• Sonuç bulunamadı

Turistlerin güvenlik algısı üzerine bir alan araştırması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Turistlerin güvenlik algısı üzerine bir alan araştırması"

Copied!
109
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURİSTLERİN GÜVENLİK ALGISI ÜZERİNE BİR ALAN

ARAŞTIRMASI

İsa BAYHAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ankara

Haziran, 2014

(2)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ... (….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : İSA

Soyadı : BAYHAN

Bölümü : TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : TURİSTLERİN GÜVENLİK ALGISI ÜZERİNE BİR ALAN ARAŞTIRMASI

İngilizce Adı: A FIELD STUDY ON SAFETY PERCEPTION OF TOURISTS

(3)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: İsa BAYHAN İmza :

(4)

Jüri Onay Sayfası

İsa BAYHAN tarafından hazırlanan “Turistlerin Güven Algısı Üzerine Bir Alan Araştırması” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

Turizm İşletmeciliği Eğitimi, Gazi Üniversitesi………

Üye: Doç. Dr. Ahmet TAYFUN

Turizm İşletmeciliği Eğitimi, Gazi Üniversitesi………

Üye: Doç. Dr. Serdar Tarakçıoğlu

Turizm İşletmeciliği Eğitimi, Gazi Üniversitesi………

Tez Savunma Tarihi: 08/07/2014

Bu tezin Turizm İşletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Adı Soyadı

(5)

TEŞEKKÜR

Bu çalışma turistlerin güvenlik algılamalarını ve bu algılamaların tercihleri ile memnuniyet düzeylerindeki etkilerini belirlemek amacıyla yapılan bir lisansüstü çalışmasıdır.

Öncelikle aileme, ardından çalışmam boyunca bana sabırla öğreten hocam Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN’e teşekkür ediyorum.

İlkeli ve erdemli eğitimciliğiyle binlerce genç öğretmen adayına örnek olduktan sonra ebediyete intikal etmiş rahmetli hocam Yrd. Doç. Dr. Eriman TOPBAŞ’ı saygıyla anıyorum.

(6)

TURİSTLERİN GÜVENLİK ALGISI ÜZERİNE BİR ALAN

ARAŞTIRMASI

İsa BAYHAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran, 2014

ÖZ

Turizm, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla önemli bir sektördür. Turistik ürün üreticileri turizmi tüm farklı boyutları ve unsurlarıyla ele almak zorundadır.

Bu araştırmanın amacı yerli ve yabancı turistlerin güven algılamalarında etkili olan unsurları belirleyip bu unsurların Türkiye’de turizm faaliyetlerine dahil olurken edindikleri güvenlik algılarında ne düzeyde etkili olduğunu ölçmektir.

Alan araştırması, 2012 Haziran-Eylül dönemi içerisinde, Türkiye’de turizmin yoğun olarak yaşandığı illerden biri olan Muğla ilinde yapılmıştır. 22 soruluk bir anket yardımıyla tesadüfi örneklem yoluyla oluşturulan 412 kişilik örneklem grubu incelenerek; Muğla ilini ziyaret eden turistlerin yaş, cinsiyet, eğitim durumu vb. demografik özellikleri ile güvenlik algılamaları ve tatminleri arasındaki ilişkiler ifade edilmeye çalışılmıştır. Çalışma, nicel araştırma modellerinden tekil tarama ve ilişkisel tarama modeline uygun olarak düzenlenmiştir. Betimsel olarak, turistlerin demografik özellikleri ve güvenlik algılarına dair ölçümleri gerçekleştirilmiştir. İlişkisel modele göre ise, güven algısı ve önem düzeyinin seçilen demografik özelliklerle ilişkisi, tekrar gelme istekleri ile geliş sayıları arasındaki ilişki, haklarının korunacağına olan inançları ve gelme amaçları ile medeni durumları arasındaki ilişki ölçülmüştür.

Çalışma neticesinde 2012 yılında Muğla’ya gelen turistlerin güvenlikle ilgili sorun yaşadıklarında kendilerine sunulan çözümlerden memnun oldukları, fakat sorun yaşamadan önce sahip oldukları güvenlik algısının bu memnuniyet oranından düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca turistlerin yarısından fazlasının Muğla’ya tekrar gelmeyi düşünmesi, buna rağmen bu orana yakın tekrar gelip gelmeme konusunda kararsız insan olması kararsız oranın tercihlerini etkileme konusunda çalışmalar yapılmasının gerekli olduğunu göstermiştir.

Bilim Kodu: 1169. Anahtar Kelimeler: Turizm, Güvenlik, Algı. 106 Sayfa. Danışman: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

(7)

A FIELD STUDY ON SAFETY PERCEPTION OF TOURISTS

İsa BAYHAN GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES June, 2014

ABSTRACT

Tourism is a significant sector with its economic and social dimensions. Touristic product manufacturers have to handle tourism with all of its different dimensions and elements.

Purpose of this study is to determine the elements influential in safety perceptions of domestic and foreign tourists, and to measure the effectiveness level of these elements in their safety perception acquired as included in tourism activities in Turkey.

A field study was conducted in Mugla, one of the towns in Turkey where tourism is experienced intensively in Turkey. A sampling group of 412 individuals formed by incidental sampling way with the aid of a survey of 22 questions was examined; and relationship between demographic characteristics, such as age, gender and educational level and safety senses and satisfaction of tourists visiting Mugla province were expressed. The study was arranged according to single screening and relational screening model, among quantitative research models. According to descriptive model, on the other hand, relationship between safety perceptions and significance level with the selected demographic characteristics, and relationship between revisit wishes and number of visits, and relationship between belief in the protection of their rights and visiting purposes and marital status were measured.

It was observed at the end of the study that tourists visiting Mugla in 2012 were satisfied about the solutions presented to them when they had problems about safety however safety perception owned prior to the experienced problem was lower than the rate of this satisfaction. Furthermore, more than half of the tourists considered visiting Mugla once again, and a number of tourists close to this ratio were indecisive to revisit, and this fact showed that studies must be conducted to influence the preferences of this indecisive ratio.

Science Kode: 1169. Key words: Tourism, Safety, Perception. Page Number:106. Supervisor: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... vi

ABSTRACT ... vii

TABLOLAR LİSTESİ... xi

KISALTMALAR LİSTESİ ... xiii

1. GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 2 1.2. Araştırmanın Amacı ... 6 1.3. Araştırmanın Önemi ... 7 1.4. Varsayımlar ... 8 1.5. Sınırlılıklar ... 9 1.6. Tanımlar ... 9

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇE ... 11

2.1.TURİZM SEKTÖRÜ VE GÜVENLİK ... 11

2.1.1. Hizmetler Sektöründe Turizm Faaliyetleri... 11

2.1.1.1. Hizmet Sektörü ve Önemi ... 12

2.1.1.2. Hizmetler Sektörü İçinde Turizm ve Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri ... 13

2.1.2. Güvenlik Kavramı ... 15

2.1.2.1. Siyasal Anlamda Güvenlik ... 15

2.1.2.2.Sosyolojik Anlamda Güvenlik ... 17 viii

(9)

2.1.2.3.Bireysel Anlamda Güvenlik ... 18

2.1.3. Turizm ve Güvenlik ... 19

2.1.3.1. Turizm ve Güvenlik İlişkisi ... 19

2.1.3.2. Turizm Faaliyetleri İçin Güvenliğin Önemi ... 22

2.1.4. Turizmde Güvenlik Algısının Şekillendiği Başlıca Alanlar ... 24

2.1.4.1. Havaalanlarında ve Sınır Kapılarında Güvenlik ... 27

2.1.4.2. Yol güvenliği ... 28

2.1.4.3. Otelde Güvenlik ... 29

2.1.4.4. Gıda Güvenliği ... 30

2.1.4.5. Sokakta Güvenlik ... 32

2.1.4.6. Terörizm ... 33

2.1.4.7. Kamu Hizmetlerinde Güvenlik ... 37

2.1.4.8. Ekonomik İlişkiler ve Güvenlik ... 39

2.2. GÜVENLİK OLGUSU VE TURİST DAVRANIŞINI BELİRLEYEN ETMENLER ... 41

2.2.1. Turizm Talebinin Özellikleri ve Tüketici Davranışları ... 41

2.2.2. Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Bir Faktör Olarak Güvenlik .. 44

2.2.2.1. Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Ekonomik Faktörler ... 46

2.2.2.2. Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Demografik Faktörler ... 48

2.2.2.3. Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Psikolojik Faktörler ... 50

2.2.2.4. Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Sosyal Faktörler ... 50

2.2.2.5.Turizmde Tüketici Tercihlerini Etkileyen Diğer Faktörler ... 52

2.2.2.5.1. Kitle İletişim Araçları ... 53

2.2.2.5.2. Sosyal Medya ... 54

3.YÖNTEM ... 57 ix

(10)

4. BULGULAR ve YORUM ... 62

4.1. Genel Bilgiler ve Veri Analizi...62

4.2. Hipotez Testleri...69

5. SONUÇ ve ÖNERİLER ... 81

KAYNAKÇA ... 87

EKLER...94

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Anket sorularının güvenilirliğe etkileri ... 60

Tablo 2. Turistlerin cinsiyetlerine göre dağılımı ... 62

Tablo 3. Turistlerin yaş gruplarına göre dağılımı ... 63

Tablo 4. Turistlerin medeni durumlarına göre dağılımı ... 63

Tablo 5. Turistlerin öğrenim durumlarına göre dağılımı ... 64

Tablo 6. Turistlerin ülkelere göre dağılımı ... 64

Tablo 7. Turistlerin Muğla’ya geliş amaçlarına göre dağılımı ... 64

Tablo 8. Turistlerin Muğla’ya geliş sayılarına göre dağılımı ... 66

Tablo 9. Turistlerin güvenlik açısından bir sorunla karşılaşma durumlarına göre dağılımı ... 66

