• Sonuç bulunamadı

HÖYÜCEK KAZILARI- 1989

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HÖYÜCEK KAZILARI- 1989"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HöYt:JCEK KAZILARI- 989

REF~K DURU

Burdur Bölgesinde 1976 y~l~nda ba~lad~~~m~z arkeolojik ara~t~rmalar~ n ilk bölümünü, geçti~imiz y~l sonuçland~ np, Kuruçay Höyü~ü kaz~lar~ n' bi-tirmi~tik. Kuruçay çal~~malar~~ s~ras~nda, bölgenin özellikle güney kesimle-rinde yüzey ara~t~ rmalan yapm~~~ ve bu arada Bucak ilçesi yak~nlar~ nda, birbirinden 2 km. uzakl~ ktaki iki höyü~ü de gezmi~tik (Lev.~ ). Ara~t~ r-malar sonunda, kuzeydeki Tepecik Höyü~ü'nün yüzeyinde fazla keramik olmad~~~n~, buna kar~~l~ k, yayvan ve daha küçük bir höyük olan Höyücek Höyü~ü'nde (Bundan sonra Höyücek olarak an~lacakt~ r), çok de~i~ik nite-likli keramik ve önemli baz~~ eserler bulundu~unu saptad~ k. Bölgenin kültürel sürecini anlayabilmek, genel olarak tüm Burdur Göller Bölgesi ta-rih öncesi ça~lan kültürlerinin baz~~ problemlerini çözüme kavu~turmak ve önemli bir yerle~me yerinin tahribini de önleyebilmek için, Höyücek'de ivedi ~ekilde kaz~~ yap~lmas~~ gerekti~ini, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlü~üne (Yeni ad~yla An~tlar ve Müzeler Genel Müdürlü~ü) ilettik. Genel Müdürlük ba~vurumuzu olumlu kar~~lad~~ ve 1989 y~l~nda Burdur Müzesi Müdürlü~ü ad~ na, bizim bilimsel gözetimimiz ve sorumlulu~u-muzda kaz~lara ba~lanmas~n~~ uygun gördü.

Kaz~lar 2 A~ustos-5 Eylül 1989 tarihlerinde sürdürüldü. Kaz~~ Kurulu Burdur Müzesi Müdürü Selçuk Ba~er'in ba~kanl~~~ nda ve bu sat~ rlann ya-zar~n~ n bilimsel ba~kanl~~~~ ve yönetiminde, Yard. Doç. Dr. Gülsün Umur-tak, arkeologlar Muharrem K~c~, Hakan Özçelik ile ö~rencilerimiz Hande Altan, Ferahnur Güven ve Mustafa Avc~'dan olu~uyordu. Kaz~lar büyük oranda Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlü~ü'nün sa~lad~~~~ ödenekle yürütüldü. ~.Ü. Edebiyat Fakültesi Dekanl~~~, Türk Tarih Kurumu Ba~kanl~~~~ ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Ba~kanl~~~~ da baz~~ küçük harcamalanm~z~~ kar~~ lad~ lar. Kaz~lara izin veren ve ödenek ay~ ran bütün kurulu~lar~n yöneticilerine öncelikle te~ekkürlerimizi sunmak isteriz. Meslekta~~m, Burdur Müzesi Müdürü Selçuk Ba~er, as~l görevi nedeniyle Burdur'da kalm~~~ ve kaz~ n~ n bürokratik i~lerinin aksamadan yürümesini sa~lam~~t~ r. Kaz~~ kurulunun di~er üyeleri de, hem kaz~~ s~ras~ nda, hem de daha sonraki çal~~malarda, büyük bir özveriyle görevlerini yapt~lar. Onlar-s~z bu kaz~lar~~ gerçekle~tirmek olanaks~ zd~ . Kaz~ya eme~i geçen herkese, candan te~ekkürlerimi sunar~ m.

(2)

552 REFIK DURU

Burdur Valisi Say~n Memduh O~uz, çal~~malanm~zla yak~ndan ilgi-lendi ve kaz~m~z~~ ziyaret etti. Bucak Kaymakam Vekili Say~n Emrullah ~oncel, Belediye Ba~kan~~ Say~ n Arsal Sar~~ birkaç kez kaz~m~za geldiler; ka-z~~ yerinin korunmas~, at~k topra~~n kamyonlarla ta~~nmas~~ gibi önemli so-runlar, Kaymakam ve Belediye Ba~kan~~ sayesinde kolayca çözümlendi. Burdur ~l Kültür Müdürü meslekta~~m Mehmet Türkmen'in arac~l~~~~ ile, Burdur DS~~ Müdürü Say~ n Metin Gürdal'~n görevlendirdi~i üç genç topo-graf, Arif Sar~, Veli Kara ve Ahmet Erdo~an Höyücek'in topografik harita-s~ n~~ çok k~sa bir zamanda ç~ kart~p, bize teslim ettiler. Kamp~m~z~~ Bucak'a 6 km. uzakl~ktaki, ~ncirdere Köyü ~lkokul'unda kurduk. ilkokul Müdürü Say~n Nuri Y~ld~z'~n bize ay~rd~~~~ s~n~flarda, çok rahat ve huzur içinde kamp çal~~malar~m~z~~ yapt~k. Kaz~lar~n bitiminde, açt~~~m~z çukurlann et-raf~n~n telle çevrilmesi gerekince, Bucak Orman i~letmesi Müdürü Say~n Halil Uzun, yeteri kadar a~ac~~ bizi sa~lad~. Yukar~da sayd~~~m~z, hepsi bi-zim için çok önemli ve de~erli yard~mlar, çal~~malar~m~z~~ büyük ölçüde kolayla~t~rd~~ ve kaz~~ ödene~inden kar~~lanmas~~ olanaks~z i~leri yapabildik. Bütün yetkililere en içten te~ekkürlerimizi sunmak, bizim için zevkli bir görevdir.

Höyücek, Burdur iline ba~l~~ Bucak ilçesinin güneybat~s~nda, Bucak-Antalya karayolunun ~ oo m. kadar bat~s~nda, yakla~~k 120 m. çap~nda

küçük bir höyüktür. Karayoluna çok yak~n olmas~na ra~men, araya son bir iki y~lda baz~~ evler yap~ld~~~ndan, höyü~ü yoldan geçerken görebilmek ve çevresindeki tarlalar~n düzleminden de sadece 3.5 m. yüksek oldu~u için, bu yayvan tepeyi uzaktan seçebilmek olanaks~zd~r (Lev.1; 2/1,2). ~~ o y~l kadar önce höyük ve çevresi parsellenmi~, ancak Burdur Müzesinin gi-ri~imiyle höyük sit alan~~ olarak tescil edilerek, yap~la~ma engellenme~e çal~~~lm~~~ fakat bu arada, höyü~ün do~u yamac~nda 15x2o m. lik bir ala-na, kaçak bir ev yap~lmas~n~n önüne geçilememi~tir (Lev.1; 2/2).

