• Sonuç bulunamadı

Turgut Özal, derviş ve klavuz...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Turgut Özal, derviş ve klavuz..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURGUT

CENGİZ ÇANDAR

Birdenbire değerimiz arttı... Televizyon kanalları, haftalık- aylık dergiler peşi sıra demeç ve yazı talep ediyorlar... Türki­ ye’nin sekizinci, görev başın­ dayken hayatını kaybeden ikin­ ci cumhurbaşkanı ile tuhaf bir kader ortaklığımız oluşmuş...

Yaşamında onu, aslında bir anlamda paylaştığımız düşünce ve tutumları savunduğum için en hayasızca iftiralara ve saldı­ rılara uğramışken, ’’nekrofil” bir toplum olduğum uz için, ona yönelen sevgi selinden ben de nasibi alıyorum. İkimiz de değişik biçimlerde ’’bulutların

üzerinde” geziniyoruz...

Ben, ”can güvenliğimi” hile tehdit altına sokan kader or­ taklığım ızdan çok m em nun­ dum. Ona katkılarım elbette oldu. Bu derginin bir sayısında bu ifade de edildi. Ama asıl önemlisi onun bana katkılarıy­ dı. 20. Yüzyıl tarihimizin bu dev şahsiyetine son döneminde dahi olsa, pek yakın olabilme­ nin ’’imtiyazı” maliyeti ne ka­ dar yüksek olursa olsun çok ke­ yifliydi.

Zaten Turgut Özal, çok ke­ yif verici bir insandı. Çünkü, öncelikle insandı. N itekim , onu, taşıdığı sıfat ve sıfatları ta­ şıyan benzerlerinden ayıran en temel özelliklerinden biri de buydu. Ü lke yöneten h atta uluslararası sahnede iddia taşı­ yan devlet ve siyaset adamları,

’’oynadıkları oyunun acımasız kuralları” nedeniyle, matema­

tik hesapların soğukluğuna sa­ hip olurlar ve bu onları, ister istemez, ”insan”olmaktan bir nebze uzaklaştırır.

Turgut özal, mühendis for­ masyonun niteliklerinden ötü­ rü siyaseti ’’matematik denk­

lemler” le yapmak bakımından,

bir anlamda, insani özellikleri­ nin en çok zaaf göstermesi ge­ reken adam olması gerekirken; paradoksal biçimde bir devlet ve siyaset adamının olmaması

gereken ölçüde insandı.

Kimbilir, bu belki de bu şah­ siyetinden dolayı bir ”body lan-

guage” ustasıydı. Konuşurken,

uzanıp kolunuzu veya bileğinizi tutmaması, dizinize ve elinize dokunmaması mümkün değildi.

Tt. 5-25190

ÖZAL, DERVİŞ VE KILAVUZ...

Bu ”body language” ona düşüncelerinin görüştüğü in­ sanlara bir elektrik gücüyle geçmesini sağlayan olağandışı bir ikna yeteneği sağlardı. En azından, Turgut Özal ile yüzyü- ze temasa gelen bir insan, dü­ şünsel planda ona karşı koya- bilse dahi bir tür etkilenirdi. İçini yumuşak duygular sarardı. Ona hasım olamazdı.

Bu yüzden, bu kadar sıcak, şefkat ve insancıllık dolu bir ki­ şinin, bu ülkenin tarihinde gö­ rülmemiş insafsızlıkta saldırıla­ ra maruz kalması da bir garip paradokstu...

Bazı budalalar, Bosna mi­ tinginde Turgut Özal’m ardın­ dan Taksim’den Harbiye’ye ka­ dar mehter takımının peşinden yürümemi eleştirirken, ’’Cen­

giz, Turgut özal’ın düşüncele­

rinin etkisi altında kalamaya­ cağına göre; başka özelliklerin­ den etkilenmiş olmalı diye dü­ şündük. Bu etki ne olabilir di­ ye Turgut Özal’ı yakından in­ celedik. Etkileyecek bir şeyini göremedik” türünden yazılar

yazmışlardı...

Oysa, ben, o gün bile adım gibi biliyordum ki Turgut Özal ile aynı sebeple yürüyorduk. Sebebi basitti: Mehter takımın­ dan ikimizi de sarhoş edecek kadar hoşlanıyorduk.

Netice itibarıyla, birimiz 66, diğerimiz 45 yaşında iki ’’koca

çocuk”tuk...

Turgut Özal’ın ruh temizli­ ğini bilemeyenler, böyle lüzum­ suz gözlemlerle oyalanıp tarihi­ mizin en renkli figürünü tanı­ mak fırsatlarını kullanamama bozkırında zihnen kavruldular, gittiler.

O Bosna mitinginden bir­ kaç gün sonra, Sofya’da, o meş­ hur ’’Balkan Seferi”nin ilk ge­ cesinde bir grup basın mensu­

bu Özal’la sohbet ediyorduk. Aramızdan biri takıldı, ”Efen-

dim”dedi, ’’Cengiz, Mehter Ta- kımı’nın peşinde yürümüş. Tam ona göre, bir adım ileri iki adım geri...” Hemen atıl­

dım, ”Ben çocukluğumdan beri

Mehter Takımı’na bayılırım. Eleştirileriniz umurumda de­ ğil. Yine olsa yürürüm...”

E lb ette ki, o takılm ada, Cum hurbaşkam ’nın eleştiril­ mesini içeren bir ”pot” vardı. Netice itibarıyla o da Mehter Takımı’nın ardından yürümüş­ tü çünkü...

Özal’ın tepkisi, tam Özalca oldu. ’’Yahu” dedi, ’’Mehter

müziği çok güzel. Aslında şu bando müziğini ve marşları bir yana bırakıp mehter müziği üzerinde durmalı. O askeri marşlar dışarıdan alınma. Oy­

sa mehter bizim öz müziğimi/.. Hatta Batı'yı etkilemişiz. Mo­ zart bile mehterden etkilenip beste yapmış...”

Keyfimden gevşeyiverdim. Onu o gün yürütenin, çocuk­ luktan kalma bir mehter büyü­ sü olduğu böylece ortaya çıkı- vermişti.

Tabii ki, sadece bu değildi. Özal, benim en sevdiğim yö­ nüyle, bir inanç adamıydı. Bos­ na için birşeyler yapabilmiş ol­ ma dürtüsüyle, ’’Allah rızası

için”, dünyanın en etkili Müs­

lüman ülkesinin lideri, ’’Emir

el-Müminin” olduğu duygusuy­

la yürümüştü... Özal’ın mistik ve misyoner yönünü kavrama­ yan hiç kimse Özal’ı anlayamaz da, kavrayamaz da...

Bir derviş gönlüne ve ruhu­ na sah ip ti. O B alkan Sefe- ri’nde O h ri’de Hayati Baba Tekkesi’nde yere bağdaş kur­ muş otururken yüzüne yayıl­ mış nurani mutluluk ve huzur ifadesini öm rüm boyunca

unutmayacağım.

Köşk’teki iftar yemeklerin­ de tasavvuf musikisini dinler­ ken ve tekbirli nakarat bölüm­ lerini söylerken yüzüne aynı çizgiler yerleşm işti. T ürkis­ ta n ’da Hoca Ahmet Yesevi, B uhara’da Şeyh Nakşibendi, Merv’de Sultan Sancar ve Şeyh Hemedani türbelerini ziyaret ederken, Balkanlar’a kadar gi­ den Türk İslâmî’nin hoşgörü pınarlarında susuzluğunu din­ dirirken; aslında ’’Kara Ses” türünden Arap İslâmî etkisine karşı adalet ve hoşgörüyü yü­ celten Türk ve Osmanlı İslâ­ mî’m canlandırmaya ve sadece Türkiye’ye değil, Türk Dünya- sı’na ’’diriliş yolları”nı çizmeye çalışıyordu.

Zagrep’te Bosna halkının, Üsküp’te ve Tiran’da Arnavut­ ların, Merv’de Türkmenlerin, Bişkek’te Kırgızların, Baku’da Azerilerin gönülden ve çılgınca sevgi gösterilerinin hedefi ol­ duğu andaki manzaraları, bir­ çoğumuzun zihninde ölümsüz bir film şeridi gibi. O, bölgemi­ zin mazlumlarının dostuydu...

O bir derviş ama aynı za­ manda bir kılavuzdu. Ve, bu adam, teknoloji son bulgula­ rıyla yakalamakta son derece ihtiraslı bir bilgisayar delisi, 200 kilom etre süratle araba kullanabilen, sürat motorlarını yönetmeye bayılan bir ’’gelecek

savaşçısı” idi. Görenek ve töre

ile şimdiki zamanı, kişiliğinde meczederek bir ’’Türk” ve te­ laffuz etmese dahi bir ’’İslam

Rönesansı” yaratmayı kovala­

yan bir düşünce adamıydı. Hem eylem, hem de düşünce adamı...

Böyle bir insanı, hem de ömrünün en çileli son iki-üç yı­ lında, iktidar ve ikbal günlerin­ de değil, tanımak ne büyük bir imtiyazdı; biliyorum. Hafta ba­ şında Köşk’te tanımadığım bir bayanın tam da bu sebepten bana ’’Sizi kıskanıyorum” de­ mesini de anlıyorum. Haklıdır.

Bugün toprağa veriliyor. Onunla sadece tarih sayfaların­ da görüşmek üzere vedalaşıyo­ ruz. O, bizlere, her geçen gün daha iyi anlayacağımız çok şey­ ler kazandırdı. Bizlerden bek­ lediği ona hakkımızı helal et- memizdir. Hakkımız ona helal olsun!

A K T Ü E L 3 6 Ö Z A L

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

10.1. İdarenin gerekli gördüğü veya şartnamede satınalmanın yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde

10.1. İdarenin gerekli gördüğü veya şartnamede satınalmanın yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde

Genel bilgiler: Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, 2019 tarihli ve 1 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2019 tarih ve 1 sayılı Resmi Gazete ilanıyla

Bu çal›flmada uyku apne sendromu ön tan›s› ile uyku laboratuar›nda yatan hasta toplulu- ¤unda genel populasyona göre daha fazla oranda minör- majör kafa travmas› ve

1. Ödüllerin değerlendirilmesinde, ödülün başvuru sahibinin alanı ile ilgili yapmış olduğu çalışmalar için 2019’de verilmiş olması esastır. Daha önce en az

Üniversitemiz için gerekli her türlü, yapı, tesis, onarım, bakım, imalat, etüd, proje, keşif, ihale ve denetleme işlerinde yoğun olarak hizmet veren Yapı

Bu amaçla Hekimhan Mehmet Emin Sungur Meslek Yüksekokulu Birim Faaliyet Raporumuz 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41 inci maddesine

Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitap editörlüğü sayısı 1 Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitapta bölüm yazarlığı sayısı 22 2021