Tablo 10. Turistlerin, sorunlarının çözümlenme durumuna göre dağılımı ... 67

Tablo 11. Sorunları çözümlenen turistlerin çözümden tatmin olma durumlarına göre dağılımı ... 67

Tablo 12.Turistlerin Muğla’da güvenlikleri ile ilgili bir sorunla karşılaşırlarsa haklarının korunacağına inanma durumlarına göre dağılımı………...68

Tablo 13. Turistlerin Muğla’ya tekrar gelmeyi düşünme durumlarına göre dağılımı .... 68

Tablo 14. Turistlerin Güvenlik Algısının Cinsiyetlerine göre Karşılaştırılması ... 69

Tablo 15. Turistlerin Güvenlik Algısının Yaş Gruplarına göre Karşılaştırılması ... 71

(12)

Tablo 16. Turistlerin Güvenlik Algısının Öğrenim Durumlarına Göre Karşılaştırılması72 Tablo 17. Turistlerin Güvenlik Algısının Medeni Durumlarına Göre Karşılaştırılması 73 Tablo 18. Turistlerin Güvenliğe Verdikleri Önemin Cinsiyetlerine Göre Karşılaştırılması ... 74 Tablo 19. Turistlerin Güvenliğe Verdikleri Önemin Medeni Durumlarına Göre Karşılaştırılması ... 76 Tablo 20. Turistlerin Güvenliğe Verdikleri Önemin Öğrenim Durumlarına Göre Karşılaştırılması ... 77 Tablo 21. Turistlerin Güvenliğe Verdikleri Önemin Yaşlarına Göre Karşılaştırılması . 78 Tablo 22. Turistlerin Güvenliğe Verdikleri Önem ve Muğla’ ya Tekrar Gelme Durumlarının Karşılaştırılması ... 79

(13)

KISALTMALAR LİSTESİ

A.B.: Avrupa Birliği

A.B.D.: Amerika Birleşik Devletleri

ANOVA: Analysis of variance (Varyans analizi)

A.T.M.: Automatic Teller Machine (Otomatik Vezne Makinası) A.T.O.: Ankara Ticaret Odası

D.S.Ö.: Dünya Sağlık Örgütü

H.A.C.C.P.: Hazard Analysis and Critical Control Points (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları)

MOB.E.S.E.: Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu

S.P.S.S.: Statistical Package for the Social Sciences (Sosyal Bilimler için İstatistik Programı)

T.R.T.: Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu U.S.A.K.: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Y.Ö.K.: Yüksek Öğretim Kurumu

(14)

1.

GİRİŞ

Turizm sektörü; turistlerin ikamet ettikleri yerlerden ayrılmaları ile başlayarak tekrar aynı yere dönmelerine kadar geçen süre içinde ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri sağlayan faaliyetler ve bunları destekleyen diğer mali sistemlerdir. Dünya turizm gelirleri, dünyada turist sayısında gözlenen artış ve bu sektörün ekonomilerde oluşturduğu istihdam olanakları sektörün büyüklüğünü ve önemini göstermektedir.

Seyahat etmek hakkından yararlanan bireylerin mutlaka bu seyahatten beklentileri vardır ve memnun olma düzeyleri bu beklentilerinin ne kadar karşılandığı ile orantılı olacaktır. Bu yüzden, turistik talebi oluşturan bireylerin beklentilerinin karşılanması önemlidir. Seyahatini sağlıklı ve güvenilir ortamlarda huzur içinde gerçekleştirip olumlu izlenimlerle ülkesine dönmek, turistik ürün ve hizmetlerden yararlananların seyahatlerine yönelik beklentilerin en önemlilerindendir. Bunun için de turizm sektöründeki turistik hareketlerin sağlığı ve güvenliği riske atmayan koşullarda yapılması gerekir. Turizm sektöründe sunulan hizmetin kalitesi önem taşımaktadır. Serbest piyasa ekonomisinde pek çok sektörde olduğu gibi rekabete dayalı turizm piyasasında da güvenlik kalitenin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Turizm sektörü ülke ekonomilerine sağladığı katkılar ile kalkınma politikaları ve gelişme politikalarında önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, turizm talebindeki artış ve hareketliliğinin sürekliliğine önem verilmektedir. Turizm potansiyelinde bu amacı gerçekleştirmeye yönelik stratejilerden biri de ülke hakkındaki düşüncelerde olumlu bir algı ve izlenim oluşturulmasıdır. Turistlerin seyahat ettikleri ülke ile ilgili algılamalarında belirleyici olan birçok unsur vardır. Bunlardan biri de güvenlik konusudur.

(15)

1.1. Problem Durumu

Turizm faaliyetlerinin oluşması için gerekli unsurlardan birisi güvenliktir. İnsan doğasının en önemli gereksinimlerinden birisi kendini güvende hissetme ihtiyacı olduğu için güvensiz koşullar altında turizmden bahsetmek oldukça zordur. Bunun sonucu olarak da güvenlik ve emniyet konuları turizm talebinin tercihlerine etki eden faktörler arasındadır.

Tüketicilerin talepleri ne kadar çok karşılanırsa tüketiciler o kadar çok tatmin olurlar, bu da firmalara aynı düzeyde memnuniyet olarak geri yansır. Güvende olma ihtiyacı insan doğasındaki en temel gereksinimlerden biri olduğu için kendini güvende hissetmeyen turist tedirgin halde bulunacağından dolayı turistik ürün ve hizmetlerden keyifle yararlanamayacağı için tatmin olmayacaktır.

Turizm politikalarının temelinde tüketici talepleri vardır. Tüketici taleplerinde artan çeşitlilik ve farklılıklar, ülkelerin kendilerine yönelik algılamaları olumlu yönde etkileyebilmek için tüketici güvenliği konusuna da odaklanmasına neden olmaktadır. Güvenlik denilince sadece ülkedeki asayiş ile ilgili unsurlar değil; ulaşım, otel, sağlık ve gıda güvenliği gibi birçok unsur akla gelmektedir. Örneğin; ülkelerdeki konaklama işletmelerinin yeme-içme ihtiyacını karşılarken gösterdikleri hassasiyet ve gıda güvenliğine verdikleri önem de turistlerin dikkate aldıkları faktörlerden birisi haline gelmiştir. Bu nedenle güvenlik konusu, çok boyutlu ve pek çok konuya etki eden bir unsur olarak ele alınmaktadır.

Rekabet ortamının yaşandığı turizm sektöründe destinasyon tercihinde ve seçilen destinasyonda kalış süresinde veya tekrar aynı destinasyonun seçilip seçilmemesinde güvenlik algısının oynadığı rolün bilinmesi gerekliliği ortada olmasına rağmen, turizm konulu yayınlar araştırıldığında güvenlik algısı konusunda yapılan çalışmaların azlığı dikkati çekmektedir.

Güvenlik algısını araştırmak amacı ile yapılmış çalışmalar şu şekilde sıralanabilir; Öncel(2010): ‘Turistik Bölgelerde Havalimanlarında Görevli Güvenlik Personelinin Etik Kuralları Algılama Biçimlerinin Değerlendirilmesi’ başlıklı çalışmada pek çok turistin Türkiye’ye girişte ilk karşılaştığı ve ilk iletişim kurduğu vatandaşlardan olan havaalanı

(16)

güvenlik memurları ile polisler üzerinde yapılan araştırmadır. Turistlerin güvenlik algılamalarına ve turistlerin güvenliğine karşı yapılan ihmallere de yer verilmiştir.

Çalışkan(2009):Araştırmacı, ‘Turist Sağlığı Güvenliğinin Analizi: Türkiye Termal Tesisler Uygulaması’ isimli araştırmada çalışma kapsamında 5 yıldızlı termal tesislerde çalışan personele anket uygulamıştır. Araştırma kapsamında uyguladığı anket formu tesislerdeki turist güvenliğini, işyerindeki iş ahlakı ve çalışma koşullarını, işletmelerin kalite yönetimlerini, çalışanların işe devam etme eğilimlerini inceleyen ve beşli likert ölçeğine göre hazırlanan 55 soru ile demografik özelliklerin incelendiği 6 sorudan oluşmaktadır. Elde ettiği verileri istatistiksel yöntemlerle analiz etmiştir.

Türkiye’deki termal tesislerin turistler için genel olarak güvenli olduğu ancak yinede termal ve fizik tedavi ünitelerinde çalışan personelin nitelikleri ve uzmanlıklarının uygun olmaması gibi sıkıntıların giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca işletmelerin belirlediği hedefler ve oluşturmak istediği çalışma ortamına uygun kişilerin seçmesinin iş gören veriminin ve hizmet kalitesinin artmasına doğrudan etkisi olacağı ve bu durumun kaliteyi, tesis güvenliğini dolayısıyla müşteri memnuniyetini arttıracağı sonuçlarına ulaşmış ve sonuç kısmında buna yönelik öneriler geliştirmeye çalışmıştır.

Ünlüönen ve Seçilmiş (2009): ‘İstanbul’u Ziyaret Eden Turistlerin Güvenlik Algılamaları Üzerine Bir Araştırma’ isimli makalede İstanbul’da yapılan 207 anket üzerinde turizmde güvenlik algılamasına yönelik yapılan değerlendirmeler ve elde edilen sonuçlar güncel yorumlarla yayınlanmıştır.

Yeşiltaş, Öztürk ve Türkmen (2008): ‘Terör Faaliyetlerinin Turizm Sektörüne Etkilerinin Çözüm Önerileri Perspektifinde Değerlendirilmesi’ isimli makalede, teröre ilişkin kavramlar, terörizm faaliyetlerinin turizmle olan ilişkisi ve bu faaliyetlerin turizme olan etkileri incelenmiştir. Çalışmada ikincil kaynaklardan ulaşılan literatür ve istatistiksel bilgiler aktarılarak konu ele alınmıştır. Terörün olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerekli öneriler sıralanmıştır.

Kubilay (2006) : ‘Turizmde Can ve Mal Güvenliği, Turistlerin Türkiye’de Can ve Mal Güvenliğine İlişkin Uygulamalara Bakışı’ isimli araştırmada turistlerin can ve mal güvenliği açısından Türkiye’yi algılama düzeylerini ölçmek için Antalya ilinde anket ile veri toplama yöntemi uygulanmıştır. Uygulanan anketlerden ulaşılan veriler istatistiksel

(17)

veri analizi yöntemleriyle incelenmiştir. Çalışma neticesinde destinasyon seçiminde güvenliğin önemli bir rol oynadığı, genel olarak turistlerin gözünde Türkiye’nin güvenli bir ülke olarak algılandığı, ancak bu konuda ilgilenilmesi gereken eksikliklerinin olduğu ve Türk polisinin güvenlik çalışmalarının turistlerin can ve mal güvenliğini sağlama hususunda bazı noktalarda yetersiz kaldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Seçilmiş (2005): ‘Turistlerin Ziyaret Ettikleri Yörelerdeki Güvenlik Algılamaları ve Turizmde Güvenlik Eğitimi’ başlıklı araştırmada turistlerin güvenlik algılamalarını etkileyen etkenler incelenmiş, 2004 yılında İstanbul’da tesadüfi örneklem yoluyla seçtiği 207 turiste anket çalışması uygulanmış ve sonuçları analiz edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular ve ulaşılan sonuçlar yayınlanmış, Türkiye’de hala güvenlik konusunda yapılması gerekenler olduğunu ancak bu konuda önceki yıllara göre ilerleme ve başarı sağlandığının görüldüğü belirtilmiştir.

Yılmaz ve Yılmaz (2005): ‘Terörizm ve Terörizmin Hedefi Olarak Turizm Endüstrisi’ isimli makalede, terörizm ile turizm sektörü arasındaki ilişki incelenmiştir. Literatür taranarak terörizmin turizm sektörü üzerindeki etkileri, terörizmin turizm talebi üzerindeki etkileri, teröristlerin turistleri hedef almalarının nedenleri sıralanmıştır. Terörizmin destinasyon imajına etkileri, terör eylemlerinin yapısı, turizm sektörünü hedef alan terör eylemleri ve Türkiye’de gerçekleştirilen terörizmi engelleme çabaları çalışmada yer almıştır.

Ünlüönen (1998): ‘Turizm Sektöründe Tüketici Hakları Araştırması’ isimli yayınlanmamış doçentlik çalışması. Araştırma, 1996 yılı Haziran-Eylül dönemi içerisinde Türkiye’de turizm hareketlerinin yoğunlaştığı Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgeleri’ndeki on merkezde (Marmaris, Bodrum, Kuşadası, Fethiye, Pamukkale, Efes, Belek, Antalya, Sarımsaklı, Mersin) yapılmıştır. Bu çalışmada toplam 1100 turiste anket uygulanmış, cevaplanan 721 değerlendirilmeye uygun bulunmuştur. Anketlerden elde edilen veriler istatistiksel yöntemlerle incelenerek yapılan değerlendirmelere ilişkin sonuçlar ortaya konulmuştur.

Turistlerin bir bölgeyi güvenli bulup bulmamasında pek çok sebep etkili olabilmektedir. Turizm ve güvenlik ilişkisi konusunda gerek akademik alanda gerekse devletlerin ve uluslararası kuruluşların yaptıkları farklı içerikli çalışmalar söz konusudur. Ancak turizm bir hizmet sektörü olduğu için ve insanların memnuniyetinin sağlanmasında

(18)

pek çok unsur etkili olduğundan bu konuda sürekli yeni ve güncel çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Görüldüğü üzere güvenlik konusunun ve turistlerin güvenlik algısının turizm sektöründeki göz ardı edilemez önemine rağmen Türkiye’deki akademik yazında güvenlik konusu üzerinde gerektiği kadar durulmadığı söylenebilir.

İlgili çalışmalar gözden geçirildiğinde Kubilay (2006) ve Seçilmiş (2005) çalışmaları dışındaki diğer çalışmaların güvenlik algısını araştırmaya yönelik olmadığı görülmüştür. Bu iki çalışmanın yapılması üzerinden ise 7 yıl geçmesi, bu süre içinde Türkiye’de sağlanan ekonomik büyümenin hızla değişip gelişebilen bir sektör olan turizm sektörü üzerindeki görünümü ile bu süreç içerisinde turizm alanında gerçekleştirilen ya da bu alanı etkileyen yeni güvenlik algısı değişkenlerinin ortaya çıkmış olabileceği ihtimali konuya ilişkin yapılacak güncel bir çalışmayı gerekli kılmaktadır. Ayrıca bu çalışma araştırma soruları ve hipotezleri ile Seçilmiş (2005) çalışmasına daha yakın olmakla birlikte doğrudan ve sadece güvenlik algısına yönelik oluşu ile ilgili çalışmadan farklılaşmaktadır.

Türkiye turizminin geçmiş yıllara yönelik gelen turist ve sağlanan gelir istatistikleri incelendiğinde ilk sırayı Antalya ve İstanbul’un aldığı görülmüştür. Bununla birlikte güvenlik ve güvenlik algısına ilişkin konularda bu iller üzerine araştırma yapılmış olduğu görüldüğü için, her ne kadar yapılan araştırmalar üzerinden uzun süre geçmiş olsa ve bölgelerin güvenlik imkanları oldukça değişmiş olabileceği için aynı iller üzerinde yeni ve güncel araştırma yapılabilinecekse de, yine de, sıralamalarda bu illerden sonra gelen, bu konu üzerinde araştırma yapılmamış Muğla ilinin araştırma için seçilmesinde fayda görülmüştür.

Yukarıdaki bilgiler ışığında turizm aktivitesinin en yoğun yaşandığı illerden biri olan Muğla ilini 2012 yılında ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin güvenlik algılamaları araştırılmıştır.

(19)

1.2. Araştırmanın Amacı

Turizm sosyal, ekonomik, kültürel ve diğer boyutlarıyla önemli bir sektördür. Dünyadaki pek çok ülke ile birlikte Türkiye de her geçen yıl turizm sektörüne daha fazla yatırım yapmaktadır. Her geçen yıl turizmin Türkiye ekonomisi, kültürü ve sosyal yaşamı açısından sahip olduğu değer, sağladığı faydalar ile birlikte artmaktadır.

Bu çalışmanın temel amacı; ‘Yerli ve yabancı turistlerin turistik destinasyon seçimlerinde, bulundukları destinasyonda karşılaştıkları koşullar neticesinde oluşan güven algılamalarında ve bu turizm faaliyetleri neticesinde hissettikleri memnuniyet oranı üzerinde güven unsurunun taşıdığı önem düzeyi nedir?’ sorusuna cevap arayıp elde edilen bulguları ortaya koymaktır.

Çalışmanın belirtilen amacı yanında geliştirilebilecek araştırma soruları veya alt amaçlar şunlar olabilir;

-Turistlerin; güvenlik algılarında cinsiyetlerine göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenlik algılarında yaşlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenlik algılarında öğrenim durumlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenlik algılarında medeni durumlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenliğe verdikleri önemde cinsiyetlerine göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenliğe verdikleri önemde medeni durumlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenliğe verdikleri önemde öğrenim durumlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

-Turistlerin; güvenliğe verdikleri önemde yaşlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

(20)

-Turistlerin; güvenliğe verdikleri önemde Muğla’ya tekrar gelme durumlarına göre anlamlı/önemli bir farklılık var mıdır?

Tezin bir diğer amacı; turizm sektörü içinde turistlerin güvenlik algılamalarının nasıl oluştuğunu, tutum ve davranışlarındaki yerini, rolünü ve önemini ortaya koymaktır. Ayrıca bu çalışma, araştırma alanı olan güvenlik unsurunun turizm potansiyelini nasıl etkilediği konusuna yoğunlaşarak, uzun ve kısa dönemli turizm planları için veri sağlama işlevini de yerine getirmektedir.

1.3. Araştırmanın Önemi

Dünya genelinde ekonomik, sosyal, teknolojik alanlardaki gelişmelere ve çoğalan hizmet imkanlarına da bağlı olarak turizm faaliyetlerine katılan insan sayısı hızla artmaktadır. Ülkelerin turizmden büyük gelirler elde etmeye başlamaları neticesinde turizm, ülke ekonomilerinde büyük yer işgal eden ve taşıyıcı rol oynayan lokomotif bir sektör haline gelmiştir. Turizm sektörü içindeki ülkelerin ve firmaların rekabeti, birçok olgunun yeniden düşünülmesine neden olmuştur. Bunlardan biri de güvenlik konusudur.

Hemen her dönemde turizm faaliyetleri için önem arz eden güvenlik konusu, özellikle artan rekabet şartları içinde belirleyicilerden biri olmuştur. Her ne kadar turistik tüketicinin turizmden beklentileri pek çok unsur etkisiyle değişmekte olsa da, güvende olduğunu hissetme ihtiyacı insan doğasının temel ihtiyaçları arasında olduğu için, turistik tüketiciye kendisini güvende hissedeceği bir ortam oluşturma gerekliliği daima turistik işletmelerin öncelikli görevleri arasında yer alacaktır. Buna bağlı olarak ülkeler turizm pazarından daha çok pay alabilmek için tanıtım kampanyalarında güvenlik ve huzur temalarına da yer vermektedir.

Bunun yanında, 21. yüzyılda turizm ve güvenlik ilişkisi farklı ülkeler ve firmalar tarafından bir tür pazarlama stratejisi haline de getirilmiştir. Bir ülkede yaşanan asayiş sorunu ya da hizmet sunumunda sağlanan memnun edici güven düzeyi, televizyon, internet ve benzeri sosyal ortamlara konu olmaktadır. Bu durum ise, ülkeler tarafından rekabetin arttığı piyasa ortamında kendi turizm olanaklarını ön plana çıkarmak için fırsat olarak kullanılmaktadır. Artan iletişim olanaklarının etkisi ile turistler hem daha bilinçli bir

(21)

şekilde hem de daha titizlikle turistik destinasyon tercihlerini şekillendirebilmektedirler. Turizm talebi gibi esnek nitelikteki bir talep kitlesine ürün ve hizmet sunan turistik işletmeler, kitlenin tercihlerine etki eden tüm unsurları göz önünde bulundurmak zorundadır.

Turizm faaliyetlerine katılanlar daha önce alışık olmadıkları ve kendilerine yabancı olan bir ortamda bulunmaktadırlar. Bu nedenle de tatilleri süresince yaşayabilecekleri belirsizlikler ve karşılaşma ihtimalleri olan sorunlar onları işletmelerin onlara sunduğu tatil olanaklarını kullanırken güvenliğe daha fazla ihtiyaç duyar hale getirmektedir.

Güvenlik olgusu, insanların turizm faaliyetine katıldıkları süreç içerisinde önemli olduğu kadar, bu sürece katılmadan önce, nerede ve ne zaman bu sürece katılacaklarını planlarken destinasyon seçmeleri aşamasında da önemlidir. İnsanlar alternatifleri değerlendirip gidecekleri yeri seçerken göz önünde bulundurdukları etkenler vardır. Gidecekleri yerin onlarda oluşturduğu güvenlik algısı bu etkenlerden biridir.

Bu sebeplerden dolayı turistik çekimi arttırmak ve devamlılığını sağlamak isteyen ülkeler güvenlik sorunlarını halletmek ve turistik tüketicide güven algısı oluşturmak zorundadırlar. Turistlerin güvenlik algılamasının incelenmesi, bu algının değiştirilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesinde ve bu algının ortaya çıkardığı sonuçların görülmesinde fayda sağlayacaktır.

1.4. Varsayımlar

Araştırmada güvenlik faktörünün turistik talepler üzerinde etkili olduğu ve turistlerin güvende olmaya/hissetmeye ihtiyaç duydukları kabul edilmektedir.

Ayrıca değerlendirmeye alınan örneklemin araştırma evrenini temsil edebilir nitelikte olduğu, turistlerin güvenlik algısına ilişkin tutum ve davranışlarının anket yöntemiyle değerlendirilebileceği, anketlere katılımcıların konu hakkında kanaat belirtebilecek düzeyde bilgi sahibi oldukları, doldurdukları anketlerdeki ifadeleri doğru anladıkları, soruları samimi ve gerçekçi bir şekilde cevaplandırdıkları varsayılmaktadır.

(22)

1.5. Sınırlılıklar

Bu çalışmanın genel hatları Türkiye’deki turistlerin güvenlik algılamalarını etkileyen unsurlarla sınırlandırılmıştır. Sektör içinde turist talebini ve algılamalarını etkileyen tüm unsurlara değil, güvenlik konusuna ilişkin değerlendirmelere odaklanılmıştır. Literatür taramasında Türkçe ve yabancı dillerde çeşitli makale, bildiri, kitap, yüksek lisans tezleri, doktora tezleri, internet siteleri, Akademia Sosyal Bilimler İndeksi, Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi, Tubitak Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi, yazılı/görsel basın, turizmle ilgili olan resmi/sivil kuruluşların web siteleri, yayınları, sektörel raporlar ve istatistikler gözden geçirilerek konu ile ilgili kısımları dikkate alınmıştır.

Alan araştırması, 2012 Haziran-Eylül dönemi içerisinde, Türkiye’de turizmin yoğun olarak yaşandığı illerden biri olan Muğla ilinde yapılmıştır. 23 soruluk bir anket yardımıyla tesadüfi örneklem yoluyla oluşturulan örneklem grubu incelenerek; Muğla ilini ziyaret eden turistlerin yaş, cinsiyet, eğitim durumu vb. demografik özellikleri ile güvenlik algılamaları ve tatminleri arasındaki ilişkiler ifade edilmeye çalışılmıştır.

Bu araştırmanın uygulama alanı zaman, maliyet ve ulaşılabilirlik etkenlerinden dolayı sınırlandırılmıştır. Uygulama Muğla ili içerisinde seyahat acentalarında, sosyal hayat içindeki halka açık yerlerde ve 4-5 yıldızlı otel işletmelerinde yapılmıştır. Araştırmada örneklemden elde edilen veriler ankete katılan kişilerden toplanan bilgiler ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Turizm; kazanç sağlama, amacına yönelik olmamak ve sürekli yerleşmemek koşuluyla, yabancıların bir yere seyahatleri ve orada konaklamaları sonucunda ortaya çıkan olayların ve ilişkilerin tümüdür. Daha kısa ve öz olarak turizm, sürekli yaşanılan yer dışında tüketici olarak yapılan seyahat ve geçici konaklama sürecidir (Barutçugil, 1989: 15).

(23)

Turist; turizm tanımındaki nedenlerle belirli bir süre seyahat eden, gittiği yerde en az 24 saat kalan veya o yerin bir konaklama tesisinde bir geceleme yapan, finansal gücü, zamanı ve fiziksel kapasitesi sınırlı olan, rahatına düşkün, geleneklerini koruyan; vasat konfor, temizlik, huzur, istikrar, güven arayan ve maceraperest olmayan kişidir (Olalı, 1985: 28).

Turist; dinlenme, eğlenme ve farklı kültürler ile yeni yerleri tanımak amacıyla turizm faaliyetine dahil olan kişidir (Oktayer, Susam ve Çak, 2007: 13).

Turistler; ziyaret ettiği ülkede asgari 24 saat kalan, ziyaret amacı boş zaman değerlendirmek ile iş, ailevi, diplomatik nedenler, toplantı vb. olan geçici ziyaretçilerdir (Tunç ve Sac, 1998: 15-16).

Turizm sektörü; turistlerin ikamet ettikleri yerlerden ayrılarak tekrar aynı yere dönünceye kadar geçen süreçte gereksinim duydukları, seyahat organizasyonu, konaklama, yeme–içme, eğlence, alışveriş ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan faaliyetler ve tüm bunları destekleyen mali sistemlerdir (Koyunoğlu, 2003: 15).

Turizm talebi; yeterli satın alma gücüne ve boş zamana sahip olup, belirli bir zaman diliminde, belirli bir hedef doğrultusunda turistik mal ve hizmetlerden faydalanan ya da faydalanmak isteyen kişi ya da kişiler topluluğudur (İçöz ve Kozak, 1998: 86).

Güvenlik kavramı; ansiklopedilerde güvenlik kelimesi “tehlike bulunmaması hali, emin ve rahat olma durumu” şeklinde tanımlanmaktadır. Genel olarak güvenlik kavramı, sükun, sağlık, huzur ve asayiş ile birlikte kamu düzeninin sağlanması ve korunması ile bireylerin ırz, can ve malının korunması anlamında algılanmaktadır. Bir başka tanımla güvenlik; topluluk ve bireylerin çeşitli etkenlerden zarar görmeden yaşayabilmesidir (Kubilay, 2006: 14).

Güvenlik: temelde varlığını devam ettirme amacıyla, kendine karşı oluşan ya da muhtemel tehdit ve saldırılara karşı savunmadır(Çaşın, Özgöker ve Çolak, 2007: 63).

Turizm sektöründe güvenlik hakkı; turistin ikametgahından ayrılıp geri dönünceye kadar; turistik ürün tüketiminden kaynaklanan sağlığına zarar verici ya da can ve mal güvenliğini tehdit edebilecek sorunlarla karşılaşmaması için her türlü tedbirlerin alınmasını ifade etmektedir (Ünlüönen, 1998: 59).

(24)

2. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1.TURİZM SEKTÖRÜ VE GÜVENLİK

Turizm, insanların sürekli oturdukları yer dışında yaptıkları seyahat ve gittikleri yerlerde geçici konaklamalarından doğan ihtiyaçların karşılanması ile ilgili üretim ve tüketim ağırlıklı bir faaliyettir. İnsanlar tarihin her döneminde seyahat etmişlerdir. Ancak günümüzde sanayinin gelişmesi, ulaşım ve haberleşmenin hızlanması, kişi başına düşen milli gelirin artması, refah düzeyinin yükselmesi, otomasyon ve sendikal hareketlerle birlikte insanların kullanabilecekleri boş zamanlarının çoğalması çok sayıda kişinin seyahat etmesine imkan sağlamıştır (Ünlüönen ve Tayfun, 2003: 1).

İnsanın en temel gereksinimlerinden biri olan güvenlik, insanların yeni yerlere seyahatleri süresince önem kaybetmemekle kalmayıp aksine insanların bilmedikleri yerlerde farklı ortamlarda yeni yaşam tecrübeleri yaşadıkları süreç içerisinde daha fazla gereksinim duyulan bir hale gelmektedir.

Ülke ekonomilerinin kalkınmasında çok önemli bir girdi sağlayan turizm sektöründe turistik faaliyetlere ilişkin tercihlerin oluşmasında temel belirleyici karakter güvenliktir. Bu nedenle bir turizm destinasyonunda meydana gelecek güvenliğe ilişkin olumsuz bir olay bu destinasyona olan talebin düşmesine sebep olmaktadır (Kubilay, 2006: 28).

2.1.1. Hizmetler Sektöründe Turizm Faaliyetleri

Ülke ekonomilerinde çok boyutluluğu, sosyal ve kültürel etkileriyle önemli bir paya sahip olan hizmetler sektörü bir ürün-hizmet sektörü olan turizmi de içine almaktadır. Turizmin eğlenme, öğrenme, dinleme, konaklama gibi başlıca sunumları soyuttur ve hizmet niteliğindedir.

(25)

Ağırlama sektörü olarak da bilinen turizm sektöründe hizmet unsuru çok önemlidir. Turizm işletmeleri hem mamul üretiminde hem de bu mamullerin sunulması aşamasında büyük ölçüde insan gücünden yararlanır. Turizm, doğası gereri emek yoğun üretim tarzı olan bir sektör olması nedeniyle önemli oranda istihdam olanakları yaratan bir sektördür (Milman ve Pizam, 1988: 192).

Turizmin hizmetler sektörüne sağladığı katkılar süreklidir. Çünkü, tesisler, restoranlar, barlar, kafeteryalar vb. gibi işletmeler ile her türlü hediyelik eşya işletmelerinin elemanları sürekli çalışmakta ve satışları süreklilik arz etmektedir. Turizm, ülkelerin turistik yörelerinde birincil geçim kaynağı haline gelmiştir (Muradov, 2006: 18).

2.1.1.1.Hizmet Sektörü ve Önemi

Hizmetler sektörü içinde konumlandırılabilen turizm sektörüne ilişkin değerlendirmelerden önce, hizmet olgusunun kavramsal içeriğine kısaca değinilmesinde fayda vardır. Çünkü, ekonomik faaliyetler içinde önemli bir yere sahip olan hizmetler sektörünün bazı özellikleri turizm için de geçerlidir.

En genel ifadesi ile hizmet olgusu, belli bir ürün ile ilgili tüm faaliyetlerdir (Zeithaml ve Bitner, 1996: 5). Farklı bir açıdan ise hizmet; bireylerin ya da bir takım araçların aktiviteleri neticesinde, talep eden kişilere sunulan soyut nitelikteki ürünleri kapsar (Üzerem, 1997: 34).

İnsanların ve makinelerin kullanıma sundukları elle tutulamayan ürünler olarak görüldüğü tanımlarda (Akbaba ve Kılınç, 2001: 162) hizmetin; zaman, yer, biçim ve psikolojik açıdan bazı faydalar sağlayan etkinlik olduğu şeklindeki tespitlere ağırlık verilir (Koç, 2001: 97).

Yukarıdaki tanımlardan da görüldüğü üzere, hizmet unsuru, bazı yönleriyle somut mal üretiminden farklılıklar göstermektedir. Fiziki ürünler için “obje” terimi kullanılırken, hizmet ürünleri için “iş veya performans” kavramları kullanılır (Ural, 2002: 43). Hizmetleri diğer fiziki unsurlardan ayıran özellikler ise; dokunulmazlık, soyutluk, anında tüketilmedir (Gürbüz ve İnal, 2002: 23-24). Örneğin, turizm sektöründe konaklama işletmelerinin sunduğu hizmetler, turistler tarafından işletmede kalış süresi içinde tüketilir.

(26)

Tatilin başladığı anda ya da öncesinde söz konusu hizmeti somut olarak göremezler. Hatta her yıl tatil için gidilen bir işletmenin sunduğu hizmet bir öncekinden farklı olabilir.

2.1.1.2. Hizmetler Sektöründe Turizm ve Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri Önemi giderek artan turizm sektörünün ülke ekonomilerine katkılarının büyüklüğü bilinen bir gerçek haline gelmiştir. Birçok ülke kendi turizm olanaklarını geliştirmeye ya da yeni olanaklar sağlamaya çalışmaktadır.

Turizm özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren, potansiyeli olan ülkelerde ekonomiler için önemli sektör durumundadır. Bunun yanında, turizm sektörünün tüm dünyadaki söz konusu hızlı gelişimi, uluslararası seyahatlerdeki artışla da paralellik göstermektedir (Küçükaltan, 2012: 3).

Turizm sektöründeki gelişmelere benzer şekilde, hizmet üretim işletmeleri de teknolojik gelişmeler, ekonomik değişmeler ve küresel rekabet gibi dışsal faktörlerden büyük ölçüde etkilenmektedir. Her iki olgu bir arada düşünüldüğünde dünyadaki duruma paralel bir karşılık Türkiye için de geçerlidir.

Ekonomik süreçlerde turizm faaliyetlerinin ekonomik, toplumsal ve hatta siyasal etkileri söz konusudur. Uluslararası turizm sektörü, küreselleşmenin de etkisi ile birçok ülkenin öncelik tanıdığı gelir sağlayan faaliyet alanlarından biridir. Bu süreç kapsamında, sadece gelişmiş ülkeler ve turizmden en fazla gelir elde eden ülkeler için değil aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için de önemlidir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ekonomik sorunların çözümü için turizm sektörüne daha fazla ağırlık vermektedir (Öztürk, 2005: 5). Bu yüzden birçok ülke kendi mevcut turizm olanaklarını geliştirmeye ya da yeni turizm olanakları sağlamaya çalışmaktadır.

Turizm sektörünün emek yoğun oluşu insan ilişkilerinin yoğunluğu ve üretimin genelde müşteri ve personelin karşılıklı buluştuğu bir alanda yapılması ve tatil psikolojisindeki farklı müşterilerin ağırlanması bu sektörde insan unsur ve yönetimini ön plana çıkarmıştır (Kozak, 2002: 2).

(27)

Turizm sektöründe talebin son derece esnek olması ve birçok faktörden etkilenmesi (terör, ekonomik krizler, doğal afetler vb.) nedeniyle, bu sektördeki işletmelerin kendilerine yönelik talebi tahmin etmesi ve planlaması önemlidir (Demir ve Demir, 2005: 53).

Turizm sektörünün dinamizmi ve katkıları, ülke ticareti, istihdam olanakları, kamu ve özel sektör yatırımları artışı, kırsal kalkınma yatırımları, sürdürülebilir kalkınma kapsamında bölgesel eşitsizlikleri giderme politikalarını, kültürel-tarihi mirasın korunması ve zenginleştirilmesine yönelik ulusal politikaların gelişimini gerekli kılmaktadır. Bunun yanında ülke sınırları içindeki sağlık politikaları, çevre sorunlarının giderilmesi, hizmet kalitesi, güvenlik gibi unsurları da ön plana çıkarmaktadır (World Bank, 2006: 3-6). Anlaşılacağı üzere, turizm faaliyetleri artık sadece deniz-kum-güneş ilişkisinden ibaret olmayıp ülkenin makro ve mikro ekonomi politikalarını etkileyen ve geniş bir faaliyet kolları listesini ilgilendiren bir olgudur.

İletişim olanaklarının sağladığı ortam ülkelerin turizm sektörüne yaptığı yatırımları arttırmaları yanında, tanıtım faaliyetlerine de önem vermelerine neden olmuştur. Gelişmiş ülkeler kadar gelişmekte olan ülkelerin de turizm yatırımlarını arttırması, alternatif turizm faaliyetlerini ön plana çıkarması ile dünyadaki turizm arzı yanında turizm talebinin de çeşitlenmesine neden olmuştur (Çeken vd., 2008: 74).

Turizm faaliyetlerinin çeşitlenmesi ve bu konudaki yatırım artışı, sektör kapsamında artan rekabetin en önemli göstergelerinden biridir. Bunun yanında, gelişen iletişim olanaklarının etkisi ile artan ekonomik ve kültürel ilişkiler, turizm sektörünün kültürü taşıyıcı etkisini de geliştirmiştir. Bu bağlamda turizm kapsamında sunulan hizmetler ülkeler için sadece ekonomik kazanç kaynağı değil aynı zamanda, kendi değerlerini tanıtmak ve kültürel etkileşimi geliştirme aracı olarak da görülmektedir. Kültürler arası etkileşimleri destekleyici yönü, turizmin aynı zamanda sosyolojik bir faktör olduğunun da kanıtıdır (Taner, 2000: 112-113).

Görüldüğü üzere turizm faaliyetleri geleneksel tanımı ile “bacasız sanayi” ya da “ülkeye döviz kazandıran bir faaliyet” ifadelerini destekler niteliktedir. Bu nedenledir ki turizm faaliyetlerinin gelişmesi ve öneminin daha da artması sektörü, sektörle ilgili hemen her gelişmenin dikkatle takip edilmesini gerektiren bir noktaya getirmiştir. Sözgelimi herhangi bir ülkede yaşanan siyasal çatışma, terör olayı ya da yaşanan olumsuz bir

(28)

gelişme, ilgili ülkenin imajının olumsuz etkilenmesine ve talebin rakip ülkelere hızlı şekilde yönelmesine yetmektedir.

Turizm sektörünün uluslararası ekonomik ilişkilerde önemli bir gelir kaynağı olması yanında ülke ekonomisi içindeki önemi de büyüktür. Hizmetler sektörü içinde önemli bir yere sahip olan turizm sektörünün en önemli sermayesi insan unsurudur. Sektöre dinamizm kazandıran çalışanların niceliksel yanları yanında niteliksel özelliklerinin de öne çıkması, ülkede sağlanan istihdam olanakları yanında, çalışanların niteliklerini geliştiren bir etkisi de söz konusudur.

2.1.2. Güvenlik Kavramı

Güvenliğin tanımı ve farklı algılama biçimlerinin değerlendirilmesi, özellikle turizm ve güvenlik ilişkisinin boyutlarının netleştirilmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle insanlık tarihi kadar eski olup, fiziksel ve sosyal dürtülerden kaynaklanan güvenlik olgusunun incelenmesi önemlidir. Bu amaçla güvenliğin farklı boyutları siyasal, sosyolojik ve bireysel anlamda değerlendirilecektir. Bu unsurların hiçbiri diğerinden bağımsız değildir, yani toplumsal güvenlikle ilgili olan bir unsur aynı zamanda bireysel ve siyasal alanla ilgili olabilir. Güvenlik kavramının farklı boyutlarının ele alınmasının en önemli nedeni konunun daha net ortaya konulmasını sağlamaktır.

2.1.2.1. Siyasal Anlamda Güvenlik

Siyasal içerikli güvenlik olgusu genelde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin ilgi alanına girmektedir.

Öncelikle, güvenliğin tam olarak üzerinde uzlaşılan ve sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği konusunda tam bir fikir birliği yoktur. Güvenlik olgusunun geniş anlamda ele alındığı tanımlarda güç ve ülkeler arası güç dengesi konuları ön plana çıkarken; dar anlamdaki tanımlarda devletlerin sahip olduğu maddi kapasite ve askeri gücün kullanımı şeklindedir (Gürkaynak, 2004: 3).

(29)

Beril Dedeoğlu’na göre, güvenlik; insan yaşamının hemen her evresinde söz konusudur. Bir tür yaşamsal zorunluluk olan güvenlik olgusu bireyler, toplumlar ve devletler için varlığını koruma ve devam ettirme anlamındadır. Güvenlik kavramı devletlerarası ilişkilerde, tüm aktörlerin kısa ve uzun vadeli politikalarla bekalarını koruma durumudur (Dedeoğlu, 2003: 9). Haydar Çakmak’a göre ise, ülkenin sadece sınırlarını korumak yaşamını tehdit edecek unsurlara karşı gerekli tedbirlerin alınması durumu değildir. Aynı zamanda, sahip olunan maddi ve manevi değerlere yönelik muhtemel tehditlere karşı önlemlerin alınmasıdır (Çakmak, 2007: 25).

Bir diğer tanıma göre güvenlik, “sükun, sağlık, huzur ve asayiş ile birlikte kamu düzeninin sağlanması ve korunması ile bireylerin ırz, can ve malının korunması anlamındadır” (Koyunoğlu, 2003: 5).

Uluslararası ilişkiler disiplininde devletler arasındaki ilişkileri açıklayan realist teoriye göre devletlerin en temel amacı, güvenliklerini sağlamaktır. Güvenliği sağlamak ve tehditleri önlemek için eğer savaş kaçınılmaz ise bu yola başvurulabilir. Sistemin temel aktörü olan devletlerin kendi ulusu ve sınırlarını korumak için güvenliklerine öncelik vermeleri gereklidir (Öztürk, 2005: 45).

Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı üzere güvenlik siyasal açıdan ele alındığı takdirde, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerin tehdit, güç, askeri kapasite gibi unsurlarla dikkate alınmaktadır. Ancak güvenlik sadece devletlerarası ilişkilerle sınırlı değildir. Siyasal anlamda ülkelerin ulusal sınırları içindeki hemen her unsurun güvenliği ilgili ülkelerin yasalarına konu olmuştur. Bu nedenle ülke vatandaşları ve ülkeye farklı amaçlarla seyahat etmiş farklı ülke vatandaşlarının da can ve mal güvenliği siyasal düzen içinde önem verilen konular arasındadır. Benzer şekilde ülkenin kamu düzeni de yine siyasal anlamda güvenlik düzenlemelerine konu olmaktadır.

Güvenliğin siyasal içeriği yanında, toplumsal yaşamla ilgili bir yönü de söz konusudur.

(30)

2.1.2.2.Sosyolojik Anlamda Güvenlik

Sosyolojik anlamda güvenlik, yukarıda açıklanan siyasal güvenliğin tanımları ile benzerdir. Bu güvenlik anlayışında da var olma ve mevcut değerlerini koruma düşüncesi söz konusudur. Sosyolojik açıdan, güvenliği farklı kılan temel unsur ise, güvenlik ihtiyacının ön planda olduğu toplumlardaki etki ve sonuçlarıdır.

Güvenlik kavramı, hızlanan küreselleşme süreciyle birlikte değişime uğramış ve devletlerin güvenlik algılamaları da değişmiştir. İnsanların, malların ve hizmetlerin göreceli olarak serbestçe dolaşması ve devletler arasındaki etkileşimin artması, bir devleti ilgilendiren güvenlik sorununun olmadığı ve yeni güvenlik sorunlarının görüldüğü bir uluslararası sistem ortaya çıkarmıştır. Yasadışı göç ve insan ticareti gibi yeni güvenlik sorunları ortaya çıkmış, 11 Eylül terör eylemlerinden sonra bunlara ek olarak uluslararası terörizm gündeme gelmiştir (Kasım, 2006: 21). Bu yeni güvenlik sorunları insanların güvenliğini tehdit eden yeni unsurlar oluşturdukları için toplumsal güvenlik algısını da doğrudan etkilemektedir.

Bunun yanında güvenlik kaygıları toplumdan topluma da değişebilmektedir. Bir Norveçli için toplumunda güvenlik (ülkenin jeopolitiği ve demokrasi kültürü gereğince) daha az kaygı verici olabilirken: ülkesinde terör sorunu olan Türk vatandaşı için daha ön planda olabilir. Aynı zamanda 11 Eylül’den sonra ABD’de daha fazla önem kazanan güvenlik kaygısı da yeşeren bir refleks olarak önemli bir örnektir.

Hemen her toplumsal grup ya da kesim kendi çıkarları ve amaçlarını sağlamak için kendilerini güvende hissetmek isterler. Güvenlik artık yalnızca devletlerin fiziksel anlamda hayatta kalmalarını değil aynı zamanda değerleri, toplumsal ilişkileri ve insanların hayat tarzları ve standartlarının korunmasını da içermektedir (Karabulut, 2009: 3). Toplumsal anlamda, ilgili toplumun sahip olduğu, din, dil, ulusal kimlik, gelenekler, maddi ve manevi kazanımlar yer almaktadır. Bu nedenle toplumun yukarıda ifade edilen unsurlarına karşı oluşabilecek tehditlerin önlenmesi önemlidir.

Toplumlar birçok dışsal ve kimi zaman içsel gelişmeye karşı kendi birlikteliklerini korumak isterler. Toplumsal güvenlik, devlet olgusundan sonra güvenlikle ilgili en önemli ikinci konudur. Devlet ve toplum arasında çoğu zaman kesin ayrımlar yapılmasa da özellikle değerler, gelenekler ve kültür gibi kavramlar toplumsal unsurların ön plana

(31)

çıkardığı güvenlik konularıdır (Türker, 2007: 11).

Hem sosyal yapı (cinayet, tecavüz, hırsızlık) hem de politik yapı (terörist faaliyetler) sebebiyle oluşan acımasız suçlar, doğrudan ülkenin imajının bozulmasına ve dolayısıyla özellikle bireysel olarak seyahat edenlerin korkmalarına ve güvensiz olduklarını algılamalarına sebep olur. Bu tür yerlere seyahat eden insanların korkmaları izolasyonu başlatır, yabancı düşmanlığına sebep olur ve kültür etkileşimini sona erdirir (Ünlüönen, 2000: 92). Bu tür güvenlik reflekslerinin nerede başlayıp nerede biteceği konusu önemli bir durum olup, özellikle turizm gibi talebi toplumsal gelişmelere duyarlı sektörler için dikkat edilmesi gereken bir unsurdur.

2.1.2.3.Bireysel Anlamda Güvenlik

Genelden özele açıklanan güvenlik konusunda üçüncü boyut bireysel anlamdaki güvenlik duygusudur. Psikoloji ve insanla ilgili birçok disiplin için insanların temel ihtiyaçlarından biri güvenlik duygusudur. Bu olgu hem fiziksel hem de sosyal anlamda insanların yaşamında önemli bir yer tutar (Koyunoğlu, 2003: 5-6).

Örneğin, insanların huzurlu ve güvenli bir ortamda bulunma ihtiyacı yanında; mevcut kazançlarını, maddi birikimlerini, aile ve arkadaş ilişkilerini güven içinde sürdürme dürtüsü söz konusudur. Bu nedenle insanlar, bireysel güvenliklerini sağlamaya çalışırlarken, bunu aynı zamanda toplumdan ve devlet organından beklerler.

Güvenlik en geniş anlamıyla ise; insanların duygularında, faaliyetlerinde, ilişkilerinde kuşkulu, korkulu, tehlikeli ortamın bulunmaması, emin ve rahat olmasıdır (Kubilay, 2006: 30). Bu yüzden güvenliğin bireysel boyutu insanların tercihleri ve davranışlarını da etkiler. Belirsizlik, geleceğe ya da gündelik yaşama ilişkin endişeler, insanların satın alma davranışlarını, kısa ve uzun vadeli planlarını (kariyer, yatırım yapma gibi) da olumlu ve olumsuz etkileyebilir.

Aynı durum turizm sektörü için de geçerlidir. Seyahat etme düşüncesinde olan bireyler, bu kararı verirken, gidilecek ülkenin ne kadar güvenli olduğuna önem verirler. Bu güvenlik endişesi sadece ülkede görülen bir çatışma ya da terörle ilgili değildir. Ülke

(32)

içinde hırsızlık olaylarının fazla görülmesi, ulaşım ve konaklama güvenliği gibi etkenler de insanların turizm tercihlerine yön verir.

2.1.3. Turizm ve Güvenlik

Turistler gidecekleri ülkede gerek asayiş gerekse günlük faaliyetleri içinde güvende olmak isterler. Ölüm ya da yaralanma endişesini taşıdıkları yerlere ise gitmekten kaçınırlar. Ülkede gasp olaylarından terör eylemlerine veya gıda ve ulaşım güvenliğine kadar birçok unsura dikkat ederler.

Bu kapsamda turizm ve güvenlik olgularının birbiri ile olan ilişkisini ve konunun farklı boyutlarını değerlendirmek gerekir. Özellikle turistlerin güvenlik algısı ile konuların tartışıldığı bölümler için turizm ve güvenlik ilişkisinin nasıl değerlendirildiğini anlamak önemlidir.

2.1.3.1. Turizm ve Güvenlik İlişkisi

Turizm ve güvenlik ilişkisi hemen her dönemde, ülkelerin üzerinde önemle durdukları bir konudur. Özellikle 11 Eylül saldırıları ardından, gelişen uluslararası terörizm faaliyetleri güvenlik olgusunu birçok ülkenin gündemine oturmuştur. Terör örgütlerinin öncelikli hedeflerinden olan turizm sektörünün güvenlik boyutu aynı zamanda ülkedeki kamu düzeni, asayiş durumları, ulaşım ve konaklama güvenliği gibi konuları kapsamaktadır.

Turizm hareketlerinin meydana gelebilmesi için içsel ve dışsal uyarcıların başında güvenlik olgusu gelmektedir. Turizm için önemli olan etkenlerden biri gidilecek ülke ya da bölgenin güvenli olmasıdır. Belirsizliklerin olduğu yabancı bir ortam turizm faaliyeti için tercih edilebilir değildir (Seçilmiş, 2005: 1).

Turizm sektöründe güvenlik, talebi en fazla etkileyen faktörlerdendir. Bir bölgede ya da ülke sınırları içinde yaşanan politik sorun ya da çatışmalar, turizm sektöründeki özellikle kısa vadeli planları etkilemektedir. Terör olayları ya da benzeri sorunlar, tatil kararı alma ya da mevcut planları iptal etmek için anında etkilidir. Bunun yanında sadece politik sebepler etkili olmayıp aynı zamanda, turist sağlığı ve konforunun belirsizlik içinde

(33)

olduğu bölgeler güvenlik bakımından sorunlu kabul edilir (World Tourism Organization, 2001: 9).

Seyahat etme niyetinde olanlar için, gidilecek olan ülkenin güvenliği ve siyasi koşulları önemlidir. Politik sorunlar, çoğu zaman kişiler için seyahat engeli oluşturabilir. Bunun yanında, ilgili ülkenin bölgesinde yaşanan politik ya da askeri sorunları, ülkenin komşuları ile sorunları seyahat kararını olumsuz etkileyebilir. Ülke içinde yaşanan olası çatışmalar, terör eylemleri, asayiş durumundaki sorunlar, salgın hastalık ya da doğal afetler yine güvenlik ile ilişkilendirilmektedir. Hatta kimi zaman seyahat edilecek ülkenin döviz girişine sınırlar getirmesi, polis kontrollerinin gerek hava alanında gerekse sokaklarda fazla olması, turizm için caydırıcı olabilir (Koyunoğlu, 2003: 5-6; Hayta, 2008: 31-33). Örneğin, herhangi bir ülkenin sınır komşuları arasındaki sorunlar ülkeyi de turizm açısından güvensiz kılabilir.

Türkiye’nin politikalarında Ortadoğu ülkelerine daha mesafeli konumlanması sonucunda Türkiye’ye gelen Arap kökenli turist sayısı daha az iken, İsrail ile yaşanan politik gerginlik ve Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerin daha geliştirilmesi, ülkeye giriş yapan turist sayısını arttırmış, İsrailli turist sayısını ise düşürmüştür. Asayiş konusunda ise Taksim’de 2010-2012 yılları arasında “yeni yıl” kutlamalarında yaşanan taciz olayları turistlerin gözünde ülkenin asayiş güvenliği ile ilgili soru işaretleri oluşturmuş olabilir.

Benzer şekilde Suriye ile ilişkilerin 2000’li yıllardan itibaren geliştirilmesi, Suriyeli turist sayısını arttırmışken; 2011 yılından itibaren Suriye’de yaşanan iç çatışmalara Türkiye’nin gösterdiği tepki sonrasında azalış göstermiştir. Nitekim 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi sonrasında da özellikle bölgede olan turizm faaliyetleri ciddi anlamda zarar görmüştür.

Ülkeler, turizm sektörünün güvenlik ile ilgili sorunlardan olumsuz etkilenmemesi için, mevcut politikalarını sıkça gözden geçirmektedirler. Ülkelerin bireysel girişimleri yanında Avrupa Birliği, İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı gibi kurumlar da turizm faaliyetleri konusunda bazı standartlar üzerine yoğunlaşmışlardır. Ülkeler arasındaki turizm amaçlı seyahatler uluslararası ve ikili anlaşmalarla kolaylaştırılmaya çalışırken, aynı zamanda turizm alanındaki sorunları önlemek için (güvenlik endişesi gibi) çeşitli ortak politikalar da hedeflenmektedir (Hayta, 2008: 31-33).

(34)

Birsen Kubilay, turizm ve güvenlik ilişkisini şu şekilde aktarmaktadır;“… ülkenin turist akımını yoğunlaştırabilmek ve akımı sürekli etkin kılmak için gerçekleştirmesi gereken ilk ve en önemli husus; turistlerin can ve mal güvenliğini sağlayabilmektir. Bunun için öncelikle ülkenin kendi içinde, kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayabilmesi, kamu düzenini etkin kılması gerekir. Bu görev toplumda genellikle emniyet hizmetleri diye bilinmekte ve bu gaye ile oluşturulan güvenlik kuvvetlerinin sorumluluğuna bırakılmaktadır. Kamu düzeni, gerek oturulan yerde, gerekse yolculuk sırasında ve gidilen yerde can ve mal güvenliğini sağlayan bir etkinlikte ise, turizme özgü davranışlara elverişli bir ortam oluşmuş demektir. Kamu düzeninin etkinliği ile turizm arasında organik bir bağ vardır. Karışıklık ve belirsizlik ortamında turizmden söz edebilmek olanaklı değildir. O halde turizm, toplumsal denetim örgütlerinin kamu düzenini sağlayıcı etkinliğe ulaşması ile ortaya çıkar.” (Kubilay, 2006: 35).

Ülkeleri tehdit eden ve sonucunda turizm talebinde azalmaya neden olan faktörler aşağıdaki gibi sıralanabilir (Seçilmiş ve Ünlüönen, 2009: 70);

-Bölgenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durum, -Genel yoksulluk,

-Yüksek oranda işsizlik,

-Aile kurumunun ve sorumluluğunun azalması, -Silah kullanımının yaygınlaşması,

-Soygun, hırsızlık, gasp gibi olayların artması, -Gelir dağılımındaki adaletsizlik,

-Radikal grupların şiddet yanlı tutumları, -Terörün yaygınlaşması.

Yukarıda sayılan bu etmenlerin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde güven unsurundan bahsetmek oldukça güçtür. Turistik seyahatler noktasından bakıldığında, bu ülkelerin, gidilmesi riskli ülkeler sınıfında yer aldığı görülmektedir.

(35)

Görüldüğü üzere turizm olgusu kapsamında güvenlik durumu son derece önemli bir tercih etmeme sebebidir. Bu bağlamda ülkeler turizm politikaları ve stratejilerinde ülke güvenliği üzerinde hassasiyetle durmaktadır.

2.1.3.2. Turizm Faaliyetleri İçin Güvenliğin Önemi

Turizm kavramının tanımı hatırlanacak olursa, söz konusu insanların dinlenme, eğlenme, yeni yerler tanıma faaliyetleridir. Yeni içeriği ile kültür, kongre, sağlık vb. konularda da turizm amaçlı yapılan seyahatler söz konusudur. Turizmin içeriğinde bu amaçlar olduğu için, seyahat edecek kişilerin güvenlik unsuruna öncelik vermeleri doğaldır. İnsanlar eğlenecekleri ve dinlenecekleri bir yerde, doğal bir dürtü olarak güvende hissetmek ve huzurlu olmak isterler. Bu nedenle turizm faaliyetleri için güvenlik önemlidir.

Turizm faaliyetlerinin önem kazanması birçok ülkenin ekonomik politikalarında bu sektöre ağırlık vermelerine neden olmuştur. Geçmiş dönemlerde dünyanın turizm merkezleri olan belli başlı ülkeler yanında, en küçük ülkeler bile alternatif turizm olanakları ile sektördeki yerlerini almaktadır. Yeni mekan ve bölgelerin sektöre açılması ise, güvenlik olgusunun önemini daha da arttırmıştır (Çeken vd., 2008: 76).

Örneğin; Dominik Cumhuriyeti’nde bir tür kumsal tatili yapılabilirken, Etiyopya’da vahşi doğa turlarının düzenlenebilmesine kadar birçok turizm faaliyeti çeşidi mevcuttur. Bunun yanında birçok ülke sağlık, kongre ve sanat turizmi seçeneklerine yatırım yaparak turizm etkinliklerinden daha fazla gelir elde etmeye çalışmaktadır. Bu tür alternatiflerin sunulması ise tüketicilerin seçeneklerini ve aynı zamanda seçiciliklerini de arttırmıştır.