Höyük üzerindeki yüzey ara~t~rmalar~nda, yerle~melere ait buluntula-r~n, eteklerde bir hayli uzaklara kadar yay~ld~~~n~~ saptad~ k. Bu yay~l~m büyük oranda makinal~~ tar~m sebebiyle olabilece~inden, höyü~ün gerçek büyüklü~ü konusunda konu~mak mümkün de~ildir. Çevredeki tarlalar~n sahipleriyle yapt~~~m~z konu~malarda, sulama amac~yla aç~lan kuyularda, yüzeyden 4 m. a~a~~lardan, keramik ç~ kt~~~~ söylendi. Kenarlar~~ yüksek, çu-kur bir alan olan Bucak Ovas~nda, höyü~ümüzdeki yerle~melerin ba~lad~-~~~ s~ rada, ana topra~~n bugünkünden bir hayli a~a~~da oldu~unu ve bu nedenle höyü~ün birikim yükseltisinin, görünenden 3-4 m. daha fazla ol-du~unu tahmin ediyoruz. Bizim kan~m~zca Höyücek yakla~~k 150 m. ça-

(3)

HOYCCEK KAZILARI-1989 553 p~nda ve 6-7 m. yüksekli~inde bir tepedir. Höyü~ün tepe noktas~n~n 4 m. kadar bat~s~nda, aktan, güneybat~-kuzeydo~u yönünde, bir petrol boru hatt~~ geçmektedir.

Kaz~lara ba~lamadan önce, höyük üzerinde sistemli yüzey ara~t~r-malar~~ yapt~k. Toplad~~~m~z keramik içinde az say~da Hac~lar-Kuruçay tipi boyas~z mal türleriyle, tan~mad~~~m~z, de~i~ik nitelikli çanak çömlek parça-lan vard~. Keramik türlerinin höyük üzerindeki da~~l~m~~ konusunda, sa~-l~kl~~ gözlemler yap~lamad~. Höyü~ün en yüksek kesiminde ve kerami~in de en yo~un oldu~u yerlerde, topo~rafik haritadaki kareleme sistemine göre, J/7-8 alanlar~nda kaz~lara ba~lad~k (Lev.~ ; 3/1,2).Kareler aras~nda 1 m. lik duvarlar b~rak~ld~~~ndan, kaz~~ alanlar~~ 9x9 m. ölçülerinde idi. Daha sonra kuzeyde J/5 karesinde de çal~~malara ba~land~. Böylece ilk y~l, top-lam 270 m2 lik üç çukurda çal~~~lm~~~ oldu. Kaz~lar sona erdi~inde, höyü~ün en yüksek noktas~~ o.00 m. olmak üzere, kuzeyden güneye çukur-lann derinlikleri, -1.50 m., -2.40 m. ve -2.50 m. lere varm~~t~~ (Lev. 4/1,2; 5/1; 6; 7).

M~MARLIK

J/5 ve 7 karelerinde, yüzeye yak~n derinliklerde, yo~un ~ekilde yan~k kerpiç y~~mlanna rastlad~k. Bunlar herhangi bir mimariye ba~l~~ de~illerdi ve bir ba~ka yerden ta~~nm~~, at~k malzeme niteli~inde idiler (Lev.4/~ ; 6; 7). Tepenin en yüksek kesimi olan J/7 karesinde, söz konusu at~k kerpiç y~~~nlann~n e~iminden, bu kesimin, höyükteki yerle~menin sonlar~na do~-ru, bugünkünden farkl~~ olarak, höyü~ün en yüksek yeri olmad~~~~ anla~~ld~. J/5 karesinde ise, bir bölümü kaz~~ alan~~ içinde kalan, ta~~ bir temel

parça-s~~ vard~~ (Lev.5/1). Ayn~~ çukurun orta kesimlerinde de, tu~lala~m~~~ kerpiç-lerden baz~~ duvar parçalar~~ ele geçmi~~ olmakla birlikte (Lev.3/1), bütün bu kal~nt~lardan, mimari hakk~nda fazla bilgi edinilememi~tir. J/5 karesin-delci lcaz~lara, -I.50 m. dolaylannda son verdik. J/7 karesinin kuzey kena-nnda, derine batan kerpiç y~~~nlar~ndan sonra (Lev.4/~ ; 6/2),alan~n orta kesimlerinden itibaren, katmanla~ma izlerinin yatay duruma geldi~i ve -1.50 m.lerde, yer yer ince kül tabakalar~n~n ba~lad~~~~ görüldü (Lev.6/2). Kal~nl~~~~ 3-4 cm. olan bu katmanlar J/8 karesinde de devam ediyorlard~~ (Lev.7/2,3). Kül katmanlar taban niteli~inde ve görünümünde olmamalda beraber, birbirlerini s~k aralarla izlemesinden, yerle~melerle ilgili olduklar~~ anla~~lmaktad~r. Bu derinlilderde hiçbir yap~~ izine rastlanmam~~, sadece J/7 karesinin kuzey do~u kö~esinde, düzenli 'gibi görünen baz~~ yanm~~~ kerpiçlerle (Lev.4/1; 6/2,3), bir iki yerde, ate~~ yakma yeri niteli~inde alan-

(4)

554 REF~K DURU

lar bulunmu~tur. Bu katmanla~ma ile beraber, toprak içinden, çürümü~~ olduklar~~ halde, görünümleri bozulmam~~~ dal parçalar~~ gelme~e ba~lam~~~ ve inilen en derin düzeylere kadar, bunlar devam etmi~tir (Lev.6; 7). Dal-lar genellikle 2-4 cm. çap~ndad~r ve uzunluldan 5-20 cm. aras~nda de~i~-mektedir (Lev.5/2). Dal kal~nt~lar~~ kömürle~memi~tir ve parmaklar aras~n-da s~k~ld~~~naras~n-da toz haline gelmektedir. A~açlar~n toprak içindeki oksijensiz ortamda kalmalar~~ nedeniyle, biçimleri bozulmam~~~ ancak nitelikleri de~i~-mi~tir'. Yakla~~k ~~ m. kal~nl~~~ ndaki birikim içinde, düzensiz ~ekilde da~~lm~~~ olan dal parçalar~ndan yüzlercesini toplad~k. A~aç kal~nt~lann~n kulübe veya çit türü yap~la~maya ait olabilece~ini dü~ünerek, bunlar~n bu-lunu~~ ~ekillerini dikkatle inceledik. Ancak hiçbir yerde, bu tipten yap~lar için dü~ünülebilecek, dikine duran dal parças~na veya delik izlerine rast-lamad~k. Bütün parçalar yatay ~ekildeydi ve toprak içindeki buluntu du-rumlar~, herhangi bir i~leme tabi tutulmad~klann~~ göstermekteydi. A~aç dallann~n çat~~ kaplamas~~ için kullan~ld~klan dü~ünülebilirse de, böyle bir çat~~ için gerekli yap~lar~n temel, duvar veya tabanlar~~ da ele geçmedi~in-den, bu olas~l~k da kuvvetli de~ildir.

1989 kaz~lann~n sonunda, Höyücek'te inilen -2.50 cm. derinliklere ka-dar, herhangi bir yap~la~ma ve tabakala~man~n saptanamad~~~n~~ söyleyebi-liriz. J/5 karesindeki temelleri de ~imdilik yap~~ kat~~ olarak ay~rmak istemi-yor ve önümüzdeki y~llardaki kaz~lar~n, tabakala~ma durumuna aç~kl~k ge-tirece~ini umuyoruz.

