ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR : # - * 1 ~
/
Karakulak sııyuSiıı
membamda bir tetkik
Bundan 300 sene evvel meşhur saki Karakulak Ah- med Ağayı ağrılardan kurtaran bu suda, aym hassalar
hâlâ mevcud
___________ 8 Kasım 1949
Bundan 300 sene önce Karakulak Ahmed Ağa diye bir şaki varmış! Hani Çakırcalı gibi; devlete isyan eden soyundan. Hapisaneden gene bir fu'satmı bularak kaçmış ve Bey koz sırtlarında Dereseki köyü civa rında günlerce yaşamış. Hastalandı ğı1 bir gün, tesadüfen oracıkta ka yalar ve otlar arasından akmakta olan sudan içmiş, aradan bir kaç saat geçtikten sonra belindeki ağrı lardan kurtulmuş. Karakulak Ah med Ağaya yataklık eden köy sa kinlerinin de şahid oldukları bu hâdise kulaktan kulağa devrin Zap tiye Kumandanına kadar gitmiş ve Karakulak Alımede, suyun yerini göstermesi şartile Padişahın ferma- nile affedileceği bildirilmiş.
işte o günden bugüne aşağı yu karı tam iiç yüz sene geçmiş! Za manla pek meşhur olan «Karaku lak» suyunun bakımsız memba ye rinde kurulan modern tesisatı göz den geçirmek ve suyun radyoaktiv hassalarmı ölçmek üzere giden he yete ben de katıldım.
Otomobilimizde, elindeki iki çan ta ile seyyar laboratuarını taşıyan Ankara Ziraat Fakültesi Toprak ve Su Kürsüsü Profesörü Dr. Kerim Ömer ile Vakıf Memba Suları Mü dürü Zeki Kökdil var.
Hava mağmum; yağmakla açmak arası. Karakulak membaındayız- Suyun mecrasını Vakıf İdaresi 50 bin lira sarfile modern bir hale getirmiş. Suyun yanındaki kubbeli binadayız. Restore edilmiş olan bu bina da bir zamanlar Sultan Mah- mudun daha sonraları Sultan Ab- dülhamidin muhafız bölüğü bekler miş! Ne için, biliyor musunuz? Karakulaktan başka su içmiyen Sultan zehirlenmesin diye. Muha fızları tarafından sular şişelere dol durulur, mühürlenir ve öylece sa raya gidermiş! Bu korku o derece ye varmış ki; suyu tahlile gelen kimyagerin başında dört Arnavud paşası durur, muayenenin sonuna kadar gözlerini kimyagerden ayır mazlarmış.
işte şimdi bu muhafızların oda- smdayız; 'Profesör Dr. Kerim Ömer çantalarını açtı, laboratuarını kur du ve tahlillerine başladı. Radyo aktiviteyi gösteren cihaz
(Fontak-toskop) işlemeye başladıktan sonra Profesör Kerim Ömer, Türkiye Su ları mevzuunda şunları anlattı:
«— Türkiye, maden suları, kap lıcaları, içmoleri ve şifalı çamurla rı bakımından dünyanın en zengin memleketidir. Şayed Türkiyede mevcud şifalı sulan muntazaman sıralayabilmek mümkün olsaydı, her 35 kilometreye bunlardan bir tanesi düşerdi. Maden Tetkik Ara ma Enstitüsü tarafından tanzim e- dilen bir program gereğince,, dört senedenberi bu sular ve kaplıcalar adım adım gezilerek yerinde tet kik edilmektedir. Türkiyede mev cud şifalı çamurlar romatizma, cild ve kadın hastalıkları üzerinde çok müessirdirler. Bunların başında Haymana, Bolu ve Adapazardaki Kuzuluk kaplıca çamurlarını saya biliriz. Bunlardan başka bir de memleketimizde inşam güzelleşti ren ve gençleştiren sular vardır- Tarihte de sabit olduğu üzere Çif- tehan kaplıcalarında meşhur Kleo patra yıkanmış ve .oranın verdiği güzelliği almıştır. Bu su ve kaplıca meselesi çok can alıcıdır. Türkiye, bence en mühim döviz kayna ğı haline gelebilir. Bugün için Bul garistan, Çekoslovakya, Rumanya ve Almanyadaki su şehirleri Rus iş gal bölgesinde kalmıştır ve istifade edilemez bir haldedir. Bu durum karşısında Fransa ve İtalyadan baş ka Avrupada kaplıca şehri olarak yalnız TürkiyedekiLer mevcuddur. Bunu bir nimet telâkki ederek es- kidenberi su şehirlerine gidenleri memleketimize getirmenin çareleri ni arayalım.»
Profesöre bir yandan sular geti riyorlar, o da elindeki pipetle cam tüblere bir şeyler damlattıktan son ra çalkalıyordu.. Profesör şu neti ceye vardı: Karakulak suyunda, ta şı eritici bir hassa mevcuddur. Bu netice alındıktan sonra, bize Sul tan Selimin turasını taşıyan yalağı gösterdiler. Koca mermer yalak kâğıd gibi incelmiş ve yer yer de linmişti. Radyoaktiviteyi ölçen Fon- tatoskopun hassas kanadları indi, durdu. Suyun 10 radyoaktivitesi ol duğunu öğrendik.
Prof. Kerim sevineli idi. Bir saat zarfında Karakulak suyunun kıy metlerini ölçmüştü. Artık bu su Beykoza kadar' cam borularla indirilecek ve böylece İstanbullu lar, mütehassısların «İstanbul me denî bir şehir olmak için bugünkü mevcud sularından beş misli fazla sına muhtacdır.» tavsiyesine uygun olarak h iç . olmazsa günde 30 ton fazla iyi suya malik bulunacak lardır, Haluk DURUKAL
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi