'yı kullanmasının daha uygun olacağını söylemişler. Fatih ise, savaşarak yenilen düşmanlarının bu şekilde aşağılanmasını uygun görmemiş ve kente Topkapı'dan girmeyi tercih etmiş.

■ p M B B için yapılan ve bugün sadece minaresi

ayakta kalan Fatih Mescidi'nin, suriçinde inşa edilen ilk cami olduğu söylenir.

E S K İ ERMENİ

MAHALLESİ SAMATYA

Z İN D A N D A K İ

DUVAR YAZILARI

Artık yavaş yavaş Samatya'ya doğru yürüyelim. Bizans döneminde İstanbul'da çok az Ermeni nüfusu vardı. Fatih İstanbul'u fethettikten sonra kentin nüfus yapısını değiştirme ve zenginleştirme karan aldı. El sanatlan alanında olağanüstü becerileri olan Ermenileri İstanbul'a yerleştirmek niyetindeydi. Bursa Ermenilerinin dini İideri Episkopos Hovakim, Fatih Sultan Mehmet'in çocukluk arkadaşıydı. Hemen ona bir mektup göndererek maiyetiyle birlikte gelip, İstanbul'a yerleşmesini istedi. Hovakim, arkadaşına "Bizim İstanbul'da işimiz olmaz" babmdan bir yanıt gönderdi. Fatih, Hovakim'e yolladığı ikinci mektupta "Dostum ve arkadaşım olarak değil, bu mülkün sultanı olarak emrediyorum. Derhal gelmenizi istiyorum" diyordu. Geldiler ve Fatih'in fermanıyla Samatya'ya yerleştiler. Eski bir Rum kilisesi olan Sulu Manastır'ı bir fermanla Ermeniler'e devreden Fatih, 1461 yılında adı Surp Kevork Kilisesi olan bu ibadethanede Ermeni Patrikliği'nin kuruluşuna izin vermişti. Patrikhane Kumkapı'daki yeni binasına taşmana kadar bu kiliseyi kullanmıştı. O devri anlamak isteyenler, içindeki ayazmadan dolayı Sulu Manastır'ı da ziyaret etmeli. Yedikule Zindanı adıyla aralan

hapishane, konuklannın özelliğinden dolayı Osmanlı tarihinde çok önemli bir yere sahip. Vezirler, ardı şanlı paşalar, sancak beyleri, asi saray mensuplan ve padişahın öfkesini çeken yabana elçiler burada hapsedilmiş. Çandarlı Halil Paşa ve oğullan da buraya kapatılmış. 1461'de fethedilen Trabzon Rum

İmparatorluğu'unun son imparatoru Davit Komnenos ve oğullan 1463'te burada idam edilmiş. Son Abbasi Halifesi III. Mütevekkil, Girit fatihi Deli Hüseyin Paşa, Sadrazam Kara Davut Paşa, Rus Elçisi Kont Tolstoy gibi ünlü

mahkumların çileli günlerinde taşlara kazıdıklan hürriyet özlemlerini hâlâ görmek mümkün. Bu müzeyi dünyada eşsiz kdan en önemli özellik de işte bu duvar yazdan. Zindanın ortasında bulunan "Kanlı Kuyu" dipten denize bağlanıyor. Kulede idam edilen

mahkumların kesüen kelleleri bu kuyuya atılıp Marmara'daki balıklara yem olmak üzere karanlık bir yolculuğa çıkıyormuş.

Yedikule, Genç Osman'ın trajik hikayesine de sahne olmuştu. 16 Şubat 1618'de henüz 14 yaşmdayken tahta çıkan II. Osman dört yd tahtta kaldıktan sonra reform girişimlerine kızan yeniçeriler tarafından tahttan indirildi. Yedikule'ye hapsedildi ve ertesi gün önce tecavüze uğradı sonra da yay kirişiyle boğularak öldürüldü. Sur tarafında bulunan büyük dörtgen kulelerden birinde yer alan Genç Osman'ın hücresini de ziyaret ederseniz bu idealist padişahın duvarlara sinmiş

arsınız.

jjjLijjJİnJüz: fjyuUuTİLi u lıy o r,

B

o j j u

5 C u r d ' l u

lukoınoodDyor

NETgjjBJL, güvencesiyle tüm NETgSöiL. satış noktalarında

Yedikule Kapısı'dan girerseniz önünüze Yedikule Caddesi çıkar. Bu cadde ilerde Samatya Caddesi'yle birleşir. Tarihi yapıların büyük bir bölümü, yüzyıllardır iki semtin ana arteri olan bu caddenin iki yaranda sıralanıyor.

Ama Yedikule'ye gelmişken önce zindanlara uğrayalnn. Fetihten sonra kentin önemli girişlerinden biri olan bu bölgede, Fatih bir kale yapılmasını emretmiş. Yedi burçla taçlanan bu kaleye OsmanlI'nın hâzinesi yerleştirildiği için çok iyi eğitimli muhafız birlikleri tarafından korunurmuş. Daha sonra hazine saraya taşınınca Yedikule Hisarı zindan, yani hapishane olarak

kullanılmaya başlanmış. 1895'te Müzeler Umum Müdürliiğü'ne devredilen bu kalenin ortasmda askerlerin ibadet etmesi

IY İIM A R SİNAN'IN UÇ ESERİ

Yedikule ile Samatya caddelerinin iki yanında sıralanmış olan Latin Kilisesi, Ayios Nikolas Kilisesi, Ayios Menas Kilisesi gibi eserler görülmeye değer. Mimar Sinan ustanın sihirli eli

Samatya'ya da değmiş. Sinan, Sancaktar Hayrettin Mescidi, Abdi Çelebi Camii, Ağa Hamamı gibi üç önemli eserini bu semte hediye etti. Tarihin içinden çıkıp günümüze geldiğimizde de İstanbul'un hiçbir yerinde bulunmayacak

güzelliklerle karşılaşıyoruz. Samatya Çarşısı, özellikle "İkinci Bahar" dizisinden sonra rağbet gördü ve eski güzelliğine yeniden kavuştu. Sayılan 30'; çığlığım duy;

İMRAHOR ANITI

MUTLAKA GÖRÜLMELİ

İstasyon Caddesi'nin paralelinde uzanan sokaklardaki evlerin mimarisi Yedikule'ye özgüdür. Zemin katları ateş tuğlasından, üst katlan ahşap, cumbalı, avlulu, küçük küçük bahçeli evler

Garanti İ L E T İ Ş İ M H İ Z M E T L E R İ w w w . n e t c e ll .c o m .t r 0.216.553 45 00 (pbx)

TURKCELL

Safa Lokantası

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

b) Kilisenin İktisadî özerkliği: Türk hoşgörüsüne dayanarak dirim ve dirliğini sürdüren Sırp Kilisesi'nin taşınm az malları vardı. B öylece bu kilise bir

Yüzyılda İstanbul Rum Ortodoks Kiliseleri, (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1996, s.12.... Bozcaada

 Burada aslında Pavlus Korint'teki kaos kardeşlerine diyor ki: Rab size Mesihte çok fazla bilgi verdi: gerek yok başka bir filozof gelsin, size yeni öğretişler getirsin..

Pek çok dinler tarihçisi ve din sosyoloğu (ve şüphesiz başka alanlardan âlimler) dinlerin tasnifini yapmak için uğraşmışlar ve çeşitli tasnifler yapmaya da muvaffak

1958 de istanbul'un imarı için girişilen çalışmalarda Tophane'yi Karaköy'e bağlayan Kemeraltı caddesinin açılması lüzumu beli- rince, bu tarihî kilisenin mühim bir kısmı

Hristiyanların ilk toplantı yeri burası olduğu için de ilk kilise kabul edildi.. Mağaranın, yapılan ilâvelerle ne za- man Mağara - Kilise haline getirildiği

-Mesih İsa ele verildiği gece ekmeği aldı ve sana şükretti “Alın ve yeyin!” bu sizin için feda edilmiş olan benim bedenimdir; bunu beni anmak için böyle yapın”

Mesih bizim için Allahtan gelen bilgilik oldu: doğruluk ve kutsallık ve kurtuluş odur.. 31 Nasıl da yazılmıştır: "Kim övünürse, Allah