BULUNTULAR

Mimarl~k kal~nt~lann~n olmamas~na kar~~l~k, üç kaz~~ alan~ndan da pek çok say~da keramik ve küçük buluntu ele geçmi~tir. Ancak yak. 2.50 m.lik birikim içinden gelen buluntular~, mimariye ba~layamad~~~m~zdan, bunla-r~n birbirleri aras~ndaki kronolojik ili~kileri bilmek olanaks~zd~r. özellikle J/7-8 karelerinin bir k~sm~, höyü~ün eski yamac~na rastlad~~~~ için, bu e~ik

tabakala~ma içindeki buluntular~n bir ba~ka yerden sürüldenerek, at~larak burada birikti~i anla~~lmaktad~r. Bu bak~mdan keramik ve küçük buluntu-lar~, kronolojik s~raya sokmadan tan~tmak zorunda kal~yoruz.

Keramik: Kaz~~ alanlar~ nda 50 cm. lik derinliklere ayr~larak toplanan

keramik, oldukça homojen bir görünüm sergilemektedir. Ancak bu duru-mun özellikle üstteki kar~~~k ve at~k malzeme nedeniyle ortaya ç~kabilece-

' ~.Ü. Orman Fakültesinden Say~n Prof. Dr. Burhan Aytu~, parçalar~n 3-4 ya~~ndaki

me~e a~açlar~na ait oldu~unu ve tümüyle kireçle~ti~ini, içinde karbonize hiç bir hücre kal-mad~~~n~~ bildirmi~tir. Say~n Aytu~'a içten te~ekkürlerimizi sunanz.

(5)

HoiYÜCEK KAZILARI- ~~ 989 555

~ini dü~ünüyoruz. Bugün için, Höyücek buluntular~n~~ tan~t~ p de~erlendi-rirken, geçici olarak ~öyle bir ay~ r~m yapt~k.

Üst kar~~~ k birikim o.00 - 1.50 m.ler aras~~ Dal parçal~~ katman ~~ .5o - 2.50 m.ler aras~~

Üst kar~~~ k birikim içinde birkaç de~i~ik türde keramik bulunmu~tur. En kalabal~k grubu olu~turan ve bölgenin özgün kerami~i niteli~indeki bi-rinci tür mallarda, hamur renkleri koyu gri ve kahverenginin tonlanndad~r (Bu kerami~e bundan sonra Höyücek mallar~~ ad~~ verilecektir). Üzerlerinde genellikle hamurlann suland~ r~lmas~yla elde edilmi~~ bir astar banyosu var-d~ r ve açk~lanm~~larvar-d~ r. Hepsi elde yap~lm~~~ olan kaplann pek ço~unda, il-ginç bir yap~m özelli~i gözlenmektedir. Bu kaplarda a~~zlar~n 3-4 cm.lik üst k~s~ mlannda dikine kabar~ k ~eritler bulunmaktad~r (Lev.9/5-8; ~~ 1/1; 17/4-10). Kabart~lar bazen kaplar~ n her iki yüzünde, bazen de sadece bir taraf~ nda, içte veya d~~tad~ r. Do~al olarak bu türden kabartmalann süsleme amaçl~~ olduklar~~ akla gelmektedir. Ancak bunlar herzaman düz ve muntazam yap~ lmad~ klanndan, ba~ka bir aç~ klamas~n~ n olmas~~ zorunluy-du. Yapt~~~m~z gözlemlerde, a~~zlar~ n~ n bir ya da iki taraf~nda kabar~ klar olan parçalar~n baz~lar~ nda, k~ nlmalar~ n tam bu kabart~lann ortalar~nda oldu~unu saptad~ k. Bu kabankl~ klann alt~nda iki kil tabakas~ n~ n birle~me çizgisi bulunmaktayd~ . Bu kesimde birle~en iki kil tabakas~, birbiriyle tam yap~~mad~~~ ndan, san~ r~z çömlekçi ustalar~~ kaplar~ n bu zay~f yerini sa~lam-la~t~rmak amac~yla, bir veya iki tarafa kil topaldar ekleyerek söz konusu bandlar~~ yap~yorlar ve bazen de bunlar~~ süslüyorlard~~ (Lev.9/6; ~~ ~~ /2). Bu teknik, bir yap~ m prati~inin sonucu idi. Kaplar~n bütün gövdelerinin bu teknikle yap~lmad~~~, kabart~lar~ n kaplar~ n diplerine kadar inmemi~~ olma-s~ndan anla~~lmaktad~r. Gözlemlerimiz do~ru ise, Höyücek'te çok de~i~ik bir keramik yap~ m gelene~i söz konusudur.

Höyücek mallar~ n~ n forrnlar~na gelince: Küçük çanak, kase ve derin çanaklar ço~unluktad~ r (Lev.8/1-8; 9/3-8; 1 o/1-4; 16/1-3,5). S~~~ çanaklar-tabaklar (9/1,2), oval çanaklar (Lev.9/9,10;16/ 1 o) göreceli olarak daha az-d~ r. Büyük boy çömleklerden de bir hayli de~i~ik profil bulunmu~tur (Lev. ~ o/5-1 1; ~~ /1-5; 16/8).

Dip ~ekilleri aras~ nda düz yuvarlak (Lev.8/2,4) ve halka (Lev.12/1-3) dipler ço~unluktad~ r. Bir çana~a üç küçük ayak eklenmi~tir (Lev.8/3). Bir dip parças~n~ n ortas~ na bir çukur nokta yap~lm~~, kar~~l~kl~~ dört uca yine

(6)

556 REFIK DURU

birer çukur aç~ larak merkezdeki çukur la d~~takiler hafif oluklarla birle~tiril-mi~tir (Lev.12/ 4). Kulp yoktur; kulp yerine de~i~ik ~ekillerde parmak de-likli tutamaklar kullan~lm~~t~ r (Lev.8/5,7,8; lo/ 1 o; 12/5-7). Baz~~ kaplar~ n dudaldannda, d~~ta (Lev.9/4; 1 o/9; ~~~ /3,5) veya içte (Lev. o/1-3; 17/1-3), iri dolu tutamaklar vard~ r.

Höyücek mallar~~ ender olarak k~ rm~z~~ boya bezeklidir (Lev.~~ ~~ /4). Süsleme daha çok kabartma yöntemiyle yap~ lm~~t~ r. Kabartmal~~ kaplara ait pek çok kar~ n parças~~ bulunmu~tur (Lev.13; 18/1-4). Tüm kap bulun-mad~~~ ndan, kabartmalann kaplar üzerine yay~l~~lar~ n~~ ve baz~~ bezeklerin, örne~in, önden tasvir edilmi~~ gibi görünen insan figürüne (Lev. 3/1; 18/ 1), hayvan ba~~ na, bo~a boynuzlar~ na (Lev.13/3-5; 18/ 2-4) ve deveye ben-zeyen (Lev.13/7) kabartmalann, tüm ~ekillerini bilmiyoruz. Halka ~eklin-deki bezeklerle (Lev.g/6; 13/10; 17/7), anlam~n~~ ç~kartamad~~~ m~ z baz~~ ka-bartmalar da, bezeme ögesi olarak kullan~ lm~~t~ r (Lev.13/6,8,9, ~~

Höyücek'de küçük bir grup olu~turan ikinci keramik türü, koyu gri-kahverenk hamurlu, pütürlü yüzeyli bir yap~md~ r. Bunlar~ n hepsinin kaba ve açk~ lanmam~~~ d~~~ yüzlerinde sivri uçlu bir aletle yap~ lm~~~ derin noktalar veya çentikler vard~ r (Lev. ~~ 2/ ~~ 2-15; ~~ 8/5-8).

Höyücek'in üst kar~~~ k birikimi içinde bulunmu~~ sonuncu keramik türü, Burdur Bölgesinin k~ rm~z~~ boya astarl~~ veya bej astar üzerine k~ rm~z~~ boya bezekli mallar~ n~ n benzeridir.Yap~ m tekni~i, biçim ve bezeme aç~s~ n-dan bu tipler Hac~lar-Kuruçay örneklerinden farks~zd~rlar (Lev.12/8-~~

Dal parçal~~ katman içinde bulunmu~~ keramik, genelde yukar~da tan~ t-t~ klanm~zdan çok farkl~~ de~ildir. Höyücek mallar~~ yine ço~unluktad~ r. Mallar~ n yap~m kalitesi daha yüksek gibidir. A~~zlar~ n iki taraf~ nda veya sadece bir yüzde görülen dikine kabartmalar, azalarak devam etmektedir (Lev.14/8,1o). Genel olarak formlar, dip ~ekilleri, tutamaklar üst kar~~~k birikimdeki örneklere benzemektedir (Lev. 4/ ~~ - ~~ o; 15/ ~~ -2 ; 16/7,9). Baz~~ kaplar~ n iç taraflar~ nda, tutarnaktan çok, süsleme amac~yla yap~lm~~~ ka-bartmalar vard~r (Lev. 14/7).

Kaba yüzeyli ve üzeri çentik süslemeli gruptan sadece bir-iki örnek bulunmu~tur (Lev.15/9).

Burdur Bölgesi kerami~ine benzeyenlerin say~s~ , göreceli olarak art-m~~t~~ r (Lev. ~~ 5/3-8; 16/6).

Pi~mi~~ toprak eserler: Pi~mi~~ toprak eserler aras~nda, insan figürleri-nin hemen hepsi, üst kar~~~ k birikim'den gelmektedir. Sa~lam durumdaki

(7)

FICWOC EK KAZILARI- 1989 557

figürinlerden biri, höyük yüzeyinde bulunmu~tur (Lev.~ 9/3; 21/3). Ayak-lann~~ ileri uzatarak oturan bir kad~ n~~ tasvir eden figürinde kollar, omuz ba~lar~ndan ç~ kan küt sivriler halindedir. Kalça ve kabaetler iricedir. Ba~~ yoktur. Omuzlar aras~ndaki yuvarlak kesitli delik, ba~'~ n ayn olarak yap~l-d~ktan sonra, buraya sokuldu~unu göstermektedir.

~kinci sa~lam insan figürini, yine oturan iri gövdeli bir kad~n~~ tasvir etmektedir (Lev.19/2; 21/2). Ba~'~ n bu örnekte de ayr~~ yap~ld~~~~ anla~~l-maktad~ r.

Kar~~~ k birikim içinde bulunmu~~ ince, uzun boyunlu ba~'lar, muhak-kak yukar~da tan~ t~lan figürinler için yap~lm~~~ ba~'lard~ r. Figürinlerin yüzlerinde saç ve gözlerin konturlan çizgilerle verilmi~tir (Lev.19/5-7; 2 / 6,7).

Figürinler içinde bir ba~ka tipi, çok natüralist ~elcillendirilenler olu~-turmaktad~ r. Bunlarda kad~ nlar ayakta durmaktad~r ve kollar ya kalçalar~ n yan~na sark~t~lm~~~ (Lev.19/1; 2 I / ~~ ), yahut gö~üs önüne getirilmi~tir. Bu tiplerde steatopiji daha çok vurgulanm~~t~ r ve i~çilik de iyidir. Böylesi bir figürine ait oldu~unu dü~ündü~ümüz bir ba~'~ n ölçülerine bak~lacak olur-sa, figürinin boyu 25-30 cm. civar~ nda olmal~d~ r (Lev. 9/4; 2 I /5).

Do~al'a çok yak~ n tasvir edilen steatopik kad~n figürinlerinin yan~ nda, birkaç stilize idol de vard~r. Sa~lam durumdaki bir idolde ba~~ ve kollar basit ç~ k~nt~larla verilmi~, göbek bir delikle belirtilmi~~ ve belden alt taraf, dikdörtgen bir alan haline getirilmi~tir (Lev.2o/1 ; 22/1).Cinsiyet belli edil-memi~se de, bir kad~ n~ n söz konusu oldu~u tahmin edilebilir. Yass~~ idol-lerden bir ba~kas~n~ n, sadece belden üst k~sm~~ ele geçmi~tir ve bunda da ba~~ ve kollar küt sivriler halindedir (Lev.2o/2; 22/2). Üçüncü bir stilize kad~ n figürini, büyük olas~l~ kla oturan bir kad~ n~~ tasvir etmektedir (Lev.2o/3; 2 1 /4). Vücudun kal~nla~an alt yar~s~, yuvarlak kesitlidir ve ba~'~ n sopa ~eklinde yap~l~p, haz~ rlanan yuvas~~ içine sokuldu~u anla~~lmak-tad~r.

Pi~mi~~ topraktan bir ba~ka tam plastik buluntu, ortas~ nda dikine deli-~i olan, bir ayak tasviridir (Lev.2o/4; 22/3). Kar~~~ k birikimin alt~ ndaki katman içinden gelen bu ayak, olas~l~ kla bir figürinin baca~~na aplike edi-liyordu.

Yukar~da tarifini yapt~~~m~z insan figürinleri üç büyük gruba ayr~l-maktad~ r. Birinci grubu olu~turan figürinlerde, kad~ nlar do~ala yak~ n ~e-kilde, oturur pozisyondad~ r; organlar ayr~ nt~l~~ verilmemi~~ ve ba~lar ayn ya-

(8)

558 REFIK DURU

p~ld~ktan sonra omuzlar aras~nda aç~lan deli~e sokulmu~lard~r. Bu figürin tipleri ba~ka kaz~larda bulunmad~~~ndan, bunlar~~ ~imdilik H~5yücek ve ge-nel olarak Bucak yöresine özgü tipler olarak dü~ünüyoruz. Figürinlerden daha plastik ve özenli yap~l~p ayakta duru~~ pozisyonunda tasvir edilenleri ise, Hac~lar Bölgesi figürincili~inden tan~nmaktad~r. Bunlarda ba~'lar sopa biçimli de~ildir ve daha plastik ~ekilde yap~ld~ktan sonra, omuzlar aras~na yap~~t~nlm~~t~n Üçüncü tür stilize figürinler - idollerdir ve bunlar yine Höyücek'e has tasvirler gibi görünmektedirler.

Kar~~~k birilcimde bulunmu~~ pi~mi~~ topraktan bir hayvan protomu (Lev. 20/5), büyük olas~l~kla ba~ka bir esere, bir kaba 'aplike edilmi~ti.

Pi~mi~~ topraktan di~er eserler aras~nda, yuvarlak kaideli s~~~ bir kutu (Lev.23/1), küçük, derin bir kutu (Lev.23/2), kepçe (Lev.23/4) ve bir çömlek kapa~~~ bulunmaktad~r (Lev.23/3; 16/11). ~ki ucu sivrile~en, yu-murta biçimli, çok az pi~mi~~ kil topaklara-sapan tanelerine, yüzeyden ba~-layarak, inilen en derin düzeylere kadar her yerde, pek çok rastlan~lm~~t~r (Lev.23/5).

