SAYFA C UM HURİYET
12
______________
______________
k ü ltü r
Toplumsal gerçekçi yazının tem silcilerinden Rıfat İlgaz aram ızdan ayrılalı beş yıl oluyor
‘Sevdim haklıdan yana olabilmek için’
MEHMET SAYDUR
Rıfat İlgaz özdeksel yokluğuyla yaşa m aya başlayalı beş yıl oluyor. G eçen yıllar onu halkından koparam ıyor, unut- turam ıyor; inadına daha çok anım san m asına, okunm asına, birlikteliğine ne den oluyor. N edir ondaki bu özellik, bu sıcaklık, bu içtenlik?
Onun pek çok özelliği var, am a bun lardan biri, toplum cu yanı, halktan ya na olm a özelliği en başta geleni. I lgaz’a göre tutulacak bir ta ra f olacaktı, kuşku suz. H angi taraf? Sandalyeyi çekenden yana m ı sandalyesi çekilenden yana mı olunm alıydı... Ezenden yana mi, ezilen den yana m ı? H alktan yana m ı, söm ü renden yana m ı? İlgaz tutacağı tarafı seçtiğinde henüz otuzuna basm am ıştı. A rtık bir öm ür boyu gözü toplum da, ku lağı halkta olacaktı. H atta daha da ileri gidecek, ölçüt y ap acak tı, halkı. H ani felsefede “ Doğrunun ölçütü nedir?” tar tışm ası vardır ya, olaya, zam ana, kişiye göre değişen. İlgaz’a göre doğrunun öl çütü “ halk”tır. H alka ineceksin, halka soracaksın. O “ doğru” derse, onaylar sa doğrudur. Yoksa yanlış. O zaman bir
terslik vardır. H alka inilem em iş, aydın- latılam am ış, birlik olunam am ıştır. Bu yöndeki düşüncelerini, uyarılarını sık sık iletecektir.
“ Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel Ç izm e onlardan içindeki ayak bizden ne ivi
(•••)
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk Tetikte kendi parm ağım ız yabancının değil
(K örüz B iz/K arakılçık)
İlgaz ölçütünde haklı m ıdır? Kuşa ğından aydınlarla birlikte uğraşılarına bakarsanız evet. Ö rneğin M arkopaşa olayı... Sabahattin A li ve A ziz N esin ile birlikte 1946- 1950 arası çıkardıkları M arkopaşa gazetesinin adının altında
“ Halk için haftalık siyasi m izah gazete si” yazılıdır. Bu. T ürkiye’nin ilk mizah gazetesidir. “ K ah k ah a” gazetesi değil,
“siyasi” gazetedir. M izahla bilinçlen dirme, Türkiye’ye girmeye başlayan em p eryalizm e m uhalefet etm e ve halka kendi diliyle olayların yorum unu sunma dır hedeflenen. Peki, “ niçin” çıkm ıştır? Halk için. G azete, üç yazarın da ilk m i
zah denem esidir aynı zam anda. Üç bin satacağı hesaplanarak altı bin basılm ış, bir günde bitmiştir. Sonra on bin. yirmi bin derken tam yetm iş bin tirajına da yanm ıştır. O günlerde en çok satan ga zetenin tirajı yirmi bindir. Markopaşa ola yı da yukarıdaki kuram ı doğru çıkar mıştır. N e var ki bunun da bedelleri ol muştur. Çat ileri, çat dışarı... Biri içeri ye, biri dışarıya... Vardiya usulü ve di ğerinin yerine hapse girilerek gazete ya yınının sürdürülm esi sağlanm ıştır. İl g a z ’ın payına düşen 5 yıl, 5 ay, 25 gün hapisliktir.
M arkopaşa kapatılm ış, M erhum paşa çıkarılmıştır. Bu gazete de kapatılınca M alum paşa çıkarılm ış. O da kapatılın ca A hbaba, ondan sonra da Ö küz M eh m et Paşa ve H ür M arkopaşa... Sustu rulmak için her yol denenecektir. Adı “ya s a k l ıy a çıkacaktır. D izgicilik yapacak, adsız yazacak, R a if Işık, stepne olacak tır. Son adla H ababam S ınıfı’nda halk çocuklarını işleyecek, eğitim politikamı zı yerecektir. Düşündürecek, ağlatacak tır. Ya da güldürecektir, ağlanacak hali mize...
