• Sonuç bulunamadı

Psychosocial Evaluation of Suicide Attempts in Kastamonu: How should be Preventing Crisis and Intervention Methods

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psychosocial Evaluation of Suicide Attempts in Kastamonu: How should be Preventing Crisis and Intervention Methods"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kastamonu Ýlinde Ýntihar Giriþimlerinin

Psikososyal Deðerlendirmesi: Krizi Önleme

ve Müdahale Yöntemleri Nasýl Olmalý?

Psychosocial Evaluation of Suicide Attempts in Kastamonu: How should

be Preventing Crisis and Intervention Methods

Ali Emre Þevik1, Halil Özcan2

1Uz.Dr., Medicar Hastanesi, Karabük, 2Uz.Dr., Zekâi Tahir Burak Kadýn Saðlýðý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Ankara

SUMMARY

Objectives: The aim of this study is for guiding to the

implementation of the social protection programs in longterm, by examining suicide attempts. Method:

Patients who admitted to Kastamonu State Hospital Emergency Unit with suicide attempt and agreed to par-ticipate in the study are directed to the psychiatric out-patient clinic for further investigation. After conducting a detailed psychiatric interview all patients were applied sociodemographic data form and their history of psychi-atric illness were disputed. Family Assessment Device, Problem-Solving Inventory, Coping Strategies Questionnaire, the Multidimensional Anger Scale, Beck Depression Scale and Beck Suicide Thoughts Scale were applied to all applicants. Results: Women attempted

sui-cide more than men did. Attempts often had been occurred in summer months. Having previous attempts were detected as basic risk factor. Emotional response subscale scores were the highest in Family Assessment Device. The average score taken from Problem-Solving Inventory were 107.2 ± 23.1 and 125.6 ± 27.2 points were taken on Multidimensional Anger Scale. In Coping Strategies Scale, the most frequent strategies those patients used were positive reinterpretation and growth, substance use, planning, the least coping strategy that patients used was acceptance. Beck Depression Scale scores were found 28±14, Beck Suicide Thoughts Scale scores were found 15.3 ±5.8. Conclusion: Further

stud-ies are needed for planning community-based social sup-port instruments for the prevention of suicide attempts, improving coping strategies of persons and using the family support more effectively.

Key Words: Suicide, anger, coping, problem-solving.

ÖZET

Amaç: Bu araþtýrmanýn amacý intihar giriþimlerini

inceley-erek uzun vadeli sosyal yönelimli toplumsal koruyucu programlarýn uygulanmasýnda yol gösterici olmaktýr.

Yöntem: Çalýþmaya Kastamonu Devlet Hastanesi acil

polikliniðine intihar giriþimi nedeni ile baþvurup psikiyatri polikliniðine yönlendirilen hastalardan çalýþmaya katýl-mayý kabul edenler alýnmýþtýr. Kiþilere psikiyatrik görüþme ardýndan sosyodemografik veri formu uygulanýp; psiki-yatrik hastalýk öyküsü alýnmýþ, Aile Deðerlendirme Ölçeði, Problem Çözme Envanteri, Baþa Çýkma Tutumlarý Ölçeði, Çok Boyutlu Öfke Ölçeði, Beck Depresyon Ölçeði, Beck Ýntihar Düþüncesi Ölçeði uygulanmýþtýr. Bulgular:

Kadýnlar erkeklerden daha fazla intihar giriþiminde bulunmaktadýrlar. Giriþimler yaz aylarýnda daha sýk gözlenmiþtir. Önceki intihar giriþimi öyküsü temel risk faktörlerindendir. Aile Deðerlendirme Ölçeði'nde en yük-sek puan duygusal tepki alt ölçeðinden alýnmýþtýr. Problem Çözme Envanteri'nden alýnan ortalama puan 107.2±23.1; Çok Boyutlu Öfke Ölçeði'nden alýnan puan 125.6±27.2 olarak bulunmuþtur. Çalýþmaya katýlan kiþi-lerin Baþa Çýkma Tutumlarý Ölçeði'nde en sýk pozitif yeniden yorumlama ve geliþme, madde kullanýmý, plan yapma tutumlarýný kullandýklarý, en az kullanýlan baþa çýkma tutumunun ise kabullenme olduðu saptanmýþtýr. Beck Depresyon Ölçeði puanlarý 28±14, Beck Ýntihar Ölçeði puanlarý 15.3±5.8 olarak bulunmuþtur. Sonuç:

Ýntihar giriþimlerini önlemede toplum temelli sosyal destek araçlarýnýn planlanabilmesi, kiþilerin baþa çýkma tutumlarýnýn geliþtirilmesi, ailenin daha aktif kullanýla-bilmesine yönelik yaklaþýmlarýn tespiti için ileri çalýþmalar gereklidir.

Anahtar Sözcükler: Ýntihar, öfke, baþa çýkma, problem

çözme.

(2)

GÝRÝÞ

Ýntihar, bireyin istemli olarak yaþamýný sonlandýr-maya yönelik davranýþýdýr. Ruhsal, kültürel, ekonomik, toplumsal yönleri olan bu eylem uzun süreden beri toplum saðlýðý alanýnda çalýþanlarýn ilgi alanýnda olmuþtur (Sayýl 1995).

Günümüzde intihar tüm dünyada hem önemli bir halk ve ruh saðlýðý sorunu, hem de önde gelen ölüm nedenlerindendir. Önümüzdeki onyýllarda da bu konumunu koruyacak gibi görünmektedir (Altýn-dað ve ark. 2001).

Yaklaþýk olarak her 30 giriþiminden biri ölümle sonuçlansa da intihar nedeniyle ölenlerin sayýsý her yýl dünyada 1 milyon kiþiyi bulmaktadýr. Kaynaklar gözden geçirildiðinde en sýk kullanýlan intihar yön-temi zehirlenme (intoksikasyon) olarak görülür-ken, bunu ateþli silah kullanýmý ve asý izlemektedir (Sayýl ve Devrimci Özgüven 2002). Geleceðe yöne-lik yapýlan öngörülerde bu sayýlarýn artma eðili-minde olduðu görülmektedir (Sayýl 1992). Bu artma eðiliminde belirleyici olan temel faktörler-den birisi bireyin toplum içerisindeki giderek artan izolasyonu ve yalnýzlaþmasýdýr (Rutz 2006). Birey, karþýlaþtýðý olumsuz yaþam olaylarý karþýsýnda kendi genetik ve çevresel baþaçýkma potansiyeli ile doðal tepkilerini vermekte, ek destek alabileceði kanal-larýn kapalý olmasý durumunda bu süreç bir krize dönüþerek intihar giriþimine kadar uzanan sonuçlara neden olabilmektedir.

Türkiye intihar hýzýnýn düþük olduðu ülkeler arasýnda olmakla birlikte son yýllarda intihar hýzý giderek artmaktadýr. Bu süreçte toplumda gözle-nen hýzlý ve çarpýk þehirleþmesinin etkisi olduðu düþünülmektedir. Fakat bu alanda yeterli araþtýrma verisi yoktur. Ýntihar giriþimleri hayatýn erken çocukluk çaðýndan yaþlýlýðýn son dönemine kadar görülebilmekle birlikte her iki cinsiyette de ergen-lik ve genç eriþkinergen-lik döneminde bir artýþ olmakta, yetiþkinlikte ise erkeklerde 45, kadýnlarda 50-55 yaþlarýnda artmaktadýr. Erkeklerde ölümle sonuç-lanan giriþimler kadýnlardan daha fazladýr. Buna karþýn ölümle sonuçlanmayan giriþimler de deðer-lendirildiðinde giriþim sayýsýnýn kadýnlarda daha fazla olduðu görülmektedir (Beautrais ve ark. 1999).

Riski artýran belirli sosyodemografik etkenler tespit edilmiþtir. Ýntihar giriþimleri genel olarak,

bekarlarda evlilerden, gelir daðýlýmý olarak en var-lýklý ve en yoksul kesimlerde orta gelir düzeyine sahip kiþilerden, iþsizlerde ise çalýþanlardan daha fazla görülmektedir (Altýndað ve ark. 2001, Sayýl ve Devrimci Özgüven 2002, Rutz 2006). Son yýllarda yaþanan ekonomik krizlerin toplumumuz açýsýndan da olumsuz etkileri olduðu ve intihar giriþimlerinin buna baðlý olarak artma eðiliminde olduðu düþünülebilir (Boor 1982).

Ýntihar giriþimlerinin nedenleri arasýnda ruhsal bozukluklar %90'dan fazla olarak ciddi bir etken olarak görülürken, bedensel hastalýklar, maddi, sosyal sorunlar, aile içi geçimsizlikler diðer önemli nedenler arasýndadýr (Rutz 2006, Fawcett ve Shaughnessy 1989). Japonya'da yapýlan 2964 ölüm-le sonuçlanan intihar vakasýnýn inceölüm-lendiði bir araþtýrmada ölenlerin %90'ýndan fazlasýnýn bir psikiyatrik hastalýk teþhisinin olduðu anlaþýlmýþtýr. Bu kiþilerde en fazla major depresyon olmak üzere duygudurum bozukluklarý, ardýndan þizofreni de dahil psikotik bozukluklar sonra giderek azalan sayýda demans, uyku bozukluðu, uyum bozukluðu, kiþilik bozukluðu, yeme bozukluðu, obsesif kom-pulsif bozukluk, madde kullaným bozukluðu ve tanýlarý mevcut olup; 125 kiþide birden çok psikiyat-rik hastalýk tanýsý olduðu belirtilmiþtir (Takizawa 2012).

Yukarýda deðindiðimiz risk faktörleri bütün olarak deðerlendirildiðinde yalnýzlaþan bireyin kendine ait baþa çýkma mekanizmalarýnýn giderek önem kazandýðý görülmektedir. Hangi baþa çýkma mekanizmalarýnýn intihar giriþimi için riski art-týrdýðýnýn tespiti koruyucu önlemlerin alýnmasýný kolaylaþtýracaktýr. Baþa çýkma becerilerinin yetersizliði bu kiþilerin artan intihar riskine iþaret etmektedir (Howat ve Davidson 2002). Sorun çözme becerisi düþüklüðünün intihar davranýþýnýn önemli bir yordayýcýsý olabileceði düþünülmektedir. Psikiyatrik deðerlendirme sýrasýnda intihar davranýþý, sorun çözme becerileri ve travmatik yaþam olaylarýnýn sorgulanmasý önemlidir (Dixon ve ark. 1994, Townsend ve ark. 2001). Ülkemizde yapýlan bir araþtýrmada stresli yaþam olaylarýnýn, kadýn cinsiyetin, sorunlarla baþa çýkma tutumunun ve kronik hastalýklarýn depresyonda risk etmeni olduðu belirtilmiþtir (Ünal ve ark. 2002).

(3)

çalýþ-mada intihar giriþimleri ile iliþkili bulunmuþtur (Heikkinen ve ark. 1994).

Ýntihar bireyin yaþam süreci içerisinde karþýlaþtýðý krizlerle baþa çýkamamasý, bu krizleri doðru ele ala-cak donanýma ve desteðe sahip olmamasý nedeniyle oluþmaktadýr (Eskin ve ark. 2006).

Bu kriz durumlarýnýn bireyinde içinde olduðu tüm etmenlerle tam olarak ele alýnmasý koruyucu ruh saðlýðý çalýþmalarýnda intiharlarýn önlenmesinde önemli role sahip olacaktýr. Çalýþmamýzýn amacý toplumumuz için kullanýlacak, bireyin ihtiyaç duy-duðu sosyal desteði arttýrmaya yönelik doðru ve etkin koruyucu ruh saðlýðý yaklaþýmlarýnýn geliþti-rilmesine ýþýk tutmaktýr.

GEREÇ VE YÖNTEM Örneklem

Bu çalýþma Ocak 2009-Ocak 2010 tarihleri arasýnda Kastamonu Devlet Hastanesi Acil Ünitesi'ne inti-har giriþimi nedeniyle baþvuran gerekli acil müda-haleleri yapýldýktan sonra psikiyatri polikliniðine yönlendirilen olgulara çalýþma hakkýnda bilgi veril-mesi ve onamlarýnýn alýnmasýný takiben psikiyatri polikliniðinde tek ve ayný uzman psikiyatri hekimi tarafýndan görüþme yapýlmasý ardýndan araþtýrma-cýlar tarafýndan sosyodemografik veri formu ve ilgili ölçeklerin doldurulmasýyla yapýlmýþtýr. Katý-lýmcýlar çalýþmaya katýlmak istediklerine dair yazýlý onam vermiþlerdir. Anketi okuyup yanýtlayabilecek düzeyde okuma yazmasýnýn olmamasý, zihinsel engelli olmalarý, aktif aðýr ruhsal hastalýk sahibi olmalarý (çalýþmaya katýlmaya engel olacak þiddette akut psikoz ya da psikotik alevlenme, biliþsel yeti-leri bozabilecek þiddette aðýr depresyon) ve onam vermeyerek çalýþmaya katýlmak istememeleri çalýþ-manýn dýþlama ölçütlerini oluþturmuþtur. Çalýþ-manýn etik kurul onayý alýnmýþtýr.

Kullanýlan Deðerlendirme Araçlarý

Sosyodemografik Veri Formu: Tüm hastalarýn yaþlarý, cinsiyetleri, baþvuru tarih, saat ve, þekilleri not edilmiþtir. Ek olarak eðitim, medeni, mesleki durumlarý, yaþadýklarý ortam, bakmakla yükümlü olduklarý kiþi bulunup bulunmadýðý, geçirilmiþ psikiyatrik hastalýk öyküsü, ailede psikiyatrik hastalýk bulunup bulunmadýðý, giriþim yöntemleri,

daha önce benzer giriþimleri olup olmadýðý, oldu ise ne zaman olduðu, giriþim sonrasýnda tekrarlama fikrinin bulunup bulunmadýðý, intihar giriþimi öncesinde bu fikrini baþka bir kiþiyle paylaþýp pay-laþmadýðý, ne þekilde paylaþtýðý gibi bilgiler yarý yapýlandýrýlmýþ bir anketle detaylý olarak sorgulan-mýþ ve bu sosyodemografik veri formuna eklen-miþtir.

Problem Çözme Envanteri: Ölçek Heppner ve Petersen (1982) tarafýndan geliþtirilmiþtir. Bireyin kendisini deðerlendirmesine yönelik 35 maddeden oluþan bir ölçektir. Puanlamasý 6'lý likert türündedir. Yüksek puan problem çözme beceri-sindeki yetersizliði gösterir. Ölçeðin Türk toplumu-na göre uyarlamasý Þahin ve ark. (1989) tarafýndan yapýlmýþtýr.

Aile Deðerlendirme Ölçeði (ADÖ): Anne babalarýn aile iliþkilerini algýlamalarýný ölçmek amacý ile Aile Deðerlendirme Ölçeði kullanýlmýþtýr. Ailenin iþlev-lerini hangi konularda yerine getirebildiðini belirleyen ve sorun alanlarýný ortaya çýkaran bir ölçüm aracýdýr. Ölçek Mc Master Aile iþlevleri Modeli'nin klinik olarak aileler üzerine uygulan-masýyla elde edilmiþtir (Epstein ve ark. 1983). Türkiye'de geçerlilik ve güvenirlik çalýþmasý Bulut (1990) tarafýndan yapýlmýþtýr. Aile deðerlendirme ölçeði 7 alt ölçekten oluþmaktadýr. Bunlar; problem çözme, iletiþim, roller, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranýþ kontrolü, genel iþlevler baþlýðý altýnda sýralanmaktadýr.

Ölçekte toplam 60 madde olup her madde aile yaþamýna iliþkin olumlu ve olumsuz ifadelerin yer aldýðý bir cümleden meydana gelmektedir, her cümle alt ölçekten bir tanesine aittir. Maddelerin bazýlarý saðlýklý iþlevleri, bazýlarý da saðlýksýz iþlev-leri tanýmlamaktadýr (Bulut 1990).

Katýlýmcýlardan cümleleri dikkatlice okumalarý ve ailelerine ne derece uyduðuna karar vermeleri istenmektedir. Her cümle için 4 seçenek bulun-maktadýr. Katýlýmcýlardan kendilerine uygun seçeneðe (x) iþareti koymalarý istenmektedir. Seçenekler: Aynen katýlýyorum=1, büyük ölçüde katýlýyorum=2, biraz katýlýyorum=3, hiç katýlmýyo-rum=4.

Tüm maddelerde 1.00 puan saðlýklý cevabý, 4.00 puaný ise saðlýksýz cevabý simgelemektedir. Bu þe-kilde elde edilen puanlar her alt boyutta toplanarak

(4)

ortalamasý alýnýr. Her bir boyutta o boyutun içerdiði maddelerin %40'ýndan fazlasý cevapsýz býrakýlmýþsa, ortalama puan hesaplanmaz ve o kiþi fire olarak kabul edilir (Bulut 1990).

Baþa Çýkma Tutumlarý Ölçeði (BÇTÖ): Stres verici olaylar ya da etkenlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek ya da tümüyle ortadan kaldýrmak için bazý baþa çýkma tutumlarýný kullanmak evrensel bir tutumdur. "Baþa çýkma", bireyin kendisi için stres oluþturan olay ya da etkenlere karþý direnmesi ve bu durumlara karþý dayanma amacýyla gösterdiði biliþsel, duygusal ve davranýþsal tepkilerin tümü olarak tanýmlanabilir (Folkman 1984, Folkman ve ark. 1986). Ölçek Folkman ve Lazarus (1980) tarafýndan geliþtirilmiþtir, 60 sorudan oluþan bir öz bildirim ölçeðidir. Altmýþ farklý durum dört seçenek üzerinden yanýtlandýrýlýr. Bu yanýtlar: 1=Asla böyle bir þey yapmam, 2=Çok az böyle yaparým, 3=Orta derecede böyle yaparým, 4=Çoðunlukla böyle yaparým. Ölçek 60 soru ve 15 alt ölçekten oluþmuþtur. Her alt ölçek dörder soru-dan oluþmaktadýr. Bu alt ölçeklerin her biri ayrý bir baþa çýkma tutumu hakkýnda bilgi verir. Sonuç olarak alt ölçeklerden alýnacak puanlarýn yüksekliði hangi baþa çýkma tutumunun kiþi tarafýndan daha çok kullanýldýðý hakkýnda yorum yapma olasýlýðý verir.

Çok Boyutlu Öfke Ölçeði (ÇBÖÖ): Ölçek Siegel (1986) tarafýndan geliþtirilmiþtir. Ýnsanlarýn öfke konusundaki duygu, düþünce ve tutumlarýný belir-lemeyi amaçlayan ve 5 bölümden oluþan bir bataryadýr. Likert tipi, 1-5 arasý puanlanmaktadýr (Balkaya ve Þahin 2003). Bu çalýþmada, bataryanýn, intihar davranýþlarý ile iliþkili olabileceði düþünülen Öfkeye Yol Açan Etmenler: Ciddiye Alýnmama (20 madde), Haksýzlýða Uðrama (17 madde) ve Eleþtirilme (5 madde) alt ölçekleri ve Kiþilerarasý Öfke Tepkileri: Ýntikama Yönelik Tepkiler (24 madde), Pasif-Agresif Tepkiler (10 madde), Ýçedönük Tepkiler (10 madde) ve Umursamaz Tepkiler (3 madde) alt ölçekleri kullanýlmýþtýr. Ölçeðin bu bölümleri, daha önce sözü edilen, konuya iliþkin çalýþmada kullanýlmýþ, geçerli ve güvenilir olduðu belirlenmiþtir (Batýgün ve Þahin 2003).

Beck Depresyon Ölçeði: Beck Depresyon Ölçeði Beck (1961) tarafýndan geliþtirilmiþ bir özbildirim ölçeði olup; denekte depresyon riskini belirlemek,

depresif belirtilerin düzeyi ve þiddet deðiþimini ölçmek için geliþtirilmiþtir. Yirmibir cümle içer-mekte olup dörtlü likert tipi ölçüm saðlamaktadýr. Her madde 0-3 arasýnda puanlanýr. Hisli (1989) tarafýndan Türkçe geçerlik ve güvenilirlik çalýþmasý yapýlmýþ olup; kesme puaný 17 olarak kabul edilmiþtir.

Beck Ýntihar Tasavvuru Ölçeði: Beck ve ark. intihar düþüncesi olanlarda intihar eðilimini ölçmek üzere Ýntihar Tasavvuru Ölçeði'ni (ÝTÖ) ve intihar giriþi-minde bulunmuþ olanlarda kullanýlmak üzere Ýnti-har Eðilimi Ölçeði'ni (ÝEÖ) geliþtirmiþlerdir (Beck ve ark. 1974, 1979).

Uygulanan testlere ek olarak çalýþmaya alýnan 70 hasta 22 soruluk bir anketle intihara neden olan problem alanlarý açýsýndan da sorgulanmýþ ve kendilerinin intihar giriþimi nedeni olarak taným-ladýklarý yaþam olaylarý not edilmiþtir.

Ýstatistik

Verilerin deðerlendirilmesinde SPSS programý 16.0 versiyonu ve istatistiksel analizde ki kare testi ile yüzde daðýlýmlarý kullanýlmýþtýr. Ortalamalar stan-dart sapmalarla birlikte gösterilmiþtir. Psikopa-tolojik belirtiler, ölçeklerden alýnan puanlar ile Beck Ýntihar Düþüncesi Ölçeði ve intihar arzusu puanlarýnýn birbiri ile iliþkisine korelasyon analizi ile bakýlmýþtýr. Bulgular p>0.05 düzeyinde anlam-sýz, diðer bütün düzeylerde anlamlý kabul edilmiþtir.

BULGULAR

Sosyodemografik veriler

Çalýþmaya 60 kadýn, 10 erkek hasta alýnmýþtýr. Hastane adli vaka defterinden bakýldýðýnda 9 kiþinin psikiyatri polikliniðine gelmediði anlaþýlmýþtýr. Ayrýca aðýr psikotik belirtileri olan þizofreni tanýlý 2 hasta ve aðýr depresif belirtiler gösteren 4 hasta çalýþmaya uyum saðlayamayacak-larý düþünüldüðünden çalýþma dýþý býrakýlmýþtýr. Çalýþma grubunun sosyodemografik özellikleri Tablo 1'de verilmiþtir. Gruptaki 21 kiþi çekirdek ailede yaþamaktayken 45 kiþi geniþ ailede 2 kiþi yal-nýz 2 kiþi kardeþleriyle yaþýyordu. Bireylerin geçmiþ öykülerinde 47 kiþide daha önce taný konmuþ bir psikiyatrik hastalýk yokken 18 kiþide depresyon 4

(5)

kiþide anksiyete bozukluðu ve 1 kiþide uyum bozuk-luðu tanýsý mevcuttu. Ayrýca sadece 5 kiþide bedensel bir kronik hastalýk vardý (ülser, diabet ve hipertansiyon).

Giriþim sonrasý 18'i kendisi, 33'ü ailesi, 17'si yakýn-larý, 2'si ambulans tarafýndan acile gelmiþlerdi. Tek baþýna ve 112 acil ile getirilenlerin sayýsýnýn görece azlýðý intihar giriþimleri ve kendine zarar verme davranýþlarýnda sosyal destek saðlama amacýnýn ön planda olabileceðini düþündürmektedir.

Baþvurular mevsimlere göre ve giriþim saatine göre daðýlýmý Tablo 2'de verilmiþtir.

Ýntihar giriþimi yöntemleri ve geçmiþte intihar öyküsüne bakýldýðýnda 67 kiþiden biri hariç ilaç alarak intihar giriþiminde bulunmuþtu, 1 kiþi ise tarým ilacý içmiþti. 7 kiþi kesici aletle kendine zarar vermiþti. Çalýþmaya alýnan bireylerin 52'sinin özgeçmiþinde intihar giriþimi yokken 13'ü son 1 yýl içinde, 5'i 1 yýldan daha önce giriþimde bulun-muþlardý (Tablo 3).

Ýntihar giriþiminde bulunan bireylerin 9'u kasýtlý

olarak kendine zarar verme, 4'ü yardým çaðrýsý, 44'ü ölüm amaçlý, 7'si çeliþkili düþünceler içinde, 1'i istemeden aþýrý doz aldýðýndan dolayý, 5'i ise söyle-mek istemedikleri bir nedenden dolayý giriþimde bulunduklarýný belirtmekteydi.

Yine bu bireyler giriþimleri hakkýnda sorgulandýk-larýnda 17 kiþi ölmüþ olmayý dilerken, 42 kiþi piþ-man olduðunu, 11 kiþi tekrar denemeyi düþündüðünü belirtmiþtir.

Giriþimde bulunanlarýn çoðu ani bir kararla bunu yaptýklarýný ifade etmektedirler. Ýntihar giriþiminin öncesindeki tutum ve davranýþlarý sorgulandýðýnda 57 kiþi ani karar verdiðini, 1 kiþi planlayarak giri-þimde bulunduðunu, 42 kiþi piþman olduðunu belir-tirken 17 kiþi ölmüþ olmayý istediklerini, 11 kiþi tekrar denemeyi düþündüklerini belirtiyordu. Giriþimde bulunan 64 kiþinin aile öyküsünde her-hangi bir ruhsal hastalýk bildirilmezken, 1 kiþi aile öyküsünde ruhsal hastalýk bildirmiþ, 5 kiþinin ailesinde intihar giriþimi bildirilmiþtir.

Çalýþmaya alýnan 70 hasta intihara neden olan problem alanlarý açýsýndan sorgulandýðýnda hiç kimse cinsel sorunlar, evsiz kalma, süregen hastalýk, tecavüz, okul sorunlarý, taciz, ruhsal hastalýk, alkol madde baðýmlýlýðýný temel sorun olarak bildirmemiþtir. Bazý hastalar ise birden fazla neden bildirmiþlerdi. Oysa gruba bakýldýðýnda çoðunlukta ruhsal hastalýk tanýsý alan, madde kötüye kullanýmý olan kiþilerin olmasý, ancak hasta-larýn bu tanýlarý yadsýmalarý incelenmesi gereken bir durumdur (Tablo 4).

Acil servise baþvurularý sonrasýnda hastalarýn has-tanedeki takip süreleri ve sonrasýnda görüþmeye gelme durumlarý Tablo 5’te verilmiþtir.

Uygulanan ölçeklerden alýnan puanlara bakýldýðýn-da Problem Çözme Ölçeði'nde en düþük puanýn 51, en yüksek puanýn 153, ortalama puanýn 107.2±23.1 olduðu görülmüþtür. Yüksek puan problem çözme becerisinde düþüklüðü göstermektedir.

Aile Deðerlendirme Ölçeði'nin (ADÖ) alt ölçek-lerinden alýnan puanlara bakýldýðýnda tüm altölçek puanlarýnýn ortalama puanýnýn 2'den büyük olduðu en yüksek puanýn 'duygusal tepki' alt ölçeðinden alýndýðý görülmüþtür (Tablo 6).

Çok Boyutlu Öfke Ölçeði'nin (ÇBÖÖ)

deðer-Tablo 1. Ýntihar giriþiminde bulunanlarýn sosyode-mografik özellikleri Kadýn (n=60) Erkek(n=10) Yaþ (yýl) Minimum 14 16 Maksimum 54 40 Ortalama±SS 21.0±6.6 21.8±7.9 Eðitim durumu Ýlköðretim 24 5 Lise 29 5 Üniversite 7 0 Medeni durumu Bekâr 40 8 Evli 20 2 Dul 1 0 Meslek Çalýþýyor 51 9 Çalýþmýyor 5 5 SS: Standart sapma

(6)

lendirilen 2 alt ölçeðinden öfkenin fiziksel belirti-lerinde puanlar 4-51 aralýðýnda ve ortalamasý 31.2±11.8 olarak bulunmuþtur. Çok Boyutlu Öfke Ölçeði'nin diðer alt ölçeði öfkeye yol açan neden-lerde puanlar 27-160 aralýðýnda iken, grubun orta-lamasý 125.6±27.2 olarak tespit edilmiþtir (Tablo 7).

Baþa Çýkma Tutumlarý Ölçeði'nden (BÇTÖ) alýnan puanlara bakýldýðýnda en çok pozitif yeniden yorumlama ve geliþme, madde kullanýmý, plan yapma tutumlarýný en az ise kabullenme baþa çýkma tutumlarýný kullandýklarý anlaþýlmaktadýr (Tablo 8). Tablo 9’da Beck Depresyon, Ýntihar Tasavvuru ve Ýntihar Arzusu Ölçeði puanlarý gösterilmiþtir. Bu sonuçlarda hastalarýn bir kýsmýnda orta aðýr þid-dette depresyon olabileceði, Beck Ýntihar düþünce-si ve Ýntihar Arzusu puanlarýnýn yüksekliði görülmektedir.

Problem Çözme, Aile Deðerlendirme, BÇTÖ,

Beck Depresyon, Beck Ýntihar Tasavvuru ve Ýntihar Arzusu alt ölçeklerinden alýnan puanlar arasýnda korelasyon bakýlmýþtýr. Buna göre problem çözme ölçeðinden alýnan puanlar ile iletiþim, davranýþ kontrolü, disosiyatif belirtiler, SCL genel ve pozitif toplam, somatizasyon, OKB, depresyon, kaygý, düþ-manlýk, psikotizm, ek skala arasýnda pozitif yönde c2, c15 arasýnda negatif yönde (p<0.05); öfkeye yol açan nedenler, fobi arasýnda pozitif yönde (p<0.01) ve Beck Depresyon puanýyla pozitif yönde (p<0.001) iliþki vardýr.

Problem çözme ölçeði puanlarý ile Beck Ýntihar Tasavvuru ve Ýntihar Arzusu puaný arasýnda anlam-lý iliþki bulunamamýþtýr (Tablo 10).

Baþa çýkma tutumlarýndan C1 ile Problem Çözme Ölçeði, problem çözme altölçek puaný yaþama-/ölüme dair tutum arasýnda negatif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C2 ile Problem Çözme Ölçeði, Beck Depresyon,

Tablo 2. Saate ve aylara göre intihar giriþimi

Aylar Mart Nisan Mayýs Haz Tem Aðu Eyl Ekim Kasým Aralýk Ocak Þub Top

Baþvuru sayýsý(N) 4 3 2 4 6 15 10 4 9 8 2 3 70

Mevsim Ýlkbahar Yaz Sonbahar Kýþ N

Baþvuru sayýsý 9 25 23 13 70

Baþvuru saatleri 08.00-16.00 16.00-24.00 24.00-08.00 N

Baþvuru sayýsý 16 45 9 70

Tablo 3. Ýntihar giriþimi, yöntemi ve özgeçmiþte intihar daðýlýmý

Kadýn Erkek Toplam

(n) (n) (n)

Ýntihar Giriþimi Yöntemi

Ýlaç içerek 58 9 67

Kesici aletle 5 2 7

Özgeçmiþte intihar giriþimine göre

Giriþim öyküsü yok 43 9 52

Son 1 yýl içinde var 12 1 13

1 yýldan daha önce var 5 0 5

(7)

yaþama/ölüme dair tutum puaný arasýnda negatif yönde (p<0.05) iliþki saptanmýþtýr.

C3 ile kiþiler arasý duyarlýlýk, Beck Ýntihar Tasavvuru arasýnda pozitif yönde (p<0.05), öfke fiziksel belirtileri, arasýnda pozitif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C4 ile Beck Depresyon arasýnda pozitif yaþama/ölüme dair tutum arasýnda negatif yönde

(p<0.05), problem çözme arasýnda pozitif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C5 ile problem çözme arasýnda negatif (p<0.05) iliþki saptanmýþtýr.

C6 ile herhangi bir iliþki bulunamamýþtýr.

C7 ile öfke fiziksel belirtileri arasýnda pozitif yönde (p<0.05) iliþki saptanmýþtýr.

C8 ile öfke fiziksel belirti, iletiþim, duygusal tepki arasýnda negatif yönde (p<0.05); problem çözme ölçeði arasýnda negatif yönde (p<0.01); problem çözme alt ölçeði, Beck Depresyon arasýnda negatif yönde (p<0.001) iliþki saptanmýþtýr.

C9 ile yaþama/ölüme dair tutum arasýnda pozitif yönde (p<0.05); Beck Depresyon arasýnda pozitif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C10 ile herhangi bir iliþki bulunamamýþtýr.

C11 ile iletiþim, roller arasýnda negatif yönde (p<0.05); Beck Depresyon yaþama dair tutum, problem çözme arasýnda negatif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C12 ile herhangi bir iliþki bulunamamýþtýr.

C13 ile problem çözme ve iletiþim arasýnda negatif yönde (p<0.01) ve Ýintihar Arzusu arasýnda pozitif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C14 ile kiþilerarasý duyarlýlýk arasýnda pozitif yönde (p<0.01) iliþki saptanmýþtýr.

C15 ile Problem Çözme Ölçeði, Beck Depresyon,

Tablo 5. Hastanede kalma süresi ve görüþmeye gelme durumlarý

Hastanede kalma süresi/cinsiyet Kadýn (n) Erkek (n)

0-8 saat arasýnda 11 1

8-24 saat arasýnda 43 7

24 saatten fazla 6 2

Psikiyatri poliklinik takibi

Kontrole gelmeyenler 4 0

Bir kez görüþmeye gelenler 11 6 Düzenli görüþmeye gelenler 45 4

Toplam 60 10

Tablo 4. Bireylerin intihar nedenleri ile iliþkilendirdik-leri problem alanlarý

Ýntihar nedenleri Problem Problem alanlarýnýn alanlarýnýn olduðu kiþi olduðu kiþi sayýsý (kadýn) sayýsý (kadýn) Karþý cinsle sorunlar 19

-Ýletiþim sorunlarý 14 5

Aile sorunlarý 10

-Aile içi þiddet 6

-Ebeveyn çatýþmalarý 1 -Geliþim dönemi sorunlarý 2 -Ekonomik sorunlar 1 -Hastalýk 2 -Ölüm/kayýp 1 -Yalnýzlýk 1 -Ýþ sorunlarý 2 -Sýnav kaygýsý 1 -Cinsel sorunlar - -Evsiz kalma - -Süregen hastalýk - -Tecavüz - -Okul sorunlarý - -Taciz - -Ruhsal hastalýk - -Çocuklarla sorunlar - -Alkol/madde baðýmlýlýðý - -Evlilik sorunlarý - -Toplam 43 5

(8)

Tablo 7. Çok boyutlu öfke ölçeði puan daðýlýmý

Minimum Maksimum Ortalama±SS

ÇBÖÖ alt ölçek puanlarý Öfke belirtileri 4 51 31.2±11.8

Öfke nedenleri 27 160 125.6±27.2

Tablo 8. BÇTÖ ölçeði maddeleri ortalama puanlarý

BÇTÖ Minimum Maximum Ortalama±SS

Pozitif yeniden yorumlama ve geliþme * 4 16 11.2± 2.8

Zihinsel boþ verme 6 15 9.97 ±2.67

Soruna odaklanma ve duygularý açýða vurma 4 14 9.7 ±2.61

Yararlý sosyal destek kullanýmý 4 16 10.06± 2.78

Aktif baþa çýkma 6 16 9.84 ±2.43

Ýnkâr 4 15 9.45 ±2.67

Dini olarak baþa çýkma 4 14 10.12 ±2.45

Þakaya vurma 6 15 9.54 ±2.47

Davranýþsal olarak boþ verme 4 15 9.38± 2.4

Geri durma 5 15 9.45± 2.32

Duygusal sosyal destek kullanýmý 6 15 10.16 ±2.11

Madde kullanýmý * 5 16 11± 3.11

Kabullenme 4 14 9.1 ±2.56

Diðer meþguliyetleri bastýrma 6 14 10 ±2.1

Plan yapma * 5 15 10.96± 2.42

SS: Standart Sapma BÇTÖ Ölçeði * : En yüksek ilk 3 alt ölçek

Tablo 6. Aile deðerlendirme ölçeði testi ve alt bölümleri puan daðýlýmý

ADÖ alt ölçekleri puanlarý Min Maks Ort±SS

Problem çözme 1.66 4 2.75±0.67 Ýletiþim 1.22 3.33 2.52±0.34 Roller 1.18 3.63 2.56±0.68 Duygusal tepki* 1.17 4 2.83±0.78 Ýlgi gösterme 1,43 4 2.68±0.74 Davranýþ kontrol 1 3.88 2.17±0.62 Genel iþlevler 1.08 4 2.69±0.73

(9)

yaþama/ölüme dair tutum puanlarý arasýnda negatif yönde (p<0.05); problem çözme alt ölçeði arasýn-da pozitif yönde (p<0.05) iliþki vardýr.

Tablo 10 ve 11'de Problem Çözme Ölçeði ve Beck Depresyon Ölçeði puaný ile iliþkisi saptanan deðiþkenler verilmiþtir. Ýntihar Arzusu ile duygusal tepki, ilgi gösterme arasýnda pozitif yönde (p<0.05); kiþilerarasý duyarlýlýk, Beck Depresyon, giriþim özelliði, arka plan faktörleri, öfke fiziksel belirtileri, Beck Ýntihar Tasavvuru Ölçeði, yaþama dair tutum puanlarý arasýnda pozitif yönde (p<0.001) iliþki vardýr.

TARTIÞMA

Katýlýmcýlarýn 18'i (%26) yaþamlarýnda en az bir kez ve 13'ü (%19) de son on iki ay içerisinde yaþam-larýný sonlandýrmak için giriþimde bulunmuþlardýr. Bu rakamlar intihar davranýþýnýn deðiþik biçim-lerinin ayaktan tedavi gören psikiyatri hastalarý arasýnda yaygýn olduðunu göstermektedir. Bu

çalýþ-madan elde edilen bulgular diðer araþtýrmalarýn sonuçlarýyla uyumludur (Arato ve ark. 1988, Powell ve ark. 2000).

Kiþilerin ölçeklerden aldýklarý puanlara bakýnca problem çözme ölçeðinde en düþük puanýn 51, en yüksek puanýn 153, ortalama puanýn 107.2±23.1 olduðu görülmüþtür. Yüksek puan problem çözme becerisinde düþüklüðü göstermektedir. Örneklem grubumuz bu açýdan incelendiðinde bu testi alan bireylerde problem çözme becerisinin düþük olduðu yorumu yapýlabilir. Daha önce kriz ve inti-har giriþimi ile baþvuran bireylerle yapýlan çalýþ-malar da bu bireylerin baþa çýkma becerilerinin normal topluma göre daha düþük olduðuna iþaret etmektedir (Pollock ve Williams 1998). Yapýlan korelasyon analizlerinin sonuçlarýna bakýldýðýnda problem çözme becerisi düþük olanlarda depres-yon, baþa çýkma tutumlarýndan bazýlarý arasýnda anlamlý iliþki bulunmuþtur. Ancak problem çözme ölçeði puanlarý ile Beck Ýntihar Tasavvuru ve Ýnti-har Arzusu Ölçeði puanlarý arasýnda anlamlý iliþki

Tablo 9. Beck depresyon, intihar tasavvuru ve intihar arzusu ölçeði puanlarý

Min. Max. Ort. SS

Beck intihar tasavvuru 4.00 29.00 15.33 5.8

Ýntihar arzusu 0.0 10.00 5.57 2.5

Beck depresyon 2.00 53.00 28.00 14.02

SS: Standart sapma

Tablo 10. Problem çözme ölçeði ile korelasyonu olan deðiþkenler

Problem Çözme Öfkeye Beck Geçmiþ C1 C2 C8 C15

yol açan Depresyon intihar nedenler

0.662*** 0.685*** 0.520* -0.485* -0.553* -0.686** -0.493* Tablo 11. Beck depresyon ölçeði ile korelasyonu olan deðiþkenler

Problem çözme Problem çözme Davranýþ Beck Ýntihar Ýntihar Arzusu

ölçeði kontrolü Tasavvuru

(10)

bulunamamýþtýr, örneklemin küçük olmasý bu sonu-cun çýkmasýna neden olmuþ olabilir.

Aile Deðerlendirme Ölçeði'nden alýnan puanlara bakýldýðýnda hastalarda tüm altölçek puanlarýnýn ortalama puanýnýn 2'den büyük olduðu en yüksek puanýn 'duygusal tepki' alt ölçeðinden alýndýðý görülmüþtür (Tablo 6). Bu durum ailede problem çözme becerisinin, iletiþimin, ailedeki rollerin, bir-birlerine gösterdikleri ilginin davranýþlarý kontrol edebilmenin aile üyelerinin her türlü durum (neþe, kýzgýnlýk, korku, acil durumlar vs.) karþýsýnda en uygun tepkiyi verme becerisinin yetersiz olduðu anlamýna gelmektedir. Literatürde intihar giriþim-lerinin tekrarlanmasýnýn önlenmesinde ailenin aktif katýlýmýnýn olumlu etkilerine yönelik çalýþmalar da bulunmaktadýr (Lobo ve ark. 2010).

Çok Boyutlu Öfke Ölçeði'nin deðerlendirilen 2 alt ölçeðinden öfkenin fiziksel belirtilerinde ve öfkeye yol açan nedenlerde en yüksek puanlar alýnmýþtýr. (Tablo 7). Dürtüsellik ve intihar ile iliþkisi olduðu belirtilen bu alt ölçeklerden hastalarýn yüksek puan almalarý çalýþma sonuçlarý açýsýndan beklenen bir bulgudur. Bu þekilde ifade edilen öfke duygusunun, kiþiyi, sözel ve fiziksel saldýrýlara açýk bir hale getirebildiði, aile içinde ve kiþilerarasý diðer iliþki-lerde çatýþmalara neden olabildiði ileri sürülürken, kiþinin benlik saygýsýnýn, önemli ölçüde düþmesiyle de sonuçlanabildiði belirtilmektedir (Deffenbacher 1992). Öfkenin ifade biçimleri de çeþitlilik göster-mektedir. Öfkenin ifade biçimlerinden birisi, belki de en önemlisi saldýrganlýk olarak görülmektedir. Fiziksel saldýrganlýk motor davranýþlarla iliþkilidir ve amaç karþýdaki kiþiye veya objeye zarar vermek-tir. Öfke ve hostilite, daha çok duygu ve tutumlarla iliþkiliyken; saldýrganlýk, baþka kiþilere ya da objelere yönelik, tahrip edici ve zarar verici davranýþlarý kapsamaktadýr (Spielberger ve ark. 1995).

Öfkeye eþlik eden fizyolojik belirtiler, kas gerilimi-nin artmasý, kaþlarýn çatýlmasý, diþlerin gýcýrdatýl-masý, ters ters bakma, yumruklarý sýkma, yüzün kýzarmasý, titreme hissi (özellikle el ve ayakta), uyuþma hissi, týkanma hissi (nefes almakta zorluk), vücudun çeþitli bölgelerinde seyirmeler olmasý, ter-leme, kontrol kaybý, sýcaklýk hissi, burundan soluma, dudaklarý ýsýrma, beynin zonklamasý, baþ aðrýsý ve hareketlerin hýzlanmasý gibi tepkilerdir (Tavris 1989).

Ülkemizde Sayar ve ark. (2000) tarafýndan yapýlan bir çalýþmada, öfke nöbeti olan hastalarýn olmayan-lara göre anlamlý ölçüde daha fazla depresyon ve kaygý gösterdikleri bulunmuþtur. Öfke, intihar davranýþý için de önemli bir risk faktörü olarak ele alýnmaktadýr (Batýgün 2002, Horesh ve ark. 1997). Çalýþmamýzda da literatürle uyumlu olarak giriþim-lerin büyük çoðunluðunun ani bir kararla gerçek-leþtiði katýlýmcýlar tarafýndan belirtilmiþtir. Ani karar vererek intihar giriþiminde bulunma oran-larýnýn yüksekliði bu bireylerde öfke ölçeðinden alý-nan puanlarýn yüksekliði ile uyumlu bir bulgudur (Park ve ark. 2010). Öfkenin ve dürtüselliðin önlen-mesinde aile desteðinin önemli olduðuna iþaret eden çalýþmalar mevcuttur (Lobo ve ark. 2010). Bu anlamda öfke kontrol sorunu bulunan bireyler için saðlanacak sosyal destek daha da önemli bir hal almaktadýr.

Baþlangýçta giriþimlerin çoðunun ölüm amaçlý olmasýna karþýn giriþim sonrasýnda giriþimden piþ-manlýk duyanlarýn sayýsýnýn fazlalýðý da bu giriþim-lerdeki dürtüselliði destekleyen bir diðer bulgu olarak yorumlanabilir. Çok boyutlu öfke ölçeði puanlarý bu fazla dürtüselliðe iþaret etmektedir. Ayrýca öfke kontrol sorunu yaþayan bireylerde eþlik eden depresyonun intihar giriþimi riskini de art-týrdýðý gösterilmiþtir. Grubumuzdaki depresyon sýk-lýðý öfke puanlarýnýn yüksek olmasý ile doðrudan iliþkilidir. Depresyondaki öfke kontrol sorunu yaþayan bireylerde intihar giriþiminin daha sýk olduðu literatürde gösterilmiþtir (Daniel ve ark. 2009). Ýntihar giriþiminde bulunan bireylerin uzun süreli takiplerinde de tespit edilmiþ olan bu sorun alanlarýnýn, öfke kontrol sorunlarý ve depresyon sýklýðýnýn giriþimin tekrarlamasýnda major risk fak-törleri olduðu gösterilmiþtir (Hooven ve ark. 2010). Bu noktada giriþimi takiben öfke kontrol düzey-lerinin ve depresyon varlýðýnýn deðerlendirilmesi öncelikli olarak sosyal destek saðlanmasý gereken grubun tespitinde yol gösterici olabilir.

Yetersiz sorun çözme becerisinin depresyona yol açabileceði gibi depresyonun da kiþinin kendi prob-lem çözme beceri düzeyini yetersiz görmesini saðladýðý gösterilmiþtir (Bates ve Lavery 2003). Bizim grubumuzda da intihar giriþimi ile baþvuran bireylerde depresyon oranýnýn yüksek olmasý baþa çýkma becerilerinin yetersiz algýlanmasýna veya gerçekten düþük düzeyde olmasýna baðlý olarak

(11)

açýklanabilir. Aile Deðerlendirme Ölçeði'nden alý-nan puanlarýn ailede problem çözme becerisinin, iletiþimin, ailedeki rollerin, birbirlerine gösterdik-leri ilginin davranýþlarý kontrol edebilme aile üyelerinin her türlü durum (neþe, kýzgýnlýk, korku, acil durumlar vs.) karþýsýnda en uygun tepkiyi verme becerisinin yetersiz olduðunu vurgular nite-likte olduðu hatýrlandýðýnda bu bireyler için de temel sorunun problem çözme düzeylerinin düþük-lüðü olduðu ileri sürülebilir. Ýnsanlarýn problem çözme becerisi düzeylerinin intihar davranýþýyla iliþkili olduðu bir çok çalýþmada gösterilmiþtir. Daha önce yapýlmýþ olan çeþitli çalýþmalarla intihar giriþiminde bulunmuþ psikiyatrik hasta grubunun problem çözme becerilerinin giriþimde bulun-mamýþ kontrol grubuna kýyasla yetersiz olduðunu göstermiþlerdir (Pollock ve Williams (1998), Pollock ve Williams (2004), Howat ve Davidson 2002). Problem çözme becerisi düzeyinin intihar davranýþýyla olan iliþkisi göz önüne alýndýðýnda, sorun çözme terapisi intihar davranýþý olan hasta-larda kullanýlabilecek seçenekler arasýnda düþünülebilir. Uluslararasý yazýn da bu düþünceyi desteklemektedir (Townsend ve ark. 2001, Özgüven ve ark. 2003).

Problem çözme düzeylerine ek olarak travmatik yaþam olaylarý psikiyatrik sorunlarýn ortaya çýk-masýnda önemli role sahiptir. Birçok çalýþma, psikiyatrik rahatsýzlýðý olan bireylerin baþýna bu tür rahatsýzlýðý olmayanlara göre daha fazla oranda travmatik olayýn geldiðini göstermiþtir (Bourque ve ark. 2002, Friedman ve ark. 2002). Çalýþmaya alý-nan 70 hasta intihara neden olan problem alanlarý açýsýndan sorgulandýðýnda kadýnlarda en sýk karþý cinsle ilgili sorunlar, ikinci sýrada iletiþim sorunlarý, üçüncü sýrada aile sorunlarýný intihar nedenleri olarak belirtimiþtir. Katýlýmcýlarýn hiçbiri cinsel sorunlarý, evsiz kalmayý, süreðen hastalýk duru-munu, tecavüzü, okul sorunlarýný, tacizi, ruhsal hastalýk varlýðýný, alkol madde baðýmlýlýðýný temel sorun olarak bildirmemiþtir. Bazý hastalar ise bir-den fazla nebir-den bildirmiþlerdi (Tablo 3). Bizim çalýþmamýzýn örnekleminin yaklaþýk %31'i herhangi bir travmatik olay yaþamadýðýný belirtirken, %69'u en az bir travmatik olay yaþadýðýný ifade etmekte-dir. Bu noktada da sosyal desteðin önleyici olasý rolü koruyucu yaklaþým açýsýndan önem kazanmak-tadýr.

Baþa çýkma tutumlarýndan en yüksek puan alýnan C1, C12 ve C15 altölçek puanlarýna bakýldýðýnda C12 ile herhangi bir diðer ölçek arasýnda anlamlý iliþki bulunmazken C1 ve C15 ile problem çözme becerisi, depresyon ve yaþama/ölüme dair tutum puanlarý arasýnda iliþki bulunmuþtur. Tüm alt ölçeklerden alýnan puanlar tablodan da görüleceði üzere birbirine yakýndýr, bu nedenle ölçeklerde benzer anlamlýlýklar çýkmýþ olabilir (Tablo 10). Çalýþma grubundaki kiþilerin hastanede kalýþ sürelerine bakýldýðýnda 8-24 saat arasý hastanede kalanlarýn çoðunlukta olmasý bize intiharlarýn çok ciddi bedensel ya da ruhsal sorunlara yol açmadýðýný ve görece þiddetinin az olduðunu düþündürmektedir. Ayrýca 45 kiþinin ortalama ayda 1 kez olan düzenli takiplere gelmesi önemli ve risk-lerin erken fark edilip müdahale edilebilmesi açýsýndan deðerli bir bulgudur. Ayrýca intihar giri-þimlerinin yaz aylarýnda fazla olmasý literatürde genellikle bulunan bir bulgu olmakla birlikte bizim çalýþmamýzda da benzer bir sonuç bulunmuþtur (Tsai ve Cho 2011). Yapýlan bir araþtýrmada bu durumun serotonin düzeyindeki mevsimsel deðiþik-likle iliþkili olduðunu öne sürülmüþtür (Makris ve ark. 2012). Takibe gelmeyen bireylere ve yakýnlarý-na telefonla ulaþarak takibin sürekliliðinin saðlan-masý yönünde bireylerin motive edilmeleri alter-natif bir yaklaþým olabilir. Uygun yaklaþýmla son 20 yýlda batý toplumunda intihar olgularýnda azal-manýn saðlandýðý gösterilmiþtir (Foster ve ark. 1999).

Çalýþmamýzýn önemli bir kýsýtlýlýðý baþvuranlara yapýlandýrýlmýþ klinik görüþme (SCID) kullanýlarak bir psikiyatrik taný konulmamýþ olmasýdýr. Yapýlan psikiyatrik muayeneler ve uygulanan klinik deðer-lendirme ölçekleri neticesinde (Hamilton Depresyon ve Anksiyete Ölçekleri) 11 kiþiye orta þiddette depresyon, 3 kiþiye madde kötüye kul-lanýmý, 32 kiþiye uyum bozukluðu ve hafif depres-yon, 9 hastaya kiþilik bozukluðu, 3 kiþiye davraným bozukluðu, 4 kiþiye dürtü kontrol bozukluðu, 1 kiþiye somatizasyon bozukluðu tanýlarý konmuþtur. Sonuç olarak, intihar giriþiminde bulunan bireylerde aile desteðinin yetersiz olduðu, artan depresyon oranlarý ile birlikte öfke kontrolündeki sorunlarýn giriþimin tekrarlamasý açýsýndan ciddi bir risk oluþturduðu görülmektedir. Problem çözme

(12)

becerisi düþük olan bu popülasyon için aile desteðinin artan oranda saðlanmasý ve takip sürecinde devamlýlýðý saðlayacak sosyal iletiþim yöntemlerinin geliþtirilmesi önemli koruyucu yak-laþýmlar olarak düþünülebilir. Özellikle risk altýnda-ki gruplar için sosyal desteði arttýracak yöntemlerin

belirlenmesi amacýyla yapýlacak daha fazla çalýþ-maya gerek olduðunu düþünüyoruz.

Yazýþma adresi: Dr. Ali Emre Þevik, Medical Hastanesi, Karabük, aliemresevik@gmail.com

KAYNAKLAR

Altýndað A, Sýr A, Özkan M (2001) Türkiye'de intihar hýzlarýn-daki deðiþimler (1974-1998). Türkiye'de Psikiyatri, 2:79-86. Arato M, Demeter E, Somogyi E (1988) Retrospective psychi-atric assessment of 200 suicides in Budapest. Acta Psychiatr Scand, 77:454-456.

Balkaya F, Þahin NH (2003) Çok boyutlu öfke ölçeði. Turk Psikiyatri Derg, 14:192-202.

Bates GW, Lavery BJ (2003) Social problem-solving and vulner-ability to depression in a clinical sample. Psychol Rep, 92:1277-1283.

Batýgün AD (2002) Gençler ve Ýntihar: Diðer Yaþ Gruplarýyla Farklýlaþan Özellikler, Yayýnlanmamýþ Doktora Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Batýgün AD, Þahin NH (2003) Öfke, dürtüsellik ve problem çözme becerilerindeki yetersizlik gençlik intiharlarýnýn habercisi olabilir mi? Türk Psikoloji Dergisi, 18:37-59.

Beautrais AL, Joyce PR, Mulder RT (1999) Personality traits and cognitive styles as risk factors for serious suicide attempts among young people. Suicide Life Threat Behav, 29:37-47. Beck AT (1961) An Inventory for measuring depression. Arch Gen Psychiatry, 4: 561-571.

Beck AT, Kovacs M, Weissman A (1979) Assessment of suicidal ideation. The scale for suicidal ideation. J Consult Clin Psychol, 47:343-352.

Beck RW, Morris JB, Beck AT (1974) Cross-validation of the Suicidal Intent Scale. Chol Rep, 34:445-446.

Boor M (1982) Relationship of anomia to perceived changes in financial status 1973-1980. J Clin Psychol, 38:891-892. Bourque LB, Siegel JM, Shoaf KI (2002) Psychological distress following urban earthquakes in California. Prehosp Disaster Med, 17:81-90.

Bulut I (1990) Aile Deðerlendirme Ölçeði El Kitabý, .6-8. Özgüzeliþ Matbaasý, Ankara.

Daniel SS, Goldston DB, Erkanli A ve ark. (2009) Trait anger, anger expression, and suicide attempts among adolescents and young adults: a prospective study. J Clin Child Adolesc Psychol, 38:661-671.

Deffenbacher JL (1992) Trait anger: theory, findings, and impli-cations. Advances in Personality Assessment, 9:177-201. Dixon WA, Heppner PP, Rudd MD (1994) Problem-solving appraisal, hopelessness, and suicide ideation: Evidence for a mediational model. J Consult Clin Psychol, 41:91-98.

Epstein NB, Boldwing LM, Bishop DS (1983) The McMaster family assessment device. J Marital Fam Ther, 9:171-180.

Eskin M, Akoðlu A, Uygur B (2006) Traumatic life events and problem solving skills in psychiatric outpatients: relationships with suicidal behavior. Turk Psikiyatri Derg, 17:266-275. Fawcett J, Shaughnessy R (1989) The suicidal patient. JA Flaherty, RA Channon, JM Davis (eds), Psychiatry in Chicago. 49-56.

First MB, Spitzer RL, Gibbon M ve ark. (1997) Structured Clinical Interview for DSM-IV Clinical Version (SCID I-CV), American Psychiatric Press Washington DC.

Folkman S (1984) Personal control and stress and coping processes a theoretical analysis. J Pers Soc Psychol, 46:839-852. Folkman S, Lazarus RS, Gruen RJ ve ark. (1986) Appraisal, coping, health status, and psychological symptoms. J Pers Soc Psychol, 50:571-579.

Friedman S, Smith L, Fogel D ve ark. (2002) The incidence and influence of early traumatic life events in patients with panic dis-order: a comparison with other psychiatric outpatients. J Anxiety Disord, 16:259-272.

Foster T, Gillespie K, McClelland R ve ark. (1999) Risk factors for suicide independent of DSM-III-R Axis I disorder. Br J Psychiatry, 175:175-179.

Heikkinen M, Aro H, Lönnqvist J (1994) Recent life events, social support and suicide. Acta Psychiatr Scand, 377(Suppl):65-72.

Heppner PP, Petersen C (1982) The development and implica-tions of a personal problem-solving inventory. J Couns Psychol, 29:66-75.

Hisli N (1989) Beck depresyon envanterinin üniversite öðrenci-leri için geçerliði ve güvenirliði. Turk Psikoloji Derg, 7:3-13. Hooven C, Herting JR, Snedker KA (2010) Long-term out-comes for the promoting CARE suicide prevention program. Am J Health Behav, 34:721-736.

Horesh N, Rolnick T, Iancu I (1997) Anger, impulsivity and sui-cide risk. Psychother Psychosom, 66:92-96.

Howat S, Davidson K (2002) Parasuicidal behaviour and inter-personal problem solving performance in older adults. Br J Clin Psychol, 41:375-386.

Lobo Prabhu S, Molinari V, Bowers T ve ark. (2010) Role of the family in suicide prevention: an attachment and family systems perspective. Bull Menninger Clin, 74:301-327.

Makris GD, Reutfors J, Osby U ve ark. (2012) Suicide season-ality and antidepressants: a register-based study in Sweden. Acta Psychiatr Scand, doi: 10.1111/j.1600-0447.2012.01891.x. [Epub ahead of print]

(13)

Özgüven HD, Soykan Ç, Haran S ve ark. (2003) Ýntihar giriþi-minde depresyon ve kaygý belirtileri ile problem çözme beceri-leri ve algýlanan sosyal desteðin önemi. Türk Psikoloji Dergisi, 18:1-11.

Park YJ, Ryu H, Han KS ve ark. (2010) Anger, anger expression, and suicidal ideation in Korean adolescents. Arch Psychiatr Nurs, 24:168-177.

Pollock LR, Williams MG (1998) Problem solving and suicidal behavior. Suicide Life Threat Behav, 28:375-387.

Pollock LR, Williams JM (2004) Problem-solving in suicide attempters. Psychol Med, 34:163-167.

Powell J, Geddes J, Goldacre M ve ark. (2000) Suicide in psy-chiatric hospital in-patients. Risk factors and their predictive power. Br J Psychiatry, 176:266-272.

Rutz W (2006) Social psychiatry and public mental health: pre-sent situation and future objectives. Time for rethinking and renaissance? Acta Psychiatr Scand Suppl, 429:95-100.

Sayar K, Güzelhan Y, Solmaz M ve ark. (2000) Anger attacks in depressed Turkish outpatients. Ann Clin Psychiat, 12:213-218. Sayýl I (1992) Ýntiharý konu alan yayýnlar üstüne bir çalýþma. Kriz Dergisi, 1:38-41.

Sayýl I (1995) Ýntihar davranýþý ve epidemiyolojisi. Psikiyatrik Epidemiyoloji, O Doðan (Ed), Ýzmir, Ege Psikiyatri Yayýnlarý, s.118-123.

Sayýl I, Devrimci Özgüven H (2002) Suicide and suicide attempts in Ankara in 1998: result of the WHO/EURO. Multicentre Study of Suicidal Behaviour. Crisis, 23:11-16. Spielberger CD, Reheiser EC, Sydeman SJ (1995) Measuring the experience, expression, and control of anger. Issues Compr Pediatr Nurs, 18:207-232.

Takizawa T (2012) Suicide due to mental diseases based on the vital statistics survey death form. Nihon Koshu Eisei Zasshi, 59:399-406.

Tavris C (1989) Anger: The misunderstood emotion. New York, Simon and Schuster, Touchstone Books.

Townsend ET, Hawton K, Altman DG ve ark. (2001) The effica-cy of problem-solving treatments after deliberate self-harm: meta-analysis of randomized controlled trials with respect to depression, hopelessness and improvement in problems. Psychol Med, 31:979-988.

Tsai JF, Cho W (2011) Re-examination of the seasonality of sui-cide in Taiwan during 1991-2008: a population based study. Psychiatry Res, 186:147-149.

Ünal S, Küey L, Güleç C ve ark. (2002) Depresif bozukluklarda risk etmenleri. Klinik Psikiyatri Dergisi, 5:8-15.

(14)

Referanslar

Benzer Belgeler

Aşağıdaki resimdeki varlıkları sayıp kaçar tane olduklarını yazınız.. KESKİN GÖZLERİMLE

Antiepileptik ilaç kullanan annelerin bebeklerinde prematüre, gelişme geriliği ve major malformasyon riski; ilaç almayanlara göre daha yük- sek oranda olmasına rağmen,

中風後的患者超過 7 成會留下後遺症,仍有 4

Bize 40 sayfa­ lık kitabı bütün bir neşe ile okumuş, ve orijinal tabir ve teşbihlerle dolu olan bu eserin yaratıcısı Nazım Hikmetin, pişmiş domuz kellesi,

Mount Graham’da (Arizona) yapılmakta olan Büyük Dürbün Teleskopu (LBT), 8,4 m çapındaki ikiz aynaları sayesinde, 11,8 m’lik apertür genişliğine ve 23 m’lik bir

In this study, the experimental results and the prediction model analyses show that the specific energy obtained by using small-scale rock cutting machine can be

Borderline kişilik bozukluğu gösteren hastalarda psiko- dinamik grup psikoterapi sürecinin nesne ilişkileri üzerine etkilerini incelediğimiz bu çalışmada, grup psikoterapisine

Bir metin tenkidinde müellif nüshasını istinsahmış gibi veya istinsah edilmiş bir nüshayı müellif nüshası gibi değerlendirmek ise herhâlde hataların en büyüğü