Kemik eserler: Kemik buluntular~n tümü, i~ne veya delici olarak kul-lan~lan aletler ve e~yalard~r (Lev.23/6,7).

Ta~~ eserler: Ta~~ eserler Höyücek'in en kalabal~k buluntu grubudur. Bunlar~n da hemen hemen hepisini, ta~~ baltalar-keskiler olu~turur. Keski-lerden 'o kadar~~ tarlalardan toplanm~~, daha sonra, kaz~lar~n son gününe kadar hemen her gün, bunlardan en az 6-7 tane bulunmu~tur. Keskiler 2-3 cm. den ~o cm.ye kadar çok farkl~~ büyüklüktedirler (Lev.24/5- ~~ o; 26/ 2-7). Bunlarla beraber, çok say~da iki ucunda delikleri olan boynuz parça-lar~~ da bulunmu~tur. Boynuzdan saplann birinin içinde ta~~ keski, in-situ durumundayd~~ (Lev.24/4; 26/ ~~ ).

Ta~~ eserler aras~nda tek örnek halinde olmak üzere, kenarlar~~ yonga-c~klar ç~kart~larak keskinle~tirilmi~, yass~~ disk biçimli bir kaz~y~c~~ vard~r (Lev.24/3).

Ta~~ buluntular içinde ilginç bir grup, boncuklar-din Boncuk taneleri-ne önce, üst kar~~~k birikimdeki yan~k kerpiçler içinde rastland~. Bunlar-dan baz~lar~, ye~ilin tonlannda bir ta~tan (Ye~im ?) yap~lm~~lar ve de~i~ik

~ekillerde biçimlendirilmi~lerdi. Bir tür çömlek formunu taklit eden ip

de-likli tanelerle, farkl~~ büyüldükteki yass~~ tanelerden olu~an bu kolyeye ait 16 boncuk bulduk (Lev.25/~~ ; 26/8). Daha definlerde de kolye taneleri de-.

(9)

H ÖY CIC EK KAZ I LARI- 989 559

vam etmektedir. Bu kez boncuklar kirli beyaz, gri, siyah veya kirli beyaz damarl~~ siyah ta~lardan yap~lm~~lard~~ (Lev.25/2-4; 27/1,2). Yass~, yuvarlak, iki ucu sivrile~en çift konik biçimli ve çok de~i~ik boydaki boncuklan, lev-halarda görüldü~ü gibi üç ayr~~ kolye halinde dizdik. Ancak bunlar~n,

ger-çekten kaç kolyeye ait olduklar~n~~ bilmemize olanak yoktur.

Mühürler: Höyücek üst kar~~~k birikim içinde, üçü ta~~ biri pi~mi~~ to-praktan 4 mühür ele geçmi~tir. Biri tüm ikisi k~r~k durumdaki ta~~ mühürlerin dörtgen biçimli bask~~ yüzeylerinde, çizgilerle yar~~ geometrik oluk desenler yap~lm~~t~r (Lev.2o/6-8; 22/4-6). Gevrek pi~irilmi~~ kilden ya-p~lm~~~ sonuncu mühürün, kavisli bask~~ yüzeyinde, karma~~k çizi desenler vard~r (Lev.2o/9; 22/7).

Sileks eserler: Her derinlikte silelcs ve obsidiyen dilgilerler, alt düzeylerde konik biçimli dilgi çekirdekleri bulunmu~tur. Dal parçal~~ katman içinde, çok dar alanlarda, bazen 20-25 dilgi çekirde~i birarada ele geçmi~tir.

Son olarak, Höyücek'te kaz~lardan önce yüzeyde bulunmu~, iki sileks eseri tan~tmak istiyoruz. Bunlardan birincisi, 1986 y~l~nda Burdur Müze-sinden meslekta~lanm~z taraf~ndan bulunmu~tur. Kirli beyaz renkli bir çakmak ta~~~ yongas~ndan yap~lan, yass~~ üçgen biçimli bu ucun kenarlar~, iki yüzden bask~~ yöntemiyle küçük yongalar ç~kart~larak inceltilmi~tir (Lev.24/2). 1988 de yapt~~~m~z yüzey toplamalannda taraf~m~zdan bulu-nan ikinci eser, bir dilgiden yap~lm~~~ m~zrak ucudur (Lev.24/1). Uc'un çe-kirdekten ayr~lan alt yüzü i~lenmeden düz b~rak~lm~~, üst yüzeyi ise, kesiti üçgen biçimini al~ncaya kadar, küçük yongac~ldar ç~lcart~larak i~lenmi~tir. Sö~üt yapra~~~ biçimli zarif m~zrak ucu, büyük olas~l~kla, ate~~ içinde kalm~~~ ve bu nedenle koyu gri bir renk alm~~t~r.

SONUÇLAR

1989 y~l~~ Höyücek kaz~lar~ , ilk mevsim olmas~na ve çok k~sa süre

çal~-~~lmas~na ra~men uemli ve ilginç buluntular vermi~tir. Ba~lang~çta,

höyü~ün en yüksek yen oldu~u için seçilen düzlüklerde aç~lan iki çuku-run, höyü~ün gerçek tepe kesimi olmamas~~ nedeniyle, stratigrafik durum saptanamam~~~ ve bu iki çukurda uzun süre y~~~nt~~ molozu içinde içinde çal~~~lm~~t~r. Daha sonra aç~lan üçüncü çukur, büyük olas~l~kla yerle~me yeri içine rastlam~~t~r. Ancak zaman kalmad~~~ndan, bu kaz~~ alan~nda faz-la derinle~ilememi~tir. Bu nedenlerle höyükte yap~faz-lanma süreci ve mimari geli~me saptanamam~~~ ve buna ba~l~~ olarak da, ele geçen küçük buluntu-lar~n eslcilik-yenilik ili~kileri anla~~lamam~~t~r. önümüzdeki y~llarda J/5 de

(10)

560 REFIK DURU

derinle~ilmesi ve J/6 karesinin de aç~lmas~yla, yap~~ kal~nt~lann~n saptana-ca~~n~~ umuyoruz. Esasen J/7 alan~n~n kuzeydo~u kö~esindeici baz~~ kerpiç dizilerinin, düzenli bir mimariye ait olmas~~ çok muhtemeldir. Kaz~lar s~ra-s~nda, J/7 ve 8 alanlar~nda yatay tabakala~man~n ba~lad~~~~ -1.5o m.lerden sonra, yap~~ kal~nt~lar~n~n bulunmas~n~~ bekliyorduk. Ancak yukar~da belirt-ti~imiz gibi bu seviyelerde ta~~ veya kerpiç mimarl~k izleri yerine dal parçalar~~ bulduk ve bunlar~n yap~la~ma ile ilgisini anlayamad~k. Burada sadece dal-saz kulübelerin yap~lm~~~ oldu~unu hiç sanm~yoruz.