Kurucuları arasında olduğu “kırk ku
ş a ğ ın ın toplum cu-gerçekçi çizgisini bir yaşam boyu inatla sürdürecektir. İlki otuz üç yaşında B akanlar K urulu kara rıyla kitapları toplatılacaktır. 1944’te ünlü Sansaryan H an’da işkenceyle tanı şacak, Tophane A skeri Cezaevleri, Sul- tanahm etler, K astam onu E t Balık Kom binaları 1981 ’li yıllara kadartam kırk yıl boyunca sık sık duraklan olacaktır. D u rak dışı günlerde sürekli izlenecek, sü rekli fişlenecektir. Farkında olduğu son fişlenm esinde tam yetm iş beş yaşında dır.
“... 1944’ten beri bu böyle... N e yap- ııııştım da fişlenm iştim . (...) Tam kırk iki yıldır adım ı dosyalardan çıkarm am ış lar, adım adım beni izlemişlerdi... (Kırk Y ılÖ .S . s.15)
Önce öğretm enlikten, sonra hastane lerden, dergilerden, gazetelerden atıla cak. elinde neyi varsa alınacaktır. Yal nızca kelepçeleri dışında:
“... Benim çeşitli kelepçelerim vardı. Zincirli, yerli kelepçelerim , sustalı A l m an kelepçelerim , yolculuklarda iki baş p arm ağım a iki yüzük gibi geçirilen ke lepçelerim ... (Sınıf, s.25)
Bir de tanıkları olacaktır, kuşkusuz...
“G irdiğim çıktığım yerler tanığımdır. K apım ı çalanlar gece yarılarında O kunan kararlar yüzüm e karşı K orkm uyorum duygusal bitişlerden T ükenen kurşunkalem ler tanığım dır
(B ir Sınavsa E ğ e r/ G üvercinim U yur mu)
Tanıklığıyla,''•yazısıyla, şiiriyle ona göre aydın Balkından kopm am alı, k en di sınıfının görevinde, işlevinde ve onun bir üyesi olmalıdır. Durm adan kendisini yenilem ek, toplum u yenilem eyi hedef- lemelidir. B öylece içinden çıktığı to p lum a olan borcunu ödem elidir.
“Sevdim haklıdan vana olabilm ekiçin Çalışıp ezilenden senden yana Sevdim aldığım soluğu hak etm ekiçin A m a sevdim halkunca
(D efneler G ib i/ U zak Değil) Anılarıyla, yapıtlarıyla, düşünceleriy le, sıcaklığıyla her gün aram ızda R ıfat İlgaz. B iç e m iy le , ö z le m iy le , h ın z ır gülüşüyle, inatçı tutum u ve tatlı sesiy le bir şeyler söylüyor gibi... “T ü rk ay dını eski m ahallene, köyüne dön. İçinden çıktığın insanlarla yeniden kay naş. Bugün ülkem izin buna dah a çok gereksinim i var...”
'"I-' T : ' W
R
ıfat İlgaz’ın, pek çak.özelliği
f ö r ,ama bunlardan biri, toplumcu yanı,
halktan yana olma özelliği en başta geleni. İlgaz’a göre tutulacak bir târaf
olacaktı, kuşkusuz* Hangi taraf? Sandalyeyi çekenden yana rru sandalyesi
çeki fen den yana niı olunmalıydı... Ezenden yana mı, ezilenden yanam ı?
Halktan yana mı, sömürenden yana far* İlgaz tutacağıjprafı seçtiğinde henüz
otuzunâ basmamıştı. Artık bir öm ür boyu gözü toplumdaş kujağı halkta
olacaktı. V atta daha da ileri gidecek,Jilçüiyapacaktı, halkı.
*■■
' w i ü
•
e . -V A ---- '
V « r f l ' V A
7 & Í
T f ..gj’aSÜKt
. ? % W “4ş î \ v>’î& < vRıfat İlgaz, 10-12 Temmuz tarihlerindeki ‘Cide Rıfat İlgaz Kültür ve Sanat Festivali’yle anılıyor
‘Sanatçı kendi sınıfindan kopmuş kişi değildir9
Kültür Servisi - Türk mizah edebiyatı nın en büyük ustalarından Rıfat İlgaz ara mızdan ayrılalı beş yıl oldu bugün. İl gaz’ın sevgi dolu yüreği Sivas olaylarının ardından, acıya dayanamayarak daha faz la atmak istememişti. Şair; roman ve öy kü yazarı ustanın yapıtlarının sayısı yaşı nı aşmıştı. Yaşamı boyunca çok sevdiği, dertlerine ortak olduğu halkı için üretti. A ncak yazın dünyasına atıldığı ilk gün den itibaren bir mücadele içinde buldu kendisini. 1944 yılında yayımlanan ‘S ın ıf
adlı ilk şiir kitabının bedelini altı ay ha pisle ödedi. •
İlgaz, 1940’!ı yılların toplumsal ger çekçi şiir anlaşını benimsedi. Bu anlayı şı güldürü öğesiyle harmanlayarak şiiri
bir araç haline getirmişti şair. 1950’ler- den sonra öykü ve roman türünde yoğun laşan İlgaz, yapıtlarındaki mizah öğesi sayesinde kısa sürede halkın sevdiği bir yazar oldu. ‘Hababam Sınıfı’ ile kitlele rin en çok okuduğu yazar haline geldi. Yapıtlarındaki pek çok söyleyiş ve espri ler halk dilindeki kullanıma geçti.
Rıfat İlgaz yapıtlarının yanı sıra yaşam biçimiyle de bir örnek oluşturuyordu hal ici için. Yakın dostu İlhan Selçuk, onun ya şam çizgisini ‘...İlgaz’ın Türkiye’ye yap tığı en büyük iyilik, bir insanın nasıl yaşa ması gerektiğini göstermesidir’ sözleriy le özetliyordu.
İlgaz’ın 1911 ’de Cide ilçesinde başla yan bu örnek yaşamı son olarak M ehmet
Saydur tarafından ‘Dünden Bugüne Rıfat İlgaz’ başlığı altında kitaplaştırıldı. İlgaz, bu kitabın sonunda yer verilen ve örnek yaşamını özetleyen bölümde gençlere şöy le sesleniyor:
“Bize kimse öneride bulunmadı. Çağı mızın gerçeklerine uygun yazınsal türler gerektiğini bulup çıkardık. Bugünün genç liği de kendi yazınsal türlerini, çeşiderini kendisi bulup çıkarırsa daha sağlam bir yere, bir toprağa basmış olur. Yalnız onla rın bizim yaşamımız, yaşantımız doğrul tusunda davranmalarını isteriz. Yani her şeye karşın, sağlığını yitirme karşılığında bile olsa, dilenebilmek, saptadığı gerçek ler karşısında en biçimli uygulamayı, ya zınsal uygulamayı başarabilmek. Durma
dan kendisini yenilemek, böylece toplu mu yenilemeyi hedef almak. Özgürlük ve bağımsızlığını yitirmeden adına yakışan bi çimde savaşmak. (...) Çevresine güvenmek, çevresindeki kişilere güvenmek, emekçile re güvenmek. Üneten kişiye güvenmek. En haklı insan, bence üretendir. Üretenden yana olmak. Biraz daha yüreklice konu şacak olursak ki bugün bunu bile sövtemek yüreklilik istiyor, işçi sınıfından yana olmak. Onun sorunlarını sanat yoluyla dile getir mek. (...) Ama her zaman dediğimiz gibi sanatçının üzerine düşen en büyük iş, bu sınıfın başında bile olsa, her şeyi değiştir mek. yenilemek, daha ilerisi için hazırla mak: hatta işçi sındının başı olarak bile üze rine düşen iş bu. Onun için sanatçı kendi
sınıfından kopmuş kişi değildir. Kopmuş kişi olmamalıdır. Kendi sınıfının görev in de, işlevinde olmalıdır...”
Ünlü usta, ölümünün 5. yılında 10-12 Temmuz tarihleri arasında ‘Cide Rıfat İl gaz Kültür ve Sanat Festivali’yle anılacak. Festival kapsam ında 10 Temmuz günü
Hababam Sınıfı ve K arartma Geceleri
adlı film ler gösterilirken 11 Temmuz’da Rıfat İlgaz evinin önünde düzenlenecek bir törenle plaket çakılacak. İlhan Selçuk, Rüştü Asyalı, Tayfun Taliboğlu. Öner Yağ cı, M ehmet Saydur’un katılacağı panelin ardından da liftik Karakoç. Turgay Yıldız. Bahadır Tokmak. G rup Tanık ve Rüştü A syalı’nın katılacağı Rıfat İlgaz şöleni gerçekleşecek.
Taha Toros Arşivi