Gidilen yerde güvenlik içinde olabilme kanısı ve inancı turizm mekanına yönelik seyahat kararlarında birinci derecede etkili rol oynar. Başka bir anlatımla turizm ile güvenlik arasında organik bir ilişki bulunmaktadır. Kendi konutunun bulunduğu yer dışında seyahat eden ve geçici olarak konaklayan insanın, güvenlik de içinde olmak üzere tüm gereksinmelerini en iyi biçimde karşılamanın, onun seyahat ve konaklamadan beklediği manevi zevkin maksimum düzeyde gerçekleşmesini sağlamanın, turizmden beklenen bütün yararlardan önce geldiği ve turizmi koşullandırdığı dikkate alınmalıdır (Olalı, 1985: 14).

(36)

Seyahat edilecek ülkede yaşanan siyasal sorunlar, belirsizlik ortamı hatta kimi zaman ekonomik kriz gibi bazı gelişmeler sonrası yaşanan grev ya da eylemler turist tercihlerini etkilemektedir. Turizm sektöründe rekabet artışı ve alternatiflerin çeşitliliği talep esnekliğini daha da arttırmıştır. Deyim yerinde ise herhangi küçük bir asayiş sorunu bile güvenlik endişesi ile talebin farklı ülkelere yönlenmesine neden olmaktadır (Seçilmiş ve Ünlüönen, 2009: 72).

Rekabet artışı aynı zamanda güvenlik olgusunun kimi zaman gereğinden fazla abartılmasına da neden olabilmektedir. Örneğin, herhangi bir ülkede yaşanan ufak bir eylem ya da sokak çatışması uluslararası alandaki medya organları tarafından anında tüm dünya ile paylaşılmaktadır.

Rakip ülkeler, ilgili çatışmaları kendi kitle iletişim araçlarına taşıyarak, muhtemel tercihleri etkilemeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle, sektör içinde güvenliğin giderek önem kazanması, sektör içindeki rekabetin de ortaya çıkardığı bir sonuçtur.

Turizm sektörü için güvenliğin önem kazanma nedenleri arasında rekabet artışı ile turizm sektöründe kalite ve standartların ön plana çıkması ile ulaşım, gıda, sağlık gibi alanlarda güvenliğin önem kazanması konusu yer almaktadır (Seçilmiş ve Ünlüönen, 2009: 72).

Yukarıdaki ifadelerin her biri başlı başına, turizm sektöründe güvenliğin ülkeler için önemini arttırmakla beraber, güvenlik olgusunun mevcut turizm politikalarına eklenmesine neden olmaktadır. Turizm alanında herhangi bir ülkede yaşanan sorunlar ya da güvenlik problemleri kimi zaman küresel ölçekte faaliyet gösteren firmaları da etkileyebilmektedir.

Küresel ekonomide, iç içe geçmiş hale gelen ülke ekonomilerinde yaşanan sorunlar nasıl bir küresel kriz meydana getiriyorsa, turizm alanındaki herhangi bir güvenlik sorunu da ister istemez sektörün geneline olumsuz etkide bulunabilmektedir. Bu nedenle, turizm sektörü içinde güvenlik olgusu sadece güvenlik endişesini yaşayan ülkeyi değil, o ülkeye yatırım yapan birçok şirketi de etkilemektedir.

(37)

2.1.4. Turizmde Güvenlik Algısının Şekillendiği Başlıca Alanlar

Turizm faaliyetleri kapsamında güvenlik sorunları ülkelere, bölgelere ve yörelere göre çeşitli farklılıklar göstermektedir (Koyunoğlu, 2003: 285-286).

Turizm süreçlerinde güvenliğin önemli olduğu birden fazla alan söz konusudur. Bu özellikle, turistlerin birebir ya da dolaylı olarak aldıkları hizmetlerle ilgilidir. Öncelikle bilinmesi gereken, turistler birer tüketicidir. Bu bağlamda bir takım haklara sahiptir. Turistlerin, turizm faaliyetinde bulundukları süre içinde satın aldıkları ürün ve yararlandıkları hizmetlerin niteliği ve güvenli oluşu önemlidir. Bu amaçla, turistlerin tüketici olarak bazı haklarının olmasının önemli şartlarından birisi de işletmelerin haksız uygulamalarından vazgeçirilmesidir. Ayrıca, tüketicilerin bilgi düzeyi yükseldikçe, güvenleri artmaktadır. Bu nedenle, turistik mal ve hizmet çeşitleri arasında seçimleri kolaylaşmakta ve seslerini daha çok duyurabilmektedirler (Rızaoğlu, 2003: 164).

Turistik hareketler büyük ölçüde psikolojik faktörlerden kaynaklanmakta ve bu faktörlerle biçimlenmektedir. İnsanların yolculuk etme yönünde güdülenmesi ve belirli bir seçenek üzerinde karar vermeleri önemli ölçüde psikolojik bir süreçtir. Ayrıca yolculuk sırasında bireylerin düşünme yapısında ve tutumlarında oluşan değişmeler, bunların davranışlar üzerindeki etkileri, yolculuk ve tatil yaşamının gerginlik ve güçlüklerine uyum yapabilmek için insanların geliştirdiği tepkiler, turizmin turistler ve yerli halkın ruhsal durumu ve davranışları üzerindeki etkileri önemli oranda psikoloji ile bağıntılıdır (Doğan, 1986: 151). Dolayısıyla güvenlik konusu turizm sektöründe sanıldığından çok daha fazla alanda etkili ve önemlidir.

Bu alanların sınırlarının belirlenmesi ve ülkelerin de belli standartlar çevresinde hareket etmelerini sağlamak amacıyla, turizm ve güvenlik ilişkisi ile ilgili bazı metinler hazırlanmış ve anlaşmaya dönüştürülerek imzalanmıştır. Örneğin, 30 Eylül – 4 Ekim 1991 tarihleri arasında gerçekleştirilen, Dünya Turizm Örgütü toplantısında, seyahat eden bireylerin güvenliğinin sağlanması için alınmış kararlar söz konusudur. Bu kararlar, turist sağlığı ve güvenliği bakımından önemli olup, aynı zamanda, turistlere yönelik tehlikeler ve can güvenliğini konusunda önlemler niteliğindedir. İlgili toplantıda, turist güvenliği adına alınan kararların içeriği şu şekildedir (Ünlüönen, 1998: 59);

(38)

- Turizm dahil insan faaliyetlerinin her alanında güvenliğin temel bir ihtiyaç olduğunu kabul etmesi,

- Turizm güvenliğinin, bütün halkların paylaştığı geleneksel konukseverlikten kaynaklandığını dikkate alması,

- Herkes için güvenli turizmin, turizmden beklenen sosyal ve kültürel amaçları gerçekleştirmeye katkıda bulunduğunun uluslararası anlayışa, güvene, barışa, bütün insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesine ve itibar edilmesine hizmet ettiğini teyit etmesi,

- Turizm güvenliğinin, turizm planlamasında ve pazarlamasında güçlendirilmesi gerektiğine inanması,

- Turizmin; seyahat edenlerin, turiste servis verenlerin ve ev sahibi ülkenin çıkarları doğrultusunda daha istikrarlı ve uyumlu gelişmesini sağlamak üzere, çağdaş kitle turizminin, bir dizi temel önlemin tamamlamasına gerek gösterdiğini kabul etmesi,

- Turistlerin kendi ülkeleri dışına yaptıkları gezilerde bazı tehlikelere açık olduğu ve turizm güvenliği için alınacak ortak önlemlerin, turist gönderen ve kabul eden bütün ülkelerin karşılıklı yararına olduğu görüşünde birleşmesi,

- Bu önlemlerin, özellikle daha az gelişmiş ülkelerin turizm güvenliği standartlarına ulaşmasına yardım edici nitelikte uluslararası bir işbirliği ve dayanışma oluşturmasını arzulaması,

- Bu önlemlerin dönem dönem gözden geçirilmesi ihtiyacını dikkate alması istenmektedir.

Bu kararlar ekinde “Turizm Güvenliği Önlemleri” sayılmış ve katılımcı ülkelere özellikle koruyucu önlemler konusunda bazı görevler yüklenmiştir.

Bu kararlar doğrultusunda, anlaşmaya taraf olan devletler şu önlemleri almakla yükümlüdürler (Ünlüönen, 1998: 61);

- Kendi sınırları içinde, turistlerin canına, sağlığına, malına ve ekonomik çıkarlarına yönelik tehditlerin çapını ve boyutlarını göz önünde

Şekil

Tablo 4. Turistlerin medeni durumlarına göre dağılımı
Tablo 6.  Turistlerin ülkelere göre dağılımı
Tablo 7.  Turistlerin Muğla’ya geliş amaçlarına göre dağılımı
Tablo 9.  Turistlerin güvenlik açısından bir sorunla karşılaşma durumlarına göre dağılımı
+6

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, while writing her narrative, the student’s audience in mind was English language learners who would like to read about her intercultural communication experiences in a

27 Kasım 2015 tarihinde ‘Erdoğan SU-24 için özür dilemeyi reddetti manşetiyle çıkan Vedomosti gazetesi, Rus SU-24 uçağının düşürülmesiyle ilgili

G.: Türkiye’deki Halkbilimi bö- lümleri daha çok Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu hocalar tarafından yü- rütüldüğü için, Halk Edebiyatı konuları- na

Hiperglisemi sonucu artan ROS/RNS ile protein, lipit ve nükleik asitlerin nonenzimatik glikasyonuyla oluşan ileri glikasyon son ürünleri (advanced glycation end products-AGE)

Araştırmada makale sayılarının yıllara göre dağılımı, makalelerde kullanılan araştırma modelleri, makalelerde yer alan katılımcıların özellikleri,

Türk Neşriyat Kongresi Raporları”ndaki diğer önemli gündem konusu olan, Türkçe’nin tercüme için yeterliliği üzerine yapılan tartışmalar

In the study, some physical (shape-size, surface area, average arithmetic-geometric diameter, sphericity, thousand grain weight) and physiological properties