Geçici olarak, kar~~~k birikim ve dal parçal~~ katmanlar olarak, ikiye ay~rd~~~m~z düzeylerden gelen buluntular, birbirinden çok farkl~~ de~ildir. Keramik'de bu durum aç~kça görülmektedir. Azalma-ço~alma, baz~~ biçim farkl~l~klar~~ veya baz~~ özgün uygulamalar~n bir katmanda olup di~erinde olmamas~~ gibi saptamalar~n, çok sa~l~kl~~ olaca~~n~~ sanm~yoruz. Geni~~ alan-lar~n kaz~lmas~~ halinde, hiç olmazsa söz konusu derinliklere kadar olan yerle~melerin ve kültürlerin, çok farkl~~ karakterde olmad~~~n~n anla~~laca~~-n~~ dü~ünüyoruz. Bugün için söylenebileceklerin ba~~nda, keramik yap~-m~nda Höyücek'e has baz~~ çok özgün uygulamalar~n —A~~zda kabartma bandlar ve kabartmal~~ keramik gibi—, daha do~rusu çok de~i~ik bir çömlekçilik gelene~inin mevcut oldu~udur. Bu uygulamalar~n baz~lann~,

~imdilik Kuruçay Höyü~ü d~~~nda hiçbir yerden tan~m~yoruz. Dudak içi

tutamaklar~~ (Lev. o/1-3), Kuruçay Neolitik ve Erken Kalkolitik Ça~~ (EKÇ) katlannda bir kaç örnek vermi~tir (Duru 1988, s.659 v.d., Lev.22/4-6; 31 /4.-6) 2. Çanaldann a~~zlar~nda k~sa dikine kabartma ç~k~nt~~ uygulamas~, Ku-ruçay'~n EKÇ yerle~melerinde (8. yap~~ kat~), yaln~z bir kap üzerinde görülmü~tür. Bir-iki benzerlik, do~ald~r ki, bu tiplerin Burdur Bölgesinde yerli yap~mlar oldu~unu göstermez. Büyük bir olas~l~kla bunlar Bucak yöresinin malland~r ve buradan herhangi bir ~ekilde kuzeye götürülmü~~ olmal~d~rlar.

Üzeri çentik veya noktayla süslenmi~~ kerami~in benzerlerine ~imdiye kadar birkaç yerde rastlan~lm~~t~r 3. Bu mallar~n nerede yerli yap~m

olduk-lar~~ konusunda, bir~ey söylemek mümkün de~ildir.

2 Karain'de bulunan bir çömle~in a~z~n~n iç taraf~nda tutamak vard~r (bk. Seeher,

Jurgen, "Antalya yak~nlar~nda Karain Ma~aras~ndaki Kalkolitik Ça~~ buluntular~ ",

V.Ara~t~r-ma Sonuçlar~~ Toplant~s~, 11, Ankara, 1988, Resim 5/1). Meslekta~~= Dr.Seeher bu parçay~~

EKÇ veya belki hemen sonras~ na ait gibi görmek istiyor. Bu parçan~n bizim ilgilendi~imiz mallarla benzerli~i aç~kt~r.

3 Hac~lar I. kat (Mellaart 1970 b, Lev.CX/5; Fig. 109/24), Afrodisias GNÇ (?) (jou-kowsky 1986, Fig.375/1) ve Demircihüyük'te (Seeher 1987, Lev. 21/ 1-10) bulunan çentik

(11)

FlöYeC EK KAZILARI- ~~ 98g 56 ~~ Keramik içinde küçük bir grup olu~turan, k~rm~z~~ boya astarl~~ veya aç~k bej astar k~rm~z~~ boya bezekli keramik türü, çok büyük olas~l~kla Bur-dur Bölgesinden ithal edilmi~~ veya Bucak yöresinde Kuzeyli ustalar tara-f~ndan üretilmi~lerdir. Höyücek'te halka diplerin kenanna üçgen pencere-ler açma usulü, Kuruçay ve Hac~lar EKÇ kerami~inde de görülmü~tür (Duru 1988, Lev.27/4,5; Mellaart 1970 b, Fig.33o/32). Höyücek'in oval ka-r~nl~, sivrile~en ak~tacakl~~ kab~n~n (Lev.9/9; 16/1o) benzerine, Hac~lar ii. kat buluntular~~ aras~nda rastlanmaktad~r (Mellaart 1970 b, Lev. LXXVIII/ 5). Höyücek'in sözü edilen kerami~i, boya bezeme, biçim ve di~er baz~~ aynnt~lar göz önüne al~ n~rsa, Hac~lar V-II ve Kuruçay ~~ -8. kat kerami~iy-le tam bir parakerami~iy-lellik içindedir.

Pi~mi~~ topraktan yap~lm~~~ ayakta duran kad~n figürinleri, ~ekil ve es-pri bak~m~ndan, Burdur Bölgesinin Geç Neolitik ve EKÇ insan figürinleri-nin benzerleridir (Duru 1984, Lev.14/ ~ ; Mellaart 1970 b, Fig.24o).

Höyücek kerami~ini ilk kez tan~tan James Mellaart, yaz~lannda Bucak Bowl ad~n~~ verdi~i bir kap tipinden söz etmektedir (Mellaart 1970 a, s.146). Biz bu deyimle hangi tür kerami~in ve kaplar~n kastedildi~ini bil-miyoruz. Hac~lar yay~n~nda verilen bir referansa göre, derin, yuvarlak pro-filli çanaklarla, omurgal~~ tabaklar, Bucak Bowl'Iar olmal~d~r (a.y., s.114, Fig. 50/ 13; 70/22-24). Bu tipte omurgal~~ tabaklar, Kuruçay'~n Neolitik ve EKÇ katlannda da oldukça bol ~ekilde bulunmu~tur (Duru 1988, Lev.2o; 2 I ; 30).

K~sa süreli kaz~m~zda, kabartmal~~ keramikten de~i~ik motifi 30 kadar parça bulduk. Cepheden tasvir edilen stilize insan figürini, bu tür bezeme-nin çok olgun örneklerinden biridir. Kuruçay ve Hac~lar'da baz~~ kabart-mal~~ keramik parças~~ bulunmu~~ olmakla birlikte, bu teknik Burdur Bölge-sinde Neolitik ve EKÇ de hiç de sevilen bir süsleme yöntemi olmam~~t~r.

Höyücek mühürleri ~ekil ve bask~~ yüzeyindeki desenleriyle Hac~lar II mühürlerinin tam paralelleridir (Mellaart 1970 b, Lev.CXIX/a-d; Fig.187/ 1-4). J.Mellaart'~n "pseudo-seal" olarak isimlendirdi~i kil mühürlerin ben-zeri de Höyücek'te bulunmu~tur (Kr~. Lev.2o/9; 22/7; Hac~lar, a.y. Lev.CXIX/f-g; Fig.187/ 9, I o).

Pi~mi~~ toprak buluntular aras~ndaki yuvarlak kaideli s~~~ tabak-masa-n~n (Lev.23/ ~ ) çok yak~ n bir paraleli Hac~lar V. katta ele geçmi~tir (a.y.Fig.6o/27).

(12)

562 REFIK DURU

Buraya kadar söylediklerimizle, Höyücek'te kaz~larda ele geçen malze-me, her ne kadar stratigrafik sistem içine oturtulam~yorsa da, buluntular~n hemen tümünün Burdur Bölgesi ile kar~~la~t~nlmas~~ sonunda bu katman-lardan gelen malzemenin a~~rl~kl~~ olarak EKÇ'ye tarihlenmesi gerekti~i anla~~lmaktad~r.

Baz~~ eserlerin, örne~in oturan kad~n figürinleriyle yass~~ idollerin Hac~-lar ve Kuruçay'da bulunmam~~~ olmas~, bunHac~-lar~n sadece yerel yap~mHac~-lar ol-mas~ yla m~~ aç~klanmal~ d~r? Yoksa Burdur Bölgesi kültürlerince tan~nma-yan figürin tipleri, Hac~lar ve Kuruçay EKÇ yerle~melerinin y~k~lmas~ndan sonraki bir evreye mi aittirler? Oturan kad~n tasvirine Kuruçay'da sadece Geç Kalkolitik Ça~~ yerle~melerinin en eski yap~~ kat~~ olan 6 A'da rastlan-mas~, Höyücek buluntular~~ için çok sa~lam bir analojik belge say~lmayabi-lir (Duru 1987, Res.17/5; 18/6). Ancak sanattaki yozla~ma ve basitle~me e~ilim süreci, bu tiplerin EKÇ sonras~~ ve GKÇ öncesi bir ara evreye ait olmas~~ ihtimalini akla getirmektedir. Acaba Burdur Bölgesinden tan~nma-yan baz~~ özellikler, geni~~ bir co~rafi bölge olarak, Burdur Göller Yöresinin Orta Kalkolitik olarak isimlendirilebilecek bir kültür basama~~na m~~ kon-mal~d~r? Bu öneriyi ~imdiden yapmak istemiyor ve önümüzdeki kaz~~ mev-simlerinde bu konuya ait belgelerin ço~alaca~~n~~ umuyoruz.

Yüzey buluntusu olan ve bask~~ yöntemiyle i~lenmi~~ sileks uçlar~n, höyü~ümüzün daha alt katlar~ndan yüzeye ç~kt~klan tahmin edilebilir. Bunlar~n yap~m yöntemleri, Burdur Bölgesi ta~~ i~çili~ine tamamiyle ya-banc~d~r. Bask~~ yöntemiyle yongalar ç~kart~larak yap~lm~~~ bir ok ucu Ku-ruçay'da bulunmu~~ olmakla birlikte (Duru 1980, Lev.45/4), bu teknik ve genelde sileks endüstrisi, Burdur çevresinde hiç yayg~nla~mam~~t~r. Bunlar~~ Konya Ovas~~ Erken Neolitik ta~~ i~çili~iyle mukayese etmek çok daha do~-n~~ olmal~d~r (Bialor 1962, Fig.3/1; 7/1,2). Bu eserleri Erken Neolitik Ça~a tarihlersek, o zaman höyü~ümüzün alt katlannda Neolitik Ça~~n ba~lar~na kadar geri gidecek yerle~melerin bulundu~unu kabul etmek gerekecektir. Höyücek lcaz~lann~n önümüzdeki y~llarda Burdur Göller Bölgesinde çok iyi bilinmeyen Erken Neolitik kültürün baz~~ basamaklanyla EKÇ sonras~~ ça~lar hakk~nda ayd~nlat~c~~ bilgiler verece~ini umuyoruz.

Ocak ~~ ggo Yazarlar Sokak 2/6 81070 Suadiye — ~stanbul

(13)

B~BLIYOGRAFYA VE KISALTMALAR

Bialor, Perry A., "The Chipped Stone Industry of Çatal Höyük", Anatolian 1962 Studies XII, s.67-1 ~~ o.

Mellaart, James, Excavations at Hac~lar 1, Edinburgh 1970 a

Mellaart, James, Excavations at Hac~lar ~~, Edinburgh 1970 b

Duru, Refik, Kuruçay Hilyi~~i~. Kaz~lan, 1978-1979 Çal~~ma Raporu, ~stanbul 1980 (Anadolu Ara~t~ rmalar~-Ek yay~n 2)

Duru, Refik, "Kuruçay Höyü~ii Kaz~lan. 1985 Çal~~ma Raporu", Bel/elen 1987 LI/199, s.305-313.

Duru, Refik, "Kuruçay Höyü~ü Kaz~lar~. 1986-1987 Çal~~ma Raporu", 1988 Bel/elen LII/ 203, s.653-666.

Joukowsky, M.S., Prehistoric Aphrodisias H, Court-St-Etienne-Belgium 1986

Seeher, Jurgen, Demircihiiyiik III, L Die Keramik I, Mainz. 1987

(14)

HOYOCEK EXCAVATIONS, 1989*

(Summary)

With the completion in 1988 of our excavations at the mound of Ku-ruçay first begun in 1976, the first phase of our investigations in the Bur-dur region was brought to an end. As of 1989 we have begun excavation at the mound of Höyücek near the town of Bucak. The mound lies 35 km. south of Burdur, immediately beside the road from Burdur to Antal-ya. It is about 120 m. in diameter, rising about 3.5 m. above the level of the plain, a modest and gently sloping mound (Pis. ; 2). Due to its situ-ation in the bowl-like configursitu-ation of the plain of Bucak, we can estimate a fili of at least three or four meters of erosion deposited over the centuries since the habitation of the mound; the true depth of cultural deposit may well represent some six or seven meters.

Excavation began in Squares J/5, 7, and 8 at the summit of the mound and reached a depth of 2.5 m. by the end of the campaign (Pls.3-7). In the uppermost one to one-and-a-half meters we encountered much bumed mudbrick and rubble. Within Square J/7 it became clear that this ama had formed the south slope of the settlement mound (P1.4/1). Aside from a few stone foundations and lines of mudbrick (P1.5/ ~ ), no ar-chitecture to speak of came to light in these disturbed upper levels. In squares J/7 and 8 we reached horizontal layers in the stratigraphy at a depth of about 1 .5o m. From this level downward layers of f~ne ash and great quantities of decomposed wooden shafts or branches began to ap-pear. Although we encountered these wooden remains in the stratigraphy to the deepest levels we reached, no architectural association was apparent (Pls.4/2; 5/2; 7).

THE F~NDS

Despite the apparent lack of architecture, a great quantity of pottery and small finds was recovered. Because the great majority of these came from the disturbed levels near the surface, chronological interpretation is diff~cult. For presentation here we have separated the finds of the deeper strata (characterized by the wooden remains) from the finds recovered in the disturbed layers of the upper one-and-a-half meters.

* My warmest thanks are due to my colleague Jean D. Carpenter Efe, who translated the summary of the excavation report into English.

(15)

HOYOCEK EXCAVATIONS 565

Pottery: Three different types of pottery appear in the upper layers. The first of these is brownish-gray ware, self-slipped and bumished. A most outstanding characteristic of vessels in this ware are vertical bands -- thickenings in the wall near the vessel rims sometimes three or four centimeters thick in profile (Pls.g/5-8; ii / ; 17). These bands appear sometimes only on a single surface of the vessel, but in other instances on both the interior and exterior near the rim; the vessel walls tend to be broken below these thickenings. These bands most probably represent a kind of reinforcement; the potter may have added strips of clay to weak joints in the vessel wall where two slabs of clay were bonded. The pottery repertory of this ware, including base and lug forms, is presented on Plates 8 through 11 and 12/5-7. Some vessels of this very distinct type boast relief omament (Pls.13; 18/1-4). The second type of pottery is a coarse ware decorated with pointille and notching 2/12-15; 18/5-8). Dark-faced, the ware is quite coarse in texture with the su~faces left un-burnished. The third and final pottery type (P1.12/8-11) resembles the wares with red painted ornament on a pale ground, so widespread in the Burdur region,known in the Early Chalcolithic phases of both Hac~lar and Kuruçay Höyük.

