• Sonuç bulunamadı

Memlûk Devleti’nde Savaşın Kültürel Esaslarına Dâir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Memlûk Devleti’nde Savaşın Kültürel Esaslarına Dâir"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MEMLÜK DEVLET~'NDE

SAVA~~N KÜLTÜREL ESASLAR~NA DAIR

ALTAN ÇET~N*

M~zra~~~ bulutlara geçiren, oku güne~in kursuna saplayabilen, canlar~n~~ feda etmekten çekinmeyen; sava~mak için z~rh~, k~hc~~ ve ~n~zra~] haz~r. ~ehid olmak için daha önce yüzüne gerekli kokular] sürmü~~ sava~ç~~ yi~itlerh~, her yere harb ve darbin kaim olup, k~l~ç ve m~zra~n~~ pazar~n~n canlamp, can~n de~eri ve ruhun ücretinin azald~~~' bir beni] u rezm ça~~n~n sava~~ kültürüne nüff~z etmek, sava~~ kültürü ve mant~~~n' anlamak te~ebbüsü ilmi usül, ta-hayyül ve tasavv~~rlarla ve ancak o yüce n~hlara duyulan hayranl~k ve minnet-tarl~k anlay~~~n~n ilmi bir kisveye bürünmesiyle bir nebze ortaya konulabilir. Sava~~ gerçe~i insanl~~~n tarihiyle ya~~t olup öç almak, dü~manl~k, Tanr~~ ve din ad~na sava~mak gibi sebeplerle tarihi gerçekli~ini (Peteng Sava~~, Malaz-girt Meydan Muharebesi, Haçl~~ Sava~lar~, Yüzy~l Sava~lar~, Ayn-~~ Câlut Sava~~, Saka~ya Meydan Muharebesi vs.) bulmu~~ ve muhtelif zamanlarda ve muhtelif devirlerde me~rula~t~nc~~ do~rularla tan~mlanm~~t~r. Buna binaen be~eriyet sava~~n kaç~~~~ l~nazl~~~~ kar~~s~nda ister savunma, ister sald~r~~ amac~yla olsun her zaman askeri te~kilâta ihtiyaç duymu~tur. Be~enyetin çok önemli bir unsuru olan Türkler de tarihleri boyunca askerlikle temayüz etmi~ler, kurduklar~~ devletlerde güçlü askeri te~kilâtlar vücuda getirmi~lerdir.

Sava~~n Ortaça~~ Türk ~slâm esaslar~n~~ anlamak için burada ba~lang~çta bir kere daha ~bn Haldun'a (1332-1406) müracaat etme gere~i vard~r. ~bn Haldun, Ortaça~~ ~slam dünyas~na dair pek çok konunun cevhe-~-i~~ i ayd~ nlatt~~~~ gibi sava~~ n do~as~yla ilgili çok aç~ k bilgiler vermektedir: "Sava~~ ve öldürü~lerin her çe~idi, kavimlerin yeryüzünde zuhurundan ve Al-lah'~n varl~klar' yaratt~~~~ günden beri devam etmektedir. ~nsanlar~n birbirin-den öç almak istemeleri sava~lar~n ve öldürü~lerin kayna~~d~r. insano~lu, yekdi~erinden öç almak hususunda, mensup oldu~u uruk ve kavrnin kendi-sini korumas~ndan ve onlar~n yard~mlar~ndan faydalan~naktad~r. Her iki ta-

* Doç. Dr., Gazi Ünv., Fen-Ed. Fak., Tarih Bölümü.

I Aziz b. Erdesir-i Esteralgacli, Bez~n t~~ Rent], (Ter. Mürsel Öztürk), Ankara, 1990, s.329,

(2)

910 ALTAN ÇETIN

raf önce kendi mensuplar~n~~ öç almaya te~vik ve ikna eder. Arkas~ndan saflar halinde bir araya toplan~hr ve kendilerini korumalar~~ ihtiyac~n~n bir sonucu olarak, tabianyla sava~~ cereyan eder. Bu, be~er için tabii bir hal olup, hiçbir kavim ve nesil bundan hali de~ildir. Bu öç alma arzusu, ço~unlukla, k~skanma, k~zg~nl~k ve herhangi bir ln~susta yar~~maktan yahut kar~~l~kl~~ dü~manl~ktan veyahut Allah yolundaki ayr~l~k veya dini korunma arzusundan yahut da korunmak istenilen devlet için duyulan hissiyattan ileri gelir.

Birbirine kom~u olan, birbirine yakla~an ve birbiriyle görü~en a~ireder aras~nda sava~lar k~zg~nhktan, ~eref ve meziyetler hususunda birbiriyle yar~~mak ye bunun sonucu kar~~l~kl~~ da~g~nhktan do~ar.

Sava~~n ikinci sebebi olan dü~manl~k, Arap, Türk, Türkmen, Kürt ve bunlar~n benzerleri gibi sahra ve çöllerde ya~ayan vah~i kavimler -aras~nda görülür. Çünkü bunlar, süngüleri ile ve ba~kalar~n~n elindekini çekip almak suretiyle geçinmek yolunu seçmi~lerdir. Bunlar, elindekini vermek isteme-yen, mülk ve mal~n~~ korumak isteyenlerle sava~~rlar. Bunlar~n rütbe, derece kazanmak ve devlet kurmak gibi hiçbir emelleri yoktur. Onlar~n emel, kayg~~ ve gözlerini diktikleri ~ey, galebe çalarak ba~kalar~n~n ellerindeldni almakur. Üçüncüsü Allah ve din u~runa sava~makur. Bu sava~~ ~eriat ~st~lah~nda "cihad" ad~yla an~hr.

Dördüncüsü, devletlerin isyanlarda ve hükümete itaat etmeyenlerle yapt~klar~~ sava~lard~r. Bu dört türlü sava~tan ilk ikisi serke~lik edenlere zul-medenlere ve karga~al~k ç~karanlara kar~~~ yap~lan sava~lard~r. Yarat~l~~tan beri insanlar aras~nda cereyan eden sava~lar iki ~ekilde olmu~tur: Biri, saflar tertip ederek hücum etme; di~eri, sald~rma ve sald~rd~ktan sonra kaçar gibi geriye çekilerek (daire içine alma) suretiyle icra edilir. Kaynalclardalci bilgi-lere göre Türk kavimleri, ok atarak sava~~yorlar& Onlar~n tabya usulleri, sallar te~kil ederek sava~makn. Onlar, bir biri arkas~nda üç saf te~kil ederler, atlanndan inerek oldarnn önlerine, yere dökerler. Bir dizlerini yere dayay~p ok atmaya ba~larlar& Her saf, önündeki safi dü~man baslan~ndan korumaya çal~~~r ve iki taraftan biri di~erini yeninceye kadar bu ~ekilde sava~~rlard~. Bu tabya usulü garip olmakla beraber, sa~lam bir tabya usulü idi.'" ~bn Haldun sava~~n sebebini en temel insan hissiyaundan alarak, en üst düzeydeki siyasi te~kilat olan devlete kadar uzanan bir çizgide de~erlendirmektedir. Bu hem genellenebilir hem de özel say~labilecek bir tan~mlamad~r. Tabii bir olay ola-

(3)

MEMLÜK DEVLET~'NDE SAVA~~ 911 rak sava~a bakan ~bn Haldun, bunun gerçeklik ve sava~a yol açanlarca ortaya konulan me~rula~ur~c~~ sebepler ba~lamlarma da at~flarda bulunmaktad~r. Her haliikarda sava~~ soyut bilgisi bak~mdan, Ortaça~lar için, onun de~erlendirmelerinin e~siz de~erlendirmeler oldu~unu söylemek yanl~~~ ol-maz. ~bn Haldun sava~a kendi aç~s~ndan bu anlamda bakan nadir simalardan biridir. ~bn Haldun'un~m Memlükler devrinde ya~am~~~ ve o devri idrak etmi~~ olmas~~ da konumuz bak~m~ndan ayr~~ bir önem ta~~maktad~r.

Memlükler, Türk ve ~slam tarihinde önemli roller oynam~~larcl~r. Siyasi olarak Haçl~~ ve Mo~ol sald~r~lar~n~~ durdurmu~, Abbasi Halifeli~i'ni M~s~r'da yeniden tesis etmi~lerdir. Kültürel olarak, Türk dilini ve kültürünü M~s~ r'a ta~~ m~~lar3 ve devirlerinde pek çok sahada eserler vücuda getirmi~lerdir. Mo~ol sürülerinin alt~nda y~ k~lan Ba~dat'~n yerini Kahire alm~~~ ve ~slam Me-deniyeti kendisine yeni bir melce ve merkez bulmu~tur. M~s~r, Suriye, Hicaz ve Anadolu'nun güneyine hükmeden Memlükler Merc-i Dab~ k ve er-Reydâniyye sava~lar~~ sonucunda ortadan kald~ r~lm~~t~'''. H. Becker, Memlükler hakk~nda ~unlar~~ söyler: "Mo~ollar~~ mükerreren geri atanlar~n Memlükler oldu~unu bir kere göz önüne getirelim. Dü~ünelim Nil vadisinde siyasi ve kültürel devand~l~~~~ onlar sa~lam~~lard~r. ~slân~~ dünyas~nda di~er hiçbir yerde bu gösterilemez." Bu hususta Von le Coq, "M~s~r'~n eski kültür zemininde, intizaml~~ zengin sanat hayat~~ daima, idare Arap valilerden Türklere geçti~i zaman geli~mi~tir." demektedir''. Türk-~slam tarihinin ehemmiyedi devletlerinden biri olan Memlükler, M~s~r'da her sahada silin-mez izler b~ralcm~~lard~r. Memlükler, Eyyübiler'in ve dolay~s~yla Selçuklularm ve Atabeylerin siyasi ve kültür miras~n~~ büyük oranda devral~n~~lard~r." Bu yönüyle Mendi-1k Devleti Türk kültürünün izlerini ta~~yan bir devlettir; M~s~ r'~~ vatanlar~~ olarak benimseyen, orada ya~ay~ p ölen Mendi-11(1er Selçuklular çizgisinde devam eden süreçte birçok gelene~i M~s~r'da temsil etmi~ler ve bunlar~~ kendilerinden sonraki ikinci ve üçüncü memlük nesille-rine de aktarm~~lard~r. Memlükler Türkçe adlar~, Türkçe konu~malar~, Arapça'dan Türkçe'ye eserler tercüme ettirmeleri, Türkçe ~iir yaz~p okuma-

3 Samira Kortantamer, Bahri Me~nl~lklar'da Üst Yönetim Mensuplar~~ ve Aralar~ndaki ~li~kiler, ~zmir, 1993,-5.1; Samira Kortantamer, "Memlüklarda Türk Kültürü", ~smail Aka

Arma~an~, ~zmir, 1999, s.190.

Kâzim Ya~ar Kopraman, "Memlükler", Do~u~tan Günümüze Büyük ~slân~~ Tarihi, c. 6, ~stanbul, 1993, s. 434-542.

5 Lazslo Rasonp, Tarihte Tiirkliik, Ankara, 1993,5.172.

Altan Çetin, "Selçuklu Te~kil'au'inn Memlüklere Tesiri", Belleten, c. LXVIII, S.251, (2004), s. 105-131.

(4)

912 ALTAN ÇET~N

lar~~ ve çe~itli Türk âdetlerini ya~atmalanyla devletlerine bir Türk devleti ka-rakteri vermi~lerdir7. Memlükler, 1291 y~l~nda Haçl~lar~n son kalesi Akka'y~~ zaptedinceye kadar. Haçl~~ kal~nt~lar~na kar~~~ sürekli sava~m~~lard~r. Bunun yan~~ s~ra, Mo~ol ilerleyi~ini durduran bir set olu~turmu~lard~r; Memlükler, Kahire'yi ikinci bir Ba~dad olmaktan kurtarm~~lar, medeni geli~me bak~-m~ndan M~s~r'da bir süreklilik sa~lam~~lar ve kurumlar~n~~ korumu~lard~r. Ayn~~ ~ekilde, Abbâsi Hilafetini M~s~r'da yeniden ihya etmi~lerdir. Bu, ~slâm Alemi'nin a~~rl~k merkezinin M~s~ r'a kay~~~n~ n ana sebepleri~~den biri olmu~tur8. Mustans~r Billah Ebfi el-Kas~m Ahmed b. Zâhir M~s~r'daki ilk Abbasi halifesi olmu~, onu yirmi bir halife takip etmi~~ ve III. el-Mütevekkil ile sona ermi~tir".

Bu çal~~mada, genel olarak ~slâm devletinde sava~~ n nas~ l telakki edildi~ine daha özelde ise Memlük Devleti'ncleki duruma temas edilmeye çal~~~lacakt~r. Zira, Memlfik tarihi bir bak~ma harpler tarilddir. Kaynaklara akseden bilgiler, ço~unlukla, umumi tarih yaz~c~l~~~~ gelene~ine paralel ola-rak askeri olaylarla ba~lant~l~d~r. "Ayn~~ medeniyete mensup milletler her, te~kilât ve faaliyetlerinde zaman~n icaplar~n~n yan~~ s~ra ve beklide ondan daha fazla, o medeniyetin temel kaidelerinden ilham alm~~lard~r" yarg~s~, ta-rihi hakikatlerle pek de tenakuz te~kil etmez. Bu bak~mdan, ~slam co~rafyasuun mühim merkezlerinden birinde kurulmu~~ olan Memlük Dev-leti bu medeniyet dairesinin d~~~nda kalamazd~. Bunun yan~~ s~ra Memlükler din sava~lar~n~n tam merkezinde bulunmalar~~ sebebiyle tabii olarak ~slâmi duyarl~l~~a da sahip olmu~lard~r. Sava~~ onlar için bir mecburiyet olman~n ötesinde bir me~ru müdafaa ve m~~kadderat konusu olmu~tur.

~slam devletleri kutsal naslarla sabit bir emir olan hal-bi son çare olarak telâkki etmi~lerdir. Sava~~ arzu edilen veyahut pe~inde ko~ulan bir ~ey de~ildir. "Allah yolunda sava~~n ve bilin ki ~üphesiz Allah hakk~yla i~itendir ve hakk~yla bilendir." (2: 244) ve "O halde, dünya hayat~n~~ ahiret hayat~~ kar~~l~~~nda satanlar Allah yolunda sava~smlar. Kim Allah yolunda sava~~r da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat verece~iz." (4: 74) ayederiyle tespit edilen sava~~ hakk~nda zarured konusunda Kur'an-~~ Kerim-'de Hz. Muhammed'e "E~er onlar bar~~a meylederse sen de ona yana~~ ve

7 Kortantamer, "Memlüldarda Türk Kültürü", s.190.

8 Abdulaziz Duri, ~slân~~ iktisat Tarihine Giri~, (Ter. Sabri Orman), ~stanbul, 1991, s.142.

~smail Yi~it, "Memlükler". Siyasi, Dini, Kültürel, Sosyal ~slâ~n Tarihi, c.7, ~stanbul, 1991, s.166.

(5)

MEML1:JK DEVLET~'NDE SAVA~~ 913

Allaha güven" (8: 61) denildi~i gibi Hz. Peygambere de, "Dü~~nanla kar~~la~maya pek istekli olmay~ n, fakat Allah'tan selamet clileyin. Bununla beraber, e~er onlarla kar~~la~~rsan~z sebat edin ve sabredin ve bilin ki Cennet k~l~çlarm gölgesi alt~ndad~ r"0 buyrulmaktad~ r. Bu ayet ve hadisler Müslümanlar~n hiçbir zaman akl~ndan ç~kmam~~t~r. Sava~~~ önlemenin en te-sirli yolu insanlara bar~~ç~~ bir ahlâk terbiyesi vermek ve kuvvete ba~v~~rmay~~ gerektiren durumlar~~ ortadan kald~rmakt~r. Sava~~n tek bir sebebi olsayd~, belki insanlar bütün güçleriyle o sebebi ortadan kald~rabilirlerdi. Ancak bugüne kadar geçirilen tecrübeler, insanlar aras~ndaki bilgi, inanç, iktisadi seviye, hayat tarz~, co~rafi bölge vs. bak~mlardan meydana gelen ayr~l~klar~n hiçbir zaman tam olarak giderilemeyece~ini göstermi~tir. Bu ayr~l~klar devam ettikçe insanlar ve toplumlar aras~ nda ihtilaflar da sürüp gidecektiru. ~ nsanlar~ n hilkatinde bulunan bu ayr~l~ klar oldu~u sürece mütecanisler ve müdafiler de hep olacak gibi görünmektedir. Bu durum, sava~~~ ve ordular~~ tarihin en n~erkezi yerlerinden birine yerle~tirmektedir.

Meml~lkler dönemindeki harpler, en geni~~ karakteriyle, müdafaa, ku~atma ve misilleme harpleridir. "Size harp açanlarla Allah yolunda siz de dövü~ün, a~~r~~ gitmeyin. ~üphesiz ki Allah a~~r~~ gidenleri sevmez" (2:190) '2, "Kendileriyle sava~anlara (müminlere), zulme u~ram~~~ olmalar~~ sebebiyle, (sava~a) izin verildi. ~üphe yok ki Allah onlara yard~ma mutlak suretle kadir-dir" (22:39) hükümleri bu harblerin me~ruiyet emridir. Misilleme, bu kabil harpte k~sas'a müracaat suretiyle ekseriya müessi~- bir ihkak-~~ hak usüliinii ifade eder. Bir devlet taraf~ndan di~er bir devlete veya onun tebasma ait olan ~nallara el koymak veya onlar~~ tahrip etmek, elçileri hapsetmek, muhas~m devlet arazisini geçici olarak i~gal etmek ve buna benzer filler hep bu cümledendir. Çünkü Kur'an-~~ Kerim: "Memnu ~eyler kar~~l~kl~d~r. Onun için kim sizin üzerinize sald~r~rsa siz de t~pk~~ onlar~n iistünüze sald~rd~klar~~ gibi ona sald~rm, Allah'tan korkun ve bilin ki ~üphesiz Allah kendisinden korkan-larla beraberdir" (2:194) demektedir." Esasa ait bu bilgiler Memlük devri sava~lar~nda da neredeyse bire bir paralellik arz eden hususlard~r.

Tarihte birçok sava~~ kalemin aciz kald~~~~ yerde medeniyet dersi ve-rildi~ini gösterir". Bu durum Yusuf Has Hacib'in ifadesiyle ~öyle

") Muhammed Hamidullah, Islam'da Devlet Idaresi, Ankara, 1979, 259. "Erol Güngör, Ahlâk Psikolojisi ve Sosyal Ahlak, ~stanbul, 1997, s.186.

12 Hamidullah, a.g.e., s.265. 13 Hamidullah, a.g.e., s.265.

Peyami Safa, Seçmeler, (Haz. Faruk K. Timurtas-Ergun Göze), ~stanbul, 1970, s.10. Belleten C.LXXI, 58

(6)

914 ALTAN ÇETIN

söylenmi~tin 'Memleketi alan onu k~l~ç ile alm~~t~r, memleketi tutan onu kalem ile tutmu~tur. Bir memleketi k~l~ç ile derhal ele geçirmek mümkündür; fakat kalem olmay~nca, insan onu elinde tutamaz. Herhangi bir memleket k~l~ç ve kuwetle al~nabilir; fakat bu hâlcimiyet ~iddet ve intikam ile uzun y~llar devam ettirilemez"5.

Memlüklerin Haçl~~ ve Mo~ol harpleri yukarda sunulan gerekçelerle gözden geçirildi~inde hep bir me~ru müdafaa ve misilleme görülür. Bat~l~~ zihinlerde ~slâmi dü~ünce ve uygulamayla birlikte hat~rlanan en yayg~n ka-naatlerinden biri kutsal sava~t~r (cihad)1". ~slâm, Bauhlarca ba~lang~çtan beri hep sald~rgan ve sava~ç~~ bir din olarak; Müslümanlar da kendi inam~lanm si-lah zoruyla yaymaya çal~~an fanatik cengâverler olarak alg~lanm~~lard~r. Kla-sik Arapça'da kutsal sava~~~ ifade eden bir terimin olmamas~~ hayret verici görülebilir. Elbette, sava~~ anlam~na gelen, harp ve mücadele etmenin (sava~man~n) farkl~~ tür ve icralar~n~~ anlatan birçok kelime mevcuttur. "Kutsal" kelimesi kar~~l~~~~ olarak "mukaddes" kelimesi bulunmaktad~r. Fakat bu kelimeyle klasik kullan~mda çok nadir rastlan~r ve ~sl'âmi ça~n~~mlardan çok, Yaht~diler ve H~ristiyanlar ile ilgili olarak ortaya ç~kt~~~~ görülmektedir17. Bu durum bütün ~slâm Tarihindeki ve Memlükler devrindeki "cihad" an-lay~~~~ hakk~nda da bir fikir vermektedir.

Memlükler döneminde de, gazâ ve cihad gelene~e uygun olarak bir ve-cibe say~l~yordu". Kaynaktan kaydedildi~ine göre ~st~lahi olarak Memlük or-

15 Yusuf Has Hacib, Kutadgu Buig, (Ter. Re~it Rahmeti Arat). Ankara. 1998, s.180.

14; "Cihat, Ortaça~'da, islüm uygarli~~n~n güvenli ve ço~unlukla da huzurla yay~lma

ö~elerinden biriyken, günümüzde cihat, dinsel ç~karlara maddi ç~karlar da kar~~mas~= yan~~ s~ra, hem dinsel liderler hem de siyasal yöneticikrce hem iktidar aç~klan~u gidermek hem de halkta körükledikleri öç alma arzusunu doyurmak için bilinçli olarak kullan~ld~.", Jacques G. Ruelland, Kutsal Sava~lar Tarihi, (Ter. Teoman Tunçdotan), ~stanbul, 2004,5.53-63.

17 Bernard Lewis, islibnin Siyasal Dili, (Ter. Fatih Ta~ar), ~stanbul, 1992, s. 111.

18 "Amma bilgil kim Tann ta'ala gazilik niyeti uzara at beslemeyi ve ok atmag~~ farz k~ld~,

nitekim Tanr~~ ta'ala kalem içinde yad k~ld~; "Gikf~nilzf~n yetti~i kadar adardan kuvvet haz~rlay~n" dedi. Manas' oldurur kim kuwe~lenf~n güçi yetdigince Nebi aleyhisselam kuweti tefsir k~ld~: Ok atmak bile at beslemek bile. Ve dahi Nebi aleyhisselam özi ok atd~, ve dahi at bindi, ve dahi lulic ba~lad~, ve dahi siinii kötürdi. Ve dahi Rasul aleyhisselam ay~td~~ kim ki bir ok atsa Tann ta'ala yolun gerekse ursun, kerekse urmasun, ol ki~iye bir kul azad k~lgan ecrin verf~r, ~smail peygamber oglanlanndan azad k~lgan gibi dedi. Ve dahi Rasul (a.s.) artd~: Bir ok sebebi birle üç ki~i uçmaga kirC~r, dedi: biri ok~~ i~leyen ve biri ok~~ atan ve biri dahi eline sunan", Kitab fi ~lm en-Nü~~a'b, Anan~asz Zajaczkowski, "Mamelucko-Turecka wersja arabskiego traktatu o luncznictwie Z XIV w.", Rocznik Orientalistyczny, XX(1956), s.160.

(7)

MEMLÜK DEVLET~'NDE SAVA~~ 915

dusu

el-futühât el-mansurlyye

u~runa mücadele etmekteydil". Sava~a

kimle-rin kat~laca~~~ tespit edilmi~~ olup, küçük erkek çocuklar, köleler, kad~nlar, bedeni özrü olanlar (körler, hastalar, topallar vs.) sava~ç~~ olarak görülmemi~~ ve sava~~n d~~~nda tutulmu~lar" ve fiilen sava~lara kat~lmam~~lard~r. Ancak tabianyla ans~z~n gerçekle~en dü~man sald~r~s~nda sava~~ herkese kat~l~nmas~~ gereken bir vecibe olurdu. Bu devirde kad~nlar kocalarnun, köleler efendi-lerinin izniyle sava~a kat~labilirlerdi". Ancak kaynaklarda sava~larda kad~nlar~n durumu ile alakal~~ bir bilgiye rasdayamad~k.

Memliikler

devrinde, bir yerin ele geçirilmesi ya k~l~çla

(melekiihâ

bi's-sey1) ya

da eman

(melekiihâ bil-emân)

ile oluyordu22. Sultan bir ki~iyi

ba~~~layaca~~~ zaman

men dil el-emin

gönderiyordu23. Emânla bir yerin teslim edilmesi halinde oradaki toplulu~un can~~ ve mahn~n enudyette olaca~~~ ifade ediliyordu. 1470'de Ay~ntab ve H~rman kaleleri ku~atmalarmda bu teklif yap~lm~~t~". Bir kale k~l~ç zoruyla al~nm~~~ ise kalenin surlar~~ y~k~l~yordu".

Memiük

ordusu bir yere sald~rd~~~nda ya da geri çekilirken kale

burçlar~n~n y~k~lmas~~ yan~nda, oradaki sular~n ve otlar~n zehirlenmesi, a~açlar~n yak~l~p, ekinlerin tahrip edilmesi, ~ehirlerin suyunun kesilmesi

19 Baybars el-Mansûri, et-Tuhfet el-Muhlkiyye fi ed-Devlet et-Ttirklyye, (Tah.Abdulhamid

Salih Hamdân), Kahire, 1987, 5.114.

2() "Kur'an'da "Allah ve Resulii için(insanlara) öfflit verdikleri takdirde, zarflara, hasffilara

ve (sava~ta) harcayacak bir ~ey bulamayanlara günah yoktur. Zira iyilik edenlerin aleyhine bir yol (sorumluluk) yoktur. Allah çok ba~~~layan ve çok esirgeyendir" (Kur'an; Teybe, 91) ayeti sava~a kat~lmama ruhsand~r.

21 Recep Toparh, ~rstici el-Mul~lk ve es,SeLitin, Ankara, 1992, 5.422-423.

22 Ebu'l-Fidâ. '~mid ed-Din ~smail b. Ali, el-Muhtasar fi Ahbâr el-Be~er, Kahire, 1286, c.4, 5.5-6; "Markab, Kerek, Sahyün, Lazkiyye emin ile ele geçirilmi~ti.", Emin ile ele geçirme için bkz., ibn el-Verdi, Zeyn ed-Din Ömer b. Muzaffer, Tetimmet el-Muhtasar, Tarih ibn el-Verdi,

c.2. Beyrut, 1996, s.209, 211, 213; el-Cezeri, ~e~ns ed-Din Ebi 'Abdullah Muhammed b. ~brahim Ebi Bekr, Havâdis ez-Zaman ve Enbâuhu ve Vefeytit Ekâbir ve `Ayan min Enbâihi/

el-Muhnir min Tarih ibn el-Gezer', (K~saltan Ahmed b. Osman ez-Zehebi/Tah. H~z~r `Abbis

Muhammed Halife el-Men~edüv0, Beyrut, 1988, s. 328, 352; Hetum, Gorigos Senyea'~l Hetum

Vekayinamesi, (Ter. H. D. Andreasyan), ~stanbul, 1946 (Yarnlanmanu~~ Tercüme), s.19; "Akkâ,

Tarabulus, Kal'at er-Re= gibi yerler seyf(k~hç) ile ele geçirilmi~ti.", Seyf ile ele geçirme için bkz., c.2, 5.211, 212, 227, 5.230; Hetum, Vekâyinkne, 5.20.

23 ibn ~yas, Zeyn ed-Din Muhammed b. Ahmed, Bedâyi' ez-Zuhtlr fi Vekâyi' ed-Duhr~r, (Tah. Muhammed Mustafa ), c.2, Kahire, 1982, s.24.

21 Muhammed Ahmed Duhman, el-lrak beyne el-Memâlik ve el-Osmaniyyin el-Etnik, Dima~k, 1986,5.143.

25 Bayhan el-Mansliri, Rükn ed-Din Baybars el-Mans6ri ed-Derklâr, Zubdet el-

Fikre fi Tarih el-Hicre, (Tah. D. S. Richards), Beyrut, Das Arabische Buch Berlin. 1998. 5.96;

(8)

916 ALTAN GET~N

sava~ta uygulanan usül ve hilelerindendi26. Ancak ~slam sava~~ hukukuna pek uymayan bu yöntem Mo~ollarla sava~lar bitince terk edilmi~ti27. Ancak he-men belirtilmelidir ki, bunlar kontrolsüz tahribat olmay~p birer sava~~ takti~i idi. Memlük ordusunda sava~larda muhtelif di~er hilelere de ba~vurdu~u görülmektedir. Ermeni S~mbat Vekayinâmesinin devam~nda müellifi belli olmayan k~s~mda bu hilelerle ilgi baz~~ bilgiler bulunmaktad~r. Eserde, "O gün (H~ms muharebesi/1299), sultan~n askerleri, muharebe için cephe ald~klar~~ vakit, keçeden muharip ~ekilleri yapm~~lar ve onlar~~ güne~~ alt~nda parlatmak için parlak e~yalarla kaplam~~lard~. M~s~rl~lar bu insan ~ekillerini ellibin kadar devenin üzerine yerle~tirip (bu say~~ abart~l~~ ve gerçe~e uygun de~ildir. Ancak bu hileyi gösteren örnek olarak kayda de~er görülmü~tür.) onlar~~ s~ralam~~lar, kendileri de develerin arkas~nda gizlenmi~lerdi. Hiçbir kurnazl~klar~~ olmayan Mo~ol askerleri ise, M~s~rl~lar~n kar~~s~nda koyun gibi duruyorlard~. Cephe tanzim edildi~i vakit, onlar evvela çarp~~maks~z~n birbi-rine bakt~lar. Mo~ollar~n, yani Tatarlar~n silah olarak yaln~z oklar~~ vard~. M~s~rl~lar, onlar~n, oklar~m develerdeki keçeden adamlara at~p tüketmelerini beklediler. Çünkü kendileri masun vaziyette olup, oklar~n~~ bitirince, lul~çlanyla hücum edip onlar~~ kamilen imha edebileceklerini zannettiler..." kayd~~ bulunmaktad~r28. Yine 1303 senesine ait bir kay~tta: "Sultan~n askerleri hilekarl~kla hareket ederek bir pusu kurmu~lard~. Onlar, Dima~k'~n ~arlunda iki günlük geni~likte olan ovan~n içinde akan iki çaydan uzakla~m~~lard~. Ta-tarlar, di~er bütün geçitler kapanm~~~ oldu~u için buradan geçmeye mec-burdular. M~s~rl~lar, çaylar~n sular~n~~ ovaya ak~tm~~lar ve geni~~ bir batakl~k husule getirmi~lerdi. Tatar ve Ermeni askerleri bu batakl~~a saplan~p d~~ar~~ gkamad~lar ve hemen hepsi telef edildiler." denilmektedir.

26 Baybars Mansûri, Zubdet Fikre, s.108, 2.111; ~bn Verdi, Tetimmet, c.2, s.260;

el-Makrizi, Takiyy ed-Din Ahmed b. Ali, Kitâb es-Sulük ii Marifet-i Duvel el- Mulük, (Tah. M. Mustafa Ziyade- Said Abdulfettah A~ûr), c.1, K.2, Kahire, 1934,1958, 5.489; el2Ayni,13edr ed-Din Mahmud b. Ahmed, 7kd el-Cu~nân fi Tarih Ehli'z-Zaman, (Tah.Muhammed Muhammed Emin), c.2, Kahire, 1989, s.9;Toparl~, irsâd, s.423; Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar Aras~nda (1394-1427), (Ter. Turgut Akp~nar), ~stanbul, 1995, s.70; Aziz b. Erde~ir-i Estrebadi, Bezm u Rezm, s.329; Gundstabl S~mbat, Baskumandan S~mbat Vekayinamesi, (951-1334), (Ter. H.D. Andreasyan), ~stanbul, 1946, (Bas~lmanu~~ Tercüme), 5.107; Bkz. Abdulaziz Mahmüd ed-Dâyim, el-Hiyel fi Hurüb Devleti'l-Mem âlik, Kahire, 1983, s. 2-39.

2 7 el-Kalka~andi, Ebü el-Abbas Ahmed b. Ali, S~~bh el-A'sâ fi Sinâ'a t el-insâ,

(Tah.Muhammed Hüseyin ~e~nseddin), c.1,Beyrut,1987, s.64.

28 S~mbat, S~mbat Vekayinamesi, s.95-96.

(9)

MEMLÜK DEVLET~'NDE SAVA~~ 917

Memlük harp gelene~inde ordunun yolda ilerlerken veya vard~~~~

yer-lerde ya~ma yapmamas~na dikkat edilirdi. 1470 senesinde Dulkad~r-o~lu ~ah-Suvar'~n üzerine gidilirken Zagragin köyü ya~malarunca, Türkmân, Elwad,

ealâcl ve naiplerin memICilderi zincire vurulmu~; üzerinden çal~nt~~ mal ç~kan

tavsit (ikiye bölünerek kad) edilmi~~ ya da topuz, çekiç gibi silahlarla öldürülmü~, elleri kesilmi~~ ve çal~nan mallar~n getirilmesi istenmi~~ ve bu çal~nt~~ mallar sahiplerine iade edilmi~ti". Sultan Baybars'~n Anadolu seferi ile ilgili bilgiler veren Ebu'l-Ferec, `...sonra hemen Kayseri'ye giderek sul-tan~n (Selçuklu sultamn~n) taht~~ üzerine oturdu. Kendisi halktan bir kim-seye dokunmad~~~~ gibi, ya~magirlik de etmedi. Ordusuna mensup askerler de her~eyi bedeli mukabilinde sat~n ald~lar. Hatta adar~mn saman~n~~ dahi bu ~ekilde tedarik ettiler.'3' diyerek fanatik H~ristiyan yakla~~mlanyla tan~nma-s~na ra~men, ordudaki hassasiyeti ifade etmi~tir. Ayn~~ durum, Aksarayrde ~u ~ekilde yer alm~~t~r: `...o s~rada yollar kesilmi~~ oldu~u için tah~l (galle) fiyat~~ öyle yükseldi ki bir mud tah~l 40 bin dirheme sat~n al~n~p, meva~inin yem ihtiyac~~ için kulland~lar. O durumda (Baybars) tah~l ambarlarm~~ açmalarma, hiçbir yarat~~a, halk~n yiyece~ine veya hayvan yemine el koymas~na izin vermedi.'" Bu kay~tlar hem sorumlu devlet adam~~ tavr~n~~ göstermesi hem de sava~~ hukuku ile alakal~~ olarak önemlidir. MemIC~k ordusunda sava~larda elde edilen ganimet emirler ve askerler aras~nda payla~t~r~hrd~". Ganimetten ad~lar iki, yayalar bir pay al~yorlard~". Sava~~ meydan~nda dü~mandan geriye kalan silahlar da emirler ve memlükler aras~nda payla~~llyordu". Memlük ordusunun zaferi durum fetihnâmelerle ~slam ülkelerine bildirilirdi".

Memlük ordusunun seferelefinden bahsedilirken i~aret edilmesi

gere-ken önemli bir husus da sefer öncesi yap~lan isti~aredir. Kaynaklarda

MemIC~k ordusunun te~kilinde, ictihâd fi el-mesâlik (de~i~ik konularda görü~~

al~~veri~ive ortaya konulmas~), sulük el-edeb, sab~r gibi husulara dikkat

ibn Eca, Muhammed b. Mahmüd el-Halebi, Rihle Emir Ye~bek, (Tah. Ahmed Duhman, el-lrak beyne el-Memâlik ve el-Osmaniyyin el-Etral), Dima~k, 1986, 5.90.

31 Ebul-Ferec, Gregory, (Bar Hebraeus), Ebirl-Ferec Tarihi, C.II, (Ter. Ömer R~za Do~rul), Ankara, 1987, 5.599.

32 Kermilddin Mahmud-i Aksarayi, M~lskneretul-Ahbk • ve MiisAyeretul-Ah* (Ter. Mürsel Öztürk), Ankara, 2000, 5.88; Benzer bilgiler ~bn Verdi'de de bulunmaktad~r., ibn el-Verdi, Tetimmet, c.2, s.217.

33 el:Ayni, el-Cumân, c.2, s.29 34 Toparh, ~r~id, s.425.

35 el-Muhtasar, c.4, s.14.

(10)

918 ALTAN ÇET~N

edildi~i ifade edilmektedir37. Bilindi~i gibi mü~avere ~slâmiyetin rükünlerinden biridir". Türk devletkrinde de dan~~arak i~~ yapma ge-lene~inin varl~~~~ bilinmektedir. Nizamülmülk, 'Padi~ah, bir durumla kar~~la~~nca konuyla ilgili herkesin fikrine aç~k olmal~, tüm fikirleri biribiriyle kar~~la~t~rmah ve do~ruyu böylece seçmelidir ~hdyarlar, âlimler ve dostlar~~ ile me~veret etmeyi vazife bilmelidir. i~lerde mü~avere etmemek zay~f fikirlilik-ten olur; kimse hodgam olur'3" diyerek me~veretin önemine i~aret etmekte-dir.

Memlfikkerde meclis el-cey~~ veya isti~are meclisi

isti~arenin gerçekle~ti~i

yer idi. Burada

ictihâd fi el-mesâlik

(görü~erlin al~n~p, sava~~ konusunda stra-tejilerin belirlenmesi) prensibi gerçekle~iyordu. ~bn ~yâs Sultanlar harp i~lerinde devletin son zamanlar~na kadar (el-Gayri devrine kadar) emirlerle mü~avere yapm~~lar ve kararlar alm~~lard~r' demektedir '". ~dris-i Bidlisi'de bulunan, 'M~s~r Sultan' Kansuh el-Gayri, sadakat ve yanda~l~k izhar etse de bu s~rada ~slâm sultan~n~n ~ran topraklar~na yeniden yöneldi~i haberlerini duyunca devlet erkknyla ve ileri gelenlerle mü~âvere edip görü~erek...' kayd~~ devletin son zannan~na kadar mü~âverenin devam~n~~ göstermektedir'".

Memlük

sultanlar~~ da devleti tehdid eden bir durum kar~~s~nda emirleri

top-layarak isti~are yapar; ona göre kararlar al~n~rd~. Bu meclis

sultan ve atâbek

riyâsetinde toplan~r& Halife, dört mezhep ba~~ kad~lar' ve

iimerâ

el-mi'ln

rütbesinde olan emirler bu meclise kat~l~rlard142. Bunun yan~nda

sava~~lacak yerin tespiti gibi konular da bu mecliste görü~ülürdü43. Halife ve 37 ~bn Habib, Hasan b. Ömer b. el-Hasan b. Ömer, Tezkiret en-Nebih fi Eyyân• ~~ el-Maus:1r

ve Benihi, (Tah. M. Muhammed Emin), c.3, Kahire, 1986, s.33. 38 Kur'an, Al-i imrân, 159, ~tirâ. 38.

39 Nizamülmillk, Siyaset-nâme. (Haz. M.Altay Körnen), Ankara, 1982, 5.117.

ibn iyâs. Bedâyi', c.4, s.466; Bu durum bir Osmanh kayna~~nda da yer alm~~t~r, 'M~s~r Sultan~, ibret dolu haberden-Yavuz'un M~s~r seferi haberi- gayet müteessir oldu. Bir gün vezirlerini ve kumandanlann~, sair devlet ayam ve erkâm ile bütün askerleri bir yere toplad~. Hepsi yollu yolunca Divan'a gelerek haz~r oldular. ~ttifakla Osmanl~~ ülkesine sefer etmeye karar verdiler.", Solak-zâde, Mehmed Hemde~ni Çelebi, Solak-zâde Tarihi, (Haz. Vahit Çabuk), c.2, Ankara, 1989, s.48.

41 ~dris-i Bidlisi, Selim ~ah-nâme, (Ter. Hicabi K~rlang~ç), Ankara, 2001, s.302.

42 Duhman, el-h-ak, s.41; Fayed Hammad 'A~ür, el-Alakât es-Siyâsiyye beyn el-Memâlik ve el-Mo~ol fi ed-Devlet el-Me~nlaiyyet el-Ulâ, Kahire, 1977, 5.18; Ahmed Muhammed Advan, el-Asker el-islâmiyye, Riyad, 1985, 5.45.

13 "Sultan Kutuz Hillagil'ye kar~~~ emirleri toplam~§ onlarla isti~are etmi~~ ve sava~~ karar~~ ahnm~~t~.", ~bn iyâs, Bedâyi', c.1/1, s.305; "Mo~ollar sald~r~ya geçtiklerinde, Sultan Kala~~~~ n durumu görü~mek için e~nirlerle isti~are meclisi toplam~§ ~bn Dokmak, ~brahim b. Muhammed b. Aydemir, el-Cevher es-Semih fi Siret el-Muliik ve es-Selâtin, (Tah. Muhammed Kemal ed-Din- ~zz ed-Din Ali), c.2, Beyrut, 1985, s.94; Mufaddal b. en-Nehc es-Sedid ve ed-Durr el-Ferid fimâ Ba'd Tarih Ibn 'A~~~id, (Tah. E. Blochet), c.2, Belçika, 1983, s.489; es-Sayrafi, Hatib el-Cevheri Ali b. Davud, Nuzhet en-Nufils yel el-Ebdân fi Tevârih ez-Zeman, (Tah. Hasan Habe~i), c.3, Kahire, 1974, s. 383; ibn ~yâs, Bedff, c.1/1, s.403.

(11)

MEMLÜK DEVLET~~ 'NDE SAV.AS 919 ba~~ kad~lar~ n da kat~lmas~yla sava~~ da me~ru bir zemine oturtul~nu~~ olu-yordu". Sava~~ öyle önemli bir konu idi ki yüksek hukuk otoritelerinin de onu uygun görmesi gerekiyordu.

Memliik devlet te~kilat~n~n temelinde meml~lk sistemi, askeri ikta' sistemi ve furusiyye gelene~i yatmaktad~r. Fur~lsiyye, memla toplumunda fevkalade önemli idi. Memlük sava~~ kültüründen bahsedilen bu çal~~mada furüsiyye'den de k~saca bahsetmek yerinde olacakt~ r. Bir ilkeler ve anlay~~lar bütünü olan fiuilsiyye, memliik nizam ~a ve dinamizminde uzun süre en etkili faktörlerden birisi olmu~tur. Memliik sultanlarm~n veya iin~erasm~n fazilet-leri say~l~rken furiisiyyedeki maharetinden muhakkak bahsedilmektedir. Hatta bu husus sultan olman~n öncelikli ~artlar~~ aras~nda say~l~rd~''''. Emir Allan'~n Osmanl~~ elçilerine, "...Binicilik ve sava~~ bizi~n askerimizin sanat~~ olup, Osmanl~lar~n sava~~ i~lerinde pek o kadar mahir olmad~~~~ bilinn~ekte-dir." diyerek hitap etmesi, bu anlay~~~ n Devletlerinin sonuna kadar mem/~lklerde ne denli hakim oldu~unu götermektedir "'. Bu anlay~~~ devletin gerileme sebepleri aras~na girerek askere ha~nle gücü veren bir gelenek ol-maktan ç~kt~~~~ zaman devleti gerileten bir taassup haline gelmi~tir; Ate~li si-lahlara olal~~ tepki bunun bir örel~~i olmu~tur. Askeri e~itim konular~nda baz~~ e~nirler taraf~ndan fur~lsiyye kitaplar~~ da yaz~lm~~t~ r°. 14. asrm son-

1 Abdurrahman Zeki, el-Cey~~ el-Asr el-~skimi, Kahire, 1970, s.58.

"Kutuz'un sultan olmas~nda, cesareti ve furüsiyye'deki kabiliyeti etkili olmu~tu", Baybars el-Mansûri, Zubdet el-Fikre, s.46; "Tumanbay'm ba~a geçmesindeki en önemli sebeplerden biri furusi>yedeki itkam ve ~ecaati idi.", ~bn Zunbul, Fethu Misr, Kahire, 1287, s.25, 58; el-`Ayni, es- Seyf el-Muhenned ii Siret el-Melik el-Mueyyed ~eyh (Tah. Fahim Muhammed ~altüt-Muhammed Mustafa Ziyade), Kahire, 1966-1967, s.229.

Solak-zâde Mehmed Hemdemi Çelebi, Solak-zâde Tarihi, (Haz. Vahit Çabuk), c.2, Ankara, 1989, s.62.

.17 Kitâb fi Riyazat el-Hayl, Munyet el-Guzât, Baytarat el-Vâz~h, Kitab Ft ilin en-Nü~~~~b

bunlar~ n bilinenleridir. Bu eserlerden, Mendülder döneminde yaz~lm~~~ olan nadide örneklerden birisi Milliyet el-Guziit isimli eserdir; "Eser Arapçadan tercüme edimi~tir. Eserde, mütercim kendi ad~n~~ belirtmedi~i gibi, as~l eserin ad~n~~ ve yazar~n' da kaydetmemi~tir. Mütercim, hâsekiler hâs~~ Timür Big'in emriyle eseri tercüme etti~ini ~öyle belitmektedir; "Bilgil kim bu risâle Türk tili Üzere tahrir lol~nmakl~~a clâ'i bu bold~~ kim tengri fermân~~ bine Misr ilinde bir 'azin~ü'~-~ân melik zuhürga kildi... hâsekiler hâs~~ Timür big...tak~~ i~aret muntig k~ld~~ kim bizim kaunnzda bir 'arabi silâh-nâme bar turur an~~ Türk tilinge çevürseng kim bu gâzi Türkler and~n intifâ' alsalar sanga tak~~ sevâb bolsa tidi. Bu duâç~~ kul tak~~ 'alâ re'si ve ayn~~ tip buyruklar~nga imtisal k~l~p...tengri te~fiki bine ol kitab~n~~ Türk tili~~çe tecii~~~e k~l~p tak~~ Miinyetii'l-Ct~zât tiyü ad birdi..." Bu eser& ata binmek, süngü (m~zrak) t~~ tmak, k~l~ç kullanmak, kalkan tutmak, ok atmak, top (çevgan) vurmak konular~~ vard~r. Mustafa U~urlu, Munyet el-Crizât, Ankara, 1987. s.12-14; Bunun yan~nda Arapça olarak yaz~lm~~~ olan furusiyye kitaplar~~ cla vard~r; "Bektut er-Remmâh (5.1311). Nihayet es-Simi ve el-E~nniyye fi Talim el-Furuskve, ~macl

(12)

920 ALTAN ÇETIN

lar~ndan Osmanl~~ fethine kadar Meml~lk ordusu yava~~ fakat derin bir çökü~~ ya~ad~. Askeri disiplinin zay~flamas~, askerlerin siyasetle a~~r~~ ilgilenmeleri, askere alma usullerindeki bozukluklar, ödemelerdeki aksamalar, sefer lere kaulmada ya~anan düzensizlik ve muafiyetler, ananevi e~itim sistemindeki (funlsiyye) ihmaller, yeni ç~kan sava~~ teknolojisini kullanmakta ya~anan ih-maller ve ate~li silâhlara kar~~~ olan ilgisizlik gibi sebepler ordunun çökü~ünü haz~rlayan askeri faktörlerdendi48. Memlükler'in baruta ve topa yenik dü~tü~ü tarihte, dünyan~n öteki ucunda ba~ka bir askeri topluluk, kendisini tehdit eden ko~ullara ba~kald~rarak varl~~~n~~ güvence alt~na al~yordu. Japon-lar'~n k~l~ç kullanan s~n~f~~ ate~li silahlar~n meydan okumas~yla kar~~la~t~~ ve bunlar~~ ülkeden uzalda~ur~p 250 y~l daha toplumun üzerindeki hâkimiyetini sürdürebilmek için ç~kar yollar arad~. Japon samuraylar~~ Bau'daki büyük de~i~im ve geli~imle yüzle~ebilmek ad~na ve bin y~ld~r sürdürdükleri gelenek-'elinden kopmamak için yabanc~~ dinler ve teknik geli~meler gibi etkileri kökünden kaz~d~lar. 19. yüzy~lda Meiji dönemindeki de~i~ikliklerle yöne-timin gücü meclisin eline tekrar geçinceye dek ~ogunlar merkezi otoriteyi elde tuttular48. Elbette Japonlar s~rtlar~n~~ ate~li silaha dönmü~~ de~illerdi. Ayn~~ Memlûkler gibi! Shimazu Takashi'nin Kajiki'deki zaferi Portekiz fitilli tüfeklerinin ilk kulland~ld~~~~ bir sava~~ olarak bilinse de, Japon korsanlar bu silahlar~~ pek çok sald~r~larda k~~llar~m~~lard~r41. Samuraylann muhafaza etmek istedikleri ~eyler ba~kayd~. Gelene~in korunma üslubu aç~s~ndan Memlük-lerle Samuraylann kar~~la~ur~lmas~~ ilginç olabilir. Bu belkide Yak~n Sarktaki baz~~ yanl~~~ ezberlerin bozulup teorik bilginin tarihten daha gerçekçi yararlanmasm~~ da sa~layabilir. Memlük sava~~ kültürüne tahsis edilen bu ma-kalede, sava~~ kültüründeki geli~me ya da gerilemenin devletin ve milletin ta-rihini etkilemesine i~aret etmek bak~m~ndan Samuraylara bu k~sa auflar ed-Din el-Yusfifi el-Misri (6.1358), Keff el-Kurüb fi Marifet Taybo~a (6.1368), er-Rân~r ve er-Rukilb ve el-Cihad ve el-Furuslyye ve Funfin el-Adâb el-Harl~ fyye, Muhammed b. Mengli el-Misri (6.1376), et-Tedbirât es-Sultâniyye fi Siyaset es-S~naT Harbfyye, Al~kâm el-Memlii kfyye, ed-Devab~t en-Nâmusiyye, Hilsâmed-Din Laçin(6.1379), Umdet el-Mücahidin fl Tertib el-Meyâdin, Kitâb fi L'ab ed-Deb~ls, ~bn Erenbo~a ez-Zeredkâ~~ (6.1465), Enik fi el-Macânik", Abd el-Munim Macid, Nuzum Devlet Selâtin el-Memâlik ve Rusumuht~m fi Misr. Kahire, 1964, s.184.

18 David Ayalon, "The Plague and its Effects upon the Mamluk Army", Studies on the

Ma~nluks of Egypt, London, 1977, s.67; Hassanein Rabi'e, "The Training of the Mamlük Faris", War, Technology and Society in the Middle East, Pany, V. J. (edited by). London: Oxford University Press, 1975, s.162-163.

19 John Keegan, Sava~~ Sanat~~ Tarihi, (Çev. Füsun Doniker), ~stanbul, 1995, s.32-33. 5() Hakan Kaplan-Tolga A~kalli, Samuray, 2004, s. 169.

(13)

MEMLÜK DEVLETI 'NDE SAVA~~ 921 yap~lm~~t~r. Ke~fi eski olmakla birlikte modern bir i~levle ortaya ç~kan barut ve ate~li silahlar düzenin ve dengelerin de~i~mesinde muhtelif co~rafyalarda etkili olmu~tur. Ordular~n kültürel uyumu ya da uyumsuzlu~u da toplum-lar~ n gerileme ve ilerlemesinde bu anlamda sembolik bir yere sahiptir. Sa-feviler ve Memlüklerin, Osmanl~~ toplar~~ kar~~s~ ndaki durumu bunun en dramatik örneklerindendir. Osmanl~~ Devleti'ncle de ilk reformlar~ n askeri sahada ba~lamas~~ bu bak~mdan anlamhd~ r. Kavramlar~~ de~i~en bir zamm~n~n uyum kurallar~~ da de~i~mektedir. Bir kan ve yang~n bilgisi gibi görülen sava~~ n bilgisi varolu~a ve devama/dönü~iime ait önemli ipuçlar~~ içermektedir.

(14)

Referanslar

Benzer Belgeler

iradenin tecelli ettiği Ankara’yı, Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’i, Kurtuluş Savaşı yıllarında çekilen acıları, umutsuzlukları, dilek

Bu makalede Kıbrıs sorunu Soğuk Savaş dönemi sonrası ortaya çıkan yeni parametreler, Annan Planı süreci ve Annan Planı sonrası gelişmeler çerçevesinde analiz

Macar ordusunun düzeni hakkında Zaifî çok bilgi vermez, sadece Kral’ın bir alayı pusuya koyduğunu, arabaları ordunun önüne yerleştirdiğini ifade eder (63b/s. Kâşifî

“Stratejik mevkiinin önemi dolayısıyla” (Armaoğlu, 1989, 407) Türkiye’nin bu savaşa katılması istenmiş ancak “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini be-

Gerçek NY Times ile sayfa düzeni ve harf karakterleri bak ımından bire bir aynı olan ancak ABD’nin Bağımsızlık Günü 4 Temmuz tarihli 14 sayfal ık "sahte New

Bolivya’daki su savaşının lideri Oscar Olivera, geçtiğimiz hafta sonu Su Hakkı Sempozyumu’na katılmak için Diyarbakır’a geldi?. Tüm dünya sizi Bolivya’da suyun

Antik kent Truva'nın girişindeki tahta at, zaman içinde doğa koşullarına yenik dü ştü.Bakımsızlıktan tahtaları çürüyüp kırılan tahta at, her yıl 600 bin dolayında

Suriye'deki savaştan kaçarak İstanbul'a göç eden ve dün saldırıya uğrayan Suriyeli Alevi mültecilere sözlü saldırı bugün de devam etti.. Sald ırıya maruz