• Sonuç bulunamadı

Devrim kitlede mi, şahısta mıdır?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Devrim kitlede mi, şahısta mıdır?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Devrim kitlede mi,

şahısta mıdır?

f

---Y a z a n i ---s

I P r o f . îfâlm i Z iy a Ü lk e n

V_________________________

^

Kapitalizm neden çizilmiş bir plânın eseri değil lir. Düşünceden doğmamıştır. İç­ timaî tecrübele­

rin beklenmedik neticesidir. B ir a- ğaç gibi büyümüş, bazan parlak ve şifalı, bazan zehirli yemişleri- le çiçeklerini vermiştir. Bugün kapitalizm birçok meseleler orta­ ya koyuyor:

a) Kapitalin ifrat derecede bü­ yümesi ve bundan doğan müva- zenesizlikler, b) Kapitalin ano - tümleşmesi ve şahısların silinme­ si, c) Devletlerin sermaye birik­ mesinin oyuncağı olması, d) Ça- tışkan ve tahripkâr İçtimaî züm­ relerin meydana çıkması ve bun­ ların içtimai organizm'mi tehlike­ ye düşürmesi (düşmanlık duygula rırun sevgi ve dostluk duyguları­ nı ezmesi), e) Maddî menfaatle­ rin birinci plâna gelmesi, içtimai kiymetlerin altüst olması.

Bu neticelerin doğurduğu bü­ yük buhranları önlemek için ya­ rım asırdır birçok çarelere baş­ vurulmaktadır. Bu çareleri de u- nmmîyetle üç grupta

toplayabili-... 1 -et ı-ıp l-e ü rı ü b M t, k ıl ıs ır ü 1 -ü ti

dırlar. Bu teşebbüs ötekilerden da ha başarılıdır. Çünkü kapitalizm ve teknik ilerlemeden doğan baş­ lıca zararları önleyecek esaslı nok ta üzerinde durmaktadır.

Fakat milli bütün nedir? Bir şekil midir? Yalnız bir top­ rak mıdır? Yalnız Soydaşlık

la birbirine bağlı insanlardan do­ ğan bir kitle midir? Eğer böyle ise onun rakkam yığınları ve ma­ kinelerden ne farkı kalacaktır? Milli şuuru yekpare, bir kitle gi bi gören ve bunu daima kendi arzusu ve kendi düşüncesinin em rinde kullanan -rehberler» ve dik tatörlerin anladıkları mânada mil li bütün cemiyetlere istedikleri kurtuluşu veremez.

Her şeyden önce milletlerin hür şahsiyetler birliği olması lâzımdır ki, orada böyle bir harekete, ge- çilebilsin. Hukukçuların anladığı mânâda demokratik bir rejimde dahi bunun temini ne dereceye ka ■ dar mümkündür? Totaliter idare­

lerin baskısından kurtulmak için milleti hür fertlerin birliği sayan lar bugünkü buhranları önlemek i- çin sermayedarların karşısına ye­ ni bir zümreyi çıkarıyorlar: Te- chnocrateüar. Bunlar tekniğe ve il me sahip insanlardır ki. sermaye­ nin doğurduğu buhranları ancak yeni cemiyetin içinden çıkan ve onun dertlerini bilen böyle bir zümre karşılayabilir diyorlar. Fakat technocrate'lar kimlerdir? Bi

zim cemiyetimizin insanları değil mi? Herhalde onlar gökten inmiş melekler değildirler. Aynı prop- lemler karşısında aynı tavrı alma yacaklar mıdır?

İçtimaî ve iktisadi ilerldme, her şeyden önce insanın kalitesi me­ selesini ortaya koyuyor. Kapita - lizm buna karşı alâkasızdır. Ano­ nim bir cemiyet kapitalizme en elverişlidir. Halbuki insan her şey den önce kalitelen mecmuudur. Ve bu kaliteleri De «şahıs» tır; böyle olduğu için de hürdür. İç ­

timaî ve teknik Derleme insanlar­ dan gittikçe da­ ha yüksek kalite, ler beklemekte­ dir. İnsanın maki­ neleşmesi şöyle dursun, mecanise bir âlemde insan en fazla hür ve üstün kalitelere sahip olmalıdır ki, onu kullanabilsin. Demokrat bir cemiyetin vatandaşlarında, o- tokrat bir cemiyetten çok fazla kalitelere ihtiyaç vardır. Demok­ rasinin mühim buhranlanndan bi­ ri bu kaliteleri geliştirecek terbi­ yeyi almadan önce, demokrasinin birdenbire zuhur edivermesi; ve eski rejimlerin nakıs kalitelerinin bugünkü cemiyet hayatına yetme- mesidir.

Şu halde işe İçtimaî inkılâplar­ la değil şahsiyet inkılâbı ile baş­ lamak lâzımdır. İçtimaî inkılâp­ lar formüllerde kalır. Umumiyet­ lere hitap eder, şekilleri değişti­ rir. Fakat insanlar ,- esasında - aynı kalırlar. ŞekD değişmeleri, vakıa, sonradan şahısların gelişme sine müsait mecralar açar, onlara yeni terbiye kadroları verir; ama bu netice daima zuhur etmez ve etmeyebilir. Bazan bir şekU değiş tirmesi ru h j ait hiç bir esaslı de ğişiklik olmadan devam edebüir. Böyle hallerde şekille ruh arasın­ da ahenksizlik asırlarca sürer gi­ der. Bu tarzda bir inkılâptan geri dönülmesi, yâni «irtica» tehlikesi büyüktür. İçtimai inkılâp ancak şahıslar devrimi hazırlanmış olan bir yerde tamamen verimli ve ne tieelidir. Umumî terbiye gösteri­ yor ki, en kabUiyetliden yarı bu dalalara kadar herkes* az çok de ğiştirilebUir. Şahsî inkılâplar bir dalganın yay D ışı gibi etrafa yayı lir. Cemiyetin değişmesi için ze­ min hazırlar. Bu küçük, mütevazı, fakat derin inkılâplar umumî ve büyük İçtimaî devrimîeri sarsıl­ maz hâle koyan yegâne temeli teşkU ederler. Hür şahsiyetlerin müsavi olmayan gelişmesinde her kesin kendi rolünü alacağı bir ga yeler ve vasıtalar cemiyetindeki yeni İçtimaî nizama ancak bu su­ retle girilebilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özetle, tarımsal Ar-Ge konusunda sayılar ziraat fakülteleri, araştırma enstitüleri, teknoparklar, araştırmacılar, araştırma projeleri ve en önemlisi Ar-Ge için

Turizmi geliştirmek İçin bu konuya ciddi bir şekilde eğilmek ve ge- lenlerin tüm günlerini en iyi şekilde de- ğerlendirmiş olarak ülkeden ayrılmaları için çaba

Bununla birlikte, yüzyıllar süren araştırmalara rağmen, problemi basitleştirebilecek koordinat dönüşümleri olmadığından genel üç-cisim problemine çözüm yoktur;

Abdülhamid’in mühürlerini satın alan Nezih Erdem’le gö­ rüşen Beyzade Bülent Osman, Atatürk’e övgüler yağdırdı: • “Mustafa Kemal dünyanın yetiştirdiği en

Şekil 6: Ağaçtan düştükten 1 ay sonra devam eden şiddetli boyun ağrısı ile başvuran ve nörolojik defisiti olmayan 77 yaşındaki erkek hastada atipik hangman

Titan’›n yüzeyinin, bu atmosferi besleyen metan- la kapl› oldu¤u ve atmosferden gezegen yüzeyine sürekli ya¤an s›v› ve kat› organik maddenin, flim- diye kadar 800 m

Güneş gibi G sınıfın- dan olan Tau Ceti üzerinde yapılan gözlemler, yaşı için kesin bir kanı sağla- madıysa da bu yıldızın Güneş’ten biraz daha genç yada

Kamera kayıtlarının iOS ve Android işletim sistemi kullanan akıllı telefon ve tabletlere yüklenebilen CanaryApp üzerinden takip edilebildiği akıllı güvenlik kamerası ile