The pottery from the lower strata where the wooden remains occur (Pls.14; 15) is indeed not very different from the types described above. Here, however, the first two types -- the variety with thick vertical bands at the rim and that with pointille or notched decoration-- are more poorly represented, whereas the third --the Hac~lar painted pottery-- becomes in-creasingly more common in the lower levels.

Small finds of clay: A good number of human figurines have been re-covered. Some of these are steatopygic representations of seated women (Pls.19/2,3; 21/2,3) Here the heads were separately formed on a peg which was inserted into a hollow between the shoulders (Pls.19/5-7; 21/ 6,7). Other figurines depict standing females with the arms either across the breast or hanging at their sides (Pls.~~ 9/1; 21/1). These latter display more normal proportions. Finally, there is a type of extremely stylised idols (Pls.2o/1-3; 21 /4; 22/1,2).

Other clay finds include seals (Pls.20/6-9; 22/4-7); boxes or miniature tables (P1.23/1,2); spoons (PI.23/4); lids (P1.23/3); and elongated balls pointed at the ends, probably sling pellets (P1.23/5).

Stone artifacts: Nearly loo examples of axes and chisels were found (Pls.24/4-1 o; 26/ 1 -7), one of these recovered in situ in a haft of antler

(16)

566 REF~K DURU

(Pls.2414, 26/1). Other stone objects include a flat disc-shaped scraper (Pls.24/3) and a great quantity of beads, the latter from various levels. One group of beads found together we have illustrated str~~ ng as a neck-lace (Pls.25; 26/8; 27).

Tools of chipped stone: Blades of flint and obsidian were plentiful. Two flint points among the surface finds are most striking; these exhibit pres-sure-flaking (P1.2411,2).

CONCLUSIONS

A thorough analysis and dating of the finds is difficult with so little stratigraphy yet known. We can say, however, that the pottery, as well as the small finds, displays enough homogeneity to suggest the passage of relatively little time between the earliest and the latest artefacts. The pot-tery and figurines displaying a close relationship with other sites in the Burdur region clearly belong to the Early Chalcolithic Period. Certain dis-tinct characteristics among the pottery and figurines foreign to these other contemporary centers might be interpreted as independent traits local to the vicinity of Bucak.The vertical bands at the vessel rims and the relief ornament on these vessels, the seated female figurines, and the flat idols appear to be proper to Höyücek. The fact that these three latter have been found neither at Hac~lar nor at Kuruçay, suggests that that at least these finds may even represent a subsequent phase, a Middle Chalcolithic Period. The pressure-flaked points, on the other hand, recalling the chip-ped stone industry of the Early Neolithic Period in the Konya Plain rat-her than any local finds, suggest that perhaps very early phases of the Neolithic may exist in the lower levels of the Höyücek mound.

(17)

Refik Duru ISPA WRIIVR° T.4 :: ~": •'.'... '"' P( ..1LKAY B....,..§...` 1.4 ATA .' '' lo 3 14 15 I

,

IIIIIIII

II

1111111111P

111111111 t2 HÖK~CEK 1989 O 30

(18)

Refik Duru

Levha 2/1 — Höyü~ün güneyden görünü~ü

(19)

Levha 3, ~~ — Kaz~~ alanlar~~ (Kuzeyden)

(20)

Refik Duru

Levha 4/ — J/7 çukurunun kuzeydo~u kö~esi

(21)

Refik Duru

5

Levha 5/1 — J/5 çukuru ve ta~~ temel

(22)

4 ±0 -1.00m -2.00 • +0 3

Dal parcalar~~ Yüzey topra ~~~

—1.0

2

-1.00m__

? 00m Refik Duru

Yan~ k toprak Dolga 3

$41.1

KerpI c Kot katman

(23)

±0 -1.00n1. .«B. «M~~ — - -2.00m Refik Duru 1.00m •• 2.00m.

1

±0 —11Ner- me. 2 3

1

2

g>4

Dal parcalar~~ Yüzey topra~~~

.•;

:••••••••!Y

;

*

"

Yan~ k toprak Dolgu

14;1

Kerpia

Kt

katman

Levha 7 — Kesitler — 1.00m

(24)

Refik Duru

CU

5

Levha 8 — est kar~~~ k birikimin kerami~i

4

(25)

6 9 10 Refik Duru 3 I 2

Levha g — Üst kar~~~ k birikimin kerami~i

5

21

4

(26)

Refik Duru

cU:

4 5 7 10 11

(27)

Refik Duru

Ezssl

3

(28)

Refik Duru 2 3 4 12 13 5 9 6 10 11 - . . 14 15

Levha 12 — Üst kar~~~ k birikimin kerami~i

(29)

' 2 3 5 6 7 9 10 11 12 13 4 Refik Duru

(30)

2 4 Refik Duru 3 5 6 8 9 10

(31)

Refik Duru

CJ

t 2 4 5 7 6 9

(32)

9 7 3 10 11 4 Refik Duru

1111 IIII

(33)

10

7 4 , 5 9 Refik Duru

I~~

IP 11111

2 3

(34)

Refik Duru

6

8

7

3

(35)

Refik Duru 1 2 4 3 7

fJ

(36)

Refik Duru 1 2 3 5 4 7 8 9

(37)

Refik Duru

2

5 7

Levha 2 1 — Figürin ve figürin ba~lar~~ 6 3

(38)

Refik Duru 2 1 3 4 5 6 7

(39)

Refik Duru _ 2 4 5 6 3 7

(40)

Refik Duru

1 2 3 5 6

LO

7 8 4 10

(41)

1 3 4 L..r",__X'1_f--1--rZ_r1 2 Refik Duru Levha 25 — Boncuklar-kolyeler

(42)

Refik Duru 4 3 2 1 5 8

(43)

Refik

Duru

(44)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada Platon’un idealar evreni fikri ile metafiziği, toplumsal sorunlara bir çözüm yöntemi olarak geliştirmesi neticesinde inşa ettiği ve hem devlet

O kadar ki, mecmuanın imtiyaz sahibi Ab- dullah Ziya bir gün Akademi'de bizlere (biz o zaman mimari atölyesi öğrencisi idik) gerekirse paltomu satarım mecmua yine de yürür

Gelişmiş E-mail özelliği sayesinde kayıt cihazı; video görüntü kaybı, alarm, besleme kaybı, hareket algılama, Hard Disk ısınması gibi olaylar karşısında 3 değişik

• Sol sayfada yazılan özelliklere ilaveten, lazerli modellerde kesim daha hassas bir şekilde yapılmaktadır.. • Lazer ışını, seramiğin nereden kırılacağını

içindeydi. Bu nedenle, sözkonusu stratejik zemin üzerinde oluflan Ameri- kan-Rus ittifak›n›n içinde o da yer al›yordu. Dolay›s›yla, bölgede bir Ame-

Ahşap, alçı vb yüzeyler, mobilyalar, antik mobilya restorasyonları, pirinç veya bakır yüzeylerin dekorasyonu için ve dış cephe altındaki metal yüzeyler,

Batı Trakya, geçmişten günümüze birçok devletin hâkimiyeti altında bulunan, 1923 Lozan Barış Antlaşması’ndan bu yana da resmi adı “Helen Cumhuriyeti”

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet