Herşeyi He
s a n k i
bir
¡Ü
y erkesin kalbinde,'doğduğu ve çocukluğunu
Ü !
a»geçirdiği şehrin ayrı bir yeri vardır. Fakat şa
l i
natçılarda bu «yer» daha da önemlidir. Çünkü,
=
genellikle yaşadığı ortamla çatışma hâllndedir ve
!Ü
hiçbir şey onu tam olarak «tatmin» etmez. Belki
§ §
de bu yüzden bir düşünür, «Sanatçı, her zaman
§ §
şikâyet eden ve hiçbir şeyden memnun olmayan
U f
kfmaedir» diyor.
=== Böyle olunca da, sanatçılar ya hayal kurarak ya da mutlu ==§ geçmiş çocukluk günlerini anarak ferahlamaya çalışırlar. Çünkü = = bütün insanlar gibi, onların da çocukluk yılları «Cenortttfci *ün- = = \gftt dir. Bu yüzden de her soylu sanatçının eserlerinde çocuk- = = luğuntUa mutlaka izler vardır.
ŞAİR'DE ÇOCUKLUK İZLENİMLERİ
Üsküp ve Şâirin doğduğu ev hakkında biraz bilgi verirsek ; fikrimizi «iaha iyi belirtmiş oluruz:______________________ \
YAHYA KEMAL VE DOĞDUĞU EV_______
Vardar’ın iki kıyısında, çoğu çift katlı, dışları kireç sıvalı, yeşil bahçeler içinde evler... Ve aralarında Allah'ın birliğine; işaret gibi yükselen bol minareler... SankTbir Içanadolu şehri. ı İşte Şâir, böyle bir yerde, Üsküp'te anneannesi Âdile Hanimin evinde 2/A ralık/ I 884'te dünyaya gelir...
-Hayata gözlerini açtığı tek katlı ev taş döşeli avlusunda mermer çeşmeler akan, büyük meyve ve sçbze bahçeleri bulu- 1 nan, haremi altı, selâmlığı üç odalı geniş bir yerdir...
Yahya Kemal dört-beş yaşında iken, selâmlığın önüne iki j katlı, sekiz odalı, panjurlu, Selânik’ten çağırılan bir Italyan res samın birkaç tavam resimlerle süslediği geniş konak yapılır ve ; oraya geçerler.
YAHYA KEMAL VE ÜSKÜP
Yahya Kemal’e gelince: «Hayal Şehir» Şâlr’i hayatı boyun ca, yalnızca çocukluk çevresini andıran yerlerde feraha ermiş, ancak kendisine böyle yerler huzur vermiştir... Onun için de Yahya Kemal, çocukluk çevresini en çok bulduğu Üsküdar, Atik-Valde ve Koca Mustâpaşa semtlerine şiirlerinde geniş yer vermiştir. Çünkü, buralarda dolaşırken çocukluk yıllarının mut lu günlerine inmiş, Üsküdar’daki bir Câmi’de, Üsküp’teki evle rinin yanında bulunan câmle ermiş gibi olmuştur. Ve bunu ço ğu zaman kendi bile farketmemiştirl...
Şâir, bir sohbetimizde, «Üsküp çok rûhânî bir şehirdir» dedikten sonra evlerinin bulunduğu yeri şöyle anlatmıştı:
— Evimiz,. Karaağaçlar altında idi. Karaağaçlar, Usküp’ün ortasında mehîp bir ormandı. Bu orman, duvarlarla çevrilmiş Gazi İshak Bey Camii yanında idi. Bunun ucunda Yeşil Ba ba Türbesi bulunuyordu. Türbede bu zâtın Zeyd ibn-i Erkam olduğunu bildiren dört mısralık bir kitabe vardı. Üsküp halkı Yeşil Baba’yı, Peygamberi görmüş olanlardan ve Usküp’e ge- i
IH Bey Mezarlığına da gider. (Dilâver Bey "m ayak ucuna ileride Şâir’in çok sevdiği annesi gömülecek ve bu-kabir ziyaretleri daha da sıklaşacaktır).
DİNİ TELKİNLER
Tıpkı Mallarmenin annesi gibi, Yahya Kemal'inin de, da ha pek küçükken yavrusuna dinî telkinlerde bulunur: Ona Mu- hammediye'yi okutur. Şâir, bu yüzden ileride annesi ile din ara sında bir -bağlantı kuracaktır.
Ayrıca beş yaşında,iken devam etmeye başladığı, adı ye ni mektep olmasına rağmen her şeyi ile eskiliği temsil eden bu yerde, üç yıl süreyle «amme cüzü» ezberler. Sonra, Şeyh Sâdeı- tin’in rufâî tekkesinde De!â!-i Şerif ve Na’t okur. Yahya Ke mal’deki dinî temellerde Şeyh Sâdettin'in de harcı vardır...
~
SİLİNMEZ ANILAR VE BİLİNÇALTI
Ü SKÜ P'ÜN BUGÜNKÜ DURUMU
lip ölenlerden biri farzederdi. Bizim ev, işte bu Karaağaçların, Gazi îsh-ak Bey Câmii'nm pek yakınında idi. Karşıda mezarlık vardı: Gâzi îshak Bey Mezarlığı. Büyük annemin annesi Nu riye Hanım, bu mezarlıkta yatıyor.
KABİR ZİYARETLERİ
tşte( Yahya Kemal, kabristan karşısında Ve kulaklarıha ezan seslerinin geldiği cami yanındaki evlerinde çocukluk gün lerini geçirmeye başlar... Üstelik Kurban Bayramı arifesinde bu mezarlığa gider: Yahya Kemal, o ziyaretlerini şöyle anlat mıştı:
— Kurban Bayramı arifesinde Âdile Hanım (Şâir'in an neannesi) annesinin kabrinde bir kurban kestirirdi, O zaman Nuriye Hamm'ın kabrine giderdim^
Şâir'in çocukluğundaki kabristan ziyaretleri ' bu kadarla da kalmaz. Arasıra büyük babası Dilâver Bey’in yattığı İsa
İşte bu kabristan ziyaretleri, ¡Yeşil Baba Türbesi, evin ya ramdaki ve gittiği okulun bitişiğindeki câmiler, pek sık duyduğu ezan sesler, ezberlediği ve okuduğu dinî eserler, yalnızca Yab aya Kemal'in silinmez çocukluk anıları olarak kalmaz, aynı za manda bunlar çocuğun körpe bilinç altına da bütün güçleriyle sinerler...
Şâir’in sanat kişiliği gelişip de «Ezân-ı Muhsm«ae^» adlı şiirini yazarken nice izlenimler, bilinç altının derinliklerinden, bilinç üstüne çıkacaktır:
Emz-î bükmüş in ey ezân-ı Muhammedi
Kâfi değil sabâna cihân-ı Muhammedi > Sultan Seîîm-i Evvel'İ râımeöneyüp ecel
Fethetmeliydi âlemi şân-ı Muhammedi Gök nûr» garkoiur nice yüzfein minarede« Şehbâl açınca rûh-ı revân-ı Muhammedi Ervâh cimleten görür Aiiahü Ekber’i Ayseyleyhnce arşa lisâ»-x Muhammedi Üsküp’de k;*br-i nıadere olsun bu nev-gazel Bir tuisfe-i bedî ü beyân-ı Muhammedi.
Dilinin eksikliğine rağmen, «içi» yepyeni olan bu gazel, Şâir’in çocukluğunda o dinî hava içinde, büyük bir «huşu» ile dinlediği beş vakit ezan sesinin rûhundaki yankıları ile doludur. Onun için de bu şiirini Şâir, 1897’de Üsküp’te ölen annesinin kabrine hediye eder... O sevgili anne ki kendisine — Şâir, acı sını bir ömür kalbinde taşıyacaktır— , küçükken, Muhammediy ye'yi okutur ve Hazret-i Muhammed’in hayatı ile ilgili birçok hikâyeler anlatır. Ve tam -bu sırada kulaklarına ezan sesi ge lince, ana oğul susup, en güzel musiki nağmeleri gibi göklere yükselen Ezân-ı Muhammedi'yi dinlerler... Ve sonra yine anne kaldığı yerden anlatmaya başlar dinî hikâyelerini...
---0O0---işte Yahya Kemal, Üsküp'ten İstanbul’a gelince ve hele olgunluk çağına erince, — ki bu dönemde Şâir, hemen hiçbir şeyden memnun değildir.— artık o çok gerilerde kalmış olan «çocuk haıi cenneti» nin mutlu yıllarını andıran, kendisine o gün leri hatırlatan, bol câmili, medreseli, kabristanlı «çevre» iere, bu arada özellikle Üsküdar'a, Âtik-.Valde'ye ve Koca Musti- paşa’ya, İstanbul'un diğer semtlerinden daha fazla bir yakın lık duyacak ve oraları şiirlerinde daha güçlü olarak canlandı racaktır. ..
- Y A R I N :---
---YAHYA KEMAL VE DENİZ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Tana Toros Arşivi