• Sonuç bulunamadı

İnsancı yolcular

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnsancı yolcular"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2

ler

İNSANCI YOLCULAR

Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU

B

u başlığı. sayın Azra ErhatTn büyük bir zevk­le ikinci kez okuduğum Mavi Yolculuk k ita ­ bındaki «Mavi Yolcular» deyim inden esinle­ n erek koydum yazıya. E rh a t, bu yolcuların şim ­ dik i önderi. «İnsancı» sözcüğünü de. B atıdan gelip sanat ve felsefe terim lerim iz arasında bağ­ daş k u rarak rahatça o tu ran «hüm anist» anlam ın­ da kullandım . Aşağıda açıklayacağım nedenini.

Eyüboğlu ve H. Balıkçısı

«Liderlik» yalnız politikada olm az, yolculuk­ la rd a da olur. Hele bu yolculuk, doğaların mavi enginliklerinde b ir düşünce akım ı pusulasının çizdiği ro tad a, sanat ve bilim le gönülü k aynaştı­ ra ra k yapılırsa, bilim de ve gönülde üstünlüğünü ve belirgin kişiliğini yolculara kabul ettiren kişi, kafilenin doğal lideri oluverir. Mavi Y olculuk’un düşünsel ve eylemli lideri, bu nedenle, «Mavi Sürgün» yazarı H alikarnas B alıkçısı olm uştu.. Cevat Çakır, onursal ve düşünsel liderlik köşe­ sine çekilip eylem li liderlikten kendi kendisini em ekli edince, bu görev ve paye, sanki doğal b ir y asa gereği gibi kendiliğinden, S ab ah attin E yüb- oğlu'na geçti. Ondan sonra, kim i zam an p ü rü z ­ süz b ir ayna gibi yeri, göğü, dağları ve b u lu tları in san ları kendi içinde yansıtarak başaşağı ikiz b ir dünya y aratan; kim i zam an ü rp e rip çalkanan, kim i zam an da coşup k a b ararak yürekleri h op­ latan ve böylece doğanın d urum una göre ren k ve huy değiştiren -am a her yönüyle güzel - Ege ve Akdeniz sularında, adacıktan adacığa, buru n d an b u ru n a, koydan koya, kum saldan kum sala ve en önem lisi -eski zam an Anadolu uygarlık k alın ­ tıla rı k arşısın d a- çağdan çağa ulaşan yolculukla­ rın ı, Mavi Y olcular, S abahattin Eyüboğlu'nun li­ derliğinde sürdürm eğe başladılar. Ne güzel olurdu b u yolculuklar, kim bilir! Sanki katılm ış gibi, sanki görm üş gibi, içim de duyarak yazıyorum bu satırları.

Böyle liderlikler, yeryüzünün sü p er devletle­ rin d e en güçlü siyasal p artilere lider olm aktan çok daha ü stü n bence. B ir gönül ve k ü ltü r to p ­ luluğunun liderliği bu.

Acımasız Doqa

Doğa güzeldir, ren k lid ir, tatlıd ır, am a onun yasaları bizim gönül ölçülerim ize göre acım a­ sızdır. Gönül taşıyan insan bu nedenle acı çeker bu yasalardan. H erkes b ü tü n yaşam ınca kendi

vücudunda adına «kalp» veya «yürek» denilen e t­ ten yapılm ış b ir kan pom pası ta ş ır, am a her yürek kendi içinde b ir «gönül» taşım az. Çoğu kim se yoksundur bu tanrı vergisinden. Yoksun olunca da m utsuzdur. Ama bilm ez, anlam az m u t­ suzluğunu. Bunu başkaları anlar. Tıpkı dam ar sertliğine uğ ram ış bunak kişinin kendi m utsuz­ luğunun bilincine varam am ası gibi b ir şey. Gönül yoksunu kişiler de yürek sertliğine uğram ış m u t­ suzlardır. Y oksunluklarının bilincine varam azlar hiç b ir zam an. İnsanoğlu var olalı beri yeryüzün­ de b ü tü n kötülüklerin, b ü tü n zulüm ve işkencele­ rin anası işte bu gönül yoksunluğudur bence. H erkese b ir pom pa yürek takan doğa, herkesi b ir gönül ışığı ile d onatm am ıştır ve doğanın en büyük acım asızlıklarından b iri b u d u r, özellikle gönül taşıyan insanlar için. Ç ünkü gönüı yoksun ları öçlerini bu tü r insanlardan a lırla r çoğu za­ m an.

Doğa’nın b ir acım asızlığı da b ir çok değerle­ ri, vakitli vakitsiz, koparıp götürüverm esidir a r a ­ m ızdan. İş te bugün tam b ir yıl oldu S abahattin Eyüboğlu gideli. Onu 13 Ocak 1973’te kaybetm iş­ tik . Güzel anısı, Mavi Yolculuk takasının Ege de­ nizinde bıraktığı ince beyaz köpüklü iz gibi, sa n ­ ki som utlaşm ış olarak, yaşıyor gönlüm üzde. H iç silinm eyen, silinm eyecek olan ve bize onun o te r ­ tem iz insan gülücüğünü ansıtan izdir bu. Geçen yıl bu sü tu n lard a ve özellikle Yeni U fuklar d e r­ gisinde onun b ir düzyazı ustası, çok renkli bir yazar, eşsiz b ir çevirici, Y unus bayram insancı b ir kişi olduğunu - yapıtlarından örnekler v ere­ rek - anlatm ağa çalışm ıştım . H alik arn as B alıkçı­ sı da ondan -günü gününe- tam dokuz ay sonra, 13 E kim 1973’te, sonsuzluk kervanına katılınca,

onların gazete ve dergilerde yer alan m ektup­ ları, b u iki büyük «insancılının değerini ve yü­ celiğini daha belirgin olarak koydu gözlerim izin önüne. Aynı yıl içinde ikisi de gitti bu gönül yol­ cularının ve canlı k ü ltü r hâzinelerinin insancı liderleri. Dedim ya, doğa yasası acım asızdır’...

İnsancı ve İnsancılık

Cevat Ş ak ir ve S abahattin Eyüboğlu ile onla­ rın izindekiler için b aşta «insancı» deyim ini k u l­ landım . Çünkü bu kişiler «İnsancılık» yani Batı dillerinde ve bizde yerleşm iş olan «hümanizma#- nın ülkem izdeki tem silcileridir. B unun, biri felse­ fe, öbürü k ü ltü r ve san at alanında olm ak üzere, iki an lam ı vardır:

Felsefedeki anlam ıyle hüm anizm a, çok geri­ lere, ilkçağ’a k a d a r ulaşan b ir dünya görüşü olup, insanlık sevgisini en yüce h a tta - kim i za­ m an m istisizm e varacak kertede - kutsal bir am aç o larak kabul eder; insanlığa çok yüksek b ir yer ve değer v erir. H üm anist düşünürler fel­ sefede bu am aca yönelm iş olduklarından, b u n la­ ra «insancılar» dem ek yerinde o lur sanıyoruz.

H üm anist felsefe görüşünün k arşıtı. Ortaçağ H ıristiyanlığının dinsel toplum yapısında egemen olan ¡skolastik felsefedir. Bu A risto ıskolastiğinı tah tın d an indirerek hıristiyan dogm atizm ini P la­ ton felsefesiyle k a tıştırıp bağdaştırm ak g irişi­ m inde bulunan dü şü n ü rler çıkm am ış değildir. Ö rneğin İtalyan Rönesansınm ünlü hüm anistle­ rin d en filozof ve hekim Ficino (1433-1499) bunlar dandır. Böyle çabalara rağm en, hüm anist ve is- kolastik felsefenin b ir görüş birliğine ulaşm ış o l­ duğundan h iç b ir zam an söz edilem ez.

CUMHURİYET

'T T - f ılS iZ

13 Ocak 1974

Çağım ızda İse, tek insanın yüceliğini ve de­ ğerini toptan yadsıyan faşist ve nasyonal - so s­ yalist görüş ve -özellikle - Sovyet Rusya, Doğu Almanya ve B ulgaristan gibi se rt uygulam a doğ­ ru ltu su n d a yürüyen M arksist - L eninist ideoloji­ le r hüm anizm a görüşüne k arşıd ırlar. Bu nedenle b u ideolojinin hüm anist potada yum uşatılm asına giden kom ünist ülkeleri «revizyonist» olm akla su çlarla r ve -Çekoslovakya örneğinde görüldüğü gibi- cezalandırırlar. Bizim ülkem izdeki k ara c a ­ h iller ise, kom ünistlerle taban tab an a k a rşıt ve düşüncede özgürlükçü dünya görüşüne sahip olan hü m an istleri de, kom ünist diye, yakalayıp ceza­ lan d ırırlar. Sağ ve sol yobazlar istedikleri kadar d iren sin ler, dünyanın gidişi - daha önce de b ir yazım ızda belirttiğim iz gibi - hüm anist bir so s­ yalizm veya sosyalist hüm anizm a d o ğ rultusunda­ d ır.

H üm anizm anın k ü ltü r ve san at alanındaki an­ lam ına gelince; bu, kısaca, eski Latin ve özellik­ le eski Y unan k ü ltü rü n ü ü stü n ve örnek k ü ltü r o larak kabul eden ve bu nedenle yalnız felsefede değil, bilim de ve san atta eski Yunan ve Lâtin dillerindeki kaynakların, h a tta arkeolojik y a p ıt­ ların titizlikle araştırılıp incelenm esini gerekli sayan b ir dünya görüşüdür. Bunun B atıdaki en ünlü tem silcisi İtalyan Rönesansınm ilk büyük hüm anistlerinden. Francesco P etrarca (P etrark ) (1304 - 1374) ozan ve aynı zam anda tarih çi, a r ­ keolog, kısacası a ra ştırıc ı derin b ir bilgindi. Rö­ nesans çağı hüm an istlerin in en büyüğü sayılan HollandalI E rasm u s (1466 - 1536) da filozof ve edebiyatçıydı. İş te bu anlam ıyle hüm anizm a, Rö- n esansın yeni bilim , düşün ve san at akım ım ge­ liştirip o lu ştu rm u ştu r. Tıpkı R eform asyonun d in ­ sel yönde yeni b ir görüş ufku, b ir çığır açm ası gibi..

Bizdekiler

Bizde H alikarnas Balıkçısı ve onun izindeki Azra E rh a t’lar İsm et Z. E yüboğlu'lar, bilim , tarih ve sanat alanında klasik hüm anizm anın öncüsü- d ü rler. S abahattin Eyüboğlu buna Y unus E m re gibi eski T ü rk insancılarını da k a la ra k T ürklere bu yolda yeni b ir a ra ş tırm a ufku açan geniş h ü ­ m anist düşüncenin çığır açıcısıdır. H epsinde o r ­ tak olan nokta, T ürkiye’de «vatan» kavram ım za­ m an ölçüsünden k u rta rıp A nadolu’nun, bütün

(D evam ı 9. S ay fad a)

Taha Toros Arşivi

Diyet

LONDRA — Uzun b ir süre p asap o rt v eril­ m eyen Y üksek M ühendis H arun K aiad en iz in, k a n se r teşhisi konulan sağ kolu, ted av i için gittiği L on d ra'd a kesilm iştir K arad en iz’i m ua­ yene eden d o k to rlar âcil o larak kolun kesilm e­ si g erek tiğ in i bildirm işler, altı ay önce neden gelm ediğini so rm u şlard ır. H atırlanacağı üzere K aradeniz, Sıkıyönetim M ahkem esinde y arg ı­ lan d ığ ın d an kendisine uzun b ir sü re pasaport v erilm em iştir. (D ü n k ü C u m h u riy etk en )

H

a ru n ’u ö ğrenciliğinden ta n ırım G üler yüzlü, açık yü­ rekli, etk in bir öğrenciydi. Yalnız d erslerine değil, y u rt so ru n la rın a dönük çağdaş bir öğrencilik anlayı­ şında çalışarak T eknik Ü niversiteyi b itird i.

Uzun b ir sü re görm edim H aru n 'u .

12 MartMan sonra tu tu k e v in d e rastladığım zam an, H a­ ru n yüksek m ühendis, tu tu k lu ve kanserliydi.

(İlkem izde h u k u k u n ü stünlüğü geçerli olsaydı, H arun, hem k an serli hem tu tu k lu olam azdı. T u tu k lu kişi, tem el­ de suçsuz kişi d em ek tir savcının iddiası kesinleşinceye dek. S av aşta esir düşen b ir düşm an bile, eğer hasla ve y aralıy sa , önce h ay atın ı k u rta rm a k için te d b ir alınır. Sa­ v a şta düşm ana gösterilm esi g ereken insanlık görevi, b arış­ ta T ü rk 'e gösterilm ezse, bazı sorum sahiplerinin, sorum ­ suzluk ç u k u ru n u n dibinde nasıl b ir kin tu tk u s u n a kapıl­ d ık la rın ı gösterir.

H aru n , tu tu k e v in d e n tu tu k e v in e , m ahkem eden m ahke­ m eye taşın ırk en k a n se r sa rıy o rd u bedenini sağ kolundan y ü rü y e re k . H er rastlad ığ ım d a bilinçsiz b ir d av ran ışla sağ kolunu tu tu p so ru y o rd u m :

— N asılsın H arun?

Şim di sağ k o lunu tu ta m a d a n so ru y o ru m : — N asılsın H arun?

Biliyorum kesin lik le: — İyiyim , diyecek.

Ç ü nkü sağ kolunu diyet o larak verdi O rtaçağ kafalı- lara ..

Referanslar

Benzer Belgeler

Gözlüklü, siyah kıvırcık saçlı ama erkek değil.. Şiirle-

Elde edilen bulgulara göre, “Espriye dair bir ipucunu kolaylıkla fark edebiliyor musunuz?” gibi espri algısını bilişsel yönden ölçen sorular karşısında en yüksek

üzere alanın büyüklüğü ve özelliğine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili kuruluşlar tarafından, üniversitelerin konuyla ilgili öğretim üyelerinin

Tam Gün 12 Adalar Tekne Turu, En Güzel Koylarda Yüzme Molaları, Göcek Adası, Kızıl Ada, Katrancı Adası, Tavşan Adası, Şövalye Adası, Yassıcalar Adası, Jeep Safari,

Marmaris Yat Limanında teknemize giriş saati 15:30 itibariyle başlar.. Bu gece konaklama Marmaris Liman' da yapılacağı için 15:30' dan sonra tekneye biniş

Konaklamalı deniz turizmi araçları için; hastalık şüphesi gösteren misafir veya personel belirlenmesi halinde, yetkililere haber verilir, sağlık kuruluşu tarafından

Bu gece konaklama Bodrum Liman' da yapılacağı için 15:30' dan sonra tekneye biniş yapılabilmektedir.Servis akşam yemeği ile başlar ve geceleme Bodrum Limanı'nda yapılır.. 2.gün

Teknemiz saat 16:00’dan sonra Ece Saray Marina’da akşam yemeği ve gecelemek için demirleyecektir.. Misafirlerimiz tekneden bu saatten