• Sonuç bulunamadı

Nuri Halil Poyraz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nuri Halil Poyraz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AÁ/yjy>

!9

A K S A M

Nuri Halil Poyraz

Alaturka musiki ilerlemiyor — Bestekârlar

yenilik yapalım

derken Arap musikisine sapmışlar — « Musikimizin

ruhuna

dokunmaksızm Avrupa musikisi gibi giyinmesini

cok arzu ederim»

Değerli hoca ve sanatkâr Nuri Halil Poyraz da Ankara radyosundan şehrimize gelen­ ler arasındadır. Onu Yıldızdaki evinde ziyaret ettim. Minimini tertemiz döşeli bir ev, bir sa­ natkâr evi. Karşılıklı kahvele­ rimizi, arkasından da şurupla­ rımızı içerken hayatını şöyle anlattı:«

Hayatı

Konuşan: SADEDDİN

G Ö K Ç E P İN A R

— 1904 te Ineboluda doğ­ dum. Küçük yaşımda İstanbula geldik. 13 yaşında Müzikal Hü­ mayuna girerek bir taraftan Hünkâr müezzinliği yaparken bir yandan da fasıl takımında çalışıyordum. Fago denilen a- lafranga sazla imtihan verdim ve onbaşı oldum. Aynı zaman­ da kornasiel ve klârnete çalışı­ yordum.

Musikiye alafranga kısmın­ dan başladığım halde alaturka beni daha ziyade kendine çek­ mişti. 1340 senesine kadar im­ tihanlarla terfi ederek binba­ şılığa kadar yükseldim. 340 da Muzikai Hümayun Riyaseti- eumhur muzikası olunca An- karaya gittik. Burada fasıl ta­ kımının şefi odim. 341 de isti­ fa ile ayrılarak İstanbula gel- dini, ve Konservatuvar icra he-1 yetine girdim. 938 de Ankara radyosu açılınca alaturka kxs-, mı hocalığı teklifini kabul ettim. On sene Ankara radyo­ sunda klâsik Türk n.usiki ho­ calığı yaptım. 948 de yaş had­ di sebebile emekliye ayrıldım. Bir yıl da emekli olarak çalış­ tım. Geçen temmuzda tasfiye­ ye tâbi tutularak İstanbul’a geldim.»

Hocanın Ankara rayosundan tasfiyeye uğramasının mühim bir hâdise olduğunu diğer sa­

natkârlardan dinlemiştim. Kendisine sorduğum halde ba­

na anlatmak istemedi. Yal­ nız:

— Bir sanatkârın emekliğe ayrılmasına bir türlü akıl er­ diremiyorum. diye tekrarlıyor­ du.

— Şimdi ne ile meşgulsü­ nüz?

— İstanbul radyosundaki fasıl heyetinde hanendelik ya­ pıyorum. Üd çalıyorum ve hu­ susî dersler veriyorum.

— Siz daha ziyade hoca ola-j rak tanınıyorsunuz. Talebele­ riniz kimlerdir?

— Semahat Ergükınen, Ra- dife Erten, Mefharet Yıldırım, Melek Erdik, Perihan

Altm-Nuri Halil Poyraz mutlaka öğrenmelidir. Hattâ bütün gençlere nota öğrenme­ lerini tavsiye ederim. Taassup

eskidenberi musikimizin zara­ rına olmuştur. Bu yüzden noıa

öğrenilmemiş. Eski üstatlar nota bilmedikleri için eserle­ rini tesbit edememişler. Onla­ rın çoğu zıyaa uğramış, bun­ lardan bize kadar gelenler an­ cak ağızdan ağıza gelmiştir.

— Besteleriniz var mı? — Elli kadar saz ve söze ait bestem var. Bunlardan en çok beğendiğim «Geçti sevdalarla ömrüm, İhtiyar oldum bugün» şarkısıdır. Yalnız yaşım ilerle­ dikçe bu şarkıya sevgim aza­ lıyor. Zira ben son nefesime ka­ dar genç ve dinç kalmak isti­ yorum.

— Çocuklarınız var mı? — Maalesef mi diyeyim, El­ hamdülillah mı diyeyim, yok. Fakat musikide yetiştirdiğim çocuklarım çoktur.

Bugünkü musiki

— Bugünkü musikimizi nasıl buluyorsunuz?

— Eskisi gibi. Bir değişme yok. Yenilik yapalım derken Arap musikisine sapmışız. Mu­ sikimizin yükselmesini çok te­ menni ederim. Yalnız bunda değiş, klik yapmağa kalkınca;

dağ, Müzeyyen Señar, Necmi Rıza, Sadi Hoşses, Azize Tözen ( ve hâlen Ankara radyosundaki]

bütün okuyucu sanatkârlar. — Nasıl yetiştiniz?

— Muzikai Hümayunda ho­ cam Veli Kamk’tan — şair Or­ han Velinin babası, şimdi İs-tanbul radyosunda çalışıyor Solfej dersi alarak nota öğren­ dim. Musikiyi öğrenmek iste­ yen onun yazısı olan notayı

onu zorluyoruz ve şimdilik hiç' bir şey yapamıyoruz.

— Alaturka musiki bestekâr­ larından kimleri seversiniz? \

— Klâsik Türk musikisi bes­ tekârlarının hepsini beğenirim. Bunlar Hacı Arif ve Lemi bey­ lere kadar olanlardır. Yeni bestekârlardan size söyliyecek isim bulamıyorum. Onlaruı ya­ ratmak istedikleri âlemi klâsik musiki itibarile beğenmiyo­ rum.

— Modern Türk musikisi bestekârları yok mu?

— Maalesef yok. Dede efen­ di zamanımıza kadar yaşasay­ dı belki böyle bir çığır açabi­ lirdi. Ona Garptaki vals sizde

var mı? demişler ve temposu­ nu söylemişler. O da «Elbette var» diyerek rast makamında ve yörük semai usulünde ken­ di eseri olan «Yine bir gül ni­ hai. aldı bu gönlümü» şarkısını söylemiş. Hakikaten de valse benzer. Yine rast makamında ve Garbın operasına benzeyen Kâr-ı nev isimli «Gözümde daim hayali cana» diye başla­ yan eser de onundur. Bu bir kaç sesli olarak pek âlâ söyle­ nebilir. Halbuki mevcut beste­ kârlar musikimizde hiç bir ye­ nilik gösteremiyorlar.

— Musikimiz gelecekte nasıl olacak?

— Ruhuna dokunmaksızm Avrupa musikisi gibi giyinme­ sini çok arzu ederim.

— Zamanınızı nasıl geçiri­ yorsunuz?

— Notaları karıştırıyorum. Yeni bir şeyler yapmağa çalı­

şıyorum. Talebelerimi yetiştir­ meğe uğraşıyorum.

Bizi dinleyen Nuri Halil Poy- raz’m hanım» Neyire Poyraz’a:

— İstanbula geldiğinizden memnun musunuz? diye sor­ dum.

— Hoca sıhhatini kazandığı için çok memnunum. Yalnız buradaki çalışması bizi ne maddeten ne de mâııen tatmin ediyor.

Hocaya:

— Eıı çok nelerden hoşlanır­ sınız? diye sordum. Onun ye­ rine hanımı şunları söyledi:

— İntizamı çok sever. Gıda­ sına ehemmiyet verir. Elimden geldiği kadar istirahatlerini te­ mine çalışırım. Musikiyi ben de çok severim. Fakat istidadım yok. Hoca avcılığı, bilhassa ba­ lık avım pek sever.

— Ömrünüzü verdiğiiıiz mes­ leğiniz siz« tatmin etti mi?

— Maalesef hayır, fakat gevıç olsam ve mesleğimi yeniden seçsem yine müzisyenliği ter­ cih ederdim. Musikiyi bir kele­ beğe benzetirim. O herkesin e- linde canlı kalmaz. Sıkarsanız ölür, tutmazsanız uçar. Benim de tab’ım buna uyar. Çünkü ne sıkmak ne de uçurmak ta- raftarıyımdır.

Poyraz ismini nereden aldı­ nız?

— Büyük Dedemiz Fatih’in bayrakds Harından Erzurumlu Ahmet Poyrazmış. Yararlıkla­ rına mükâfaten Boğazın şim­ diki Poyraz köyü semti ona verilmiş. Biz de o ailedeniz.

Hoca evinin tam mânasile efendisi, hanımı da onun en candan arkadaşı. Kıymetli sa­ natkâr son zamanlarda ciddi bir ameliyat geçirmiş ve hanı­ mının. ihtimamı sayesinde şifa bulmuş.

— Hayatımı tamamile eşime medyunum, diyor.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İstasyondan şehre kadar ya­ rım saatlik mesafe karşılıklı iki saf halin­ de; bütün civar köylerden ve kasabalar­ dan da gelen halk ile en aşağı yüz

Anadoluda zaif olmakla beraber istiklâl ışığı belir­ meye başlamıştı. Düşmanlarımız bunu bir yangın başlangıcı savmışlar. îstanbuldan gönderilen silâh

Araçlar Aras› ‹letiflim Sistemi Alman Havac›l›k ve Uzay Merkezi (DLR) araçlar aras› iletiflimi sa¤layacak yeni, gezici bir iletiflim a¤› gelifltirdi.. Bu sisteme,

yaptığı çalışmada ortalama olarak 13-17 yaş aralığın- daki ergen erkeklerin kişisel müzik çalar aleti ile müzik dinlerken kadın yaşıtlarına göre daha yüksek

Development of students’ higher level thinking skills to be used for their problem solving processes in the elementary level mathematics curriculum in Turkey is expected (Ministry

Avukatların DÖ ile medeni durum, aile tipi, eğitim durumu, mesleki çalıĢma yılı, daha önce psikiyatrik destek alma/ almayı düĢünme durumu, yakın çevresinde

Rousseau’nun politik alanda dile getirdiği görüşlerin muğlak ve kapalı yönleri bulunmaktadır. Özellikle yapıtlarında kendi döneminde bulunan düşünürlere ve

83 yaşın­ da ölen Zorlutuna’nm cenazesi bugün Hacıbayram Camii’nde kılınacak öğle namazından son­ ra Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek.. 1901